- 1 Mayıs 2021
- 684
- 452
- 26
Ben pek anlamıyorum kiVar olmaz mi hala devam kasik Agrilari dahil :) Aralik anneleri topicine gelsene kuzum sen :)
Sude tam böyle modern bi isim ya , ondan heralde. Düşün yani bi Ayşe, Fatma , Saadet , Remziye öğretmen 90 larda sevismeye teşvik ediyormuş öğrencileri asıl o zaman gülerdim.Biz Çalıkuşu falan okurduk öğretmen olmaya heveslenirdik. Ablaya seks hikayeleri okutmuşlar yersen. Ayrica 37 yaşındaki birinin lisede Sude öğretmeni mi olurmuş. Sude sude bak bana bir gülme geldi
2 saat çocuğu mu oynatmış.Bi de herif bebek arabasını açıp bebeği içine atıp sürmüş, kadın poşetleri taşımış. Adam tıngıdı tıngıdı bebek arabası sürerken kadın bi ton yük taşıdı, eli kolu koptu tabi o ara. O öküz herif evde 2 saat çocuğu oynatmıştır karısı yemek yapıp bulaşık yıkayıp malzemeleri dizerken kesin. Nasıl bir yokluksa bu herifte gözü kalmış konu sahibinin yazık.
Bu haddinden fazla iyi niyetimle nabacam bilemiyorum.2 saat çocuğu mu oynatmış.Yok be nerede. 2 dakika sonra annesi bu ağlıyor diye kucağına getirmiştir. 2 saat oynatsa öp başına koy.
Sadece flört edin sevişin deseler iyi...YiYİŞİN demişlerHangi öğretmen önerdi flört etmeyi, sevişmeyi? Siz cidden sorunlusunuz ya. Kıskançlıktan kafayı yemişsiniz. Çok arkadaşım bir sürü kişiyle çıkıp sonra evlendi. Çok tanıdığım insanda sizin gibi sığ düşünüp evliliğinde aldatıldı. Allah aşkına komik olmayın.
Öyle deme onlardan birini yazsa ben inanır ve olduğum yerde ağlamaya başlardımSude tam böyle modern bi isim ya , ondan heralde. Düşün yani bi Ayşe, Fatma , Saadet , Remziye öğretmen 90 larda sevismeye teşvik ediyormuş öğrencileri asıl o zaman gülerdim.
Ben benim beye çocukla ilgilen oyna diye mutfağa geçiyorum. Sonra o uyuyor. Arada kontrol etmek için yanlarına gidiyorum. Ayak seslerimi duyunca gözünü açıp oynuyormuş gibi yapıyor. Belli ama uyumuş yani mayışık mayışık.Bu haddinden fazla iyi niyetimle nabacam bilemiyorum.
Kafaniz piril piril ama siz yine de bir tedavi olun.Kızlara yalan söylemişler
Dün apartmanın kapısından çıkarken, biraz ileride beyaz renkli polo marka bir otomobil durdu. Yakışıklı bir adam indi, bagajdan bebek arabasını çıkarıp hazırlarken, arka kapı açıldı ve bir kadın dışarıya doğru sakince ayağını atarak doğruldu. Sonra tekrar içeriye, koltuğa doğru eğilip, bebeğini kucağına aldı. Adamın getirdiği bebek arabasına bebeği koydular. Adam bebek arabasını sürerken, kadın da market poşetlerini aldı, birlikte eve doğru yürüdüler.
Hepsi 2-3 dakika içinde oldu ve 2-3 dk boyunca ben onları olduğum yerde donarak izlemişim. Gözümden damlayan birkaç damla yaşla kendime geldim. Ağladığımı bilmiyordum, ağlamışım, hiç fark etmedim.
Neden ağladım? 2-3 dakika boyunca beni olduğum yerde dondurarak ağlatan ve düşündüren şey ne?
BİRİNCİSİ; mutluluğun ne olduğu içime doğmuştu, mutluluk buydu, evet, mutluluk bu manzaranın içinde bir yerdeydi. Aile, çocuk, iyi bir eş... Neresinde bilemem ama, hayatın anlamı bu manzaranın içinde bir yerdeydi. Onlar için sevindim, mutluluklarını paylaştım. Bana da onların mutluluğu bulaştı, çok duygulandım. Bize öğretilen ve yaşatılan hayatta değilmiş mutluluk, mutluluk başka bir yerdeymiş.
Kızlara yalan söylemişler.
