• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Muhafazakar eş ailesi ve mecburiyetler

Aslında eşiniz sizi bayağı bayağı kandırmış. Neler yaşayacağınızı çok iyi bilmesine rağmen sadece kıyafetle ilgili sınır çizmiş. Sizi kaybetmemek için susmuş.

Şahsen konunuzu okurken içim daraldı. Erkek tarafı bu konularda talepkar olabilir ancak burada eşiniz sınırı çizecek ve sizin yanınızda duracaktı. Dışlanmak, sevilmeme korkusu vs diyorsunuz, gitsin o tarafını tedavi ettirsin, ben böyle bir durumu kesinlikle kabul edemem.

Açıkçası iş eşinizde bitiyor. O, bu duruma bu şekilde devam ettiği sürece, ya siz hasta olursunuz ya da bu evlilik biter.

Çocuk olsa aylarca kalır bunlar oğlumun evi diye. Bence eşinizle son kez konuşun ve durumun ciddiyetinden bahsedin. Yoksa birbirini seven ve iyi anlaşan bir çiftin sırf ailenin egosu yüzünden bitmesi çok üzücü olur. Onu nasıl yaparsınız bilmem çünkü eşiniz sizi anlayacak ama idrak edemeyecek gibi geliyor. Hani ne olur ki idare etse, bakış açısında gibi.

Size kolaylık ve sabır diliyorum. Umarım bir an önce çözüme kavuşturursunuz.
+1
 
Bazen bazı insanlarla kötü olmak gerekir, eşiniz çizgiyi çekemiyorsa kendi çizginizi siz çekin olur biter. Eşinizin size tavır yapacağını düşünmüyorum pek. Konuşurlar bir süre yorulurlar sonra
 
Kızlar selam. Ben bir konuda fikrinizi almak istiyorum. Çok uzun olacak isteyen okusun istemeyenin canı sağolsun☺️

Eşimin ailesine bir türlü alışamadım. Yaklaşık 2 sene önce evlendik. 3 yıllık ilişkinin 1. yılında ailenin aşırı muhafazakar olduğunu öğrendim. Uzun bir süre eşimin benimle evlenmesine kendilerince “rıza” göstermediler. Tesettürlü olmadığım için. O dönemde de ciddi özveri gösterdim. Eşimin sorunları çözmesini bekledim sessizce. Fevri davranmadım. Ben de tam tersi oldukça seküler bir kadınım. Ailemden asla baskı nedir görmedim. Rahat, kariyer odaklı yetiştirildim. Bu muhabbetler olunca neye uğradığımı şaşırdım. Bunların hala var olmasına şok oldum. Dizilerde olur sanırdım sadece.

Eşime de bu evlenme mevzuları açılmadan önce ben kendi şehrimden ayrılmam, evlilik teklifi gibi bir düşüncen varsa benim şehrime geleceksen olsun yoksa hiç bu toplara girmeyelim dedim, seçimi ona bıraktım, o da tamam dedi. Düğünden kısa süre önce eşimin işi dolayısıyla bir süre onun şehrinde yaşama mecburiyeti çıktı. (Bu durum eşim de dahil hepsinin işine geldi, çünkü aile çok baskı yapıyordu, kız gelir erkeğin memleketine diye.)

Sonrasında evlendik. Gelinliğim bile zerre istemediğim bir modeldi bu insanların saçma sapan kuralları yüzünden. Çok içimde kaldı bu gelinlik mevzusu. Hatta sırf gelinliğimi sevmediğim için hevesim kırıldı, düğüne falan hiç ilgi göstermedim, saldım. Eşim sadece ailemin yanında biraz kıyafetine oturup kalkmana dikkat et yeter diyordu eyv dedim. Ama hala rahatım çünkü giyim kuşam dışında neyle karşılaşacağım hakkında en ufak fikrim yok. Evlenince onların yanında pantolon giyerim biter kafasındayım. Kültür farkı ne giydiğinle bitmiyormuş meğerse..

Onun şehrinde yaşama durumu ilk çıktığında “bak ben senin ailene pek uyum sağlayamam, yengenle abin sürekli git gel halinde, ben bu şekilde yaşamak istemiyorum” dedim. O da “yok ya ayda yılda bir gider geliriz” demişti. Saf gibi inandım. Evlendim ve bir ay olmadan “bizi yemeğe almadınızlar” başladı. “Balkonunda bir kahvaltı etmeden yaz bitti” vs. Sonra yemeğe çağırdım daha pilav yapmayı öğrenemeden 12 kişiye yemek daveti verdim. Destek alabileceğim kimsem de yoktu. Tamam dedim adettir neyse..

Kv 2-3 günde bir çağırır oldu. Birine bahane uydursak birine mecbur gidiyorduk. 1 hafta görüşmesek küsüyodu. Hayatım resmen onlarınkine dönmüştü. Kvne git gel. Evlilik, eş ailesini tatmin etmekten ibaretmiş herhalde dedim. Bu arada ikimiz arasında hiçbir sorun yok ama aile bana inanılmaz batıyordu.

Tabi dayanamadım benim şehrime taşındık, planımızdan erken oldu ama eşim de bunu kabullendi. Çünkü gerçekten bunalıma girmiştim. “Ben her halükarda burdan gideceğim, ya senle ya da sensiz, istersen gelirsin” dedim. Blöf değil, çok ciddiydim ve taşındık. Mesafe çok kısa. Şimdi de sürekli buraya geliyorlar. Mesela kasım ayında 4 haftasonu vardı ve hepsinde burdalardı. Bazı akrabaları burda yaşıyo, onlardan biri grip olsa bile kalkıp geliyolar. Ben artık bunun “biz çocuğumuzun tepesindeyiz” mesajı olduğunu düşünmeye başladım.

