• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Kızıma iyi bir anne olamadım

Siz mükembel bi annesiniz bence.. Ayrılıh çocugu bırakmak zorunda kamdınız sandım ilk etapta ..
 
Annenin eşinin yanında sana onun ekmeğine yağ sürecek bir şey olması sizi bu hale getirmiş.Kızının psikolojisi bozulmuş ki bu çok normal ama çok güçlü bir kız buna sevinmelisin.
 
Tamamını okumadım ama eşim banka kartımı vermiyordu parasızlık çektim kısmında kaldım. Bankamatigini unuttuysan gidip bankadan kimlik kartına maasinin hepsini cekebilirdin bu bir. Bankamatigini kaybettim deyip eskiyi iptal ettirip yenisini cikartabilirdin buda iki.

Anlayamıyorum, kafam almıyor. Nasıl bu kadar beceriksiz ve aciz olabiliyorsunuz? Buraya üye olup yazabiliyorsunuz ama kendinize ait parayı elinize alamıyorsunuz. Sinirim tepeme çıktı sabah sabah.
 
Siz mükemmel bir anne değilsiniz. Tüm suç annenizde falan da değil. Bu kadar yıl varlık içinde kızınıza yokluk cektirmeniz de sizin sucunuz. Hayatta en sevmediğim kadın tipi ışte sizin profilinizdeki kadinlar.

Hiç öyle anneme uydum falan da demeyin. Üniversite bitirmiş kadinsiniz çalışıyorsunuz hiç mi kafanız calismiyor da koru körüne annenize uyuyorsunuz. Hadi uydunuz verdiniz.. maaş kartimi vermiyordu ne yaaa. 19 senede bankaya gidip kartı iptal ettirmek hiç mi aklıma gelmesi. Hangi dünyada yaşıyorsunuz geciniz bunları.

Ayrıca babam yok diye bosanamadim nedir yaa işsiz güçsüz kimsesiz kadinlar çatır çatır adamları bosuyor. Siz gik diyememissiniz. 19 yılda hiç mi merak etmediniz bu paralar nereye gidiyor. Çevrenize de mi bakmadiniz.

Bence siz evliliginizi ve kocanizi çocuğunuzun bile önüne koymussunuz. tipik koru körüne kocaci kadin.bu yüzden yıllarca kızınizın psikolojisini bile gorememissiniz.insallah bundan sonra kızınız on planda olur.
 
Son düzenleme:
Siz mükemmel bir anne değilsiniz. Tüm suç annenizde falan da değil. Bu kadar yıl varlık içinde kızınıza yokluk cektirmeniz de sizin sucunuz. Hayatta en sevmediğim kadın tipi ışte sizin profilinizdeki kadinlar.

Hiç öyle anneme uydum falan da demeyin. Üniversite bitirmiş kadinsiniz çalışıyorsunuz hiç mi kafanız calismiyor da koru körüne annenize uyuyorsunuz. Hadi uydunuz verdiniz.. maaş kartimi vermiyordu ne yaaa. 19 senede bankaya gidip kartı iptal ettirmek hiç mi aklıma gelmesi. Hangi dünyada yaşıyorsunuz geciniz bunları.

Ayrıca babam yok diye bosanamadim nedir yaa işsiz güçsüz kimsesiz kadinlar çatır çatır adamları bosuyor. Siz gik diyememissiniz. 19 yılda hiç mi merak etmediniz bu paralar nereye gidiyor. Çevrenize de mi bakmadiniz.

Bence siz evliliginizi ve kocanizi çocuğunuzun bile önüne koymussunuz. tipik koru körüne kocaci kadin.bu yüzden yıllarca kızınizın psikolojisini bile gorememissiniz.insallah bundan sonra kızınız on planda olur.
İşte yukarıda yazdigin sebeplerden ötürü konuya inanmadım. Nefret ediyorum böyle beceriksiz aciz zavallı kadınlardan.
 
Devamını okuyacağım ama şu maaş kartımı vermedi olayını fazla uzatmışsınız.
Kartım kayboldu yeni kart istiyorum diyip gelince farklı bir şifreyle kullansaydınız keşke...
 
