sizce, bi kadın çalışmalı mı? çalışmamalı mı?

Evet, kadının çalışması gerektiğini düşünüyorum. Hatta o kadar alışmışım ki çalışmaya yeri geliyor hafta sonu bile sıkılıyorum. Çalıştığım için herşeyim düzenli oluyor yemek saatim bile Allah nasip ederse emekli olana kadar çalışmayı düşünüyorum
 
Hangi çağda yaşıyoruz klişe bir cümle bence :) 6 7 sayfa yorumları okudum gerçekten kadınlar tek bir noktada buluşmuyor bence sende bir göz gezdir. Çocuğum diyen, kadının görevleri diyenler, altın bilezik isteyen, yan gelip yatan, gezmek isteyen :)
Klişe bir soruya klişe bir cevap gider, uzun uzun açıklama yapmaya gerek var mı sence? Çalışmadan yan gelip yatacak, bilezik isteyecek ve gezecek kadar zengin değiliz biz. Zengin olsak bile çalışmadan yaşayamam.
 
Calismadan ne yapacak ki...bos kadinlarla gun gun gezecek mi?ulkemizde calismamak bu demek maalesef
 
Sabah haberlerde kreşte hasta uyuyup kaldıktan sonra ölen çocuğu görünce çalışmasın çocuğunu büyütsün erkeklerde kıymet bilsin .Çalışıpta insan yerine konulmayan da çok ,çalışmadan altında araba saygı görüp değer verilende bu dünya garip.Önemli olan saygı sevgi ,ihtiyaçlar da var tabi.
 
bir kadın çalışmalı meslek edinmeli kendini sürekli gelişime adamalı..

çalışan bir bayandım eşimin baskıları sonucu işten çıkmıştım 5 yıl ev hanımı oldum hergün pişman olup hergün keşke dedim.. kendimi hiç bukadar verimsiz hissetmemiştim..

birsürü kötü şey oldu.. ve boşandım anladımki bir kadın mutlaka kendi ayaklarının üzerinde durmalı ..

bütün genç kızlarımıza ibret olsun meslek edinin çalışın üretin verimli olun ve amacınız sürekli gelişim olsun
 
devir tersine döndü arkadaşlar bundan 10-20 sene önce" çalışan kadın mı? kaçınnn! " diyen erkek zihniyeti şimdi hazırdan cebimize iki kat para neden girmesin dedi ve mahalle mahalle gezip oğulcuklarına kız arayan analar "çalışan kız var mı buralarda mümkünse öğretmen olsun hee bi de atanmış olsun " şeklinde kriter değişimine girdiler. hastalık durumu dışında erkek evin geçimini sağlamalı. kadın çalışmak isterse çalışır istemezse çalışmaz kendi bilir olmalı ve kazandığı parayı da ister eve koyar ister kendi yer olmalı. oluyor mu? olmuyor!
 
Benim ailemin maddi durumu çok iyi. Bizi özel üniversitelere, yurt dışlarında okumaya göndermediler. Siz kazanacaksanız eğer istiyorsanız dediler ve öyle de yaptık. Çok rahat özel üniversiteye gidebilirdik ama oturduk ders çalıştık.
Annem çalışıyordu, çok güzel para kazanıyordu. Babam da öyle. Ben annemin çalışmasını istemezdim. Stresli olurdu hep iş yüzünden. Yemeği, bulaşığı, çamaşırı yetiştirmeye çalışırken kendimi ona yük gibi hissederdim. Belki bunu bize gösterirdi tam hatırlamıyorum. Babam da tüm işlerini onunla beraber paylaşmasına rağmen.. Çocuk bakımı çok zor der hala annem. Zorlanıyordu 2 çocukla ve mutsuzdu zaman zaman. Sinirliydi. Keşke çalışmasaydı, biz kardeşimle zaten mesleğimizi kendi çalışmamızla, emeğimizle elimize aldık ailemize liseden sonra yük olmadık neredeyse. O zenginliğin içinde 16 yaşında çalıştım ben SSK girişim 1990lı yıllara dayanıyor yani :) Çocuğumun önüne her şeyi sermek için çalışmayacağım , kendi çalışsın, hayatını düşünsün, armut piş ağzıma düş annem-babam beni nasılsa okutur ben asalak gibi gezeyim diye düşünmesine izin vermeyeceğim.
Çalışıyorum, çocuktan sonra da çalışacağım diye planlıyorum ama çocuğa zarar veriyorsa bu durum mesleğimi bir süreliğine ya da tamamen bırakabilirim. O zamana kadar birikim yapıyorum, çalışıp çabalıyorum şimdi.. Diyorum ya keşke çalışmasaydı annem, az paramız olsaydı o evde mutlu olsaydık.
 
