- 2 Kasım 2013
- 7.797
- 37.043
-
- Konu Sahibi Idrakyollariiltihabi
- #121
siz de sırf hizmet için dediğini bile bile kalıyorsunuz o zaman.
Çünkü ruh hastasıyım. Böyle düşünüp akabinde saçmalama o senin annen niye öyle düşünsün diyorum. Gollum gibi suya yansıyan sıfatımla içimdeki ses savaşıyor. Manyak oldum ailem yüzünden evet.
Okuduğunuzu çok yanlış anlamışsınız. Ben öyle davranmaları haklı demedim, bilakis haksızlar dedimYooo yooo ben sizin gibi düşünmüyorum benim de annem vefat etti 12 yaşında kız kardeşim var he canım sen ne yaparsan senin annen oldu sesimizi cikartmayalim kizilacak bir durum var ise söylenir bunu çocukların kullanmasına izin verilmemeli benim annem öldü ama lafına sığınmacı öğretmek onları acizligi öğretir.
Benim kardeşim bir kere o lafı söyledi abla benim annem yok 1 senedir o kar 2 gün annesiz kalamiyorlar ben de alışmaya çalışıyorum dedi ben şok çünkü duymadım o zaman ağladı patladı ama kizicagim şeyleri yaparsa kizacagimi bilir.
Dün kuaföre gittik ikimizde sacimizi kestirmeye bir de bayan geldi benim kafam yıkanırken kızı geldi arkadaşıyla
Kuaförde tanıyormus napıyorsunuz felan konuştu kızın annesi devamlı ayrılmayın bir yere merkezi ettirmeyin diyor offff diyip çıktı yanından kaç yaşında dedim 13 yaşında dedi inanmadım ilk dediğim Allah razı olsun kardesimden su hareti yapsa benim kafam gözüm ayrı oynar onu saçından tutar içeri sokardim heralde öyle bir saygısızlıkta . Kadın da bizim kini sordu 13 yaşında yok dedim ben böyle şeyler görmedim benim tahammülümde yoktur.
Kadın başlattı anlatmaya
Az önce yanında ki kız çalışıyor 17 18 yaşında ATM ye gitmişler haber vermeden babası peşlerinden gitti buldu getirdi baban kızar bak diye on kere söyledi (benim babama su hareti biz yapsak ceza alırdık ki o yüzden yapmadık Allah da nasip etmesin )
Gece 12 ye kdr dışarda geziyorlar (bunu duyunca aklım çıktı zaten nasıl dedim nasıl gidiyor dinlemiyor tabi bn gene kızım senden Allah razı olsun dedim )
Kuaför ordan bu kdr sıkmayın dedi kızlar essek kdr oldular yok dedim benimle istediği deliliği yapabilir ama güvenmediğim arkadaşının yanına gönderip gece 12 ye kdr dışarda tutmam vicdanım el vermez bn bir yere gonderdigimde bn babam eşim gözükmeyen devamlı kontrol ederiz
Peki bn bnnem yok diye izin verse idim ne olacaktı bizim mahallede devamlı uyardığım arkadaşları var onlara benzeyecekti bizi uzecekti
Yani kısacası anneleri oldu diye a annesinin babasının öyle davranması haklı değil ileri ki yaşlarda misliyle görülür hata
Bence halalarını sevip, paylaşmak istemedikleri için öyle söylüyorlar.Komşunun çocuğu elimizde büyümüştü.Yeğenlerim gelince öyle kıskanırdı ki maskara:))idrak ufacık çocuklar bunu durduk yere söylemez.
sen evine döndüğünde çocukların yanında konuşulmuş bu üzgünüm.
seni değil çocuğunu istemiyorlar.
gitme artık.
Cok haklısınız eğer alınganlık yapmıyor olduğu gibi anlatıyorsanız sızın çocuğunuza günah ona bunu yapmayın çocuk tam karakteri oturacak yaslarda değersizlik hissiyle büyüyecek sık gorusmeyın madem çocuğunuz cok hareketli onlar da yorulmasın acılarına yeni hayatlarına odaklansınlar alişsınlar niye gelmiyorsun dediklerinde çocuk durmuyor sizide yoruyoruz diyin belki anlarlar dıger olaya gelince babanızı yeni tanımıyorsunuzdur kafanıza takmayın onu da öyle kabul edin bazı anne babalar öyle oluyor maalesefMerhaba hanımlar
Bu konuyu defalarca açmaya yeltenip her defasında "bencillik yapıyorsun idrak" diyerek göndermekten vazgeçtim. Ancak artık sahurda bile acıların kadını modundan sıyrılamadığım için yazmak istedim.
