Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Evet ben kızıma iyi bir anne olamadım ve bunun için her gün ölüyorum. Burada her gün benim hayatıma benzer hikayeler okuyorum, herkes çocuğu için eşine katlandığını söylüyor ve ben de bu yollardan geçeli 20 küsür sene olmuş olan bir anne olarak olayın bu yüzünü paylaşmak istiyorum.
Üniversite bitti ve devlete atanır atanmaz evlendim. Eşim evlenmeden önce çok iyi bir insandı ya da çok iyi rol yaptı bilmiyorum. Nişanlılık dönemimiz çok güzeldi. Aslında her şey kendi annemin nikahtan önce eşimle beni karşısına alıp 'Kızım, evlilikte ayrı gayrı olmaz. Maaş kartın eşinde dursun. Zaten bizde evlilik bir defa yapılır, boşanma olmaz.' dedi. Benim yaşımın da küçüklüğüyle o an bunun kötü bir şey olacağını düşünemedim ve evlendikten sonra maaş kartımı eşime verdim. Zaten düğünü kendimiz yaptığımız için çok borcumuz vardı elimize para kalmıyordu. Yani en azından ben öyle biliyordum ama evlenmeden önce eşimin senede bir görüyorum dediği ailesi bir anda kıymete bindi ve cebinde sürekli ailesine para yolladığına dair makbuzlar gördüm. O zaman kavgalarımız başladı. Eşim inatla bana nerelere ödeme yaptığını söylemiyordu, maaş kartımı da vermiyordu. Birinci hatam bu dönemde hamile kalmam oldu. Eşimin de benim de yaşımız küçüktü ve maddi manevi hazır değildik. Tabii sonra kızım doğdu ve eşim gelen altınları istedi. Vermek istemedim, çok kavga ettim ama zorla aldı. Hepsini milli piyango biletine yatırmış, sinir krizi geçirdim ama hiçbir şey değişmedi. Benim çocuğumun altınları sanane dedi bana eşim. Kızım 3 yaşına geldiğinde canıma tak etti ve boşanmaya karar verdim, aileme döndüm. Babam hep olumlu bir insandı benim sana harcatacak kızım yok, o üzülsün diye evlendirmedim dedi eşime. Yine ne yaptı etti yalvarmalar yakarmalar babamı ikna etti, babam dedi kızım çocuğun var bir şans daha ver, ben de dinledim ve eve geri döndüm.
Her şey daha kötü oldu. Eşim farklı bir şehirde görevlendirmeye gitti, maddi sıkıntıyı ciddi anlamda o zaman çekmeye başladım. Bize doğru düzgün para göndermiyordu ve maaş kartımı da vermiyordu. Sürekli bir borçlar silsilesi, içinden çıkamayınca kredi çekip bütün borçları kapatıyordu, sonra tekrar açılıyor kredi ödeyemiyor tekrar borcu borçla kapatmaya falan çalışıyordu. Beni de hep 'bizim için, ailemiz için bu sıkıntıları çekiyoruz. Kendime bir şey almıyorum harcamıyorum, sen neyin nereye ödendiğini ne yapacaksın ben hallediyorum işte' diyordu ve hiç açıklama yapmıyordu. Benim de gözüm öyle körmüş ki, hiç sorgulamıyordum. Gerçekten paramız yok sanıyordum. Benim ve çocuğun masrafları fazla sanıyordum.
Bu senelerce böyle sürdü. Ben atmden para çekmeyi bile 3 sene evvel öğrendim öyle diyeyim ne maaşımı ne kartımı hiç görmedim. Tabii bu arada hep ayrı değildik, yanımıza geldi ama ne zaman alışverişe gitsek suradı düşer, dönüşte de kavga çıkarırdı para yok bilmiyor musunuz ben sizin için çalışıyorum diye. Ailece hiç tatile gitmedik, 5 sene önce bir defa gitmiştik onda da kızımla bizi her gün ağlattı yok para yok tatile getirdiniz diye. Kaç defa beş kuruş para olmadan işe gittim, alınan 30 tl çay parasını bile çıkaramadığım günler oldu. Defalarca bak alışverişe gideceğim kredi kartını ver dediğimde verir ama ben o kadar şey alıp kasaya geldiğimde 'yetersiz bakiye' rezilliğini yaşardım. Sorduğumda da senin ne ihtiyacın olacak neden para harcayayım sana borçlar var derdi. Çalışan bir kadın olmama rağmen kişisel ihtiyaçlarım olacağını hiç düşünmezdi, ped istediğimde bile yine mi derdi. Ben hala ses çıkarmıyorum tabii, boşanma fikrini falan aklımdan silmişim tamamen. Beni o kadar sindirmiş ki, kızım, kurtarıcı meleğim olmasa hala devam edebilirdim böyle yaşamaya. Kızım 19 yaşına geldi, 3 sene evveldi, bir gün aldı beni karşısına sanki o anne ben çocuğum her şeyi anlattı. Maaş kartımın babasında durmasının doğru olmadığını, bu yaşadığımın adının ekonomik ve psikolojik şiddet olduğunu kabul ettirmeye çalıştı. Sonra bütün çocukluğu boyunca içinde kalanları anlattı, kasada yetersiz bakiyeyi duyduğunda ne kadar etkileniyormuş meğer biz paramız yok diye bir kış ona pantolon alamamışız o da babası kızar diye isteyememiş, kotla geçirmiş bütün kışı ben hatırlamıyordum ama duyunca gerçekten öldüm. 'Anne senede bir kalem bir rimel ile makyaj yapıyorsun, makyaj temizleyici almadığı için suyla çıkarıyorsun bu normal mi sence?' dedi. Bir gün boyunca karşılıklı ağladık, benim için dönüm noktası oldu. Çıldıracak gibi oldum ben kızıma ne yapmışım diye. Nasıl bir çocukluk yaşatmışım nasıl görememişim. Babası başındaydı ama çok mu iyi olmuş diye kendimi yedim.