Kötü insanlar değiller, sadece çok farklıyız çok. Birbirleri olmadan nefes alamıyorlar gibi. Kvnin çocuklarından başka bir dünyası yok. Obsesif derecede eşşek kadar çocuklarına saplantılı. Benim eşim daha benci. İsteklerimi dinler ve çözüm üretir. Taşınmak gibi. Bu yüzden de benim onu parmağımda oynattığımı düşünüyolar. Özellikle görümcem çok laf sokuyor, bu çocuğu ne hallere düşürdün deyip duruyor. (Örn; sırf kendi kıyafetini ütülüyor diye) Eşimin yenidoğan yeğeni var, eşime “o seni hiç sevmeyecek çünkü sen onu bırakıp gittin” falan diyolar. (Bu adamın ailesi, çocuğu olmayacak çünkü, hayatını yeğenine göre yaşaması gerekiyor.) Karar verildi, taşındık ama hala iğrenç bir baskı var adamın üzerinde.

Benim de bir ailem var. Ben de birilerinin çocuğuyum. Evlendim gittim, annem “siz mutlu olun gerisi mühim değil” dedi. (Ki benim annemle babam ayrı, annem hep tek başınadır evde, onlar gibi koloni değiliz) Buraya geldik daha bir kere darlamadı, canımız ister gideriz. İstemez bir ay gitmeyiz. Çoğunlukla da ben tek gider annemle kahve içerim eşim de evde, dışarıda canı ne istiyorsa yapar. Ama benim bu konuda özgürlüğüm yok. Kendisi de buraya taşındıktan sonra “gerçekten ailelerimiz çok farklıymış, bu kadar tahmin etmiyordum, ben Türkiyede çoğu aile bizimki gibi sanırdım” dedi. Benim dünyamın nasıl değiştiğini anladı mı bilmem.

Bir kere bizi çağırdılar kvler yine. Daha yeni taşınmışız. Ben evlenince aile evimde bıraktığım kedimi buraya dönünce tekrar yanıma almıştım. “Eve alışma sürecinde tekrar anneme bırakamam, yine düzeni bozulacak” dedim. Eşim “Sen gelmezsen laf ederler” dedi diye dünyanın kavgasını ettik. “Bir kere de Laf etmesinler anlayış göstersinler” dedim. “Annem evcil hayvandan anlamaz” diyo. Yani bunlar kendi alışkanlıkları, yaşam tarzları dışında hiçbir şeyi anlamıyorlar.

Eşimi de anlıyorum, onlarla samimi olmayı pek istemediğimi anlıyor ve buna üzülüyor. Bir kere beni yine gelmem için darladı “annem kızını da görmek istiyor” dedi (kızı benmişim) ben de “ben onun kızı değilim, kimseye evlat olmak için evlenmedim, benim bir annem var” dedim. Bu eşime çok dokundu. Ama benim görüşüm bu yönde maalesef.

Beklentileri sürekli iç içe yaşamak, gidip gelmek ve sadece oğullarının gitmesi inanılmaz ayıp, ben de gitmeye mecburum. Misafirlikleri de inanılmaz ağır, muhafazakarların hizmet tutkusunu bilirsiniz, sırf eşim mahcup olmasın diye ben de elimden geleni yapıyorum. Çeşit çeşit ikram hazırlıyorum ama gücüm yetmiyor artık. Ben bu şekilde yetiştirilmedim. Bizde bu gibi kasıntı durumlar yok. Onların en yakınları bile misafir gibi ama biz aile gibiyiz. Evlenmeden önce kendi halinde yaşayan biriyken bir anda hayatım gelin evi programına dönüştü.

Maddi olarak da imkanlarım çok azaldı, ailemin durumu iyi olduğu için sosyal, canı istediği zaman istediği yerde olan biriydim. Şimdi ikimizin geliri bana o hayatı sağlamıyor tabi. Bundan şikayetçi değilim, biliyordum ve maddiyat hiçbir zaman önceliğim olmadı. Ama üstüne bu aile de gelince, herkes evlenip hayatı güzelleşirken ben güzelim hayatımı ziyan etmiş gibi hissediyorum bazen. Çok fedakarlık yaptım, anlatmadığım şeyler de var. Hayatım çok değişti ve bu beni ruhen de başka biri yaptı. Karakterim değişti. Burda benzer bir konuya yorum yapmıştım, “sakın evlenme bunlar rengarenk bir genç kızı eli tepsili bir geline çevirirler” diye. İşte bana bundan oldu.

Hiçbir şeyden keyif almıyorum. Eşimi çok sevsem de evlilik benim mutluluğumu, gençliğimi aldı. Bu mecburiyetlerden bıktım. Eşim dünyanın en tatlı insanı ama onun da aile üzerindeki tesiri ancak bu kadar. Sevilmek onun için çok önemli, ben ya da kendisi birileri tarafından sevilmeyecek, dışlanacak diye ödü kopuyor. Kimler tarafından yetiştirildiğini görünce iyi bile çıkmış o aileden diyorum o ayrı. Ona göre o evlatlıktan reddedilmeden bizim evlenebilmemiz bile bir mucize.

