Evet çok mantıklı. Ben eşim mahcup olmasın diye hürmeti abarttıkça durum benim aleyhime oldu. Keşke baştan rahat davransaydım diyorumNormalde boyle bir duruma yorumum birak gitsin hayatini harcama olurdu ama anladigim kadariyla esiniz de iyi birisi ve seviyorsunuz birbirinizi. Ben olsam ne yapardim diye dusunuyorum. Galiba salardim. Yani geliyorlarsa yapardim bi pilav patates koyardim iki meyve kendi dunyamda takilirdim onlar gidene kadar. Gidiyorsak da yine ayni iş durumuma gore evrak var, dosya var, su is var, bu is var der onlarin evinde bile bir sekilde bir bahane bulup koseme cekilirdim. Evet arkamdan konusurlardi, evet laf ederlerdi ama kimin umurunda. Esimin gozunde hakli olduktan sonra bu sekilde yuruturdum sanirim. Eş tutumu önemli. Talepkar, sıkıcı ve yer yer patavatsiz davranip ortamin istenmeyen insani haline getirirdim kendimide muhtemelen.
Var tabiki, bu kararı alabildikten sonra hiçbir sorun yok o konudaBoşanma imkanın varmı? Lütfen var de ..
Hiç sormayın, kocaman adama şekermiş de eriyecekmiş gibi muamele ediyor. Ben ağzım açık bakıyorumBu cümleyi görünce kendimi tutamadım ikinciyi yazıyorum. Ne hikmetse bu insanların biricik oğulları her zaman çalışmaktan dolayı yorgundur.
Şimdi eşime sorsanız gelinlik konusunda çok pişman ama o pişman olana kadar iş işten geçmiş oluyor. Belki 10 sene sonra bugün yaşananlardan da pişman olacak ama benim en güzel yıllarım bu sıkıntılarla geçmiş olacakKarısının istediği gelinliği giymesini bile sağlayamamış, o zamandan belliymiş adamın kumaşı. Yaşadığımız toplumu biliyoruz, kimse transparan ya da aşırı dekolte gelinlik seçmiyor. En açığı desen straplez kolsuz. Kendisi giyecek kendi zevki, neyi yakıştırırsa onu seçsin niye dememiş? İsterse özel dikim olsun ister kiralık, gelinlik dediğin bez kumaş parçası ama manevi değeri var.
Ben de sizi kandırmış diyenlerdenim. Bi güncük yapsan nolur, gitsen nolur, gelsen nolur... Ailesine de diyor mu bir kerecik öyle yapmayın böyle söylemeyin diye, demiyor size baskı yapıyor. Ailemin yanında oturmana kalkmana dikkat et diyor. Kusura bakmayın ama Türkiye'de yaşayan bir kadın düğünde cenazede mevlütte eğlencede ne giyeceğini iyi bilir. İnançlı inançsız her kadının evinde cenazede veya mevlütte başını örteceği bir örtüsü vardır.
Bu adamdan bir yol olmaz hiç ümitlenmeyin. Hele bir hamile kalın da görün çocuğunuza isim bile koyamayacaksınız. Aile hiç vazgeçmemiş vazgeçmeyecek de. Çünkü oğullarından hala ümitleri var, oğulları kesin bir dille sizin yeriniz burası eşimin yeri burası, kimse o çizgiyi geçip diğerine rahatsızlık veremez diyemiyor. Evliliğe sevgi karar verir ama yürüten saygıdır. İnsan rahat huzurlu özgür olmadığı bir evlilikte istediği kadar sevsin aşık olsun, o evlilik yürümüyor. Çocuk olursa kıymetimizi anlar babalığını bilir diye sakın hayal kurmayın. Çocuğunuz olursa eşiniz baba olmayacak ailesine torun vermiş olacak.
