Gerçekten dayanamıyorum. Anlatıcam uzun uzun. Paragraflara da bölücem uzun yazı sevmeyen okumasın önceden uyarayım. Hayat hikayemi anlattım 19 yıllık özet tabii ki uzun olacak. Okumak zorunda değilsiniz. Uzun olacak diyorum baştan... İsterseniz bir kısmını okuyun sonra gelin kalan kısmını okuyun benim için problem değil. Yorum katmamaya çalışarak özetledim tüm çilemi.
Kimse kimsenin yorumunu KİB lemesin. Sövün, yerden yere vurun. Taşlayın, özel mesaj atın ağzınıza geleni sayın. Hepsi kabulüm hiç birine itirazım yok. Ben zaten dipteyim.
Cevaplarınızın hepsini teker teker okuyorum merak etmeyin ama cevap vermicem. Sadece merak ediyorum.
Evet belki benden daha kötüleri vardır. Ki var, evlat kaybeden, yatalak kalan, kör olan.. Lösemiyle kanser mücadele eden... Daha beterleri var.
Açık konuşayım siteye her girdiğimde içimden bana gıcık olan insanlar var diye düşünüyorum. Ben iki elin parmaklarını geçmeyecek kişi kadar seviliyorum.
Anlattıktan sonra belki o kadar abartılacak bir konu değil dersiniz zaten merak ettiğim yüreğimin yangınını yaşayan başka biri var mı? Benim gibi paramparça yaşayan iç huzurunu kaybetmiş bunun acısını hisseden atlatan biri var mı?
Başlıyorum
19 yaşındayım. Çilem 19 sene önce başladı. Annem de babamda ikinci evlilik yapmış birbirleriyle. Babam aldatılmış. Vefat eden abimle yaşarken annemle evlenmiş. Annemde küçük yaşta durumu iyi olan biriyle evlendirilmiş. Başta istemiş ailesinin deli olduğunu görünce vazgeçmek istemiş ananem istemiyosan git kendini köprüden at diyince annemin bütün reddedişine rağmen cinsel birliktelik olmayan 1 yıllık evlilik yapmış o kişiyle.
Hani annen kim bilir neler yaşadı diyecek olan kişiler için anlatıyorum yorum katmaksızın.
Evlenmişler babamla annem. Evde babanem babam abim ve annem kalmışlar.
Evlilikten kaç yıl son bilmiyorum ama abim 15 yaşındayken ben doğmuşum. Ben 3 yaşındayken abim vefat etmiş.
Bu arada babamı aldatan eski karısıda evlenmiş 1 erkek evladı olmuş. Abimle annesinin görüşmesini babam istememiş ama gizli gizli görüşmüşler.
Annem ben ilkokula giderken "abim beni sever miydi" gibi sorduğum sorulara. Hayır diğer çocuğu seviyodu kaçıp kaçıp gidiyodu onu sevmeye öpmeye gibi şeyler söylemişti. Çok net hatırlıyorum. Ağlamaklı olunca "seni de severdi" gibi şeyler söyledi beni üzmemek için. Birde bana vurunca abim çok kızarmış. Bunu defalarca söyledi ama kıt kafalı bir kadın olduğu için detayı unuttu...
Abim üç yaşındayken ölüyor ve 1-2 yaşlarındaki çocuğa şiddet uyguluyor annem...
Sonra konu konuyu açtı itiraflar başladı. Annem abime sinirlenince "senin anan o..." gibi şeyler söylemiş abime. Görüşme onunla gibi.. Abimde annemden nefret edermiş bu yaptıkları yüzünden. Seni öldürücem gibi laflar söylermiş annesine laf ettiği için. Annem abimin vefatında ağlayınca babanem "Üzülme belki senin için hayırlısı oldu" demiş. Bunlar annemin ağzından duyduğum şeyler. Başka neler yaptı bilemiyorum.
Geçen gün halamın kızına sorduğumda (aynı yaştalardı birlikte büyüdüler benden çok büyük) Abin "Abla ben kendimi değil kızı düşünüyorum efi o evde çok zorlanıcak birde kız çocuğu" dedi. Abin hiç öyle biri değildi, seni de o kardeşini de severdi dedi...