İKİNCİSİ, neden 2-3 dk boyunca donarak ağladığımın ikinci sebebi; bu yaşıma kadar okuduğum kitapların, izlediğim filmlerin, yazarların, bize yalan söylediklerini fark etmiş olmam... Evet, bize yalan söylemişler. Bizi kandırmışlar. Kızlara yalan söylemişler...
Kızlara yalan söylemişler.
Lise yıllarımdan beri, okuldaki bazı öğretmenlerim dahil, "arkadaşlık" diyerek bizlere flörtü, erkeklerle düşüp kalkmayı, yiyişmeyi önerdi... Bazen arkadaşlarımız da bie gaz verdi. Bunu biz çağdaşlık, modernlik gibi algıladık. Çünkü öyle gösterildi. Masumca başladık, nerede duracağımızı çocuk aklımızla bilemedik. Açtık, açıldık, yiyiştik, seviştik, sınırımızı bilemedik. Çünkü filmler ve romanlar bize böyle öğretti. Yazarlar böyle yazdı. Meğer onlar kendi masturbasyonunu, tatminsizliklerini bizim üzerimizde gidermiş...
Kızlara yalan söylemişler.
Şimdi 37 yaşındayım. İlk erkek arkadaşım lisedeyken oldu. Sonra ondan ayrıldım, başka biriyle. Tahmin etiğiniz gibi, arkası kesilmedi. Bir süre sonra baktım ki, yanımda sürekli bir erkek var ve 3-4 ay benimle birikte olduktan sonra gidiyorlar... Üniversite ve iş hayatı derken, bu erkek sayısı biraz azaldı. Ama dikkatimi çeken şey, hiçbiri benimle evlilik konularına girmiyor, böyle bir düşünceleri yok. Evet, yok... Ama onlara hak veriyorum. Haklılar... Ve beni ağlatan da, işte geldiğim bu nokta...
Kızlara yalan söylemişler.
Yaşım 37. Aynada yüzüme baktığımda, kavgadan çıkmış boksör gibi bir surat görüyorum. Lise ve üniversite yıllarımdaki güzel gözler ve bebek gibi yüz gitmiş, erkeklerin peşinde koştuğu o kız gitmiş, yerine korku filmlerinde gibi bir hortlak kalmıştı. Günahların her türlüsü, suratımda bekliyordu... Beni bu kadar günahın içine batıran yazarlardan, romancılardan nefret ediyorum. Lise yılarımdaki Sude Öğretmen, senden de nefret ediyorum!..
Kızlara yalan söylemişler.
Onlardan çok nefret ediyorum, çünkü sadece beni değil, binlerce genç kızı öldürdüler!.. Seks hikayaleri yazarak, cinsellik yaşamayı özendirerek, kızların hayatlarını berbat ettiler. Özgürlük diyerek bizi kandırdılar. Ben şimdi özgür müyüm, esir miyim, yoksa ölü müyüm? Kimseye bir faydam yok, hiçbir iyilik yapamıyorum, kendime hakim olamıyorum, kendimi kontol edemiyorum, hayvan gibi yaşıyorum, ipim kimde belli değil, bu mu özgürlük?
Kızlara yalan söylemişler.
Şimdi benimle hangi erkek evlenir? Evlense bile benim gibi birine güvenebilir mi? 3 ay sonra onu da aldatacağımdan korksa, evet, haklı, çünkü bende sınır yok... Hiçbir duygu kalmadı... Acıma, marhamet, sevgi, saygı, sadakat, sevgi yok. Sevemiyorum ben artık. Sadece erkekleri değil, hiçbir şeyi sevemiyorum. Beni birine bağlayacak bir şey kalmadı, yok!.. Sakın psikolojik demeyin, bu psikolojiyi kim yaptı, ne yaptı, beni bu hale ne getirdi?
Kızlara yalan söylemişler.
Ben nasıl bu hale geldim? Bir anda mı? Sadece ben mi?
Kızlara yalan söylemişler.
Hayatın kuralları yeniden yazılmalı. Veya eğer bir yerde insanı insan gibi yaşatan bir kurallar bütünü varsa, ona göre yaşanmalı. Ve kızlara yalan söyleyenlere hesap sorulmalı... Lütfen onları susturun. Artık bir kişi daha mutsuzluğu tatmasın... Duygu nerede? Ben duygu arıyorum. Duygu nedir, unuttum... Bağlılık, sevgi, ilgi nedir, unuttum.
Kızlara yalan söylemişler.
Onlardan nefret ediyorum ve onları hiçbir yerde görmek, seslerini duymak ve yazılarını okumak istemiyorum.