Bür önceki yorumda durumu özetlemişsiniz resmen. Çok teşekkür ediyorum. Mevzu ailesi olunca konuşmalarım hep filtreli oldu ama artık açık açık her şeyi konuşacağımA ahbubenn ne kendinden, ne eşinden vazgeçmen gerek hemen. Bu kadar sık gelip gitmelerin önüne geçmesini sağlaması için eşinle konuş. Ben istemiyorum, ben böyle şey görmedim ailemde, alışamıyorum minvalinde olmasın bu konuşma. İçinde yaşadığın şeyleri kırmadan, dökmeden anlat. Artık psikolojim etkilendi, kendimi hiç şyi hissetmiyorum, hiç gelmesinler görüşmeyelim tabi ki demiyorum. Ancak bu yaşam tarzını ruhen kaldıramaz oldum, psikolojik olarak çöküşteyim, depresyonun eşiğindeyim /ya da depresyondayım . ‘ tarzında olsun. Derdini güzel bir dille anlat bakalım. Seni gerçekten seviyorsa, bu halde olmanın bir şekilde önüne geçer. Gelip gitmelerin sıklığını azaltır ailesi ile uygun şekilde konuşarak.
Ha ben aileme bunu söyleyemem, ne var sanki gelip kalıyorlarsa fırt zırt yaparsa, ne yapacağına o zaman karar verirsin.
3 yıllık ilişkinin 1. yılında ailenin aşırı muhafazakar olduğunu öğrendim. Uzun bir süre eşimin benimle evlenmesine kendilerince “rıza” göstermediler. Tesettürlü olmadığım için. O dönemde de ciddi özveri gösterdim. Eşimin sorunları çözmesini bekledim sessizce. Fevri davranmadım. Ben de tam tersi oldukça seküler bir kadınım. Ailemden asla baskı nedir görmedim. Rahat, kariyer odaklı yetiştirildim. Bu muhabbetler olunca neye uğradığımı şaşırdım. Bunların hala var olmasına şok oldum. Dizilerde olur sanırdım sadece.
Olmaması gerekeni oldurmak için elinizden gelen özveriyi yapmışsınız, farklı hayat tarzlarına ve ailelere sahip çiftlerin orta yolu bulması zordur, hele de bir taraf fazla talepkârsa.Gelinliğim bile zerre istemediğim bir modeldi bu insanların saçma sapan kuralları yüzünden. Çok içimde kaldı bu gelinlik mevzusu. Hatta sırf gelinliğimi sevmediğim için hevesim kırıldı, düğüne falan hiç ilgi göstermedim, saldım. Eşim sadece ailemin yanında biraz kıyafetine oturup kalkmana dikkat et yeter diyordu eyv dedim. Ama hala rahatım çünkü giyim kuşam dışında neyle karşılaşacağım hakkında en ufak fikrim yok. Evlenince onların yanında pantolon giyerim biter kafasındayım. Kültür farkı ne giydiğinle bitmiyormuş meğerse..
eşiniz gudubeeet, nemruuuuut, cidden pis bir karakter değilseŞimdi eşime sorsanız gelinlik konusunda çok pişman ama o pişman olana kadar iş işten geçmiş oluyor. Belki 10 sene sonra bugün yaşananlardan da pişman olacak ama benim en güzel yıllarım bu sıkıntılarla geçmiş olacak
Onlar da Bursa’lıŞöyle aşık olup sonra da ailesini hiç tanımamışçasına şikayet ediyorlar ya sinir oluyorum evlenmeden önce aklınız neredeydi az çok belli etmişlerdir kendilerini ayrıca bu işin muhafazakarlık sekülerlik ile alakası yok insanlık ile alakası var şu toplum ayrıştırmaktan yeminle bıkmadı ayrıca boşanın eziyet etmeye gerek yok kimse kimseye sınırlarınızı bilmiyorlarsa iyi çizin sadece karşı tarafta suç yok ki siz de sınırı çizememişsiniz yok muhafazakar yok seküler yok misafirlik
Ne yani muhafazakar olmayanlar misafirperver değil mi! Biz Bursa'nın yerlisiyiz kökenimiz Bursa valla misafir başımızın üstündedir he hep misafir mi ağırlarız hayır sınırlar vardır ama misafir gelecekse de en iyisini memnun kalacakları şekilde yaparız.
