- 3 Mayıs 2018
- 477
- 1.657
-
- Konu Sahibi yesil_safir
- #41
Yorumunuza BA YIL DIMMM harikasinizHikayeniz baştan sona yanlışlıklar üzerine kurulu. Hata üzerine hata.. Ve hala hata.. Evliyken başka biriyle konuşan hiç bir adamın benim mutlu bir evliligim var dedigini duymadım zaten. Bu yüzden kendinizi kandırmayın. Yaşamak istemediginiz hic bir duyguyu baska bir kadına da yaşatmayın. Vicdan neden var biliyor musunuz? Yanlış olana karşı bizi durdurmak için. Acı çekin ağlayın kendinizi dağıtın nasıl isterseniz öyle atlatın bu süreci. Ama kimsenin evliliginde krize neden olmayın. Diyelim ki hikayenin seyri degisti.. Adam cok mutsuz. Bosandi.. Yeniden karsiniza cikti.. Evlendiniz.. Ya aynı adam başka bir kadına asık olursa? Sizle evliyken de baska biriyle olursa.. Ki böyle adamlar olur.. Bu adamların bu hikayeleri asla degismez.. Onu onunla öbürünü digeriyle.. Aldatir da aldatir.. Cünkü zaaflari var.. Cünkü duygusal bosluklari var.. Cünkü zayif karakterli.. Yine de secim sizin..
Ne zaman evli biriyle konuşan bi kadın duysam nedense hep mutsuz zaten evlılignde adam! Ne olursa olsun adam evli ve çocuklu etik degil bu durumlütfen bi yardım edin
hikayem baya eskiye dayanıyor aslında. ünv yıllarıma. istanbulda mimari üzerine bi bölüm okudum. C ilede orada tanıştık. metrobüs durağında hemde :) ilk başta çok tatlı geldi konuştuk bi süre. tabi başka detaylarda var ama sizi baymaya gerek yok. neyse bi süre konuştuk. bi gün yine buluştuk bi projem vardı onun için bazı ölçüler alıyorum tarihi bi camide ve C de orada. benim işim bitene kadar bi yerde beklemesini söyledim oda gitti. sonra bi adam geldi yanıma onu tanıyor musun kim olduğunu biliyor musun diye sordu. ben şok ! daha 2 haftadır tanıyorum C yi ve adamın biri gelmiş böyle bişey soruyor. ödüm koptu tabi C hırsız mı uğursuz mu diye. neyse işim bitti yanına gttim ama ben buz gibiyim korkudan. neyse yanından ayrıldım ev arkadaşıma koştum hemen olayları anlattım. ne korkuyorsun sivil polistir seni rahatsız mı ediyor diye sormuştur dedi. mantıklı geldi ki öyleydide zaten adam.
benim içime bi korku düştü tabi. yenemedimde o korkuyu yaşım daha 19 çocuğum. istanbul gibi kocaman bi yer falan derken ben bu konuyu C ile konuştum. ne konuda ne öğrenmek istiyorsan herşeyi anlatayım ispat edeyim dedi bırakma beni kötü bi insan değilim ben dedi. ben biraz ferahladım ama korku düştü içime tabi. oda benim gibi mimari sektörde okulunu daha yeni bitirmişti o zaman. 5 yaş vardı aramızda. iş bakıyordu kendine. okulda başarılı bi öğrenci olduğu için iş teklifi gelmiş bi iki yerden. onları değerlendiriyordu. yurtdışında bi proje varmış bi arap ülkesinde. gideyim mi diye bana sordu. hayatına müdahale etmemi isteyecek kadar önemsemişti beni. gitme desem gitmeyecekti. ben kal demeye cesaret edemedim tabi. git dedim. son kez buluştuğumuzu ne o ne ben biliyorum tabi bakırköyde konuştuk gülüştük saatlerce. bakırköy burger kingte yemek yemiştik. ranch sosa bayılıyordu oda benim gibi. patates kızartması yerden hamburgerden ısırmak, hamburger yerken patates kızartması tadı almak istiyorduk dalga geçtik falan patates kızartmasını ranch sosa batırıp hamburgerin arasına koyup yedik :) not: hala öyle yerim.
