Kendini Sevme Konusu Ve Bunu Başarabilenler

Merhaba tekrar. Benim şahsi yaşadıklarımı aslında yazıp uzatmak istemiyorum, ama sizinle benzer hisleri paylaştım uzun süre. "yetiştilme tarzım" dan dolayı aslında öz güvensiz, sevgiye muhtaç ve benliğinde yani kendinden bi habe bir insandım. Bizi bastırarak yetiştirdiler. Hem kız olarak bastırıldık, ama kişilik olarak da bastırıldık. En cok annem tarafından. Herseyimiz suç, kusur, hep "başına iş açıyorduk" halbuki yaptığımızı birşey yoktu. Sonuc olarak uzun bir zaman bizden beklendiği gibi robot bir şekilde hayatımızı sürdürdük. Babami kaybettikten sonra evdeki bütün dengeler değişti. Zamanla biz daha çok evde söz sahibi olduk. Aslinda evin yükü bizim omuzumuza bindi. Bu bir kac sorun beraber getirdi: 1. Dünyadan ve insanlardan bi haber büyütüldük.
2. Öz güvenimiz yok.
3. Elimizden tutacak da kimse yoktu.
Tüm bu kargaşanın içinde okuyup ve çalışıyorsun, insanlar seni güçlü biliyor, çünkü güçlü görünüyorsun. Ben sonunda depresyon ve panik hastası olarak hastanelik oldum. Dönüm noktası da tam orda başladı.
Yere çakıldıktan sonra zaten yok olmuş benliğimi sorgulamaya başladım. Ben kimim? Neden bu hala geldim? Neden yemekten içmekten kesildim (uzun boyluyum 48 kiloya düştüm bir ara). Bana ne oldu?!
İşte tam orda fark ettim ki: Ben kendimi herşeyden mahrum bırakmışım. Bunun baş sebebi de çocukluğuma dayanıyor. O sevilmek hissi ve değer sizlik hissi zannettigimden cok daha derin işlemiş. Danimarkali bir yazar demişti: çocuklarimizla konuşma şeklimiz onların iç sesi oluyor diye. Bendede öyleydim. Ailemde bana karşı kullanılan eleştirici dil artık iç sesim olmuştu. Başkalara karşı cok iyidim, kendimi döve döve bitiremiyordum.o yere çakılmış vaziyette anladım ki: benim kim olduğumdan hiç haberim yok. Çocukluğumdan bu yana benimle ilgili hersey bastırıldı ve bilinmek istenmedi. Saç rengimden başla vücudum la devam et herseyimle dalga geçildi. Hep kendime eksik ve yetersiz gözüyle baktim. Eh bu gözle kendine bakan kendine güzel der mi? Üstüne çeşit çeşit elbise deneyip üstünde beğenir mi? Beğenmez. Cünkü baktığı göz kendi gözü değil. İçindeki ses kendi sesi değil.
Şimdi "kendini sev" çok duyduğumuz bir söz. Hatta reklamlardada cok severek kullanılır. Ama kendini sevmek nedir? Kendinin sevmek için önce kendini tanımam gerekir ve kendini kabul etmen gerekir. Kabul etmek kelime yaniltmasin. "Ben kendimi kabul ettim, tamamim" diye birsey degil bu. Şimdiki halinizi ve olduğunuz yeri kabul edip, ama varmak istedikleriniz yerleri hedef olarak göz alarak kabul etmek. Cünkü hiçbirimiz olmak istediğimiz yerde henüz değiliz. Hic kendinize sordunuz mu: Ailemin üstümde bıraktığı bütün etkilerden önce ben kimdim? İnandıklarımin ne kadari benim fikrim, ne kadarı baskalarin fikri? En basiti kiyafet ile ilgi yazdığınız: kendinizi nasıl hissettiğinizden önce baskalarin ne düşündüğünü düşünüyorsunuz. Ben uzun süre güzel elbiseler giymedim. Kimine göre çünkü bana yakışmıyormus. Bana kim tekrar güzel elbise giydirdi biliyormusunuz? O zamanlarda iki yaşında olan oğlum. Bir elbise giydim, tam tekrar cikartacaktim bana "anne cok güzel oldun" dedi. Bendeki şoku bir düşünün. Kaç yaşıma gelmişim, ama çocuğumun o sözü içimden birseyi kopartıp atti. Tüm o "sana elbise yakışmıyor" diyenlerin sesini. Cünkü oğlumun orda arabaları ile oynarken birden bakıp öyle söylemesi iç hesapsız, beni yaralamak için söylemeyen sözlerdi. Simdi dolabımda bir sürü rengarenk elbiseler var,çünkü düşündüm de bende aslında kendime yakıştırıyorum :KK70: öz sevgi bence sorgulamaktan geçer. Ben bu iyileşme süreci bana yaralar açan insanlardan bağımsız görüyorum. Onlar yaraları açtı, ama onları kapatmak benim elimde. Siz kendinizi geliştirdiginiz insanların da sizinle aynı anda geliştiği anlamına gelmez. Onun icin onlardan beklememek lazim birseyler. Cok uzun yazabilirim aslında. :KK70: insallah az cok ne demek istediğimi anlatabilmisimdir.
Merhaba hayatinizda olumlu yonde degisiklikler olmus ve cokta guzel olmus sizin adınıza cok sevindim umadim hep olumlu yonde degisiklikler kaydedersiniz.
Ben psikologa baska sıkintilar icjn daha once gitmistim ama hic kisisel gorsel vs tarzi seyler soz konusu olmamisti