Eşimle konuştum, boşanma aşamasına geldik, asla hatalı olduğunu kabul etmedi. Kızım hayatında ilk defa babasına sert çıktı, bunca sene annemi ezdin, artık ezdirmem dedi. Zorla maaş kartımı aldı elinden. Eşim hala kızımla pazarlık yapıyor aylık para vereyim ama maaş kartı bende kalsın. Neden? Çünkü ben erkeğim, evin reisiyim. İlk defa güçlü davrandım, ya kabul edersin ya boşanırız dedim. Eşim geri adım attı, aile terapisine gittik. Oturduk bütçemizi planladık. Terapi gerçekten işe yaradı eşim 3 senedir çok iyi, daha önce olmadığı kadar iyi aramız. Şu an sorum kızım. Kabullenemiyor. En ufak bir durumda eskiye döneceğimizi düşünüyor. En ufak bir eskisi gibi bir olay yaşayacağımızı düşünse sinirleniyor. 'Anne kendini o kadar ezdirdin ki ben sindiremiyorum, sen 20 sene nasıl dayandın' diyor. Paramı kendim harcıyorum artık, kızıma harcıyorum doya doya geziyoruz, eğleniyoruz. Yine de yetmiyor farkındayım. Gözlerinde hep o korkuyu görüyorum. Artık üniversiteyi de bitirdi, işe girdi ama olmuyor, bir şeyler eksik hep farkındayım. Annecim artık eskisi gibi değilim, baban da değil, inan bana desem de inanmıyor farkındayım. En ufak bir yanlışında babasına karşı aslan kesiliyor, beni koruyor. Ve malesef babasını sevemiyor, bu konuda onu suçlayamıyorum.
Çok uzun yazdım ama 23 seneyi daha ne kadar aza sığdırabileceğimi bilmiyorum. Ben 20 senemi harcadım, belki birilerine umut ışığı olur yazdıklarım. Kızıma iyi bir anne olamadım, ona varlık içinde yokluk çektirdim, güçlü bir kadın modeli olamadım ya en çok beni bu kahrediyor. Kızımın gözlerindeki korkuyu gördükçe her gün ölüyorum.
benım anlayamadıgım nıye annenız maas kartınızı esınıze verdı.zaten ılkgunden ıplerı esının elıne vermıs.ee bu durumda maas kartını ıster tabı.maas kartını ıstedıgınde guzel bır çıngar cıkarmanız gerekırdı ısterse bosansın.kendınızı çok ezdırmıssınız hıc kendınız ıcın yasamamızsınız bu sızden çıkar.boşanın dıyecegım ama hamılesınız sanırımEvet ben kızıma iyi bir anne olamadım ve bunun için her gün ölüyorum. Burada her gün benim hayatıma benzer hikayeler okuyorum, herkes çocuğu için eşine katlandığını söylüyor ve ben de bu yollardan geçeli 20 küsür sene olmuş olan bir anne olarak olayın bu yüzünü paylaşmak istiyorum.
