Gerçekten dışarıdan bakıldığında böyle mi görünüyor? Çünkü bazen aşırı takıntılı olduğum için kendimi suçluyorum. Adam haklı diyip kendi kendime kızıyorum. Bazen de her şey senin yüzünden diye ona yükleniyorum. Bu arada destek alıyorum ama çok sık gidemediğim için henüz çok başlardayız. Psikolog da zaten direkt olarak boşan ya da boşanma şeklinde bir yönlendirme yapmayacaktır. Ben neyin doğru neyim yanlış olduğunu gerçekten kestiremiyorum.
Keşke sürekli biri yanımda olsa ve şimdi şöyle davran, şu an bunu söyle dese.
yok okudum konuyu tamamen. başka bir yerde daha dikkatimi çekip okumuştum eski bir konuda. haklı çıkmaya çalışmıyorum haklı çıksam ne çıkmasam ne. keşke deşarj olmak yerine çözüm bulmaya çalışsanız. sadece bir öneri. herhalde günlük olsun diiue değil yorum almak için açıldı bu konu?
benim eleştiri biçimim sizin gibi değil ama. çözüm odaklıyım. mesela ailesi 2 düğün istiyor annesi beni ikna etmeye çalışıyor. ben de ona bunun saçma olduğunu konuşuyorum. ailen neden iki düğün istiyor diyorum. gidip ona annen bana bunu yaptı şunu yaptı demiyorum. ne desem boş sabit fikirli takıntılı birisine. yaşayın gidin cesaretiniz olursa belki sizi dibe çekenin ne olduğunu görürsünüz. ben zaten kabul ediyorum huysuz olduğumu sıkıntı yok. kafamı duvarlara vuracak seviyeye gelmem inşallah. yalana da asla tahammül edemem. hakkımı da kimseye yediremem. kimsenin sizi neden sevmediğini anladım yine ne iş yerinde ne ailede sevilmiyorsunuz açtığınız konularda gördüm. beni konumdan vurmaya çalışıyorsun ya pesBiraz günlük gibi evet. Biraz da yorum almak için. Tıpkı sizin çok sevip de toksikleşmenize yorum almak istemeniz gibi. Mesela nişanlınıza ailesini ve arkadaşlarını eleştirmekten vazgeçmediğinizi söylemişsiniz. Bence şey, nişanlınızın ailesini bu kadar takmayın, evlenseniz de siz zaten halledersiniz. Buraya konu açmadan da çözersiniz. Toksiklik hariç. O önemli.
+ Eşini bezdirmişsin durmadan aynı konuları açarak, ısıtıp ısıtıp önüne getirerek. Tabii ki eşimle konuşacağım diye diye her fırsatta aynı yere dönmüşsün, adamın da zaten travmaları varmış, bıkmış haliyle. Erkekler bizim kadar konuşmayı, didiklemeyi sevmiyor bi kere, istediğin şekilde tepki vermiyor diye yaptığın yorumlar çok garip, halasının geliniyle bir olup niye seni dışlamış olsun mesela, ne alaka?Merhabalar, biraz dertleşmek istiyorum. Yine destan geliyor. Linç yemeye de hazırım. Direkt konuya giriyorum.
Eşimin halasının gelini beni manipüle edip kendisi sülalenin en sevilen gelini olmak için çok uğraştı. Ve bunu yaparken de hep gözümün içine bakarak, bana canım cicim diyerek, benimle çok iyi olmaya çalışarak yaptı. Oysaki buna gerek yoktu ben zaten sanırım sosyal fobisi olan bir insanım ve son zamanlarda insanlardan köşe bucak kaçar hale geldim. Hele ki eşimin ailesi zamanında çooook canımı sıktıkları için benden uzak Allah’a yakın. Tabiki görüşüyoruz ama hiçbir zaman “en” olmak gibi bir kaygım olmadı. Aksine ben baştan elendim, herkes yarışa devam edebilir modunda bir insanım. Çünkü babası beni başından beri istemedi, kardeşleriyle falan da bir diyaloğum yok. Hiçbir zaman kendimi sevdirmek, kabul görmek gibi bir çabam da olmadı. Olsaydı eminim ki bu bahsettiğim gelinin kv si bile beni baş tacı eder, kendi gelinine yüz çevirirdi. Çünkü beni çok seviyor ve her zaman da söylüyor kendi gelinimden ayırmıyorum diye. Tabi gelini de bu duruma uyuz oluyor. Ben o gelin kadar fettan olup kendisini saf dışı bırakmaya çalışsam onun kadar çaba göstermeme bile gerek kalmadan yapardım bazı şeyleri. Ama yine söylüyorum, asla kimseyle samimi olmak hele ki eşimin ailesiyle hiç ama hiç istemedim bundan sonra da zaten o kaosa hiç girmem.
