- 3 Mayıs 2015
- 13.204
- 48.378
-
- Konu Sahibi melek karman
- #201
Tamam ama başkasının eşyasını izinsiz alamayız ı öğretmek için kreş veya okulu mu beklemek gerek? Öğretmen öğretir nasılsa mı diyelim? Kreş yaşına gelmiş çocuğa bunu ailesinin öğretmesi gerek. Havadan konuşmuyorum 2 çocuk büyüttüm. Zor ve çok sabır gerekiyor, sağlam sinir olması lazım.
Mürebbiye katılığından bahsetmiyorum, devamlı parmak sallayıp yapma etme diye diklenmeyelim ama hayır ve onu yapamayız bunu yapamayız çünkü sebebi bu diyebilmeliyiz.
Yaaa küçücük çocuğa "tamamen" inanılmaz ki.İyi günler arkadaşlar. Çocuğumu Yarım günlük özel kreşe verdim. İlk hafta zorladı sonra alıştı ama bu hafta tekrar baştan okula gitmek istemedi. Bugün okul çıkışı günün nasıl geçti diye sorduğumda. Hiç iyi geçmedi dedi neden diye sordum Öğretmenim bana bağırdı dedi. Bende neden bağırdı yaramazlık mi yaptın dedim. Arkadaşımın tokasini aldım. Bakmak istedim dedi. Bu konuyu arkadaşıma anlattım öğretmenle konuşsam mı diye. Arkadaşım olabilir bagirabilir kaç tane çocukla uğraşıyor. Yeri geliyor bizde bağırıyoruz dedi. Konuşmalı miyim öğretmenle siz ne düşünüyosunuz bu konuda
Havadan konuşmuyorum derken, en çok ben bilirim tarzında yazmadım. Yani çocuğu olmayan konuşmasın denmesin diye belirttim yoksa bir iddiam yok. Akademik eğitime her zaman saygı duyarım ve asla karşı çıkmam.Benmerkezciliğin ve işlem öncesi dönemden bahsediyoruz. Ben 3 yaşında diye hatırlıyorum çocuğu. O yaştaysa çocuğun "izinsiz alamayız" kuralını anlık esnetmesi çok normal. Tabi ki uyarılmalı orası ayrı konu. Ama evden okula tüm kuralları, ahlaki değerleri öğrenmiş full + full paket gelmiyor bu çocuklar. Gelse bile okul öncesi sınıfı farklı ortamdır. Kuralları esnetmeyi deneyebilirler. Her şey yaş ve gelişim seviyesine uygun anlatılmalıdır.
Siz alaylısınız. Ben ise okul öncesi eğitim alanında dr.öğr üyesiyim. Siz iki çocuk görmüş büyütmüşsünüz. Ben bir tanesini büyütüyorum, yüzlercesini eğittim. Son birkaç yıldır da okul öncesi öğretmen adaylarını yetiştiriyorum. Öğretmenliğe dair her dersi veriyorum. Kısacası bence ben de havadan konuşmuyorum
Ah ah ellerimizin beş parmağını birleştirip sınıfça cetvelle vurulduğu zamanlarda okuduk biz.
Hiç onayladığım bir durum değil yanlış anlaşılmasın
Diz üstü eteğin ,saçların dağınık , makyajlı , küpeli gelmenin yasak olduğu zamanlar
Hiç bizi pamuklara sarmadılar.
Öğretmen hep haklıydı ailelere göre
o zamanlar öğretmenlerimizden ne çok korkardık
saygı sonsuzdu belki korkudan bilemiyorum.
Annem babam hiç okula gelmedi söylediğimide hatırlamıyorum zaten
Şimdi en küçük bir şeyde öğretmene koşuyor veli
Eeee hayat öyle değilki ...
Aile hiç mi bağırmıyor ?
Hiç mi kızmıyor çocuğuna?
Hakaret olmadığı sürece öğretmen ikaz için çocuğa sesini yükseltebilir bence
Büyütülcek bir konu değil
Hanımefendi kendinizi kandırmayın. Ayrıca bağırsın bir şey olmaz sizin vermediğiniz terbiyeyi öğretmen versinNasil bağırdı dediğim de avazı çıktığı kadar bağırıyor. Böyle bağırdı diyor.