İyi de kartların belli bir kullanım süresi var sonsuza kadar kullanılamaz ki aynı kart.Hadi diyelim ilk verdiniz peki süresi bitince yenisi geldi onu da mı verdiniz?Ben bu noktada pek inanamadım yazılanlara.
 
siz kiziniza kotu anne olmamissiniz..
kotu anne olsaydiniz kiziniz size bu kadar duskun olmazdi,bakin sizi gozunden sakiniyor.
sizin sanssizliginiz biraz ailenizin baslangictaki bilincsiz tutumu olmus,onlara ne ki halbuki sizin butceniz maas kartiniz filan..
 
Evet ben kızıma iyi bir anne olamadım ve bunun için her gün ölüyorum. Burada her gün benim hayatıma benzer hikayeler okuyorum, herkes çocuğu için eşine katlandığını söylüyor ve ben de bu yollardan geçeli 20 küsür sene olmuş olan bir anne olarak olayın bu yüzünü paylaşmak istiyorum.

Üniversite bitti ve devlete atanır atanmaz evlendim. Eşim evlenmeden önce çok iyi bir insandı ya da çok iyi rol yaptı bilmiyorum. Nişanlılık dönemimiz çok güzeldi. Aslında her şey kendi annemin nikahtan önce eşimle beni karşısına alıp 'Kızım, evlilikte ayrı gayrı olmaz. Maaş kartın eşinde dursun. Zaten bizde evlilik bir defa yapılır, boşanma olmaz.' dedi. Benim yaşımın da küçüklüğüyle o an bunun kötü bir şey olacağını düşünemedim ve evlendikten sonra maaş kartımı eşime verdim. Zaten düğünü kendimiz yaptığımız için çok borcumuz vardı elimize para kalmıyordu. Yani en azından ben öyle biliyordum ama evlenmeden önce eşimin senede bir görüyorum dediği ailesi bir anda kıymete bindi ve cebinde sürekli ailesine para yolladığına dair makbuzlar gördüm. O zaman kavgalarımız başladı. Eşim inatla bana nerelere ödeme yaptığını söylemiyordu, maaş kartımı da vermiyordu. Birinci hatam bu dönemde hamile kalmam oldu. Eşimin de benim de yaşımız küçüktü ve maddi manevi hazır değildik. Tabii sonra kızım doğdu ve eşim gelen altınları istedi. Vermek istemedim, çok kavga ettim ama zorla aldı. Hepsini milli piyango biletine yatırmış, sinir krizi geçirdim ama hiçbir şey değişmedi. Benim çocuğumun altınları sanane dedi bana eşim. Kızım 3 yaşına geldiğinde canıma tak etti ve boşanmaya karar verdim, aileme döndüm. Babam hep olumlu bir insandı benim sana harcatacak kızım yok, o üzülsün diye evlendirmedim dedi eşime. Yine ne yaptı etti yalvarmalar yakarmalar babamı ikna etti, babam dedi kızım çocuğun var bir şans daha ver, ben de dinledim ve eve geri döndüm.

Her şey daha kötü oldu. Eşim farklı bir şehirde görevlendirmeye gitti, maddi sıkıntıyı ciddi anlamda o zaman çekmeye başladım. Bize doğru düzgün para göndermiyordu ve maaş kartımı da vermiyordu. Sürekli bir borçlar silsilesi, içinden çıkamayınca kredi çekip bütün borçları kapatıyordu, sonra tekrar açılıyor kredi ödeyemiyor tekrar borcu borçla kapatmaya falan çalışıyordu. Beni de hep 'bizim için, ailemiz için bu sıkıntıları çekiyoruz. Kendime bir şey almıyorum harcamıyorum, sen neyin nereye ödendiğini ne yapacaksın ben hallediyorum işte' diyordu ve hiç açıklama yapmıyordu. Benim de gözüm öyle körmüş ki, hiç sorgulamıyordum. Gerçekten paramız yok sanıyordum. Benim ve çocuğun masrafları fazla sanıyordum.

