Hayatımın Dilemması

Çok tatlısınız :) Açıkçası seçenekleri ikiye düşürebilirim. Boşanmak veya kabul etmek. Diğerleri fazla olabilir gelmedi. Çünkü çocuğu olup olamadığını bilmiyorken ve kendi evladına karşı isteksizlik varken evlatlık almaz. Ben de psikolojik baskı yapabilen biri değilim. İnşallah sizin düşündüğünüz gibidir. Ve evet evlenmeden önce beni kaybetmekten çok korkuyordu. O yüzden kendini zorlamış olabilir. Bilemiyorum. Son seçeneğiniz ise ilk seçeneğe çıkıyor.

Şunu da belirteyim, her iki seçeneğin de sonuçları ve bedeli çok ağır benim için :KK43:

yok son seçeneği şu şekilde düşündüm ben (benim uyguladığım yöntemdir);

bir gün eşime gittim ve bugünden itibaren korunmayı bırakıyoruz, çocuk sahibi olmaya karar verdim dedim, zaten ben korunuyordum.
o da "bana da haber verdiğin için teşekkür ederim" dedi.

hadi ordan derken, hani bu karar seni bağlamaz, anne olan karar verir diyebilirsiniz gibisinden düşündüm :)
 
Bazı insanlar çok planci bir yapıdadır. Eşiniz doktorluk zamanında gordugu, fizyolojik sıkıntısı olan çocuklara çok üzülüp acaba bizim ki de böyle olur mu? Ya da olursa ben ne yaparım? Buna hakkım yok. Gibi, gibi bir teslimiyetsizlik girdabi içine girmiş olabilir mi?

Rabbim nasip etmişse olacak elbet. İnşallah her şekilde hayırla sonuçlanır bu düşünceleriniz.
 
Özür dilerim, yorumunuzu gözden kaçırmışım. Şimdi cevaplamaya çalışayım.

Öncelikle birazdan işe gideceğim ve fazla zamanım yok, verdiğiniz linki daha sonra okurum.

Eşim kati olarak istemediğini söyledi. Yoksa yapı olarak hemen karalar bağlayan bir tip değilim. Mesleğiminde etkisiyle ne kadar zorluklar aştım bilemezsiniz. Ama bu sıkıntıyı aşabileceğimden şüphe duyuyorum artık.

İkinci sorunuzdaki gibi bir gebelik durumunda asla aldırmaz. Maneviyatı kuvvetli biridir. Ama ben de onu asla istemediği bir duruma mecbur bırakacak biri değilim.

1,5 yıldan beri ne değişti. Dünden beri sanırım ümidim kırıldı. İnancıma ters düşse de Nietzsche nin dediği gibi: Ümit en son kötülüktür ifadesini yaşıyorum herhalde...

Dualarınız için çok teşekkürler. Daha ne olsun. Bana yapabileceğiniz en güzel yardım. Allah çocuğunuzu hayırla ve sağlıkla kucağınıza almayı nasip eder inşallah.

Esinizin izni olmaksizin gizliden hamile kalmayi kesinlikle kastetmedim. bu durumda siz de mutlu olmazdiniz zaten... Ancak kesinlikle cocuk sahibi olmak istemeyen bir insan icin evlilik de bir risktir demek istedim. Bu kadar cok bebek fikrinden uzak olan biri ya bebek sahibi olmamak icin ameliyat olmali ya da hic evlenmemeli diye dusunuyorum. (Maneviyati bebek aldirmaya musade etmeyen biri acisindan konusuyorum.)

Esinin katiligi "Ben mi? Bebek mi? Tercihini yap." noktasina geldiyse senin de sakin kafayla eksilerini artilarini dusunup karar vermen en dogrusu olacak gibi gorunuyor...

Lutfen uzulmeyin, Allah guzel kalbiniz hatirina sizin icin kapilar acacaktir inaniyorum. Guzel dilekleriniz icin ayrica tesekkur ediyorum. İnsallah evladim ilerde hastalandiginda sizin gibi zarif bir cocuk doktoruna denk gelebiliriz :)
 