Birgun bana sordu dediki aynaya bakarmisin aynaya neredeyse hic bakmam gibi birsey ben lavabodan cikista elimi yikarken kendime bakmamaya calisirdim kendimi girmek istemek diye birset yok

Fotograf cektirmem ve fotograf cekilelim cumlesi fobi gibi birsey

Ve su "aynaya çıplak bakarmisın" sorusuyla karsilastigimda once icimden ne alaka neden bakayim hem ne kadar onwmli olabilir ki diye dusundum

Ben dusa bile girdigimde bedenimle karsilasmamak icin banyo dolabinin kapagini acik birakirdim ki aynayda o halde kendimi gormeyeyim.Sonra bir kere bakmayi denedim bakamadim tekrar denedigimde vucuduna bakinca aglamak istedim ben kendime ne yapmisim diye yıllarca her uzuntumu birseyler yiyerek atlatarak kendimi cok kotu cezalandirmisim aslinda kocaman bir bedene sahip oldugumu bu kadar net gormemusim.

Keske biri bu konuda zamaninda yonlendirseymis keske bu sacma girdugum seyi zamaninsa yapsaymisim bu vucuduma dusman gibi muamele etmez kendimi bu hale getirmezdim diye dusunuyorum.

Mesela kendini onemse kendin icin birseyler al dediginde fark ettim aileme cevremdekilwre fazlasiyla comert olan ben kendime karsi asiri cimri davraniyirmusum ve bu durumu asmakta cok zorlanacagim cunku hala zorlaniyorum kendim icin en elzem seyleri alirken bile baskasinin parasini harcar gibi tereddutle harcıyorum

3 yili geckin sureddir calusiyorum fakat kendim icin 2-3 parca cilt bakim tarzi seyler bile almamisim onemsiz gelmis kendime fazlasiyla hor davranmisim.

Ve mesela kendin icin hosuna gidecek seyler yap diyor ama inanin kendimi hic tanimamisim hala tanimiyorum terlikli kedi neyi sever onu ne mutlu eder hic bilmiyirum daha yeni kendimi tanimaya caliama evresindeyim

Sahiden yazdiklariniz bana cok iyi geldi insallah dikkat edecegim bundan sonra

Sizin icinde attiginiz adimlarin hep devamını diliyorum
 
Merhaba kızlar hepinize ailesiyle gecirecegi hafızalarinda yer edinecek cok güzel bir Ramazan ayı diliyorum.

Öncelikle belirteyim ki kendimi toparlamak ceki düzen vermek adina kırıcıda olsa tum yorumları dikkate alacağımi bilmenizi isterim

