merhaba kızlar
ne zaman birileriyle dertleşmek istesem hep en uzak kişileri tercih ederim insan tanımadıklarına daha rahat açabiliyor içini... bende uzun zamandır araştırıyorum psikologların aile terapistlerinin yazılarını okuyorum. avukatların bloglarını takip ediyorum ama bir gösterilen çözüme vicdanım el vermiyor.
eşimle 3 yıl önce severek evlendik daha öncede bir boşanma sürecinden geçtik. aslında sıkıntımız nişanlıyken başladı ben erken olarak aslında evlenmek için doğru çiftler olmadığımızı farkettim bunu ona söylediğimde agresif tavırlar gösterdi. ben daha çok hayata bağlı yaşamı doya doya yaşamayı seven birisem eşimde bi o kadar bana dokunmayan yılan bin yaşasın tarzında bir insan. kötü değil içki içmez kumar oynamaz gözü dışarda değil ama artık günümüzde evlilik kriterleri değişti diye düşünüyorum. kadınlar iş hayatına girdiğinden beri sosyal çevre edinip bir birey olduklarının farkına vardığından beri evlilikten ve eşlerinden beklentileri değişir oldu. kırmızı güller yatağa kahvaltılar ilgi odaklığı değil istediğim.
biz evliliğimiz dahil 7 yıldır birlikteyiz. herkese ufak gibi gelen yıllardır unutamadığım bir kaç şey vardır. sizlerle kısa olarak paylaşayım.
nişanlıyken mide kanaması geçirdim hastanede yattım iki gün ve sonra evde yattım 3 gün. gelmedi ne hastaneye nede yanıma sebep kar varmış yollarda. o günler hala kalbimde bir yara... ardından yeni evliydik 1 sene filan doğum günü için çocukluk arkadaşı ile eşini, abimi,yengemi, kardeşiyle sevgilisini çağırarak ufak basit bir süpriz kutlama hazırlamıştım. doğum gününde annesinin yanındaydık yalnız hissetmesinler diye kutlamayı 3 gün sonra yaptık ama kayınvalidem karnım burnumdaki halime bakmadan bana ağzına geleni saydı oğlunu ondan kaçırmakla onu hiçbirşey yerine koymamakla herkesi parmağımda oynatmakla suçlandım ki tek derdim eşimle fotoğraflara baktığımızda güzel bir kaç gün geçirmekti.olmadı...en kötü günüm olarak geçti zihnime. evliliğimizin ikinci yıl dönümünü eşim hatırlamadı hatta o günün 11 temmuz olduğunu söylediğimde bana avanslara 4 gün kaldı demişti şaka yapıyor zannettim ama unutmuştu hatırlattığımda tepki verdi özür bile dilemedi kayınvalidem "yıldönümüde neymiş oğlunuza sarılın yeter"" demişti. evet benimde istediğim oydu eşimin bir koluna oğlumuzu alıp bir kolunada beni alıp iyiki varız demesi bana en güzel hediye olurdu ama denmedi... sorunlar ondan sonra başladı aslında kendimi bir ev için ne kadar yıprattığımı gördüm herkes mutlu olsun isterken ne kadarda mutsuz olmuşum meğer... çalışan bir anne olmanın verdiği zorlukla birde hayatta mutlu olma çabasına girmek ne yıpratmış beni farketmemişim. hiç yalnız gezmelerimiz olmadı evim ayrı olmasına rağmen hep eşimin ailesiyle onların istediği yerlere gidildi gitmek istemediğimde sesler yükseldi ve ben sorun çıkaran geçimsiz biri olarak tanımlandım...
3 yıldır evliyim ve 1.5 yaşında bir oğlum var eşimle cinsel hayatımız 8 aydır yok hiç yok aynı yatakta herkes yatağın bir ucunda uyur. ki oğlum sabah kalktığında bizi görsün anne babasını bir arada görsün diye. eşime karşı hiçbirşey hissetmiyorum. olan büyük aşkımı ilgisizliği ile savunmasızlığıyla ve umursamazlığı ile bitirdi onu mutlu etmeyi inanın istemiyorum artık boşanmak istemimi defalarca dile getirdim kendine ve bana zarar vermekle tehtid ediyor. korkmuyorum tırsmıyorum sadece oğlumu düşünüyorum babasına olan sevgisini düşünüyorum ama birde şu varki daha 26 yaşındayım hayat elimin altından kayıyor hergünüm mutsuzlukla başlayıp umutsuzlukla sona eriyor. ve eşim düzelmiyor herhangi bir çaba sarfetmiyor. ve ben boşanma sürecine nasıl nerden başlasam bilemiyorum...
biraz uzun oldu ama sizden fikirlerinizi yardımlarınızı bekliyorum...