Katılıyorum, altını çizeyim direkt konuda geçen olay, konu sahibi, çocuğu ve öğretmeni üzerinden yazmıyorum genel bir paylaşım yapıyorum o yüzden kimse alınmasın, ikimizin de yazdıkları çocuk büyütmüş anne tecrübesi, küçük yaş çocuklarından elbette yetişkin gibi davranmasını beklemiyoruz ama çocuklar doğduğu andan itibaren eğitime açıklar, daha 1-2 aylıkken agu demeyi öğretmeye çalışarak bebeklere yavaş yavaş konuşmayı, belli saatlerde uyutup belli saatlerde uyandırarak gece-gündüz kavramını öğreten biziz, bebekler konuşmaya başlamadan evvel anlamayı öğreniyorlar, siz bir hareket gösterirsiniz mesela bay bay deyip el sallama hareketi diyelim, çocuk önce o hareketi anlamaya çalışır, bir yerden bir yere giderken bu hareket yapılıyoru algılar, bir süre sonra bay bay dediğinizde bebek otomatik olarak el sallamaya başlar, bunların hepsi eğitimdir.Aynen öyle Mune. Mesela tuvalet eğitimine çok önem veriyoruz, hatta misafirliğe oraya buraya gitmeye ara veriyoruz. Evde bezlemiyoruz, gittiğimiz yerde de altına yapmasın, çocuğun kafası karışmasın diyoruz. Ortalama 3 yaş civarı çocuğa bunu öğretirken başkasının eşyasını sormadan izinsiz alamayız ı da öğretmeliyiz. Evet çocuk bu, bazen hiç yapmadığı şeyi yapabiliyor ama bu istisna olmalı. Paylaşmayı zor öğreniyorlar, empati yapmayı bilmiyorlar. Sabırla öğretmek anlatmak zorundayız. Kimse çocuğa ilk temel kuralları evde öğretmezse öğretmen hangi biriyle başa çıksın?
Çok zor her kesim tarafından mobinge uğruyoruz velisi ayrı müdürü ayrı hademe bile mobing yapacak fırsat bulsa. Hayır denildiğinde esneme payı olduğunu düşünmeleri de bizle alakalı değil muhtemelen anne pes edip kabul ediyor sonunda çocuk da bizi deniyor.Ben cidden aşırı sabırlı ve çok yumuşak bir öğretmenim. Ama mesela bir çocuk ( ilkokul veya ortaokul) tuvalet için izin istiyor. "Hayır" diyorum. Yine istiyor " hayır" diyorum. Yine istiyor bu sefer sert bir şekilde ama bağırmadan "hayır" diyorum, o zaman pes ediyor. Bu arada çocuğun gerçekten tuvaleti olsa izin veririm ama sırf muziplikten gitmek istiyor .
Başka bir örnek; çocuk derste çok konuşuyor, arkadaşlarını rahatsız ediyor diye en az 3 kez uyarmışım. Dinlemeyip yine aynı şeyleri yapıyor. O zaman epey kızıyorum. Çocuk napıyor dersiniz? Gülüyor.
Sadece şu kısmı alıntıladım. Bu kısım sadece bizde yok. Ben de bu Türk aileleri gömme sevdasından muzdaribim mesela. Bilişsel gelişim düzeyine ait neredeyse tüm teoriler Avrupa Amerika ve Rusya'da çıkıyor. Acı gerçekle yüzleştirmek istemezdim ama kültürel farklılıklar ve çevre etkili olsa bile gelişim basamakları olarak yabancı ülkedeki çocuk da aynı sıralamayı izliyor. Yani onlar da işlem öncesi dönemdeler.Nedense bu yazdıklarınız sadece bizde var.