Gelin özetle şöyle biri. Daha önce şehir dışında yaşarken beni aradığında saatlerce eşinin ailesini kötülerdi. Nefret ediyorum, Allah belalarını versin, gerizekalılar falan derdi. Bugün bile kv si bir şeyler anlatırken yüzünü buruşturuyor, küçümsüyor onları. Öte yandan şu an burada iki çocuğuyla kalıyor. Eşi şehir dışında çalışıyor hala. Birkaç ay daha öyle olacak. Kendisi çocuklarına baktırmak ve çeşitli işlerini hallettirmek için sürekli kv ile beraber. Bir de onların verdiği evde yaşıyor. kimsesi de yok ve yalnızlıktan çok korktuğundan bahsetmişti daha önce. Yani bir yerde onlarla iyi geçinmeye mecbur diyeceğim ama insan sırf mecbur olduğu için bu kadar rol yapabilir mi ya da gerçekten onlarla vakit geçirmekten hoşlanıyor mu bunu gerçekten bilmiyorum.
Benim eşimin ailesini de bana sürekli kötülüyordu. Ne kadar tuhaflar hele senin kp ne kadar gıcık bir adam diyordu. Ay çocuğuna onlar bakmasın bence falan diyordu. Şimdi buraya taşınınca ilk yemeğe davet ettiği misafirlerden biri de benim kv ile kp. Çünkü benim kp elektrikçi ve kendisinin televizyonu duvara monte edilecekmiş bazı elektrik işleri varmış. Kp gitmişken Onları halletmiş. En son olay da bana kv seninle ilgili şunları söyledi diyip ertesi gün onlarla denize gitmişti. Sizi çağırmadılar mı biz yarın onlarla denize gideceğiz falan demişti bana da. Bu olaydan sonra ben iyice emin olmuştum onun niyetinden ve bir daha da hiç iletişim kurmadım kendisiyle.
Bugün eşimin halası ve bu gelin bize geldiler çaya. Onlar gittikten sonra eşimle sohbet ederken ben yine her zamanki gibi eski konuları açtım. Dedim ki ne kadar fettan bir kız herkesin arkasından konuşuyor ama yüzlerine gelince melek gibi ve bütün işlerini hallettiriyor. İşin tuhafı hiçbir şeyi eşine anlatmıyor dedim. Yani gerçek duygularını eşi bile bilmiyor. Bana o aileyle ilgili söylediği hiçbir şeyi eşine belli etmiyor. Onun yanında hep “olsun canım o senin annen, öyle demek istemedi zaten” falan diyor. Sonra ikimiz yalnız kalınca diyor ki ay nefret ediyorum keşke buraya taşınmasaydım.
Sen de benim öyle olmamı isterdin ama ben yapamam dedim. Eşim de dedi ki anlatman bir şey değil de yorum yapmamı bekliyorsun. Karşı taraf ailem olunca her zaman yorum yapamıyorum dedi. Sinir oldum tabi ki. Beni bu hale sen getirdin, tüm olanlara senin yüzünden maruz kaldım, evli kaldığımız sürece anlattıklarıma katlanmak zorundasın dedim. Çünkü kuzeni evlenirken her şeyi bu geline baştan söylemiş. Annem şöyle biridir dikkat et, babam böyledir vs. Hiçbir şey kendisine sürpriz olmamış. Ben ise tam bir cehenneme düştüm. Evliliğimin ilk iki senesi iğrenç geçti bu insanlar yüzünden. Aklımı başıma toplayıp da kendimi geri çekmeseydim, hala onlara sık gidiyor olsaydım tımarhaneyi boylardım. Şimdi bayramdan bayrama gidiyorum ya da binde bir işte.