Örneğe rastlamanıza gerek yok.
Doğrusal yaklaşım olarak, çocuklar güzel eğitim alsın diye yollanmayan kurs kalmıyor.
Eee, rol model annemiz 'eğitimi olmasına rağmen evde oturuyor'.
Bir bireyden bir şey talep ederken, çocuğunuz dahi olsa 'örnek' olmak başta gelir.
Yaşları büyüdüğünde 'bana diyene kadar sen yapsaydın o zaman, eğitim alacağım da ne olacak' cümlesi duyulduğunda afallamayacak o zaman kimse.

Doğrusal yaklaşım objektif olmamış. Bu kişisel bir tercihtir. İster çalışır kişi ister çalışmaz. O yetiştirilen çocuk bir birey olarak yetiştirilirse kendi istekleri doğrultusunda hayatını kuracaktır çevresine göre değil. Benim annemde çalışmıyordu ben çalışıyorum. Bunun gibi yüzlerce örnek verebilirim size.

Hem çocuk için mi yaşıyoruz deniyor hem de onlara örnek olmak adına çalışılmalı deniyor, bunlar çok tezat.

Çalışınca süper özellikler kazanmıyor insan.

Çalışmayan kişilerde aslında zaten çalışıyor. Hayatı idame etmek için çabalıyor, evlat yetiştiriyor, ev duzenini sağlıyor. Üretken olmak sadece para getirmek değildir. Fark sadece para mı ?

Ben çalışan kişilerin büyük çoğunluğunun çalışmayana karşı olan önyargılarının nedenini anlamıyorum.

" Ben çalışıyorum" havalarına gitmelerini de keza oyle. Bu hava evde eşlerine karşı da esiyor. Kadın fıtratı bunu niye kaldıramıyor.
Çalışıyorsan çalışıyorsun , çalışmayan da çalışmıyor hepsi bu. Çalışmayan yan gelip yatmıyor.
 
genelleme yapmadım. yapmak istesem aynı görüşü savunan diğer kişilerin de yorumlarını alıntılar öyle yazardım.
veya ortaya yorum atar direk genelleme yapardım.

kaliteli vakitten dem vuran kişinin doğru düzgün türkçe yazamaması bu zamana kadar kendini ne kadar geliştirdiğini ortaya koyuyor.
bu yüzden evde oturduğu çok belli. ha bu demek değildir ki her evde oturan kendini geliştirmemiş. yorumumun başında da dediğim gibi tek bir kişiye yönelikti yorumum.

Doğru dürüst Türkçeyi kullanamaz , fakat kaliteli vakti de oldukça çoktur , genel kültürü de , bunu bilemeyiz. Türkçe bir kıstas değil. Herkes Türk değil bu ülkede ve herkes iyi bir eğitime sahip değil.
Bir üyeye atarlanırken aslında bir çok kişiyi incitebiliyoruz.
 
Aslında sadece örnek alma sebebi ile olmadan da olsa çalışmayan kadınlarının kızlarının çalışmama olasılığının aksine göre daha yüksek olduğunu biliyorsunuz değil mi?

Örnek veriyorum, annesi öğretmen bir kadının ev hanımı olma ihtimali mi daha yüksektir, annesi ev hanımı olan bir kadının mı?

İlk cumlenizi tam anlamadım. Yani annesi oğretmen/çalışan ise o çocuğunda çalışma ihtimali büyük diyorsunuz çalışmayan anneye göre ?
Ben buna kesinlikle katılmıyorum. Çevremin yüzde doksanı çalışıyor ve çok iyi yerlerde fakat anneleri çalışmıyor.Yeni nesil hariç çalışan anne örneği çok az çevremde.
Öğrenci parlaksa içinde çalışma hevesi varsa ne annesini örnek alır ne bir başkasını.
Esas olan yönlendirmeyi bilmektir.
 