Bakın o kısma kesinlikle girmek istemedim. Bir çok yerde yazıyor bu ve ben de üzülüyorum bunları okurken. Akademik bilgiye eğitime saygı duyduğumu ve her zaman bilimden yana olduğumu tekrar ediyorum. Ama bizde akademik bilginin uygulamasında sorun var çünkü aileler eğitmenlerle paralel değil. Siz istediğiniz kadar tüm iyi niyetinizle eğitmeye çalışın, aile iş birliği yapmazsa gram ilerlenmiyor.Sadece şu kısmı alıntıladım. Bu kısım sadece bizde yok. Ben de bu Türk aileleri gömme sevdasından muzdaribim mesela
Bakın o kısma kesinlikle girmek istemedim. Bir çok yerde yazıyor bu ve ben de üzülüyorum bunları okurken. Akademik bilgiye eğitime saygı duyduğumu ve her zaman bilimden yana olduğumu tekrar ediyorum. Ama bizde akademik bilginin uygulamasında sorun var çünkü aileler eğitmenlerle paralel değil. Siz istediğiniz kadar tüm iyi niyetinizle eğitmeye çalışın, aile iş birliği yapmazsa gram ilerlenmiyor.
3 kıtada bir sürü ülkede yaşadım, TC vatandaşıyım ve TC pasaportum var, hiç düşünmedim bile değiştirmeyi. Ama bazı gerçekleri de göz ardı edemem. Hakkımızda olumsuz konuşanlara gereken cevabı verdiğim çok oldu ama okul öncesi eğitim konusunda malesef haklıya hakkını vermek zorunda kalıyorum. İsviçre'de 3 yaşında çocuğa kütüphane kartı veriliyor. Hatta kitapları kendi seçiyor, kütüphane kartını kendi veriyor görevliye. Ebeveyni izah ediyor anlatıyor burada neden gürültü yapılmaması gerektiğini. İsterse yerde uzanarak okusun baksın önemli değil, kural sessiz olmak. Trende sessiz vagonlar var, kulaklıkla bile yüksek sesle müzik dinleyemezsiniz hemen uyarır görevli. O vagonlarda çok kez küçük çocuk gördüm. Boya yapıyor, dışarıyı seyrediyor veya ebeveyniyle fısıltıyla konuşuyor. Niye o çocuklar sessiz kalıyor kütüphanede veya trenlerde? 4 yaşında çocuk çöp ayrıştırmayı biliyor. Kendisine gelen hediye paketlerini, doğum günü vs kutlaması bittikten sonra kağıt plastik diye ayırıyor. Annesi diyor ki yırtabiliyorsan kağıt, yırtamıyorsan plastik. Çocuk hiperaktifse, okulda fazla hareketli okup arkadaşlarına rahatsızlık veriyorsa hemen çözüm arıyor ailesi. Napim benim çocuğum böyle demiyor, çocuk bu yapacak tabi sus pus otursun mu demiyor, rahatsızlık vermesini ciddiye alıyor.
3 sene Singapur'da yaşadım, orada da aynı. Çocuk eğitimi her şeyden önce tutuluyor. Bu nedenle Pisa testinde 1. olmaları da tesadüf değil. Kurallar sınırlar var, disiplinliler. Çocuklarını küçük yaşta eğitiyorlar. Bir çocuk diğerine bir kez zarar verebilir, ikinciyi yapamaz. Şu anda da Avusturalya'dayım. Burada da 3 yaş ve altı çocuk var. Niye ailesinin uyarısını dinliyor sakin davranıyor? Bebek bile köpeği sevmek isterken önce bana bakıyor. Onay verirsem elliyor. Çünkü ailesi üşenmeyip nedenini anlatıp söyler. Köpek arkadaşça olmayabilir, hasta olabilir, dokunulmasından hoşlanmayabilir, ebat olarak kendinden küçüğe saldırgan olabilir... Önce sormamız izin almamız gerek diyorlar.
Bizde eksik olan şu; yukarıda da yazdığım gibi aile ve okul sistemli paralel çalışmıyor. Sorunlu çocuğu kazandırmak için sadece okulun öğretmenin performansı yetmiyor. Siz bir sürü madde saydınız, o var bu var şu var yazdınız. Bunlar diğer ülkelerdeki çocuklarda yok mu, sadece bizim çocuklarda mı var? Finli den tut İtalyana, Güney Afrikalıya bir sürü milletten arkadaşım oldu, çocuklarımız beraber oynadı. Robot değiller, mutlaka uyumsuz taşkın davranış sergileyen oluyor ama ailesi hemen müdahale ediyor ve tekrarlanmaması için önlem alıyor. Teoride iyi olabiliriz ama pratikte değiliz. Küçük çocuk davranışlarına ve karşı davranışlara eğitim yöntemlerine çok defa gözümle ve kulağımla şahit oldum, o nedenle aksine ikna olamam. Bu yorumların tartışmaya dönmemesi adına ben konudan çıkıyorum. Size de akademik hayatınızda başarınızın devamını dilerim. Birilerinin, toplum sağlığı ve eğitimi adına ipin ucunu bırakmaması lazım.