nasıl güzel zamanlar geçirdik anlatamam. rüya gibiydi. hayatımda hiç benim gibi düşünen birisine rastlamamıştım. o kadar aynı çalışıyordu ki kafalarımız. dinlediğimiz müzikler, gitmek istediğimiz ülkerler. bi cümleye ben başlıyorduk o tamamlıyordu. o başlıyordu ben bitiriyordum. hayal gibiydi.
velhasıl bakırköyde buluştuk, yağmur yağıyordu onun şemsiyesi yoktu. ben metrobüsten iner inmez eve giriyordum. onun baya yolu vardı daha sonra. şemsiyemi ona verdim bi sonraki sefer geri getirirsin diye.
görüşemedik bi daha. aptallık deyin çocukluk deyin ne derseniz deyin ama o polisin korkusu geçmemişti bende. görüşmek istemiiyorum bi daha dedim bi an korkuyla. çok ağladı. bi erkeği ağlarken hiç o kadar savunmasız tahmin etmiyordum. yurtdışına gitti. bir ay boyunca hiç konuşmamıştık. yabancı bi numara aradı sesi titriyor ağladı ağlayacak. arama beni dedim tamam özür dilerim bi daha aramayacağım dedi. aramadıda. ama hiç atamadım aklımdan. aylar sonra ben aramak istedim. aradım. evlendim ben dedi. beynimden vurulmuşa döndüm.
hayatımda öyle bi şoku çok az yaşadım. özür diledim numarasını sildim. ama çıkmadı aklımdan senelerce. 4 sene sonra bi mesaj geldi instagram hesabıma. C den. nasılsın dedi. evlendin mi dedi. iyiyim evlenmedim dedim. o hala evliymiş. kızı doğmuş yeni. hala yurtdışındaymış. ama mutsuz ve zor bi evlilik hayatı varmış. bi iki konuştuk ama devam etmek istemedim çünkü hem yanlış bişey hemde konuşursak eminim ben onu bırakamazdım. hayatımdaki en büyük pişmanlık ondan ayrılmaktı zaten ve onunla tekrar konuşursak tutamazdım kendimi. evliydi kızı vardı yapamazdım yani. devam etmedik konuşmaya. 2 sene geçti üstünden. bi ay önce bi mesaj daha aldım C den. nasılsın iyi olduğunu duymaya ihtiyacım var dedi. iyiyim sayılır dedim. işsizim evdeyim hayat amacım yok. öyle zor bi dönemdeyim ki anlatamam. ilaç gibi geldi mesaj atması. bu sefer direnmedim konuştuk. hep aklının bi köşesinde kalmışım belkide hala bişeyler hissediyor bilmiyorum. eşiyle hala mutsuzlarmış ama kızı olduğu için dayanıyor galiba. oda benim gibi kötü bi durumun içinde bende ona iyi geldim tabi. çünkü o zamanlarımız o kadar güzel ve tatlıydı ki. sadece mesajlaşıyorduk. konuştuk dertleştik gülüştük ben anlattım o anlattı o zamanları. direnmedim konuşmamak için. bazıları beni yargılayabilir haklılarda bende savunmuyorum ama böyle bi durumun içinde olmadan da anlaşılmaz. 10 gün kadar önce mesaj atmayı kesti bi anda yazıyorum cevap vermiyor. sonra bi baktım eşi bana takip isteği göndrmiş. muhtemelen tartıştılar gördü mesajlarımızı. sevgili falan değildik ama yinede sıkıntılı bi durum sonuçta. isteği kabul etmedim tabiki. ama C mesaj atmış başka bi hesaptan özür dilerim konuşmak hataydı falan filan. bende cevap vermedim. öylece kaldı ve ben şuan ne yapmam gerek hiç bilmiyorum. kimseye anlatamam bu durumu. tarafsız bi şekilde yoruma ihtiyacım var lütfen iyi yada kötü bişeyler yazın. tek başıma aşamıyorum. çok özlüyorum onunla konuşmayı..
Bana da şemsiye şeysi geldiBaşlığı görünce aklıma tek gelen
.... ..... şemsiye açılmazmış deyişi oldu.
Evli olup zamparalık yapmaya çalışanlardan biri de eşimle mutluyum ama hovardalık ruhumda var desin dişimi kıracağım.