Üniversite bitti ve devlete atanır atanmaz evlendim. Eşim evlenmeden önce çok iyi bir insandı ya da çok iyi rol yaptı bilmiyorum. Nişanlılık dönemimiz çok güzeldi. Aslında her şey kendi annemin nikahtan önce eşimle beni karşısına alıp 'Kızım, evlilikte ayrı gayrı olmaz. Maaş kartın eşinde dursun. Zaten bizde evlilik bir defa yapılır, boşanma olmaz.' dedi. Benim yaşımın da küçüklüğüyle o an bunun kötü bir şey olacağını düşünemedim ve evlendikten sonra maaş kartımı eşime verdim. Zaten düğünü kendimiz yaptığımız için çok borcumuz vardı elimize para kalmıyordu. Yani en azından ben öyle biliyordum ama evlenmeden önce eşimin senede bir görüyorum dediği ailesi bir anda kıymete bindi ve cebinde sürekli ailesine para yolladığına dair makbuzlar gördüm. O zaman kavgalarımız başladı. Eşim inatla bana nerelere ödeme yaptığını söylemiyordu, maaş kartımı da vermiyordu. Birinci hatam bu dönemde hamile kalmam oldu. Eşimin de benim de yaşımız küçüktü ve maddi manevi hazır değildik. Tabii sonra kızım doğdu ve eşim gelen altınları istedi. Vermek istemedim, çok kavga ettim ama zorla aldı. Hepsini milli piyango biletine yatırmış, sinir krizi geçirdim ama hiçbir şey değişmedi. Benim çocuğumun altınları sanane dedi bana eşim. Kızım 3 yaşına geldiğinde canıma tak etti ve boşanmaya karar verdim, aileme döndüm. Babam hep olumlu bir insandı benim sana harcatacak kızım yok, o üzülsün diye evlendirmedim dedi eşime. Yine ne yaptı etti yalvarmalar yakarmalar babamı ikna etti, babam dedi kızım çocuğun var bir şans daha ver, ben de dinledim ve eve geri döndüm.
Her şey daha kötü oldu. Eşim farklı bir şehirde görevlendirmeye gitti, maddi sıkıntıyı ciddi anlamda o zaman çekmeye başladım. Bize doğru düzgün para göndermiyordu ve maaş kartımı da vermiyordu. Sürekli bir borçlar silsilesi, içinden çıkamayınca kredi çekip bütün borçları kapatıyordu, sonra tekrar açılıyor kredi ödeyemiyor tekrar borcu borçla kapatmaya falan çalışıyordu. Beni de hep 'bizim için, ailemiz için bu sıkıntıları çekiyoruz. Kendime bir şey almıyorum harcamıyorum, sen neyin nereye ödendiğini ne yapacaksın ben hallediyorum işte' diyordu ve hiç açıklama yapmıyordu. Benim de gözüm öyle körmüş ki, hiç sorgulamıyordum. Gerçekten paramız yok sanıyordum. Benim ve çocuğun masrafları fazla sanıyordum.
Bu senelerce böyle sürdü. Ben atmden para çekmeyi bile 3 sene evvel öğrendim öyle diyeyim ne maaşımı ne kartımı hiç görmedim. Tabii bu arada hep ayrı değildik, yanımıza geldi ama ne zaman alışverişe gitsek suradı düşer, dönüşte de kavga çıkarırdı para yok bilmiyor musunuz ben sizin için çalışıyorum diye. Ailece hiç tatile gitmedik, 5 sene önce bir defa gitmiştik onda da kızımla bizi her gün ağlattı yok para yok tatile getirdiniz diye. Kaç defa beş kuruş para olmadan işe gittim, alınan 30 tl çay parasını bile çıkaramadığım günler oldu. Defalarca bak alışverişe gideceğim kredi kartını ver dediğimde verir ama ben o kadar şey alıp kasaya geldiğimde 'yetersiz bakiye' rezilliğini yaşardım. Sorduğumda da senin ne ihtiyacın olacak neden para harcayayım sana borçlar var derdi. Çalışan bir kadın olmama rağmen kişisel ihtiyaçlarım olacağını hiç düşünmezdi, ped istediğimde bile yine mi derdi. Ben hala ses çıkarmıyorum tabii, boşanma fikrini falan aklımdan silmişim tamamen. Beni o kadar sindirmiş ki, kızım, kurtarıcı meleğim olmasa hala devam edebilirdim böyle yaşamaya. Kızım 19 yaşına geldi, 3 sene evveldi, bir gün aldı beni karşısına sanki o anne ben çocuğum her şeyi anlattı. Maaş kartımın babasında durmasının doğru olmadığını, bu yaşadığımın adının ekonomik ve psikolojik şiddet olduğunu kabul ettirmeye çalıştı. Sonra bütün çocukluğu boyunca içinde kalanları anlattı, kasada yetersiz bakiyeyi duyduğunda ne kadar etkileniyormuş meğer biz paramız yok diye bir kış ona pantolon alamamışız o da babası kızar diye isteyememiş, kotla geçirmiş bütün kışı ben hatırlamıyordum ama duyunca gerçekten öldüm. 'Anne senede bir kalem bir rimel ile makyaj yapıyorsun, makyaj temizleyici almadığı için suyla çıkarıyorsun bu normal mi sence?' dedi. Bir gün boyunca karşılıklı ağladık, benim için dönüm noktası oldu. Çıldıracak gibi oldum ben kızıma ne yapmışım diye. Nasıl bir çocukluk yaşatmışım nasıl görememişim. Babası başındaydı ama çok mu iyi olmuş diye kendimi yedim.