Eşime gelince başlarda ailesinin yaptıklarını kabul etmedi. Beni hep takıntılı olmakla suçladı. Ben ailemle ilgili hiçbir şey duymak istemiyorum kendi içinde hallet diyerek beni yalnız bıraktı. Tek iyi yanı hiçbir zaman beni ailesine götürmek için zorlamadı ama dengeyi sağlamak, beni ezdirmemek için de hiçbir çabası olmadı. Ben her şeyi kendi başıma hallettim. Kendim mesafe koydum. Belki en başta eşim bu kadar pasif olmayıp gerektiği gibi davransa bu kadar nefret etmezdim ve bu kadar sinirlerim yıpranmazdı. Bi de bana diyor ki keşke sen de bana anlatmasan.
Kendisi de ailesinden darbe yiyince bu sefer o da her şeyi bana anlatmaya başlamıştı. Ailesinin evlat ayrımı yaptığını, küçüklüğünden beri kardeşiyle kıyaslandığını ve bunun kendisinde derin travmalara sebep olduğunu, destek almak istediğini vs söyledi. Ben hep yanında oldum, destekledim. Şimdi bana diyor ki anlatmasan.
Ne demek ya? Bunu gerçekten kabul edemiyorum. Aklım almıyor. İnsan eşine karşı da strateji yapacaksa, olanları olduğu gibi anlatmayıp rol yapacaksa ne anlamı var ki. Ben eşime sadece ailesini değil, her şeyi anlatıyorum. Çünkü beni dinliyor, anlıyor. Artık ailesiyle ilgili de böyle sanıyordum. Yani beni anlıyor sanıyordum. Şimdi diyorum ki beni idare ediyormuş demek. Kavga etmeyelim diye anlıyor gibi yapıyormuş herhalde. Demek ki her an tetikte olmak hep strateji yapmak lazımmış. Politik olmak lazımmış. Ben böyle bir insan değilim, yapamıyorum. Ya da olmalıyım bilmiyorum.
Evet eşinize her şeyi anlatmayın derler. Ben de kendi ailemle ilgili bilmesini gerektirmeyen şeyleri anlatmam. Ama onun ailesinin yaptıklarını da ona anlatmayacaksam kime anlatayım? Sokaktaki insana mı anlatayım? Onun yüzünden muhattap olduğum kişiler sonuçta. Kaldı ki ben öyle bir hale gelmiştim ki hiç kimseyle tek kelime edemez durumdaydım. Bunların hepsi de onlar yüzünden olmuştu. Gidip aileme mi anlatsaydım. Tabi ki eşime anlattım hep. Meğer rahatsızmış. Demek ki o da bana karşı rol yapıyormuş. Şu an ne hissediyorum biliyor musunuz? Sanki eşim, ailesi, bu gelin de dahil hepsi bir olmuşlar da bir ben dışlanmışım gibi. Ne kadar iğrenç bir duygu.
Siz olsanız ne yapardınız? Öncelikle eşime beni çok kırdığını söylemek istiyorum ama şu an ne söylesem beni idare etmek için olumlu konuşacakmış gibi hissediyorum. Beni gerçekten anlamasını istiyorum oysaki. Bunu nasıl yapabilirim? İkincisi de gerçekten ömrümüzün sonuna kadar stratejik mi davranmalıyız? Eşimize bile mi?
+ Eşini bezdirmişsin durmadan aynı konuları açarak, ısıtıp ısıtıp önüne getirerek. Tabii ki eşimle konuşacağım diye diye her fırsatta aynı yere dönmüşsün, adamın da zaten travmaları varmış, bıkmış haliyle. Erkekler bizim kadar konuşmayı, didiklemeyi sevmiyor bi kere, istediğin şekilde tepki vermiyor diye yaptığın yorumlar çok garip, halasının geliniyle bir olup niye seni dışlamış olsun mesela, ne alaka?
Haklıyken bu -kaba tabirle- dırdırcı halin yüzünden haksız duruma düşmüşsün ve düşüyorsun. Her doğru her yerde, her zaman söylenmez, bazen susmak gerekir ve bu sandığın gibi "taktik yapmak" değildir, sürekli konuşmak da "dobra ve dürüst" olmak hiç değildir.