Toplumdaki bir çok hemcinsim gibi bende sevgisiz ve ilgisiz bir ailede büyüdüm bunun yanısira anne baba tarafindan devamli aşagilnma begenilmeme herseye tepki gosterilmesi seklinde büyüdüm.
Hayatımin her evresinde kabul ettigim etmedigim tüm dönemlerde özgüven sıkintısı yasadim hayatimda yeri geldi bu kendini ifade etme sorunu yeri geldi insanlara hayır diyememe bazen sevdigim insanlara aşirı baglilik seklinde kendini gösterdi.
Anlayacaginiz birçok konuda problemlerim var
Ama en önemlilerinden biri şu ki KENDİNİ SEVME
Bazı nedenlerden dolayı uzman destegini alma isini hep sonra sonra diye öteledim tam basladim bi kac seans gittim ki kovid durumundan dolayi psikolog bi sure danisan almayacagini soyledi.
Ve ilk gittigim zaman sorunumun tamamen "Kendimi Sevmeyişimden"kaynaklı oldugunun tespitini yaptı.
Aslında belki bunu biliyordum farkındaydim ama aynaya bakarmısin baktıgında ne hissediyorsun hiç aynaya çıplak baktin mi vs gibi sorularin cevabını verdigimde resmen kendi iç dunyamda bir sarsinti hissettim kendimden cok uzak oldugumu yani tarifi cumlelerle anlatilmayacak hisler.
Bana herseyden once kendini sevmeye basla kendin için birseyler yapmaktan başlamalisin gibi telkinlerde bulundu herkes senin için Terlikli kedide kendini nasıl seviyor nasıl onemsiyir dedikleri gun dogru yolda oldugunu anlayacaksin dedi.
Ilk bir iki deniyirdum ki bu surecte tamamen hic ilerleyemeden ipler koptu.Calisiyirum ama ailemle kaliyorum ihtiyaca binaen maasin yarisindan fazlasi eve masraflara gidiyor kendime en elzem ihtiyaclari alirken bile sanki baskasinin parasini harciyormusum gibi bir cekingenlikle aliyorum telefonum bozulacak yada kaybedecegim diye hep tedirginim sanki para benden degilde baskasindan cikacak yani benim kendime masraf yaptigim seyler o kadar kısitli ki

Maddi boyut bir tarafa kadinsal yanlarım hep bastirilmis durumda sacimi evde bile farkli bi sekilde toplasam disarda farkli bi renk giysem herkes bana bakacakmis gibi geliyor kupe taki toka sevdigim ama hic kullanmadigim seyler
Yani olumluda olsa insanlar bana bakarken cekiniyorum utaniyorum hele yorum yaptikladinda yerin dibine girip çıkıyorum.

Kendimi asiri sekilde kisıtladigimi fark ettim birakın kendimi şımartmayı ben kendi cinsiyetime bile o kadar uzagım ki.

Birgun bir erkek arkadasim universiteden bi arkadasinin resmini gosterdi ben seni heo bu arkadasima benzetiyorum zayiflasan falan ayni o dedi resmini yollamisti bende laf arasinda bir kız arkadasima gosterdigimde hic sanmiyirum hadi benzedin diyelim kıza baksana nasil pozitif duruyor o kısmini ne yapacaksin demisti

Aslinda yazsam yazacak o kadar cok sey o kadar cok detay var ki sadece sizi sıkmamak adina ustun koru anlatip gecmeye calistim yinede uzun olduysa kusura bakmayin lutfen.

İşin özü insan kendini nasıl sever nerde baslar nasil adim atılir bu yastan sonra degisebilir mi bazi seyler.

Sizlerden rica benimle ayni yollardan varsa ben soyle soyle yapip astim bu surumu diyenler yada bak bu sekilde degisebilirsin diyenlerden fikir ve oneri bekliyorum
Mutlaka uzman destek alin. Burda öneriye düzelecek şeyler değil bunlar. Kendiniz için yapabileceğiniz en iyi şey bu
 
Merhaba,

benzer duygularla yıllarca boğuştum ve büyük kısmını da yenebildiğimi düşünüyorum 2 kız kardeşiz ve 9 yaşında annem tarafından 1 gecede terk edildik o kadar büyük bir kayıp ve utançtı ki bu benim için sanki benim suçummuş gibi yıllarca eksikliğini ve özgüvensizliğini yaşadım ama derlerya bazı insanlar kılavuzdur diye, bir öğretmenim demişti ki “ sen her zaman kendini yeneceksin, insanların hatalarını üstlenmeyi bırak her şeyin en iyisini ve en güzelini kendin için yap ve senin kaybettiğin her şey aslında insanların kaybı olarak değiştir” o günden sonra bazen ağlaya zırlaya bile olsa en güzel şeylere kendimi hazırladım, en büyük destekçim kendim oldum umarım sen de öğretmenimin cümlesinden pay çıkarırsın, sevgiler
 