Bu senelerce böyle sürdü. Ben atmden para çekmeyi bile 3 sene evvel öğrendim öyle diyeyim ne maaşımı ne kartımı hiç görmedim. Tabii bu arada hep ayrı değildik, yanımıza geldi ama ne zaman alışverişe gitsek suradı düşer, dönüşte de kavga çıkarırdı para yok bilmiyor musunuz ben sizin için çalışıyorum diye. Ailece hiç tatile gitmedik, 5 sene önce bir defa gitmiştik onda da kızımla bizi her gün ağlattı yok para yok tatile getirdiniz diye. Kaç defa beş kuruş para olmadan işe gittim, alınan 30 tl çay parasını bile çıkaramadığım günler oldu. Defalarca bak alışverişe gideceğim kredi kartını ver dediğimde verir ama ben o kadar şey alıp kasaya geldiğimde 'yetersiz bakiye' rezilliğini yaşardım. Sorduğumda da senin ne ihtiyacın olacak neden para harcayayım sana borçlar var derdi. Çalışan bir kadın olmama rağmen kişisel ihtiyaçlarım olacağını hiç düşünmezdi, ped istediğimde bile yine mi derdi. Ben hala ses çıkarmıyorum tabii, boşanma fikrini falan aklımdan silmişim tamamen. Beni o kadar sindirmiş ki, kızım, kurtarıcı meleğim olmasa hala devam edebilirdim böyle yaşamaya. Kızım 19 yaşına geldi, 3 sene evveldi, bir gün aldı beni karşısına sanki o anne ben çocuğum her şeyi anlattı. Maaş kartımın babasında durmasının doğru olmadığını, bu yaşadığımın adının ekonomik ve psikolojik şiddet olduğunu kabul ettirmeye çalıştı. Sonra bütün çocukluğu boyunca içinde kalanları anlattı, kasada yetersiz bakiyeyi duyduğunda ne kadar etkileniyormuş meğer biz paramız yok diye bir kış ona pantolon alamamışız o da babası kızar diye isteyememiş, kotla geçirmiş bütün kışı ben hatırlamıyordum ama duyunca gerçekten öldüm. 'Anne senede bir kalem bir rimel ile makyaj yapıyorsun, makyaj temizleyici almadığı için suyla çıkarıyorsun bu normal mi sence?' dedi. Bir gün boyunca karşılıklı ağladık, benim için dönüm noktası oldu. Çıldıracak gibi oldum ben kızıma ne yapmışım diye. Nasıl bir çocukluk yaşatmışım nasıl görememişim. Babası başındaydı ama çok mu iyi olmuş diye kendimi yedim.

Eşimle konuştum, boşanma aşamasına geldik, asla hatalı olduğunu kabul etmedi. Kızım hayatında ilk defa babasına sert çıktı, bunca sene annemi ezdin, artık ezdirmem dedi. Zorla maaş kartımı aldı elinden. Eşim hala kızımla pazarlık yapıyor aylık para vereyim ama maaş kartı bende kalsın. Neden? Çünkü ben erkeğim, evin reisiyim. İlk defa güçlü davrandım, ya kabul edersin ya boşanırız dedim. Eşim geri adım attı, aile terapisine gittik. Oturduk bütçemizi planladık. Terapi gerçekten işe yaradı eşim 3 senedir çok iyi, daha önce olmadığı kadar iyi aramız. Şu an sorum kızım. Kabullenemiyor. En ufak bir durumda eskiye döneceğimizi düşünüyor. En ufak bir eskisi gibi bir olay yaşayacağımızı düşünse sinirleniyor. 'Anne kendini o kadar ezdirdin ki ben sindiremiyorum, sen 20 sene nasıl dayandın' diyor. Paramı kendim harcıyorum artık, kızıma harcıyorum doya doya geziyoruz, eğleniyoruz. Yine de yetmiyor farkındayım. Gözlerinde hep o korkuyu görüyorum. Artık üniversiteyi de bitirdi, işe girdi ama olmuyor, bir şeyler eksik hep farkındayım. Annecim artık eskisi gibi değilim, baban da değil, inan bana desem de inanmıyor farkındayım. En ufak bir yanlışında babasına karşı aslan kesiliyor, beni koruyor. Ve malesef babasını sevemiyor, bu konuda onu suçlayamıyorum.

