Muhafazakar eş ailesi ve mecburiyetler

Haklısınız aile ile bağımlı olma durumu muhafazakarlıkla sekülerlikle ,eğitimle alakalı değil.Oldukça seküler öğretmen bir arkadaşım daha şimdiden 10 ve 3 yaşındaki oğullarıyla aynı binada oturmanın hesabını yapıyor.Asla farklı binalarda oturamazlarmış.Kendisi de farklı memleketteki eş ailesine senede iki gün gidiyor.Hastalıklı kafa bunlar,her yerde var.
 
Ay bu ne ya katlanılacak gibi değil. Müsait değilim diyin almayın eve küserlerse de küssünler. Neden sürekli gönüllerini yapmaya çalışıyosunuz onlar sizi bu kadar düşünmüyor ki. Hayır demeyi bilin lütfen sizi ezdikçe eziyolar kocanız da sizi savunmuyor hiç
 
Üzüldüm durumunuza. Belki çift terapisi deneyebilirsiniz en azından eşiniz dengeyi daha iyi ayarlamaya çalışır.
 
Bafelis arkadaş gülmüş komik bulmus yorumu :))) Kaç kere boşandıysa artık durum komiklik boyutuna gelmiş. Ne kadar normal hemen boşan demek herkese. Sanki yeni evlendiği mükemmel olacak. Onda da başka bir problem. Herkes evliliklerinde farklı sorunlar yaşayabiliyor normal bunlar.
 
+1 bende okumaya devam ettim yazmadan önce ama konu sahibi aşırı yumuşak şekilde manipüle ediliyor eşi tarafından.

Ayrıca eşi ailesine benzemiyor, anlayışlı falan değil sadece itici derecede pasif. A ahbubenn eşinin sevgisizlik korkusu konusunda haklı ve ne eşi ne ailesi uzaklaşmasın diye pasif bir duruş sergiliyor, tarafsız görünmeye çalışıyor ama eşini ciddi anlamda manipüle ediyor. Konu sahibi önce bunu görüp anlamalı.
 
Ben de muhafazakar bir ailede büyüdüm. Hem de aşırı muhafazakar ama annemle babam yengeme gidip gelme, misafirlik vs gibi konularda hiç zorlama yapmadı, rahatsız da etmedi. Şuan 70 km ötemizdeler ama her hafta veya her ay gitmek gibi bir durum yok. Annem ayda 2 kere anca arar. Ama her aile bir değil. Mesela amcamlarda da tam tersi, onlarda evlatları haftada 2 gün gelsin, hep bir arada olsunlar veya toplansınlar ister, ordu gibi bir evde toplanırlar filan.(Yurtdışında oturuyorlar.) hatta kuzenim seküler bir kızla nişanlanmıştı, 15 gün sonra anlaşamayıp nişan attı.

İki muhafazakar aile bile anlaşamayabiliyor ama ben sizin eşinizin sizi sevip arkanızda durduğunu düşünüyorum. Benim eşim de muhafazakar denebilecek bir aileden ama benim ailem kadar değil ama onlarda senin kayınvalidenler gibi sık arayalım isterler, eşim her gün hem kardeşini hem annesini arar, beni de başta buna zorluyordy ama ben de artık patladım, ondan sonra beni rahat bıraktılar şimdi kendim ne zaman istersem o zaman arıyorum. Kaynımı aramam için bile zorlardı. Ben nişanlıyken her hafta eltimin evine gider sabah gider gece 12 de eve dönerlerdi. Biz evlenınce köye taşındı eşimin ailesi. Sürpriz diyerek habersiz gelirlerdi, bir gün eşim doğuya eğitime gitmişti, ben de annemlerde kalıyordum, kaynanamlar habersiz gelmişler, eltime geçmişler ben evde değilim diye, yarın seni alıp sana geçeceğiz dediler. Ben nasıl sinirlendim ağladım. Sürpriz diye gelmişler yine. Ben de yarısı gün mecbur eve geçmek zorunda kaldım ama beş karış suratla durdum. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. En sonunda kv ye "Başımızın üstünde yeriniz var ama bir dahakine gelmeden önce haber verin, eğri yatarız doğru kalkarız, o an müsait olmayabiliriz veya başka bir planımız olabilir." Dedim ve ben kötü oldum. Eşim ve annesi bana karşı cephe aldı. Eşim nasıl annemlere böyle dersin, kovmaktan beter etmişsin filan dedi, kv ben seni kızım bilirdim, ben bilmiyor muyum bunları sanki deyip ağladı manupile etti ve ben kötü oldum. Ama o günden sonra sürpriz yapıp gelemediler. Kv gelmek istese kayınpeder gelmek istemedi ve pek gelmediler. Ben ayrılamadım eşimden.

