ölmüş birini özlemek...

Anlıyorum seni. Evet dediklerin doğru babam ben kızım olana kadar yanımdaydı. Ama diğer küçük kardeşlerim var. Ancak bunu çocuklukta yaşamanın tarifi yok. Kime üzülsen o ayrı bir şey. Dediğin gibi annen genç yaşta bir sürü yaşanmamışlığı bırakmış gitmiş, keza siz başka.

Ancak annenin genç yaşta vefat etmesi umarım onun cennetle müjdelenmesine karşılık gelir. Sizin de geçmişte yaşadıklarınızın da bir karşılığı mutlaka olacaktır. İlahi düzen çok adeletli.
 
kaybettiğim iki arkadaşımı çok özlüyorum..bazen aklım duracak gibi oluyor kendimi onların annelerinin kardeşlerinin yerine koyunca...sonrada ahirete iman geliyor benim aklıma..gerçek yerde olanlar onlar diyorum..geçici yerde bizler..biraz kalbim ferahlıyor
 
Küçük yaşta kaybettim annemi.. özlemediğim tek bir an bile yokk... Geçen yıllar acıyı biraz hafifletsede insan unutamıyor yinede.. ağlıyorummm ve dua ediyorummm elden başka hiçbirşey gelmiyoo..
 
Ah canim ya , herkesi ayri yaralar... Seni kardeslerini...
insallah cennette rahat eder annem, zaten bu dunyada pek iyi gunler gormemis . Umarim karsiligini gorur...
 
Tam 13 ay önce dedemi kaybettim..
Hala içimde acısı var..
Hala özlüyorum..
Babanemin yanı boş mesela..
Babanemin tamamı yok..
Onun oturduğu yerde kimse onun gibi oturmuyor..
Onun gibi dolu dolu değil..
Ondan dahada kalıplı biride orda otursa orası eksik !!
O koltuğun o kısmının sahibi Dedem çünkü..
O eşyaların sahibi dedem..
Her ezan okunurken camiye koşa koşa giden biri yok mesela..
Bazen kızsamda belli etmezdim..
Bazen şakalaşırdık..
Sesi unutmamaya çalışıyorum..
Bazen onun söylediği cümleyi, sözü, kelimeyi ben söylüyorum..
Onunla öyle bütünleştirmişim ki ben söylesem bile sırıtıyor.. Üstüme ağır geliyor.
Mezarına gidince düşünüyorun; Bunun altında yani yakınım açsa ulaşıcam ama bi o kadar da uzağım.. O yanımda değil.. Burdan gidince o tek kalıcak yine.. Sonra sıra bize gelicek bizde orda olucaz.. Acaba ölümümüzden yıllar sonra bile bizim için ağlayan üzülen bizi düşünen birileri torunlarımız olur mu diye düşünüyorum.. Rüyama girsin diye düşünen bi torunumuz olur mu diye düşünüyorum.. Okul tatil olduğunda
-Okul beni aradı sana okul varmış git hadi okula demesini özledim mesela..
Kanser olduğunu ilk duyduğum zamanı hatırlıyorum..
Ne kadar kötüydü..
Ama onun yerinin boşta kalıcağını hiç düşünmedim..
Kalmazdı bence.. Ölümü ona yakıştıramazdım..
Şeytanda aklıma giriyor bazen.. Kötü şeylerini hatırlatıyor..
Ama ben iyilerinde inat ediyorum..
Fotoğrafını getirdim yanımda..
Şimdi gelse yanıma..
Sarılsa..
Göbeğine vursam..
Şakalaşsak..
Bi fotoğrafı vardı kaybettim.. Yok.. Yok işte..
Çok neşeliydi çok neşeliydik..
O fotoğraf yok ama hafızamda var hemde çok net çok taze..
Tıpkı ölümü gibi taze bi fotoğraf..
Halbuki o cenaze hali bana hala çokta taze gelmez..
O eve girdiğimde öldüğünü biliyordum ama yanımda hissettim..
O salonda yatanda dedem değildi..
Başka biriydi..
Yüzünü okşadım..
Öptüm..
Ağladım..
Yüzünü okşadığım parmaklarımdaki soğukluğu hala hissederim..
Ve o soğukluk ne hava soğukluğu, ne bbi zeminin soğukluğuna benziyor.. Farklı bişey..
Ama o soğukluğa rağmen nefes alıyor gibi..
Göbişindeki bıçak hareket ediyordu sanki..
Tabii artık göbişide kalmamıştı..
Canım dedem ya..
Neredeyse her gece dua etmeye çalışıyorum..
İnşALLAH bizden çok çok çok çok çok iyi durumdadır..
İnşALLAH orada yan yana olabiliriz
 
bir tanidigim var, annesini hic tanimamis, dogumda vefat etmis. o bana demisti ki sen bana gore sanslisin, ben annemi hic ama hic ama hic tanimadim gormedim. Hakliydi, utanmistim....( ben o anda bir baskasini kendime gore sansli gormustum ve dile getirmistim )
sen bana gore bir nebze sanslisin lafimi geri aliyorum, kullanmiyordum bu kelimeyi. bir yerlerden cikarmis ve kullanmisim. utanmistim tanidigim bana oyle deyince, kimseye soylemeyecegim demistim...
Aci dustugu yeri yakiyor, herkese gore fakli.... bir nebze sanslisin diyemem sana, haddini asan bir kelime kullandim.
 