Merhaba tekrar. Benim şahsi yaşadıklarımı aslında yazıp uzatmak istemiyorum, ama sizinle benzer hisleri paylaştım uzun süre. "yetiştilme tarzım" dan dolayı aslında öz güvensiz, sevgiye muhtaç ve benliğinde yani kendinden bi habe bir insandım. Bizi bastırarak yetiştirdiler. Hem kız olarak bastırıldık, ama kişilik olarak da bastırıldık. En cok annem tarafından. Herseyimiz suç, kusur, hep "başına iş açıyorduk" halbuki yaptığımızı birşey yoktu. Sonuc olarak uzun bir zaman bizden beklendiği gibi robot bir şekilde hayatımızı sürdürdük. Babami kaybettikten sonra evdeki bütün dengeler değişti. Zamanla biz daha çok evde söz sahibi olduk. Aslinda evin yükü bizim omuzumuza bindi. Bu bir kac sorun beraber getirdi: 1. Dünyadan ve insanlardan bi haber büyütüldük.
2. Öz güvenimiz yok.
3. Elimizden tutacak da kimse yoktu.
Tüm bu kargaşanın içinde okuyup ve çalışıyorsun, insanlar seni güçlü biliyor, çünkü güçlü görünüyorsun. Ben sonunda depresyon ve panik hastası olarak hastanelik oldum. Dönüm noktası da tam orda başladı.
Yere çakıldıktan sonra zaten yok olmuş benliğimi sorgulamaya başladım. Ben kimim? Neden bu hala geldim? Neden yemekten içmekten kesildim (uzun boyluyum 48 kiloya düştüm bir ara). Bana ne oldu?!
İşte tam orda fark ettim ki: Ben kendimi herşeyden mahrum bırakmışım. Bunun baş sebebi de çocukluğuma dayanıyor. O sevilmek hissi ve değer sizlik hissi zannettigimden cok daha derin işlemiş. Danimarkali bir yazar demişti: çocuklarimizla konuşma şeklimiz onların iç sesi oluyor diye. Bendede öyleydim. Ailemde bana karşı kullanılan eleştirici dil artık iç sesim olmuştu. Başkalara karşı cok iyidim, kendimi döve döve bitiremiyordum.o yere çakılmış vaziyette anladım ki: benim kim olduğumdan hiç haberim yok. Çocukluğumdan bu yana benimle ilgili hersey bastırıldı ve bilinmek istenmedi. Saç rengimden başla vücudum la devam et herseyimle dalga geçildi. Hep kendime eksik ve yetersiz gözüyle baktim. Eh bu gözle kendine bakan kendine güzel der mi? Üstüne çeşit çeşit elbise deneyip üstünde beğenir mi? Beğenmez. Cünkü baktığı göz kendi gözü değil. İçindeki ses kendi sesi değil.
Şimdi "kendini sev" çok duyduğumuz bir söz. Hatta reklamlardada cok severek kullanılır. Ama kendini sevmek nedir? Kendinin sevmek için önce kendini tanımam gerekir ve kendini kabul etmen gerekir. Kabul etmek kelime yaniltmasin. "Ben kendimi kabul ettim, tamamim" diye birsey degil bu. Şimdiki halinizi ve olduğunuz yeri kabul edip, ama varmak istedikleriniz yerleri hedef olarak göz alarak kabul etmek. Cünkü hiçbirimiz olmak istediğimiz yerde henüz değiliz. Hic kendinize sordunuz mu: Ailemin üstümde bıraktığı bütün etkilerden önce ben kimdim? İnandıklarımin ne kadari benim fikrim, ne kadarı baskalarin fikri? En basiti kiyafet ile ilgi yazdığınız: kendinizi nasıl hissettiğinizden önce baskalarin ne düşündüğünü düşünüyorsunuz. Ben uzun süre güzel elbiseler giymedim. Kimine göre çünkü bana yakışmıyormus. Bana kim tekrar güzel elbise giydirdi biliyormusunuz? O zamanlarda iki yaşında olan oğlum. Bir elbise giydim, tam tekrar cikartacaktim bana "anne cok güzel oldun" dedi. Bendeki şoku bir düşünün. Kaç