Eşin arkandaysa ayrılma bir daha düşün ve onlardan daha da uzağa taşının derim. Ama eşin arkanda değilse koşarak kaç..
 
Ay birde böylesi var değil mi size gelince gelinsin gidilsin karisalim bize sorsunlar gelin bizi biz onu sevmesekte sevsin saygı duymasakta duysun kendilerinden hiç ödün vermezler ama başka baş kaldıran cocuk oldu mu bir anda 180 derece degisebiliyorlar bu kötülük işte iş este bitiyor en başta ama demek ki onlarda isteseler degisebiliyorlar
 
Ataerkillik muhafazakârlıktan geliyor o yüzden bağlantılı.islam dini erkeklerin dini çünkü.
Dini yorumlar yasak ama bilgimi paylaşmak için yazıyorum sadece ;
yahudilik, hristiyanlıkta daha fena aslında. Muhafazakar yahudiler, katolik olan hristiyanlar çok daha katı. Sadece katolikte değil kendi içlerinde amishler olsun ne bileyim yehova şahitleri olsun , bilmediğimiz yüzlerce tarikat hepsi ataerkil ve çok baskıcı. Boşanmak yasak mesela. Boşanmak diye bir kavram yok. Başlarındaki rahip ya da her neyse onun izni gerekli boşanmak için. İnsanlar boşanabilmek için ülke değiştiriyor, kaçıyor. Biz islam dinine aşina olduğumuz için sadece bu dini görüyoruz.
Ülke ile sınırlandırmamak gerek bunu. Dünyada tek tanrılı dini inançlar hep ataerkil. Bilmediğim dinler olabilir istisnalar vardır. Çok tanrı dinler anaerkil.
 
Kiz bunlar değişmez 6 yıldır bende ayni durumu yaşıyorum. Gelirken sormazlar çağırırken sormazlar gelmiyorum dersin nie die sorarlar sebebini söylersin umursamazlar. Kıyafetine daha fazla karışmaya başlarlar. Senin evine misafirlerken kendi evleriymis misafir davet ederler bunda bile sormazlar.seni sadece hizmet eden biri olarak görürler (beni öyle görüyorlar çünkü) en sonunda baktım olmuyor ver Allahım ver Allahım ver dedim onların istediginin tersini yapmaya başladım yani biraz ters yaptim ve bunları yaparken saygımı bozmadan laf soktuğum için de bişe de demelerine izin vermedim en fazla ayyy saygısız terbiyesiz denildi (görümceler ve kv tarafindan sadece) onlara da çok güzel cvp verince ya susuolar ya sinir oluolar ben esimin,kaynimin,ve kapederimin gözünde hep iyi ve saygılı biri oldum çünkü onlar neden böyle davramdigimi biliolardi. Şimdi ise gorumceleri aramıyorum onlarda aramıyor kv aramıyorum o arayınca sadece onun sorularına cvp veriyorum sen nasılsın falan demiyorum ki buna çooook sinir oluyorben çözümü böyle buldum bacım Allah yardımcın olsun. Daha neler yaptılar da neyse kendi yaptıklarıyla beni hakli çıkardılar hepsi ekmeğime yağ sürdüler
 
Türkiye’de işler böyle işliyor, biriyle evlendiğinde ailesiyle de evleniyorsunuz maalesef; bireysellik yok.

Ben olsam en baştan böyle bir ailesi olan birini kabul etmezdim, hele sekülersem topuklayarak kaçardım, diyelim etmek gibi bir hata yaptım; o gelinlik meselesinde resti çekerdim.

İstemediğiniz bir hayatta mutsuz olacağınıza, çocuk işin içine girmeden bitirin derim; hâlâ çok geç değil.
 
Bir gün akşam yemek yenildi mutfak toplandi kv ve kayınpederin önüne çay koydum isim bitmiş. Eşime dedim ki ben uzancam odaya geçiyorum sonra onlarada dedim ben yatıyorum. Ve kayınpederin dediği laf (senin işin bitti cekilebilirsin) demek oldu ve gözlerine gozlerimi çekmeden bir süre baktım. Ve o günden sonra onu da radarima aldım. Yaptığı bişe yok ama artık eskisi gibi umursamıyorm yemesine falan sabah kahvaltı akşam yemek gün içinde yerse de karısı versin die oralı olmuyorum. Kışın gelip gidiyolar.
 