Bu ölümden sonra ben büyümeye başladıkça babam bana karşı farklı yaklaşmaya başladı. Ölümünü kabullenemedi. Beni abimin yerine koydu. Orta okul 6. sınıfa kadar erkek saçıyla gezdim. Kız şeyleri giymedim hiç. Babam tekstilde çalıştığı için getirdiklerini giyerdim. Hiç kız gibi hissetmedim zaten.
Dışarı çıkıp oynardım küçükken ama çok pasiftim. Evde sürekli dayak vardı. Annem hasta olduğu için çok sinirliydi. Bütün sinirini beni döverek çıkarırdı. Normal dayak değil ama. Terlikle falaka, terlikle nereye gelirse vurmak gibi.. Elini kullandığını hatırlamıyorum.
4-5 yaşında çocuk ne yapabilir ki bunları hak edecek. 4-5 yaşında çocuğu olanlara sormak istiyorum sizin çocuğunuz bunu hak edecek bir hareket yaptı mı?
O sıralar dayak olduğu için çare dışarı çıkmak mecburen.. Çıkmazsan en ufak şeyde dayak var.
Zaten 17 yaşından sonra kabul görmek için kadınlığımı kullanmaya başladım.
Arkadaşlıklarım kısmen iyiydi küçükken kızlar tarafından sevilirdim. Dışlamadılar erkek gibiyim diye.
Herhalde hep kısa gördükleri için alışmışlardı... Zeytinburnunda otururken hiç sıkıntı çekmedim bu konuda.
İlkokula başladım. Derslerim müthişti. Bütün kurdeleleri hediyeleri ben toplardım. Bu süre zarfında annemin tek annelik yaptığı konu sabahçı olduğum için sıcak süte ekmek doğrayıp kaşıkla yedirmesi. Bunun dışında ne saçımı taradığını bilirim ne öptüğünü ne sarıldığını ne de başka bir şey.. Dayak dışında temasımız olmazdı.
2. sınıf bitti mükemmeldi her şey. Kiracımız bizi o sene çıkarmak istedi. Bizde ev ararken o sene teyzemlerden haber geldi. Ev var bize küçük gelin siz bakın diye. Bize de küçüktü ama annem sırf kardeşine yakın olsun diye evet dedi. Bir ton eşya atıldı. Hocam çok üzüldü "ef en azından servisle gelsin o da mı olmaz" bile dedi kadın.. Babam gezilere göndermezdi kadın annemle birebir konuşurdu o da gelsin en çok hak eden o diye.. Allah bin kere razı olsun. Ama taşındık maalesef.
Teyzem 3 aya kalmadan ABD ye gitti. Aslında taşınmadan belliymiş ama bize söylemediler. Annem çok kızıp darıldı. Çünkü hepimiz böyle bir eve evet denmeyeceğini biliyoduk. Babam sesini çıkarmadı en azından evimiz kendimizin diye.
Babamın saç kestirme ile bir tane daha kötü huyu var. O da alçak gönüllü olmamızı istemesi. Ama bunu hiç olmayacak şekilde yaptı. "Sen adam mısın, sen kaç paralık adamsın, bunu alacak adam mısın sen, sen okuyan adam olda.." gibi insanı küçük düşürecek şeyler söyledi sürekli. Bir kez aile içinde halam çocukları çocukların hamını vs varken halam bizi içeri geçirip ee nasılsınız çocuklar nasıl diyince babam "Napsınlar dayak arsızı oldular" gibi iğrenç bir espri yaptığını hatırlarım. Gözlerim dolar hatırladıkça. Nasıl incinmiştim..
Bunlar maalesef alçak gönüllü değil aşağılık bir insan psikolojisine soktu beni. Dayaklar şiddette cabası..