Mesela benim özel bir çocuğum var ( örnek veriyorum sadece ) , çalışmıyorum, sosyal hayatımda sıfır. İyi Turkçe kullanamıyorum, evde oturuyorum. Diğer iki çocuğumda beni mi örnek alacak ?

Çalışınca özel gucler kazanmıyor kişi. Çalışıyor işte. Kendine çalışıyor.

Şuanki gençler çalışıyor evet ama nasıl çalışıyor; eşinin burnundan getiriyor, çocuğuna vakit ayırırken sızlayan ayaklarını ovalayıp duruyor, kendine vakit ayıramadığı için mutsuz, eve gelecek misafir onda defa düşünülüyor, evde " zaten bir hafta sonum var" nidaları uçuyor, " bende çalışıyorum , yardım etmek zorundasın ( oysa yardımcı olunmaz işler boluşulur) diye tartışmalar oluyor v.s

Oysaki herkes taşıyamıyor çalışmayı işte.Her evlilikte kaldırmıyor
Kadın fıtratı erkek gibi değil. Hangi erkek ben çalışıyorum çalışmıyorum diye tartışıp duruyor? ..
Kadınlar , özellikle çalışan kadınlar çalışmayan kadınlara ağır sözler kullanıyor, ustunluk taslıyor.
Eğer fıtratın tersse , kucumseyeceksen etrafındakileri ben seni çalışıyor olarak gormem.
Çalışmak uretkenlikse bu şekilde çalışmak küçülmektir
 
Doğrusal yaklaşım objektif olmamış. Bu kişisel bir tercihtir. İster çalışır kişi ister çalışmaz. O yetiştirilen çocuk bir birey olarak yetiştirilirse kendi istekleri doğrultusunda hayatını kuracaktır çevresine göre değil. Benim annemde çalışmıyordu ben çalışıyorum. Bunun gibi yüzlerce örnek verebilirim size.

Hem çocuk için mi yaşıyoruz deniyor hem de onlara örnek olmak adına çalışılmalı deniyor, bunlar çok tezat.

Çalışınca süper özellikler kazanmıyor insan.

Çalışmayan kişilerde aslında zaten çalışıyor. Hayatı idame etmek için çabalıyor, evlat yetiştiriyor, ev duzenini sağlıyor. Üretken olmak sadece para getirmek değildir. Fark sadece para mı ?

Ben çalışan kişilerin büyük çoğunluğunun çalışmayana karşı olan önyargılarının nedenini anlamıyorum.

" Ben çalışıyorum" havalarına gitmelerini de keza oyle. Bu hava evde eşlerine karşı da esiyor. Kadın fıtratı bunu niye kaldıramıyor.
Çalışıyorsan çalışıyorsun , çalışmayan da çalışmıyor hepsi bu. Çalışmayan yan gelip yatmıyor.

Konuyu tamamıyla okumadığınızı düşünüyorum.
Diğer üyelerin yorumlarından çıkan ana fikir en sığ haliyle 'kadın denilen canlı, eş ve çocuk için yaşar, onların işlerini görür, çalışma hayatı hobidir' gibi bir ifadeydi.
Bu örnek, o fikirlere cevaben verildi.
Gerçi cevabı verdiğim hanımefendiyle biz anlaştık, aslında aynı şeyleri düşündüğümüzün farkında vardık.
Kaldı ki; diğer bir yorumumda da çalışmadığımın altını çizmiştim.

