Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
İşte yukarıda yazdigin sebeplerden ötürü konuya inanmadım. Nefret ediyorum böyle beceriksiz aciz zavallı kadınlardan.Siz mükemmel bir anne değilsiniz. Tüm suç annenizde falan da değil. Bu kadar yıl varlık içinde kızınıza yokluk cektirmeniz de sizin sucunuz. Hayatta en sevmediğim kadın tipi ışte sizin profilinizdeki kadinlar.
Hiç öyle anneme uydum falan da demeyin. Üniversite bitirmiş kadinsiniz çalışıyorsunuz hiç mi kafanız calismiyor da koru körüne annenize uyuyorsunuz. Hadi uydunuz verdiniz.. maaş kartimi vermiyordu ne yaaa. 19 senede bankaya gidip kartı iptal ettirmek hiç mi aklıma gelmesi. Hangi dünyada yaşıyorsunuz geciniz bunları.
Ayrıca babam yok diye bosanamadim nedir yaa işsiz güçsüz kimsesiz kadinlar çatır çatır adamları bosuyor. Siz gik diyememissiniz. 19 yılda hiç mi merak etmediniz bu paralar nereye gidiyor. Çevrenize de mi bakmadiniz.
Bence siz evliliginizi ve kocanizi çocuğunuzun bile önüne koymussunuz. tipik koru körüne kocaci kadin.bu yüzden yıllarca kızınizın psikolojisini bile gorememissiniz.insallah bundan sonra kızınız on planda olur.
Neresi mükemmel ya. Anne dediğin güçlü olmalı.Siz mükembel bi annesiniz bence.. Ayrılıh çocugu bırakmak zorunda kamdınız sandım ilk etapta ..
kendinizi bu kadar uzmeyin bundan 20 sene once bosanma olayi bu kadar yaygin degildi. toplum.tarafindan kabul pek gormuyordu. kiziniz en azindan yoklugun ne oldugunu ogrenmis oldu simdi varligin ve para kazanma kiymetini bilirEvet ben kızıma iyi bir anne olamadım ve bunun için her gün ölüyorum. Burada her gün benim hayatıma benzer hikayeler okuyorum, herkes çocuğu için eşine katlandığını söylüyor ve ben de bu yollardan geçeli 20 küsür sene olmuş olan bir anne olarak olayın bu yüzünü paylaşmak istiyorum.
Üniversite bitti ve devlete atanır atanmaz evlendim. Eşim evlenmeden önce çok iyi bir insandı ya da çok iyi rol yaptı bilmiyorum. Nişanlılık dönemimiz çok güzeldi. Aslında her şey kendi annemin nikahtan önce eşimle beni karşısına alıp 'Kızım, evlilikte ayrı gayrı olmaz. Maaş kartın eşinde dursun. Zaten bizde evlilik bir defa yapılır, boşanma olmaz.' dedi. Benim yaşımın da küçüklüğüyle o an bunun kötü bir şey olacağını düşünemedim ve evlendikten sonra maaş kartımı eşime verdim. Zaten düğünü kendimiz yaptığımız için çok borcumuz vardı elimize para kalmıyordu. Yani en azından ben öyle biliyordum ama evlenmeden önce eşimin senede bir görüyorum dediği ailesi bir anda kıymete bindi ve cebinde sürekli ailesine para yolladığına dair makbuzlar gördüm. O zaman kavgalarımız başladı. Eşim inatla bana nerelere ödeme yaptığını söylemiyordu, maaş kartımı da vermiyordu. Birinci hatam bu dönemde hamile kalmam oldu. Eşimin de benim de yaşımız küçüktü ve maddi manevi hazır değildik. Tabii sonra kızım doğdu ve eşim gelen altınları istedi. Vermek istemedim, çok kavga ettim ama zorla aldı. Hepsini milli piyango biletine yatırmış, sinir krizi geçirdim ama hiçbir şey değişmedi. Benim çocuğumun altınları sanane dedi bana eşim. Kızım 3 yaşına geldiğinde canıma tak etti ve boşanmaya karar verdim, aileme döndüm. Babam hep olumlu bir insandı benim sana harcatacak kızım yok, o üzülsün diye evlendirmedim dedi eşime. Yine ne yaptı etti yalvarmalar yakarmalar babamı ikna etti, babam dedi kızım çocuğun var bir şans daha ver, ben de dinledim ve eve geri döndüm.