Yaklaşık 7 ay önce ailemiz için çok büyük bir kayıp yaşandı. Benim dostumu, abimin eşini genç yaşında kaybettik. Hala acısını sindirebilmiş değiliz. Geride iki küçük yeğenimi bıraktı. Kuzularım ya kabullenmek istemiyorlar ya da farkında bile değiller. Küçüğü 3 yaşında onun haberi bile yok annesini kaybettiğinden. Ara ara neden hala hastaneden çıkmadığını soruyor bize... Neyse bu konuda hala konuşamıyorum. Asıl konuya geçeyim.
Yengemin vefatından sonra abim çocuklarla birlikte ailemin yanına taşındı. Böyle büyük bir acının ardından adapte olmakta zorlanıyor herkes. Elimden geldiğince destek olmaya çalışıyorum 2 saat uzaklıkta ikamet etmeme rağmen. Yol uzun, özel aracımız yok ve oğlum asla otobüste durmuyor. Dolayısıyla sık gidemezsem de gittiğimde en az beş gün kalıyorum ailemde.
Gel gelelim her gittiğimde berbat bir psikolojiyle geri dönüyorum. Oğlum iki buçuk yaşında ve inanılmaz hareketli bir çocuk. Ailem tarafından sıkça eleştiriliyor, uzaylı muamelesi görüyor. Önceleri duymazdan gelmeye çalışsam da yengemin ölümüyle birlikte yeğenlerime gösterilen (gayet normal ve olması gereken) alaka ile birlikte oğlum daha fazla dışlandı. Öyle ki yeğenlerim kıskanmasın diye asla oğlumu sevmez ve ilgilenmezler. Ben oğlumun temel ihtiyaçlarını karşılarken bile sürekli beni uyarırlar. "ilgilenme oğlunla yeğenlerin kıskanır. Onlarla ilgilen" şeklinde. Ki ben elimden geldiğince hassasiyet gösteriyorum. Yeğenlerim, benim de canlarım...
Ancak takdir edersiniz ki benim oğlum da küçük. Zaten ailem tarafından sürekli azarlanan ve ilgilenilmeyen bir çocuk. Bir de annesi olarak ben ilgilenmeyince daha da hırçınlaşıyor. Üzülüyorum haliyle... Babam sürekli kıyas yapar. Yeğenim kabul edilmeyecek ve uyarılması gereken bir hareket yaptığında "annesi yok onun yapsın" derken o esnada ufak bir yaramazlık yapan oğluma sert çıkış yapabiliyor. Bir yandan yeğenlerim için fazlasıyla üzülürken, öte yandan ailemin bu tutumu karşısında oraya gitmek dahi istemiyorum.
Gelelim beni günlerdir ağlatan son olaya. Ailemin oturduğu semte çok uzak olduğum için geçen hafta annem bana bir fikirle geldi. "kızım siz bir şekilde buraya gelin iftara. Sonra bizim arabayla dönersiniz gece. Kardeşin bir ara alır arabayı" dedi. Tamam dedim. Nihayetinde iftarı açıp o saatte 2 saatlik yolu toplu taşıma ile dönmek imkansız. Bir şekilde gitmek de çok zordu ancak eşimi zorla ikna ettim. Zor olan kısmı da, annem eşimin çalıştığı sektörle alakalı evine bir eşya istedi. Bizi maddi açıdan oldukça zorlasa da asla lafını etmedim. Ancak o eşyayı ve bir çocuğu toplu taşıma ile götürmek zulüm. Buna rağmen sırf annemin gönlü olsun diye eşimi zorla ikna ettim. Sırtımda taşırım gerekirse annem sevinsin dedim.
İftara gitmemize bir gün kala annem beni aradı. "kızım babanı biliyorsun huysuz. Arabayı almanıza izin vermedi. Ceza falan yazılır" dedi. Dinlemedim gerisini zaten. Ağladığımı anlamasın diye apar topar kapattım telefonu.
Babamın genel düşüncesi kız evlendikten sonra başka bir aileye ait olur şeklinde olduğu için, sindiremediğim bu fikrin böyle bir olayda karşıma yeniden çıkmasıyla patladım artık. İki oğlu arabasını kullanabilir ama ben kullanmam. Niye, çünkü ben artık başkasının eşiyim. Baba kanatları altında yaşamını sürdüren varlığım, kocanın kanatları altında devam ettirilmek üzere özenle teslim edildi. Oğlum da kocamın soyundan olduğu için zaten asla yeğenlerim kadar sevilmeyecek. Ufak bir not eşimi de sevmezler zaten.