Rica ediciimmm burda olayın kahramanları mimar değil, mimarımsı....zira mimari üzerine bir bölümde okuduklarını belirtmişler kendileribir mimar bir mimarı metrobüs durağında bulur.
kaç sene olduğunun önemi yok.
Evli olan adamın aklı hep birilerinde kalır zaten ... Muhtemelen ki çoğu genelde hiç eşleri ile mutlu değillerdir ,çocukları için katlaniyorlardir. (Şiddet ,hakaret ,küfür ,yalan ,ne ararsan vardır o kadında da )lütfen bi yardım edin
hikayem baya eskiye dayanıyor aslında. ünv yıllarıma. istanbulda mimari üzerine bi bölüm okudum. C ilede orada tanıştık. metrobüs durağında hemde :) ilk başta çok tatlı geldi konuştuk bi süre. tabi başka detaylarda var ama sizi baymaya gerek yok. neyse bi süre konuştuk. bi gün yine buluştuk bi projem vardı onun için bazı ölçüler alıyorum tarihi bi camide ve C de orada. benim işim bitene kadar bi yerde beklemesini söyledim oda gitti. sonra bi adam geldi yanıma onu tanıyor musun kim olduğunu biliyor musun diye sordu. ben şok ! daha 2 haftadır tanıyorum C yi ve adamın biri gelmiş böyle bişey soruyor. ödüm koptu tabi C hırsız mı uğursuz mu diye. neyse işim bitti yanına gttim ama ben buz gibiyim korkudan. neyse yanından ayrıldım ev arkadaşıma koştum hemen olayları anlattım. ne korkuyorsun sivil polistir seni rahatsız mı ediyor diye sormuştur dedi. mantıklı geldi ki öyleydide zaten adam.
benim içime bi korku düştü tabi. yenemedimde o korkuyu yaşım daha 19 çocuğum. istanbul gibi kocaman bi yer falan derken ben bu konuyu C ile konuştum. ne konuda ne öğrenmek istiyorsan herşeyi anlatayım ispat edeyim dedi bırakma beni kötü bi insan değilim ben dedi. ben biraz ferahladım ama korku düştü içime tabi. oda benim gibi mimari sektörde okulunu daha yeni bitirmişti o zaman. 5 yaş vardı aramızda. iş bakıyordu kendine. okulda başarılı bi öğrenci olduğu için iş teklifi gelmiş bi iki yerden. onları değerlendiriyordu. yurtdışında bi proje varmış bi arap ülkesinde. gideyim mi diye bana sordu. hayatına müdahale etmemi isteyecek kadar önemsemişti beni. gitme desem gitmeyecekti. ben kal demeye cesaret edemedim tabi. git dedim. son kez buluştuğumuzu ne o ne ben biliyorum tabi bakırköyde konuştuk gülüştük saatlerce. bakırköy burger kingte yemek yemiştik. ranch sosa bayılıyordu oda benim gibi. patates kızartması yerden hamburgerden ısırmak, hamburger yerken patates kızartması tadı almak istiyorduk dalga geçtik falan patates kızartmasını ranch sosa batırıp hamburgerin arasına koyup yedik :) not: hala öyle yerim.
nasıl güzel zamanlar geçirdik anlatamam. rüya gibiydi. hayatımda hiç benim gibi düşünen birisine rastlamamıştım. o kadar aynı çalışıyordu ki kafalarımız. dinlediğimiz müzikler, gitmek istediğimiz ülkerler. bi cümleye ben başlıyorduk o tamamlıyordu. o başlıyordu ben bitiriyordum. hayal gibiydi.
velhasıl bakırköyde buluştuk, yağmur yağıyordu onun şemsiyesi yoktu. ben metrobüsten iner inmez eve giriyordum. onun baya yolu vardı daha sonra. şemsiyemi ona verdim bi sonraki sefer geri getirirsin diye.
görüşemedik bi daha. aptallık deyin çocukluk deyin ne derseniz deyin ama o polisin korkusu geçmemişti bende. görüşmek istemiiyorum bi daha dedim bi an korkuyla. çok ağladı. bi erkeği ağlarken hiç o kadar savunmasız tahmin etmiyordum. yurtdışına gitti. bir ay boyunca hiç konuşmamıştık. yabancı bi numara aradı sesi titriyor ağladı ağlayacak. arama beni dedim tamam özür dilerim bi daha aramayacağım dedi. aramadıda. ama hiç atamadım aklımdan. aylar sonra ben aramak istedim. aradım. evlendim ben dedi. beynimden vurulmuşa döndüm.
