Merhabalar! Ben de sizden 1 yil sonra yerlestim universiteye ve cok isteyerek sectigim bolumu okul ve hocalar yuzunden okuyamayacagima emin olmustum. Ama cok sukur seneye 6. yilimda bitecek. Hem bolumu hem meslegi hem kendi zekami sorguladigim bir surecteydim. Yatay gecis yapabilecek durumdaydim ama hep gec oldu daha cok sik disini diyerek zorladim ben kendimi. Aradaki yorumlari okumadim ki muhtemelen bakmissinizdir da tekrar sinava o yuzden gireceksinizdir ama yatay gecis icin arastirdiniz mi? Bu arada yanlis anlamayin, istemediginiz sevmediginiz bolumu okumanin kabustan farki olmadigini dusunuyorum ve birakmak icin de hicbir zaman gec olmadigina inaniyorum. Ama bazen aileleri ikna etmek kolay olmuyor, o yuzden belki de ailenizin oldugu sehirde bir universiteye gecip son 1 seneyi de okuyup ilk diplomanizi aldiktan sonra ikinci universiteyi okursaniz buna karsi cikacaklarini sanmiyorum. Hem de erkek arkadasinizla nisanlanabilirsiniz bu surecte. Diger bir tavsiyem de terapiye gitmeniz. Insan boyle donemlerde cok sikismis hissediyor, ben de okul ve aile dengesini ve cizmem gereken yolu biraz oyle sekillendirdim. Sirf aileniz icin de mutsuz olacaginiz bir sey yapmayin, psikolog bu anlamda yardimci olabilir diye dusunuyorum. Onlarla nasil konusmaniz gerektiginden tutun nasil bir tavir sergileyebileceklerine karsi kendinizi hazirlamaniz icin bir yol gosterebilir. Soylediklerimi mutlaka dusunmussunuzdur, ne kadar yardimci olabildim bilmiyorum ama soylemek istedim. :)
Öncelikle merhabalar. :)
Yatay geçiş için ortalamam maalesef yetersiz. Ben de çok isterdim diplomamı almayı çünkü 6 yılımı çöpe atmak en çok benim için zor. Yaşadığım şeyleri yaşamışsınız o yüzden bilirsiniz; bölümden nefret ettiğiniz için çalışmak istemezsiniz, şehirden nefret ettiğiniz için dışarı çıkmak istemezseniz, okuldan ve hocalardan nefret ettiğiniz için göresiniz bile gelmez. Kısacası insanın kendini ait olmadığı bir yerde yaşamasının hayatından götürdüğü şeyleri çok iyi bilirsiniz. :)
Aile konusunda da haklısınız. Geçen sene bu konuyla ilgili oldukça tartıştık. Terapist konusunu düşünüyordum bugün, güzel denk geldi. :) Ama korkum şu ki (buradan sonrası anneyi şikayet etmeye girecek ama) annem çok dediğim dedik bir insandır. Ben ona çok farklı şekillerde yaklaşmayı denedim. Hiçbiri etkili olmadı. Aldım karşıma güzelce konuştum, hemen sesi yükseldi, laf sokmalara (ki bu konuda daha önce çok kez konuştum) başladı vs vs. Bu durumlarda ben de sakin kalamayıp sinirlenmeye başlıyorum sonra ayıkla pirincin taşını...
Beni en çok yaralayan köşeye sıkışmışlık hissi evet. Daha önce anksiyete için ilaç tedavisi gördüm. Şimdi de stresten kalp sorunu yaşıyorum ve "Anne sağlığımdan daha mı önemli bir diploma?" dediğimde "Evet." cevabını alıyorum. Bunun benim için oluşturduğu yaranın haddi hesabı olmuyor. Sonra da sinirden söyledim deniyor ama iş işten geçiyor.
Elimde kalan son çare okula yeniden başlayıp mutlu olduğum şeyi yapmak sanırım.
Geçen gün günlük gibi tuttuğum bir deftere geçen sene bu günlerde "Ben artık mutlu olmak istiyorum." yazmışım. Hala aynı fikirdeyim. Çünkü bu durum yüzünden boğuluyormuşum gibi hissediyorum. Ailemden, çevremden gelecek olan psikolojik baskılar bile bu yaşadıklarımın yanında çekilesi geliyor sanki.
Bencillik mi bilmiyorum. Saygısızlık mı inanın onu da bilmiyorum.
Biraz uzun oldu lakin kusura bakmayın.
Teşekkür ederim güzel yorumunuz için. :)