Uzun bir süre oğluma yapılan muameleye göz yumdum yeğenlerime destek olmak için. Ancak artık kaldıramıyorum. Ne bana yapılanı, ne de oğluma davranışlarını. Bir yandan kendime "idrak bencillik yapma. Yeğenlerini düşün" diye kızarken, bir yandan da "ama sen annesin. Senin oğlun da küçük. Neden hor görülsün" diye üzülüyorum.
İnanın araba mevzusu beni çok kırsa da mevzu araba değil. Ben artık ailem yokmuş gibi hissediyorum. Yalnız kalmışım gibi.
Ben gerçekten çok üzgünüm. Yengemi çok severdim. Onun acısı ayrı. Yeğenlerime, abime ayrı üzülüyorum. Lakin içimden ailemin yanına gitmek gelmiyor. Bu kadar dışlanmaya, sen hep verici ol ama biz seni hiç sormayalım. Ne haldesin merak etmeyelim tavrına tahammül edemiyorum. Evet çok zor bir durumdalar. Evet acıları çok büyük. Evet alışmaları çok uzun zaman alacak. Ama benim yavrum da küçük yahu. Tamam sevmesinler, ilgilenmesinler ama en azından sürekli eleştirip kızmasınlar. Çok mu zor bu dengeyi sağlamak.
Lütfen bana akıl verin. Uzun oldu kusura bakmayın ama ben ne yapmam gerektiğini bilmiyorum artık. Daha yazmadığım onlarca olay var. Bu hale gelmeme tek bir olay sebep olmadı. Şimdilik bu kadarını bilmeniz kafi. Teşekkürler şimdiden.
nolur kendini kotu hissetme... Senin ustune duseni yapmama gibi bir durumun yok. Herkes elinden geleni yapabilir. Cocugun da sana Allah'in bir emaneti, tabi ki oncelikli olacak, olmali. Konu komsuya cocuk emanet edilecek bir zamanda yasamiyoruz ki, kime guveneceksin...Benim ailem de çok sık yapar bana bunu. Kendi adıma beni mutşu edecek ne yapsam "AA cenaze var olmaz." "aa millet ne der çok bencilsin" "aaa ayıp olur öyle düşüncesizlik yapıyorsun" vs. Örneğin kendi bunalabilir gezebilir ama ben gezersem acı varken ne gezmesi. Kendi bir düğüne katılabilir ama ben gidersem yengem ölmüş ne düğünü.
Yengem yoğun bakımdayken oğlumu bırakıp gidemedim. Bakacak Kimse bulamadım. Ama önceki hafta zaten yanındaydım. Bana yapmadığını, demediğini bırakmadı annem. Evlat bir bende yokmuş, oğlum için yengemi kırmışım. Ne biçim insanmışım vs. Ki yengemin bilinci kapalıydı ve görüş yasaktı. Gitsem de yapacağım bir şey yoktu. Asıl derdi tabi ki oğlumu birilerine atıp oraya onu teselli etmeye yardım etmeye gitmemdi. Millet desin ki bak oğlunu bile önemsemeden anasını teselli etmeye gelmiş ne fedakar evlat. Hatırladıkça bunları mideme ağrı giriyor...
anlatmak istedigim şeyi cok guzel ifade etmissin. Bu da azimsanacak bir problem degil ki. Artik abisi kendini biraz toparlayinca bu konuda en azindan onunla konusulmali diye dusunuyorum...Bu çocuklara böyle davranıldığı sürece travmayı asla kabullenip atlatamazlar ki. Hayatta herkes onları kayırmayacak. Okula gittiklerinde diğer çocukların annelerine de mi engel getirecekler. Tamam hassas bir dönem ama bu şekilde bir tavır içinde sürekli ama onların annesi yok yazık onlara her şey serbest şeklinde davranıldığında sonra çok çok daha büyük problemler ile karşılaşacaklar eminim ki.
Merhaba hanımlar
Bu konuyu defalarca açmaya yeltenip her defasında "bencillik yapıyorsun idrak" diyerek göndermekten vazgeçtim. Ancak artık sahurda bile acıların kadını modundan sıyrılamadığım için yazmak istedim.
