Kızlara yalan söylemişler

Konu sahibine, öğretmenler, kitaplar, filmler ve git yiyiş demiş. O da bu sebeplerden, sürekli yiyişince, kişiliğinde tahribat oluştuğunu o yüzden birlikte olduğu kişileri aldattığını, merhametsiz ve vicdansız olduğunu aynı zamanda 37 yaşında aynada kendinin bir hortlağa dönüşmüş olarak gördüğünü anlatıyor.
Kamu spotu gibi olmus.
'Yiyisin' diueyen öğretmen deilk defa duydum. Ben 33 yasindayim oyle bir öğretmenim olmadi
😂
 
Yazdıklarınızı okuyunca cenin pozisyonu alarak hüngür hüngür ağladım bacım, sizi o kadar iyi anlıyorum ki... Siz yazdıkça, benim de kirli mazim gözümde canlandı. Aahh yok mu o Canan Hocam aahh... Beni grup sekse alıştıran O'dur. Her derse girişte slogan atardı "Gençlerrr! Seks en az üç kişi ile yapılırrr!" diye. Saftık, masumduk, kandık.

İşte insan bir kere alışınca, devamı geliyor. Artık kesmez olduydu yurdum erkekleri, zenciler arar olduyduk. Az ilan asmadık gece yarıları sokaklara "Grup seks için zenci efendi ve köleler aranıyor, kırbacını kendi getirecek" diye. Evet, bdsm de vardı. O öğretmenlerimiz bizlere sevişin demeselerdi bunlar olmayacaktı.

Hatta bir gün Aryel hocamız da kimya dersimize "Sözlü yapacağım!" diyerek girdi. Tahtaya kaldırdığına soruyor tabii "Donun ne renk?" diye. Utanan olursa basıyor sıfırı. Donunun rengine beyaz diyene bir daha soruyor, "Penye mi?" diye. Penye diyene de basıyor sıfırı... Ben o zamanlar sözlüden 100 almak için dantelli tanga giymeye başladım işte. Şimdi tanga bağımlısı oldum, bunun için tedaviler gördüm ama nafile, alışmadık göddee penye durmuyor, gödümü tangaya alıştırdılar aah ah, sonra bu durum ilerledi... Artık don giymiyorum, donsuz geziyorum... Gidip ağlayacağım biraz daha, yazdıkça ağlamamı tutamıyorum.
 
Yazdıklarınızı okuyunca cenin pozisyonu alarak hüngür hüngür ağladım bacım, sizi o kadar iyi anlıyorum ki... Siz yazdıkça, benim de kirli mazim gözümde canlandı. Aahh yok mu o Canan Hocam aahh... Beni grup sekse alıştıran O'dur. Her derse girişte slogan atardı "Gençlerrr! Seks en az üç kişi ile yapılırrr!" diye. Saftık, masumduk, kandık.

İşte insan bir kere alışınca, devamı geliyor. Artık kesmez olduydu yurdum erkekleri, zenciler arar olduyduk. Az ilan asmadık gece yarıları sokaklara "Grup seks için zenci efendi ve köleler aranıyor, kırbacını kendi getirecek" diye. Evet, bdsm de vardı. O öğretmenlerimiz bizlere sevişin demeselerdi bunlar olmayacaktı.

Hatta bir gün Aryel hocamız da kimya dersimize "Sözlü yapacağım!" diyerek girdi. Tahtaya kaldırdığına soruyor tabii "Donun ne renk?" diye. Utanan olursa basıyor sıfırı. Donunun rengine beyaz diyene bir daha soruyor, "Penye mi?" diye. Penye diyene de basıyor sıfırı... Ben o zamanlar sözlüden 100 almak için dantelli tanga giymeye başladım işte. Şimdi tanga bağımlısı oldum, bunun için tedaviler gördüm ama nafile, alışmadık göddee penye durmuyor, gödümü tangaya alıştırdılar aah ah, sonra bu durum ilerledi... Artık don giymiyorum, donsuz geziyorum... Gidip ağlayacağım biraz daha, yazdıkça ağlamamı tutamıyorum.
Bay grey cinsiyet mi değiştirdin 🤣🤣🤣🤣

Bildirimlerde adını görünce daha "damgasını vurmaya gelmiş" deyip gülümsedim vallahi 🤣🤣🤣
 
Yazdıklarınızı okuyunca cenin pozisyonu alarak hüngür hüngür ağladım bacım, sizi o kadar iyi anlıyorum ki... Siz yazdıkça, benim de kirli mazim gözümde canlandı. Aahh yok mu o Canan Hocam aahh... Beni grup sekse alıştıran O'dur. Her derse girişte slogan atardı "Gençlerrr! Seks en az üç kişi ile yapılırrr!" diye. Saftık, masumduk, kandık.

