- 16 Temmuz 2020
- 217
- 383
- 53
- 35
- Konu Sahibi celikleblebi
-
- #41
okurken ne kadar güçlü bir kadın olduğunuzu görebiliyorum, öncelikle çok geçmiş olsun ve bundan sonraki günleriniz hep güzellikle sağlıkla geçsin. hayatta bazen biz ne kadar doğru olsak da karşımızdakini kontrol edemiyoruz işte, olanlar oluyor ve kırık bir kalp ile kalıyoruz. fakat güçlü duruşunuz ve kişiliğiniz ile yapacağınız en güzel şeyi yapmışsınız. hayatınıza hep güzellikler gelmesini en içten dileklerim ile diliyorum, hep mutlu olun.Sadece iç dökmek için üye oldum. Kısaca özetlemeye çalışacağım:
Bir üniversitede eğitimciyim. Eşim mühendis. Ben 39 yaşındayım, eşim 45. Çok değer verip severek evlendik. Birbirimizin hayallerini her zaman destekledik, saygı duyduk. Romantik filmlerde görüp özendiğimiz çiftler vardır ya, öyleydik. Ailesiyle olan sorunlarında hep ara bulucuydum, maddi olarak az ile mutlu olan, hayat dolu biriydim, ve hala öyleyim.
Tabii ki sorunsuz hayat yoktur ama biz birbirimizden hep destek aldık, hiç üzüp kırmadık.
Evliliğimizin 12. yılında bir boğaz ağrısı ile gittiğim doktordan kanser teşhisi ile çıktım. Herşey muallaktaydı. Neşemden, gücümden kaybetmeden hayata güzel bakmaya devam ettim. Eşim çok ağladı, mahvoldu. Onu üzmemek için çok güçlü durdum. İşime de hayatıma da devam ettim tedavim sırasında. Ama bu arada benden uzaklaştığını da fark ettim.
Anladım ki, o bana deli gibi aşık olan eşim teşhisten 9 ay sonra kendine iş gezisinde bir başkasını bulmuş! Bir mühendis ve kendisinden 17 yaş küçük.
Arkadaşlar, ben dipsiz bir kuyuya düştüm ama çok şükür çıktım oradan. Yaşamak istemediğimi hatırladıkça gözlerim doluyor.
Ben öğrendiğimde 1 yıldır kandırıyormuş beni. Böyle zor bir teşhisin yükünü taşırken ve niye yalnızım diye üzülürken o eğleniyormuş. İlk aylar uyuştum diyebilirim. Madem öyle git dedim, istemiyormuş. Evine dön dedim onu da yapmıyor. Öyleyse herkes kendi yoluna gitsin diyorum, ona da hayır. Çok seviyormuş! beni. Depresyondaymış, normal değilmiş. Canı isteyince ev, istemeyince eğlence peşinde sanırım. Bir süre sonra kendime geldim. Ailemin boş dairesine geçtim. Bana saygı duymayan bu adama ihtiyacım olmamalı. Bundan sonrası malum.
Sağlığıma gelince, tamamen iyileştim, çok şükür.
Dediğim gibi, sadece iç dökmek için yazdım. Bir yol arkadaşına bunlar yapılır mı? En zor zamanlarında hem de. Derler ya kadın kendine bakmalı, gülmeli, pohpohlamalı. Ben hobi olarak pilates hocalığı yapıyorum. Spor yapan bir insanım. Arkadaşlarım güzel, neşeli, kültürlü, kibar olduğumu söylerler. Ne kadar kolay kadın kendine baksın demek. Ya karaktersiz adamları ne yapmalı?
Bunları yapanlara odaklanmamaya çalışıyorum. Ama bir taraftan da beni yaşamak istemeyecek kadar acıtıp eğlenenleri, artık neye inanıyorlarsa: Yaratan, doğa, karma.. ona havale ediyorum. O dipsiz kuyuya kendileri de düşecek mi, bilmiyorum. Ama enerjimi kendime ve kalbimi iyileştirmeye harcamalıyım.