Yaklaşık 7 ay önce ailemiz için çok büyük bir kayıp yaşandı. Benim dostumu, abimin eşini genç yaşında kaybettik. Hala acısını sindirebilmiş değiliz. Geride iki küçük yeğenimi bıraktı. Kuzularım ya kabullenmek istemiyorlar ya da farkında bile değiller. Küçüğü 3 yaşında onun haberi bile yok annesini kaybettiğinden. Ara ara neden hala hastaneden çıkmadığını soruyor bize... Neyse bu konuda hala konuşamıyorum. Asıl konuya geçeyim.
Yengemin vefatından sonra abim çocuklarla birlikte ailemin yanına taşındı. Böyle büyük bir acının ardından adapte olmakta zorlanıyor herkes. Elimden geldiğince destek olmaya çalışıyorum 2 saat uzaklıkta ikamet etmeme rağmen. Yol uzun, özel aracımız yok ve oğlum asla otobüste durmuyor. Dolayısıyla sık gidemezsem de gittiğimde en az beş gün kalıyorum ailemde.
Gel gelelim her gittiğimde berbat bir psikolojiyle geri dönüyorum. Oğlum iki buçuk yaşında ve inanılmaz hareketli bir çocuk. Ailem tarafından sıkça eleştiriliyor, uzaylı muamelesi görüyor. Önceleri duymazdan gelmeye çalışsam da yengemin ölümüyle birlikte yeğenlerime gösterilen (gayet normal ve olması gereken) alaka ile birlikte oğlum daha fazla dışlandı. Öyle ki yeğenlerim kıskanmasın diye asla oğlumu sevmez ve ilgilenmezler. Ben oğlumun temel ihtiyaçlarını karşılarken bile sürekli beni uyarırlar. "ilgilenme oğlunla yeğenlerin kıskanır. Onlarla ilgilen" şeklinde. Ki ben elimden geldiğince hassasiyet gösteriyorum. Yeğenlerim, benim de canlarım...
oncelikle basınız sagolsun. yiyenler adina üzüldüm. Sizin olaya gelince bunun yengenizle
Ancak takdir edersiniz ki benim oğlum da küçük. Zaten ailem tarafından sürekli azarlanan ve ilgilenilmeyen bir çocuk. Bir de annesi olarak ben ilgilenmeyince daha da hırçınlaşıyor. Üzülüyorum haliyle... Babam sürekli kıyas yapar. Yeğenim kabul edilmeyecek ve uyarılması gereken bir hareket yaptığında "annesi yok onun yapsın" derken o esnada ufak bir yaramazlık yapan oğluma sert çıkış yapabiliyor. Bir yandan yeğenlerim için fazlasıyla üzülürken, öte yandan ailemin bu tutumu karşısında oraya gitmek dahi istemiyorum.
Gelelim beni günlerdir ağlatan son olaya. Ailemin oturduğu semte çok uzak olduğum için geçen hafta annem bana bir fikirle geldi. "kızım siz bir şekilde buraya gelin iftara. Sonra bizim arabayla dönersiniz gece. Kardeşin bir ara alır arabayı" dedi. Tamam dedim. Nihayetinde iftarı açıp o saatte 2 saatlik yolu toplu taşıma ile dönmek imkansız. Bir şekilde gitmek de çok zordu ancak eşimi zorla ikna ettim. Zor olan kısmı da, annem eşimin çalıştığı sektörle alakalı evine bir eşya istedi. Bizi maddi açıdan oldukça zorlasa da asla lafını etmedim. Ancak o eşyayı ve bir çocuğu toplu taşıma ile götürmek zulüm. Buna rağmen sırf annemin gönlü olsun diye eşimi zorla ikna ettim. Sırtımda taşırım gerekirse annem sevinsin dedim.
İftara gitmemize bir gün kala annem beni aradı. "kızım babanı biliyorsun huysuz. Arabayı almanıza izin vermedi. Ceza falan yazılır" dedi. Dinlemedim gerisini zaten. Ağladığımı anlamasın diye apar topar kapattım telefonu.
Babamın genel düşüncesi kız evlendikten sonra başka bir aileye ait olur şeklinde olduğu için, sindiremediğim bu fikrin böyle bir olayda karşıma yeniden çıkmasıyla patladım artık. İki oğlu arabasını kullanabilir ama ben kullanmam. Niye, çünkü ben artık başkasının eşiyim. Baba kanatları altında yaşamını sürdüren varlığım, kocanın kanatları altında devam ettirilmek üzere özenle teslim edildi. Oğlum da kocamın soyundan olduğu için zaten asla yeğenlerim kadar sevilmeyecek. Ufak bir not eşimi de sevmezler zaten.