Eşinle elbette ki konuşup dertleşeceksin ama seninki adamı didiklemeye dönmüş gibi görünüyor. Geçmişten gelen, içinde kalan, rahatsız edici şeyler varsa bi uzmanla görüşüp paylaşabilirsin.
benim eleştiri biçimim sizin gibi değil ama. çözüm odaklıyım. mesela ailesi 2 düğün istiyor annesi beni ikna etmeye çalışıyor. ben de ona bunun saçma olduğunu konuşuyorum. ailen neden iki düğün istiyor diyorum. gidip ona annen bana bunu yaptı şunu yaptı demiyorum. ne desem boş sabit fikirli takıntılı birisine. yaşayın gidin cesaretiniz olursa belki sizi dibe çekenin ne olduğunu görürsünüz. ben zaten kabul ediyorum huysuz olduğumu sıkıntı yok. kafamı duvarlara vuracak seviyeye gelmem inşallah. yalana da asla tahammül edemem. hakkımı da kimseye yediremem. kimsenin sizi neden sevmediğini anladım yine ne iş yerinde ne ailede sevilmiyorsunuz açtığınız konularda gördüm. beni konumdan vurmaya çalışıyorsun ya pes
Iste zamanında olanlar içinde kalmış ve eşin de o zamanlar beklediğin şekilde arkanda durmadigi için ona da öfkelisin, en ufacık şeyde tetikleniyorsun.Uzmanla da görüşüyorum ama aşamıyorum hala bazı şeyleri. Evet didiklemek beni de rahatsız ediyor yapmayacağım diyorum bir süre sabrediyorum ama ne zaman onun ailesinden akrabalarından biriyle karşılaşsam böyle oluyor. Kendime engel olamıyorum mutlaka bir patlama yaşıyorum. Yerli yersiz kavga çıkarıyorum sonra.
işte bende careye bakılacak bir sıkıntı yok çünkü umursamıyorum. şimdiden aramda hepsiyle mesafe var farklı sehirde yaşıyoruz. siz de değişmeye adım atmaya çalışmayın görmezden gelmeye devam edin belki en iyi gelin olursunuztüm eski konularımı okuyarak beni vurmaya çalıştınız. Sonra ben de sizin yaptığınızın aynısını yapınca sinirlendiniz. Hatta yetmedi yorumu tekrar düzenleyip eklemeler yaptınız. Yani ben takıntılıyım kabul ediyorum ama siz de pek normal görünmüyorsunuz. Tavsiyem, yol yakınken bir çaresine bakın sonra benim gibi olursunuz. Aman diyim.
işte bende careye bakılacak bir sıkıntı yok çünkü umursamıyorum. şimdiden aramda hepsiyle mesafe var farklı sehirde yaşıyoruz. siz de değişmeye adım atmaya çalışmayın görmezden gelmeye devam edin belki en iyi gelin olursunuz
kız sevgilimin ailesinden hangi konuda şikayet etmişimSize cevap yazarken sorunlarımı unutmuşum bir anlık. Teşekkür ederim çok. Ayrıca şunu da eklemeden geçemeyeceğim, umursamıyor olsanız konu açmaz, yorum beklemezsiniz ama yine de siz bilirsiniz. Siz de kendinizi kandırmaya devam edin ne diyetim. Hoşçakalın
Nilay :) diyesim geliyor benim deSülalenin en iyi gelini cümlesine 5 dakikadır gülüyorum devam edemedim okumaya tşk
Hepsini okudum.. inanın çözümü var.Merhabalar, biraz dertleşmek istiyorum. Yine destan geliyor. Linç yemeye de hazırım. Direkt konuya giriyorum.