Size de aynı açıklamayı yapacağım.
Binlerce kadının üye olduğu bir platformda bir kadının yaşama sebebi, temel görevi olarak bahsedilen 'eş ve çocuğunun işlerini yapmak' durumuna kadar indirgenemez.
Bu kadar çok üyesi olan bir yerde yazı yazıyorsak, neyi savunduğumuza dikkat etmemiz gerekir.
Her yaştan, her kültüre, eğitime, ekonomiye sahip insanlar bir aradayız.
Bugün karşı çıktığımız bu fikri savunan insanlar, ileride çocuk yetiştireceklerdir.
Her kadının mesleği olmalı, çalışmalıdır.
İşin özü aslında bu olmasına rağmen durumsal olarak kişiler tercihlerini farklı yapabilirler, bunda sıkıntı yok.
Yaşadığımız ülkede 'kardelen' projesi varsa; burada kalkıp da ' kadın çalışmasın, eşine çocuğuna bakmak görevi' fikrini savunamayacağım.
Keşke bütün kadınlarımızın eğitim ve ekonomik düzeyi iyi olsa da, kendi istekleriyle çocukları için çalışmasalar...
Yaşadığımız ülkede çok azınlıkta bu kitle malesef...

Diğer bir yorumcu, kaliteli zamandan bahsettiğim örneklerime dem vurmuş.
Ne kadar güzel ki; kendi bu örnekleri reddediyor.
Birgün çalışmayan annelerin, evde çocuklarıyla kaliteli, eğitici ve iyi bir birey olma yolunda nasıl zaman harcadıklarıyla ilgili bir konu görmeyi çok arzu ederim, zevkle de takip ederim.
Benim verdiğim örnekteki anneler ve bizler de bir şeyler öğrenebiliriz.
Bir şeyi reddederken, neden reddettiğimizi ve aslında nasıl olması gerektiğini anlatmayı hep unutuyoruz, çünkü ezbere yaklaşıyoruz...
Hepimiz mükemmel olduğumuz için toz konduramıyoruz...
 
Konuyu tamamıyla okumadığınızı düşünüyorum.
Diğer üyelerin yorumlarından çıkan ana fikir en sığ haliyle 'kadın denilen canlı, eş ve çocuk için yaşar, onların işlerini görür, çalışma hayatı hobidir' gibi bir ifadeydi.
Bu örnek, o fikirlere cevaben verildi.
Gerçi cevabı verdiğim hanımefendiyle biz anlaştık, aslında aynı şeyleri düşündüğümüzün farkında vardık.
Kaldı ki; diğer bir yorumumda da çalışmadığımın altını çizmiştim.

Size de aynı açıklamayı yapacağım.
Binlerce kadının üye olduğu bir platformda bir kadının yaşama sebebi, temel görevi olarak bahsedilen 'eş ve çocuğunun işlerini yapmak' durumuna kadar indirgenemez.
Bu kadar çok üyesi olan bir yerde yazı yazıyorsak, neyi savunduğumuza dikkat etmemiz gerekir.
Her yaştan, her kültüre, eğitime, ekonomiye sahip insanlar bir aradayız.
Bugün karşı çıktığımız bu fikri savunan insanlar, ileride çocuk yetiştireceklerdir.
Her kadının mesleği olmalı, çalışmalıdır.
İşin özü aslında bu olmasına rağmen durumsal olarak kişiler tercihlerini farklı yapabilirler, bunda sıkıntı yok.
Yaşadığımız ülkede 'kardelen' projesi varsa; burada kalkıp da ' kadın çalışmasın, eşine çocuğuna bakmak görevi' fikrini savunamayacağım.
Keşke bütün kadınlarımızın eğitim ve ekonomik düzeyi iyi olsa da, kendi istekleriyle çocukları için çalışmasalar...
Yaşadığımız ülkede çok azınlıkta bu kitle malesef...

Diğer bir yorumcu, kaliteli zamandan bahsettiğim örneklerime dem vurmuş.
Ne kadar güzel ki; kendi bu örnekleri reddediyor.
Birgün çalışmayan annelerin, evde çocuklarıyla kaliteli, eğitici ve iyi bir birey olma yolunda nasıl zaman harcadıklarıyla ilgili bir konu görmeyi çok arzu ederim, zevkle de takip ederim.
Benim verdiğim örnekteki anneler ve bizler de bir şeyler öğrenebiliriz.
Bir şeyi reddederken, neden reddettiğimizi ve aslında nasıl olması gerektiğini anlatmayı hep unutuyoruz, çünkü ezbere yaklaşıyoruz...
Hepimiz mükemmel olduğumuz için toz konduramıyoruz...