Çok üzüldüm adınıza. Eşinizin sizi kandırdığını yada başka bir niyeti olmadığını düşünmüyorum. Çünkü benim çevremde de 10 yıllık evli olup aynen bu mantıkla çocuk istemeyen arkadaşım var. Ancak bu karşılıklı bir düşünce idi. Benim çok samimi bir arkadaşım. Özellikle etraftaki olayları gördükten sonra bu kararın çok doğru olduğunu düşünüyorlar. Aynı şekilde bu kirli dünyaya çocuk getirip onu tertemiz bir şekilde yetiştirme sorumluluğunun alamayacaklarını söylüyorlar. Ama aynı sizin evliliğiniz gibi çok mutlu ve kaliteli bir evlilik yaşıyorlar. Evet evlat sahibi olmak belki dünyanın en mükemmel bir duygusu. Servet ..Hazine.. diyoruz. Ama bazen diyorumki kendim için ben bencilim mi ..Kendim için çocuk yaptım. O arkadaşım kendine güvenmedi.Sorumluluğu almadı. Ben ne yaptım.Sorumluluk aldım. Ama onlara bir aile ortamı sağlayamadım.Boşandım. Çocuklarım şimdi bir aile ortamından mahsurlar. Bir ortama giriyoruz kızımın canı yanıyor. Hissediyorum.Keşke annem babamın yanında olsa diyor. Ben adamı boşadım.çünkü katlanılamayacak şeyler yaptı. Ancak çocuklar için bile katlanamadım. Şimdi arkadaşım mı haklıydı acaba diyorum. Evlat hazine servet. Ama bak bu kirli dünyada o hazine ve serveti bu dünyada nasıl koruyacağım diye düşünüyorum. bu benden örnek sadece .
Bazı arkadaşlara eşinizin düşüncesi çok saçma gelsede hak veriyorum. Sadece kızdığım şey sizi kandırması. Yorumunuzda demişsinizki düğünden bir saat önce söylese yine yeterdi.. Demekki o zaman bırakabilecektiniz. Eğer çocuk bu kadar istiyorsanız ve eşinizi asla ikna edemeyecekseniz boşanmaktan başka çareniz yok gibi değil mi ? Evet bu defa da karşınıza baba olmayı hakeden birileri çıkabilecek mi acaba ? Bunu iyi düşünün.
Evet evladınız yok belki..Belki olmayacak. ( Ki bunu Rabbimden başka kimse bilemez.Yeterki Rabbim istesin.Siz Rabbimden isteyin ) Ama ölene kadar yaşlanacağınız sizi seven bir hayat arkadaşınız olacak. Bunu da iyi düşünün. Üzmeyin kendinizi.. 2 kız çocugum var. Dünyalara değişmem. Ama ... diyorum bazen... onları bu hayatta neler bekliyor. korkuyorum.Canım acıyor.Benim yaşadığım acıları yaşarlarmı karılarına nasıl birileri çıakcak vs.. Ki bu sorumluluğu bir de tek başıma alıyorum. İnanın çok zor.. Eğer çözüm bulamazsanız kötü taraflarını düşünün mutlu olun. Ama bence evliliğinizi bu konu için bitirmeyin. Zaman.. Zaman..Sabır ..Dua.. şimdi değil ama zaten çok seviyorsa görecek sizin çocuk için yanıp tutuştuğunuuzu.. o zaman kendi isteyecek. Bak görün.Biraz sabır ve dua edin..
 
Merhaba Arkadaşlar
Artık çözümsüzlüğün dibine vurmuş biri olarak yazıyorum. Yardımlarınızı esirgemezseniz sevinirim.

Öncelikle kendimi tanıtayım. Ben 31 yaşında 2,5 yıllık evli çalışan bir bayanım. Eşimle severek 2 yıllık tanıma sürecinden sonra evlendik. Halen de eşimi çok seviyorum. Her konuda birbirimizi tamamlayan bir çiftiz. Eşimin de beni sevdiğine inanıyorum daha da doğrusu hissediyorum. Şimdi düşününce 4,5 yıllık sürede adam akıllı aklıma gelen 1 veya 2 kavgamız olmuştur. Birbirimizi incitmekten kaçınırız. Her şeyi konuşarak halletme taraftarıyız. Ve öfkeliyken asla hareket etmemeye çalışırız. Onun sevinci benim mutluluğum, keza benim sevincim de onun mutluluğu. İkimizin de ilk evliliği. Yaşıtız.Ben evin tek kızıyım, eşim evin tek erkek çocuğu. Ailelerimiz genel anlamda anlaşıyor ve çok şükür bir problem yok. Ailesini de seviyorum. İyi niyetli insanlar. Maddi durumumuz çok şükür çok iyi. İkimizin de güzel güzel birer işi mevcut.

Şimdi sorunuma gelelim. Eşim kattiyen çocuk istemiyor. Ve bunu bana yeni söyledi. Evlenmeden çok önce normal arkadaşken eşim bana çocuk ister misin demişti. Bende evet anne olmak isterim demiştim. Allah hastalık vermesin eğer hastalık vs gibi durumlar varsa tabi ki yapacak bir şey yok ama eğer sıkıntı olmazsa isterim dedim. Hatta çocuk istemeyen biriyle evlenmek istemem demiştim. Daha sonra yani eşimle sevgili olduktan sonra eşim evlenir evlenmez çocuk istermisin demişti. Bende hemen istemem, önce evlilik rayına oturmalı, çocuk için sağlam ve iyi bir yuva sağlanmalı, hem bazen iki iyi insan iyi bir evlilik etmiyor demiştim. Önce iyi bir evlilik olmalı dedim. Ama malum yaş da ilerliyor. Eşim de ilk yıl bekleyelim, her şey iyi gidecek, güzel evliliğimiz olacak dedi. 2,5 yıl sadece oyaladı. Ve resmen kendisinin asla ama asla çocuk istemediğini söyledi. Arkadaşlar ben yıkıldım. Şu zaman dese bekle dese yine bekleyeceğim. ama şimdi... Sadece gizli gizli ağlamak geliyor elimden, eşimi asla istemediği bir şeye zorlayacak değilim, ama ben ne yapmalıyım. Güzellikle konuştum hak veriyor ama son noktada hayır yapamam diyor. Nedeni de bu bozuk dünyada iyi bir insan yetiştirebileceğinden emin olmamasıymış. Hastalık olsa anlayacağım. Ama buna ne denir ki. Bende çok güzel yetiştirebileceğimizi düşünüyorum.

Çocukları seviyor, işi çocuklarla zaten. Dünyalar tatlısı bir yeğeni var, ve ona bayılıyor. Çok şefkatli çok merhametli biri. Cömert, iyi ahlaklı, yumuşak huylu. Eşimi gördüğümde ne güzel bir baba olur. Hatta ölüp gitsem benim yerime anne bile olur demiştim. Ama şimdi...