Her şey daha kötü oldu. Eşim farklı bir şehirde görevlendirmeye gitti, maddi sıkıntıyı ciddi anlamda o zaman çekmeye başladım. Bize doğru düzgün para göndermiyordu ve maaş kartımı da vermiyordu. Sürekli bir borçlar silsilesi, içinden çıkamayınca kredi çekip bütün borçları kapatıyordu, sonra tekrar açılıyor kredi ödeyemiyor tekrar borcu borçla kapatmaya falan çalışıyordu. Beni de hep 'bizim için, ailemiz için bu sıkıntıları çekiyoruz. Kendime bir şey almıyorum harcamıyorum, sen neyin nereye ödendiğini ne yapacaksın ben hallediyorum işte' diyordu ve hiç açıklama yapmıyordu. Benim de gözüm öyle körmüş ki, hiç sorgulamıyordum. Gerçekten paramız yok sanıyordum. Benim ve çocuğun masrafları fazla sanıyordum.
Bu senelerce böyle sürdü. Ben atmden para çekmeyi bile 3 sene evvel öğrendim öyle diyeyim ne maaşımı ne kartımı hiç görmedim. Tabii bu arada hep ayrı değildik, yanımıza geldi ama ne zaman alışverişe gitsek suradı düşer, dönüşte de kavga çıkarırdı para yok bilmiyor musunuz ben sizin için çalışıyorum diye. Ailece hiç tatile gitmedik, 5 sene önce bir defa gitmiştik onda da kızımla bizi her gün ağlattı yok para yok tatile getirdiniz diye. Kaç defa beş kuruş para olmadan işe gittim, alınan 30 tl çay parasını bile çıkaramadığım günler oldu. Defalarca bak alışverişe gideceğim kredi kartını ver dediğimde verir ama ben o kadar şey alıp kasaya geldiğimde 'yetersiz bakiye' rezilliğini yaşardım. Sorduğumda da senin ne ihtiyacın olacak neden para harcayayım sana borçlar var derdi. Çalışan bir kadın olmama rağmen kişisel ihtiyaçlarım olacağını hiç düşünmezdi, ped istediğimde bile yine mi derdi. Ben hala ses çıkarmıyorum tabii, boşanma fikrini falan aklımdan silmişim tamamen. Beni o kadar sindirmiş ki, kızım, kurtarıcı meleğim olmasa hala devam edebilirdim böyle yaşamaya. Kızım 19 yaşına geldi, 3 sene evveldi, bir gün aldı beni karşısına sanki o anne ben çocuğum her şeyi anlattı. Maaş kartımın babasında durmasının doğru olmadığını, bu yaşadığımın adının ekonomik ve psikolojik şiddet olduğunu kabul ettirmeye çalıştı. Sonra bütün çocukluğu boyunca içinde kalanları anlattı, kasada yetersiz bakiyeyi duyduğunda ne kadar etkileniyormuş meğer biz paramız yok diye bir kış ona pantolon alamamışız o da babası kızar diye isteyememiş, kotla geçirmiş bütün kışı ben hatırlamıyordum ama duyunca gerçekten öldüm. 'Anne senede bir kalem bir rimel ile makyaj yapıyorsun, makyaj temizleyici almadığı için suyla çıkarıyorsun bu normal mi sence?' dedi. Bir gün boyunca karşılıklı ağladık, benim için dönüm noktası oldu. Çıldıracak gibi oldum ben kızıma ne yapmışım diye. Nasıl bir çocukluk yaşatmışım nasıl görememişim. Babası başındaydı ama çok mu iyi olmuş diye kendimi yedim.
Eşimle konuştum, boşanma aşamasına geldik, asla hatalı olduğunu kabul etmedi. Kızım hayatında ilk defa babasına sert çıktı, bunca sene annemi ezdin, artık ezdirmem dedi. Zorla maaş kartımı aldı elinden. Eşim hala kızımla pazarlık yapıyor aylık para vereyim ama maaş kartı bende kalsın. Neden? Çünkü ben erkeğim, evin reisiyim. İlk defa güçlü davrandım, ya kabul edersin ya boşanırız dedim. Eşim geri adım attı, aile terapisine gittik. Oturduk bütçemizi planladık. Terapi gerçekten işe yaradı eşim 3 senedir çok iyi, daha önce olmadığı kadar iyi aramız. Şu an sorum kızım. Kabullenemiyor. En ufak bir durumda eskiye döneceğimizi düşünüyor. En ufak bir eskisi gibi bir olay yaşayacağımızı düşünse sinirleniyor. 'Anne kendini o kadar ezdirdin ki ben sindiremiyorum, sen 20 sene nasıl dayandın' diyor. Paramı kendim harcıyorum artık, kızıma harcıyorum doya doya geziyoruz, eğleniyoruz. Yine de yetmiyor farkındayım. Gözlerinde hep o korkuyu görüyorum. Artık üniversiteyi de bitirdi, işe girdi ama olmuyor, bir şeyler eksik hep farkındayım. Annecim artık eskisi gibi değilim, baban da değil, inan bana desem de inanmıyor farkındayım. En ufak bir yanlışında babasına karşı aslan kesiliyor, beni koruyor. Ve malesef babasını sevemiyor, bu konuda onu suçlayamıyorum.