Kızlar bilemedim, bu durum gerçekten sıkıntılı mı yoksa ben bu insanlara ısınamadığım için mi batıyor, kin mi var içimde? Ben nasıl alışacağım bu düzene, bu misafirlik aşkına, bu geleneksel aileye, ailenin beklentisi aşırı yüksek kadınlarına? Hayat hep mi böyle evlenince? Gerçi değil görüyorum. Arkadaşlarım da evlendi gayet gençliklerini yaşıyorlar, ben ise adeta aşiret geliniyim ama altınsız aşiret😂
canim esin malatyali felan mi yani dogu yoresindenmi . malesef bu tarz aile tipi degismez vve gelen kisi bu duzene alismak zorunda.benim annem alisamadi babamin ve ailesinin duzenine.suan akil sagligini kaybetti yillar icinde.yani sen onlar gibi bu duzene alisip bundan keyif alip neseli olmani bekliyorlar eger oyle olmazsan omur boyu kabul gormeyeceksin.hele cocuk olduktan sonra adam seni umursamayacak artik .yani ya erkenden yolunu ayiracaksin ya da illa evli kalmak istiyorum diyorsan bundan zevk almaya bakacaksin.yoksa gitgide coker bitersin.yeni evlisiniz ve daha dogru duzgun birseyde yasamamissiniz.geceniz gunduzunuz eglenceli bol aksiyonlu olmasi lazimken.geleneklere uymak icin kendinizi harcamissiniz
 
Konuda eş ailesini ve kendimi gördüm. Baştan yaptığın fedakarliklar malesef seni bu aşamada yormuş. Gelinliğini ne olursa olsun istediğin gibi sececektin . Çünkü oradan başlamış taviz ikincisi de asla o şehirde yasamayacaktin . Her hafta sonu görüşmek hele daha da büyük hata. Eşin hiç ailesiyle karşı karşıya kalmamış hep alttan almışsın .her haftasonu onun ailesini görmek zorunda değilsin . Bu işin çözümü ciddi bir kavga gibi geliyor bana . Bir sebeple ailesiyle bir süre hiç görüşmeyeceksin belki altı yedi ay bir uzaklık olacak ve bundan sonra kendinden ödün vermeyeceksin . Anca öyle susarlar
 
Konuda eş ailesini ve kendimi gördüm. Baştan yaptığın fedakarliklar malesef seni bu aşamada yormuş. Gelinliğini ne olursa olsun istediğin gibi sececektin . Çünkü oradan başlamış taviz ikincisi de asla o şehirde yasamayacaktin . Her hafta sonu görüşmek hele daha da büyük hata. Eşin hiç ailesiyle karşı karşıya kalmamış hep alttan almışsın .her haftasonu onun ailesini görmek zorunda değilsin . Bu işin çözümü ciddi bir kavga gibi geliyor bana . Bir sebeple ailesiyle bir süre hiç görüşmeyeceksin belki altı yedi ay bir uzaklık olacak ve bundan sonra kendinden ödün vermeyeceksin . Anca öyle susarlar
Ayrıca eşinin de gelişmesi ve değişmesi gerekiyor bir aile danışmani iyi olabilir fiyatlar çok uçtuğu için YouTube da çok güzel içerikler var onları da izleyebilirsiniz. Bu arada değişmez o aile diyenlere inanma ben kavga dövüş kendimi zorla kabul ettirdim . Yeni gelin geldi benden bin beter onu baslarinin üstünde gezdiriyorlar çünkü küçük ogullari baştan sınırı çekti eşi konusunda. Yani eşin değişmezse sen ömür boyu mutlu olamazsın
 
șeapmak gibi olmasın ama ben bundan bi tane boșadım. :KK53:
hikayeni çok iyi ifade etmișsin. hala sana göre eșten dolayı olabilitesi var gibi geliyor fakat üzgünüm olmayacak.
bir de çocuk olduğunda ișler daha da sarpa saracak.
hiç mi olabilemez elbette olur. tabii yıllar içinde gelișen psikolojik sıkıntılara, anksiyetelere katlanmayı göze alabilirsen.
 
Kızlar selam. Ben bir konuda fikrinizi almak istiyorum. Çok uzun olacak isteyen okusun istemeyenin canı sağolsun☺️

Eşimin ailesine bir türlü alışamadım. Yaklaşık 2 sene önce evlendik. 3 yıllık ilişkinin 1. yılında ailenin aşırı muhafazakar olduğunu öğrendim. Uzun bir süre eşimin benimle evlenmesine kendilerince “rıza” göstermediler. Tesettürlü olmadığım için. O dönemde de ciddi özveri gösterdim. Eşimin sorunları çözmesini bekledim sessizce. Fevri davranmadım. Ben de tam tersi oldukça seküler bir kadınım. Ailemden asla baskı nedir görmedim. Rahat, kariyer odaklı yetiştirildim. Bu muhabbetler olunca neye uğradığımı şaşırdım. Bunların hala var olmasına şok oldum. Dizilerde olur sanırdım sadece.

Eşime de bu evlenme mevzuları açılmadan önce ben kendi şehrimden ayrılmam, evlilik teklifi gibi bir düşüncen varsa benim şehrime geleceksen olsun yoksa hiç bu toplara girmeyelim dedim, seçimi ona bıraktım, o da tamam dedi. Düğünden kısa süre önce eşimin işi dolayısıyla bir süre onun şehrinde yaşama mecburiyeti çıktı. (Bu durum eşim de dahil hepsinin işine geldi, çünkü aile çok baskı yapıyordu, kız gelir erkeğin memleketine diye.)

