Kendi ezilmişliğini, ertelenmişliğini, bir erkek çoçuğa sahip olarak aşmaya çalışmaktan başka ne olabilir ki ?
Cahillik fonu arkasında acı bir fotoğraf karşımda duran,
"bizim oralarda".
Bende kendimle ilgili anlatayım, benim annem 16 yaşında anne olmuş, 20 yaşına kadar üç çocuğunu doğurmuş.
Düşünün ne kadar anne olabilir ki, birde bilmediği bir şehirde bir sürü sorumluluk altında. O yüzden anlıyorum, onu. Erkek kardeşim sonuncu bizde de, şımarıktır, şımartılmıştır biraz da.
Küçükken sucuklu yumurta yapıldığında tek ben yiyicem diye mızıldanırdı, şımarıklığıyla. Annem de derdi kızım o askere gidicek bırakın o yesin. Bende tabii, napalım o askere gitcekse bizde evlencez, çocuk doğurcaz, büyütcez dedimi hatırlarım hep. Hani açıklama farklı olsa ne derdim bilmiyorum ama, erkeklik iması sinir ederdi beni.
Bu nedenle sucukta yumurta da severek yemem pek.
Acı bir hatıra değil gülüyorum kendime, anneme. Her zaman sucuklu yumurta yaptığında sataşırım ona, oda bana. Ben sucuklu yumurta yemedim sana damatta yok torun da derim, onda da cevap hazır yeseydin boşa gidecekti bak diye. Der hep kızım cahillik o yaşta anne o kadar olunur, diye.
Yeşilim erkeği, kızı, evlat nimettir diye düşünüyorum,
Allah nimete nankörlük ettirmesin kimseye.
Herkese hayırlı evlat olmayı ve sevgili, bilinçli, ebeveyn olmayı nasip etsin.
a.s.a.s.