Uzun bir süre oğluma yapılan muameleye göz yumdum yeğenlerime destek olmak için. Ancak artık kaldıramıyorum. Ne bana yapılanı, ne de oğluma davranışlarını. Bir yandan kendime "idrak bencillik yapma. Yeğenlerini düşün" diye kızarken, bir yandan da "ama sen annesin. Senin oğlun da küçük. Neden hor görülsün" diye üzülüyorum.
İnanın araba mevzusu beni çok kırsa da mevzu araba değil. Ben artık ailem yokmuş gibi hissediyorum. Yalnız kalmışım gibi.
Ben gerçekten çok üzgünüm. Yengemi çok severdim. Onun acısı ayrı. Yeğenlerime, abime ayrı üzülüyorum. Lakin içimden ailemin yanına gitmek gelmiyor. Bu kadar dışlanmaya, sen hep verici ol ama biz seni hiç sormayalım. Ne haldesin merak etmeyelim tavrına tahammül edemiyorum. Evet çok zor bir durumdalar. Evet acıları çok büyük. Evet alışmaları çok uzun zaman alacak. Ama benim yavrum da küçük yahu. Tamam sevmesinler, ilgilenmesinler ama en azından sürekli eleştirip kızmasınlar. Çok mu zor bu dengeyi sağlamak.
Lütfen bana akıl verin. Uzun oldu kusura bakmayın ama ben ne yapmam gerektiğini bilmiyorum artık. Daha yazmadığım onlarca olay var. Bu hale gelmeme tek bir olay sebep olmadı. Şimdilik bu kadarını bilmeniz kafi. Teşekkürler şimdiden.
oncelikle basınız sagolsun. yigenleriniz adina üzüldüm.. Sanslari bundan sonra güzel gitsin insallah. Ben ailenizle aranızda zaten problemler var gibi dusundum. mesafeli davranın derim.Merhaba hanımlar
Bu konuyu defalarca açmaya yeltenip her defasında "bencillik yapıyorsun idrak" diyerek göndermekten vazgeçtim. Ancak artık sahurda bile acıların kadını modundan sıyrılamadığım için yazmak istedim.
Yaklaşık 7 ay önce ailemiz için çok büyük bir kayıp yaşandı. Benim dostumu, abimin eşini genç yaşında kaybettik. Hala acısını sindirebilmiş değiliz. Geride iki küçük yeğenimi bıraktı. Kuzularım ya kabullenmek istemiyorlar ya da farkında bile değiller. Küçüğü 3 yaşında onun haberi bile yok annesini kaybettiğinden. Ara ara neden hala hastaneden çıkmadığını soruyor bize... Neyse bu konuda hala konuşamıyorum. Asıl konuya geçeyim.
Yengemin vefatından sonra abim çocuklarla birlikte ailemin yanına taşındı. Böyle büyük bir acının ardından adapte olmakta zorlanıyor herkes. Elimden geldiğince destek olmaya çalışıyorum 2 saat uzaklıkta ikamet etmeme rağmen. Yol uzun, özel aracımız yok ve oğlum asla otobüste durmuyor. Dolayısıyla sık gidemezsem de gittiğimde en az beş gün kalıyorum ailemde.
Gel gelelim her gittiğimde berbat bir psikolojiyle geri dönüyorum. Oğlum iki buçuk yaşında ve inanılmaz hareketli bir çocuk. Ailem tarafından sıkça eleştiriliyor, uzaylı muamelesi görüyor. Önceleri duymazdan gelmeye çalışsam da yengemin ölümüyle birlikte yeğenlerime gösterilen (gayet normal ve olması gereken) alaka ile birlikte oğlum daha fazla dışlandı. Öyle ki yeğenlerim kıskanmasın diye asla oğlumu sevmez ve ilgilenmezler. Ben oğlumun temel ihtiyaçlarını karşılarken bile sürekli beni uyarırlar. "ilgilenme oğlunla yeğenlerin kıskanır. Onlarla ilgilen" şeklinde. Ki ben elimden geldiğince hassasiyet gösteriyorum. Yeğenlerim, benim de canlarım...
