Bu yazının üzerinden neredeyse 3 yıl geçmiş.. Zalım zaman ne kadar da acımasız... Bu yazıyı yazdığım zamandaki ruh halimi çok iyi hatırlıyorum. Beni o ruh haline iten her şeye kızıyorum.. Maddi imkanlar, toplum baskısı, özgüven eksikliği vb. Bugün buraya bu yazıyı yazma sebebim ise aynı üç yıl önce hissettiklerimi hisseden arkadaşlarıma seslenmek :)
Evvet çok mutsuz bir gebelik geçirdim ve berbat bir doğum (18 kilo almamla ya da sezeryan olmasıyla bir ilgisi yok tamamen benim parasetemol alerjim yüzünden berbattı) Kızım gazlı bir bebekti, uykusuzlukta nirvanadaydım ve defalarca "BEN ANNE OLAMIYORUM, BEN BU ÇOCUĞA BAKAMIYORUM" diye resmen böğürerek ağladım.
Stresten sütüm azaldı ve kızım sarılık oldu ve ben bunu FARKEDEMEDİM, aslında farkettim de sarılığın önemli bir şey olduğunu bilmiyordum. Tek bildiğim bütün bebekler sarılık olurdu ve geçerdi.. (Bizimkisi ilerlemişti ve kızımın kanı değişti.. Allahım beterinden korusun.. ) Gebelik boyunca hamilelikle ilgili yüzlerce yazı okudum ve o gün farkettim ki tüm okuduklarım doğuma kadar olanlar.. Ya sonra ? Farkedemediğim için günlerce ağladım, kendimi suçladım..
Sonra 4 aylıkken işe başladım ve onu terkediyormuşum gibi hissettim.. İşe giderken hep ağladım.. İşten dönerken yol boyu neden kadınların çalışmaması gerektiği ile ilgili beynimde binlerce ültimatom verdim. İlk kez döndüğünü göremedim diye ağladım, ilk dişini ben bulamadım diye ağladım.. Ağladım da ağladım :)
Sonra kendimi farketmeye başladım, aylardır unuttuğum BEN ne haldeydim.. Yatak odasında aynanın önünde duran onlarca takı - toka onlarca makyaj malzemeleri artık hiç kullanamayacak mıydım ?? !! Ya olmayan kıyafetler, sarkmış memeler, genişlemiş kalça.. Kat kat göbek, çatlaklar.. aman Allahım ! Bi güzel kendime de ağladım. Zaman geçti, diyet yaptım vücudumu toparladım, kızım büyüdü takı takabilir moda geldim, makyaj yapmaya başladım. Topuklularıma geri döndüm.. Sadece zaman..
Ama hiç neden doğurdum diye ağlamadım, neden anne oldum diye de ağlamadım. Çocuk sahibi olduğum için pişman olmadım (Savaşlar, ülkenin durumu vs bunları düşündükçe pişman oluyorum o ayrı o konuyu hiiiçç açmayalım)
Şimdi bir kaza kurşunu daha olsa da yine bir sürpriz yumurtam olsa diye içten içten dua ediyorum, bilinçli bir şekilde kalamıyorum çünkü kafamdaki milyarlarca soru / sorun yüzünden. :)
Demem o ki,
Anne olmak güzel şey, evlat güzel bir lütuf.. Ve korkunç bir sorumluluk ama yüce Mevlam öyle bir sevgi yüklemiş ki gönlümüze o sorumluluk bize ağır gelmiyor. Zaman o kadar hızlıca geçiyor ki, yakalamk istiyorsunuz.. Hepsi bir süreç arkadaşlarım, ağlamamız da normal. İsyan ettik diye çocuğumuzu sevmedik mi yani ? Yooo bizden fazla kimse sevemez (evet babalar dahil :) ) Çevrenden anlayış bekleme, eşinden yardım etmesini bekleme İSTE, artık yokmuşsun sadece anne olacakmışsın bir daha eskisi gibi olamayacaksın diye korkma, sen bırakmak istemesen de çocuklar bırakacaklar zamanla mecburen öze döneceksin.. Daha bir sürü şey yazılabilir belki, şimdilik aklıma gelenler bunlar..
Sevgili canım hamileler,
Güzel hamarat anneler,
Anne olmak isteyen yüce gönüllü kadınlar..
Hepinizi sevgiyle kucaklarım