İşte insan bir kere alışınca, devamı geliyor. Artık kesmez olduydu yurdum erkekleri, zenciler arar olduyduk. Az ilan asmadık gece yarıları sokaklara "Grup seks için zenci efendi ve köleler aranıyor, kırbacını kendi getirecek" diye. Evet, bdsm de vardı. O öğretmenlerimiz bizlere sevişin demeselerdi bunlar olmayacaktı.

Hatta bir gün Aryel hocamız da kimya dersimize "Sözlü yapacağım!" diyerek girdi. Tahtaya kaldırdığına soruyor tabii "Donun ne renk?" diye. Utanan olursa basıyor sıfırı. Donunun rengine beyaz diyene bir daha soruyor, "Penye mi?" diye. Penye diyene de basıyor sıfırı... Ben o zamanlar sözlüden 100 almak için dantelli tanga giymeye başladım işte. Şimdi tanga bağımlısı oldum, bunun için tedaviler gördüm ama nafile, alışmadık göddee penye durmuyor, gödümü tangaya alıştırdılar aah ah, sonra bu durum ilerledi... Artık don giymiyorum, donsuz geziyorum... Gidip ağlayacağım biraz daha, yazdıkça ağlamamı tutamıyorum.
En son huzur Sokağı'nı okurken bu kadar duygulanıp nedamet gözyaşları dökmüştüm :KK61:
 
Klasiklerden de haberi yok.Klasiklerde de konu sahibinin deyimiyle yiyişiyorlar yalnız. Bunun anna karaninası var, madam bovarysi var, kamelyalı kadını var olmadı nanası var. Kendisi hiç kitap yüzü açmadığı için klasikler deyince "merilin hiç başını kaldırmadan kahvenin önünde namuslu adımlar atıyordu." yazdığını sanıyor.
O an sadece tek derdi bana herhangi bir cevap vermekti bu cümle aklına geldi galiba😂😂 akıl var fikir var mantıklı bir insan dur şu kitapta vardı deyip sevismez ya da aaa bu filmde böyle yaptılar ben de gideyim de yatağa atlayayim demez. Aklım hiçbir şekilde konu sahibinin mantığını almıyor maalesef...
 
Ne tür okursa okusun zaten eğer okuyan biri ise böyle bir akıl tutulması yaşamaz diye düşünüyorum 😂😂
Ne okursa okusun diye bir okuyucu tipi oldugunu düşünmüyorum asla.

Oyle olsa tabela okuyanı da okuyor sayardık.

Kalemi kuvvetli yazarlari okumak başka, kendini yazar sanan aşk acısı çeken ergenleri okumak başka.
 
Ne okursa okusun diye bir okuyucu tipi oldugunu düşünmüyorum asla.

Oyle olsa tabela okuyanı da okuyor sayardık.

Kalemi kuvvetli yazarlari okumak başka, kendini yazar sanan aşk acısı çeken ergenleri okumak başka.
Aşk acısı çeken ergenler de yiyişiyor muymuş?
 
Ne okursa okusun diye bir okuyucu tipi oldugunu düşünmüyorum asla.

Oyle olsa tabela okuyanı da okuyor sayardık.

Kalemi kuvvetli yazarlari okumak başka, kendini yazar sanan aşk acısı çeken ergenleri okumak başka.
Evet o konu çok derin bir konu haklısınız 😊👍 ama işte insanın içinde yiyismek olunca dediğiniz gibi tabela da okusa yiyişecek bir şeyler buluyor içerisinde😂😂
 
Bi de herif bebek arabasını açıp bebeği içine atıp sürmüş, kadın poşetleri taşımış. Adam tıngıdı tıngıdı bebek arabası sürerken kadın bi ton yük taşıdı, eli kolu koptu tabi o ara. O öküz herif evde 2 saat çocuğu oynatmıştır karısı yemek yapıp bulaşık yıkayıp malzemeleri dizerken kesin. Nasıl bir yokluksa bu herifte gözü kalmış konu sahibinin yazık.
Yemin ediyorum aynısını düşündüm, ulan hanzo ulan ayı, pusete taksaydın poşetleri de bebeği sürseydin, kadın rahat rahat yürüseydi diye😂
 
O gördüğünüz çiftte cinsellik yaşıyor yalnız.. bebek leyleklerle gelmiyor.. bence acil yardım alın zira 37 yaşında ‘bana yiyişş dediler’ diyip yazarlardan, öğretmenlerden nefret etmek hiç normal bi psikoloji değil :KK53:
 
Evet Kızlara yalan söylemişler ama senin dediğin, senin bildiğin gibi değil.