Çok uzun yazdım ama 23 seneyi daha ne kadar aza sığdırabileceğimi bilmiyorum. Ben 20 senemi harcadım, belki birilerine umut ışığı olur yazdıklarım. Kızıma iyi bir anne olamadım, ona varlık içinde yokluk çektirdim, güçlü bir kadın modeli olamadım ya en çok beni bu kahrediyor. Kızımın gözlerindeki korkuyu gördükçe her gün ölüyorum.
kendinizi bu kadar uzmeyin bundan 20 sene once bosanma olayi bu kadar yaygin degildi. toplum.tarafindan kabul pek gormuyordu. kiziniz en azindan yoklugun ne oldugunu ogrenmis oldu simdi varligin ve para kazanma kiymetini bilir
 
Herkese mesajları için teşekkür ederim. Sert yazılanları anlayabiliyorum, 3 senelik bireysel terapi sürecimde çok daha sert bir şekilde kendimi eleştirdim ve bütün korkularımı, zaaflarımı kabullendim. Kendimle ilgili olan kısmı kabul etmiş olsam da çocuğum ile ilgili kısmı kabullenmem çok zor oluyor. Bu konuyu da bu yüzden açtım zaten.

Maaş kartım tabii ki defalarca değişti. Ben hepsini eşime verdim. Aksini hiç düşünmüyordum, biz doğuluyuz ve erkek egemenliğini çok derinden yaşıyorduk. Çevremdeki herkesin maaş kartı eşindeydi, bana anormal bir durum gibi gelmiyordu. Borçlar konusunda da paramız olmadığına o kadar inanmıştım ki eşimi hiç sorgulamıyordum. Sorgulasam zaten eşim çok tepki veriyordu. Açıkçası korkuyordum eşimden de boşanmaktan da. Bir kere komutanına söylemekle tehdit ettiğimde silah çekmişti. Bunlara katlandığım için kendimi tebrik etmiyorum. Tam tersi benim gibi olan kişilere 20 sene sonra yaşayabileceklerini göstermek istemiştim.

Bazı kişiler şartları şu zamana göre değerlendirmiş ama ben 1993 senesinde doğuda evlendim. Şu anki gibi değildi hiçbir şart. Mesela telefonla iptal ediliyor muydu bilmiyorum ama bankadan kartımı iptal etsem, yaşayacaklarımı tahmin bile edemiyorum. Evet bunları yapmamak benim hatam, eşimin davranışlarına katlanmak da benim acizliğim. Ama böyle konular en azından o zaman 2+2=4 şeklinde sonuçlanamıyordu.

Tek anlamadığım birkaç kişinin inanmadığını söylemesi. Aslında ülkenin bazı bölümlerinde hala bunlar yaşanırken, 20 sene önceki olaylara inanılması bana tuhaf geldi. Yine de herkes aynı şartlarda doğmuyor o yüzden o kişileri de anlamaya çalışıyorum.
 
Tamamını okumadım ama eşim banka kartımı vermiyordu parasızlık çektim kısmında kaldım. Bankamatigini unuttuysan gidip bankadan kimlik kartına maasinin hepsini cekebilirdin bu bir. Bankamatigini kaybettim deyip eskiyi iptal ettirip yenisini cikartabilirdin buda iki.

Anlayamıyorum, kafam almıyor. Nasıl bu kadar beceriksiz ve aciz olabiliyorsunuz? Buraya üye olup yazabiliyorsunuz ama kendinize ait parayı elinize alamıyorsunuz. Sinirim tepeme çıktı sabah sabah.

Tamamını okumadığınız için son 3 senedir kızımın sayesinde durumu düzelttiğimizi kaçırmışsınız.

Buraya üye olmakla konunun alakasını anlayamadım çünkü benim kızım 22 yaşında, ben 23 sene evvel evlendim. Bu anlattığım olayların evveliyatı o zamana dayanıyor.

Nasıl bu kadar aciz oldum? Bir üstte yazdığım gibi 3 senedir terapi görüyorum ve defalarca masaya yatırdık bu konuyu. Evet korkuyordum ve güçsüzdüm, şartlar da şu zamanki gibi değildi.
 
Simdi cocuk icin sans mi vermis oldun yoksa cocuguna cehennem hayati yasatmak icin mi?