Yeni semtteki okulda 3ten 5e kadar çok sıkıntı çektim. Sınıf hocası beni hiç sevmedi. Sınıftakilerde erkek saçımdan üstüme uymayan üniformadan ezik duruşumdan yararlanıp beni aşağıladılar. Dövdüler. Hoca da anneme mi sinir oldu (annem çok konuşan cahil biridir, bilmez biliyorum der. bir şeyi 30 kez sorar karşıdakini dinlemez kendi sözünü sürekli tekrarlar.) nedendir bilmiyorum bana gıcıktı. Benime tek kötü huyum konuşan bir öğrenciydim biraz. İlk olayı hiç unutmam tenefüs bitip sınıfa girdiğinde oturmayan öğrencileri tahtaya kaldırıp tokat atmasıyla başlattı. 2 erkek ve bana sınıfın ortasında tokat attı. Sonra her ufak hatamda beni kaldırmaya başladı. Mesela kırmızı kalem istemiştim. Şimdi kırmızı kalemle işimiz mi var ki diye tek ayak üzerinde bekletirdi. Bende emir almaya alışmışım yerine geç denene kadar geçmezdim. Tenefüste bile ayakta beklerdim. Yerine geç komutu bekliyodum çünkü. Köpek gibi yetiştirildim. Mesela fen dersinde suyu döküp korktuğum için hemen lavobodan doldurup getirmiştim. Sınıftan çıktığımı görmüş. İzin almadan nasıl gittin dedi. Halbuki elimde fanus içinde su var. Deneyi yarım bırakıp tek ayak üstünde bekletmişti beni.
Keşke öyle kalsaydı bir de. Sınıfın en yaramaz öğrencisinin yanına oturttu ilerleyen dönemde. Çocuk en ufak şeyde döverdi beni. O dövmeye başladıktan sonra diğer öğrencilerde şiddete başladı. Annem gözümün altında morluk görünce okula gelip değiştirmişti yerimi. Tabii en ufak konuşmada beni tehdit eder gibi "konuşursan seni Recebin yanına alırım yine" gibi bir şey söyledi. Öğrencilerden biride dayak yer hocam diyince sınıfla beraber gülmüştü. Allah'a havale ediyorum. Bildiği gibi yapsın o kadını...
En son 5. sınıfta matematiğim düşük diye eski okula kursa gittim sadece cumartesi günleri. 2. dönemin son sınavından 85 almıştım. Sınıfta notları okurken 85 diyip gözüme kopya mı çektin der gibi bakışı atmıştı. Hala içime oturur hatırladıkça.
Eğer Z.burnunda kalsaydım güzel olacaktı derslerim...
(Troll konu değil notlarımı resim şeklinde ekledim. Hep sınırda bırakmış.)
O kadın 6. sınıfta gitti her branşa yeni hoca girmeye başladı benim derslerde düzeldi.
Hep teşekkür getirdim zaten. Öğrenciler bu sefer elle tacize geçtiler. 8 sınıfta dilekçe verdik o sene sınıfa gelen nakil arkadaşımın bana yaptığı hakkını ara baskısıyla, sınıflar ayrıldı. Sınıfta tacizcilerin yakın arkadaşları neden bu zamana kadar sustun diyip beni suçladılar. Hep bir baskı altındaydım.
Annemlerin bundan haberi yok bu arada.
O sene diş ağrılarım tuttu. Geberdim acıdan. Babam sırf para vermemek için git devletten randevu al dedi. Aldım biz çekemiyoruz dedi. Özele yönlendirdi. Kanal tedavisi olacak diş çekilmek zorunda kaldı beklemekten. Onun acısını da anlatamam uyuyamadığımı bilirim. Babamda içerde televizyon izledi. 10 tane ağrı kesici almama rağmen. Alırken "Al al o kadar fazlada geber dedi" Ağrıyo diyince de fırçalasaydın diyip kestirip attı. O ağrıılarıda bir ben bir allah biliyor. Allahım babamda olsa acımın hesabını sorsun. Ben uyuyamazken ağrıdan kıvranırken bunu düşüneni Allaha havale ediyorum.
7. sınıfta ilk sevgilim oldu. O zamanlar okulda herkesin sevgilisi vardı. Hiç acele etmedim. Soran birine "sevgilim yok zamanı gelince olur" gibi bir cevap vermişim kız anlatıyor. Aklı başında akıllı bir kızdım.