Kızlara yalan söylemişler.

Onlara bir gün beyaz atlı prenslerinin karşılarına çıkacağı masalını anlatmışlar. Kızların bu prenslere saklaması gerekirmiş kendini. Bu prens kızdan önce yüzlerce kadınla düşüp kalkmış olsa dahi kızın kendini ona saklaması gerekirmiş.

Kızlara yalan söylemişler.

Böylelikle kız yıllar boyu insan türüne has bu tensel deneyimi, kadınlığını tatmadan, yaşayamadan yaşlanmış koca kadın olmuş. Prens dahil artık kimse bakmaz olmuş yüzüne. Zaten prens öyle serseriymiş ki atını da kaybetmiş.


Kızlara yalan söylemişler.

Aşk var demişler. Kitaplarla, filmlerle, dizilerle aşkı anlatmışlar, aşkı özendirmişler sürekli. Halbuki dünyadaki tek aşk seks ve paraymış. Bunu gören kız kendine masallar anlatıldığını anlayıp öfkelenmiş.


Kızlara yalan söylemişler.

37 yaşındayım, neden gözlerim doldu? Tanrı'm kim bu aynadaki kırışık yüz? Evliyim. Kendimi eşime sakladım. O gelene kadar bekledim onu, ondan önce de ondan sonra da başka hiçbir erkekle olmadım. Dün apartmanın kapısından çıkarken, biraz ileride beyaz renkli polo marka bir otomobil durdu. Bizim otomobildi bu. Eşimin inmesini bekledim. Fakat dikkatli bakınca arabada başka bir kişinin daha olduğunu fark ettim. Süslü püslü bir kadın vardı arabanın koltuğunda. Ve birden öpüşmeye başladılar. Hepsi 2-3 dakika içinde oldu ve 2-3 dk boyunca ben onları olduğum yerde donarak izlemişim. Gözümden damlayan birkaç damla yaşla kendime geldim. Ağladığımı bilmiyordum, ağlamışım, hiç fark etmedim.
 
Kızlara yalan söylemişler


Dün apartmanın kapısından çıkarken, biraz ileride beyaz renkli polo marka bir otomobil durdu. Yakışıklı bir adam indi, bagajdan bebek arabasını çıkarıp hazırlarken, arka kapı açıldı ve bir kadın dışarıya doğru sakince ayağını atarak doğruldu. Sonra tekrar içeriye, koltuğa doğru eğilip, bebeğini kucağına aldı. Adamın getirdiği bebek arabasına bebeği koydular. Adam bebek arabasını sürerken, kadın da market poşetlerini aldı, birlikte eve doğru yürüdüler.


Hepsi 2-3 dakika içinde oldu ve 2-3 dk boyunca ben onları olduğum yerde donarak izlemişim. Gözümden damlayan birkaç damla yaşla kendime geldim. Ağladığımı bilmiyordum, ağlamışım, hiç fark etmedim.


Neden ağladım? 2-3 dakika boyunca beni olduğum yerde dondurarak ağlatan ve düşündüren şey ne?


BİRİNCİSİ; mutluluğun ne olduğu içime doğmuştu, mutluluk buydu, evet, mutluluk bu manzaranın içinde bir yerdeydi. Aile, çocuk, iyi bir eş... Neresinde bilemem ama, hayatın anlamı bu manzaranın içinde bir yerdeydi. Onlar için sevindim, mutluluklarını paylaştım. Bana da onların mutluluğu bulaştı, çok duygulandım. Bize öğretilen ve yaşatılan hayatta değilmiş mutluluk, mutluluk başka bir yerdeymiş.


Kızlara yalan söylemişler.


İKİNCİSİ, neden 2-3 dk boyunca donarak ağladığımın ikinci sebebi; bu yaşıma kadar okuduğum kitapların, izlediğim filmlerin, yazarların, bize yalan söylediklerini fark etmiş olmam... Evet, bize yalan söylemişler. Bizi kandırmışlar. Kızlara yalan söylemişler...


Kızlara yalan söylemişler.


Lise yıllarımdan beri, okuldaki bazı öğretmenlerim dahil, "arkadaşlık" diyerek bizlere flörtü, erkeklerle düşüp kalkmayı, yiyişmeyi önerdi... Bazen arkadaşlarımız da bie gaz verdi. Bunu biz çağdaşlık, modernlik gibi algıladık. Çünkü öyle gösterildi. Masumca başladık, nerede duracağımızı çocuk aklımızla bilemedik. Açtık, açıldık, yiyiştik, seviştik, sınırımızı bilemedik. Çünkü filmler ve romanlar bize böyle öğretti. Yazarlar böyle yazdı. Meğer onlar kendi masturbasyonunu, tatminsizliklerini bizim üzerimizde gidermiş...


