http://www.kadinlarkulubu.com/showthread.php?t=671101
Şu konuyu açmıştım. Belki hatırlayanınız vardır.
Kızlar uzun zaman sonra yine aynı konu, yine ben...
Bugün o kadar kötü bir gündü ki bastığım yeri bilemedim.
Anlatacak kimsem yok.
Aslında aklımda uzun zamandır gelişmeleri yazmak vardı ama bir türlü kısmet olmamıştı.
Size bu konuyu açtıktan sonra malum şahısla ben hiç görüşmedim. Eksikliğini de hissetmiyordum. Kendisi de sadece babamla irtibat halindeydi. Anneme ve bana tam anlamıyla düşman olmuştu.
En son geçen kandilde aileleri arama, aramama mevzusu yüzünden tartışma yaşandı aralarında abimle. Abimi arayıp annemi aramadın, kandilini kutlamadın sana çok kırıldı dedi. Abim de yanımızda: benim annem de sana kırıldı belki, hiç düşündün mü dedi. Her neyse annem abime ara annesini o senin büyüğün dedi ve arattırdı. Biz de utanma belası o da annemi arar sandık ama aramadı. Annem de çok takmadı. Tahmin ediyordum zaten dedi umursamadı.
Fakat o gece sabaha kadar telefonda sürekli kavga gürültü oldu ve şahit olduk. En son gecenin 2 buçuğunda abimin: "ne yaptı benim annem kardeşim sana. Konuşmuyorsunuz bile" dediğini ve " annem kardeşim bitti şimdi babam mı çıktı" dediğini duyduk.
Ertesi gün ayrıldıklarını söyledi abim. Ben hiç üzülmüyorum çünkü size kafayı takmış durumda. Bu kadar saygısızlığı kaldıramayacağım dedi. Gayet de mutluydu. Aramıyorum, aradığında açmıyorum dedi. Hatta işyerindekiler siz ayrıldınız mı ilk defa seni yüzün gülerken görüyoruz, uykusuz da değilsin demişler. Bunu da duydum ya hiç içime sinmiyor artık, ne kadar salakmışım dedi.
Bize de bana hanım hanımcık bir kız bulun, niyeti evlenmek olanla yaza evleneceğim dedi. Allahtan öyle bir sazanlık yapmamışız gerçi...
İlk defa onu kararlı görüyorduk. Artık ciddi ciddi bitti dedik ve hiç yorum dahi yapmadık. Fakat ailem bu defa çok tepkiliydi. Her şeye rağmen çok isteyen babam bile ben yarın öbür gün barışırsanız bu kızı istemeye gitmeyeceğim, gönlüm yok der hale geldi.
Derken dün sabah annesi kapımızdaydı. Ağlayarak geldi. Kızım bana bitti anne istemiyorlar beni dedi. Ben eşime söyledim, yakında söz olacak diye planlıyorduk, bu aşamaya gelmişken ben ne yaparım dedi. Bir oluru yok mu bu işin, bitmesin dedi. Annem babam uzun uzun anlattı. Kadıncağız hak verdi. Yazıklar olsun ben ne biçim evlat yetiştirmişim dedi. Kızı adına bizlerden özür diledi.
İkinizi de arayacak özür dileyecek diyerek gitti.
Akşamına babamı aradı. Telefonda uzunca konuştular. Babam teyzeni arayıp özür dilemen gerek biz çok kırıldık nasıl telafi edeceksin bunca olanı dedi.
Ve o kadar lafın üzerine inatla hala annemi arayıp özür dilemedi diye şok içindeydik hepimiz. Dedik bu nasıl bir nefrettir kindir...
Annem artık dün akşam sinirinden ağlamaya başladı ben bunları hak edecek ne yaptım diye...
Derken bugün öğlen aradı hanfendi. Ben diğer odadaydım ve annem de konuşmanın başında yalnız olduğunu söylemiş bulundu.
Ama ben sonra girdim yanına ve oturdum dinledim.
Konu bana gelince annem uyardı. Kızımın boş yere günahını aldın, laf taşımakla suçladın onu ama hiçbir suçu yoktu dedi. Ama öyle bir inat ki, ısrarla benim ortalığı karıştırdığımı savundu. Annem laf anlatamadı.
Ve şu kısmı yazarken bile ellerim titriyor ama söylemediğim şeyleri söylediğimi anlattı. Söylediklerimi de üzerine bin katarak ve çarpıtarak anlattı.
Evin satılması konusunun benim başımın altından çıktığını söyledi. Ben abimi ve onu öğretmişim. Söyleyin evi satsınlar ikimizin de düğünü rahat rahat yapılsın demişim. Onlar da benden cesaret almış. (Bahsi geçen ev memleketimizde ve biz çocukken ailem dişinden tırnağından arttırarak aldı o evi. O yüzden benim için o ev çocukluğum demek, anılarım demek. Manevi değerini tarif edemem. Satılması mevzubahis olunca da çok korktum.)
Benim erkek arkadaşımın ailesi hakkında ileri geri konuştuğumu, onların durumu iyi ne istersem yapacaklar çatla sen de tarzında terbiyesizlik edip onu kışkırttığımı, kıskandırmaya çalıştığımı söyledi. İstediklerim karşılanmazsa rezalet çıkarırım, senin de hakkındır dediğimi iddia etti.
Ailemden "benim gerizekalı ailem" diye bahsettiğimi söyledi.
Aile konusunda da abimi suçladı. Ben size evet saydım, hakkınızda ileri geri konuştum ama oğlunuzdan cesaret aldım dedi. O verdi bana bu hakkı dedi.
Daha neler neler söyledi... Ve en kötüsü bunları söylerken Allah şahidimdir dedi, şu oturduğum yerden kalkamayım yalan söylüyorsam dedi.
En sonunda da bana söylememesi gerektiğini tembihledi bir güzel. Bunları duyarsa yüzyüze bakamayız aramızda kalsın dedi.
Sen benim annemsin ben hata yaptım bundan sonra ben olacağım senin kızın hiç sıkma canını kıyamam sana dedi ve kapattı telefonu.
Annem tabiki inanmayacak diye rahattım. Fakat telefonu kapattığında inandığını gördüm ve yıkıldım.
Çok büyük yeminler etti çünkü. Ve o kadar ayrıntı vererek yalan söyledi ki gerçekten çok inandırıcıydı. Şu tarihte mutfakta oturuyorken, şu konu geçmişken söyledi tarzında betimledi hep.
Annem ikinize de yazıklar olsun ben evlat değil düşman yetiştirmişim dedi. Beni dinlemedi kovdu yanından. Ve hüngür hüngür ağladı saatlerce.
Benim annem zaten şeker ve tansiyon hastası. Yalan da olsa, haksız yere de olsa ben sebep oldum ve benim yüzümden ağladı.
Annem benim için çok fedakarlıklar yaptı ve hala yapıyor. Ve onlara karşılık benim ondan gerizekalı diye bahsettiğimi sanıyor.
İnanmadı mı, o anki psikolojiyle fevri mi davrandı bilmiyorum ama dinlemedi beni ve konuşmuyor.
Ben ömür boyu o kızın yüzüne bakacağım ama içimde öyle büyük bir nefret var ki artık... Ne yaparım ne ederim hiç bilmiyorum. Bu nasıl bir ruh hali ise kendini kurtarmak, yaptıklarına sebep bulmak için beni attı ortaya ve öz annemle beni bu duruma düşürdü...
Çatlayacağım içime atmaktan artık. Elim ayağım titriyor öğlenden beri..
Lütfen bu uzun yazımı okuduğunuz için hakkınızı helal edin ve bana dua edin.