Evet uzun zamandır bu forumu takip ediyorum. Zaman zaman rastlıyorum bu tür konulara. Yorumlayan arkadaşlara katılıyorum. Bir tarafın istemesiyle çocuk yapılması; bir tarafı bunun için zorlamak doğru değil. Ama Allah aşkına söyleyin, ya diğer tarafı çocuktan mahrum bırakmak, evlenmeden önce farklı vaatler varken sonradan çark etmek, her gün başkalarının çocuklarını öpüp koklamak zorunda kalmak, iki aileden gelen çocuk baskılarını acı bir tebessümle geçiştirmeye çalışmak, halen eşi korumaya çalışmak... Ona ne denir. Ne yapılır. Gizli gizli ağlarken kaç gece neden başımı yaktın diye soruyorum kendi kendime. Ama ona karşı kelimelerim bitti, dilim lal, kalbim yaralı.

İşte hayatımın dilemması. Ne yapayım arkadaşlar. Depresyondayım sanırım. Ama çarem hiçbir doktorda yok. Şimdiden yorum yapan herkese çok teşekkürler.

Güncelleme: Arkadaşlar affınıza sığınarak bu güncellemeyi yapıyor ve uzun olan konumu ne yazık ki biraz daha uzatıyorum. Hakkınızı helal ederseniz sevinirim.

Konumda tam ifade edemedim herhalde ama eşimle son 1,5 yılda defalarca açık açık ne istediğimi, niçin istediğimi, benimle evlenmeden önce böyle konuşmadığını, eğer bu düşüncelerini bilseydim muhtemelen evliliğin gerçekleşemeyeceğini, böyle yaparak beni kandırdığını, kandırılmışlık ve nedensiz yere mahrum bırakılmaktan duyduğum üzüntüyü ve içimde artık ona karşı yavaş yavaş kızgınlık oluştuğunu, ve böyle giderse aramızdaki sevgi ve saygının eksileceğini, bunun da evliliğimizi çıkmaza sürükleyeceğini anlattım. Genelde iyi bir hatip olduğumu, kendimi net olarak ifade edibildiğimi, aldığım psikoloji eğitimiyle duygularımı karşımdakine net olarak ifade edebildiğimi söylerler.

Tüm bunlardan sonra cevap veremeyeceği, beni kandırdığı noktasında susuyor. Kendimi nasıl hissettiğim noktasında da teselli edip söz veriyor, kendisi belli bir tarih veriyor. Ben sevinçle bekliyorum, tüm bağışıklık durumumun haritasını kadın doğumcumla çıkardık, kullanmam gereken folik asit vb takviyelere baladım. Son çıkan makaleleri vs okuyorum. Seminer ve kongrelere katılıyorum. Ama o gün geldiğinde eşim vazgeçiyor. Bende defalarca kandırılmışlık, suistimal edilme ve hayali sükut oluşuyor. Tam çıkışa ulaşmış ve peyniri alacakken yeni bir labirente konan küçük bir lab faresi gibi.

Dün gece gücümün tükendiğini hissettim ne yazık ki. Eşim de ben de doktoruz. O yüzden terapi olayına pek inanmıyor. Ben inanıyorum ama eşim tedaviye istekli olmadan hiç bir işe yaramayacağını biliyorum. Aslında psikiyatriye ilgim büyüktü sadece çocuk hekimliğini daha fazla seviyordum. O yüzden vaz geçtim. Size şunu net olarak ifade edebilirim ki özellikle psikiyatride hasta iradesi primerdir. Biz dr olarak sadece o iradeyi iyi ve doğru tarafa kanalize edebiliriz. Bu forumda o kadar şey okuyoruz. Bazıları doktordan fayda görürken bazılarında hiç bir değişiklik olmuyor. O yüzden psikiyatri arzusu hilafına pek yarar sağlamaz.

Şunu da eklemek isterim, yaşadığım ilde tanınan ve sevilen bir doktorum. Eşim de benim kadar olmasa da tanınıyor. Benimle evlendikten sonra çok daha bilinen ve merak edilen biri oldu. Aynı zamanda çok çekineceğini de tahmin ediyorum.

Okuyan, yorum yapan, dua eden tüm arkadaşlarımdan Allah razı olsun.



Bu konu bana eşiniz baba olmasına engel, sizden sakladığı ve asla paylaşmak istemediği bir rahatsızlığı olduğunu düşündürdü ..
Çünkü bu konuda net olan mantıklı bir insan baştan böyle bir kandırmacaya sonunu bile bile girmez diye düşünüyorum ..
Size sürekli çocuk isteyip istemediğinizi sorması, nabız yoklaması bilemiyorum bana tuhaf geldi açıkcası ..
 