Keşke şu geride kalan 37 yıl bir rüya olsa da, uyandığımda kendimi lisede, 9.sınıfta, kapıdan girince hemen o en öndeki sırada oturuyor olarak görsem... Keşke Allahım... Ama Allahım, ne olur bize yalan söyleyenler yeniden karşıma çıkmasın...
eğer öyleyse gerçekten öküzAsıl ben bebek arabasını adamın sürüp poşetleri kadının taşımasına vayy öküz dedim
Aksine o flört düşmanı Saadetler, antisex Remziyeler sayesinde bizim neslin yarısı vajinismus olduSude tam böyle modern bi isim ya , ondan heralde. Düşün yani bi Ayşe, Fatma , Saadet , Remziye öğretmen 90 larda sevismeye teşvik ediyormuş öğrencileri asıl o zaman gülerdim.
Aleyküm selam.Kızlara yalan söylemişler
Dün apartmanın kapısından çıkarken, biraz ileride beyaz renkli polo marka bir otomobil durdu. Yakışıklı bir adam indi, bagajdan bebek arabasını çıkarıp hazırlarken, arka kapı açıldı ve bir kadın dışarıya doğru sakince ayağını atarak doğruldu. Sonra tekrar içeriye, koltuğa doğru eğilip, bebeğini kucağına aldı. Adamın getirdiği bebek arabasına bebeği koydular. Adam bebek arabasını sürerken, kadın da market poşetlerini aldı, birlikte eve doğru yürüdüler.
Hepsi 2-3 dakika içinde oldu ve 2-3 dk boyunca ben onları olduğum yerde donarak izlemişim. Gözümden damlayan birkaç damla yaşla kendime geldim. Ağladığımı bilmiyordum, ağlamışım, hiç fark etmedim.
Neden ağladım? 2-3 dakika boyunca beni olduğum yerde dondurarak ağlatan ve düşündüren şey ne?
BİRİNCİSİ; mutluluğun ne olduğu içime doğmuştu, mutluluk buydu, evet, mutluluk bu manzaranın içinde bir yerdeydi. Aile, çocuk, iyi bir eş... Neresinde bilemem ama, hayatın anlamı bu manzaranın içinde bir yerdeydi. Onlar için sevindim, mutluluklarını paylaştım. Bana da onların mutluluğu bulaştı, çok duygulandım. Bize öğretilen ve yaşatılan hayatta değilmiş mutluluk, mutluluk başka bir yerdeymiş.
Kızlara yalan söylemişler.
İKİNCİSİ, neden 2-3 dk boyunca donarak ağladığımın ikinci sebebi; bu yaşıma kadar okuduğum kitapların, izlediğim filmlerin, yazarların, bize yalan söylediklerini fark etmiş olmam... Evet, bize yalan söylemişler. Bizi kandırmışlar. Kızlara yalan söylemişler...
Kızlara yalan söylemişler.
Lise yıllarımdan beri, okuldaki bazı öğretmenlerim dahil, "arkadaşlık" diyerek bizlere flörtü, erkeklerle düşüp kalkmayı, yiyişmeyi önerdi... Bazen arkadaşlarımız da bie gaz verdi. Bunu biz çağdaşlık, modernlik gibi algıladık. Çünkü öyle gösterildi. Masumca başladık, nerede duracağımızı çocuk aklımızla bilemedik. Açtık, açıldık, yiyiştik, seviştik, sınırımızı bilemedik. Çünkü filmler ve romanlar bize böyle öğretti. Yazarlar böyle yazdı. Meğer onlar kendi masturbasyonunu, tatminsizliklerini bizim üzerimizde gidermiş...
Kızlara yalan söylemişler.
Şimdi 37 yaşındayım. İlk erkek arkadaşım lisedeyken oldu. Sonra ondan ayrıldım, başka biriyle. Tahmin etiğiniz gibi, arkası kesilmedi. Bir süre sonra baktım ki, yanımda sürekli bir erkek var ve 3-4 ay benimle birikte olduktan sonra gidiyorlar... Üniversite ve iş hayatı derken, bu erkek sayısı biraz azaldı. Ama dikkatimi çeken şey, hiçbiri benimle evlilik konularına girmiyor, böyle bir düşünceleri yok. Evet, yok... Ama onlara hak veriyorum. Haklılar... Ve beni ağlatan da, işte geldiğim bu nokta...
Kızlara yalan söylemişler.