Cocugum icin katlaniyorumcular umarim okurlar.

Kesinlikle haklısınız, ben de okumalarını ve hiçbir şeyin değişmeyeceğini anlamalarını çok isterim.
 
Siz mükemmel bir anne değilsiniz. Tüm suç annenizde falan da değil. Bu kadar yıl varlık içinde kızınıza yokluk cektirmeniz de sizin sucunuz. Hayatta en sevmediğim kadın tipi ışte sizin profilinizdeki kadinlar.

Hiç öyle anneme uydum falan da demeyin. Üniversite bitirmiş kadinsiniz çalışıyorsunuz hiç mi kafanız calismiyor da koru körüne annenize uyuyorsunuz. Hadi uydunuz verdiniz.. maaş kartimi vermiyordu ne yaaa. 19 senede bankaya gidip kartı iptal ettirmek hiç mi aklıma gelmesi. Hangi dünyada yaşıyorsunuz geciniz bunları.

Ayrıca babam yok diye bosanamadim nedir yaa işsiz güçsüz kimsesiz kadinlar çatır çatır adamları bosuyor. Siz gik diyememissiniz. 19 yılda hiç mi merak etmediniz bu paralar nereye gidiyor. Çevrenize de mi bakmadiniz.

Bence siz evliliginizi ve kocanizi çocuğunuzun bile önüne koymussunuz. tipik koru körüne kocaci kadin.bu yüzden yıllarca kızınizın psikolojisini bile gorememissiniz.insallah bundan sonra kızınız on planda olur.

Ben mükemmel bir anne olduğumu hiç iddia etmedim, o sebeple bunu vurgulamanıza anlam veremedim.

Kartım tabii ki seneler içinde defalarca değişti ve ben hepsini eşime verdim. Habersiz iptal etsem neler olurdu tahmin edemiyorum, birkaç üstteki mesajımı okumanızı rica edebilirim bu konuda.

Evliliğimi öne koymam konusunda malesef ki haklısınız. Eşimden ve boşanmaktan çok korkuyordum. Eşim zaten görevlendirmeyle uzun zamanlar olmadı yanımızda, yine de evliyim demek yetiyordu. Özellikle 90lı yıllarda doğuda yalnız yaşayan bir kadın olmak çok zordu. O yüzden çok korktum, istemedim görmek hiçbir şeyi. Geçtiğimiz 3 senede bunları defalarca düşünüp; kabullendim, kendi acizliğimin ve güçsüzlüğümün farkındayım. Bunun için tamamiyle birilerini suçlamadım, hep ben diliyle konuştum dikkatli olursanız. Sanırım sinirlendiğiniz için gözünüzden kaçmış bazı şeyler.
 
Benim annemler ben 6,5 yaşımdayken ayrıldı. Annem sakin, uyumlu bir kadındır; babam baskın olmaya müsait, kontrolcü bir adamdır. Ciddi olaylar yaşanmamasına rağmen ben bile annemi eleştiririm "sen niye tamam dedin ki, sen kabul etmeseydin, kavga çıkarsa çıksın nolacak" diye. Annemin duygusallığı ağır basar, benim mantığım. Bu nedenle yeri geldiğinde sizin tabirinizle anneme annelik yaptığım oldu. Bu demek değil ki annem kötü bir anne, asla. Onun kızı olmayı hiçbir şeye değişmem. Bizimki sadece yapı farklılığı, kızınızla sizinki de öyle. Sizin gibi itaatkar bir kızınız olsa o da aynı düzende yaşayacaktı.

Muhtemelen kızınızın ileride erkek arkadaşları, evliliği sizin gibi olmayacak; çünkü sizin düzeninizi biliyor, gördü. Ben de annem gibi değilim, babamla ilişkim bile farklı; küçükken beni de kontrol etmeye, karışmaya çalışırdı, izin vermedim, çünkü annem izin verdiğinde ne olduğunu gördüm. Sizin kızınız da sizin yaptıklarınızı yapmayacak. Küçükken evet istemeden, farkında olmadan tatsız olaylar yaşamasına neden olmuşsunuz ama bunların hepsini ilerideki hayatında tecrübe olarak kullanabilecek yeterlilikte bir kızınız var.
 