hayatımda öyle bi şoku çok az yaşadım. özür diledim numarasını sildim. ama çıkmadı aklımdan senelerce. 4 sene sonra bi mesaj geldi instagram hesabıma. C den. nasılsın dedi. evlendin mi dedi. iyiyim evlenmedim dedim. o hala evliymiş. kızı doğmuş yeni. hala yurtdışındaymış. ama mutsuz ve zor bi evlilik hayatı varmış. bi iki konuştuk ama devam etmek istemedim çünkü hem yanlış bişey hemde konuşursak eminim ben onu bırakamazdım. hayatımdaki en büyük pişmanlık ondan ayrılmaktı zaten ve onunla tekrar konuşursak tutamazdım kendimi. evliydi kızı vardı yapamazdım yani. devam etmedik konuşmaya. 2 sene geçti üstünden. bi ay önce bi mesaj daha aldım C den. nasılsın iyi olduğunu duymaya ihtiyacım var dedi. iyiyim sayılır dedim. işsizim evdeyim hayat amacım yok. öyle zor bi dönemdeyim ki anlatamam. ilaç gibi geldi mesaj atması. bu sefer direnmedim konuştuk. hep aklının bi köşesinde kalmışım belkide hala bişeyler hissediyor bilmiyorum. eşiyle hala mutsuzlarmış ama kızı olduğu için dayanıyor galiba. oda benim gibi kötü bi durumun içinde bende ona iyi geldim tabi. çünkü o zamanlarımız o kadar güzel ve tatlıydı ki. sadece mesajlaşıyorduk. konuştuk dertleştik gülüştük ben anlattım o anlattı o zamanları. direnmedim konuşmamak için. bazıları beni yargılayabilir haklılarda bende savunmuyorum ama böyle bi durumun içinde olmadan da anlaşılmaz. 10 gün kadar önce mesaj atmayı kesti bi anda yazıyorum cevap vermiyor. sonra bi baktım eşi bana takip isteği göndrmiş. muhtemelen tartıştılar gördü mesajlarımızı. sevgili falan değildik ama yinede sıkıntılı bi durum sonuçta. isteği kabul etmedim tabiki. ama C mesaj atmış başka bi hesaptan özür dilerim konuşmak hataydı falan filan. bende cevap vermedim. öylece kaldı ve ben şuan ne yapmam gerek hiç bilmiyorum. kimseye anlatamam bu durumu. tarafsız bi şekilde yoruma ihtiyacım var lütfen iyi yada kötü bişeyler yazın. tek başıma aşamıyorum. çok özlüyorum onunla konuşmayı..
Tesekkür ederim efenimYorumunuza BA YIL DIMMM harikasiniz
Güzelim o şemşiyeden umudunu kes yurt dışındakini kargoya verse çok pahalı kargo ücretilütfen bi yardım edin
hikayem baya eskiye dayanıyor aslında. ünv yıllarıma. istanbulda mimari üzerine bi bölüm okudum. C ilede orada tanıştık. metrobüs durağında hemde :) ilk başta çok tatlı geldi konuştuk bi süre. tabi başka detaylarda var ama sizi baymaya gerek yok. neyse bi süre konuştuk. bi gün yine buluştuk bi projem vardı onun için bazı ölçüler alıyorum tarihi bi camide ve C de orada. benim işim bitene kadar bi yerde beklemesini söyledim oda gitti. sonra bi adam geldi yanıma onu tanıyor musun kim olduğunu biliyor musun diye sordu. ben şok ! daha 2 haftadır tanıyorum C yi ve adamın biri gelmiş böyle bişey soruyor. ödüm koptu tabi C hırsız mı uğursuz mu diye. neyse işim bitti yanına gttim ama ben buz gibiyim korkudan. neyse yanından ayrıldım ev arkadaşıma koştum hemen olayları anlattım. ne korkuyorsun sivil polistir seni rahatsız mı ediyor diye sormuştur dedi. mantıklı geldi ki öyleydide zaten adam.