Eşimin halasının gelini beni manipüle edip kendisi sülalenin en sevilen gelini olmak için çok uğraştı. Ve bunu yaparken de hep gözümün içine bakarak, bana canım cicim diyerek, benimle çok iyi olmaya çalışarak yaptı. Oysaki buna gerek yoktu ben zaten sanırım sosyal fobisi olan bir insanım ve son zamanlarda insanlardan köşe bucak kaçar hale geldim. Hele ki eşimin ailesi zamanında çooook canımı sıktıkları için benden uzak Allah’a yakın. Tabiki görüşüyoruz ama hiçbir zaman “en” olmak gibi bir kaygım olmadı. Aksine ben baştan elendim, herkes yarışa devam edebilir modunda bir insanım. Çünkü babası beni başından beri istemedi, kardeşleriyle falan da bir diyaloğum yok. Hiçbir zaman kendimi sevdirmek, kabul görmek gibi bir çabam da olmadı. Olsaydı eminim ki bu bahsettiğim gelinin kv si bile beni baş tacı eder, kendi gelinine yüz çevirirdi. Çünkü beni çok seviyor ve her zaman da söylüyor kendi gelinimden ayırmıyorum diye. Tabi gelini de bu duruma uyuz oluyor. Ben o gelin kadar fettan olup kendisini saf dışı bırakmaya çalışsam onun kadar çaba göstermeme bile gerek kalmadan yapardım bazı şeyleri. Ama yine söylüyorum, asla kimseyle samimi olmak hele ki eşimin ailesiyle hiç ama hiç istemedim bundan sonra da zaten o kaosa hiç girmem.
Gelin özetle şöyle biri. Daha önce şehir dışında yaşarken beni aradığında saatlerce eşinin ailesini kötülerdi. Nefret ediyorum, Allah belalarını versin, gerizekalılar falan derdi. Bugün bile kv si bir şeyler anlatırken yüzünü buruşturuyor, küçümsüyor onları. Öte yandan şu an burada iki çocuğuyla kalıyor. Eşi şehir dışında çalışıyor hala. Birkaç ay daha öyle olacak. Kendisi çocuklarına baktırmak ve çeşitli işlerini hallettirmek için sürekli kv ile beraber. Bir de onların verdiği evde yaşıyor. kimsesi de yok ve yalnızlıktan çok korktuğundan bahsetmişti daha önce. Yani bir yerde onlarla iyi geçinmeye mecbur diyeceğim ama insan sırf mecbur olduğu için bu kadar rol yapabilir mi ya da gerçekten onlarla vakit geçirmekten hoşlanıyor mu bunu gerçekten bilmiyorum.
Benim eşimin ailesini de bana sürekli kötülüyordu. Ne kadar tuhaflar hele senin kp ne kadar gıcık bir adam diyordu. Ay çocuğuna onlar bakmasın bence falan diyordu. Şimdi buraya taşınınca ilk yemeğe davet ettiği misafirlerden biri de benim kv ile kp. Çünkü benim kp elektrikçi ve kendisinin televizyonu duvara monte edilecekmiş bazı elektrik işleri varmış. Kp gitmişken Onları halletmiş. En son olay da bana kv seninle ilgili şunları söyledi diyip ertesi gün onlarla denize gitmişti. Sizi çağırmadılar mı biz yarın onlarla denize gideceğiz falan demişti bana da. Bu olaydan sonra ben iyice emin olmuştum onun niyetinden ve bir daha da hiç iletişim kurmadım kendisiyle.
Bugün eşimin halası ve bu gelin bize geldiler çaya. Onlar gittikten sonra eşimle sohbet ederken ben yine her zamanki gibi eski konuları açtım. Dedim ki ne kadar fettan bir kız herkesin arkasından konuşuyor ama yüzlerine gelince melek gibi ve bütün işlerini hallettiriyor. İşin tuhafı hiçbir şeyi eşine anlatmıyor dedim. Yani gerçek duygularını eşi bile bilmiyor. Bana o aileyle ilgili söylediği hiçbir şeyi eşine belli etmiyor. Onun yanında hep “olsun canım o senin annen, öyle demek istemedi zaten” falan diyor. Sonra ikimiz yalnız kalınca diyor ki ay nefret ediyorum keşke buraya taşınmasaydım.