Yazınızı okurken 9 sene öncesine gittim bir an. Çok yakın bir kız arkadaşımın eşi de çocuk istemiyordu. Onlarda karı koca doktordu. 8 yıllık evlilerdi. Hatta ben bi ara kurcalamıştım bu olayı "Emin abi bi bebiş yapsanızda sevsek daha ne bekliyorsunuz?" diye sordum. Bu dünyaya çocuk getirmek istemiyorum bir de kız olursa yandık. Baksana sen kaç yaşına gelmişsin (o zaman 24 yaşındaydım) hala dertlerin bitmiyo diyip gülmüştü. Teknoloji düşkünü bir adamdı, sürekli cep telefonları değişir, eve ses sistemleri vs. 4 sene önce boşandılar. Emin abi gitti bir eczacı kızla evlendi ve 1 yılları dolmadan bir kız çocukları oldu. Çocuk istemeyen adam en sonunda çocuk sahibi oldu. Bence iş kadında bitiyor. Benim arkadaşım Emin abiye baskı yapmıyordu. O çocuk istemiyorum dedikçe ses çıkarmadı fikrinin değişmesini bekledi ama olmadı. Yeni eşi demekki bu konuda baskın çıktı. Yani dışarıdan bakılınca böyle görünüyor. Uzun oldu biraz ama sonuç olarak iş kadında bitiyor. Evlenmeden önceki sizi kaybetme korkusunu tekrar yaşatmanız lazım bence.
 
Benim takıldığım nokta bambaşka belki abartmış olabilirim de bilemicem.
Eşinizin her ne kadar iyi özelliklerinden bahsetmiş olsanız da çok önemli bir nokta var
Bu adam yalan söylüyor, sizi kandırıyor, mütemadiyen duygularınızla oynayıp hayal kırıklığına uğratıyor.Açıkçası bana böyle yapan birinin sevgisinden şüphe ederim hatta inanmam.
Eşinizin gereçkesini çok iyi anlıyorum ama bu konuda net olması gerek, ki siz ona göre bi yol haritası çizebilesiniz kendinize.Ama anladığım kadarıyla sizi pışpışlıyor çok sıkıştırdığınızda.Böyle olmaz.

Size tavsiyeme gelince, hayatınızda bir öncelik planı seçin.Sizce hangisi daha önemli?eşiniz ve mutlu evliliğiniz mi yoksa bi bebek mi?sonuca göre de ya boşanın ya da çocuk olayını kapatın.
 
istediğiniz kadar saygı dolu bir evliliğiniz olsun ben şöyle düşünüyorum da cocuksuz bomboş koca bir hayat cocugun olmadıgı ev de bayram olmaz cocugun olmadıgı ev de bence huzur bile olmaz cocuk bir sermayedir cocuklar bizim gelecegimizdir.yaşlanmışız coluk yok cocuk yok herkes bir köşe de ben ne yapayım boşa geçmiş koca bir ömrü.böyle giderse eşinizle sonunuz ayrılık olur madem bu kadar güzel evliliğiniz var eşiniz ikna edilmeli.
 
Çocuk sorumluluğu almak isyemiyor sanırım.
Sakin bir hayatiniz varsa ve esinizde bu sakin hayati seviyosa ondanda istemeyebilir.
Bazi insanlar cocuk sesini sevmiyorlar.
 
Çıkmaz bir durumdasınız, insanoğlu gerçekten 4 4 lük olmuyormuş
Ne kadar iyi olsada bir tarafında bir eksiklik oluyor
Çok iyi düşünüp taşınmalısınız, şu da var ki defalarca söz verip siz o günün geldiğinde yapamayacağını söylemesi çok acı
Okumuş kültürlü bir insan sizi seven insan bunu size yapmamalı
Emin olun okuldan, çevresinden bir hoca bir büyük olarak yardımcı olabilecek biri çıkacaktır
Ama önce İstemesi lazım
 
Ben çocuk istemeyen insanları anlamiyorum. Bir insan kendi kanindan kendi canindan kendi nurundan birini neden istemez. Bu dunya zaten kotuluklerle dolu ve bunu hicbirsekilde degistiremeyiz. O zaman bizde yasamayalim ?
Esiniz cok iyi biri olabilir.
Ama iyi insanlar hayat arkadaslarini kandirmazlar
Ve en dogal hak olan amnelik hakkini elinden almazlar.

Bu yasa kadar yasadin hayattan ne anladin deseler
Verecegim tek cevap
Anne olmadan önce bir hicmisim...
 
Merhaba Arkadaşlar
Artık çözümsüzlüğün dibine vurmuş biri olarak yazıyorum. Yardımlarınızı esirgemezseniz sevinirim.

Öncelikle kendimi tanıtayım. Ben 31 yaşında 2,5 yıllık evli çalışan bir bayanım. Eşimle severek 2 yıllık tanıma sürecinden sonra evlendik. Halen de eşimi çok seviyorum. Her konuda birbirimizi tamamlayan bir çiftiz. Eşimin de beni sevdiğine inanıyorum daha da doğrusu hissediyorum. Şimdi düşününce 4,5 yıllık sürede adam akıllı aklıma gelen 1 veya 2 kavgamız olmuştur. Birbirimizi incitmekten kaçınırız. Her şeyi konuşarak halletme taraftarıyız. Ve öfkeliyken asla hareket etmemeye çalışırız. Onun sevinci benim mutluluğum, keza benim sevincim de onun mutluluğu. İkimizin de ilk evliliği. Yaşıtız.Ben evin tek kızıyım, eşim evin tek erkek çocuğu. Ailelerimiz genel anlamda anlaşıyor ve çok şükür bir problem yok. Ailesini de seviyorum. İyi niyetli insanlar. Maddi durumumuz çok şükür çok iyi. İkimizin de güzel güzel birer işi mevcut.