benim içime bi korku düştü tabi. yenemedimde o korkuyu yaşım daha 19 çocuğum. istanbul gibi kocaman bi yer falan derken ben bu konuyu C ile konuştum. ne konuda ne öğrenmek istiyorsan herşeyi anlatayım ispat edeyim dedi bırakma beni kötü bi insan değilim ben dedi. ben biraz ferahladım ama korku düştü içime tabi. oda benim gibi mimari sektörde okulunu daha yeni bitirmişti o zaman. 5 yaş vardı aramızda. iş bakıyordu kendine. okulda başarılı bi öğrenci olduğu için iş teklifi gelmiş bi iki yerden. onları değerlendiriyordu. yurtdışında bi proje varmış bi arap ülkesinde. gideyim mi diye bana sordu. hayatına müdahale etmemi isteyecek kadar önemsemişti beni. gitme desem gitmeyecekti. ben kal demeye cesaret edemedim tabi. git dedim. son kez buluştuğumuzu ne o ne ben biliyorum tabi bakırköyde konuştuk gülüştük saatlerce. bakırköy burger kingte yemek yemiştik. ranch sosa bayılıyordu oda benim gibi. patates kızartması yerden hamburgerden ısırmak, hamburger yerken patates kızartması tadı almak istiyorduk dalga geçtik falan patates kızartmasını ranch sosa batırıp hamburgerin arasına koyup yedik :) not: hala öyle yerim.
nasıl güzel zamanlar geçirdik anlatamam. rüya gibiydi. hayatımda hiç benim gibi düşünen birisine rastlamamıştım. o kadar aynı çalışıyordu ki kafalarımız. dinlediğimiz müzikler, gitmek istediğimiz ülkerler. bi cümleye ben başlıyorduk o tamamlıyordu. o başlıyordu ben bitiriyordum. hayal gibiydi.
velhasıl bakırköyde buluştuk, yağmur yağıyordu onun şemsiyesi yoktu. ben metrobüsten iner inmez eve giriyordum. onun baya yolu vardı daha sonra. şemsiyemi ona verdim bi sonraki sefer geri getirirsin diye.
görüşemedik bi daha. aptallık deyin çocukluk deyin ne derseniz deyin ama o polisin korkusu geçmemişti bende. görüşmek istemiiyorum bi daha dedim bi an korkuyla. çok ağladı. bi erkeği ağlarken hiç o kadar savunmasız tahmin etmiyordum. yurtdışına gitti. bir ay boyunca hiç konuşmamıştık. yabancı bi numara aradı sesi titriyor ağladı ağlayacak. arama beni dedim tamam özür dilerim bi daha aramayacağım dedi. aramadıda. ama hiç atamadım aklımdan. aylar sonra ben aramak istedim. aradım. evlendim ben dedi. beynimden vurulmuşa döndüm.
hayatımda öyle bi şoku çok az yaşadım. özür diledim numarasını sildim. ama çıkmadı aklımdan senelerce. 4 sene sonra bi mesaj geldi instagram hesabıma. C den. nasılsın dedi. evlendin mi dedi. iyiyim evlenmedim dedim. o hala evliymiş. kızı doğmuş yeni. hala yurtdışındaymış. ama mutsuz ve zor bi evlilik hayatı varmış. bi iki konuştuk ama devam etmek istemedim çünkü hem yanlış bişey hemde konuşursak eminim ben onu bırakamazdım. hayatımdaki en büyük pişmanlık ondan ayrılmaktı zaten ve onunla tekrar konuşursak tutamazdım kendimi. evliydi kızı vardı yapamazdım yani. devam etmedik konuşmaya. 2 sene geçti üstünden. bi ay önce bi mesaj daha aldım C den. nasılsın iyi olduğunu duymaya ihtiyacım var dedi. iyiyim sayılır dedim. işsizim evdeyim hayat amacım yok. öyle zor bi dönemdeyim ki anlatamam. ilaç gibi geldi mesaj atması. bu sefer direnmedim konuştuk. hep aklının bi köşesinde kalmışım belkide hala bişeyler hissediyor bilmiyorum. eşiyle hala mutsuzlarmış ama kızı olduğu için dayanıyor galiba. oda benim gibi kötü bi durumun içinde bende ona iyi geldim tabi. çünkü o zamanlarımız o kadar güzel ve tatlıydı ki. sadece mesajlaşıyorduk. konuştuk dertleştik gülüştük ben anlattım o anlattı o zamanları. direnmedim konuşmamak için. bazıları beni yargılayabilir haklılarda bende savunmuyorum ama böyle bi durumun içinde olmadan da anlaşılmaz. 10 gün kadar önce mesaj atmayı kesti bi anda yazıyorum cevap vermiyor. sonra bi baktım eşi bana takip isteği göndrmiş. muhtemelen tartıştılar gördü mesajlarımızı. sevgili falan değildik ama yinede sıkıntılı bi durum sonuçta. isteği kabul etmedim tabiki. ama C mesaj atmış başka bi hesaptan özür dilerim konuşmak hataydı falan filan. bende cevap vermedim. öylece kaldı ve ben şuan ne yapmam gerek hiç bilmiyorum. kimseye anlatamam bu durumu. tarafsız bi şekilde yoruma ihtiyacım var lütfen iyi yada kötü bişeyler yazın. tek başıma aşamıyorum. çok özlüyorum onunla konuşmayı..
