- 14 Aralık 2013
- 8.314
- 6.284
- 448
Bunu söylemeyip bir şekilde idare etsen ve eşin bunu anlamasa, zarının esnek olduğuna falan inansa senin için rahat eder mi? Hayır. Şimdiden sana karşı bir hata bile yapsa sen sesini çıkaramadığını, vicdan yaptığını söylemişsin. Forumda neler okuduk. Eşini bu şekilde kandırıp, eşi onu dövdüğünde bile sesini çıkarmayanlar vardı sırf vicdan azabı çektiği için. Psikolojin öyle bir bozulur ki kendine saygın kalmaz. Senin kendine saygın kalmazsa eşin hiç saygı duymaz. Toleransın sonu yok bunu az çok bilirsin. Olaya bir de bu yönden bak ve ona göre bir karar ver derim.
kesinlikle doğru söylüyorsunuz
insanı vicdanı rahat bırakmaz
konu sahibi karar senin ama bi ömür bu vicdan azabını taşıyabilir misin
Aynen öyle.
Konu sahibi sana şöyle diyebilirim. Senin yerinde ben olsam ne yapardım onu düşündüm bir de...
O zaman şöyle bir sonuca vardım. Nişanlımdan ayrılırdım ama başka bir sebepten. Ne bileyim hayata bakış açımız, hayat görüşümüz farklı bile diyebilirim. Hatta sevgim bitti bile diyebilirim. Ama ''affedilen'' olmak çok ağır olur böyle bir sebepten, erkeklerin tepkileri belli bu konuda ne yazık ki. Affedilmesem de ''yalancı'' ve ''bakire değilmiş'' damgası yemekte kötü. Kimse ahlağının güzelliğinden, kalbinin iyiliğinden, dürüstlüğünden bahsetmez. Sadece arkandan bu ithamlarda bulunurlar. Ben bunları kaldıramazdım gibi. Başka sebepten bitirirdim.
ama evlenince yiine kaybedecek :S Allah yardımcısı olsunHicbir sey soylemeyin bence. Anlattiklariniza bakilirsa dogruyu ogrenirse bu adami kaybedersiniz.
Kızlar kendi kendimi çok kötü köşeye sıkıştırdım. Konu mesajlar arasında dağılmasın diye önce bi özet geçip sonra ayrıntıları yazmaya çalışacağım.
Nişanlım bir iki kez ima ettikten sonra "biliyorsun ben 27 yaşında bir erkeğim, ve her sağlıklı erkek gibi nişanlımla birlikte olmak istiyorum" dedi. O anın paniğiyle bakireyim olmaz, günah, vebal, ahlak, ailem... diye sıralayıp reddettim. O da "tamam, 27 yıl bekleyen yedi ay daha bekler" diyip konuyu kapattı. Ama ben eski erkek arkadaşımla cahillik edip bir şeyler yaşamıştım. Bu yaz düğünüm olacak ama idamı bekleyen mahkuma döndüm resmen.
26 yaşımdayım. Nişanlımla o dönem çalıştığım pastahanede tanıştık. Sabahları okula gitmeden(öğretmen kendisi) önce arkadaşlarıyla topluca gelip kahvaltı yaparlardı. Bir buçuk yıldır sevgili, sekiz aydır da nişanlıyız. Onun bu talebinden bi kaç hafta sonra seven adam affeder, hem sahil kasabasında büyümüş, anlayış gösterir diye cesaretimi toplayarak konuşup itiraf edecektim. İtirafıma yol yapmak için "erkekler istedikleri gibi gönüllerini eğlendiriyor ama bize o zarı korumamız dayatılıyor" diye konuya girmiştim ki nişanlım bakir olduğunu söyleyip lafı ağzıma tıktı. Ben "taabii canımm" diyince de başladı saymaya; "lise ve üniversitedeki üç kız arkadaşımı ayrıntısıyla biliyorsun(ikisiyle tanıştım), üniversiteden sonra tam iki yıl eve kapanıp atanmak için kpss çalıştım, allahın hakkarisinde bir yıl asteğmen olarak askerlik yaptım, iki yıldır da dizinin dibindeyim. En sağlıklısı siğil ve uçuk taşıyan o hastalık yuvası hayat kadınlarına da öldürseler gitmem(biraz hastalık hastasıdır)..." ben "hadi yaa hiç mi?" diyince " Şu an beni dünyanın en büyük enayisiymiş gibi hissettiriyorsun yemin ediyorum. Neyi sakladım bu zamana kadar? sadece bir kez kazayla birini çıplak gördüm, onu da anlatmıştım zaten." dedi. Yalan söylediğini zannetmiyorum, sorduğumda; lisede öğretmenine aşık olup onu kiracıları ve aile dostları yapmak için harcadığı çabalara kadar en anlatılmayacak şeyleri çekinmeden anlatan birisidir.