Biriyle internetten tanıştım. İyice araştırdım orjinal bir profil olduğunu çocuğun okuduğunu vs öğrenince konuşmayı başlattım. Bir ay sonra çıkma teklifi etti.
Çıkma teklifi etti ama bendeki akıl da bu ya çarşamba ettiği teklifi "yarın sınavım var giremem kararımı cumaya söylicem" demiştim
Çocuk Beylikdüzündeydi ama daha çocuğuz görüşemiyoruz bile. İnternetten yazışmalar vs. Evdeki kedisini en sevdiği müzik grubunu falan anlatırdı bana. Sonra annemler öğrendi. O ara bize gelen almancı misafirlere söylemişler ef le konuşun o çocuktan ayrılsın diye. Kadında aldı beni karşısına adam gibi bak bunlar olur gelir geçer kendine dikkat et kullandırma kendini çok kapılma en çok derslerine zaman ayır falan diye. Bu hafta konuş akşam yemeğine çağır bir yerlere gidelim bakalım nasıl biri tanışalım dediler. Allahım nasıl sevinmiştim önemli hissetmiştim
Onun istediklerini söylemediğini duyunca hatta ayrıl demediler diye kudurdu annem, bir gün uyurken ışığı açtı saçımdan tuttuğu gibi yere fırlattı ağzından salyaları fışkırta fışkırta "AYRILACAKSIN" diye bağırdı.
"Seni de kendileri gibi o.. mu yapacaklar burası türkiye" gibi şeyler söyledi.
Ben o ara psikolojimi yavaş yavaş kaybettim. Okulda buna benzeyen bir çocuğa göz koydum durup dururken kısa kesiyorum beylikdüzündeki öğrendi ve ayrıldı benden. Sonra pişman olup geri döndürmeye çalıştım o yaz 3 ay depresyona girdim 10 a yakın kilo verdim. Başka bir kızla çıktı ayrılmalarını bekleyip barışalım dedim. Pazar günü haber vericem diyip pazar günü gidip kızla barıştı her seferinde. Bekledim sakince.
Bunlar olurken annem almancılara küfür edince evi terkettiler. Eğer annem ağzını tutsaydı o sene hayatımda ilk kez tatil yapıp hiçbir şeyi takmayacaktım. Onların desteğiyle unutacaktım belkide
İki sene bekledikten sonra barışıp üstün körü kendimi ona sundum. Ön sevişme olarak. Ancak öyle barışabildik. Bu arada ben psikolojimi tamamen kaybettim.
Bir sene sonra başka biriyle ilişkiye girdim. Şuan vajinal enfeksiyonum var bundan kaynaklı. Adam beni sevmiyor ama azda olsa ilgi görebilmek için onunla birlikteyim. Sevgiye açım çünkü. İhtiyacım var.
Ayrıca bir sağlık sorunum olsa parasını ondan alıcam. İrtibatı kesmemek zorundayım. Vasfım yok çalışamıyorum para kazanamam şuan.
Hani vuracaksanız vurun ama yarın sabah gidiyorum yanına. Mecburum çünkü ruhum aç...
Hastayım kimsem yok. Üni sınavına hazırlanamadım hastalığım yüzünden. Bir çok yol vardı. Sağolsun annem hepsini kapattı. Şimdi bir çoğunuz senin elindeydi diyebilir. Evet benim elimdeydi ama psikolojim el vermedi. Doğruyu yanlışı göremedim. Hep köle psikolojisiyle yetiştirildim. Normal bir insan olduğumu anlayınca bakireliğim gitmişti bile...
Şuan psikolojik rahatsızlığım var ileri derecede depresyondayım. anksi. var. Ölmeyi bekleyen bir durum içindeyim.
Bunları okurken aklınıza sinirlenip bir anlık öfkeyle vurduğunuz çocuğunuz gelsin. Eğer buraya kadar okuduysanız gidin sarılıp öpün. Kucağınıza alın kokusunu içine çekin saçlarını okşayın. Sırf benim için. Yapın bunu. En ufak şeyi anlamasa bile anlatın. Vurmayın yapmaması gerektiğini söyleyin. Eğer küçükse ona ben olmamayı öğretin. Allah rızası için şu boktan dünyada kendinizi hırpalasanız bile o çocuğa zarar gelmesini engelleyin.