lütfen bi yardım edin
hikayem baya eskiye dayanıyor aslında. ünv yıllarıma. istanbulda mimari üzerine bi bölüm okudum. C ilede orada tanıştık. metrobüs durağında hemde :) ilk başta çok tatlı geldi konuştuk bi süre. tabi başka detaylarda var ama sizi baymaya gerek yok. neyse bi süre konuştuk. bi gün yine buluştuk bi projem vardı onun için bazı ölçüler alıyorum tarihi bi camide ve C de orada. benim işim bitene kadar bi yerde beklemesini söyledim oda gitti. sonra bi adam geldi yanıma onu tanıyor musun kim olduğunu biliyor musun diye sordu. ben şok ! daha 2 haftadır tanıyorum C yi ve adamın biri gelmiş böyle bişey soruyor. ödüm koptu tabi C hırsız mı uğursuz mu diye. neyse işim bitti yanına gttim ama ben buz gibiyim korkudan. neyse yanından ayrıldım ev arkadaşıma koştum hemen olayları anlattım. ne korkuyorsun sivil polistir seni rahatsız mı ediyor diye sormuştur dedi. mantıklı geldi ki öyleydide zaten adam.
benim içime bi korku düştü tabi. yenemedimde o korkuyu yaşım daha 19 çocuğum. istanbul gibi kocaman bi yer falan derken ben bu konuyu C ile konuştum. ne konuda ne öğrenmek istiyorsan herşeyi anlatayım ispat edeyim dedi bırakma beni kötü bi insan değilim ben dedi. ben biraz ferahladım ama korku düştü içime tabi. oda benim gibi mimari sektörde okulunu daha yeni bitirmişti o zaman. 5 yaş vardı aramızda. iş bakıyordu kendine. okulda başarılı bi öğrenci olduğu için iş teklifi gelmiş bi iki yerden. onları değerlendiriyordu. yurtdışında bi proje varmış bi arap ülkesinde. gideyim mi diye bana sordu. hayatına müdahale etmemi isteyecek kadar önemsemişti beni. gitme desem gitmeyecekti. ben kal demeye cesaret edemedim tabi. git dedim. son kez buluştuğumuzu ne o ne ben biliyorum tabi bakırköyde konuştuk gülüştük saatlerce. bakırköy burger kingte yemek yemiştik. ranch sosa bayılıyordu oda benim gibi. patates kızartması yerden hamburgerden ısırmak, hamburger yerken patates kızartması tadı almak istiyorduk dalga geçtik falan patates kızartmasını ranch sosa batırıp hamburgerin arasına koyup yedik :) not: hala öyle yerim.
nasıl güzel zamanlar geçirdik anlatamam. rüya gibiydi. hayatımda hiç benim gibi düşünen birisine rastlamamıştım. o kadar aynı çalışıyordu ki kafalarımız. dinlediğimiz müzikler, gitmek istediğimiz ülkerler. bi cümleye ben başlıyorduk o tamamlıyordu. o başlıyordu ben bitiriyordum. hayal gibiydi.
velhasıl bakırköyde buluştuk, yağmur yağıyordu onun şemsiyesi yoktu. ben metrobüsten iner inmez eve giriyordum. onun baya yolu vardı daha sonra. şemsiyemi ona verdim bi sonraki sefer geri getirirsin diye.