Eşimle konuştum, boşanma aşamasına geldik, asla hatalı olduğunu kabul etmedi. Kızım hayatında ilk defa babasına sert çıktı, bunca sene annemi ezdin, artık ezdirmem dedi. Zorla maaş kartımı aldı elinden. Eşim hala kızımla pazarlık yapıyor aylık para vereyim ama maaş kartı bende kalsın. Neden? Çünkü ben erkeğim, evin reisiyim. İlk defa güçlü davrandım, ya kabul edersin ya boşanırız dedim. Eşim geri adım attı, aile terapisine gittik. Oturduk bütçemizi planladık. Terapi gerçekten işe yaradı eşim 3 senedir çok iyi, daha önce olmadığı kadar iyi aramız. Şu an sorum kızım. Kabullenemiyor. En ufak bir durumda eskiye döneceğimizi düşünüyor. En ufak bir eskisi gibi bir olay yaşayacağımızı düşünse sinirleniyor. 'Anne kendini o kadar ezdirdin ki ben sindiremiyorum, sen 20 sene nasıl dayandın' diyor. Paramı kendim harcıyorum artık, kızıma harcıyorum doya doya geziyoruz, eğleniyoruz. Yine de yetmiyor farkındayım. Gözlerinde hep o korkuyu görüyorum. Artık üniversiteyi de bitirdi, işe girdi ama olmuyor, bir şeyler eksik hep farkındayım. Annecim artık eskisi gibi değilim, baban da değil, inan bana desem de inanmıyor farkındayım. En ufak bir yanlışında babasına karşı aslan kesiliyor, beni koruyor. Ve malesef babasını sevemiyor, bu konuda onu suçlayamıyorum.
Çok uzun yazdım ama 23 seneyi daha ne kadar aza sığdırabileceğimi bilmiyorum. Ben 20 senemi harcadım, belki birilerine umut ışığı olur yazdıklarım. Kızıma iyi bir anne olamadım, ona varlık içinde yokluk çektirdim, güçlü bir kadın modeli olamadım ya en çok beni bu kahrediyor. Kızımın gözlerindeki korkuyu gördükçe her gün ölüyorum.
Aynen o ayrıca şimdi sözlenmiş herhalde?
Ayol eski üyeliklerde de çıkacaksa böyle şeyler ohoo hiçbir konuya inanmayalım o zamanAynı zamanda annesine çok düşkün çıtır sözlü mimar
aynen 23 yasındayım yazmısAynı zamanda annesine çok düşkün çıtır sözlü mimar
Oncekı yazılarına gore sozlu bu yazısına gore 23yıllık evlı
Dediğim gibi umarım makul bir açıklaması vardır ;bir insan eski konularında bu kadar tutarsız,farklı kişiliklere bürünür mü ?acayip keklendik öyleyse!Ayol eski üyeliklerde de çıkacaksa böyle şeyler ohoo hiçbir konuya inanmayalım o zaman
Siz kızınıza evlenirken nasıl öğüt vereceğinizi iyi biliyorsunuz artıkEvet ben kızıma iyi bir anne olamadım ve bunun için her gün ölüyorum. Burada her gün benim hayatıma benzer hikayeler okuyorum, herkes çocuğu için eşine katlandığını söylüyor ve ben de bu yollardan geçeli 20 küsür sene olmuş olan bir anne olarak olayın bu yüzünü paylaşmak istiyorum.