Nişanlım, haksızlık konusunda çok hassas birisi. Yani tek sıkıntı hemen aşırı tepki göstermesi değil; daha sonra sakinleşeceği yerde oturur bildiğin plan yapar. sonra da kendi kendini gaza getirip fiili saldırılarda bulunur(gece yarısı adam dövmeye gittiği de var, mahkemeye vermeye kadar verdiği de). okulda ve askerde(birini askeri mahkemeye vermiş) olayları falan var. hatta kardeşimin sevgilisi bizim evden çıkmazken birlikte vakit geçirmemizi engellemeye kalkan babamın yüzüne bu durumu vurmaktan çekinmedi bile. Ve ben kendisini azıcık tanıyorsam; onun bakir olup benim olmamamı ve bakireyim diye yalan söylediğimden iki yıllık ilişkimiz süresince seks yapamamasını üst üste koyup hayatı boyunca yüzleştiği en büyük haksızlık olarak görür. Direk ayrılır, evlenmişsek de boşanır.
Bazen planlarını filan anlatıyor, içimden ağlamak geliyor; babası emekli oldu, işlerinin takibini devredecek buna(otobüs hattı ile okul servisi filan) Araçlardan birini benim üzerime geçirip eş durumundan Balıkesire tayin isteyecekmiş.
Çok kötü bir eksiklik duygusu çekiyorum. Yani normalde kavga çıkaracağım durumlarda bile susuyorum. Eski bir hocası(yukarıda bahsettiğim lisedeki hocası) ile telefonda "canımlı cicimli" konuşuyor ona bile ses edemiyorum.
Çok sevdiğim adamı kaybetmek istemiyorum.
ekleme: Konu biraz fazlaca "nişanlımın bakire olmamayı kaldırabilme" sorusuna kaymış. kaldıramayacağını söyleyip bu konu hakkında üzerime gelmiş olsa sorun yok zaten. vijdan bile yapmadan söylemem olur biter. burada da yazdığım gibi bizimki muhtemelen bakire olmama değil; ya kendisinin bakir olmasına ya da bakireyim diye yıl boyu yokluk(erkekler böyle diyor sanırım) çektirdiğime takar. gene burada yazdığım gibi sevimli ama biraz çocukça bir "haksızlık" takıntısı var bu adamın.
Ben kaldırabileceğine ve bekareti sorun etmeyeceğine dair bir emare gördüğüm için itiraf etmeye kalktım ama onun bakir olma ironisi çıktı ortaya. Nişanlımın kız kardeşinin erkek arkadaşı var ve nişanlım bundan haberdar. diğer bir nedeni de Geçen yaz Bunlara, Ayvalığa ailece tanışmaya gittiğimizde bir hafta içinde abi-kız kardeş(o da 23 yaşında bir ingilizce öğretmeni) bizim sevgili/nişanlı halimizle iki yılda sarılmadığımız kadar sarıldılar(ben biraz soğuğumdur). bizden daha samimiydiler(kız arkadan, koltuğun üzerinden bunun boynuna sarılıp kucağına atladı, yerde yuvarlandılar resmen, oturup sohbet ederken bile kızın ayağı, bacağı ya da kafası abisinin üzerindeydi). bu havayı gördüğüm için cesaret bulmuştum. söylerken utanıyorum ama "allahım noolur daha önce birileriyle yatmış olsun" diye umarak "hadi ya kimse olmadı mı" diye uzattıkça uzatmıştım.