Okudum, hatta daha önce çalışmak üzerine açılan diğer konuları da okudum. Özellikle çalışan kişilerin uslubu hoşuma gitmiyor.

Sizi anladım, yazılanları bende tasnif etmiyorum fakat evladım için yaşarım diyenlerin yanı da evladım için çalışırım diyende var. İkisi birbirinden farklı değil.

Evde kaliteli vakit geçirmek üzerine komu açılabilir evet. Herkes o gün evladıyla neler yapıyor yazabilir. Bir başkasına da örnek olur. Sevdim bu konuyu. Açan olursa katılırım :)
Ben geceden başlıyorum düşünmeye , sabah nasıl başlasam, ne yapsak beraber diye. Her günüm farklı geçer şukur. Çalışmaya başladığımda yine bu zaman azalacak.
Sadece akşamları evladıma ayırdığım zaman o yorgunluğumla ne kadar verimli oluyordu bilemiyorum.
 
Klişe bir soruya klişe bir cevap gider, uzun uzun açıklama yapmaya gerek var mı sence? Çalışmadan yan gelip yatacak, bilezik isteyecek ve gezecek kadar zengin değiliz biz. Zengin olsak bile çalışmadan yaşayamam.
calıs kızım calıssssss :)))) ben böyle rahatım ohhh daha yeni kalktım valla simdi güzel bi kahvaltı yapıcam sonra sahile inicem cay keyfi yapmaya beklerim
 
çalışmadığım bir hayat düşünemiyorum.
çalışmak benim için sadece para kazanmak anlamına gelmiyor.
üretmek kadar güzel bir his yok bu dünyada.. otuurp yatmayı tv izlemeyi sahilde yürümeyi herkes yapıyor yani çok bir eğlencesi farkı yok bu olayların bana göre.

kadının ev içiyle erkeğin de dısarıyla ilgilenmesi de bana göre değil. ben gercek bir paylasıma inanıyorum hem ev içini hem dışını tamamen paylasımda bulunmuş eşlerin yorulmadıgını görüyorum..

bu yüzden seçimdir çalışp çalışmamak. benim seçimim ise kesınlıkle çalısmak
 
Annem ev hanımı. Ne zaman okuldan eve dönsem beni kapıda karşıladı, sıcak yemeğim oldu, kıyafetlerim temiz ve ütülüydü, odam tertemizdi. Peki ben bunu tercih eder miydim?

Senelerce babam tek başına uğraştı çocuklarını okutmak için ona da acıyorum. Annem birine sadaka dahi vermek istese - ki evin tüm ekonomisi annemin elindedir, babam tek kuruşun hesabını sormaz- içinden geldiği gibi veremedi. Aklında çünkü hep o " babamın" parasıydı, "çocuklarının" rızkıydı.

Ben sıcak yemek bulamasaydım ama annem keşke daha güvenli baksaydı hayata. Ayaklarının sağlam bastığını hissetseydi. Babam tek başına yüklenmeseydi her şeyi.

Şimdi sigortasını yatıyorux annemin ve bitmesini dört gözle bekliyor sırf üç kuruş da olsa "kendi" parası olsun diye.

Annem çalışmadı diye kaliteli zaman da geçirmedik doğrusu kimse kimseyi kandırmasın. Üniversitede yurt parası yok diye günde dört saati yolda harcamasam, çalışmak zorunda kalmasam daha kaliteli zaman geçirebilirdim.

Ayrıca 2000 lira ile hem kaliteli yaşayıp hem de bilezik alanlar bana da tüyo verirlerse sevinirim. 3000 ile bekar halimle kaliteli yaşayamıyorum kaldı ki çocuklarıma kaliteli bir hayat sunabileyim.

madem bekarsın ooo ben sana ev bile aldırırı cnm 3000 lira alıyosun ailenin yanında mı yasıysoun eger evindurumu iyise öyle herseye para vicem diye atlama en fazal 200 ver yeter sonra her ay 3 tane tam lira al tanesi 600 liradan
kredi kartın varsa limitinidüsür ooo yapıcak cok sey var bende 3000 olcak her sene yurt dısı turu bile yaparım
 
X