Şimdi sorunuma gelelim. Eşim kattiyen çocuk istemiyor. Ve bunu bana yeni söyledi. Evlenmeden çok önce normal arkadaşken eşim bana çocuk ister misin demişti. Bende evet anne olmak isterim demiştim. Allah hastalık vermesin eğer hastalık vs gibi durumlar varsa tabi ki yapacak bir şey yok ama eğer sıkıntı olmazsa isterim dedim. Hatta çocuk istemeyen biriyle evlenmek istemem demiştim. Daha sonra yani eşimle sevgili olduktan sonra eşim evlenir evlenmez çocuk istermisin demişti. Bende hemen istemem, önce evlilik rayına oturmalı, çocuk için sağlam ve iyi bir yuva sağlanmalı, hem bazen iki iyi insan iyi bir evlilik etmiyor demiştim. Önce iyi bir evlilik olmalı dedim. Ama malum yaş da ilerliyor. Eşim de ilk yıl bekleyelim, her şey iyi gidecek, güzel evliliğimiz olacak dedi. 2,5 yıl sadece oyaladı. Ve resmen kendisinin asla ama asla çocuk istemediğini söyledi. Arkadaşlar ben yıkıldım. Şu zaman dese bekle dese yine bekleyeceğim. ama şimdi... Sadece gizli gizli ağlamak geliyor elimden, eşimi asla istemediği bir şeye zorlayacak değilim, ama ben ne yapmalıyım. Güzellikle konuştum hak veriyor ama son noktada hayır yapamam diyor. Nedeni de bu bozuk dünyada iyi bir insan yetiştirebileceğinden emin olmamasıymış. Hastalık olsa anlayacağım. Ama buna ne denir ki. Bende çok güzel yetiştirebileceğimizi düşünüyorum.

Çocukları seviyor, işi çocuklarla zaten. Dünyalar tatlısı bir yeğeni var, ve ona bayılıyor. Çok şefkatli çok merhametli biri. Cömert, iyi ahlaklı, yumuşak huylu. Eşimi gördüğümde ne güzel bir baba olur. Hatta ölüp gitsem benim yerime anne bile olur demiştim. Ama şimdi...

Evet uzun zamandır bu forumu takip ediyorum. Zaman zaman rastlıyorum bu tür konulara. Yorumlayan arkadaşlara katılıyorum. Bir tarafın istemesiyle çocuk yapılması; bir tarafı bunun için zorlamak doğru değil. Ama Allah aşkına söyleyin, ya diğer tarafı çocuktan mahrum bırakmak, evlenmeden önce farklı vaatler varken sonradan çark etmek, her gün başkalarının çocuklarını öpüp koklamak zorunda kalmak, iki aileden gelen çocuk baskılarını acı bir tebessümle geçiştirmeye çalışmak, halen eşi korumaya çalışmak... Ona ne denir. Ne yapılır. Gizli gizli ağlarken kaç gece neden başımı yaktın diye soruyorum kendi kendime. Ama ona karşı kelimelerim bitti, dilim lal, kalbim yaralı.

İşte hayatımın dilemması. Ne yapayım arkadaşlar. Depresyondayım sanırım. Ama çarem hiçbir doktorda yok. Şimdiden yorum yapan herkese çok teşekkürler.

Güncelleme: Arkadaşlar affınıza sığınarak bu güncellemeyi yapıyor ve uzun olan konumu ne yazık ki biraz daha uzatıyorum. Hakkınızı helal ederseniz sevinirim.

Konumda tam ifade edemedim herhalde ama eşimle son 1,5 yılda defalarca açık açık ne istediğimi, niçin istediğimi, benimle evlenmeden önce böyle konuşmadığını, eğer bu düşüncelerini bilseydim muhtemelen evliliğin gerçekleşemeyeceğini, böyle yaparak beni kandırdığını, kandırılmışlık ve nedensiz yere mahrum bırakılmaktan duyduğum üzüntüyü ve içimde artık ona karşı yavaş yavaş kızgınlık oluştuğunu, ve böyle giderse aramızdaki sevgi ve saygının eksileceğini, bunun da evliliğimizi çıkmaza sürükleyeceğini anlattım. Genelde iyi bir hatip olduğumu, kendimi net olarak ifade edibildiğimi, aldığım psikoloji eğitimiyle duygularımı karşımdakine net olarak ifade edebildiğimi söylerler.

Tüm bunlardan sonra cevap veremeyeceği, beni kandırdığı noktasında susuyor. Kendimi nasıl hissettiğim noktasında da teselli edip söz veriyor, kendisi belli bir tarih veriyor. Ben sevinçle bekliyorum, tüm bağışıklık durumumun haritasını kadın doğumcumla çıkardık, kullanmam gereken folik asit vb takviyelere baladım. Son çıkan makaleleri vs okuyorum. Seminer ve kongrelere katılıyorum. Ama o gün geldiğinde eşim vazgeçiyor. Bende defalarca kandırılmışlık, suistimal edilme ve hayali sükut oluşuyor. Tam çıkışa ulaşmış ve peyniri alacakken yeni bir labirente konan küçük bir lab faresi gibi.

Dün gece gücümün tükendiğini hissettim ne yazık ki. Eşim de ben de doktoruz. O yüzden terapi olayına pek inanmıyor. Ben inanıyorum ama eşim tedaviye istekli olmadan hiç bir işe yaramayacağını biliyorum. Aslında psikiyatriye ilgim büyüktü sadece çocuk hekimliğini daha fazla seviyordum. O yüzden vaz geçtim. Size şunu net olarak ifade edebilirim ki özellikle psikiyatride hasta iradesi primerdir. Biz dr olarak sadece o iradeyi iyi ve doğru tarafa kanalize edebiliriz. Bu forumda o kadar şey okuyoruz. Bazıları doktordan fayda görürken bazılarında hiç bir değişiklik olmuyor. O yüzden psikiyatri arzusu hilafına pek yarar sağlamaz.