BursalılarEşiniz ve ailesi nereli? Nerenin adetiymiş tüm bunlar
Sizin hikayeniz benimkiyle çok benzer. Ben eşimin şehrinde bir süre iş için yaşadım, o dönem bir barda tanıştık. Bir sene beraber yaşadık bi de ve ben aile yapısını öğrendiğimde şok oldum. Asla tahmin edemezdim yani onun yaşam tarzı, hayata bakışı hatta tanıştığımız yer bile bu durumlarla çelişkiliydiErkekler çok sahtekarlar, bir kızı beğenip sevince herşeyi farklı yansıtıyorlar, benim eşim de ailesini benden gizledi hep , aynı ortamlara falan sokmadı, oldukça rahat davrandı, ailesi evlenince ortaya çıktı, kaç kere ayrılmak istedim ailesi yüzünden , baktılar ki gerçekten boşanıyorum bıraktılar yakamızı...
Zaten dış görünüşe bakmaz ki kimin dinini nasıl yaşadığını kimse bilemez kitaptan kesit attım ya keşke herkes farkında olsa ve psikolojik baskı uygulamasaOnlar da Bursa’lıDemekki böyle oluyor. Muhafazakarlıktan kastım inanın inanç meselesi değil. Benim maneviyatım eşimden çok daha kuvvetlidir. Aile yapısı net anlaşılsın diye kısa yoldan o şekilde belirttim
alıntıladığınız üyeye saygısızlık etmek istemem deSizin hikayeniz benimkiyle çok benzer. Ben eşimin şehrinde bir süre iş için yaşadım, o dönem bir barda tanıştık. Bir sene beraber yaşadık bi de ve ben aile yapısını öğrendiğimde şok oldum. Asla tahmin edemezdim yani onun yaşam tarzı, hayata bakışı hatta tanıştığımız yer bile bu durumlarla çelişkiliydi
Genelde böyle adamlar aile baskısından kaçarlar bekarken lakin evlenince de eşlerini onların istediği kılığa sokup onların elinde oyuncak ederler , benim eşim de anne babasından kaçarken evlendikten sonra resmen beni onların kucağına itti, ailesine karşı benimle övündü , bakın istediğiniz gibi bir gelin , bir eş. Kendisi ailesinden kaçarken benden onlara evlatlık yapmamı bekledi ilk zamanlar, kendi yüzleşemediği şeyle benim baş etmemi istedi , halbuki o kadar zıtım ki ailesiyle, aşırı ataerkil ve gelenekselci bir ailesi var , babası aşırı baskın bir adam , ben kesinlikle buna tahammül edemeyeceğimi belirtip valizi toplayıp gitmiştim ilk sene , eşim baktı ki beni eğip bükemiyor en son çare ailesi ile konuşup gereken mesafeyi koydu, onun için ailesine dur demek , mesafe koymak ölüm gibi bişeydi , bence erkekler ilk tanıştığında sevdiği kadının değişeceğini ve aileye uyum sağlayacağını düşünerek gerçekleri yansıtmıyorlar ve kızları kandırıyorlar , benim yerimde başka bir kadın olsa bu aileye köle olmuştu çoktan öyle de manipüleciler, herşey este bitiyor ve de kadının tavrında , siz kendinizden asla ödün vermeyin ve bu kalmaları kabul etmeyin oldukça mesafeli ve soğuk olun , gelip gitmeleri azaltın, zamanla alışacaklar ya da oğullarının yuvasını yıkacaklar...Sizin hikayeniz benimkiyle çok benzer. Ben eşimin şehrinde bir süre iş için yaşadım, o dönem bir barda tanıştık. Bir sene beraber yaşadık bi de ve ben aile yapısını öğrendiğimde şok oldum. Asla tahmin edemezdim yani onun yaşam tarzı, hayata bakışı hatta tanıştığımız yer bile bu durumlarla çelişkiliydi