görüşemedik bi daha. aptallık deyin çocukluk deyin ne derseniz deyin ama o polisin korkusu geçmemişti bende. görüşmek istemiiyorum bi daha dedim bi an korkuyla. çok ağladı. bi erkeği ağlarken hiç o kadar savunmasız tahmin etmiyordum. yurtdışına gitti. bir ay boyunca hiç konuşmamıştık. yabancı bi numara aradı sesi titriyor ağladı ağlayacak. arama beni dedim tamam özür dilerim bi daha aramayacağım dedi. aramadıda. ama hiç atamadım aklımdan. aylar sonra ben aramak istedim. aradım. evlendim ben dedi. beynimden vurulmuşa döndüm.
hayatımda öyle bi şoku çok az yaşadım. özür diledim numarasını sildim. ama çıkmadı aklımdan senelerce. 4 sene sonra bi mesaj geldi instagram hesabıma. C den. nasılsın dedi. evlendin mi dedi. iyiyim evlenmedim dedim. o hala evliymiş. kızı doğmuş yeni. hala yurtdışındaymış. ama mutsuz ve zor bi evlilik hayatı varmış. bi iki konuştuk ama devam etmek istemedim çünkü hem yanlış bişey hemde konuşursak eminim ben onu bırakamazdım. hayatımdaki en büyük pişmanlık ondan ayrılmaktı zaten ve onunla tekrar konuşursak tutamazdım kendimi. evliydi kızı vardı yapamazdım yani. devam etmedik konuşmaya. 2 sene geçti üstünden. bi ay önce bi mesaj daha aldım C den. nasılsın iyi olduğunu duymaya ihtiyacım var dedi. iyiyim sayılır dedim. işsizim evdeyim hayat amacım yok. öyle zor bi dönemdeyim ki anlatamam. ilaç gibi geldi mesaj atması. bu sefer direnmedim konuştuk. hep aklının bi köşesinde kalmışım belkide hala bişeyler hissediyor bilmiyorum. eşiyle hala mutsuzlarmış ama kızı olduğu için dayanıyor galiba. oda benim gibi kötü bi durumun içinde bende ona iyi geldim tabi. çünkü o zamanlarımız o kadar güzel ve tatlıydı ki. sadece mesajlaşıyorduk. konuştuk dertleştik gülüştük ben anlattım o anlattı o zamanları. direnmedim konuşmamak için. bazıları beni yargılayabilir haklılarda bende savunmuyorum ama böyle bi durumun içinde olmadan da anlaşılmaz. 10 gün kadar önce mesaj atmayı kesti bi anda yazıyorum cevap vermiyor. sonra bi baktım eşi bana takip isteği göndrmiş. muhtemelen tartıştılar gördü mesajlarımızı. sevgili falan değildik ama yinede sıkıntılı bi durum sonuçta. isteği kabul etmedim tabiki. ama C mesaj atmış başka bi hesaptan özür dilerim konuşmak hataydı falan filan. bende cevap vermedim. öylece kaldı ve ben şuan ne yapmam gerek hiç bilmiyorum. kimseye anlatamam bu durumu. tarafsız bi şekilde yoruma ihtiyacım var lütfen iyi yada kötü bişeyler yazın. tek başıma aşamıyorum. çok özlüyorum onunla konuşmayı..
Hikayeniz baştan sona yanlışlıklar üzerine kurulu. Hata üzerine hata.. Ve hala hata.. Evliyken başka biriyle konuşan hiç bir adamın benim mutlu bir evliligim var dedigini duymadım zaten. Bu yüzden kendinizi kandırmayın. Yaşamak istemediginiz hic bir duyguyu baska bir kadına da yaşatmayın. Vicdan neden var biliyor musunuz? Yanlış olana karşı bizi durdurmak için. Acı çekin ağlayın kendinizi dağıtın nasıl isterseniz öyle atlatın bu süreci. Ama kimsenin evliliginde krize neden olmayın. Diyelim ki hikayenin seyri degisti.. Adam cok mutsuz. Bosandi.. Yeniden karsiniza cikti.. Evlendiniz.. Ya aynı adam başka bir kadına asık olursa? Sizle evliyken de baska biriyle olursa.. Ki böyle adamlar olur.. Bu adamların bu hikayeleri asla degismez.. Onu onunla öbürünü digeriyle.. Aldatir da aldatir.. Cünkü zaaflari var.. Cünkü duygusal bosluklari var.. Cünkü zayif karakterli.. Yine de secim sizin..