Şunu da eklemek isterim, yaşadığım ilde tanınan ve sevilen bir doktorum. Eşim de benim kadar olmasa da tanınıyor. Benimle evlendikten sonra çok daha bilinen ve merak edilen biri oldu. Aynı zamanda çok çekineceğini de tahmin ediyorum.

Okuyan, yorum yapan, dua eden tüm arkadaşlarımdan Allah razı olsun.
Sen kendine mükemmel bir dünya yaratmışsın.O dünyanın içinde her şey harika,her şey denk,her şey sorunsuz kabul etmişsin.Çok şeyi tolere etmiş görmezden gelmiş,mükemmel dünyanın yıkılmasına tehdit olarak gördüğün için olumsuzlukları yok saymışsın.Dış dünyaya karşı mükemmel sevilen güçlü dik bir insan olayım diye çoğu şeyin üstünü örtmüşsün.
Ve bir gün eşin gelmiş o örtüyü kaldırmış.Bu dünyaya çok getirmek istemiyorum klişesiyle kendi bencilliğini ortaya koymuş.Sen de bir tarafın anne olmayı istemesiyle karşı tarafı zorlayamam diye kendini bastırıyorsun.Karşı taraf kendi isteği için seni anne olmamaya zorluyor ama.
İnsanlar evlenirken çocuk yapmak ister misin demez pek.Çocuğumuz olduğunda diye hayaller kurar.Ya eşinin çocuk olmasıyla ilgili önceden bildiği bir sağlık sorunu var.O da senin gibi mükemmelliyetçiyse bunu senden gizledi.Ya da evliliğinizde,senin göremediğin onun gördüğü bazı endişeleri var.
Çocuk olmazsa Allah tan der geçerim.Çabamı gösteririm.Ama bile isteye yapmayan bir eş sana geleceğin garantisini veriyor mu.Senin çocuk yapamayacağın bir yaşta ayrılsa ne olacak hayallerini yıkıp gidecek.
Kendimi net ifade ediyorum diyorsun ama karşındaki net anlamadıktan sonra ifade etmek çözüm olmuyor.Çok uzun cümleler kurmak yerine ne istediğini açıkça söylemelisin.Olmuyorsa olmuyor.Herkes yoluna bakar.Bir de neden gizli gizli ağladığına anlam veremedim.Sana ne yaşattığını bilmek zorunda.
 
Hayatımda ilk defa birine çok net boşanın diyorum. Sizi kandırmış ve kandırmaya devam ediyor. Hiç bir açıklaması yok bence. Direk açın davanızı gerisini eşiniz düşünsün. Siz böyle bir kandırılmayı hak etmiyorsunuz. Baştan söylese belkide kabul edecektiniz bur esmen dolandırıcılık.
 
Bende sizinle aynı durumu yaşıyorum ama bizde çocuk isteyen eşim, istemeyen benim...Biz evleneli 2 yıl oldu ve sizin yaşınızdayım, maddi açıdan bizimde sıkıntımız yok, ikimizde çalışıyoruz.
Yalnız biz evlenmeden önce bu konuyu konuşmuştuk, ben istemediğimi dile getirmiştim, eşim en başta sesini çıkarmamıştı, daha sonra "Hele bi evlenelim,senin evlilikle ilgili korkuların çok, o korkularını bi çürütelim,zaman geçtikçe, evliliğimiz oturdukça, aramızdaki bağ kuvvetlendikçe, sende bir bebek istersin" demişti...Ben o zamanda "Asla istemiyorum, kararım değişmez" dediğimde, " Ben seni istemediğin hiçbir şeye zorlamam, hele bebek konusu ciddi bir konu, üstünde baskı kurmam, zaten sırf çocuğum olsun diyede seninle evlenmiyorum, çocuk olsa iyi olur ama illede şart değil,olmazsa olmazım değil,seni sevdiğim için,yoldaşım olacağına inandığım için seninle evleniyorum" demişti.
Şu an ki durumumuza gelirsek, evet evlilikle ilgili korkularım bitti, eşime olan sevgim dahada arttı, ilk zamanlara göre birbirimizi daha iyi anlıyoruz, birbirimizi iyice tamamladık ama gelin görün ki çocuk konusunda aynı yerdeyim, değişim olmadı.Şimdi bazı yorum yapan arkadaşlar "Bu kirli dünyaya çocuk getirmeyi istemiyorum" argümanını gerzekçe bulduklarını dile getirmişler, keşke bende öyle bulabilsemo_OÜlkem bu kadar kötüye giderken, etrafımızda hiç bitmeyen ve bitmeyecek olan bu savaşlar sürerken, şu suriyeli insanların halini görürken,her gün onca şehit haberleri gelirken, çocuklar anasız babasız kalırken, canlı bombalar bize bu kadar yakınken,hayatta kalabilmek bu kadar zorken, bu yaşananları gördükçe kahrolurken ben nasıl dünyaya yeni bir can katmak için uğraşayım???Asıl bu bana bencillik geliyor, o çocuk esirgeme kurumlarından bir yavru alıp onu büyütmek, onu hayata kazandırmak daha mantıklı geliyor vallahi, ne yalan söyleyeyim...Bizler gene şanslıyız, evimiz, arabamız var, yediğimiz önümüzde, yemediğimiz arkamızda, ama bir on sene sonra evlatlarımız bu imkanlara da sahip olamayacak bu gidişle!Bilmiyorum bunları kafaya takıp tek üzülen benim galiba, çünkü arkadaşlar bu dünyaya çocuk getirmek istemiyorum olayını sadece klişe, saçma bir fikir olarak görüyorlar...
Birde bu yediklerimizden midir, yoksa başka bir şeyden midir bilemiyorum, şu günlerde doğan bebekler hep problemli:KK43:geçen gün arkadaşın bebişi oldu, görme engelli, Allahım içim parçalandı, oturdum saatlerce ağladım, hayata 1-0 yenik başlamak böyle bişey olsa gerek, anneciği ne yapsın?Çocuğumun olduğuna sevinemedim diyor, içi paramparça ki bu bebeği yıllarca istemişti, evlat hasretiyle yanıp tutuşan biriydi, çok zor bir sınav çok...İnsan ister istemez diyor ki ya engelli olursa, ya otistik olursa, ya down sendromlu olursa, bu ihtimaller bile düşününce ne kadar ağır...Allah'ın sınavı deyip, hayata devam edebilmek kolay mı? bence değil:KK61:
Evet açık açık söylüyorum kendimi anne olacak kadar güçlü hissetmiyorum, anneliği başaracağıma da asla inancım yok, ama eşimi de çok seviyorum, bu durumda onun baba olma hakkını da gasp ediyorum, tıpkı eşinizin sizden anne olma hakkını elinizden aldığı gibi, bende ikilemdeyim...Karar vermek zor
 
