Bunu yapacağım, çocuklu konular haricinde bırakacağım ipin ucunu. Safa da yatacağım. Yoruldum vallahi.
Idrakyollariiltihabi
'nın dediği gibi de çocuk biraz daha kendini kurtarınca kendimi işe vuracağım; evde dura dura da ayriyeten delirdim biliyorum. Güvenlik konusunda çok paranoyaklaştım, her şeye yeteceğim derken hırpalandım, saçımın boyası geldi geçti umurumda olmadı ve dahi adamın da umurunda olmadı.
Bi silkelenir kendimi toparlarım, yine bi bakmışım insanlıktan çıkmışım onun bunun peşinde, onu düşün bunu hallet, şunu ayarla derken...
Kendi başı sıkışınca suçu bile sende bulurlar dedin ya, aklıma şey geldi.
Bi mevzu vardı, unutturma bana ben unuturum diye belirtmişti kendisi.
Zamanı geldi aklımda ama bilerek hatırlatmadım, bakalım hatırlayacak mı diye.
Bir iki gün sonra hatırladı, halletti ve bana "Niye hatırlatmıyorsun?" diye bi gayri ihtiyari çıkışmıştı.
"Unuttum! Ben de insanım ve unutabilirim değil mi?" deyip gülmüştüm, adam benim unutabileceğime ihtimal vermiyor ya böyle bir rahatlıkta olduğunu anlamıştım o sıra. Aslında olaylar farklı-yeni ama konu aynı şeyin etrafında dönen, aynılarından ibaret. Unutmadığın halde unutmuş gibi yapmaya çalışmak da yorucu...
Ama böyle böyle alacaksa dersini, daha iyi oturacaksa kafasına bunu da yaparım.
Değişme-düzelme ihtimalini çok düşük bir ümit olarak görüyorum hala istemsizce.
Çünkü diyorum bu adam böyle değildi, hep böyle olsaydı tanıdım tanıyalı; o zaman zaten değişimden bahsetmek çok daha imkansız olurdu, ama sonradan sonraya böyle olduysa demek ben bu rahatlığı ona sağladım, geri çevirme işi de bende diyorum.
Çok düşünüyorum, belki haddinden fazla, gereksizce.
Kabullenemiyorum çünkü kendimde değiştirecek yerim kalmadı. Bunu da kabullenirsem komple benim karakter gidecek, ben apayrı, eşime göre düzenlenmiş, zorlayarak oldurulmuş yapay ve mutsuz bir şey olacağım. Bir arada olacaksak, anlayacak, burnu sürtüle sürtüle anlayacak deyip savaşıyorum.