Bazen bu dediğiniz olmuyor ama işte bı destek bı dayanağın yoksa ailen sahip çıkmıyorsa sadece fırsat geçmesini beklersin oda gelirse tâbi
 
İşte ben de böyle bir evlilik yaptım, eşimin ailesi gelenekçi ve muhafazakar ben ise ailem ile mesafeli , kendine göre bir düzen kurmuş seküler ve muhafazarlığın tam ortasında kalmış bir bireyim , eşim evlenmeden önce bana öyle modern , öyle anlayışla yaklaştı ki ailesinden şüphe etmedim , aşırı derecede tutucu olan babalarını hep benden sakladı aynı ortama sokmadı ben de keyfim yerinde olduğu için pek sorgulamadım lakin evlendikten sonra aynen sizin durumlara maruz kaldım, ilk bir yılım resmen kaosla geçti, eşim her ne kadar seni anlıyorum dese de ailesini de memnun etme çabasına girince bizde ipler koptu , ben çocuk fikrini erteleyip sadece kpss çalışıp atandım, eşime de ben bu şehirde yaşamam asla burayı da tercih etmem , gelmiyorsun boşanalım ben tek giderim dedim çıkıp memlekete gittim tercih zamanı, eşim yalvardı, yakardı, olaylar koptu , ailesi sessiz kaldı hatalarını biliyorlardı, bana aşırı baskı yaptılar her konuda, eşim en son ailesini karşısına alıp konuştu, mihrimah şunlardan rahatsız ve eger bu şekilde devam ederse biz boşanacağız dedi, eşim inadımı bildiği için en son çare ailesini karşısına aldı yani, kayinvalidem teyzelerimi arıyordu gelelim kızımızı götürelim vs , eşim bir yandan çiçekler, yalvarmalar vs vs ... en son eşime bir şans verdim çünkü gerçekten bana değer veriyordu ailesi dışında oldukça mutluyduk biz bizeyken, bana karşı da sevgi dolu ve saygılıydı, en büyük kavgalarda dahi ne bir şiddet ne de başka kötü bişeyini görmedim, tüm bunlardan dolayı son şans verip döndüm ve ailesi inanılmaz şekilde değişti, asla bana karışmamaya başladılar, izinsiz gelmeler , sürekli aramalar, her şeye karışmaları bitti , ama ben hala temkinliyim, hala da ısınamıyorum ailesine , size tavsiyem asla kendinizden ödün vermeyin , taviz tavizi getirir , eşinize rest çekmekten korkmayın, ailesine ve eşinize sınırlar koyun, ve çekip gitmekten korkmayın, çocuk fikrini erteleyin bu sorunlar bitene kadar, muhafazakar aile yapıları gerçekten çok çok zor, onlarin dünyası çok başka resmen fanusta yaşıyorlar, siz kendi dünyanızı ve düzeninizi kurun ve buna saygı duymayanı da kapı dışında bırakın ve gereken tepkileri verin , biz kadınların en büyük sorunu susup , tepki vermeyip , sınır koymamak , eşinizden başlayın ilk olarak , hersey onun duruşuna bağlı, benim eşim bunu yaptı ise bence seven her erkek yapar yeter ki kadın dik dursun ve gerektiğinde gidebilsin ...
 
Erkekler çok sahtekarlar, bir kızı beğenip sevince herşeyi farklı yansıtıyorlar, benim eşim de ailesini benden gizledi hep , aynı ortamlara falan sokmadı, oldukça rahat davrandı, ailesi evlenince ortaya çıktı, kaç kere ayrılmak istedim ailesi yüzünden , baktılar ki gerçekten boşanıyorum bıraktılar yakamızı...
 

Hiç boşanmadım, 18 senelik evliyim boyum kadar çocuklarım var ama adamın yanlışını ihanetini görsem yarın boşarım. Çok şükür elim ayağım tutuyor işim gücüm var. Kızlarıma iyi örnek olmak isterim. Kocamdan önce de bir hayatım işim gücüm vardı, şimdi de var, boşanırsam yine var. Kafamda boynuzla gezmem. Ya da eşimin ailesi sırtıma vurup lokmamı alamaz. Kaliteli insanla kaliteli evlilik olur. Annem babam beni büyüttü okuttu zor şartlarda üniversiteye gönderdi meslek sahibi yaptı. Ağaç kovuğundan çıkmadım. Erkeksiz kocasız da nefes alınıyor biliyor musunuz? Eşim bana çok saygı duyan, değer veren, fikrimi önemseyen, çocuklarının 10 yıl sonrasını bile düşünüp ona göre yatırımlar yapan iyi bir eş ve baba. İsterim ki tüm hemcinslerimin böyle evliliği olsun. Sayılsın sevilsinler, kocalarıyla mutlu mesut yaşasınlar. Anam babam böyle istiyor sen de böyle olacaksın yapacaksın gideceksin geleceksin eziyeti çekmesinler.

Beni bırakın da kocası kumarda 1 milyon batıran üyeye koşun akıl verin. Kadın yazık tüm borcu sırtlanmış, yemesinden içmesinden çocuğunun kursundan vs kısacak ve kocasının borcunu ödeyecek. Tam sizin istediğiniz tipte bir evlilik ve koca. Kararından dolayı o üyeyi kutlayın. Ayrıca yorumunuza değil banlatma gücünüze güldüm. Kaç kişi banlanacak sayenizde.
 