Sonrasında evlendik. Gelinliğim bile zerre istemediğim bir modeldi bu insanların saçma sapan kuralları yüzünden. Çok içimde kaldı bu gelinlik mevzusu. Hatta sırf gelinliğimi sevmediğim için hevesim kırıldı, düğüne falan hiç ilgi göstermedim, saldım. Eşim sadece ailemin yanında biraz kıyafetine oturup kalkmana dikkat et yeter diyordu eyv dedim. Ama hala rahatım çünkü giyim kuşam dışında neyle karşılaşacağım hakkında en ufak fikrim yok. Evlenince onların yanında pantolon giyerim biter kafasındayım. Kültür farkı ne giydiğinle bitmiyormuş meğerse..

Onun şehrinde yaşama durumu ilk çıktığında “bak ben senin ailene pek uyum sağlayamam, yengenle abin sürekli git gel halinde, ben bu şekilde yaşamak istemiyorum” dedim. O da “yok ya ayda yılda bir gider geliriz” demişti. Saf gibi inandım. Evlendim ve bir ay olmadan “bizi yemeğe almadınızlar” başladı. “Balkonunda bir kahvaltı etmeden yaz bitti” vs. Sonra yemeğe çağırdım daha pilav yapmayı öğrenemeden 12 kişiye yemek daveti verdim. Destek alabileceğim kimsem de yoktu. Tamam dedim adettir neyse..

Kv 2-3 günde bir çağırır oldu. Birine bahane uydursak birine mecbur gidiyorduk. 1 hafta görüşmesek küsüyodu. Hayatım resmen onlarınkine dönmüştü. Kvne git gel. Evlilik, eş ailesini tatmin etmekten ibaretmiş herhalde dedim. Bu arada ikimiz arasında hiçbir sorun yok ama aile bana inanılmaz batıyordu.

Tabi dayanamadım benim şehrime taşındık, planımızdan erken oldu ama eşim de bunu kabullendi. Çünkü gerçekten bunalıma girmiştim. “Ben her halükarda burdan gideceğim, ya senle ya da sensiz, istersen gelirsin” dedim. Blöf değil, çok ciddiydim ve taşındık. Mesafe çok kısa. Şimdi de sürekli buraya geliyorlar. Mesela kasım ayında 4 haftasonu vardı ve hepsinde burdalardı. Bazı akrabaları burda yaşıyo, onlardan biri grip olsa bile kalkıp geliyolar. Ben artık bunun “biz çocuğumuzun tepesindeyiz” mesajı olduğunu düşünmeye başladım.

Kötü insanlar değiller, sadece çok farklıyız çok. Birbirleri olmadan nefes alamıyorlar gibi. Kvnin çocuklarından başka bir dünyası yok. Obsesif derecede eşşek kadar çocuklarına saplantılı. Benim eşim daha benci. İsteklerimi dinler ve çözüm üretir. Taşınmak gibi. Bu yüzden de benim onu parmağımda oynattığımı düşünüyolar. Özellikle görümcem çok laf sokuyor, bu çocuğu ne hallere düşürdün deyip duruyor. (Örn; sırf kendi kıyafetini ütülüyor diye) Eşimin yenidoğan yeğeni var, eşime “o seni hiç sevmeyecek çünkü sen onu bırakıp gittin” falan diyolar. (Bu adamın ailesi, çocuğu olmayacak çünkü, hayatını yeğenine göre yaşaması gerekiyor.) Karar verildi, taşındık ama hala iğrenç bir baskı var adamın üzerinde.

Benim de bir ailem var. Ben de birilerinin çocuğuyum. Evlendim gittim, annem “siz mutlu olun gerisi mühim değil” dedi. (Ki benim annemle babam ayrı, annem hep tek başınadır evde, onlar gibi koloni değiliz) Buraya geldik daha bir kere darlamadı, canımız ister gideriz. İstemez bir ay gitmeyiz. Çoğunlukla da ben tek gider annemle kahve içerim eşim de evde, dışarıda canı ne istiyorsa yapar. Ama benim bu konuda özgürlüğüm yok. Kendisi de buraya taşındıktan sonra “gerçekten ailelerimiz çok farklıymış, bu kadar tahmin etmiyordum, ben Türkiyede çoğu aile bizimki gibi sanırdım” dedi. Benim dünyamın nasıl değiştiğini anladı mı bilmem.

Bir kere bizi çağırdılar kvler yine. Daha yeni taşınmışız. Ben evlenince aile evimde bıraktığım kedimi buraya dönünce tekrar yanıma almıştım. “Eve alışma sürecinde tekrar anneme bırakamam, yine düzeni bozulacak” dedim. Eşim “Sen gelmezsen laf ederler” dedi diye dünyanın kavgasını ettik. “Bir kere de Laf etmesinler anlayış göstersinler” dedim. “Annem evcil hayvandan anlamaz” diyo. Yani bunlar kendi alışkanlıkları, yaşam tarzları dışında hiçbir şeyi anlamıyorlar.

Eşimi de anlıyorum, onlarla samimi olmayı pek istemediğimi anlıyor ve buna üzülüyor. Bir kere beni yine gelmem için darladı “annem kızını da görmek istiyor” dedi (kızı benmişim) ben de “ben onun kızı değilim, kimseye evlat olmak için evlenmedim, benim bir annem var” dedim. Bu eşime çok dokundu. Ama benim görüşüm bu yönde maalesef.

