Nişanlımın "ben erkeğim" minvalinde yaklaşımları sadece hayatımı/hayatımızı kolaylaştırmak yönünde olmuştur. Mesela, ikimiz de yorgunuz ve bir iş yapılacak, "sen dinlen, çok yoruldun" der ve kendisi yapmaya koyulur, "sen de yoruldun" deyince "bir şey olmaz, ben erkeğim, hadi sen uzan." der, demiştir. İkimiz de az uyumuş oluyoruz mesela, koştururken sanki kendisi çok dinlenmiş gibi bana üzülüyor, "uyuyamadın, dinlenemedin, işleri halledelim de seni bi uyutalım." diyerek.
Başka bir örnek, ikimizin de beli ağrıyor, bi şey taşınacaktır ve ikimiz de birbirimize kıyamıyoruzdur, "sen narinsin, ben hallederim, lütfen bırak." der. Aramızda para hesabı asla yok ama hesap ödemek için kavga dövüş oluyorum kendisiyle, "bari bunu ben ödeyeyim" diye. "Tatlı-kahve benden o zaman" diyorum, tatlıcıda yine bakıyorum benden önce atlamış, ödemiş. Kimde para varsa o öder, bunlar mesele değil, burada önemli olan hâl, hareket, tavır, duruş.
Erillik, erkeklik böyle olur sevgili konu sahibi; incelikle, zarafetle, hayatındaki kadına çiçek gibi davranmakla, baskı ve manipüle ile kendini ispat etmeye çalışmamakla olur.
Kendini erkek gibi hissetmek istiyormuş paşazade; o sana ne kadar kadın gibi hissettiriyor? Şimdiden güç savaşına girmiş.
Ayrıca, hiç annesine ailesine suç bulma "dolduruyorlar"diyerek; dolmasın? Aynı zihniyette olsa zaten dolmaz. Armut dibine düşer; ailesinden, annesinden zerre farkı yok bakış açısı olarak. Hayatın laf anlatmaya çalışmak, anlatamam, bir de ne yapsan yaranamamakla geçer gider bu adamla evlenirsen.
Burada ilişkilerimizi güzelleme derdinde değiliz; normal insanların nasıl davrandığını görürsen belki gözün açılır diye anlatıyoruz. Üyelere saydırmak ve muhteşem ataerkil erkek sevgilisini savunmak yerine inşallah aklını başına alırsın da hayatını karartmazsın.