17 yaş küçük olana gelince, benim teşhisimi biliyor, hatta durum kötü denmiş ona tedavim devam ederken. Ama eşime ortak olmakta sakınca görmemiş, bu işin gizli saklı kalması gerektiğini de biliyormuş. Bunu nasıl bir insan yapar?
Evlendiğim adama gelince, yeni birine aşıksan, seviyorsan boşanırsın. Ama 1 yıl boyunca eşini kandırıp gizli saklı takılmazsın. Kısacası ben burada sevgi aşk göremiyorum, sadece bencillik ve ego tatmini görüyorum.
Evet bana yazmaya başladı bile. Bensiz yaşayamazmış, çok mutsuzmuş. Cevap vermiyorum, vermeyeceğim. Kendime yeni bir sayfa açmaya çalışıyorum. Çok sevmiştim ve hala çok üzgünüm, kalbim paramparça. Desteklerinize ihtiyacım var.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Rabbim Şifa ve rahmet yağdırsın üzerine karanlıklardan aydınlığa ferahlığa kavuştursun..Hepinize tek tek teşekkür ediyorum. Yarım saatte bir gelip yeni cevap var mı acaba diye bakıyorum. Sizlere açılmak bana çok iyi geldi, desteğinizi çok samimi bir şekilde hissettim. Kendimi güçlü tutmak için çok uğraşıyorum. Bazen çok zorlanıyorum da. Ama doğru yol bu. Zamanla kalp de doğruyu takip edecektir sanırım.
Asla utanıp sıkılmıyorlar maalesef...Haydi adamın evli olmasından çekinmemiş bu kız, kanser atlatmış olmasından da mı utanıp sıkılmamış??
Boyle güçlü iradeli kadinlari gördükçe hemcinsim oldugu için gurur duyuyorum...Anlıyorum ki zaten size yapılanları düşünüp enerjinizi boşuna harcamak sizin harcınız degil kaldi ki doğru olan da bu...bence önemli olan sağlığınız ve daima önünüze bakmanız zaten...sadece düştüğünüzde ve canınız yandiginda da bunu mazur görün bence ;daha insani yanlarım var diye. .yaşınız genc ve enerji dolusunuz...belli bir donanima sahip olduğunuz da belli...ben 37 yaşımda o kadar aşık oldum ki ...kaldi ki esimi kaybetmiştim yillar önce ve tek dileğim yaşlanmak kızımla yasamakti...daha 29 yasindaydim...yani diyeceğim o ki ;bence siz o durumdayken aldatan adam zaten daha önce bitmiş ...bitirmiş...DUYGULARA SESLENİŞ YANLIS BIR DUSUNCEYI GAYET IYI ORTER ,der sanirim Shakespeare di....onun bunalimi sizi ilgilendirmez nihayetinde:) Can-i gönülden tebrik ediyorum sizi ...sevgilerSadece iç dökmek için üye oldum. Kısaca özetlemeye çalışacağım:
Bir üniversitede eğitimciyim. Eşim mühendis. Ben 39 yaşındayım, eşim 45. Çok değer verip severek evlendik. Birbirimizin hayallerini her zaman destekledik, saygı duyduk. Romantik filmlerde görüp özendiğimiz çiftler vardır ya, öyleydik. Ailesiyle olan sorunlarında hep ara bulucuydum, maddi olarak az ile mutlu olan, hayat dolu biriydim, ve hala öyleyim.
Tabii ki sorunsuz hayat yoktur ama biz birbirimizden hep destek aldık, hiç üzüp kırmadık.
Evliliğimizin 12. yılında bir boğaz ağrısı ile gittiğim doktordan kanser teşhisi ile çıktım. Herşey muallaktaydı. Neşemden, gücümden kaybetmeden hayata güzel bakmaya devam ettim. Eşim çok ağladı, mahvoldu. Onu üzmemek için çok güçlü durdum. İşime de hayatıma da devam ettim tedavim sırasında. Ama bu arada benden uzaklaştığını da fark ettim.
Anladım ki, o bana deli gibi aşık olan eşim teşhisten 9 ay sonra kendine iş gezisinde bir başkasını bulmuş! Bir mühendis ve kendisinden 17 yaş küçük.
Arkadaşlar, ben dipsiz bir kuyuya düştüm ama çok şükür çıktım oradan. Yaşamak istemediğimi hatırladıkça gözlerim doluyor.