Sözlerim asla küçümsemek değil fakat ben ve ailem şehirde modern büyümüş bir aileyiz eşimin ailesi de köyde yaşamıs daha sonra yaşadığımız şehre göç etmiş insanlar kültür görgü adap hiç yok , köyleri toplasan 1k kişi ama tüm dünyayı onlar yönetiyor tek doğru onların sanıyorlar bunu evlendikten sonra anladım başta asla böyle değillerdi sahteymiş hepsi . Eşim çok iyi birisi ve birbirimizi çok seviyoruz , ayrıca eşim görgülü kültürlü birisi ama ailelerine bir bağımlılıkları söz konusu bütün sülaledeki erkekler olaraktan sülaleyi halalar yönetiyor gelinler (kv ve eltileri) mecbur boyun eğmişler ama acısını gelinlerine hükümdarlık kurarar çıkaracaklarını sanıyorlar erkek çocuklarını aşırı baskılı özgüvensiz büyütmüşler ve aileleri olmadan nefes alamaz sanıyorlar eşim bizim aileye damat olarak gelince neye uğradığını şaşırdı çok sevdi çok alıştı bize 5nci yılımızdayız çok zordu kanadık parçalandık ama kırdık zincirleri eşim de değişti ailesinin ne kadar cahilce şeylere takıldığını nasıl bir köy kafasında olduğunu anladı sınırlarını artık o koymaya başladı o da ben de bilmiyorduk evlenince böyle olacağını evet çok yıprandık ama kalan hayatımız için yolumuzu çizdikKızlar selam. Ben bir konuda fikrinizi almak istiyorum. Çok uzun olacak isteyen okusun istemeyenin canı sağolsun
Eşimin ailesine bir türlü alışamadım. Yaklaşık 2 sene önce evlendik. 3 yıllık ilişkinin 1. yılında ailenin aşırı muhafazakar olduğunu öğrendim. Uzun bir süre eşimin benimle evlenmesine kendilerince “rıza” göstermediler. Tesettürlü olmadığım için. O dönemde de ciddi özveri gösterdim. Eşimin sorunları çözmesini bekledim sessizce. Fevri davranmadım. Ben de tam tersi oldukça seküler bir kadınım. Ailemden asla baskı nedir görmedim. Rahat, kariyer odaklı yetiştirildim. Bu muhabbetler olunca neye uğradığımı şaşırdım. Bunların hala var olmasına şok oldum. Dizilerde olur sanırdım sadece.
Eşime de bu evlenme mevzuları açılmadan önce ben kendi şehrimden ayrılmam, evlilik teklifi gibi bir düşüncen varsa benim şehrime geleceksen olsun yoksa hiç bu toplara girmeyelim dedim, seçimi ona bıraktım, o da tamam dedi. Düğünden kısa süre önce eşimin işi dolayısıyla bir süre onun şehrinde yaşama mecburiyeti çıktı. (Bu durum eşim de dahil hepsinin işine geldi, çünkü aile çok baskı yapıyordu, kız gelir erkeğin memleketine diye.)
Sonrasında evlendik. Gelinliğim bile zerre istemediğim bir modeldi bu insanların saçma sapan kuralları yüzünden. Çok içimde kaldı bu gelinlik mevzusu. Hatta sırf gelinliğimi sevmediğim için hevesim kırıldı, düğüne falan hiç ilgi göstermedim, saldım. Eşim sadece ailemin yanında biraz kıyafetine oturup kalkmana dikkat et yeter diyordu eyv dedim. Ama hala rahatım çünkü giyim kuşam dışında neyle karşılaşacağım hakkında en ufak fikrim yok. Evlenince onların yanında pantolon giyerim biter kafasındayım. Kültür farkı ne giydiğinle bitmiyormuş meğerse..