Sen de benim öyle olmamı isterdin ama ben yapamam dedim. Eşim de dedi ki anlatman bir şey değil de yorum yapmamı bekliyorsun. Karşı taraf ailem olunca her zaman yorum yapamıyorum dedi. Sinir oldum tabi ki. Beni bu hale sen getirdin, tüm olanlara senin yüzünden maruz kaldım, evli kaldığımız sürece anlattıklarıma katlanmak zorundasın dedim. Çünkü kuzeni evlenirken her şeyi bu geline baştan söylemiş. Annem şöyle biridir dikkat et, babam böyledir vs. Hiçbir şey kendisine sürpriz olmamış. Ben ise tam bir cehenneme düştüm. Evliliğimin ilk iki senesi iğrenç geçti bu insanlar yüzünden. Aklımı başıma toplayıp da kendimi geri çekmeseydim, hala onlara sık gidiyor olsaydım tımarhaneyi boylardım. Şimdi bayramdan bayrama gidiyorum ya da binde bir işte.
Eşime gelince başlarda ailesinin yaptıklarını kabul etmedi. Beni hep takıntılı olmakla suçladı. Ben ailemle ilgili hiçbir şey duymak istemiyorum kendi içinde hallet diyerek beni yalnız bıraktı. Tek iyi yanı hiçbir zaman beni ailesine götürmek için zorlamadı ama dengeyi sağlamak, beni ezdirmemek için de hiçbir çabası olmadı. Ben her şeyi kendi başıma hallettim. Kendim mesafe koydum. Belki en başta eşim bu kadar pasif olmayıp gerektiği gibi davransa bu kadar nefret etmezdim ve bu kadar sinirlerim yıpranmazdı. Bi de bana diyor ki keşke sen de bana anlatmasan.
Kendisi de ailesinden darbe yiyince bu sefer o da her şeyi bana anlatmaya başlamıştı. Ailesinin evlat ayrımı yaptığını, küçüklüğünden beri kardeşiyle kıyaslandığını ve bunun kendisinde derin travmalara sebep olduğunu, destek almak istediğini vs söyledi. Ben hep yanında oldum, destekledim. Şimdi bana diyor ki anlatmasan.
Ne demek ya? Bunu gerçekten kabul edemiyorum. Aklım almıyor. İnsan eşine karşı da strateji yapacaksa, olanları olduğu gibi anlatmayıp rol yapacaksa ne anlamı var ki. Ben eşime sadece ailesini değil, her şeyi anlatıyorum. Çünkü beni dinliyor, anlıyor. Artık ailesiyle ilgili de böyle sanıyordum. Yani beni anlıyor sanıyordum. Şimdi diyorum ki beni idare ediyormuş demek. Kavga etmeyelim diye anlıyor gibi yapıyormuş herhalde. Demek ki her an tetikte olmak hep strateji yapmak lazımmış. Politik olmak lazımmış. Ben böyle bir insan değilim, yapamıyorum. Ya da olmalıyım bilmiyorum.
Evet eşinize her şeyi anlatmayın derler. Ben de kendi ailemle ilgili bilmesini gerektirmeyen şeyleri anlatmam. Ama onun ailesinin yaptıklarını da ona anlatmayacaksam kime anlatayım? Sokaktaki insana mı anlatayım? Onun yüzünden muhattap olduğum kişiler sonuçta. Kaldı ki ben öyle bir hale gelmiştim ki hiç kimseyle tek kelime edemez durumdaydım. Bunların hepsi de onlar yüzünden olmuştu. Gidip aileme mi anlatsaydım. Tabi ki eşime anlattım hep. Meğer rahatsızmış. Demek ki o da bana karşı rol yapıyormuş. Şu an ne hissediyorum biliyor musunuz? Sanki eşim, ailesi, bu gelin de dahil hepsi bir olmuşlar da bir ben dışlanmışım gibi. Ne kadar iğrenç bir duygu.
Siz olsanız ne yapardınız? Öncelikle eşime beni çok kırdığını söylemek istiyorum ama şu an ne söylesem beni idare etmek için olumlu konuşacakmış gibi hissediyorum. Beni gerçekten anlamasını istiyorum oysaki. Bunu nasıl yapabilirim? İkincisi de gerçekten ömrümüzün sonuna kadar stratejik mi davranmalıyız? Eşimize bile mi?
Hepsini okudum.. inanın çözümü var.
Merhabalar, biraz dertleşmek istiyorum. Yine destan geliyor. Linç yemeye de hazırım. Direkt konuya giriyorum.