Üniversite bitti ve devlete atanır atanmaz evlendim. Eşim evlenmeden önce çok iyi bir insandı ya da çok iyi rol yaptı bilmiyorum. Nişanlılık dönemimiz çok güzeldi. Aslında her şey kendi annemin nikahtan önce eşimle beni karşısına alıp 'Kızım, evlilikte ayrı gayrı olmaz. Maaş kartın eşinde dursun. Zaten bizde evlilik bir defa yapılır, boşanma olmaz.' dedi. Benim yaşımın da küçüklüğüyle o an bunun kötü bir şey olacağını düşünemedim ve evlendikten sonra maaş kartımı eşime verdim. Zaten düğünü kendimiz yaptığımız için çok borcumuz vardı elimize para kalmıyordu. Yani en azından ben öyle biliyordum ama evlenmeden önce eşimin senede bir görüyorum dediği ailesi bir anda kıymete bindi ve cebinde sürekli ailesine para yolladığına dair makbuzlar gördüm. O zaman kavgalarımız başladı. Eşim inatla bana nerelere ödeme yaptığını söylemiyordu, maaş kartımı da vermiyordu. Birinci hatam bu dönemde hamile kalmam oldu. Eşimin de benim de yaşımız küçüktü ve maddi manevi hazır değildik. Tabii sonra kızım doğdu ve eşim gelen altınları istedi. Vermek istemedim, çok kavga ettim ama zorla aldı. Hepsini milli piyango biletine yatırmış, sinir krizi geçirdim ama hiçbir şey değişmedi. Benim çocuğumun altınları sanane dedi bana eşim. Kızım 3 yaşına geldiğinde canıma tak etti ve boşanmaya karar verdim, aileme döndüm. Babam hep olumlu bir insandı benim sana harcatacak kızım yok, o üzülsün diye evlendirmedim dedi eşime. Yine ne yaptı etti yalvarmalar yakarmalar babamı ikna etti, babam dedi kızım çocuğun var bir şans daha ver, ben de dinledim ve eve geri döndüm.
Her şey daha kötü oldu. Eşim farklı bir şehirde görevlendirmeye gitti, maddi sıkıntıyı ciddi anlamda o zaman çekmeye başladım. Bize doğru düzgün para göndermiyordu ve maaş kartımı da vermiyordu. Sürekli bir borçlar silsilesi, içinden çıkamayınca kredi çekip bütün borçları kapatıyordu, sonra tekrar açılıyor kredi ödeyemiyor tekrar borcu borçla kapatmaya falan çalışıyordu. Beni de hep 'bizim için, ailemiz için bu sıkıntıları çekiyoruz. Kendime bir şey almıyorum harcamıyorum, sen neyin nereye ödendiğini ne yapacaksın ben hallediyorum işte' diyordu ve hiç açıklama yapmıyordu. Benim de gözüm öyle körmüş ki, hiç sorgulamıyordum. Gerçekten paramız yok sanıyordum. Benim ve çocuğun masrafları fazla sanıyordum.
Bu senelerce böyle sürdü. Ben atmden para çekmeyi bile 3 sene evvel öğrendim öyle diyeyim ne maaşımı ne kartımı hiç görmedim. Tabii bu arada hep ayrı değildik, yanımıza geldi ama ne zaman alışverişe gitsek suradı düşer, dönüşte de kavga çıkarırdı para yok bilmiyor musunuz ben sizin için çalışıyorum diye. Ailece hiç tatile gitmedik, 5 sene önce bir defa gitmiştik onda da kızımla bizi her gün ağlattı yok para yok tatile getirdiniz diye. Kaç defa beş kuruş para olmadan işe gittim, alınan 30 tl çay parasını bile çıkaramadığım günler oldu. Defalarca bak alışverişe gideceğim kredi kartını ver dediğimde verir ama ben o kadar şey alıp kasaya geldiğimde 'yetersiz bakiye' rezilliğini yaşardım. Sorduğumda da senin ne ihtiyacın olacak neden para harcayayım sana borçlar var derdi. Çalışan bir kadın olmama rağmen kişisel ihtiyaçlarım olacağını hiç düşünmezdi, ped istediğimde bile yine mi derdi. Ben hala ses çıkarmıyorum tabii, boşanma fikrini falan aklımdan silmişim tamamen. Beni o kadar sindirmiş ki, kızım, kurtarıcı meleğim olmasa hala devam edebilirdim böyle yaşamaya. Kızım 19 yaşına geldi, 3 sene evveldi, bir gün aldı beni karşısına sanki o anne ben çocuğum her şeyi anlattı. Maaş kartımın babasında durmasının doğru olmadığını, bu yaşadığımın adının ekonomik ve psikolojik şiddet olduğunu kabul ettirmeye çalıştı. Sonra bütün çocukluğu boyunca içinde kalanları anlattı, kasada yetersiz bakiyeyi duyduğunda ne kadar etkileniyormuş meğer biz paramız yok diye bir kış ona pantolon alamamışız o da babası kızar diye isteyememiş, kotla geçirmiş bütün kışı ben hatırlamıyordum ama duyunca gerçekten öldüm. 'Anne senede bir kalem bir rimel ile makyaj yapıyorsun, makyaj temizleyici almadığı için suyla çıkarıyorsun bu normal mi sence?' dedi. Bir gün boyunca karşılıklı ağladık, benim için dönüm noktası oldu. Çıldıracak gibi oldum ben kızıma ne yapmışım diye. Nasıl bir çocukluk yaşatmışım nasıl görememişim. Babası başındaydı ama çok mu iyi olmuş diye kendimi yedim.