Tamamını okumadığınız için son 3 senedir kızımın sayesinde durumu düzelttiğimizi kaçırmışsınız.

Buraya üye olmakla konunun alakasını anlayamadım çünkü benim kızım 22 yaşında, ben 23 sene evvel evlendim. Bu anlattığım olayların evveliyatı o zamana dayanıyor.

Nasıl bu kadar aciz oldum? Bir üstte yazdığım gibi 3 senedir terapi görüyorum ve defalarca masaya yatırdık bu konuyu. Evet korkuyordum ve güçsüzdüm, şartlar da şu zamanki gibi değildi.

Kendinize haksızlık etmeyin
Yaşadığınız şartlar içinde hareket etmişsiniz
Bugün size destek veren o güzel evladı da yetiştiren sizsiniz ki bence bu hayattaki en büyük başarılardan biri
Eli öpülesi, çok kıymetli bir annesiniz, anneniz ve çevreniz yüzünden hatalı davranmış olabilirsiniz, korkmuş olabilirsiniz, pasif kalmış olabilirsiniz bunlar çok insani şeyler. Bunca zaman sonra kızınız size destek verdiğinde prosfesyonel yardım alarak, kendinizi eleştirecek olgunluğu göstererek zaten çok iyi bir anne ve çok akıllı bir insan olduğunuzu göstermişsiniz. Eşinizde bu konuda çabalayarak o da ailesine değer verdiğini göstermiş, istemeyen adama hiç bir şeyi yaptıramazsınız hayattan öğrendiğim en önemli şeylerden biri budur. Ailece zor bir süreçten geçmiş ve başarıyla çıkmışsınız bence, kendinizi üzmeyin. Kızınız da zamanla babasına güvenecektir inanın bana düzelecek
 
Evet ben kızıma iyi bir anne olamadım ve bunun için her gün ölüyorum. Burada her gün benim hayatıma benzer hikayeler okuyorum, herkes çocuğu için eşine katlandığını söylüyor ve ben de bu yollardan geçeli 20 küsür sene olmuş olan bir anne olarak olayın bu yüzünü paylaşmak istiyorum.

Üniversite bitti ve devlete atanır atanmaz evlendim. Eşim evlenmeden önce çok iyi bir insandı ya da çok iyi rol yaptı bilmiyorum. Nişanlılık dönemimiz çok güzeldi. Aslında her şey kendi annemin nikahtan önce eşimle beni karşısına alıp 'Kızım, evlilikte ayrı gayrı olmaz. Maaş kartın eşinde dursun. Zaten bizde evlilik bir defa yapılır, boşanma olmaz.' dedi. Benim yaşımın da küçüklüğüyle o an bunun kötü bir şey olacağını düşünemedim ve evlendikten sonra maaş kartımı eşime verdim. Zaten düğünü kendimiz yaptığımız için çok borcumuz vardı elimize para kalmıyordu. Yani en azından ben öyle biliyordum ama evlenmeden önce eşimin senede bir görüyorum dediği ailesi bir anda kıymete bindi ve cebinde sürekli ailesine para yolladığına dair makbuzlar gördüm. O zaman kavgalarımız başladı. Eşim inatla bana nerelere ödeme yaptığını söylemiyordu, maaş kartımı da vermiyordu. Birinci hatam bu dönemde hamile kalmam oldu. Eşimin de benim de yaşımız küçüktü ve maddi manevi hazır değildik. Tabii sonra kızım doğdu ve eşim gelen altınları istedi. Vermek istemedim, çok kavga ettim ama zorla aldı. Hepsini milli piyango biletine yatırmış, sinir krizi geçirdim ama hiçbir şey değişmedi. Benim çocuğumun altınları sanane dedi bana eşim. Kızım 3 yaşına geldiğinde canıma tak etti ve boşanmaya karar verdim, aileme döndüm. Babam hep olumlu bir insandı benim sana harcatacak kızım yok, o üzülsün diye evlendirmedim dedi eşime. Yine ne yaptı etti yalvarmalar yakarmalar babamı ikna etti, babam dedi kızım çocuğun var bir şans daha ver, ben de dinledim ve eve geri döndüm.