yaşıma gelmişim, ama çocuğumun o sözü içimden birseyi kopartıp atti. Tüm o "sana elbise yakışmıyor" diyenlerin sesini. Cünkü oğlumun orda arabaları ile oynarken birden bakıp öyle söylemesi iç hesapsız, beni yaralamak için söylemeyen sözlerdi. Simdi dolabımda bir sürü rengarenk elbiseler var,çünkü düşündüm de bende aslında kendime yakıştırıyorum :KK70: öz sevgi bence sorgulamaktan geçer. Ben bu iyileşme süreci bana yaralar açan insanlardan bağımsız görüyorum. Onlar yaraları açtı, ama onları kapatmak benim elimde. Siz kendinizi geliştirdiginiz insanların da sizinle aynı anda geliştiği anlamına gelmez. Onun icin onlardan beklememek lazim birseyler. Cok uzun yazabilirim aslında. :KK70: insallah az cok ne demek istediğimi anlatabilmisimdir.
Çok güzel ifade etmişsiniz 😊 yaşadıklarımız benzer şeyler aslında. Annenannemin annemi döverek, hakaret ederken, 19 yaşında evlendirerek " tüm kötülüklerden" koruduğunu düşünerek, başına bela açmadan evlendirmesi ve akabinde annemin kendi gibi biriyle evlenmesi. Ozlerinde çok iyi insanlar ancak bizi de kısmen hatalarla yanlış büyüttüler. Çünkü kız çocuk demek dert demek onlar için. Saçımızı kestirmemiz bile sorundu, aranıyor gibi. Tek başımıza birsey yapamazdik , gidemezdik. Kız torun olduğumuz için, erkek torun daha kiymetli görüldü. Bize otur sus konuşma isteme, evden dışarı adım atma şeklinde emirler yagdirilirken başkasına gelince övgüler dizilirdi. Şunu anlatayım.. Kaşımı aldığımda lise bitiyordu. Çünkü eğer daha önce alsaydım insanlar benim o... Olduğumu düşünebilirdi. Giydiğim kıyafetler uyumsuz, çingene pazarından rastgele alınmış gibi, bana olmayan büyük gelen kıyafetler. Benim istemediğim secmedigim kıyafetler. Neyi sevdiğimi, neyi giymek istedigimi öğrendiğimde 22 falandım heralde. Ben şifon gömlek seviyorum. Saçımı kısa seviyorum. Düşün bunu anlamak için 22 sene geçmesi gerekti. Zaten bunu anlayana kadar önce insanlarla çatışmam gerekti. İnsanlar dediğim ailem ve yakın akrabalar. Hersey bir olay sonrasında ben ne yaptım da bana kızıyorlar demekle başlıyor. Neden? O anda kafa düşünmeye başlıyor.. Ben ne yaptım? E hatam yok ben biliyorum. O zaman hata ne ki? Saçını kestirmek mi? Dünyada herkes kestiriyor. O zaman dünyada herkes mi hata yapıyor? Ama kendi de berbere gidiyor? Ona neden kizilmiyor? Önceden saçını kestirince hata yapmış olmuyor da ben saçımı kestirince hata yapmış oluyorum? Sonra baş kaldırma başlıyor. Kızıyorlarsa kendimi ve yaptıklarımı savunmaya başladım. Ben utanılacak, ayiplanacak birsey yapmadım. Yapsam da bu benim hatamdir, beni ilgilendirir. İster maymuna dönerim ister prensese. Bu zihniyetle uğraşmak hiç kolay değildi. Ne kavgalar ne laflar ne küslükler. Dolu dolu yaşadık. O zama çocuk aklıyla hareket etmeye çalıştım çünkü etrafta bunu öğretecek kimse yoktu. Şimdiki aklım olsa uzmanla çalışıp ilerlemek belki daha az yıpratıcı olacaktı ama kısmet artık. O zamanlar psikologa gitmek deli demekti. Hala yapmam gerek, çözmem gereken kısımlar var. Tabiki cozecem. Ben bu dünyaya bir kez geliyorum. Bunu da beynini kullanmamaktan örümcek ağı kaplamis insanlara heba etmeye hiç niyetim yok.
 