Ben öğrendiğimde 1 yıldır kandırıyormuş beni. Böyle zor bir teşhisin yükünü taşırken ve niye yalnızım diye üzülürken o eğleniyormuş. İlk aylar uyuştum diyebilirim. Madem öyle git dedim, istemiyormuş. Evine dön dedim onu da yapmıyor. Öyleyse herkes kendi yoluna gitsin diyorum, ona da hayır. Çok seviyormuş! beni. Depresyondaymış, normal değilmiş. Canı isteyince ev, istemeyince eğlence peşinde sanırım. Bir süre sonra kendime geldim. Ailemin boş dairesine geçtim. Bana saygı duymayan bu adama ihtiyacım olmamalı. Bundan sonrası malum.
Sağlığıma gelince, tamamen iyileştim, çok şükür.
Dediğim gibi, sadece iç dökmek için yazdım. Bir yol arkadaşına bunlar yapılır mı? En zor zamanlarında hem de. Derler ya kadın kendine bakmalı, gülmeli, pohpohlamalı. Ben hobi olarak pilates hocalığı yapıyorum. Spor yapan bir insanım. Arkadaşlarım güzel, neşeli, kültürlü, kibar olduğumu söylerler. Ne kadar kolay kadın kendine baksın demek. Ya karaktersiz adamları ne yapmalı?
Bunları yapanlara odaklanmamaya çalışıyorum. Ama bir taraftan da beni yaşamak istemeyecek kadar acıtıp eğlenenleri, artık neye inanıyorlarsa: Yaratan, doğa, karma.. ona havale ediyorum. O dipsiz kuyuya kendileri de düşecek mi, bilmiyorum. Ama enerjimi kendime ve kalbimi iyileştirmeye harcamalıyım.
17 yaş küçük olana gelince, benim teşhisimi biliyor, hatta durum kötü denmiş ona tedavim devam ederken. Ama eşime ortak olmakta sakınca görmemiş, bu işin gizli saklı kalması gerektiğini de biliyormuş. Bunu nasıl bir insan yapar?
Evlendiğim adama gelince, yeni birine aşıksan, seviyorsan boşanırsın. Ama 1 yıl boyunca eşini kandırıp gizli saklı takılmazsın. Kısacası ben burada sevgi aşk göremiyorum, sadece bencillik ve ego tatmini görüyorum.
Evet bana yazmaya başladı bile. Bensiz yaşayamazmış, çok mutsuzmuş. Cevap vermiyorum, vermeyeceğim. Kendime yeni bir sayfa açmaya çalışıyorum. Çok sevmiştim ve hala çok üzgünüm, kalbim paramparça. Desteklerinize ihtiyacım var.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Ne güzel isiniz var eyvallah deyip çıkmışsınız. Üzülmeyin sizin değerinizi bilmeyen o insan kaybeder bir cok kadin ekonomik güçlere sahip olamadığı için sizin gibi yapamiyor daha gençsiniz... sevgiye gelince unutursunuz yanlis yapıp dönmeyin bu alışkanlık yapar yine devam keyfine bakar ve donsenizde artik ip kopmuştur hep aklınızda bi şüphe kalır ve kendinize zarar verirsiniz Allah korusun hastalığınız nukseder.. ... mutlu olun herseyde hayır vardır .. sonuçta yırtık bavul sizi yolda bırakmıştır bavul yırtıldı diye üzülmeye gerek yok ....Sadece iç dökmek için üye oldum. Kısaca özetlemeye çalışacağım:
Bir üniversitede eğitimciyim. Eşim mühendis. Ben 39 yaşındayım, eşim 45. Çok değer verip severek evlendik. Birbirimizin hayallerini her zaman destekledik, saygı duyduk. Romantik filmlerde görüp özendiğimiz çiftler vardır ya, öyleydik. Ailesiyle olan sorunlarında hep ara bulucuydum, maddi olarak az ile mutlu olan, hayat dolu biriydim, ve hala öyleyim.
Tabii ki sorunsuz hayat yoktur ama biz birbirimizden hep destek aldık, hiç üzüp kırmadık.