Yıllarca psikolog olmadan psikolog gibi programlara çıktı akıl verdi insanlara , daha yeni yeni psikoloji okuyor, bunları başımıza bela edenler yine bizim insanlarımız...Ben de ayrıca, kafasına göre psikolog aile uzmanı mi ne diyor kendine. Sen kimsin ki bunu diyorsun. Bunun üzerine bir çok eğitim almış,master yapmış insanlar ne oluyor o zaman. İfrit oluyorum kadına.
Bir de Mihrimah çok takipçisi var. Yani uyuz oluyorum desem yeri.Yıllarca psikolog olmadan psikolog gibi programlara çıktı akıl verdi insanlara , daha yeni yeni psikoloji okuyor, bunları başımıza bela edenler yine bizim insanlarımız...
İşte bu yüzden bu ülkeden gitmek istiyorum, belki bir gün ...Bakın o kısma kesinlikle girmek istemedim. Bir çok yerde yazıyor bu ve ben de üzülüyorum bunları okurken. Akademik bilgiye eğitime saygı duyduğumu ve her zaman bilimden yana olduğumu tekrar ediyorum. Ama bizde akademik bilginin uygulamasında sorun var çünkü aileler eğitmenlerle paralel değil. Siz istediğiniz kadar tüm iyi niyetinizle eğitmeye çalışın, aile iş birliği yapmazsa gram ilerlenmiyor.
3 kıtada bir sürü ülkede yaşadım, TC vatandaşıyım ve TC pasaportum var, hiç düşünmedim bile değiştirmeyi. Ama bazı gerçekleri de göz ardı edemem. Hakkımızda olumsuz konuşanlara gereken cevabı verdiğim çok oldu ama okul öncesi eğitim konusunda malesef haklıya hakkını vermek zorunda kalıyorum. İsviçre'de 3 yaşında çocuğa kütüphane kartı veriliyor. Hatta kitapları kendi seçiyor, kütüphane kartını kendi veriyor görevliye. Ebeveyni izah ediyor anlatıyor burada neden gürültü yapılmaması gerektiğini. İsterse yerde uzanarak okusun baksın önemli değil, kural sessiz olmak. Trende sessiz vagonlar var, kulaklıkla bile yüksek sesle müzik dinleyemezsiniz hemen uyarır görevli. O vagonlarda çok kez küçük çocuk gördüm. Boya yapıyor, dışarıyı seyrediyor veya ebeveyniyle fısıltıyla konuşuyor. Niye o çocuklar sessiz kalıyor kütüphanede veya trenlerde? 4 yaşında çocuk çöp ayrıştırmayı biliyor. Kendisine gelen hediye paketlerini, doğum günü vs kutlaması bittikten sonra kağıt plastik diye ayırıyor. Annesi diyor ki yırtabiliyorsan kağıt, yırtamıyorsan plastik. Çocuk hiperaktifse, okulda fazla hareketli okup arkadaşlarına rahatsızlık veriyorsa hemen çözüm arıyor ailesi. Napim benim çocuğum böyle demiyor, çocuk bu yapacak tabi sus pus otursun mu demiyor, rahatsızlık vermesini ciddiye alıyor.