Eşimle konuştum, boşanma aşamasına geldik, asla hatalı olduğunu kabul etmedi. Kızım hayatında ilk defa babasına sert çıktı, bunca sene annemi ezdin, artık ezdirmem dedi. Zorla maaş kartımı aldı elinden. Eşim hala kızımla pazarlık yapıyor aylık para vereyim ama maaş kartı bende kalsın. Neden? Çünkü ben erkeğim, evin reisiyim. İlk defa güçlü davrandım, ya kabul edersin ya boşanırız dedim. Eşim geri adım attı, aile terapisine gittik. Oturduk bütçemizi planladık. Terapi gerçekten işe yaradı eşim 3 senedir çok iyi, daha önce olmadığı kadar iyi aramız. Şu an sorum kızım. Kabullenemiyor. En ufak bir durumda eskiye döneceğimizi düşünüyor. En ufak bir eskisi gibi bir olay yaşayacağımızı düşünse sinirleniyor. 'Anne kendini o kadar ezdirdin ki ben sindiremiyorum, sen 20 sene nasıl dayandın' diyor. Paramı kendim harcıyorum artık, kızıma harcıyorum doya doya geziyoruz, eğleniyoruz. Yine de yetmiyor farkındayım. Gözlerinde hep o korkuyu görüyorum. Artık üniversiteyi de bitirdi, işe girdi ama olmuyor, bir şeyler eksik hep farkındayım. Annecim artık eskisi gibi değilim, baban da değil, inan bana desem de inanmıyor farkındayım. En ufak bir yanlışında babasına karşı aslan kesiliyor, beni koruyor. Ve malesef babasını sevemiyor, bu konuda onu suçlayamıyorum.
Çok uzun yazdım ama 23 seneyi daha ne kadar aza sığdırabileceğimi bilmiyorum. Ben 20 senemi harcadım, belki birilerine umut ışığı olur yazdıklarım. Kızıma iyi bir anne olamadım, ona varlık içinde yokluk çektirdim, güçlü bir kadın modeli olamadım ya en çok beni bu kahrediyor. Kızımın gözlerindeki korkuyu gördükçe her gün ölüyorum.
Evet ben kızıma iyi bir anne olamadım ve bunun için her gün ölüyorum. Burada her gün benim hayatıma benzer hikayeler okuyorum, herkes çocuğu için eşine katlandığını söylüyor ve ben de bu yollardan geçeli 20 küsür sene olmuş olan bir anne olarak olayın bu yüzünü paylaşmak istiyorum.
Üniversite bitti ve devlete atanır atanmaz evlendim. Eşim evlenmeden önce çok iyi bir insandı ya da çok iyi rol yaptı bilmiyorum. Nişanlılık dönemimiz çok güzeldi. Aslında her şey kendi annemin nikahtan önce eşimle beni karşısına alıp 'Kızım, evlilikte ayrı gayrı olmaz. Maaş kartın eşinde dursun. Zaten bizde evlilik bir defa yapılır, boşanma olmaz.' dedi. Benim yaşımın da küçüklüğüyle o an bunun kötü bir şey olacağını düşünemedim ve evlendikten sonra maaş kartımı eşime verdim. Zaten düğünü kendimiz yaptığımız için çok borcumuz vardı elimize para kalmıyordu. Yani en azından ben öyle biliyordum ama evlenmeden önce eşimin senede bir görüyorum dediği ailesi bir anda kıymete bindi ve cebinde sürekli ailesine para yolladığına dair makbuzlar gördüm. O zaman kavgalarımız başladı. Eşim inatla bana nerelere ödeme yaptığını söylemiyordu, maaş kartımı da vermiyordu. Birinci hatam bu dönemde hamile kalmam oldu. Eşimin de benim de yaşımız küçüktü ve maddi manevi hazır değildik. Tabii sonra kızım doğdu ve eşim gelen altınları istedi. Vermek istemedim, çok kavga ettim ama zorla aldı. Hepsini milli piyango biletine yatırmış, sinir krizi geçirdim ama hiçbir şey değişmedi. Benim çocuğumun altınları sanane dedi bana eşim. Kızım 3 yaşına geldiğinde canıma tak etti ve boşanmaya karar verdim, aileme döndüm. Babam hep olumlu bir insandı benim sana harcatacak kızım yok, o üzülsün diye evlendirmedim dedi eşime. Yine ne yaptı etti yalvarmalar yakarmalar babamı ikna etti, babam dedi kızım çocuğun var bir şans daha ver, ben de dinledim ve eve geri döndüm.