Peki sizce beni oyalamak hakkına sahip mi, böyle yaparak belkide elimdeki şansı tamamen kaybetmeme neden olacak. Benim penceremden de bakmaya çalışın. İç dünyasını defalarca sordum. Hastalıksa çaresini ararız olmazsa evlatlık ediniriz dedim olmadı. Siz söyleyin şimdi. Fazla mı yükleniyorum eşime...
Ben de diyorum ki, asıl mesleklerimize geçiş yapınca maddi imkanlarımız uygun olunca olur çocuk diye erteliyoruz. Ama o gün gelmeyecek benim için sanırım. Hiçbir zamanda hazır hissetmeyecek gibiyim. Hem üstümde böyle baskı olması beni eşimden soğuturdu sanırım. Bilemiyorum iki tarafın da ortak vermesi gereken bir karar ama çocuk olmasa daha güzel olacak gibi herşey. Çocukla daha da zorlaşacak.
 
Merhaba Arkadaşlar
Artık çözümsüzlüğün dibine vurmuş biri olarak yazıyorum. Yardımlarınızı esirgemezseniz sevinirim.

Öncelikle kendimi tanıtayım. Ben 31 yaşında 2,5 yıllık evli çalışan bir bayanım. Eşimle severek 2 yıllık tanıma sürecinden sonra evlendik. Halen de eşimi çok seviyorum. Her konuda birbirimizi tamamlayan bir çiftiz. Eşimin de beni sevdiğine inanıyorum daha da doğrusu hissediyorum. Şimdi düşününce 4,5 yıllık sürede adam akıllı aklıma gelen 1 veya 2 kavgamız olmuştur. Birbirimizi incitmekten kaçınırız. Her şeyi konuşarak halletme taraftarıyız. Ve öfkeliyken asla hareket etmemeye çalışırız. Onun sevinci benim mutluluğum, keza benim sevincim de onun mutluluğu. İkimizin de ilk evliliği. Yaşıtız.Ben evin tek kızıyım, eşim evin tek erkek çocuğu. Ailelerimiz genel anlamda anlaşıyor ve çok şükür bir problem yok. Ailesini de seviyorum. İyi niyetli insanlar. Maddi durumumuz çok şükür çok iyi. İkimizin de güzel güzel birer işi mevcut.

Şimdi sorunuma gelelim. Eşim kattiyen çocuk istemiyor. Ve bunu bana yeni söyledi. Evlenmeden çok önce normal arkadaşken eşim bana çocuk ister misin demişti. Bende evet anne olmak isterim demiştim. Allah hastalık vermesin eğer hastalık vs gibi durumlar varsa tabi ki yapacak bir şey yok ama eğer sıkıntı olmazsa isterim dedim. Hatta çocuk istemeyen biriyle evlenmek istemem demiştim. Daha sonra yani eşimle sevgili olduktan sonra eşim evlenir evlenmez çocuk istermisin demişti. Bende hemen istemem, önce evlilik rayına oturmalı, çocuk için sağlam ve iyi bir yuva sağlanmalı, hem bazen iki iyi insan iyi bir evlilik etmiyor demiştim. Önce iyi bir evlilik olmalı dedim. Ama malum yaş da ilerliyor. Eşim de ilk yıl bekleyelim, her şey iyi gidecek, güzel evliliğimiz olacak dedi. 2,5 yıl sadece oyaladı. Ve resmen kendisinin asla ama asla çocuk istemediğini söyledi. Arkadaşlar ben yıkıldım. Şu zaman dese bekle dese yine bekleyeceğim. ama şimdi... Sadece gizli gizli ağlamak geliyor elimden, eşimi asla istemediği bir şeye zorlayacak değilim, ama ben ne yapmalıyım. Güzellikle konuştum hak veriyor ama son noktada hayır yapamam diyor. Nedeni de bu bozuk dünyada iyi bir insan yetiştirebileceğinden emin olmamasıymış. Hastalık olsa anlayacağım. Ama buna ne denir ki. Bende çok güzel yetiştirebileceğimizi düşünüyorum.