Beklentileri sürekli iç içe yaşamak, gidip gelmek ve sadece oğullarının gitmesi inanılmaz ayıp, ben de gitmeye mecburum. Misafirlikleri de inanılmaz ağır, muhafazakarların hizmet tutkusunu bilirsiniz, sırf eşim mahcup olmasın diye ben de elimden geleni yapıyorum. Çeşit çeşit ikram hazırlıyorum ama gücüm yetmiyor artık. Ben bu şekilde yetiştirilmedim. Bizde bu gibi kasıntı durumlar yok. Onların en yakınları bile misafir gibi ama biz aile gibiyiz. Evlenmeden önce kendi halinde yaşayan biriyken bir anda hayatım gelin evi programına dönüştü.

Maddi olarak da imkanlarım çok azaldı, ailemin durumu iyi olduğu için sosyal, canı istediği zaman istediği yerde olan biriydim. Şimdi ikimizin geliri bana o hayatı sağlamıyor tabi. Bundan şikayetçi değilim, biliyordum ve maddiyat hiçbir zaman önceliğim olmadı. Ama üstüne bu aile de gelince, herkes evlenip hayatı güzelleşirken ben güzelim hayatımı ziyan etmiş gibi hissediyorum bazen. Çok fedakarlık yaptım, anlatmadığım şeyler de var. Hayatım çok değişti ve bu beni ruhen de başka biri yaptı. Karakterim değişti. Burda benzer bir konuya yorum yapmıştım, “sakın evlenme bunlar rengarenk bir genç kızı eli tepsili bir geline çevirirler” diye. İşte bana bundan oldu.

Hiçbir şeyden keyif almıyorum. Eşimi çok sevsem de evlilik benim mutluluğumu, gençliğimi aldı. Bu mecburiyetlerden bıktım. Eşim dünyanın en tatlı insanı ama onun da aile üzerindeki tesiri ancak bu kadar. Sevilmek onun için çok önemli, ben ya da kendisi birileri tarafından sevilmeyecek, dışlanacak diye ödü kopuyor. Kimler tarafından yetiştirildiğini görünce iyi bile çıkmış o aileden diyorum o ayrı. Ona göre o evlatlıktan reddedilmeden bizim evlenebilmemiz bile bir mucize.

Kızlar bilemedim, bu durum gerçekten sıkıntılı mı yoksa ben bu insanlara ısınamadığım için mi batıyor, kin mi var içimde? Ben nasıl alışacağım bu düzene, bu misafirlik aşkına, bu geleneksel aileye, ailenin beklentisi aşırı yüksek kadınlarına? Hayat hep mi böyle evlenince? Gerçi değil görüyorum. Arkadaşlarım da evlendi gayet gençliklerini yaşıyorlar, ben ise adeta aşiret geliniyim ama altınsız aşiret😂


Cok gencsin daha, Eger ciddi bir sinir cekemem diyorsan, geleceklerinde cagirdiklarinda hayir diyemicekseniz, kendi hayatinizi keyfinize göre yasayamayacaksaniz kendine yazik etme. Ömür cok cabuk geciyor.
 
Bir aile kolay kurulmuyor. Sizi cok iyi anlıyorum ama boşanmak biraz erken verilmiş bir karar olur. Bence öncelikle eşiniz ailesiyle konuşmalı biz gelemiyoruz diyebilmeli. Hala ilerleme yoksa siz konuşacaksınız durumu kv e izah edebilirsiniz. Bir anda olmaz ama yavaş yavaş sizin sınırlarınızı anlayacaklardır. Hayır demek önemli eşinizin demesi özellikle. 5 cağırıyorlarsa 2 gidin 1 gidin.
 
Sanki kendi hikayemi dinlemis gibiyim. Benim esimde sinir koyamadi ama ne oldu biliyormusun? Depresyon anksiyete kavga Ve sonunda madem beni koruyamiyorsun bende gorusmiyecegim dedim.
Cocuk gibi yok kiyafete takiyorlar, Hangi partiye oy veriyorsun sorulari, internetten koydugun fotolarda sarap varsa ekran goruntusu almalar, surekli yakinmalar dislamalar, esime sen Adam olsaydin bu boyle davranamazdi…
Sana bir tavsiye kendinden odun verdigin her sey seni depresyona bir adim daha yaklastiracak onun icin icinden geldigi gibi davran. Esin memnun degilse kapi orda dersin. Yada hic gorusmeyeceksin ben Boyle cozdum. Hepsi gorucu usulu mutsuz evlilikleri olunca senin esinle beraber karar vermen bile batiyor bunlara. Sen neden ozgursun neden mutlu olasin dimi?
Böyle yüz göz olmaktansa hiç evlenmek daha iyi anlaşmayacğınız belli aslında ama görmek istemiyorsunuz aşığım diyip evleniyorsunuz ondan sonra da yok şöyle kötüler yok böyle baskıcılar falan saçma kendine göre birini bulmak çok mu zor?
 
Yazdıklarınızı okurken benim bile içim karardı. Kendinizi o kadar güzel ifade etmişsiniz ki bana 7 kat el olarak bile geçti, eşinize de geçeceğini düşünüyorum. Eşiniz çözmeye çalıştığı için terapiyi belki deneyebilirsiniz. Eş ailesi ile benim de başım dertte insanın nasıl içini daralttığını çok iyi bilirim. Allah yardımınız olsun.