ne zaman birileriyle dertleşmek istesem hep en uzak kişileri tercih ederim insan tanımadıklarına daha rahat açabiliyor içini... bende uzun zamandır araştırıyorum psikologların aile terapistlerinin yazılarını okuyorum. avukatların bloglarını takip ediyorum ama bir gösterilen çözüme vicdanım el vermiyor.
eşimle 3 yıl önce severek evlendik daha öncede bir boşanma sürecinden geçtik. aslında sıkıntımız nişanlıyken başladı ben erken olarak aslında evlenmek için doğru çiftler olmadığımızı farkettim bunu ona söylediğimde agresif tavırlar gösterdi. ben daha çok hayata bağlı yaşamı doya doya yaşamayı seven birisem eşimde bi o kadar bana dokunmayan yılan bin yaşasın tarzında bir insan. kötü değil içki içmez kumar oynamaz gözü dışarda değil ama artık günümüzde evlilik kriterleri değişti diye düşünüyorum. kadınlar iş hayatına girdiğinden beri sosyal çevre edinip bir birey olduklarının farkına vardığından beri evlilikten ve eşlerinden beklentileri değişir oldu. kırmızı güller yatağa kahvaltılar ilgi odaklığı değil istediğim.
biz evliliğimiz dahil 7 yıldır birlikteyiz. herkese ufak gibi gelen yıllardır unutamadığım bir kaç şey vardır. sizlerle kısa olarak paylaşayım.
nişanlıyken mide kanaması geçirdim hastanede yattım iki gün ve sonra evde yattım 3 gün. gelmedi ne hastaneye nede yanıma sebep kar varmış yollarda. o günler hala kalbimde bir yara... ardından yeni evliydik 1 sene filan doğum günü için çocukluk arkadaşı ile eşini, abimi,yengemi, kardeşiyle sevgilisini çağırarak ufak basit bir süpriz kutlama hazırlamıştım. doğum gününde annesinin yanındaydık yalnız hissetmesinler diye kutlamayı 3 gün sonra yaptık ama kayınvalidem karnım burnumdaki halime bakmadan bana ağzına geleni saydı oğlunu ondan kaçırmakla onu hiçbirşey yerine koymamakla herkesi parmağımda oynatmakla suçlandım ki tek derdim eşimle fotoğraflara baktığımızda güzel bir kaç gün geçirmekti.olmadı...en kötü günüm olarak geçti zihnime. evliliğimizin ikinci yıl dönümünü eşim hatırlamadı hatta o günün 11 temmuz olduğunu söylediğimde bana avanslara 4 gün kaldı demişti şaka yapıyor zannettim ama unutmuştu hatırlattığımda tepki verdi özür bile dilemedi kayınvalidem "yıldönümüde neymiş oğlunuza sarılın yeter"" demişti. evet benimde istediğim oydu eşimin bir koluna oğlumuzu alıp bir kolunada beni alıp iyiki varız demesi bana en güzel hediye olurdu ama denmedi... sorunlar ondan sonra başladı aslında kendimi bir ev için ne kadar yıprattığımı gördüm herkes mutlu olsun isterken ne kadarda mutsuz olmuşum meğer... çalışan bir anne olmanın verdiği zorlukla birde hayatta mutlu olma çabasına girmek ne yıpratmış beni farketmemişim. hiç yalnız gezmelerimiz olmadı evim ayrı olmasına rağmen hep eşimin ailesiyle onların istediği yerlere gidildi gitmek istemediğimde sesler yükseldi ve ben sorun çıkaran geçimsiz biri olarak tanımlandım...
3 yıldır evliyim ve 1.5 yaşında bir oğlum var eşimle cinsel hayatımız 8 aydır yok hiç yok aynı yatakta herkes yatağın bir ucunda uyur. ki oğlum sabah kalktığında bizi görsün anne babasını bir arada görsün diye. eşime karşı hiçbirşey hissetmiyorum. olan büyük aşkımı ilgisizliği ile savunmasızlığıyla ve umursamazlığı ile bitirdi onu mutlu etmeyi inanın istemiyorum artık boşanmak istemimi defalarca dile getirdim kendine ve bana zarar vermekle tehtid ediyor. korkmuyorum tırsmıyorum sadece oğlumu düşünüyorum babasına olan sevgisini düşünüyorum ama birde şu varki daha 26 yaşındayım hayat elimin altından kayıyor hergünüm mutsuzlukla başlayıp umutsuzlukla sona eriyor. ve eşim düzelmiyor herhangi bir çaba sarfetmiyor. ve ben boşanma sürecine nasıl nerden başlasam bilemiyorum...
biraz uzun oldu ama sizden fikirlerinizi yardımlarınızı bekliyorum...