Her şey daha kötü oldu. Eşim farklı bir şehirde görevlendirmeye gitti, maddi sıkıntıyı ciddi anlamda o zaman çekmeye başladım. Bize doğru düzgün para göndermiyordu ve maaş kartımı da vermiyordu. Sürekli bir borçlar silsilesi, içinden çıkamayınca kredi çekip bütün borçları kapatıyordu, sonra tekrar açılıyor kredi ödeyemiyor tekrar borcu borçla kapatmaya falan çalışıyordu. Beni de hep 'bizim için, ailemiz için bu sıkıntıları çekiyoruz. Kendime bir şey almıyorum harcamıyorum, sen neyin nereye ödendiğini ne yapacaksın ben hallediyorum işte' diyordu ve hiç açıklama yapmıyordu. Benim de gözüm öyle körmüş ki, hiç sorgulamıyordum. Gerçekten paramız yok sanıyordum. Benim ve çocuğun masrafları fazla sanıyordum.
Bu senelerce böyle sürdü. Ben atmden para çekmeyi bile 3 sene evvel öğrendim öyle diyeyim ne maaşımı ne kartımı hiç görmedim. Tabii bu arada hep ayrı değildik, yanımıza geldi ama ne zaman alışverişe gitsek suradı düşer, dönüşte de kavga çıkarırdı para yok bilmiyor musunuz ben sizin için çalışıyorum diye. Ailece hiç tatile gitmedik, 5 sene önce bir defa gitmiştik onda da kızımla bizi her gün ağlattı yok para yok tatile getirdiniz diye. Kaç defa beş kuruş para olmadan işe gittim, alınan 30 tl çay parasını bile çıkaramadığım günler oldu. Defalarca bak alışverişe gideceğim kredi kartını ver dediğimde verir ama ben o kadar şey alıp kasaya geldiğimde 'yetersiz bakiye' rezilliğini yaşardım. Sorduğumda da senin ne ihtiyacın olacak neden para harcayayım sana borçlar var derdi. Çalışan bir kadın olmama rağmen kişisel ihtiyaçlarım olacağını hiç düşünmezdi, ped istediğimde bile yine mi derdi. Ben hala ses çıkarmıyorum tabii, boşanma fikrini falan aklımdan silmişim tamamen. Beni o kadar sindirmiş ki, kızım, kurtarıcı meleğim olmasa hala devam edebilirdim böyle yaşamaya. Kızım 19 yaşına geldi, 3 sene evveldi, bir gün aldı beni karşısına sanki o anne ben çocuğum her şeyi anlattı. Maaş kartımın babasında durmasının doğru olmadığını, bu yaşadığımın adının ekonomik ve psikolojik şiddet olduğunu kabul ettirmeye çalıştı. Sonra bütün çocukluğu boyunca içinde kalanları anlattı, kasada yetersiz bakiyeyi duyduğunda ne kadar etkileniyormuş meğer biz paramız yok diye bir kış ona pantolon alamamışız o da babası kızar diye isteyememiş, kotla geçirmiş bütün kışı ben hatırlamıyordum ama duyunca gerçekten öldüm. 'Anne senede bir kalem bir rimel ile makyaj yapıyorsun, makyaj temizleyici almadığı için suyla çıkarıyorsun bu normal mi sence?' dedi. Bir gün boyunca karşılıklı ağladık, benim için dönüm noktası oldu. Çıldıracak gibi oldum ben kızıma ne yapmışım diye. Nasıl bir çocukluk yaşatmışım nasıl görememişim. Babası başındaydı ama çok mu iyi olmuş diye kendimi yedim.
Eşimle konuştum, boşanma aşamasına geldik, asla hatalı olduğunu kabul etmedi. Kızım hayatında ilk defa babasına sert çıktı, bunca sene annemi ezdin, artık ezdirmem dedi. Zorla maaş kartımı aldı elinden. Eşim hala kızımla pazarlık yapıyor aylık para vereyim ama maaş kartı bende kalsın. Neden? Çünkü ben erkeğim, evin reisiyim. İlk defa güçlü davrandım, ya kabul edersin ya boşanırız dedim. Eşim geri adım attı, aile terapisine gittik. Oturduk bütçemizi planladık. Terapi gerçekten işe yaradı eşim 3 senedir çok iyi, daha önce olmadığı kadar iyi aramız. Şu an sorum kızım. Kabullenemiyor. En ufak bir durumda eskiye döneceğimizi düşünüyor. En ufak bir eskisi gibi bir olay yaşayacağımızı düşünse sinirleniyor. 'Anne kendini o kadar ezdirdin ki ben sindiremiyorum, sen 20 sene nasıl dayandın' diyor. Paramı kendim harcıyorum artık, kızıma harcıyorum doya doya geziyoruz, eğleniyoruz. Yine de yetmiyor farkındayım. Gözlerinde hep o korkuyu görüyorum. Artık üniversiteyi de bitirdi, işe girdi ama olmuyor, bir şeyler eksik hep farkındayım. Annecim artık eskisi gibi değilim, baban da değil, inan bana desem de inanmıyor farkındayım. En ufak bir yanlışında babasına karşı aslan kesiliyor, beni koruyor. Ve malesef babasını sevemiyor, bu konuda onu suçlayamıyorum.