Kızlara yalan söylemişler.


Şimdi 37 yaşındayım. İlk erkek arkadaşım lisedeyken oldu. Sonra ondan ayrıldım, başka biriyle. Tahmin etiğiniz gibi, arkası kesilmedi. Bir süre sonra baktım ki, yanımda sürekli bir erkek var ve 3-4 ay benimle birikte olduktan sonra gidiyorlar... Üniversite ve iş hayatı derken, bu erkek sayısı biraz azaldı. Ama dikkatimi çeken şey, hiçbiri benimle evlilik konularına girmiyor, böyle bir düşünceleri yok. Evet, yok... Ama onlara hak veriyorum. Haklılar... Ve beni ağlatan da, işte geldiğim bu nokta...


Kızlara yalan söylemişler.


Yaşım 37. Aynada yüzüme baktığımda, kavgadan çıkmış boksör gibi bir surat görüyorum. Lise ve üniversite yıllarımdaki güzel gözler ve bebek gibi yüz gitmiş, erkeklerin peşinde koştuğu o kız gitmiş, yerine korku filmlerinde gibi bir hortlak kalmıştı. Günahların her türlüsü, suratımda bekliyordu... Beni bu kadar günahın içine batıran yazarlardan, romancılardan nefret ediyorum. Lise yılarımdaki Sude Öğretmen, senden de nefret ediyorum!..


Kızlara yalan söylemişler.


Onlardan çok nefret ediyorum, çünkü sadece beni değil, binlerce genç kızı öldürdüler!.. Seks hikayaleri yazarak, cinsellik yaşamayı özendirerek, kızların hayatlarını berbat ettiler. Özgürlük diyerek bizi kandırdılar. Ben şimdi özgür müyüm, esir miyim, yoksa ölü müyüm? Kimseye bir faydam yok, hiçbir iyilik yapamıyorum, kendime hakim olamıyorum, kendimi kontol edemiyorum, hayvan gibi yaşıyorum, ipim kimde belli değil, bu mu özgürlük?


Kızlara yalan söylemişler.


Şimdi benimle hangi erkek evlenir? Evlense bile benim gibi birine güvenebilir mi? 3 ay sonra onu da aldatacağımdan korksa, evet, haklı, çünkü bende sınır yok... Hiçbir duygu kalmadı... Acıma, marhamet, sevgi, saygı, sadakat, sevgi yok. Sevemiyorum ben artık. Sadece erkekleri değil, hiçbir şeyi sevemiyorum. Beni birine bağlayacak bir şey kalmadı, yok!.. Sakın psikolojik demeyin, bu psikolojiyi kim yaptı, ne yaptı, beni bu hale ne getirdi?


Kızlara yalan söylemişler.


Ben nasıl bu hale geldim? Bir anda mı? Sadece ben mi?


Kızlara yalan söylemişler.


Hayatın kuralları yeniden yazılmalı. Veya eğer bir yerde insanı insan gibi yaşatan bir kurallar bütünü varsa, ona göre yaşanmalı. Ve kızlara yalan söyleyenlere hesap sorulmalı... Lütfen onları susturun. Artık bir kişi daha mutsuzluğu tatmasın... Duygu nerede? Ben duygu arıyorum. Duygu nedir, unuttum... Bağlılık, sevgi, ilgi nedir, unuttum.


Kızlara yalan söylemişler.


Onlardan nefret ediyorum ve onları hiçbir yerde görmek, seslerini duymak ve yazılarını okumak istemiyorum.


Keşke şu geride kalan 37 yıl bir rüya olsa da, uyandığımda kendimi lisede, 9.sınıfta, kapıdan girince hemen o en öndeki sırada oturuyor olarak görsem... Keşke Allahım... Ama Allahım, ne olur bize yalan söyleyenler yeniden karşıma çıkmasın...
Uff yordun
 
Olay nerde geçiyo tam olarak? Tercih edilmemiş, fantezi dünyasında ezik erkek yazısı bu, nerde olsa tanırım. Sürekli ağlanıp duruyolar.
İstiyolar ki kadın seks yapmasın, kimseyi görmesin lisede hemen bu hıyarlara kapılıp gitsin, çünkü kadın, insan gibi yaşamaya başlayınca bunlar böyle sap gibi kalıyorlar.
 
X