Onun şehrinde yaşama durumu ilk çıktığında “bak ben senin ailene pek uyum sağlayamam, yengenle abin sürekli git gel halinde, ben bu şekilde yaşamak istemiyorum” dedim. O da “yok ya ayda yılda bir gider geliriz” demişti. Saf gibi inandım. Evlendim ve bir ay olmadan “bizi yemeğe almadınızlar” başladı. “Balkonunda bir kahvaltı etmeden yaz bitti” vs. Sonra yemeğe çağırdım daha pilav yapmayı öğrenemeden 12 kişiye yemek daveti verdim. Destek alabileceğim kimsem de yoktu. Tamam dedim adettir neyse..
Kv 2-3 günde bir çağırır oldu. Birine bahane uydursak birine mecbur gidiyorduk. 1 hafta görüşmesek küsüyodu. Hayatım resmen onlarınkine dönmüştü. Kvne git gel. Evlilik, eş ailesini tatmin etmekten ibaretmiş herhalde dedim. Bu arada ikimiz arasında hiçbir sorun yok ama aile bana inanılmaz batıyordu.
Tabi dayanamadım benim şehrime taşındık, planımızdan erken oldu ama eşim de bunu kabullendi. Çünkü gerçekten bunalıma girmiştim. “Ben her halükarda burdan gideceğim, ya senle ya da sensiz, istersen gelirsin” dedim. Blöf değil, çok ciddiydim ve taşındık. Mesafe çok kısa. Şimdi de sürekli buraya geliyorlar. Mesela kasım ayında 4 haftasonu vardı ve hepsinde burdalardı. Bazı akrabaları burda yaşıyo, onlardan biri grip olsa bile kalkıp geliyolar. Ben artık bunun “biz çocuğumuzun tepesindeyiz” mesajı olduğunu düşünmeye başladım.
Kötü insanlar değiller, sadece çok farklıyız çok. Birbirleri olmadan nefes alamıyorlar gibi. Kvnin çocuklarından başka bir dünyası yok. Obsesif derecede eşşek kadar çocuklarına saplantılı. Benim eşim daha benci. İsteklerimi dinler ve çözüm üretir. Taşınmak gibi. Bu yüzden de benim onu parmağımda oynattığımı düşünüyolar. Özellikle görümcem çok laf sokuyor, bu çocuğu ne hallere düşürdün deyip duruyor. (Örn; sırf kendi kıyafetini ütülüyor diye) Eşimin yenidoğan yeğeni var, eşime “o seni hiç sevmeyecek çünkü sen onu bırakıp gittin” falan diyolar. (Bu adamın ailesi, çocuğu olmayacak çünkü, hayatını yeğenine göre yaşaması gerekiyor.) Karar verildi, taşındık ama hala iğrenç bir baskı var adamın üzerinde.
Benim de bir ailem var. Ben de birilerinin çocuğuyum. Evlendim gittim, annem “siz mutlu olun gerisi mühim değil” dedi. (Ki benim annemle babam ayrı, annem hep tek başınadır evde, onlar gibi koloni değiliz) Buraya geldik daha bir kere darlamadı, canımız ister gideriz. İstemez bir ay gitmeyiz. Çoğunlukla da ben tek gider annemle kahve içerim eşim de evde, dışarıda canı ne istiyorsa yapar. Ama benim bu konuda özgürlüğüm yok. Kendisi de buraya taşındıktan sonra “gerçekten ailelerimiz çok farklıymış, bu kadar tahmin etmiyordum, ben Türkiyede çoğu aile bizimki gibi sanırdım” dedi. Benim dünyamın nasıl değiştiğini anladı mı bilmem.
Bir kere bizi çağırdılar kvler yine. Daha yeni taşınmışız. Ben evlenince aile evimde bıraktığım kedimi buraya dönünce tekrar yanıma almıştım. “Eve alışma sürecinde tekrar anneme bırakamam, yine düzeni bozulacak” dedim. Eşim “Sen gelmezsen laf ederler” dedi diye dünyanın kavgasını ettik. “Bir kere de Laf etmesinler anlayış göstersinler” dedim. “Annem evcil hayvandan anlamaz” diyo. Yani bunlar kendi alışkanlıkları, yaşam tarzları dışında hiçbir şeyi anlamıyorlar.