Evliliğimizin 12. yılında bir boğaz ağrısı ile gittiğim doktordan kanser teşhisi ile çıktım. Herşey muallaktaydı. Neşemden, gücümden kaybetmeden hayata güzel bakmaya devam ettim. Eşim çok ağladı, mahvoldu. Onu üzmemek için çok güçlü durdum. İşime de hayatıma da devam ettim tedavim sırasında. Ama bu arada benden uzaklaştığını da fark ettim.
Anladım ki, o bana deli gibi aşık olan eşim teşhisten 9 ay sonra kendine iş gezisinde bir başkasını bulmuş! Bir mühendis ve kendisinden 17 yaş küçük.
Arkadaşlar, ben dipsiz bir kuyuya düştüm ama çok şükür çıktım oradan. Yaşamak istemediğimi hatırladıkça gözlerim doluyor.
Ben öğrendiğimde 1 yıldır kandırıyormuş beni. Böyle zor bir teşhisin yükünü taşırken ve niye yalnızım diye üzülürken o eğleniyormuş. İlk aylar uyuştum diyebilirim. Madem öyle git dedim, istemiyormuş. Evine dön dedim onu da yapmıyor. Öyleyse herkes kendi yoluna gitsin diyorum, ona da hayır. Çok seviyormuş! beni. Depresyondaymış, normal değilmiş. Canı isteyince ev, istemeyince eğlence peşinde sanırım. Bir süre sonra kendime geldim. Ailemin boş dairesine geçtim. Bana saygı duymayan bu adama ihtiyacım olmamalı. Bundan sonrası malum.
Sağlığıma gelince, tamamen iyileştim, çok şükür.
Dediğim gibi, sadece iç dökmek için yazdım. Bir yol arkadaşına bunlar yapılır mı? En zor zamanlarında hem de. Derler ya kadın kendine bakmalı, gülmeli, pohpohlamalı. Ben hobi olarak pilates hocalığı yapıyorum. Spor yapan bir insanım. Arkadaşlarım güzel, neşeli, kültürlü, kibar olduğumu söylerler. Ne kadar kolay kadın kendine baksın demek. Ya karaktersiz adamları ne yapmalı?
Bunları yapanlara odaklanmamaya çalışıyorum. Ama bir taraftan da beni yaşamak istemeyecek kadar acıtıp eğlenenleri, artık neye inanıyorlarsa: Yaratan, doğa, karma.. ona havale ediyorum. O dipsiz kuyuya kendileri de düşecek mi, bilmiyorum. Ama enerjimi kendime ve kalbimi iyileştirmeye harcamalıyım.
17 yaş küçük olana gelince, benim teşhisimi biliyor, hatta durum kötü denmiş ona tedavim devam ederken. Ama eşime ortak olmakta sakınca görmemiş, bu işin gizli saklı kalması gerektiğini de biliyormuş. Bunu nasıl bir insan yapar?
Evlendiğim adama gelince, yeni birine aşıksan, seviyorsan boşanırsın. Ama 1 yıl boyunca eşini kandırıp gizli saklı takılmazsın. Kısacası ben burada sevgi aşk göremiyorum, sadece bencillik ve ego tatmini görüyorum.
Evet bana yazmaya başladı bile. Bensiz yaşayamazmış, çok mutsuzmuş. Cevap vermiyorum, vermeyeceğim. Kendime yeni bir sayfa açmaya çalışıyorum. Çok sevmiştim ve hala çok üzgünüm, kalbim paramparça. Desteklerinize ihtiyacım var.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Maşallah sizi alkışlıyorum, inanın sizin gibi güçlü kadınları görünce gözlerim istemsiz doluyor, annemde sizin gibi savaşçı ve güçlü bir kadındı, kanseri yenmenize çok sevindim, Allah sizi ve sevginizi sınamış ama eşiniz bu sınavı geçememiş , eşiniz hastalığınızı öğrendiği zaman size değil kendine ağlamış şayet size ağlayıp üzülseydi bu süreçte her anlamda yanınızda olurdu , etkilemek istemem ama böyle bir adamla yoluma devam edemezdim ben ...Sadece iç dökmek için üye oldum. Kısaca özetlemeye çalışacağım:
Bir üniversitede eğitimciyim. Eşim mühendis. Ben 39 yaşındayım, eşim 45. Çok değer verip severek evlendik. Birbirimizin hayallerini her zaman destekledik, saygı duyduk. Romantik filmlerde görüp özendiğimiz çiftler vardır ya, öyleydik. Ailesiyle olan sorunlarında hep ara bulucuydum, maddi olarak az ile mutlu olan, hayat dolu biriydim, ve hala öyleyim.