Tavsiyeler : evde pijamayla oturmayın. Hergün kalkınca güzelce giyinin , saçınızı yapın makyaj yapın öyle oturun. Spor salonuna gidemiyorsaniz evde yapın. Düzenli olarak yapın. Yüksek sesle kitap okuyun. Eski olaylar eski dusunceler, rahatsız edici olaylar yakanıza yapisirsa takın kulaklığı yürüyüş yapın. Hergun meditasyon yapın. Aklınıza bak surda ne kadar utanmistin düşüncesi gelirse o anı hatırlayın, kaçmayın, kabullenin. Hangi duyguya odaklanırsaniz onu büyütürsünüz. Gece uyuyamiyorsaniz kendi kendinize olumlamalar yapın sürekli tekrar edin. Çok işe yarıyor
 
Düşünce tarzınızı değiştirin ki hayatınız değişsin. Öncelikle ailenizin size karşı olan tavırları tamamen sizden bağımsız sizle alakası yok bunu iyi anlayın siz onlardan bağımsız ayrı bir bireysiniz. Diyelim anne babanız size beceriksiz dedi siz gerçekten beceriksiz mi oluyorsunuz onlar öyle deyince hayır tabiki onlar size karşı yanlış bir tutum içindeler. Onların söz ve davranışlarını kulak ardı ederek başlayın ve siz her birey gibi değerlisiniz bu düşüncenin etrafına kalkan oluşturun kimse o kalkanı geçemesin.Kendinizi her halinizle kabullenin ancak bu şekilde kendinizi sevmeye başlarsınız. Küçükken babam da hep ablamla benim beceriksiz, işe yaramaz vs olduğumuzu düşünür bunu da her fırsatta dile getirirdi küçükken düşünemiyosun üzülüp oturuyorsun ama belli bir yaşa gelince diyorsun ki beceriksiz falan değilim bu benim düşüncem değil babamın düşüncesi ve beni hiç ilgilendirmiyor,.Ben aceleci olduğum yönümü de seviyorum, kızgın yönümü de seviyorum yufka yürekliliğimi de seviyorum yani her şeyimle kendimi kabullendim ve kimse de beni değersiz hissettiremez kulağını tıka geç, hayat herkese verilmiş bir armağan kimsenin bunu mahvetmesine izin verme kendini kucakla çünkü o kadar çok yara aldı ki yetmez mi sence..
Ne kadar guzel bir yorum olmus 👏🏻👏🏻
 
Merhaba öncelikle herkesin yazdığı gibi uzman desteği şart. Ama en azından bu dönem için naçizane bazı şeyler yazmak gerekirse şöyle yazabilirim. Pek de farklı bi ailem olmadı benim de annem çok müdahaleci sürekli kıyas yapan hep azarlayan korkutan bi kadındı. En basiti küçükken korkuyorum dediğimde "aa ne korkması ben hiç korkmadım hayatımda çok ayıp korkma" derdi. Korkum geçmediği gibi kendimi aptal gibi hissederdim neyse. Kendimi sevmeyi öğrendim benim metodum şu: güzel ve olumlu yönlerimi buldum onları ortaya çıkarttım. Olumsuz yönlerimle dalga geçmeyi öğrendim. Evet çok güzel bir kadın değilim ama zekiyim, insanları güldürürüm, ağzım iyi laf yapar konuşunca kendimi dinletirim vs. Dış görünüşte ise burnum büyük ama hafif bir rimelle takma gibi olan kirpiklerim var. Gülümsemem çok içten. Bunları ayrıntılı yazdım ki sana da fikir olsun tabi ki her insanda farklıdır ama her insanın harika olduğu yönler vardır. İnsan içini sevince dışını zaten seviyor merak etme. Küçük de olsa en güzel yanlarını bul ve parlat. Göreceksin zamanla sen de nasıl parlıyorsun...
 
Bende de kendimi. Sevmem ama çoğu ozguvenliyim görünen insanların kibir içinde olduklarını görüyorum şahsen ozguvensizligi tercih ederim bu forumda da rastlayabilirsin uzman değilim ama bence başkasını aşağılamak kendinden daha güzel olduğunu düşündüğü kişiyi yuceltmek ya da tersi Kıskanmak bence hepsi özgüven eksikliği tek yaşayan sen değilsin herkeste farklı. Sen sadece daha bilinçli olanlardansin bence sorgulayan düzeltmeye çalışan ama sosyal hayatta diyelim düştun insanlar güldü ya da baktı inan hafizalarinda birkaç dakika kalırsın sonra unutulur gider olayların üzerinde durma düşünme

Beyhan Budak psikoloktur ve başarılı bu konulara değiniyor youtube dan izleyebilirsiniz inan faydali olacak
 