Çok uzun yazdım ama 23 seneyi daha ne kadar aza sığdırabileceğimi bilmiyorum. Ben 20 senemi harcadım, belki birilerine umut ışığı olur yazdıklarım. Kızıma iyi bir anne olamadım, ona varlık içinde yokluk çektirdim, güçlü bir kadın modeli olamadım ya en çok beni bu kahrediyor. Kızımın gözlerindeki korkuyu gördükçe her gün ölüyorum.
Tamamını okumadım ama eşim banka kartımı vermiyordu parasızlık çektim kısmında kaldım. Bankamatigini unuttuysan gidip bankadan kimlik kartına maasinin hepsini cekebilirdin bu bir. Bankamatigini kaybettim deyip eskiyi iptal ettirip yenisini cikartabilirdin buda iki.
Anlayamıyorum, kafam almıyor. Nasıl bu kadar beceriksiz ve aciz olabiliyorsunuz? Buraya üye olup yazabiliyorsunuz ama kendinize ait parayı elinize alamıyorsunuz. Sinirim tepeme çıktı sabah sabah.
Simdi cocuk icin sans mi vermis oldun yoksa cocuguna cehennem hayati yasatmak icin mi?
Cocugum icin katlaniyorumcular umarim okurlar.
Siz mükemmel bir anne değilsiniz. Tüm suç annenizde falan da değil. Bu kadar yıl varlık içinde kızınıza yokluk cektirmeniz de sizin sucunuz. Hayatta en sevmediğim kadın tipi ışte sizin profilinizdeki kadinlar.
Hiç öyle anneme uydum falan da demeyin. Üniversite bitirmiş kadinsiniz çalışıyorsunuz hiç mi kafanız calismiyor da koru körüne annenize uyuyorsunuz. Hadi uydunuz verdiniz.. maaş kartimi vermiyordu ne yaaa. 19 senede bankaya gidip kartı iptal ettirmek hiç mi aklıma gelmesi. Hangi dünyada yaşıyorsunuz geciniz bunları.
Ayrıca babam yok diye bosanamadim nedir yaa işsiz güçsüz kimsesiz kadinlar çatır çatır adamları bosuyor. Siz gik diyememissiniz. 19 yılda hiç mi merak etmediniz bu paralar nereye gidiyor. Çevrenize de mi bakmadiniz.
Bence siz evliliginizi ve kocanizi çocuğunuzun bile önüne koymussunuz. tipik koru körüne kocaci kadin.bu yüzden yıllarca kızınizın psikolojisini bile gorememissiniz.insallah bundan sonra kızınız on planda olur.
Tamamını okumadığınız için son 3 senedir kızımın sayesinde durumu düzelttiğimizi kaçırmışsınız.
Buraya üye olmakla konunun alakasını anlayamadım çünkü benim kızım 22 yaşında, ben 23 sene evvel evlendim. Bu anlattığım olayların evveliyatı o zamana dayanıyor.
Nasıl bu kadar aciz oldum? Bir üstte yazdığım gibi 3 senedir terapi görüyorum ve defalarca masaya yatırdık bu konuyu. Evet korkuyordum ve güçsüzdüm, şartlar da şu zamanki gibi değildi.
Olecegimi bildem maas kartimi esime vermem.10 yillik evliyim sadece birkez maas cektigimiz banka uzak diye esime verdim o cekti maasi.eve gelir gelmez kartimi ve maasimi rica edeyim lutfen dedim ve aldimEvet ben kızıma iyi bir anne olamadım ve bunun için her gün ölüyorum. Burada her gün benim hayatıma benzer hikayeler okuyorum, herkes çocuğu için eşine katlandığını söylüyor ve ben de bu yollardan geçeli 20 küsür sene olmuş olan bir anne olarak olayın bu yüzünü paylaşmak istiyorum.