Eşimin halasının gelini beni manipüle edip kendisi sülalenin en sevilen gelini olmak için çok uğraştı. Ve bunu yaparken de hep gözümün içine bakarak, bana canım cicim diyerek, benimle çok iyi olmaya çalışarak yaptı. Oysaki buna gerek yoktu ben zaten sanırım sosyal fobisi olan bir insanım ve son zamanlarda insanlardan köşe bucak kaçar hale geldim. Hele ki eşimin ailesi zamanında çooook canımı sıktıkları için benden uzak Allah’a yakın. Tabiki görüşüyoruz ama hiçbir zaman “en” olmak gibi bir kaygım olmadı. Aksine ben baştan elendim, herkes yarışa devam edebilir modunda bir insanım. Çünkü babası beni başından beri istemedi, kardeşleriyle falan da bir diyaloğum yok. Hiçbir zaman kendimi sevdirmek, kabul görmek gibi bir çabam da olmadı. Olsaydı eminim ki bu bahsettiğim gelinin kv si bile beni baş tacı eder, kendi gelinine yüz çevirirdi. Çünkü beni çok seviyor ve her zaman da söylüyor kendi gelinimden ayırmıyorum diye. Tabi gelini de bu duruma uyuz oluyor. Ben o gelin kadar fettan olup kendisini saf dışı bırakmaya çalışsam onun kadar çaba göstermeme bile gerek kalmadan yapardım bazı şeyleri. Ama yine söylüyorum, asla kimseyle samimi olmak hele ki eşimin ailesiyle hiç ama hiç istemedim bundan sonra da zaten o kaosa hiç girmem.
Gelin özetle şöyle biri. Daha önce şehir dışında yaşarken beni aradığında saatlerce eşinin ailesini kötülerdi. Nefret ediyorum, Allah belalarını versin, gerizekalılar falan derdi. Bugün bile kv si bir şeyler anlatırken yüzünü buruşturuyor, küçümsüyor onları. Öte yandan şu an burada iki çocuğuyla kalıyor. Eşi şehir dışında çalışıyor hala. Birkaç ay daha öyle olacak. Kendisi çocuklarına baktırmak ve çeşitli işlerini hallettirmek için sürekli kv ile beraber. Bir de onların verdiği evde yaşıyor. kimsesi de yok ve yalnızlıktan çok korktuğundan bahsetmişti daha önce. Yani bir yerde onlarla iyi geçinmeye mecbur diyeceğim ama insan sırf mecbur olduğu için bu kadar rol yapabilir mi ya da gerçekten onlarla vakit geçirmekten hoşlanıyor mu bunu gerçekten bilmiyorum.
Benim eşimin ailesini de bana sürekli kötülüyordu. Ne kadar tuhaflar hele senin kp ne kadar gıcık bir adam diyordu. Ay çocuğuna onlar bakmasın bence falan diyordu. Şimdi buraya taşınınca ilk yemeğe davet ettiği misafirlerden biri de benim kv ile kp. Çünkü benim kp elektrikçi ve kendisinin televizyonu duvara monte edilecekmiş bazı elektrik işleri varmış. Kp gitmişken Onları halletmiş. En son olay da bana kv seninle ilgili şunları söyledi diyip ertesi gün onlarla denize gitmişti. Sizi çağırmadılar mı biz yarın onlarla denize gideceğiz falan demişti bana da. Bu olaydan sonra ben iyice emin olmuştum onun niyetinden ve bir daha da hiç iletişim kurmadım kendisiyle.
Bugün eşimin halası ve bu gelin bize geldiler çaya. Onlar gittikten sonra eşimle sohbet ederken ben yine her zamanki gibi eski konuları açtım. Dedim ki ne kadar fettan bir kız herkesin arkasından konuşuyor ama yüzlerine gelince melek gibi ve bütün işlerini hallettiriyor. İşin tuhafı hiçbir şeyi eşine anlatmıyor dedim. Yani gerçek duygularını eşi bile bilmiyor. Bana o aileyle ilgili söylediği hiçbir şeyi eşine belli etmiyor. Onun yanında hep “olsun canım o senin annen, öyle demek istemedi zaten” falan diyor. Sonra ikimiz yalnız kalınca diyor ki ay nefret ediyorum keşke buraya taşınmasaydım.