Kimse kimsenin yorumunu KİB lemesin. Sövün, yerden yere vurun. Taşlayın, özel mesaj atın ağzınıza geleni sayın. Hepsi kabulüm hiç birine itirazım yok. Ben zaten dipteyim.
Cevaplarınızın hepsini teker teker okuyorum merak etmeyin ama cevap vermicem. Sadece merak ediyorum.
Evet belki benden daha kötüleri vardır. Ki var, evlat kaybeden, yatalak kalan, kör olan.. Lösemiyle kanser mücadele eden... Daha beterleri var.
Açık konuşayım siteye her girdiğimde içimden bana gıcık olan insanlar var diye düşünüyorum. Ben iki elin parmaklarını geçmeyecek kişi kadar seviliyorum.
Anlattıktan sonra belki o kadar abartılacak bir konu değil dersiniz zaten merak ettiğim yüreğimin yangınını yaşayan başka biri var mı? Benim gibi paramparça yaşayan iç huzurunu kaybetmiş bunun acısını hisseden atlatan biri var mı?
Başlıyorum
19 yaşındayım. Çilem 19 sene önce başladı. Annem de babamda ikinci evlilik yapmış birbirleriyle. Babam aldatılmış. Vefat eden abimle yaşarken annemle evlenmiş. Annemde küçük yaşta durumu iyi olan biriyle evlendirilmiş. Başta istemiş ailesinin deli olduğunu görünce vazgeçmek istemiş ananem istemiyosan git kendini köprüden at diyince annemin bütün reddedişine rağmen cinsel birliktelik olmayan 1 yıllık evlilik yapmış o kişiyle.
Hani annen kim bilir neler yaşadı diyecek olan kişiler için anlatıyorum yorum katmaksızın.
Evlenmişler babamla annem. Evde babanem babam abim ve annem kalmışlar.
Evlilikten kaç yıl son bilmiyorum ama abim 15 yaşındayken ben doğmuşum. Ben 3 yaşındayken abim vefat etmiş.
Bu arada babamı aldatan eski karısıda evlenmiş 1 erkek evladı olmuş. Abimle annesinin görüşmesini babam istememiş ama gizli gizli görüşmüşler.
Annem ben ilkokula giderken "abim beni sever miydi" gibi sorduğum sorulara. Hayır diğer çocuğu seviyodu kaçıp kaçıp gidiyodu onu sevmeye öpmeye gibi şeyler söylemişti. Çok net hatırlıyorum. Ağlamaklı olunca "seni de severdi" gibi şeyler söyledi beni üzmemek için. Birde bana vurunca abim çok kızarmış. Bunu defalarca söyledi ama kıt kafalı bir kadın olduğu için detayı unuttu...
Abim üç yaşındayken ölüyor ve 1-2 yaşlarındaki çocuğa şiddet uyguluyor annem...
Sonra konu konuyu açtı itiraflar başladı. Annem abime sinirlenince "senin anan o..." gibi şeyler söylemiş abime. Görüşme onunla gibi.. Abimde annemden nefret edermiş bu yaptıkları yüzünden. Seni öldürücem gibi laflar söylermiş annesine laf ettiği için. Annem abimin vefatında ağlayınca babanem "Üzülme belki senin için hayırlısı oldu" demiş. Bunlar annemin ağzından duyduğum şeyler. Başka neler yaptı bilemiyorum.
Geçen gün halamın kızına sorduğumda (aynı yaştalardı birlikte büyüdüler benden çok büyük) Abin "Abla ben kendimi değil kızı düşünüyorum efi o evde çok zorlanıcak birde kız çocuğu" dedi. Abin hiç öyle biri değildi, seni de o kardeşini de severdi dedi...
