- 1 Mayıs 2014
- 1.651
- 1.876
bugün canım epey sıkkın.
cuma günü asistanımın oğlu 2,5 yaşında hastaneye kaldırıldı diye apar topar çıktı.
böbreklerinde sorun varmış, protein kaçırıyormuş en az 10 gün hastanede kalacaklarmış.
çocuğa kayınvalidesi bakıyordu, o da fizik tedaviye başlamış, bakacak kimse yok diye eşi istifaya zorlamış.
bebeğe mi üzüleyim, tam yetişti artık iyi bir asistan oldu diye düşünürken yine yeni birini eğitecek olma zorunluluğuma mı bilemedim.
hoş, bebeğe üzülüyorum en çok orası ayrı...
bir de karabahtıma yanıyorum
malum benimkiyle barıştık, bu ara sorunları çok fazla diye üstüne gitmiyorum, günlük günaydın mesajlarını atıyorum o beni arıyor filan. geçen hafta gazete için köşe yazısı/makalesi vardı üzerinde epey uğraştım. yayınlandıktan sonra hiç konuşmadık. ama bunları dert etmeyeceğim dedim kendi kendime. günlük mesajlara devam ettim. cuma aradım yola çıkarken, meşgule attı sonra dönmedi. h.sonu yine mesajla günaydın dedim. dün akşam kandil için aradım açmadı. kardeşindeymiş, sonra görmüş aramayı...
bu sabah yine günaydın mesajımı attım, mesaj gitmeden aradı. sitem etti bana 1 haftadır aramıyormuşum onu hiç diye. 5 gündür o ne mesaj attı ne aradı oysa. tamam anlıyorum problemleri var, ki gerçekten ciddi problemler, sıkıntısı var... beni arayıp sormayana minnet eden biri değilim, herhangi bir zorunluluğum da yok ona karşı, sırf benden azıcık zaman ve sabır istedi diye her gün mesajlarıma devam ediyorum.
ne kadar zor bir insan. bırak diyorum hayır diyor, bırakayım diyorum hayır diyor. arıza yapınca 3 gün ilgileniyor sonra yine karabatak oluyor sevdiğine inanmasam çekilecek kahır değil. sırf sevgi de yetmiyor, tek taraflı ilgi de nereye kadar gidecek bilemiyorum. Hiç mi yüzüm gülmeyecek benim
cuma günü asistanımın oğlu 2,5 yaşında hastaneye kaldırıldı diye apar topar çıktı.
böbreklerinde sorun varmış, protein kaçırıyormuş en az 10 gün hastanede kalacaklarmış.
çocuğa kayınvalidesi bakıyordu, o da fizik tedaviye başlamış, bakacak kimse yok diye eşi istifaya zorlamış.
bebeğe mi üzüleyim, tam yetişti artık iyi bir asistan oldu diye düşünürken yine yeni birini eğitecek olma zorunluluğuma mı bilemedim.
hoş, bebeğe üzülüyorum en çok orası ayrı...
bir de karabahtıma yanıyorum
malum benimkiyle barıştık, bu ara sorunları çok fazla diye üstüne gitmiyorum, günlük günaydın mesajlarını atıyorum o beni arıyor filan. geçen hafta gazete için köşe yazısı/makalesi vardı üzerinde epey uğraştım. yayınlandıktan sonra hiç konuşmadık. ama bunları dert etmeyeceğim dedim kendi kendime. günlük mesajlara devam ettim. cuma aradım yola çıkarken, meşgule attı sonra dönmedi. h.sonu yine mesajla günaydın dedim. dün akşam kandil için aradım açmadı. kardeşindeymiş, sonra görmüş aramayı...
bu sabah yine günaydın mesajımı attım, mesaj gitmeden aradı. sitem etti bana 1 haftadır aramıyormuşum onu hiç diye. 5 gündür o ne mesaj attı ne aradı oysa. tamam anlıyorum problemleri var, ki gerçekten ciddi problemler, sıkıntısı var... beni arayıp sormayana minnet eden biri değilim, herhangi bir zorunluluğum da yok ona karşı, sırf benden azıcık zaman ve sabır istedi diye her gün mesajlarıma devam ediyorum.
ne kadar zor bir insan. bırak diyorum hayır diyor, bırakayım diyorum hayır diyor. arıza yapınca 3 gün ilgileniyor sonra yine karabatak oluyor sevdiğine inanmasam çekilecek kahır değil. sırf sevgi de yetmiyor, tek taraflı ilgi de nereye kadar gidecek bilemiyorum. Hiç mi yüzüm gülmeyecek benim