Aynen öyle.
Konu sahibi sana şöyle diyebilirim. Senin yerinde ben olsam ne yapardım onu düşündüm bir de...
O zaman şöyle bir sonuca vardım. Nişanlımdan ayrılırdım ama başka bir sebepten. Ne bileyim hayata bakış açımız, hayat görüşümüz farklı bile diyebilirim. Hatta sevgim bitti bile diyebilirim. Ama ''affedilen'' olmak çok ağır olur böyle bir sebepten, erkeklerin tepkileri belli bu konuda ne yazık ki. Affedilmesem de ''yalancı'' ve ''bakire değilmiş'' damgası yemekte kötü. Kimse ahlağının güzelliğinden, kalbinin iyiliğinden, dürüstlüğünden bahsetmez. Sadece arkandan bu ithamlarda bulunurlar. Ben bunları kaldıramazdım gibi. Başka sebepten bitirirdim.
Bu "ayrıl" önerin sevgi ve gelecek kaygılarımı yok farzetsek dahi bu saatten sonra oldukça zor. önceden kolaydı; nişanlımın(o zamanlar sevgiliydik) ve ailesinin fotoğrafları kendi aileme ilk gösterdiğimde bizimkiler hemen "dengimiz değil" diye olumsuz durmuşlardı. Özellikle kız kardeşinin şortlu, askılı, mayolu fotoğraflarını görünce. Özellikle babam karşıydı ama aileler tanıştıktan sonra babam "dünürüm dünürüm" diye geziyor(babamı balığa felan götürmüş). Nişanlımın annesi kv'sinden çok çekmiş, kocası da karısından yana olunca büyük kv ve enişteleri bunları evlerinden atıp şöför olarak çalıştığı işinden çıkarmış, bunlar da babaları avrupada çalışıp biraz para biriktirene kadar köye, anneanne evine sığınmışlar. nişanlımın annesi bile "ben çok çektim kv den, merak etme sana çektirmem" diye espri yapıyor. kp'de hem namızında niyazında hem de 5-6 sene avrupada çalıştığı için bi hoşgörü, genişlik var adamda.
Ailelere bu durumu açıklamak çoç çok zor olur. Nişanlıma açıklamaktan bahsetmiyorum bile.
bunların ailesinden bi kızkardeşiyle aramız bozuk. çok şımarık ve rahat büyükmüşler, bunu folklor ekibinde dışlayan kızları bile, abisi parayla üst sınıftan kız tutup tokatlatmış, okulu bitince arabasını almışlar, nişanlımın iddasına göre maaşı'nı da komple makrofonide harcıyormuş. bana "abim gözünü açmadan kafesledin" iması bile yaptı, bir iki kez de "keşke iç anadoluda şehir değil; buralarda kasaba yazsaydın"(mesaja bak) dedi. Bi kaç arkadaşıyla beraber beni alıp sahilde, bi çanlı müzikli cafe'ye götürmüştü, ben biraz fazla ciddi durunca(nabim karakterim öyle) kulağıma "okul müdiresi gibi durmasana" dedi. Belli abisini kıskanıyor, ikimiz otururken gelip aramıza zorla oturuyor, abisinin dikkatini çekmek için uğraşıyor... hayır ufak bi kız olsa neyse de bir yetmişlik ve 23 yaşında kocaman öğretmen olunca garip oluyor. ama sorun olacağını zannetmiyorum nasıl olsa çekip gidiyor.
Konu biraz fazlaca "nişanlımın bakire olmamayı kaldırabilme" sorusuna kaymış. kaldıramayacağını söyleyip bu konu hakkında
size korkunç aşağılık ve bencilce gelecek ama ben bu adamı kaybedemem. duyduğum sevgi bir yana, geçmişte gelen görücüleri göz önüne alırsak daha iyisini bulacağımı da zannetmiyorum.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?