3 sene Singapur'da yaşadım, orada da aynı. Çocuk eğitimi her şeyden önce tutuluyor. Bu nedenle Pisa testinde 1. olmaları da tesadüf değil. Kurallar sınırlar var, disiplinliler. Çocuklarını küçük yaşta eğitiyorlar. Bir çocuk diğerine bir kez zarar verebilir, ikinciyi yapamaz. Şu anda da Avusturalya'dayım. Burada da 3 yaş ve altı çocuk var. Niye ailesinin uyarısını dinliyor sakin davranıyor? Bebek bile köpeği sevmek isterken önce bana bakıyor. Onay verirsem elliyor. Çünkü ailesi üşenmeyip nedenini anlatıp söyler. Köpek arkadaşça olmayabilir, hasta olabilir, dokunulmasından hoşlanmayabilir, ebat olarak kendinden küçüğe saldırgan olabilir... Önce sormamız izin almamız gerek diyorlar.
Bizde eksik olan şu; yukarıda da yazdığım gibi aile ve okul sistemli paralel çalışmıyor. Sorunlu çocuğu kazandırmak için sadece okulun öğretmenin performansı yetmiyor. Siz bir sürü madde saydınız, o var bu var şu var yazdınız. Bunlar diğer ülkelerdeki çocuklarda yok mu, sadece bizim çocuklarda mı var? Finli den tut İtalyana, Güney Afrikalıya bir sürü milletten arkadaşım oldu, çocuklarımız beraber oynadı. Robot değiller, mutlaka uyumsuz taşkın davranış sergileyen oluyor ama ailesi hemen müdahale ediyor ve tekrarlanmaması için önlem alıyor. Teoride iyi olabiliriz ama pratikte değiliz. Küçük çocuk davranışlarına ve karşı davranışlara eğitim yöntemlerine çok defa gözümle ve kulağımla şahit oldum, o nedenle aksine ikna olamam. Bu yorumların tartışmaya dönmemesi adına ben konudan çıkıyorum. Size de akademik hayatınızda başarınızın devamını dilerim. Birilerinin, toplum sağlığı ve eğitimi adına ipin ucunu bırakmaması lazım.
Regl olmayı kız çocuğuna annelik üzerinden anlatmayı öneriyordu bir kere denk geldim.Bir de Mihrimah çok takipçisi var. Yani uyuz oluyorum desem yeri.
Evet , ya bir de kendi evinde asçıları, hizmetcileri birsürü gelmiş çilekeş ,mağdur kadınlara akıl veriyor , kadınlara psikolojik şiddet uyguluyor kendilerini yetersiz hissetmelerine sebebiyet veriyor, din , psikoloji , sosyoloji her alanda yargı dağıtıyor alakasızca, saçma sapan fetvalar vermeye kalktı bir ara linçlendi, aşırı aşırı samimiyetsiz ve ukala bir kadın, aşırı egolu...Bir de Mihrimah çok takipçisi var. Yani uyuz oluyorum desem yeri.
Bizim insanımız sever böyle biri gelsin eziklesin üstüne falan bassın.Evet , ya bir de kendi evinde asçıları, hizmetcileri birsürü gelmiş çilekeş ,mağdur kadınlara akıl veriyor , kadınlara psikolojik şiddet uyguluyor kendilerini yetersiz hissetmelerine sebebiyet veriyor, din , psikoloji , sosyoloji her alanda yargı dağıtıyor alakasızca, saçma sapan fetvalar vermeye kalktı bir ara linçlendi, aşırı aşırı samimiyetsiz ve ukala bir kadın, aşırı egolu...
Herkes anne olabiliyor muymuş. Bir sürü kadın hastalığı var. Kendisi bilmiyor muymuş. Mimikleri vs çok samimiyetsiz. Bir de üstüne kitapları var. Onun kitaplarını alanın aklından şüphe ediyorum.Regl olmayı kız çocuğuna annelik üzerinden anlatmayı öneriyordu bir kere denk geldim.
Tövbeler olsun yani. Kime göre ve kimlere kanaat önderiyse üzüldüm valla.
Bu yorumaEvet , ya bir de kendi evinde asçıları, hizmetcileri birsürü gelmiş çilekeş ,mağdur kadınlara akıl veriyor , kadınlara psikolojik şiddet uyguluyor kendilerini yetersiz hissetmelerine sebebiyet veriyor, din , psikoloji , sosyoloji her alanda yargı dağıtıyor alakasızca, saçma sapan fetvalar vermeye kalktı bir ara linçlendi, aşırı aşırı samimiyetsiz ve ukala bir kadın, aşırı egolu...