Ancak takdir edersiniz ki benim oğlum da küçük. Zaten ailem tarafından sürekli azarlanan ve ilgilenilmeyen bir çocuk. Bir de annesi olarak ben ilgilenmeyince daha da hırçınlaşıyor. Üzülüyorum haliyle... Babam sürekli kıyas yapar. Yeğenim kabul edilmeyecek ve uyarılması gereken bir hareket yaptığında "annesi yok onun yapsın" derken o esnada ufak bir yaramazlık yapan oğluma sert çıkış yapabiliyor. Bir yandan yeğenlerim için fazlasıyla üzülürken, öte yandan ailemin bu tutumu karşısında oraya gitmek dahi istemiyorum.
Gelelim beni günlerdir ağlatan son olaya. Ailemin oturduğu semte çok uzak olduğum için geçen hafta annem bana bir fikirle geldi. "kızım siz bir şekilde buraya gelin iftara. Sonra bizim arabayla dönersiniz gece. Kardeşin bir ara alır arabayı" dedi. Tamam dedim. Nihayetinde iftarı açıp o saatte 2 saatlik yolu toplu taşıma ile dönmek imkansız. Bir şekilde gitmek de çok zordu ancak eşimi zorla ikna ettim. Zor olan kısmı da, annem eşimin çalıştığı sektörle alakalı evine bir eşya istedi. Bizi maddi açıdan oldukça zorlasa da asla lafını etmedim. Ancak o eşyayı ve bir çocuğu toplu taşıma ile götürmek zulüm. Buna rağmen sırf annemin gönlü olsun diye eşimi zorla ikna ettim. Sırtımda taşırım gerekirse annem sevinsin dedim.
İftara gitmemize bir gün kala annem beni aradı. "kızım babanı biliyorsun huysuz. Arabayı almanıza izin vermedi. Ceza falan yazılır" dedi. Dinlemedim gerisini zaten. Ağladığımı anlamasın diye apar topar kapattım telefonu.
Babamın genel düşüncesi kız evlendikten sonra başka bir aileye ait olur şeklinde olduğu için, sindiremediğim bu fikrin böyle bir olayda karşıma yeniden çıkmasıyla patladım artık. İki oğlu arabasını kullanabilir ama ben kullanmam. Niye, çünkü ben artık başkasının eşiyim. Baba kanatları altında yaşamını sürdüren varlığım, kocanın kanatları altında devam ettirilmek üzere özenle teslim edildi. Oğlum da kocamın soyundan olduğu için zaten asla yeğenlerim kadar sevilmeyecek. Ufak bir not eşimi de sevmezler zaten.
Uzun bir süre oğluma yapılan muameleye göz yumdum yeğenlerime destek olmak için. Ancak artık kaldıramıyorum. Ne bana yapılanı, ne de oğluma davranışlarını. Bir yandan kendime "idrak bencillik yapma. Yeğenlerini düşün" diye kızarken, bir yandan da "ama sen annesin. Senin oğlun da küçük. Neden hor görülsün" diye üzülüyorum.
İnanın araba mevzusu beni çok kırsa da mevzu araba değil. Ben artık ailem yokmuş gibi hissediyorum. Yalnız kalmışım gibi.
Ben gerçekten çok üzgünüm. Yengemi çok severdim. Onun acısı ayrı. Yeğenlerime, abime ayrı üzülüyorum. Lakin içimden ailemin yanına gitmek gelmiyor. Bu kadar dışlanmaya, sen hep verici ol ama biz seni hiç sormayalım. Ne haldesin merak etmeyelim tavrına tahammül edemiyorum. Evet çok zor bir durumdalar. Evet acıları çok büyük. Evet alışmaları çok uzun zaman alacak. Ama benim yavrum da küçük yahu. Tamam sevmesinler, ilgilenmesinler ama en azından sürekli eleştirip kızmasınlar. Çok mu zor bu dengeyi sağlamak.
Lütfen bana akıl verin. Uzun oldu kusura bakmayın ama ben ne yapmam gerektiğini bilmiyorum artık. Daha yazmadığım onlarca olay var. Bu hale gelmeme tek bir olay sebep olmadı. Şimdilik bu kadarını bilmeniz kafi. Teşekkürler şimdiden.
Boşver Allah sizi kimseye muhtaç etmesin en kısa sürede arabanızı alın keyfinize bakınAz önce annemle tartıştım telefonda. Ben art niyetliymişim. Babam belki bambaşka düşünüyormuş. Derinlerde başka sebepleri varmış belki. En muhteşem savunması budur. Derinlerde bilinmeyen sebepler. Bir de bilmediğiniz şeyler var der haksız olunca. Mevzuya gizem katınca kendimi sorgulayacağım çünkü haksız mıyım diye.