Merhaba arkadaşlar öyle dertliyim ki yerde mı göktemiyim bilemedim ben. burayı üye olmadan hep okuyorum. ailemde bu siteye bağımmlı hatta üye.. size danışmak istiyorum. şimdi ben 25 yaşındayım nişanlımda öyle. severek nişanlandık. 1.5 sene sevgililik ardında sevgili iken iyiyydik hep ilgiliydi nişanlı ikende hep ilgili hakkını yemem lakin sorun var çok sinirli bana hakaret ediyor. salak, gerizekalı vs. bir sey hakkında empati yap dediğimde akıl verme bana der hemen. annesi nişanlılıkta normal erkektir söyler diyor. nişanlım annemle tartıştı dün bu arada 7 aydır nişanlıyız) konu şu nişanlım eşya aldı borçları var onu ödeyecek bende okuyorum babamla annem toparlayınca olsun diye konuştulr. nişanlımda geldiğinde annem söyledi biraz düğün beklesin diye nişanlım anneme karışamaz kimse bize diye sesini yükseltti istemiyorsun sen zaten benı dedi. olay kötü oldu annem istemiyor artık daha kaç günlük damatken sesini yükseltiyor. ben nasıl yüzüne bakayım damat diye diyor ve su anda istemiyor. nişanlımla şimdi konuşmuyoruz o da suçlu degılım diyor. kimse emir edemez diyor. ailesi de normal karşıloyr ne var ki diyor. ki ben kaynanm ile altlı üstlü oturacağım.. nişanlımla annemın arası soğuk şu anda nolcak ne yapıcam ben düzelir mi evlenince böyle yaşayan var mı ne yapayım yardım edinnn nolur... sşze güveniyorm.
1.5 yıllık birliktelik, 7 aylık da nişanlısınız. Annen hangi rahatlığa istinaden ertelemekten bahsediyor. Zaten yeterince ertelenmiş bir evlilik değil mi ?..
Evlilikle huzurlu bir ortamın hayalleri hep kurulur. Ama siz beyaz eşya tüccarlarının, reklam sektörünün yüklediği sıkıntıları omuzlamış ve daha henüz evlilik dahi yapmamışsınız.
Bence Annen sizin evliliğinizden çok, konu komşu- eş, dost akrabaya göstereceği eşyaları düşünmüş.. Anlı şanlı düğün merakı işte.
Gerçi karşı tarafında bu düşüncede olduğundan şüphem yok. Evleneceğin kişinin bir erkek olduğunu sanırım unutuyorsunuz.. Bir erkeğin ihtiyaçları da kadının ihtiyaçlarına benzemez. Bilgisiz ama evliliğe odaklanmış bir gencin hedefinin önüne Annenizin, iki parça eşya daha aldırmak için koymuş olduğu engel, psikolojik olarak o tepkiyi doğurmuş.
İlla eşyalarınızın tam olması mı gerekiyor ?.. Kimsiniz siz ?.. Sıradan insanlar mı yoksa holdingleri olan bir aile mi ?
Borç psikolojisi öyle her şeye benzemez.. Unutmayın, borçlarından dolayı hayatına son veren insanlar var ve siz böyle bir sonucu doğuracak bir yükümlülüğü nişanlınızın boynuna yüklemişsiniz. Ertelemeye karşı tepkisi edeben uygun olmamış olabilir. Fakat bu seviyede ki bir durum da farklı bir sonuç beklemek de ayrı bir hatadır. Çünkü durumunuzu analiz edememiş ve sadece maddi ölçülerden sebep, manen bir bağlılığın önüne set çekmiş oluyorsunuz.
Siz hiç 50 lira karşılığı beni 10 dakika sevebilirmisin diye bir olay duydunuz mu ?.. Böyle bir şeyin olması mümkün değil; demi.
İşte bedava kendiliğinden olan sevginin önüne, 20-30-40-50 bin liralık (artık bütçeye göre) (düğün masrafı) bir engel koyarsanız, bu borcu öde gel kızı al demiş gibi olursunuz.(Yani modern başlık parası ama bu parayı kapitalizm alıyor.Hani şu bol reklamlı koltuk takımı, yatak odası beyaz eşyalara verdiğiniz paralar işte) Sonra da, biraz daha bekleyelim maddi durumunu toparla dediğiniz de, işte zurnanın o deliğine dokunmuş olursunuz.
Daha bir çok detay anlatılabilir fakat, Anneniz sussun ve hiç konuşmasın.. Hoş siz günümüzün ortalama evlilik süresini zaten doldurmuşsunuz.
Bir erkeğin, yapı olarak cinsel yapısını bilmiyorsanız ve böyle bir şeyden de haberiniz yoksa, hiç evlenmeyin. Çünkü hayatınız da ki erkeği tanımak bu bilgi ve detaylardan geçer.
Evlilik sizin düşündüğünüz gibi " iki gönül bir olunca " meselesi değildir. Evlilik zannedildiği gibi " sevgi saygı, hoş görü " gibi karakteristik değerler ile hak edilen bir şey değil. Onlar çok dizi film izleyenlerin aldanışıdır. Zaten dizi film ve aynı minvalde ki aşk şarkılarının hedefi de budur. İnsanları aldatmak ve sistemlerinin esiri yapmak. (dizi film arası reklamlar da görünen beyaz eşya veya koltuk takımı reklamlarının, aslın da bilinç altına neyi yüklediğini bu şekil de anlamak zor olmasa gerek)
Evlilik; cinselliğin olumlu geliştiği birliktelikler de, sevgi, saygı, hoşgörü ve fedakarlığı geliştirip koruma, sürdürülebilir olmasını sağlayan müessesedir.
Şimdi bir tek kişi çıkıp diyebilir mi " cinsel hayatımız pek iyi değil ama bir birimizi çok seviyor ve huzurluyuz "
Diyebilen varsa buyursun.
Her şey cinsellik değil diye bir çıkış olabilir.. Onlara peşinen cevap verelim.
Mesele cinsellik değilse, o halde neden evlilik var ?.. Evlenmeden de ölünceye kadar birlik de yaşayıp, film izleyip mısır yenilebilir. Demi ?!.. Siz hiç böyle yapan bir çift gördünüz mü ?.. Film biter, mısırlar yenilir, gülüp keyiflenir, sonra herkes evlere dağılır yarın tekrar buluşurlar. Böylesi daha masrafsız demi ?.. :)
Sözlerimi sakın yanlış anlama, hepsi senin bakış açına, yeni ama gerçek olan boyutu getirebilmek içindi. Aksi takdir de banane demek mümkün. Fakat insanız ve insanlar bir birlerinin iyiliğini istemelidirler.
Siz öncelikle insan yapısı hakkın da bilgi sahibi olun. Kendinizi karakterinizi, gerçekte karakter nasıl olmalının bilgisini edinin. Doğru bilgileri bulduğunuz da, aslında konunun evlilik ve ortaya çıkardığı sorunlar değil. Sorunun yanlış noktalardan hareketle yaşanılıyor ve "gerçek kahramanların" aslında bizler olmadığını göreceksiniz.