Bu ölümden sonra ben büyümeye başladıkça babam bana karşı farklı yaklaşmaya başladı. Ölümünü kabullenemedi. Beni abimin yerine koydu. Orta okul 6. sınıfa kadar erkek saçıyla gezdim. Kız şeyleri giymedim hiç. Babam tekstilde çalıştığı için getirdiklerini giyerdim. Hiç kız gibi hissetmedim zaten.
Dışarı çıkıp oynardım küçükken ama çok pasiftim. Evde sürekli dayak vardı. Annem hasta olduğu için çok sinirliydi. Bütün sinirini beni döverek çıkarırdı. Normal dayak değil ama. Terlikle falaka, terlikle nereye gelirse vurmak gibi.. Elini kullandığını hatırlamıyorum.
4-5 yaşında çocuk ne yapabilir ki bunları hak edecek. 4-5 yaşında çocuğu olanlara sormak istiyorum sizin çocuğunuz bunu hak edecek bir hareket yaptı mı?
O sıralar dayak olduğu için çare dışarı çıkmak mecburen.. Çıkmazsan en ufak şeyde dayak var.
Zaten 17 yaşından sonra kabul görmek için kadınlığımı kullanmaya başladım.
Arkadaşlıklarım kısmen iyiydi küçükken kızlar tarafından sevilirdim. Dışlamadılar erkek gibiyim diye.
Herhalde hep kısa gördükleri için alışmışlardı... Zeytinburnunda otururken hiç sıkıntı çekmedim bu konuda.
İlkokula başladım. Derslerim müthişti. Bütün kurdeleleri hediyeleri ben toplardım. Bu süre zarfında annemin tek annelik yaptığı konu sabahçı olduğum için sıcak süte ekmek doğrayıp kaşıkla yedirmesi. Bunun dışında ne saçımı taradığını bilirim ne öptüğünü ne sarıldığını ne de başka bir şey.. Dayak dışında temasımız olmazdı.
2. sınıf bitti mükemmeldi her şey. Kiracımız bizi o sene çıkarmak istedi. Bizde ev ararken o sene teyzemlerden haber geldi. Ev var bize küçük gelin siz bakın diye. Bize de küçüktü ama annem sırf kardeşine yakın olsun diye evet dedi. Bir ton eşya atıldı. Hocam çok üzüldü "ef en azından servisle gelsin o da mı olmaz" bile dedi kadın.. Babam gezilere göndermezdi kadın annemle birebir konuşurdu o da gelsin en çok hak eden o diye.. Allah bin kere razı olsun. Ama taşındık maalesef.
Teyzem 3 aya kalmadan ABD ye gitti. Aslında taşınmadan belliymiş ama bize söylemediler. Annem çok kızıp darıldı. Çünkü hepimiz böyle bir eve evet denmeyeceğini biliyoduk. Babam sesini çıkarmadı en azından evimiz kendimizin diye.
Babamın saç kestirme ile bir tane daha kötü huyu var. O da alçak gönüllü olmamızı istemesi. Ama bunu hiç olmayacak şekilde yaptı. "Sen adam mısın, sen kaç paralık adamsın, bunu alacak adam mısın sen, sen okuyan adam olda.." gibi insanı küçük düşürecek şeyler söyledi sürekli. Bir kez aile içinde halam çocukları çocukların hamını vs varken halam bizi içeri geçirip ee nasılsınız çocuklar nasıl diyince babam "Napsınlar dayak arsızı oldular" gibi iğrenç bir espri yaptığını hatırlarım. Gözlerim dolar hatırladıkça. Nasıl incinmiştim..
Bunlar maalesef alçak gönüllü değil aşağılık bir insan psikolojisine soktu beni. Dayaklar şiddette cabası..
