Diktirmeyi düşünmüyorsn, nişanlına söylemeyi düşünmüyorsn, ayrılmayı da düşünmüyorsn. Napmyi düşünüyorsn ??:26:
Bu zamana kadar bütün sıkıntı bir şeyler söylememden ya da bir şeyler yapmamdan çıktı. her hareketimde daha da köşeye sıkışmış gibi oldum. Muhtemelen yapacağım en iyi şey susup hiç bir şey yapmamak olacaktır. Üç maymun yani. bu riski alıp gerisini de şansa bırakacağım. İnsan hayatı ve geleceği için risk almayacakta ne zaman alacak? hele ki başka çıkar yol kalmamışsa. Aslında konuyu açarken ne yapacağıma zaten %90 karar vermiştim, şimdi %95 oldu. Ne yaptığımı bildiğim için de kendimi savunmayacağım.
Buradan bunu okuyan genç kardeşlerime seslenmek istiyorum; o lisedeki, üniversitedeki, etraftaki jöleli, kalabalıkta göze batan, devamlı gülümseyen, havalı serserilere değil; sınıfta kenarda oturan, herkesle birlikte gülüp herkesle birlikde hareket eden, az biraz dersine çalışan çocuklara verin değeri, kıymeti. o havalı serser, basit çocukların on yıla kalmadan dönüşeceği düzgün adamların ancak gölgesi olabilirler. Yaşayacakları hayatı ise ancak hayal edebilirler. Efendi birini bulduğunuzda da asla karşıdan beklemeyin. nişanlım okula gitmeden önce, çalıştığım pastanedeye kahvaltı için gelirken, ben neredeyse iki ay boyunca başkasının işi olmasına rağmen her çayını kendi ellerimle koyup götürdüm, her seferinde sohbet etmeye çalıştım, sırf konu açabilmek için sabahları harıl harıl gazete okudum, en güzel poğçayı seçip verdim, yanındaki sandalyeye oturup önünde olan kağıtları sordum, memleketini sordum, saatlerce ayvalığın tarihini ve meşhur yerlerini araştırdım, tuttuğu takımı sordum, memleketini övdüm, gelmediği gün nerede olduğunu sordum...
güzel olan hiç bir şey kendiliğinden olmaz.
Her şeye rağmen kendimi çok çok şanslı görüyorum. çok büyük bir hata(lar) yapmama rağmen sevgilimi buldum ve gene her şeye rağmen, bi aksilik olmazsa 7 ay sonra düzgün biriyle evli ve mutlu olma şansım var. İnsan sevdiğinin karakterini benimsemeye başlarmış, bende de ciddi bir "haksızlık" takıntısı oluşmaya başladı. Bu eksiğimi bir şekilde telafi etmek için uğraşacağımı biliyorum. Şimdiden bile "hoşgörümü" göklere çıkarırken, evlilik sonrası da bu şekilde davranmayı düşünüyorum. Çocukken kız kardeşini üzen kızları dövmemek için parayla başka kızları tutan, 27 yaşına kadar kız kardeşine bir tokat atmamış bir erkek bu saatten sonra ağzımı burnumu kıracak değil. olmaz ama bana yapacağı en kötü şey aldatmak olur; gene 27 yaşına kadar bakir kalmış bir erkek bu saatten sonra zamparaya dönüşmeyeceği için bir iki istisnayı hoşgörürüm gider.