Her şey daha kötü oldu. Eşim farklı bir şehirde görevlendirmeye gitti, maddi sıkıntıyı ciddi anlamda o zaman çekmeye başladım. Bize doğru düzgün para göndermiyordu ve maaş kartımı da vermiyordu. Sürekli bir borçlar silsilesi, içinden çıkamayınca kredi çekip bütün borçları kapatıyordu, sonra tekrar açılıyor kredi ödeyemiyor tekrar borcu borçla kapatmaya falan çalışıyordu. Beni de hep 'bizim için, ailemiz için bu sıkıntıları çekiyoruz. Kendime bir şey almıyorum harcamıyorum, sen neyin nereye ödendiğini ne yapacaksın ben hallediyorum işte' diyordu ve hiç açıklama yapmıyordu. Benim de gözüm öyle körmüş ki, hiç sorgulamıyordum. Gerçekten paramız yok sanıyordum. Benim ve çocuğun masrafları fazla sanıyordum.

Bu senelerce böyle sürdü. Ben atmden para çekmeyi bile 3 sene evvel öğrendim öyle diyeyim ne maaşımı ne kartımı hiç görmedim. Tabii bu arada hep ayrı değildik, yanımıza geldi ama ne zaman alışverişe gitsek suradı düşer, dönüşte de kavga çıkarırdı para yok bilmiyor musunuz ben sizin için çalışıyorum diye. Ailece hiç tatile gitmedik, 5 sene önce bir defa gitmiştik onda da kızımla bizi her gün ağlattı yok para yok tatile getirdiniz diye. Kaç defa beş kuruş para olmadan işe gittim, alınan 30 tl çay parasını bile çıkaramadığım günler oldu. Defalarca bak alışverişe gideceğim kredi kartını ver dediğimde verir ama ben o kadar şey alıp kasaya geldiğimde 'yetersiz bakiye' rezilliğini yaşardım. Sorduğumda da senin ne ihtiyacın olacak neden para harcayayım sana borçlar var derdi. Çalışan bir kadın olmama rağmen kişisel ihtiyaçlarım olacağını hiç düşünmezdi, ped istediğimde bile yine mi derdi. Ben hala ses çıkarmıyorum tabii, boşanma fikrini falan aklımdan silmişim tamamen. Beni o kadar sindirmiş ki, kızım, kurtarıcı meleğim olmasa hala devam edebilirdim böyle yaşamaya. Kızım 19 yaşına geldi, 3 sene evveldi, bir gün aldı beni karşısına sanki o anne ben çocuğum her şeyi anlattı. Maaş kartımın babasında durmasının doğru olmadığını, bu yaşadığımın adının ekonomik ve psikolojik şiddet olduğunu kabul ettirmeye çalıştı. Sonra bütün çocukluğu boyunca içinde kalanları anlattı, kasada yetersiz bakiyeyi duyduğunda ne kadar etkileniyormuş meğer biz paramız yok diye bir kış ona pantolon alamamışız o da babası kızar diye isteyememiş, kotla geçirmiş bütün kışı ben hatırlamıyordum ama duyunca gerçekten öldüm. 'Anne senede bir kalem bir rimel ile makyaj yapıyorsun, makyaj temizleyici almadığı için suyla çıkarıyorsun bu normal mi sence?' dedi. Bir gün boyunca karşılıklı ağladık, benim için dönüm noktası oldu. Çıldıracak gibi oldum ben kızıma ne yapmışım diye. Nasıl bir çocukluk yaşatmışım nasıl görememişim. Babası başındaydı ama çok mu iyi olmuş diye kendimi yedim.