Yeni semtteki okulda 3ten 5e kadar çok sıkıntı çektim. Sınıf hocası beni hiç sevmedi. Sınıftakilerde erkek saçımdan üstüme uymayan üniformadan ezik duruşumdan yararlanıp beni aşağıladılar. Dövdüler. Hoca da anneme mi sinir oldu (annem çok konuşan cahil biridir, bilmez biliyorum der. bir şeyi 30 kez sorar karşıdakini dinlemez kendi sözünü sürekli tekrarlar.) nedendir bilmiyorum bana gıcıktı. Benime tek kötü huyum konuşan bir öğrenciydim biraz. İlk olayı hiç unutmam tenefüs bitip sınıfa girdiğinde oturmayan öğrencileri tahtaya kaldırıp tokat atmasıyla başlattı. 2 erkek ve bana sınıfın ortasında tokat attı. Sonra her ufak hatamda beni kaldırmaya başladı. Mesela kırmızı kalem istemiştim. Şimdi kırmızı kalemle işimiz mi var ki diye tek ayak üzerinde bekletirdi. Bende emir almaya alışmışım yerine geç denene kadar geçmezdim. Tenefüste bile ayakta beklerdim. Yerine geç komutu bekliyodum çünkü. Köpek gibi yetiştirildim. Mesela fen dersinde suyu döküp korktuğum için hemen lavobodan doldurup getirmiştim. Sınıftan çıktığımı görmüş. İzin almadan nasıl gittin dedi. Halbuki elimde fanus içinde su var. Deneyi yarım bırakıp tek ayak üstünde bekletmişti beni.
Keşke öyle kalsaydı bir de. Sınıfın en yaramaz öğrencisinin yanına oturttu ilerleyen dönemde. Çocuk en ufak şeyde döverdi beni. O dövmeye başladıktan sonra diğer öğrencilerde şiddete başladı. Annem gözümün altında morluk görünce okula gelip değiştirmişti yerimi. Tabii en ufak konuşmada beni tehdit eder gibi "konuşursan seni Recebin yanına alırım yine" gibi bir şey söyledi. Öğrencilerden biride dayak yer hocam diyince sınıfla beraber gülmüştü. Allah'a havale ediyorum. Bildiği gibi yapsın o kadını...
En son 5. sınıfta matematiğim düşük diye eski okula kursa gittim sadece cumartesi günleri. 2. dönemin son sınavından 85 almıştım. Sınıfta notları okurken 85 diyip gözüme kopya mı çektin der gibi bakışı atmıştı. Hala içime oturur hatırladıkça.
Eğer Z.burnunda kalsaydım güzel olacaktı derslerim...
(Troll konu değil notlarımı resim şeklinde ekledim. Hep sınırda bırakmış.)
O kadın 6. sınıfta gitti her branşa yeni hoca girmeye başladı benim derslerde düzeldi.
Hep teşekkür getirdim zaten. Öğrenciler bu sefer elle tacize geçtiler. 8 sınıfta dilekçe verdik o sene sınıfa gelen nakil arkadaşımın bana yaptığı hakkını ara baskısıyla, sınıflar ayrıldı. Sınıfta tacizcilerin yakın arkadaşları neden bu zamana kadar sustun diyip beni suçladılar. Hep bir baskı altındaydım.
Annemlerin bundan haberi yok bu arada.
O sene diş ağrılarım tuttu. Geberdim acıdan. Babam sırf para vermemek için git devletten randevu al dedi. Aldım biz çekemiyoruz dedi. Özele yönlendirdi. Kanal tedavisi olacak diş çekilmek zorunda kaldı beklemekten. Onun acısını da anlatamam uyuyamadığımı bilirim. Babamda içerde televizyon izledi. 10 tane ağrı kesici almama rağmen. Alırken "Al al o kadar fazlada geber dedi" Ağrıyo diyince de fırçalasaydın diyip kestirip attı. O ağrıılarıda bir ben bir allah biliyor. Allahım babamda olsa acımın hesabını sorsun. Ben uyuyamazken ağrıdan kıvranırken bunu düşüneni Allaha havale ediyorum.
7. sınıfta ilk sevgilim oldu. O zamanlar okulda herkesin sevgilisi vardı. Hiç acele etmedim. Soran birine "sevgilim yok zamanı gelince olur" gibi bir cevap vermişim kız anlatıyor. Aklı başında akıllı bir kızdım.
Biriyle internetten tanıştım. İyice araştırdım orjinal bir profil olduğunu çocuğun okuduğunu vs öğrenince konuşmayı başlattım. Bir ay sonra çıkma teklifi etti.