Üniversite bitti ve devlete atanır atanmaz evlendim. Eşim evlenmeden önce çok iyi bir insandı ya da çok iyi rol yaptı bilmiyorum. Nişanlılık dönemimiz çok güzeldi. Aslında her şey kendi annemin nikahtan önce eşimle beni karşısına alıp 'Kızım, evlilikte ayrı gayrı olmaz. Maaş kartın eşinde dursun. Zaten bizde evlilik bir defa yapılır, boşanma olmaz.' dedi. Benim yaşımın da küçüklüğüyle o an bunun kötü bir şey olacağını düşünemedim ve evlendikten sonra maaş kartımı eşime verdim. Zaten düğünü kendimiz yaptığımız için çok borcumuz vardı elimize para kalmıyordu. Yani en azından ben öyle biliyordum ama evlenmeden önce eşimin senede bir görüyorum dediği ailesi bir anda kıymete bindi ve cebinde sürekli ailesine para yolladığına dair makbuzlar gördüm. O zaman kavgalarımız başladı. Eşim inatla bana nerelere ödeme yaptığını söylemiyordu, maaş kartımı da vermiyordu. Birinci hatam bu dönemde hamile kalmam oldu. Eşimin de benim de yaşımız küçüktü ve maddi manevi hazır değildik. Tabii sonra kızım doğdu ve eşim gelen altınları istedi. Vermek istemedim, çok kavga ettim ama zorla aldı. Hepsini milli piyango biletine yatırmış, sinir krizi geçirdim ama hiçbir şey değişmedi. Benim çocuğumun altınları sanane dedi bana eşim. Kızım 3 yaşına geldiğinde canıma tak etti ve boşanmaya karar verdim, aileme döndüm. Babam hep olumlu bir insandı benim sana harcatacak kızım yok, o üzülsün diye evlendirmedim dedi eşime. Yine ne yaptı etti yalvarmalar yakarmalar babamı ikna etti, babam dedi kızım çocuğun var bir şans daha ver, ben de dinledim ve eve geri döndüm.
Her şey daha kötü oldu. Eşim farklı bir şehirde görevlendirmeye gitti, maddi sıkıntıyı ciddi anlamda o zaman çekmeye başladım. Bize doğru düzgün para göndermiyordu ve maaş kartımı da vermiyordu. Sürekli bir borçlar silsilesi, içinden çıkamayınca kredi çekip bütün borçları kapatıyordu, sonra tekrar açılıyor kredi ödeyemiyor tekrar borcu borçla kapatmaya falan çalışıyordu. Beni de hep 'bizim için, ailemiz için bu sıkıntıları çekiyoruz. Kendime bir şey almıyorum harcamıyorum, sen neyin nereye ödendiğini ne yapacaksın ben hallediyorum işte' diyordu ve hiç açıklama yapmıyordu. Benim de gözüm öyle körmüş ki, hiç sorgulamıyordum. Gerçekten paramız yok sanıyordum. Benim ve çocuğun masrafları fazla sanıyordum.
Bu senelerce böyle sürdü. Ben atmden para çekmeyi bile 3 sene evvel öğrendim öyle diyeyim ne maaşımı ne kartımı hiç görmedim. Tabii bu arada hep ayrı değildik, yanımıza geldi ama ne zaman alışverişe gitsek suradı düşer, dönüşte de kavga çıkarırdı para yok bilmiyor musunuz ben sizin için çalışıyorum diye. Ailece hiç tatile gitmedik, 5 sene önce bir defa gitmiştik onda da kızımla bizi her gün ağlattı yok para yok tatile getirdiniz diye. Kaç defa beş kuruş para olmadan işe gittim, alınan 30 tl çay parasını bile çıkaramadığım günler oldu. Defalarca bak alışverişe gideceğim kredi kartını ver dediğimde verir ama ben o kadar şey alıp kasaya geldiğimde 'yetersiz bakiye' rezilliğini yaşardım. Sorduğumda da senin ne ihtiyacın olacak neden para harcayayım sana borçlar var derdi. Çalışan bir kadın olmama rağmen kişisel ihtiyaçlarım olacağını hiç düşünmezdi, ped istediğimde bile yine mi derdi. Ben hala ses çıkarmıyorum tabii, boşanma fikrini falan aklımdan silmişim tamamen. Beni o kadar sindirmiş ki, kızım, kurtarıcı meleğim olmasa hala devam edebilirdim böyle yaşamaya. Kızım 19 yaşına geldi, 3 sene evveldi, bir gün aldı beni karşısına sanki o anne ben çocuğum her şeyi anlattı. Maaş kartımın babasında durmasının doğru olmadığını, bu yaşadığımın adının ekonomik ve psikolojik şiddet olduğunu kabul ettirmeye çalıştı. Sonra bütün çocukluğu boyunca içinde kalanları anlattı, kasada yetersiz bakiyeyi duyduğunda ne kadar etkileniyormuş meğer biz paramız yok diye bir kış ona pantolon alamamışız o da babası kızar diye isteyememiş, kotla geçirmiş bütün kışı ben hatırlamıyordum ama duyunca gerçekten öldüm. 'Anne senede bir kalem bir rimel ile makyaj yapıyorsun, makyaj temizleyici almadığı için suyla çıkarıyorsun bu normal mi sence?' dedi. Bir gün boyunca karşılıklı ağladık, benim için dönüm noktası oldu. Çıldıracak gibi oldum ben kızıma ne yapmışım diye. Nasıl bir çocukluk yaşatmışım nasıl görememişim. Babası başındaydı ama çok mu iyi olmuş diye kendimi yedim.