Eşimle konuştum, boşanma aşamasına geldik, asla hatalı olduğunu kabul etmedi. Kızım hayatında ilk defa babasına sert çıktı, bunca sene annemi ezdin, artık ezdirmem dedi. Zorla maaş kartımı aldı elinden. Eşim hala kızımla pazarlık yapıyor aylık para vereyim ama maaş kartı bende kalsın. Neden? Çünkü ben erkeğim, evin reisiyim. İlk defa güçlü davrandım, ya kabul edersin ya boşanırız dedim. Eşim geri adım attı, aile terapisine gittik. Oturduk bütçemizi planladık. Terapi gerçekten işe yaradı eşim 3 senedir çok iyi, daha önce olmadığı kadar iyi aramız. Şu an sorum kızım. Kabullenemiyor. En ufak bir durumda eskiye döneceğimizi düşünüyor. En ufak bir eskisi gibi bir olay yaşayacağımızı düşünse sinirleniyor. 'Anne kendini o kadar ezdirdin ki ben sindiremiyorum, sen 20 sene nasıl dayandın' diyor. Paramı kendim harcıyorum artık, kızıma harcıyorum doya doya geziyoruz, eğleniyoruz. Yine de yetmiyor farkındayım. Gözlerinde hep o korkuyu görüyorum. Artık üniversiteyi de bitirdi, işe girdi ama olmuyor, bir şeyler eksik hep farkındayım. Annecim artık eskisi gibi değilim, baban da değil, inan bana desem de inanmıyor farkındayım. En ufak bir yanlışında babasına karşı aslan kesiliyor, beni koruyor. Ve malesef babasını sevemiyor, bu konuda onu suçlayamıyorum.

Çok uzun yazdım ama 23 seneyi daha ne kadar aza sığdırabileceğimi bilmiyorum. Ben 20 senemi harcadım, belki birilerine umut ışığı olur yazdıklarım. Kızıma iyi bir anne olamadım, ona varlık içinde yokluk çektirdim, güçlü bir kadın modeli olamadım ya en çok beni bu kahrediyor. Kızımın gözlerindeki korkuyu gördükçe her gün ölüyorum.
Olecegimi bildem maas kartimi esime vermem.10 yillik evliyim sadece birkez maas cektigimiz banka uzak diye esime verdim o cekti maasi.eve gelir gelmez kartimi ve maasimi rica edeyim lutfen dedim ve aldim
 
Ben mükemmel bir anne olduğumu hiç iddia etmedim, o sebeple bunu vurgulamanıza anlam veremedim.

Kartım tabii ki seneler içinde defalarca değişti ve ben hepsini eşime verdim. Habersiz iptal etsem neler olurdu tahmin edemiyorum, birkaç üstteki mesajımı okumanızı rica edebilirim bu konuda.

Evliliğimi öne koymam konusunda malesef ki haklısınız. Eşimden ve boşanmaktan çok korkuyordum. Eşim zaten görevlendirmeyle uzun zamanlar olmadı yanımızda, yine de evliyim demek yetiyordu. Özellikle 90lı yıllarda doğuda yalnız yaşayan bir kadın olmak çok zordu. O yüzden çok korktum, istemedim görmek hiçbir şeyi. Geçtiğimiz 3 senede bunları defalarca düşünüp; kabullendim, kendi acizliğimin ve güçsüzlüğümün farkındayım. Bunun için tamamiyle birilerini suçlamadım, hep ben diliyle konuştum dikkatli olursanız. Sanırım sinirlendiğiniz için gözünüzden kaçmış bazı şeyler.
mükemmel anne olmadığınızı ve sucun annenizde degil sizde oldugunu vurgulamamin sebebi bazı üyelerin mükemmel anne olduğunuzu ve sucun annenizde oldugunu soylemelerinden dolayı idi.

Ayrıca anneannem 1950 li yıllarda boşanmış bir kadın. Sebebiyse dedemin sadece bir kere üzerine kuma getirsem mi demesi. Ananem o tarihte bunun şakası bile olmaz şimdiden aniran esek yazı getirmez demis ve annem bebekken boşanmış bir kadın. Ananem ilk okul bile okumamış tek bir maddi geliri olmayan bir kadın. 1950 ki yıllardan bahsediyorum. Bunu niye anlattım biliyormusunuz devirle şartlarla alakalı bir durum değil insanın kendine saygısı ile alakalı bi durum yeri geldiğinde dur diyebilmek. Siz artık bireylerin farkına vermişsiniz ama bu örnek umarım başkalarına örnek olur. Yeri geldiğinde dur diyebilmeli önce ben evladım diyebilmeli insan.
 
Back