Çok uzun yazdım ama 23 seneyi daha ne kadar aza sığdırabileceğimi bilmiyorum. Ben 20 senemi harcadım, belki birilerine umut ışığı olur yazdıklarım. Kızıma iyi bir anne olamadım, ona varlık içinde yokluk çektirdim, güçlü bir kadın modeli olamadım ya en çok beni bu kahrediyor. Kızımın gözlerindeki korkuyu gördükçe her gün ölüyorum.[/Q
peki şimdi hamilemisiniz
Kendinizi yormayın eski konularına bakın anlarsınız,konu sahibinde çok çeşitli insanlar var?Siz kızınıza evlenirken nasıl öğüt vereceğinizi iyi biliyorsunuz artık
Ayrıca eşiniz baba olamamış sizin anneliğinizde bir sıkıntı görmedim açıkçası ben
bunu annen mi anlatiyor sen mi kafam karişti kusura bakma 23 yaşinda kızın varmiş gibi okudum?? kızıma iyi anne olamadim yazisini annen anlatmiştir sende babandan maaş kartini çekip almişsin doğru mu ayy kusura bakmada.
eski konudan biliyorum.Kendisi 20 yıllık evli bir bayan gibi yazmış...
Sorun şu hani zengin Kıbrıslı adamın annesi yüzüne tukurmustu çocuk benim oglumdan değil diye...
Dna testi yolda idi...
Kardeşine bakiyordu...
Bu bayanın 3 çocuğu var oysa...
Hamile olmasına rağmen 3 ay önce büyük bir mimarlık şirketinde işe girip iş arkadaşları ile sorun yaşıyor...
Ne oluyor kim kim oldu yine mi kandiriliyoruz?
Hep bu tarz olaylar yüzünden soğudum...
Herşeyden herkesten...
Yazı yazmaya da ara vereceğim sanırım. ..
yuh bu yorumdada baska bır kısılıkten ve hayattan bahsetmıs.bence yorum sahıbının akıl saglıgı hıc yerınde değilBütün cevaplarını okudum ve şunu diyebilirim ki çaresizlik ve çocuk senin kendine uydurduğun bahanelerin. Sen o adamdan ayrılmak istemiyorsun ama lütfen çocuğu alet etme. Büyüyünce de senin için katlandım diye bir yükün altına sokma o çocuğu. Şöyle bir eski konularima bakabilirsin. Ben kendi çekirdek ailemden şiddetin her türlüsünü gördüm. Zor bir hayat geçirdim. 17 yaşında evden ayrıldım ama OKUDUM. Her zor hayatı olan çözümü evlilik ve kocada bulmuyor. Sonra evlendim, hamile kaldım, kocam olacak şahıs beni aldattı ve şu an boşanma aşamasındayım karnımda bebekle. Ne yapsaydım? Zaten çok çaresiz kaldım, çok zor bir hayat geçirdim aldatsa da başımda erkek olsun diye o adama yapışsa mıydım? Demişsin ya birine sen hiç çaresiz kaldın mı diye? Ben dayak yedikten sonra karanlık bodrumda ayakta, aç susuz saatler geçirdim. Karın ortasında üzerimde mont olmadan soğuktan her tarafım uyuşmuş bir şekilde bekletildim. Kafama aldığım darbeler sonucunda kusa kusa, başım döne döne karakola darp raporu almaya gittim. Sen neyin çaresizliğinden, neyin güçsüzlüğünden bahsediyorsun ya?? Memur olma hakkı varmış ama araştırmaya bile cesareti yokmuş. Bahaneye bak... Gerçekten çok sinirlendim. Çocuğun olmasaydı istersen sana zerre saygı duymayan o adama ömür boyu yapış. Umrumda bile olmazdı. Sen kendi seçim ve korkularının sonucunu yaşıyorsun. Ama çocuğun böyle bir kadın ve erkek profili ile büyüyor. Yazık, çok yazık...
Başka bir üyeye yaptığı yorum.....
Eski konularına baktık ve kafamız karıştı?
Ayrıca analist misin mimar mı?