Eşiniz isterse ailesi ile sizin aranıza bir set çekebilir, benim eşim ailesi ile beni yüz yüze bile getirmemeye çalışır, olumsuz yanlarını bana yansıtmalarına izin vermiyor artık, eşinize net olmanız gerekiyor, ya bitecek ya da bir çözüm bul diyeceksiniz, ailesini uyarması gerekiyor her konuda...
 
Eşiniz düzelmiyorsa boşanın, çok net söylüyorum, ömür boyu çekersin yoksa , işin kötü yani bunların yanında çocuğunu da yetiştiremezsin o da onlara benzer zamanla ...
 

aslında muhafazakarlığı sadece din perspektifinden ele almamak lazım. neticede tüm yaşam pratiklerimize dini ritüeller olmaksızın sirayet eden bir olgu.
"modern" toplumların ilk tohumlarının serpilmesinden itibaren kadınlar; eksik, gedik, kontrol altında tutulması gereken aciz varlıklar olarak zihinlere kazınmış ve kadın bedeninin cazibesi yüzünden de erkeklerin zihinlerinin disiplin altında tutulması için bu bedenlerin örtünmesi gerektiği salık verilmişti. o yüzden antik yunan'da "edep sahibi" ve dolayısıyla toplum hiyeraşisinde saygın sayılan kadınlar kendi konutlarını terk ederken örtünmek zorundaydılar. erkeklerin zihin karışıklıkları o denli ciddiye alınıyordu ki kendi konutlarında dahi kadın ile erkeklerin mekanları keskin çizgilerle ayrılmıştı ve kadınların erkek mekanlarına girmesi yasak idi.
coğrafyalar değişti. dini pratikler değişti. devletler değişti. ama kadın bedeninin iktidar karşısında bir savaş alanı olması değişmedi çünkü kadın bedeninin bir erkeğe eklemleniyor olması ve o erkek için kadının bedeninin özel mekan olması (evet, mekan) fikri katiyen değişmedi.
Kadınlar, bir mekan gibi özel alanlarına çekilerek ve genel alanlarda kadını örtmek suretiyle ona özel bir alan sağlayarak, ki sözm ona muhafaza etmek oluyor, kadın bedeninin cezibesini ortadan kaldırılacağı ve bunun aracılığıyla erkeklerin de disiplin altında tutulacağı düşünülmüştü. iktidar her zaman doğru olanı düşünemiyor. kendi toplumumuzun dönüp bir haline bakmak lazım.
bu açıdan baktığımızda 21 yy.da bir kadının kendisine bir mekan ya da emtia olarak bakarak paketlemeye çalışan eş ve ailesi tarafından kayatının içinden geçiliyor olması fikri beni sinirlendiriyor. hatta bir kadının muhafazakar olması fikri beni daha çok sinirlendiriyor.

bir mesleki deformasyon olarak yukarı anlattıklarıma ilgilenenler için referans vermeden geçemedim.
The Gynaikonitis: The (Un) Gendered Greek House

M. Foucault - Discipline and Punish - The Birth of Prison
 
Gerçekten de öyle bu çok acı, geçen bir belgesel izledim, Moritanya kadınlarını ve oradaki güzellik algısını ele almıştı belgesel , o toplumda kilolu kadınlar daha değerliymiş erkekler için, bu yüzden de birçok kadın obez oluyor ve küçük yaştaki kızlarını çatlayana kadar besliyorlarmış kilo alsınlar diye , sonra Pakistan daki belgeli izledim baktım orda da kadın bedeni üzerinde algı var orda da kadınlar çarşıya pazara çıkamazlarmış, çarşıda bir tane bile kadın yoktu , en modern yerlere bile baktığımızda hep kısıtlanan, baskılanan ve eksik görülen kadınlardır, batının modern bir kentinde de kadın pazarları vardı mesela orda da daha çok çingeneler bekar kızlarını koca bulmak için senenin belirli zamanlarında panayırlarda ailenin belirlediği belli bir para karşılığında erkeklere satıyorlar ve buna da evlilik diyorlar, kızlar eğer uzun boylu , ince belli , sarışın ise daha çok para ediyormuş, izlediğim birçok belgeselde kadın tıpkı bir meta , biblo gibi değersiz ve ucuz bir şey gibi algılanıyor , resmen kadınların bedeni üzerinde herkes söz sahibi , bu küresel bir sorun bence, toplumlar kadınları tehlike olarak görüyorlar ve maalesef bizim ülkemizde de ataerkil sistem baskın olduğu için kadın olmak ekstra daha da zor, bu belgeseller beni çok üzmüştü ve uzun süre etkisinden çıkamadım ve baya üzerine düşünmüştüm öylece...
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…