Merhaba; sizin durumunuzda olan birçok insan var. Genel bir durum ve bir o kadar da zor. Maalesef ben de benzeri durumdayım. Baba baskısı ile büyüdüm fakat; tamamen babamı suçlayamam. Küçük yaşlardan beri kendime güvensizdim. 34 yaşındayım, defalarca denedim. İşe giderken “artık değişicem” “ciddi olucam” “kendime güvenicem” olmadı. Akışına bıraktım, yine olmadı, maalesef hobi edinip gezip tozmakla düzelecek bir durum olduğunu düşünmüyorum, uzman yardımı ile ancak olur o da garanti değil. Ben istemez miydim kendime özgüvenim olsun. Ben kendime güvenemeyeceğimi son 1-2 yıldır anladım aslında: çözüm olarak da çareyi pek ortamlarda bulunmamayı seçtim ama işyeri için kendime güvenli göZükmeliydim. Yaz yaz bitmez ama artık kurtulmak istiyorum ben de bu döngüden.
 
Çok güzel ifade etmişsiniz 😊 yaşadıklarımız benzer şeyler aslında. Annenannemin annemi döverek, hakaret ederken, 19 yaşında evlendirerek " tüm kötülüklerden" koruduğunu düşünerek, başına bela açmadan evlendirmesi ve akabinde annemin kendi gibi biriyle evlenmesi. Ozlerinde çok iyi insanlar ancak bizi de kısmen hatalarla yanlış büyüttüler. Çünkü kız çocuk demek dert demek onlar için. Saçımızı kestirmemiz bile sorundu, aranıyor gibi. Tek başımıza birsey yapamazdik , gidemezdik. Kız torun olduğumuz için, erkek torun daha kiymetli görüldü. Bize otur sus konuşma isteme, evden dışarı adım atma şeklinde emirler yagdirilirken başkasına gelince övgüler dizilirdi. Şunu anlatayım.. Kaşımı aldığımda lise bitiyordu. Çünkü eğer daha önce alsaydım insanlar benim o... Olduğumu düşünebilirdi. Giydiğim kıyafetler uyumsuz, çingene pazarından rastgele alınmış gibi, bana olmayan büyük gelen kıyafetler. Benim istemediğim secmedigim kıyafetler. Neyi sevdiğimi, neyi giymek istedigimi öğrendiğimde 22 falandım heralde. Ben şifon gömlek seviyorum. Saçımı kısa seviyorum. Düşün bunu anlamak için 22 sene geçmesi gerekti. Zaten bunu anlayana kadar önce insanlarla çatışmam gerekti. İnsanlar dediğim ailem ve yakın akrabalar. Hersey bir olay sonrasında ben ne yaptım da bana kızıyorlar demekle başlıyor. Neden? O anda kafa düşünmeye başlıyor.. Ben ne yaptım? E hatam yok ben biliyorum. O zaman hata ne ki? Saçını kestirmek mi? Dünyada herkes kestiriyor. O zaman dünyada herkes mi hata yapıyor? Ama kendi de berbere gidiyor? Ona neden kizilmiyor? Önceden saçını kestirince hata yapmış olmuyor da ben saçımı kestirince hata yapmış oluyorum? Sonra baş kaldırma başlıyor. Kızıyorlarsa kendimi ve yaptıklarımı savunmaya başladım. Ben utanılacak, ayiplanacak birsey yapmadım. Yapsam da bu benim hatamdir, beni ilgilendirir. İster maymuna dönerim ister prensese. Bu zihniyetle uğraşmak hiç kolay değildi. Ne kavgalar ne laflar ne küslükler. Dolu dolu yaşadık. O zama çocuk aklıyla hareket etmeye çalıştım çünkü etrafta bunu öğretecek kimse yoktu. Şimdiki aklım olsa uzmanla çalışıp ilerlemek belki daha az yıpratıcı olacaktı ama kısmet artık. O zamanlar psikologa gitmek deli demekti. Hala yapmam gerek, çözmem gereken kısımlar var. Tabiki cozecem. Ben bu dünyaya bir kez geliyorum. Bunu da beynini kullanmamaktan örümcek ağı kaplamis insanlara heba etmeye hiç niyetim yok.
Sizin yorumlarınızı, tarzınızı çok beğeniyorum. Eminim ki gerçek hayatta tanısam kendime örnek alabileceğim birisiniz.
Geçmişte bu kadar bastırıldığınızı okuyunca ilk önce şaşırdım çünkü şu an çizdiğiniz profil gerçekten çok farklı :) belli ki aşmışsınız birçok şeyi.
Sonra "Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar, onlar oluşurlar." sözü geldi aklıma.
Gerçekten de yaşadığımız travmalar olumsuz olsa da olgunlaşmamız için en önemli basamaklar. Sanırım dönüştüğümüz insanı sevdiğimiz zaman travmalarımıza da minnet duymamız gerekiyor. Ve geçmişimizle birlikte kendimizi kabul edip sevmeye başlıyoruz. Hepimiz o aşamaya gelebiliriz inşallah 😊
 