Bir de aklıma sorun çözmeye yönelik değil ama eşinizi rahatsız etmek için şöyle bir öneri geldi. Annenizle daha sık görüşün ve eşinizi sürekli zorlayın gelmesi için. Belki anlaması daha kolay olur :(
 
Bizde de şöyle bir durum oldu bilmiyorum size fikir olur mu
Ben tatlı dilimi hiç ama hiç bırakmadım ve sınırımı da hiç aştırmadim eşimde bu konuda yanımda oldu yani bana dönüp ailemi idare edelim ne olacak demek yerine onlara dönüp eşim böyle dedi
Ama şu etken var onlar güneydoğu da ben Ankara
Benim en büyük sorunum dil olayı oldu bir araya geldiklerinde hiç anlamadım konuşulanları ama inkar edemem her zaman takdir sevgi saygı gördüm genel manada benim için o da öyle alışmış öyle büyümüş bakış açısı geçerli oldu
Fakat şu etkeni atlamak istemiyorum bunu yemem oraya gitmem o gelmesin istemem ya da böyle konuşmayın vs vs en ufak İğne ucu kadar bile pürüz çıkarmadım inanın
Bize saygısı hürmeti hoş gorusu var ama adetlerimizi bilmiyor dilimizi bilmiyor o da öyle napalim denildi ve tabii eşim de etken
 
Kızlar selam. Ben bir konuda fikrinizi almak istiyorum. Çok uzun olacak isteyen okusun istemeyenin canı sağolsun☺️

Eşimin ailesine bir türlü alışamadım. Yaklaşık 2 sene önce evlendik. 3 yıllık ilişkinin 1. yılında ailenin aşırı muhafazakar olduğunu öğrendim. Uzun bir süre eşimin benimle evlenmesine kendilerince “rıza” göstermediler. Tesettürlü olmadığım için. O dönemde de ciddi özveri gösterdim. Eşimin sorunları çözmesini bekledim sessizce. Fevri davranmadım. Ben de tam tersi oldukça seküler bir kadınım. Ailemden asla baskı nedir görmedim. Rahat, kariyer odaklı yetiştirildim. Bu muhabbetler olunca neye uğradığımı şaşırdım. Bunların hala var olmasına şok oldum. Dizilerde olur sanırdım sadece.

Eşime de bu evlenme mevzuları açılmadan önce ben kendi şehrimden ayrılmam, evlilik teklifi gibi bir düşüncen varsa benim şehrime geleceksen olsun yoksa hiç bu toplara girmeyelim dedim, seçimi ona bıraktım, o da tamam dedi. Düğünden kısa süre önce eşimin işi dolayısıyla bir süre onun şehrinde yaşama mecburiyeti çıktı. (Bu durum eşim de dahil hepsinin işine geldi, çünkü aile çok baskı yapıyordu, kız gelir erkeğin memleketine diye.)

Sonrasında evlendik. Gelinliğim bile zerre istemediğim bir modeldi bu insanların saçma sapan kuralları yüzünden. Çok içimde kaldı bu gelinlik mevzusu. Hatta sırf gelinliğimi sevmediğim için hevesim kırıldı, düğüne falan hiç ilgi göstermedim, saldım. Eşim sadece ailemin yanında biraz kıyafetine oturup kalkmana dikkat et yeter diyordu eyv dedim. Ama hala rahatım çünkü giyim kuşam dışında neyle karşılaşacağım hakkında en ufak fikrim yok. Evlenince onların yanında pantolon giyerim biter kafasındayım. Kültür farkı ne giydiğinle bitmiyormuş meğerse..

Onun şehrinde yaşama durumu ilk çıktığında “bak ben senin ailene pek uyum sağlayamam, yengenle abin sürekli git gel halinde, ben bu şekilde yaşamak istemiyorum” dedim. O da “yok ya ayda yılda bir gider geliriz” demişti. Saf gibi inandım. Evlendim ve bir ay olmadan “bizi yemeğe almadınızlar” başladı. “Balkonunda bir kahvaltı etmeden yaz bitti” vs. Sonra yemeğe çağırdım daha pilav yapmayı öğrenemeden 12 kişiye yemek daveti verdim. Destek alabileceğim kimsem de yoktu. Tamam dedim adettir neyse..

Kv 2-3 günde bir çağırır oldu. Birine bahane uydursak birine mecbur gidiyorduk. 1 hafta görüşmesek küsüyodu. Hayatım resmen onlarınkine dönmüştü. Kvne git gel. Evlilik, eş ailesini tatmin etmekten ibaretmiş herhalde dedim. Bu arada ikimiz arasında hiçbir sorun yok ama aile bana inanılmaz batıyordu.

Tabi dayanamadım benim şehrime taşındık, planımızdan erken oldu ama eşim de bunu kabullendi. Çünkü gerçekten bunalıma girmiştim. “Ben her halükarda burdan gideceğim, ya senle ya da sensiz, istersen gelirsin” dedim. Blöf değil, çok ciddiydim ve taşındık. Mesafe çok kısa. Şimdi de sürekli buraya geliyorlar. Mesela kasım ayında 4 haftasonu vardı ve hepsinde burdalardı. Bazı akrabaları burda yaşıyo, onlardan biri grip olsa bile kalkıp geliyolar. Ben artık bunun “biz çocuğumuzun tepesindeyiz” mesajı olduğunu düşünmeye başladım.

Kötü insanlar değiller, sadece çok farklıyız çok. Birbirleri olmadan nefes alamıyorlar gibi. Kvnin çocuklarından başka bir dünyası yok. Obsesif derecede eşşek kadar çocuklarına saplantılı. Benim eşim daha benci. İsteklerimi dinler ve çözüm üretir. Taşınmak gibi. Bu yüzden de benim onu parmağımda oynattığımı düşünüyolar. Özellikle görümcem çok laf sokuyor, bu çocuğu ne hallere düşürdün deyip duruyor. (Örn; sırf kendi kıyafetini ütülüyor diye) Eşimin yenidoğan yeğeni var, eşime “o seni hiç sevmeyecek çünkü sen onu bırakıp gittin” falan diyolar. (Bu adamın ailesi, çocuğu olmayacak çünkü, hayatını yeğenine göre yaşaması gerekiyor.) Karar verildi, taşındık ama hala iğrenç bir baskı var adamın üzerinde.

