Kırmızıladığım kısımda kendimi biraz yakaladım İdrak. Evet, susmamın-umursamıyorum seni oyunumun karşılığında ne olacağını, nasıl sonuç vereceğini sabırla bekledim ve bu karşılığı bekledikçe istediğim yolda ilerlemiyor olduğunu görüp sinirlendim. Evet, bir miktar kabullenemiyorum çünkü pes etmiş gibi hissedeceğim ve bu bende olmayan bir şey. Hayatımın en berbat zamanlarında bile olmadı, burada açıklanacak şeyler değil de
kendinehas
biraz ayrıntı bilir, öyle inat "Oldurana kadar tüm yollar tüketilecek, sonra olmadı deyip çekilebilirsin" gibi huylarım var. İsteyip istekte ısrar da değil, hayalperestlik derecesi bir ümit-olmayacaksa da en mükemmel haliyle olmayacak, sıfır suçlanma ile hali. Böyle deyince biraz manyakça olduğunu fark ettim o da ayrı
Ama kendimi değiştirdim de İdrak.
Örnekler vereyim; tavizsiz olduğum konulardan biri sakarlığın tekrarıdır ki yanlışlıkla tabak düşürüp kırmam bile nadirdir. Bunu törpüledim. "Kazara oldu, unuttum, dalmışım, yanlışlıkla oldu"ların tekrar tekrar ve tekrarını ciddiyim umursamadım. "Kendin gibi olmasını bekleyemezsin" dedim, sene sene törpüledim bu sert-kuralcıl huyumu.
Kabullendim, "Bir insan nasıl bu kadar gürültü altında-bu kadar sarsmaya daha tamamen kendine gelip uyanamaz"ları...
Kendimde çok önyargı da kırdım, bazı cümleler vardır karşımda onu kullanan birini gördüğümde kestirip atarım (Bunu annemde daha çok yaşardım) bunu aştım. Sıfır sinir-sıfır yargılama, full anlamaya çalışma mode on.
Dilimin en sivri hallerini de törpüledim, ağlatırım ya adamı karşımda İdrak, zaafından yakalar delirtirim, bunu törpüledim; "Senin sinirin, bir başkasını acıtacak kadar haklı değil" diye diye..
Neleri değiştirdim-geliştirdim. Hele çocuktan sonra çok farklı şekillerde kendimi değiştirdim çoğu şeye müsamaha gösterdim. Ben aksine ağır fedakarım ve bunun haberi dahi olmaz kimsece. Kimse, o an neyden vazgeçip orada olduğumu bilmez, üzerini örterim "Benim için bunu yapıyor" bile dedirtmem. Bu hep böyleydi ve değişmedi. Beni yorsa da insan olduğumu hissettiren bir yön olarak bende gizli kalacak daima. Aptala bile yatarım yeri gelir :)
Haksızsam köpek gibi özür de dilerim bak, öyle dik huyum yok, özrümü dilerim, haklısın ben bunu düşünemedim. Düşünebilecek olmama rağmen es geçtim, haklısın, bencilce davrandım vb. derim de. Çift taraflı bıçak gibiyim, kendimi de keserim yani, yeter ki adil olsun.
Ama sonuç; adamın evlendiği halinin tam tersi bir hale gelip orada çakılı kalması ve zerre yerinden oynamaması oldu.
Bu bana reva mıydı?