Eşimle konuştum, boşanma aşamasına geldik, asla hatalı olduğunu kabul etmedi. Kızım hayatında ilk defa babasına sert çıktı, bunca sene annemi ezdin, artık ezdirmem dedi. Zorla maaş kartımı aldı elinden. Eşim hala kızımla pazarlık yapıyor aylık para vereyim ama maaş kartı bende kalsın. Neden? Çünkü ben erkeğim, evin reisiyim. İlk defa güçlü davrandım, ya kabul edersin ya boşanırız dedim. Eşim geri adım attı, aile terapisine gittik. Oturduk bütçemizi planladık. Terapi gerçekten işe yaradı eşim 3 senedir çok iyi, daha önce olmadığı kadar iyi aramız. Şu an sorum kızım. Kabullenemiyor. En ufak bir durumda eskiye döneceğimizi düşünüyor. En ufak bir eskisi gibi bir olay yaşayacağımızı düşünse sinirleniyor. 'Anne kendini o kadar ezdirdin ki ben sindiremiyorum, sen 20 sene nasıl dayandın' diyor. Paramı kendim harcıyorum artık, kızıma harcıyorum doya doya geziyoruz, eğleniyoruz. Yine de yetmiyor farkındayım. Gözlerinde hep o korkuyu görüyorum. Artık üniversiteyi de bitirdi, işe girdi ama olmuyor, bir şeyler eksik hep farkındayım. Annecim artık eskisi gibi değilim, baban da değil, inan bana desem de inanmıyor farkındayım. En ufak bir yanlışında babasına karşı aslan kesiliyor, beni koruyor. Ve malesef babasını sevemiyor, bu konuda onu suçlayamıyorum.
Çok uzun yazdım ama 23 seneyi daha ne kadar aza sığdırabileceğimi bilmiyorum. Ben 20 senemi harcadım, belki birilerine umut ışığı olur yazdıklarım. Kızıma iyi bir anne olamadım, ona varlık içinde yokluk çektirdim, güçlü bir kadın modeli olamadım ya en çok beni bu kahrediyor. Kızımın gözlerindeki korkuyu gördükçe her gün ölüyorum.
mükemmel anne olmadığınızı ve sucun annenizde degil sizde oldugunu vurgulamamin sebebi bazı üyelerin mükemmel anne olduğunuzu ve sucun annenizde oldugunu soylemelerinden dolayı idi.Ben mükemmel bir anne olduğumu hiç iddia etmedim, o sebeple bunu vurgulamanıza anlam veremedim.
Kartım tabii ki seneler içinde defalarca değişti ve ben hepsini eşime verdim. Habersiz iptal etsem neler olurdu tahmin edemiyorum, birkaç üstteki mesajımı okumanızı rica edebilirim bu konuda.
Evliliğimi öne koymam konusunda malesef ki haklısınız. Eşimden ve boşanmaktan çok korkuyordum. Eşim zaten görevlendirmeyle uzun zamanlar olmadı yanımızda, yine de evliyim demek yetiyordu. Özellikle 90lı yıllarda doğuda yalnız yaşayan bir kadın olmak çok zordu. O yüzden çok korktum, istemedim görmek hiçbir şeyi. Geçtiğimiz 3 senede bunları defalarca düşünüp; kabullendim, kendi acizliğimin ve güçsüzlüğümün farkındayım. Bunun için tamamiyle birilerini suçlamadım, hep ben diliyle konuştum dikkatli olursanız. Sanırım sinirlendiğiniz için gözünüzden kaçmış bazı şeyler.