Birgun bir erkek arkadasim universiteden bi arkadasinin resmini gosterdi ben seni heo bu arkadasima benzetiyorum zayiflasan falan ayni o dedi resmini yollamisti bende laf arasinda bir kız arkadasima gosterdigimde hic sanmiyirum hadi benzedin diyelim kıza baksana nasil pozitif duruyor o kısmini ne yapacaksin demisti
Böyle olumsuz sacma sapan arkadaslardan uzak durun mesela ne demek "Hıc sanmıyorum" Erkek arkadasınızın sıze borcu mu var da yalan soyleyecek! Hem erkekler oyle cok ınce de dusunmezler gercekten sızı o kıza benzetmıs kı fotografını sıze gostermıs ama arkadasınızın kendisi negatif bence ya da size boyle guzel birşey söylenmesini kıskandı.

Cevremızde tuttugumuz insanların, arkadasların tutumlarının hayatımızda buyuk etkısı oldugunu dusunyorum negatıf konsan, pozıtıf enerjı almaadıgım yanındayken mutsuzlastıgımı hıssettıgım ınsanlardan uzak duruyorum. Siz de uzak durun bence boylece hayatınıza pozıtıf eve ıyı nıyetlı ınsanları cekeceksnız onlar da sızın modunuzu enerjinizi yukseltecek. O erkek arkadasınız gibi... Kız arkadasınız gıbı ınsanlar ınsanı dıbe ceker!
 
Sizin yorumlarınızı, tarzınızı çok beğeniyorum. Eminim ki gerçek hayatta tanısam kendime örnek alabileceğim birisiniz.
Geçmişte bu kadar bastırıldığınızı okuyunca ilk önce şaşırdım çünkü şu an çizdiğiniz profil gerçekten çok farklı :) belli ki aşmışsınız birçok şeyi.
Sonra "Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar, onlar oluşurlar." sözü geldi aklıma.
Gerçekten de yaşadığımız travmalar olumsuz olsa da olgunlaşmamız için en önemli basamaklar. Sanırım dönüştüğümüz insanı sevdiğimiz zaman travmalarımıza da minnet duymamız gerekiyor. Ve geçmişimizle birlikte kendimizi kabul edip sevmeye başlıyoruz. Hepimiz o aşamaya gelebiliriz inşallah 😊
Güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim 😊 evet haklısıniz. Böyle şartlarda büyümenin bir başka zorluğu kendimizle beraber kardeşlerimi, anne babamı da değiştirmemiz gerekiyordu. Gerçekten zor ama değiyor. Dini inancınızı bilemem ancak Müslümansaniz bunların size sınav olarak verildiğinin, bunları geçmediğiniz sürece, doğrusunu yapıp olgunlasmadiginiz sürece ilerleyemeyeceginizi farkediyorsunuz. Gerçi bu nerdeyse bütün dinlerde, birçok felsefede geçerli bir durum.
Burda bazen çok kızdığım zamanlar oluyor. Bir kadın olarak bu yapılanlar karşısında susmak, kabullenmek okurken bana ağır geliyor. Çok kiziyorum. Düzeltmek için hiçbir şey yapmak istemiyorlar. Sabah uyanıyor ağlıyor, sızlıyor burda şikayet ediyor, akşama aynı tas aynı hamam.
Bunlar gerçekten acı veriyor, kayıplar oluyor, yorucu oluyor ama inanın sonucta fazlasıyla değiyor. Bunu tek başınıza yapamıyor olabilirsiniz destek almakta utanılacak hiçbir şey yok. Aksine ülkece destek alsak acayip bir ilerleme kaydederiz.
Ayrıca eminim ki sizin gibi yaşanan travmalara, olaylara, acılara farklı bir bakış açısıyla yaklaşan herkes kendi için yaşayabilir, değişebilir ve değiştirebilir.
 
X