Sen de benim öyle olmamı isterdin ama ben yapamam dedim. Eşim de dedi ki anlatman bir şey değil de yorum yapmamı bekliyorsun. Karşı taraf ailem olunca her zaman yorum yapamıyorum dedi. Sinir oldum tabi ki. Beni bu hale sen getirdin, tüm olanlara senin yüzünden maruz kaldım, evli kaldığımız sürece anlattıklarıma katlanmak zorundasın dedim. Çünkü kuzeni evlenirken her şeyi bu geline baştan söylemiş. Annem şöyle biridir dikkat et, babam böyledir vs. Hiçbir şey kendisine sürpriz olmamış. Ben ise tam bir cehenneme düştüm. Evliliğimin ilk iki senesi iğrenç geçti bu insanlar yüzünden. Aklımı başıma toplayıp da kendimi geri çekmeseydim, hala onlara sık gidiyor olsaydım tımarhaneyi boylardım. Şimdi bayramdan bayrama gidiyorum ya da binde bir işte.
Eşime gelince başlarda ailesinin yaptıklarını kabul etmedi. Beni hep takıntılı olmakla suçladı. Ben ailemle ilgili hiçbir şey duymak istemiyorum kendi içinde hallet diyerek beni yalnız bıraktı. Tek iyi yanı hiçbir zaman beni ailesine götürmek için zorlamadı ama dengeyi sağlamak, beni ezdirmemek için de hiçbir çabası olmadı. Ben her şeyi kendi başıma hallettim. Kendim mesafe koydum. Belki en başta eşim bu kadar pasif olmayıp gerektiği gibi davransa bu kadar nefret etmezdim ve bu kadar sinirlerim yıpranmazdı. Bi de bana diyor ki keşke sen de bana anlatmasan.
Kendisi de ailesinden darbe yiyince bu sefer o da her şeyi bana anlatmaya başlamıştı. Ailesinin evlat ayrımı yaptığını, küçüklüğünden beri kardeşiyle kıyaslandığını ve bunun kendisinde derin travmalara sebep olduğunu, destek almak istediğini vs söyledi. Ben hep yanında oldum, destekledim. Şimdi bana diyor ki anlatmasan.
Ne demek ya? Bunu gerçekten kabul edemiyorum. Aklım almıyor. İnsan eşine karşı da strateji yapacaksa, olanları olduğu gibi anlatmayıp rol yapacaksa ne anlamı var ki. Ben eşime sadece ailesini değil, her şeyi anlatıyorum. Çünkü beni dinliyor, anlıyor. Artık ailesiyle ilgili de böyle sanıyordum. Yani beni anlıyor sanıyordum. Şimdi diyorum ki beni idare ediyormuş demek. Kavga etmeyelim diye anlıyor gibi yapıyormuş herhalde. Demek ki her an tetikte olmak hep strateji yapmak lazımmış. Politik olmak lazımmış. Ben böyle bir insan değilim, yapamıyorum. Ya da olmalıyım bilmiyorum.
Evet eşinize her şeyi anlatmayın derler. Ben de kendi ailemle ilgili bilmesini gerektirmeyen şeyleri anlatmam. Ama onun ailesinin yaptıklarını da ona anlatmayacaksam kime anlatayım? Sokaktaki insana mı anlatayım? Onun yüzünden muhattap olduğum kişiler sonuçta. Kaldı ki ben öyle bir hale gelmiştim ki hiç kimseyle tek kelime edemez durumdaydım. Bunların hepsi de onlar yüzünden olmuştu. Gidip aileme mi anlatsaydım. Tabi ki eşime anlattım hep. Meğer rahatsızmış. Demek ki o da bana karşı rol yapıyormuş. Şu an ne hissediyorum biliyor musunuz? Sanki eşim, ailesi, bu gelin de dahil hepsi bir olmuşlar da bir ben dışlanmışım gibi. Ne kadar iğrenç bir duygu.
Siz olsanız ne yapardınız? Öncelikle eşime beni çok kırdığını söylemek istiyorum ama şu an ne söylesem beni idare etmek için olumlu konuşacakmış gibi hissediyorum. Beni gerçekten anlamasını istiyorum oysaki. Bunu nasıl yapabilirim? İkincisi de gerçekten ömrümüzün sonuna kadar stratejik mi davranmalıyız? Eşimize bile mi?