Benim de bir ailem var. Ben de birilerinin çocuğuyum. Evlendim gittim, annem “siz mutlu olun gerisi mühim değil” dedi. (Ki benim annemle babam ayrı, annem hep tek başınadır evde, onlar gibi koloni değiliz) Buraya geldik daha bir kere darlamadı, canımız ister gideriz. İstemez bir ay gitmeyiz. Çoğunlukla da ben tek gider annemle kahve içerim eşim de evde, dışarıda canı ne istiyorsa yapar. Ama benim bu konuda özgürlüğüm yok. Kendisi de buraya taşındıktan sonra “gerçekten ailelerimiz çok farklıymış, bu kadar tahmin etmiyordum, ben Türkiyede çoğu aile bizimki gibi sanırdım” dedi. Benim dünyamın nasıl değiştiğini anladı mı bilmem.

Bir kere bizi çağırdılar kvler yine. Daha yeni taşınmışız. Ben evlenince aile evimde bıraktığım kedimi buraya dönünce tekrar yanıma almıştım. “Eve alışma sürecinde tekrar anneme bırakamam, yine düzeni bozulacak” dedim. Eşim “Sen gelmezsen laf ederler” dedi diye dünyanın kavgasını ettik. “Bir kere de Laf etmesinler anlayış göstersinler” dedim. “Annem evcil hayvandan anlamaz” diyo. Yani bunlar kendi alışkanlıkları, yaşam tarzları dışında hiçbir şeyi anlamıyorlar.

Eşimi de anlıyorum, onlarla samimi olmayı pek istemediğimi anlıyor ve buna üzülüyor. Bir kere beni yine gelmem için darladı “annem kızını da görmek istiyor” dedi (kızı benmişim) ben de “ben onun kızı değilim, kimseye evlat olmak için evlenmedim, benim bir annem var” dedim. Bu eşime çok dokundu. Ama benim görüşüm bu yönde maalesef.

Beklentileri sürekli iç içe yaşamak, gidip gelmek ve sadece oğullarının gitmesi inanılmaz ayıp, ben de gitmeye mecburum. Misafirlikleri de inanılmaz ağır, muhafazakarların hizmet tutkusunu bilirsiniz, sırf eşim mahcup olmasın diye ben de elimden geleni yapıyorum. Çeşit çeşit ikram hazırlıyorum ama gücüm yetmiyor artık. Ben bu şekilde yetiştirilmedim. Bizde bu gibi kasıntı durumlar yok. Onların en yakınları bile misafir gibi ama biz aile gibiyiz. Evlenmeden önce kendi halinde yaşayan biriyken bir anda hayatım gelin evi programına dönüştü.

Maddi olarak da imkanlarım çok azaldı, ailemin durumu iyi olduğu için sosyal, canı istediği zaman istediği yerde olan biriydim. Şimdi ikimizin geliri bana o hayatı sağlamıyor tabi. Bundan şikayetçi değilim, biliyordum ve maddiyat hiçbir zaman önceliğim olmadı. Ama üstüne bu aile de gelince, herkes evlenip hayatı güzelleşirken ben güzelim hayatımı ziyan etmiş gibi hissediyorum bazen. Çok fedakarlık yaptım, anlatmadığım şeyler de var. Hayatım çok değişti ve bu beni ruhen de başka biri yaptı. Karakterim değişti. Burda benzer bir konuya yorum yapmıştım, “sakın evlenme bunlar rengarenk bir genç kızı eli tepsili bir geline çevirirler” diye. İşte bana bundan oldu.

Hiçbir şeyden keyif almıyorum. Eşimi çok sevsem de evlilik benim mutluluğumu, gençliğimi aldı. Bu mecburiyetlerden bıktım. Eşim dünyanın en tatlı insanı ama onun da aile üzerindeki tesiri ancak bu kadar. Sevilmek onun için çok önemli, ben ya da kendisi birileri tarafından sevilmeyecek, dışlanacak diye ödü kopuyor. Kimler tarafından yetiştirildiğini görünce iyi bile çıkmış o aileden diyorum o ayrı. Ona göre o evlatlıktan reddedilmeden bizim evlenebilmemiz bile bir mucize.

Kızlar bilemedim, bu durum gerçekten sıkıntılı mı yoksa ben bu insanlara ısınamadığım için mi batıyor, kin mi var içimde? Ben nasıl alışacağım bu düzene, bu misafirlik aşkına, bu geleneksel aileye, ailenin beklentisi aşırı yüksek kadınlarına? Hayat hep mi böyle evlenince? Gerçi değil görüyorum. Arkadaşlarım da evlendi gayet gençliklerini yaşıyorlar, ben ise adeta aşiret geliniyim ama altınsız aşiret😂
Yazım dilin harikaaa !! Sıkılmadan okudum. Onlar sizi zamanla dönüştürecek ve onlara benzemeye başlıyorsunuz zamanla kızılcık şerbeti gibi olmuş valla.
 
