Kızlar kendi kendimi çok kötü köşeye sıkıştırdım. Konu mesajlar arasında dağılmasın diye önce bi özet geçip sonra ayrıntıları yazmaya çalışacağım.
Nişanlım bir iki kez ima ettikten sonra "biliyorsun ben 27 yaşında bir erkeğim, ve her sağlıklı erkek gibi nişanlımla birlikte olmak istiyorum" dedi. O anın paniğiyle bakireyim olmaz, günah, vebal, ahlak, ailem... diye sıralayıp reddettim. O da "tamam, 27 yıl bekleyen yedi ay daha bekler" diyip konuyu kapattı. Ama ben eski erkek arkadaşımla cahillik edip bir şeyler yaşamıştım. Bu yaz düğünüm olacak ama idamı bekleyen mahkuma döndüm resmen.
26 yaşımdayım. Nişanlımla o dönem çalıştığım pastahanede tanıştık. Sabahları okula gitmeden(öğretmen kendisi) önce arkadaşlarıyla topluca gelip kahvaltı yaparlardı. Bir buçuk yıldır sevgili, sekiz aydır da nişanlıyız. Onun bu talebinden bi kaç hafta sonra seven adam affeder, hem sahil kasabasında büyümüş, anlayış gösterir diye cesaretimi toplayarak konuşup itiraf edecektim. İtirafıma yol yapmak için "erkekler istedikleri gibi gönüllerini eğlendiriyor ama bize o zarı korumamız dayatılıyor" diye konuya girmiştim ki nişanlım bakir olduğunu söyleyip lafı ağzıma tıktı. Ben "taabii canımm" diyince de başladı saymaya; "lise ve üniversitedeki üç kız arkadaşımı ayrıntısıyla biliyorsun(ikisiyle tanıştım), üniversiteden sonra tam iki yıl eve kapanıp atanmak için kpss çalıştım, allahın hakkarisinde bir yıl asteğmen olarak askerlik yaptım, iki yıldır da dizinin dibindeyim. En sağlıklısı siğil ve uçuk taşıyan o hastalık yuvası hayat kadınlarına da öldürseler gitmem(biraz hastalık hastasıdır)..." ben "hadi yaa hiç mi?" diyince " Şu an beni dünyanın en büyük enayisiymiş gibi hissettiriyorsun yemin ediyorum. Neyi sakladım bu zamana kadar? sadece bir kez kazayla birini çıplak gördüm, onu da anlatmıştım zaten." dedi. Yalan söylediğini zannetmiyorum, sorduğumda; lisede öğretmenine aşık olup onu kiracıları ve aile dostları yapmak için harcadığı çabalara kadar en anlatılmayacak şeyleri çekinmeden anlatan birisidir.
Nişanlım, haksızlık konusunda çok hassas birisi. Yani tek sıkıntı hemen aşırı tepki göstermesi değil; daha sonra sakinleşeceği yerde oturur bildiğin plan yapar. sonra da kendi kendini gaza getirip fiili saldırılarda bulunur(gece yarısı adam dövmeye gittiği de var, mahkemeye vermeye kadar verdiği de). okulda ve askerde(birini askeri mahkemeye vermiş) olayları falan var. hatta kardeşimin sevgilisi bizim evden çıkmazken birlikte vakit geçirmemizi engellemeye kalkan babamın yüzüne bu durumu vurmaktan çekinmedi bile. Ve ben kendisini azıcık tanıyorsam; onun bakir olup benim olmamamı ve bakireyim diye yalan söylediğimden iki yıllık ilişkimiz süresince seks yapamamasını üst üste koyup hayatı boyunca yüzleştiği en büyük haksızlık olarak görür. Direk ayrılır, evlenmişsek de boşanır.
Bazen planlarını filan anlatıyor, içimden ağlamak geliyor; babası emekli oldu, işlerinin takibini devredecek buna(otobüs hattı ile okul servisi filan) Araçlardan birini benim üzerime geçirip eş durumundan Balıkesire tayin isteyecekmiş.
Çok kötü bir eksiklik duygusu çekiyorum. Yani normalde kavga çıkaracağım durumlarda bile susuyorum. Eski bir hocası(yukarıda bahsettiğim lisedeki hocası) ile telefonda "canımlı cicimli" konuşuyor ona bile ses edemiyorum.
Çok sevdiğim adamı kaybetmek istemiyorum.
ekleme: Konu biraz fazlaca "nişanlımın bakire olmamayı kaldırabilme" sorusuna kaymış. kaldıramayacağını söyleyip bu konu hakkında üzerime gelmiş olsa sorun yok zaten. vijdan bile yapmadan söylemem olur biter. burada da yazdığım gibi bizimki muhtemelen bakire olmama değil; ya kendisinin bakir olmasına ya da bakireyim diye yıl boyu yokluk(erkekler böyle diyor sanırım) çektirdiğime takar. gene burada yazdığım gibi sevimli ama biraz çocukça bir "haksızlık" takıntısı var bu adamın.
Ben kaldırabileceğine ve bekareti sorun etmeyeceğine dair bir emare gördüğüm için itiraf etmeye kalktım ama onun bakir olma ironisi çıktı ortaya. Nişanlımın kız kardeşinin erkek arkadaşı var ve nişanlım bundan haberdar. diğer bir nedeni de Geçen yaz Bunlara, Ayvalığa ailece tanışmaya gittiğimizde bir hafta içinde abi-kız kardeş(o da 23 yaşında bir ingilizce öğretmeni) bizim sevgili/nişanlı halimizle iki yılda sarılmadığımız kadar sarıldılar(ben biraz soğuğumdur). bizden daha samimiydiler(kız arkadan, koltuğun üzerinden bunun boynuna sarılıp kucağına atladı, yerde yuvarlandılar resmen, oturup sohbet ederken bile kızın ayağı, bacağı ya da kafası abisinin üzerindeydi). bu havayı gördüğüm için cesaret bulmuştum. söylerken utanıyorum ama "allahım noolur daha önce birileriyle yatmış olsun" diye umarak "hadi ya kimse olmadı mı" diye uzattıkça uzatmıştım.