Evet ateş düştüğü yeri yakıyor ama yaş ilerledikçe dünya görüşün oturdukça ölümü daha farklı yorumluyorsun. Kısmen daha metin oluyorsun diyebilirim, daha teslimiyetçi..

Ancak çocukken bunu yaşamış olmayı hayal edemiyorum. Küçükken en büyük korkum anne babamı kaybetmekti.

Sen yazmadan önce bir örnek verdim. Çok yakın bir tanıdığım 32 yaşında bir erkek kanserden vefat etti geride 2 yaşında bir çocuk ve 28 yaşında bir kadın kaldı. Cenazesinde çocuğun hiçbir şeyden haberi yoktu, oynuyordu. Babasını hiç tanımıyordu, hatırlamıyordu.. Hafızasında bir sima olmayacak yani ileride. Bununla benim yaşadığım arasında elbette fark var ama bunu düşünmek acımı biraz hafifletiyor tamamen değil. Ben de kendimce bir şeyler diyorum. Babam 59 yaşındaydı..

Geçen babamdan çok yaşlı bir adama doğru dedeeee diye koşan bir çocuk gördüm; babam geldi aklıma. Parklarda zar zor yürüyen neredeyse sürünen insanlar görüyorum. Torunlarını parka getiren dedeler görüyorum.. En azından diyorum babam en sevdiği meyve karpuzu yiyemeden bu yaz gitti diye.. Yani deşince çok şey çıkıyor. Ama empati yapabiliyorum.
 
Annemin ölümü geliyor aklıma. O gün. O sabah. Evdeki kosusturmamiz. Ambulansi bekleyisimiz. Çaresizligimiz. Babamın annemin adını haykırışı halen kulaklarımda. Gelip annemi goturusleri. Evdeki bekleyisim ve çıldırmış gibi dua edişim. Kardeşimin yanında kalmak zorundaydım evde bekledim bekledim annemi gelmedi. Hastaneye geleceğim dedim babama itiraz etmedi. Anladım. Konduramadım. Hastaneye gittim kardesimi eve gelenlere emanet edip. Babamı buldum başka akrabalar da vardı. Bekliyorlardi dışarıda. Annem iyi mi dedim iyi dediler. Babam geldi sarıldı. Anladım. Beni anneme goturmesini istedim gel dedi omzumdan tutup. İçeri girdik. Merdivenleri indik en alt kata kadar. Artık emindim. Görevli isim dedi. Babam söyledi. Buz gibi dolaplardan birisini açtı görevli. Yatan kişinin ayak baş parmağında asılı olan kağıda baktı. O değildi. Kapattı dolabı. Yandakini açtı kağıda baktı. Bana döndü besmele çek dedi. Yaklaşım yüzünü gördüm. Daha da yaklaşım. Dokundum yüzüne. Buz gibiydi. Çığlık attım istemsiz. Konduramadım. Sonra eğildim öptüm yanağından. Sağ elmacık kemiğinin üzerinden. Cok sertti. Ne kadar da zayiflatmisti hastalık onu. Babam yaklaştı kaldırdı beni. Çıktık. Bu anılar yıllar geçmesine rağmen gitmiyor gözlerimin önünden. Hatıralarımin aklımda silikleşmeye başlamasına rağmen neden bunlar capcanli duruyor. Acı veriyor. İnşallah birgün annemin gittiği yere gidebilecek kadar iyi olabilirim. Tek tesellim onu birgün yeniden görebilmek. Bir gün yeniden mutlu ailem biraraya gelir inşallah. Dilerim hepiniz kaybettiklerinizi birgün yeniden bulursunuz. Dilerim cennette buluşursunuz.
 
Amcamın oğlu 22 yaşında 10 mart 2014 te vefaat etti.Ve zaman geçtikçe daha çok özlemim artıyor.Anne babası engelli olduğu için bizimle büyümüştü.Çok özlüyorum lakin dua etmekten başka gözlerimden süzülen yaşlardan başka hiç bişey gelmiyor elimden.Evet Barış'ım çok özlüyorum seni.
 
Tam 10 sene oldu babamı kaybedeli.
Hala ilk günkü kadar canım yanar aklıma geldikçe. Hala deli gibi özlüyorum onu.
Ölüm zamanla geçecek bir acı değilmiş benim için, hastalanarak gözümün onünde eriyerek kaybettiğim için olsa gerek, en derin yaramdır.Hep yeniymişçesine kanıyor benim yaram.
 
 
Kızlar böyle hassas bir konuda gereksiz tartışmanız hoş değil.
Hayat beni neden yoruyosunnnn diye şarkı da var.
Ne olmuş yani?

İnsanların inancını nickte falan aramak anlamsız.
İnanç insanın yüreğindedir, taa içindedir.

Nickte, iki yorumda göstermez kendini..

Konu sahibi..

Bir şey yapılmıyor bazen hüngür hüngür ağlıyorsun,bazen gözlerin doluyor.
Burnun kıpkırmızı oluyor sızı içinde.

Bu yemeği pek severdi.
Hava çok soğuk.. Üşüyor mudur yine?

Gibi düşüncelerle dalıp gidiyorsun işte.

Sonuçta hayat devam ediyor.
Ağlaya ağlaya yiyorsun onun sevdiği yemeği..

Onun ısınmaya çalıştığı odada artık onsuz sen ısınmaya çalışıyorsun..

Öyle işte..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…