İşte konu sadece muhafazakar olmaları olsaydı gelinlikle kıyafetle biterdi belki ama konu farklı aslında. Bir yakınım oldukça seküler bir aileyle evlendi kendi görece daha bile muhafazakar. Ama kayınvalidesi kızın eşi şehir dışındayken yanında kalmasını istiyor falan. Günde kaç kere görüntülü konuşmalar aman oğlumuzu peşinde sürüklemesinler. Bu ailecilik, bu bağımlılık tam olarak muhafazakarlıkla da açıklanamıyor ayrı bir kafa yapısı. Eşinize de kızamadım çünkü gerçekten çok farklıymışız tepkisiyle onun da ailesine yeni dışardan bakabildiğini ve sizi uyarabilecek kadar farkında olmadığını söylemiş aslında.
Ben de evlenmeden önce aman ailesiyle mi evleniyorum, insan ailesini seçemez falan kafasındaydım ama evlilik öyle bir şey değilmiş. Şükür ben iyi yönden tecrübe ettim ama sizin adınıza üzüldüm gerçekten. Boşan da denilemez önce sorsanız belki evlenme denirdi ama o kadar yani. Çocuk konusunu iyi düşünün, eşinizi iyi tartın. Biraz kararsız, arada kalmış bir karakter gibi hissettim hem sizin gibi yaşayıp hem ailesine sınır koyamamasından.
Bir de belki biraz iyi insanlarsa kendinizi doldurmadan iyi yönlerine odaklanıp çizdiğiniz sınırı geçmeden idare etmeye çalışın. Başka verilebilecek bir tavsiye yok galiba 😕
 
Haklısınız, yabancısıydım mevzunun. Daha önce bu tarz bir aile görmemiştim. O yüzden bilemedim.. dediğim gibi mevzu sadece kıyafet sanıyordum. Eşim de durumu öyle yansıttı
Eşiniz ve ailesi nereli? Nerenin adetiymiş tüm bunlar
 
Karsı taraf sınır ne mesafe ne bilmiyorsa eşiniz de buna dur diyemiyorsa maaself kaos çıkıyor. Çünkü onlar biz böyle alıştık sen de böyle olacaksın kafasndalar aynılarını yaşadim.
 
Haklısınız ben de aynı yorumu yapardım, ki benzer konularda yapıyorum da. Kendimi kaybetmekle eşimi kaybetmek arasındayım sanki. Belki bir yol bulurum diye düşünüp duruyorum sadece

Bu konularda çözümü tek başınıza sağlayamazsınız
Bende sizin gibi bir evlilik yaptım, evlenmeden önce yalnız yaşayan, sıkı aile bağlarını geride bırakmış bir kadındım, annem babam rahmetli oldular zaten kardeşlerim var sadece
Eşimin ailesi Karadenizli hem ataerkil hem muhafazakar bir aile, sürekli bir araya gelmek , erkeklere hizmet etmek vs... yapılarında var
Evlendiğimizde tabi kimseyi fazla tanımadığım için bütün sınırları eşim çizdi, ben ikinci evliliğiyim eşimin ilk eşi kendi aile yapısına uygun biriydi ben tamamen terstim.
Onlar bize geldiğinde ya da biz memlekete gittiğimizde eşim tüm ezberleri değiştirdi, kendisi hizmet etti, yemeğe, sofraya, ikrama her şeye koştu ki bu onun ailesinde inanılmaz bir olaydır. Kv dem görümcemler , akrabalar herkes tutuldu kaldı, ben yemek hazırladım eşim mutfakta yardım etti, görümceler koştu abi biz yapalım diye yok dedi oturun siz ben eşime yardım ederim. İnsanlar bir şey istediğinde önce eşime sorayım dedi hep, bazen biraz fazla sert gitmiyor musun diye ben frenledim eşimi sen onların huyunu bilmiyorsun kapıyı açarsam bir daha kapatamayız dedi. Kimseyi itmedi ama kuralları benimsedi. Kv dem beni memlekete davet etti eşim çalışıyordu en izindeydim olmaz gönderemem dedi eşim biraz ısrar ettiler aynen şu cümleyi kullandı anne ben bu hatunu kendime aldım sizin için değil.... O son oldu ve tüm dengeler değişti, başta kv dem önder oldu güzel bir düzen kuruldu, şimdi herkes mesafesini biliyor, ilişkilerimiz çok iyi, kv demi çok çok severim çok tatlı bir kadındır ama bu dengeleri eşim kurdu. Çokta iyi oldu çünkü ben öne atılsaydım kötü gelin olacaktım bir daha da onaramayacaktık. Bunları neden anlattım işin eşinizde bittiğini anlamanız için, eşiniz olmasa o aile ile bir işiniz yok, demek ki bazı şeylerin sorumluluğu onda. O yüzden bu konuyu eşinizden ayrı düşünmeyin, o aileye mensup olan eşiniz sorunları çözmek dengeleri kurmakta onun işi. Ha bu arada eşim bunları yaparken bende köşemde oturmadım, saygıda kimseye kusur etmedim, bir araya gelme isteklerini reddetmedim ama sınırlar çizilince mıç mıç ilişkiler olmadı olamadı. Bende kimseyi ezmedim, ben böyleyim tavrı takınmadım hatta memlekete gidildiğinde giyimime kuşamıma dikkat ettim eşimin bir talebi olmadığı halde. 13. yıldayız her şey yolunda şu an karşılıklı anlayışla çözülmeyecek bir konu yok ama önce eşiniz eşiniz eşiniz. Böyle bir sebepten kimsenin yuvası bozulsun istemem çözüm mümkün ama dürüst olmak gerek bu sizin tek başınıza yapacağınız bir şey değil
 
Back