Çıkma teklifi etti ama bendeki akıl da bu ya çarşamba ettiği teklifi "yarın sınavım var giremem kararımı cumaya söylicem" demiştim
Çocuk Beylikdüzündeydi ama daha çocuğuz görüşemiyoruz bile. İnternetten yazışmalar vs. Evdeki kedisini en sevdiği müzik grubunu falan anlatırdı bana. Sonra annemler öğrendi. O ara bize gelen almancı misafirlere söylemişler ef le konuşun o çocuktan ayrılsın diye. Kadında aldı beni karşısına adam gibi bak bunlar olur gelir geçer kendine dikkat et kullandırma kendini çok kapılma en çok derslerine zaman ayır falan diye. Bu hafta konuş akşam yemeğine çağır bir yerlere gidelim bakalım nasıl biri tanışalım dediler. Allahım nasıl sevinmiştim önemli hissetmiştim
Onun istediklerini söylemediğini duyunca hatta ayrıl demediler diye kudurdu annem, bir gün uyurken ışığı açtı saçımdan tuttuğu gibi yere fırlattı ağzından salyaları fışkırta fışkırta "AYRILACAKSIN" diye bağırdı.
"Seni de kendileri gibi o.. mu yapacaklar burası türkiye" gibi şeyler söyledi.
Ben o ara psikolojimi yavaş yavaş kaybettim. Okulda buna benzeyen bir çocuğa göz koydum durup dururken kısa kesiyorum beylikdüzündeki öğrendi ve ayrıldı benden. Sonra pişman olup geri döndürmeye çalıştım o yaz 3 ay depresyona girdim 10 a yakın kilo verdim. Başka bir kızla çıktı ayrılmalarını bekleyip barışalım dedim. Pazar günü haber vericem diyip pazar günü gidip kızla barıştı her seferinde. Bekledim sakince.
Bunlar olurken annem almancılara küfür edince evi terkettiler. Eğer annem ağzını tutsaydı o sene hayatımda ilk kez tatil yapıp hiçbir şeyi takmayacaktım. Onların desteğiyle unutacaktım belkide
İki sene bekledikten sonra barışıp üstün körü kendimi ona sundum. Ön sevişme olarak. Ancak öyle barışabildik. Bu arada ben psikolojimi tamamen kaybettim.
Bir sene sonra başka biriyle ilişkiye girdim. Şuan vajinal enfeksiyonum var bundan kaynaklı. Adam beni sevmiyor ama azda olsa ilgi görebilmek için onunla birlikteyim. Sevgiye açım çünkü. İhtiyacım var.
Ayrıca bir sağlık sorunum olsa parasını ondan alıcam. İrtibatı kesmemek zorundayım. Vasfım yok çalışamıyorum para kazanamam şuan.
Hani vuracaksanız vurun ama yarın sabah gidiyorum yanına. Mecburum çünkü ruhum aç...
Hastayım kimsem yok. Üni sınavına hazırlanamadım hastalığım yüzünden. Bir çok yol vardı. Sağolsun annem hepsini kapattı. Şimdi bir çoğunuz senin elindeydi diyebilir. Evet benim elimdeydi ama psikolojim el vermedi. Doğruyu yanlışı göremedim. Hep köle psikolojisiyle yetiştirildim. Normal bir insan olduğumu anlayınca bakireliğim gitmişti bile...
Şuan psikolojik rahatsızlığım var ileri derecede depresyondayım. anksi. var. Ölmeyi bekleyen bir durum içindeyim.
Bunları okurken aklınıza sinirlenip bir anlık öfkeyle vurduğunuz çocuğunuz gelsin. Eğer buraya kadar okuduysanız gidin sarılıp öpün. Kucağınıza alın kokusunu içine çekin saçlarını okşayın. Sırf benim için. Yapın bunu. En ufak şeyi anlamasa bile anlatın. Vurmayın yapmaması gerektiğini söyleyin. Eğer küçükse ona ben olmamayı öğretin. Allah rızası için şu boktan dünyada kendinizi hırpalasanız bile o çocuğa zarar gelmesini engelleyin.
Eklentiler
Son düzenleme: