Bir dilci olarak en zor bölümlerden birisidir ingiliz dili ve edebiyatı, en sevdiğimdir ama herkese uygun olmuyor her bölüm, ilk tercihlerinizde yaptığınız hatayı yapmayacaksınız en azından, bildiğiniz, sevdiğiniz bir alanda okumak sizi rahatlatacaktır. Ağırlıklı olarak öğretmenlik düşünüyorsunuz sanırım, ben bir öğretmenin eğitim fakültesinden mezun olması gerektiğini düşünenlerdenim. Çünkü dil-edebiyat, çeviribilim vb. bölümleri tercih eden öğrencilerin planları genellikle farklı olur, spesifik bir hedefleri olmak zorunda da değildir, o yüzden ağır dersler işler, kültürel anlamda gelişirler çoğunlukla. Öğretmenlikler daha rahat bölümlerdir içerik anlamında ve genelde de mezunları öğretmen olur, hedefleri az çok bellidir, sizi ağır bir bölümden sonra rahatlatır elbette, çevreyle ilgili bir şey diyemem ama.
Dilci olduğunuz için beni anlayacağınızı düşünüyorum. Ben öğretmenlik yapmak istediğim için gördüğüm birçok -hatta neredeyse hepsi- konu işime yaramayacak sizin de bildiğiniz gibi. Bu sebeple de bölümden soğudum da soğudum. Bölüm kötü falan demiyorum aksine bence çok güzel bir bölüm ama yapabilene. Bana mesela ölüm gibi geliyor...
Bölümümü sevdikten sonra üniversite ortamını ve çevresini çok umursayacağımı düşünmüyorum. Teşekkür ederim yorumunuz için. :)
Yorumlarinizi okudum ve ve sizin aldığınız kararlar kesin gibi elbette yorumlari da değerlendiriyorsunuzdur ama benim gördüğüm kararinizdan vazgeçmeyecekmiş gibi duruyorsunuz. Bunda elbetteki yaşadıklarınizin da etkisi vardir.
Sonuç olarak zaten 6 yiliniz bu sürüncemede geçmiş bir 2 yiliniz da böyle geçmesin. Bir an önce kararinizk uygulayın yaşayın ve görün diyorum.
Son olarak benim fikrim diger bölümleri sınavları bir 4 yili daha basaracaginiza inaniyorsaniz ki inanmak basarmanin yarisidir şu anki okulunuzu son bir kez kendi kafnizda bir suzgecten gecirin olumsuzluklari bir kenara birakip yapabilir miyim diye bir düşünün eger karariniz kesinse gireceginiz sinava odaklanin ve hayallerinizin peşinden gidin. Ama annenizin gönlünü yaparak bu önemli bir ayrıntı.
Evet düşüncem kesin gibi. Ben sadece farklı görüşlerin iyi olabileceğini, beyin fırtınası yapabileceğimi düşündüm.
AYT-TYT'ye başvurumu yaptığım anda bile çok heyecanlanıp sevindim. Bilinçli bir şekilde, ne istediğimden emin olmanın verdiği bir öz güven ve mutluluk vardı. Kendimi istediğim bölüm/bölümleri okurken düşününce bile içimi huzur kaplıyor.
Okulu 6 yılda bitiremediğim için afedersiniz gerizekalı muamelesi bile gördüm. Şimdi ise sevdiğim bir şeyi çok da başarılı bir öğrenci olarak bitirebileceğime inanıyorum çünkü kendi kapasitemin farkındayım.
Çok teşekkür ederim yorumunuz için.
28 yasina yeni girdim okulumu bazi sebeplerden dolayi cok uzattigim icin 7 senede bitirdim.Yani 27 yasinda,sizde 24 yasindaymisiniz tekrar baslarsaniz benim yazımda mezun olacaksınız.Yasitlariniz calisirken siz hala okuyor olacaksınız ha ayip mi degil ama inan cok zor geliyor kendimden biliyorum.
Siz birde en bastan basliyacaksiniz valla iyi özgüven.Ailen hakli bence o kadar dibine kadar gelmişsiniz bence bolumunuzu Bitirin.
Şu an bile zor geliyor yaşıtlarımın işe girmişken benim okuyor olmam. O konuda çok haklısınız. Teşekkürler yorumunuz için.
Bu örnekleri çok iyi biliyorum ben büyükler bunu anlamıyor. Kuzenim özel bir üni de okuyordu. Hazırlık+2. Sınıfa geldi yapamıyorum dedi aile zorla kendini çalışmadın desese o da ne okulu ne hocaları ne arkadaşlarını sevdi. Onunda bölümü %100 İngilizce idi. Ki çok severek isteyerek girmişti. Umduğu gibi çıkmamış. Biz destek olduk konuştuk babayla. Verdikleri para boşa gitti ama çocuk şimdi başka üni de ve çok mutlu. Dersleri de iyi. Keşke ilk sene deseydin dedim. Abla ailemden çekindim belki yaparım dedim zorladım olmadığını anladım dedi. Demem o ki hiç uzatma. Yıllar geçmiş olsa olurdu. İstediğin bölümü kazan önce. Evlilik olayına okula başladıktan sonra bakarsın bence o sonraki iş. Okulu kazanmaya bak.
Beni anlayan insanların olması biraz da olsun rahatlıyor. Çünkü psikolojik olarak sürekli düşündüğüm depresif bir zamandayım. Bölümünü severek okuyan insanlara gerçekten imrendim şimdiye kadar. Kuzenin adına da çok sevindim.
Ben de henüz 24 yaşın çok geç olmadığını düşünüyorum. Belki 6 senemi kaybediyorum ama insani duygularımı, huzurumu vb şeyleri geri kazanmış oluyorum böylelikle.
Maddi anlamda kayıpları olsa da kuzeninin yaşadığı şeylerin aynısını yaşadığım için şunu söyleyebilirim onun hem maddi hem manevi kayıpları oluşuyor. Bunlar zamanla telafi edilebilir elbette.
Çok teşekkür ederim yorumunuz içime su serpti. :)