Tabii ki sorunsuz hayat yoktur ama biz birbirimizden hep destek aldık, hiç üzüp kırmadık.
Evliliğimizin 12. yılında bir boğaz ağrısı ile gittiğim doktordan kanser teşhisi ile çıktım. Herşey muallaktaydı. Neşemden, gücümden kaybetmeden hayata güzel bakmaya devam ettim. Eşim çok ağladı, mahvoldu. Onu üzmemek için çok güçlü durdum. İşime de hayatıma da devam ettim tedavim sırasında. Ama bu arada benden uzaklaştığını da fark ettim.
Anladım ki, o bana deli gibi aşık olan eşim teşhisten 9 ay sonra kendine iş gezisinde bir başkasını bulmuş! Bir mühendis ve kendisinden 17 yaş küçük.
Arkadaşlar, ben dipsiz bir kuyuya düştüm ama çok şükür çıktım oradan. Yaşamak istemediğimi hatırladıkça gözlerim doluyor.
Ben öğrendiğimde 1 yıldır kandırıyormuş beni. Böyle zor bir teşhisin yükünü taşırken ve niye yalnızım diye üzülürken o eğleniyormuş. İlk aylar uyuştum diyebilirim. Madem öyle git dedim, istemiyormuş. Evine dön dedim onu da yapmıyor. Öyleyse herkes kendi yoluna gitsin diyorum, ona da hayır. Çok seviyormuş! beni. Depresyondaymış, normal değilmiş. Canı isteyince ev, istemeyince eğlence peşinde sanırım. Bir süre sonra kendime geldim. Ailemin boş dairesine geçtim. Bana saygı duymayan bu adama ihtiyacım olmamalı. Bundan sonrası malum.
Sağlığıma gelince, tamamen iyileştim, çok şükür.
Dediğim gibi, sadece iç dökmek için yazdım. Bir yol arkadaşına bunlar yapılır mı? En zor zamanlarında hem de. Derler ya kadın kendine bakmalı, gülmeli, pohpohlamalı. Ben hobi olarak pilates hocalığı yapıyorum. Spor yapan bir insanım. Arkadaşlarım güzel, neşeli, kültürlü, kibar olduğumu söylerler. Ne kadar kolay kadın kendine baksın demek. Ya karaktersiz adamları ne yapmalı?
Bunları yapanlara odaklanmamaya çalışıyorum. Ama bir taraftan da beni yaşamak istemeyecek kadar acıtıp eğlenenleri, artık neye inanıyorlarsa: Yaratan, doğa, karma.. ona havale ediyorum. O dipsiz kuyuya kendileri de düşecek mi, bilmiyorum. Ama enerjimi kendime ve kalbimi iyileştirmeye harcamalıyım.
17 yaş küçük olana gelince, benim teşhisimi biliyor, hatta durum kötü denmiş ona tedavim devam ederken. Ama eşime ortak olmakta sakınca görmemiş, bu işin gizli saklı kalması gerektiğini de biliyormuş. Bunu nasıl bir insan yapar?
Evlendiğim adama gelince, yeni birine aşıksan, seviyorsan boşanırsın. Ama 1 yıl boyunca eşini kandırıp gizli saklı takılmazsın. Kısacası ben burada sevgi aşk göremiyorum, sadece bencillik ve ego tatmini görüyorum.
Evet bana yazmaya başladı bile. Bensiz yaşayamazmış, çok mutsuzmuş. Cevap vermiyorum, vermeyeceğim. Kendime yeni bir sayfa açmaya çalışıyorum. Çok sevmiştim ve hala çok üzgünüm, kalbim paramparça. Desteklerinize ihtiyacım var.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?