Eşimi de anlıyorum, onlarla samimi olmayı pek istemediğimi anlıyor ve buna üzülüyor. Bir kere beni yine gelmem için darladı “annem kızını da görmek istiyor” dedi (kızı benmişim) ben de “ben onun kızı değilim, kimseye evlat olmak için evlenmedim, benim bir annem var” dedim. Bu eşime çok dokundu. Ama benim görüşüm bu yönde maalesef.
Beklentileri sürekli iç içe yaşamak, gidip gelmek ve sadece oğullarının gitmesi inanılmaz ayıp, ben de gitmeye mecburum. Misafirlikleri de inanılmaz ağır, muhafazakarların hizmet tutkusunu bilirsiniz, sırf eşim mahcup olmasın diye ben de elimden geleni yapıyorum. Çeşit çeşit ikram hazırlıyorum ama gücüm yetmiyor artık. Ben bu şekilde yetiştirilmedim. Bizde bu gibi kasıntı durumlar yok. Onların en yakınları bile misafir gibi ama biz aile gibiyiz. Evlenmeden önce kendi halinde yaşayan biriyken bir anda hayatım gelin evi programına dönüştü.
Maddi olarak da imkanlarım çok azaldı, ailemin durumu iyi olduğu için sosyal, canı istediği zaman istediği yerde olan biriydim. Şimdi ikimizin geliri bana o hayatı sağlamıyor tabi. Bundan şikayetçi değilim, biliyordum ve maddiyat hiçbir zaman önceliğim olmadı. Ama üstüne bu aile de gelince, herkes evlenip hayatı güzelleşirken ben güzelim hayatımı ziyan etmiş gibi hissediyorum bazen. Çok fedakarlık yaptım, anlatmadığım şeyler de var. Hayatım çok değişti ve bu beni ruhen de başka biri yaptı. Karakterim değişti. Burda benzer bir konuya yorum yapmıştım, “sakın evlenme bunlar rengarenk bir genç kızı eli tepsili bir geline çevirirler” diye. İşte bana bundan oldu.
Hiçbir şeyden keyif almıyorum. Eşimi çok sevsem de evlilik benim mutluluğumu, gençliğimi aldı. Bu mecburiyetlerden bıktım. Eşim dünyanın en tatlı insanı ama onun da aile üzerindeki tesiri ancak bu kadar. Sevilmek onun için çok önemli, ben ya da kendisi birileri tarafından sevilmeyecek, dışlanacak diye ödü kopuyor. Kimler tarafından yetiştirildiğini görünce iyi bile çıkmış o aileden diyorum o ayrı. Ona göre o evlatlıktan reddedilmeden bizim evlenebilmemiz bile bir mucize.
Kızlar bilemedim, bu durum gerçekten sıkıntılı mı yoksa ben bu insanlara ısınamadığım için mi batıyor, kin mi var içimde? Ben nasıl alışacağım bu düzene, bu misafirlik aşkına, bu geleneksel aileye, ailenin beklentisi aşırı yüksek kadınlarına? Hayat hep mi böyle evlenince? Gerçi değil görüyorum. Arkadaşlarım da evlendi gayet gençliklerini yaşıyorlar, ben ise adeta aşiret geliniyim ama altınsız aşiret
Evet bu yorum çok doğru, ben ne muhafazakar ne de sekülerim, ben tam ortadayım, ılımlı muhafazakar da diyebilirizalıntıladığınız üyeye saygısızlık etmek istemem de
burada (KK'da yani) yazdıklarından algıladığım kadarıyla, kendisi barda tanışacak ve evlenmeden beraber yaşayacak birisi değil
yani size göre çok çok daha muhafazakar zaten - ki o bile diyor ailesini benden gizledi
ama
bireyselliğine de oldukça fazla önem veren birisi, o konudaki sınırları daha net - mesela siz 2 senedir bu durumun içindesiniz hala sert değilsiniz, taviz veriyorsunuz (ya da ilişkiniz için fedakarlık yapıyorsunuz, bunu nasıl tanımladığımız değişebilir)
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?