Herkes evli adam konuşma demis ben demeyeceğim.Cunku senin yarim kalmış bir hikaye bu sonradan tanışmadın.Bu yarim kalmışlığın pişmanlığın durtusüyle iletişme gecesin geldi.Yarim kalmis hikayeler böyledir biraz.Insanlarin zaafi olur yarim kalmis seylere.Tabi o kadin icin de agir bir durum.Elbetteki kendine hakim olacaksin ama bunun icin kendine ikna edici gerekceler bulman lazim.1-Sen bunu sevseydin ozaman bırakmazdın kesinkes bir dille.Beklerdin kollardın kendini.Su anki iradesizkigini ozaman yapardın.Belli ki o an cok ihtiyacın yoktu.Sonradan kendini yalnız hissettin.Aklina geldi.Yani bu adamakıllı yarim kalmış bir hikaye bile degil.Cok az zaman geçirmişsiniz.Oyuzden cok anlam yükleme.Yeni birilerini bekle hayatına düşüncelerine almak icin.2-Adam evli mutsuz ama boşanmıyor hic inanmam buna.Mutsuzsa boşansın.O kadınla yatıyordur da büyük ihtimal.Iste erkekler bir dalı tutmadan bir dalı bırakmıyor ya deli oluyorum.Kadinlar boyle degil genelde.Mutsuzsa bosaniyorlar benim bildigim.Yada baska mecralara pek dalmıyorlar.Yalniz ve mutsuz çekiyorlar.Gerci sen yazmışsın ama keşke yazmasaydım yazsan da hiç pişman olduğunu hissettirmeseydin sohbeti ilerlemeseydin.Sadece evli olduğu icin.Cunku zamanında sen elinin tersiyle itmişsin bu adamı. Hakli bir sebepti belki de.Hele evliyken hic pişmanlığını hissettirmeseydin alacağın birsey yok .Evli olmasa bir iletişim kurabilirdin.Unut cok sular akmis.Bak evlenivermis zaten.Kac yasinda adam suan.Senden 5 yaş büyüktü .
Sen de evliyken birsey olmayacağını biliyorsun ama ustunkoru de olsa o iletişimi yaparak tamamlamak istiyorsun.
Çok zaman geçirmemişsiniz oyuzden o da cok anlam yuklemıyordur.Biraz uzun zaman olsaydi yükleyebilirdi.Hemen evlenmesi bile abes degil aslinda.Hem kisa zaman hem sen kesinkes istememiştin.O anki iradeni simdi kullan.Zaman, o gelip sana hakkında kötü fısıldayan adamı unuturmuş.Bunu dusun.Tukurdigunu yalamasın dusuncelerin.Simdi boşluktan sarıyorsun sen de anladın bunu.Ben iletişim kurmadım hiç. O mesaj attığında cevap verdim sadece. Yanlış bende biliyorum ama dediğiniz gibi yarım kalmış bişey. Bu yüzden insan bitiremiyor tek başına. Şimdi 30 31 yaşlarında o. Eşiylede birlikte olmuyorlar bildiğim ve anladığım kadarıyla zaten sorunlarınında çıkış noktası bu. Ben hiç bi zaman eşiyle ayrılsın bana gelsin gibi bi düşünceye sahip olmadım. Oda zaten ayrılmaya cesaret edemez büyük ihtimal ki böyle bi düşüncesi onunda yok. Sadece konuşmak iyi gelmişti. Küçük bi şehirde yaşıyorum şimdi iş imkanım yok denecek kadar az. Sosyal hayatımda yok sayılır. Çok depresif bi dönem yaşıyorum. Konuşsak ilerisi belki daha kötü sonuçlar doğururdu onun içinde benim içinde. Zaten görüşmüyoruz artık ve ona ulaşabileceğim bi yolda yok. Dediğim gibi sadece instagram üzerinden konuştuk 2 hafta kadar.
Hep romantizmden:)Anlamlar yüklemeyi severiz hepimiz.Kadinlar daha doğrusu.Biri gidip şu şemsiyeyi alsın adamdan