Yaşım 37. Aynada yüzüme baktığımda, kavgadan çıkmış boksör gibi bir surat görüyorum. Lise ve üniversite yıllarımdaki güzel gözler ve bebek gibi yüz gitmiş, erkeklerin peşinde koştuğu o kız gitmiş, yerine korku filmlerinde gibi bir hortlak kalmıştı. Günahların her türlüsü, suratımda bekliyordu... Beni bu kadar günahın içine batıran yazarlardan, romancılardan nefret ediyorum. Lise yılarımdaki Sude Öğretmen, senden de nefret ediyorum!..
Kızlara yalan söylemişler.
Onlardan çok nefret ediyorum, çünkü sadece beni değil, binlerce genç kızı öldürdüler!.. Seks hikayaleri yazarak, cinsellik yaşamayı özendirerek, kızların hayatlarını berbat ettiler. Özgürlük diyerek bizi kandırdılar. Ben şimdi özgür müyüm, esir miyim, yoksa ölü müyüm? Kimseye bir faydam yok, hiçbir iyilik yapamıyorum, kendime hakim olamıyorum, kendimi kontol edemiyorum, hayvan gibi yaşıyorum, ipim kimde belli değil, bu mu özgürlük?
Kızlara yalan söylemişler.
Şimdi benimle hangi erkek evlenir? Evlense bile benim gibi birine güvenebilir mi? 3 ay sonra onu da aldatacağımdan korksa, evet, haklı, çünkü bende sınır yok... Hiçbir duygu kalmadı... Acıma, marhamet, sevgi, saygı, sadakat, sevgi yok. Sevemiyorum ben artık. Sadece erkekleri değil, hiçbir şeyi sevemiyorum. Beni birine bağlayacak bir şey kalmadı, yok!.. Sakın psikolojik demeyin, bu psikolojiyi kim yaptı, ne yaptı, beni bu hale ne getirdi?
Kızlara yalan söylemişler.
Ben nasıl bu hale geldim? Bir anda mı? Sadece ben mi?
Kızlara yalan söylemişler.
Hayatın kuralları yeniden yazılmalı. Veya eğer bir yerde insanı insan gibi yaşatan bir kurallar bütünü varsa, ona göre yaşanmalı. Ve kızlara yalan söyleyenlere hesap sorulmalı... Lütfen onları susturun. Artık bir kişi daha mutsuzluğu tatmasın... Duygu nerede? Ben duygu arıyorum. Duygu nedir, unuttum... Bağlılık, sevgi, ilgi nedir, unuttum.
Kızlara yalan söylemişler.
Onlardan nefret ediyorum ve onları hiçbir yerde görmek, seslerini duymak ve yazılarını okumak istemiyorum.
Keşke şu geride kalan 37 yıl bir rüya olsa da, uyandığımda kendimi lisede, 9.sınıfta, kapıdan girince hemen o en öndeki sırada oturuyor olarak görsem... Keşke Allahım... Ama Allahım, ne olur bize yalan söyleyenler yeniden karşıma çıkmasın...
Okuduğum lisede müdür yardımcılarından biri kadındı, bizim zamanımızda lisede gri jile beyaz gömlek giyiyorduk, jilenin üstüne renkli kazak dahi giyemezsin yasak, saçlar örgülü olmazsa kadın okulun kapısından içeri sokmuyordu, nerede öyle hayatınızı yaşayın kızım diyecek öğretmenler, müdürler.Aksine o flört düşmanı Saadetler, antisex Remziyeler sayesinde bizim neslin yarısı vajinismus oldumüfredat gibi kalem kalem itinayla verdiler korkuyu yeminle
öpüşün yiyişin duvardan duvara vurdurun kendinizi dersleri eskiden var mıydı yahuu?yaşım konu sahibinden büyük.o dersler olsaydı benim de bilmem lazım değil miydi?kafamda deli sorularrrSadece flört edin sevişin deseler iyi...YiYİŞİN demişlerGünahını almiyim ama bizim zamanımızda derse giren düzduvar fizikci demiş olabilir zamanlama uyuyor o sapığın lafına bakıp önüne gelenle sevistiyse adama da suç atamam şimdi, Allah herkese beyin veriyor çünkü.
Bi de sevişin yiyişin öbüşün diyecekler..Okuduğum lisede müdür yardımcılarından biri kadındı, bizim zamanımızda lisede gri jile beyaz gömlek giyiyorduk, jilenin üstüne renkli kazak dahi giyemezsin yasak, saçlar örgülü olmazsa kadın okulun kapısından içeri sokmuyordu, nerede öyle hayatınızı yaşayın kızım diyecek öğretmenler, müdürler.
Bir tanesine hayatımı yaşayacağım desek paspas ederdi bizi, ki üstüne bir de bize gidin hayatınızı yaşayın diyecekler