Çocukları seviyor, işi çocuklarla zaten. Dünyalar tatlısı bir yeğeni var, ve ona bayılıyor. Çok şefkatli çok merhametli biri. Cömert, iyi ahlaklı, yumuşak huylu. Eşimi gördüğümde ne güzel bir baba olur. Hatta ölüp gitsem benim yerime anne bile olur demiştim. Ama şimdi...

Evet uzun zamandır bu forumu takip ediyorum. Zaman zaman rastlıyorum bu tür konulara. Yorumlayan arkadaşlara katılıyorum. Bir tarafın istemesiyle çocuk yapılması; bir tarafı bunun için zorlamak doğru değil. Ama Allah aşkına söyleyin, ya diğer tarafı çocuktan mahrum bırakmak, evlenmeden önce farklı vaatler varken sonradan çark etmek, her gün başkalarının çocuklarını öpüp koklamak zorunda kalmak, iki aileden gelen çocuk baskılarını acı bir tebessümle geçiştirmeye çalışmak, halen eşi korumaya çalışmak... Ona ne denir. Ne yapılır. Gizli gizli ağlarken kaç gece neden başımı yaktın diye soruyorum kendi kendime. Ama ona karşı kelimelerim bitti, dilim lal, kalbim yaralı.

İşte hayatımın dilemması. Ne yapayım arkadaşlar. Depresyondayım sanırım. Ama çarem hiçbir doktorda yok. Şimdiden yorum yapan herkese çok teşekkürler.

Güncelleme: Arkadaşlar affınıza sığınarak bu güncellemeyi yapıyor ve uzun olan konumu ne yazık ki biraz daha uzatıyorum. Hakkınızı helal ederseniz sevinirim.

Konumda tam ifade edemedim herhalde ama eşimle son 1,5 yılda defalarca açık açık ne istediğimi, niçin istediğimi, benimle evlenmeden önce böyle konuşmadığını, eğer bu düşüncelerini bilseydim muhtemelen evliliğin gerçekleşemeyeceğini, böyle yaparak beni kandırdığını, kandırılmışlık ve nedensiz yere mahrum bırakılmaktan duyduğum üzüntüyü ve içimde artık ona karşı yavaş yavaş kızgınlık oluştuğunu, ve böyle giderse aramızdaki sevgi ve saygının eksileceğini, bunun da evliliğimizi çıkmaza sürükleyeceğini anlattım. Genelde iyi bir hatip olduğumu, kendimi net olarak ifade edibildiğimi, aldığım psikoloji eğitimiyle duygularımı karşımdakine net olarak ifade edebildiğimi söylerler.

Tüm bunlardan sonra cevap veremeyeceği, beni kandırdığı noktasında susuyor. Kendimi nasıl hissettiğim noktasında da teselli edip söz veriyor, kendisi belli bir tarih veriyor. Ben sevinçle bekliyorum, tüm bağışıklık durumumun haritasını kadın doğumcumla çıkardık, kullanmam gereken folik asit vb takviyelere baladım. Son çıkan makaleleri vs okuyorum. Seminer ve kongrelere katılıyorum. Ama o gün geldiğinde eşim vazgeçiyor. Bende defalarca kandırılmışlık, suistimal edilme ve hayali sükut oluşuyor. Tam çıkışa ulaşmış ve peyniri alacakken yeni bir labirente konan küçük bir lab faresi gibi.

Dün gece gücümün tükendiğini hissettim ne yazık ki. Eşim de ben de doktoruz. O yüzden terapi olayına pek inanmıyor. Ben inanıyorum ama eşim tedaviye istekli olmadan hiç bir işe yaramayacağını biliyorum. Aslında psikiyatriye ilgim büyüktü sadece çocuk hekimliğini daha fazla seviyordum. O yüzden vaz geçtim. Size şunu net olarak ifade edebilirim ki özellikle psikiyatride hasta iradesi primerdir. Biz dr olarak sadece o iradeyi iyi ve doğru tarafa kanalize edebiliriz. Bu forumda o kadar şey okuyoruz. Bazıları doktordan fayda görürken bazılarında hiç bir değişiklik olmuyor. O yüzden psikiyatri arzusu hilafına pek yarar sağlamaz.

Şunu da eklemek isterim, yaşadığım ilde tanınan ve sevilen bir doktorum. Eşim de benim kadar olmasa da tanınıyor. Benimle evlendikten sonra çok daha bilinen ve merak edilen biri oldu. Aynı zamanda çok çekineceğini de tahmin ediyorum.

Okuyan, yorum yapan, dua eden tüm arkadaşlarımdan Allah razı olsun.
Eger cocuk istediğiniz halde bundan eşiniz için kendi iradenizle vazgecerseniz (hastalık vs değil)
emin olun evliliğiniz iyiye gitmez
bu şansı elinizden kaçırdıgınızda eşinizin en ufak kotu davranışı
sizi ben senin için bebegimden vazgecmiştim dusuncesine iter
zamanla kin olur
ne yaparsınız bilmiyrm ama bu sorunu o istemiyor die vazgeçmek evliliğinizde mutluluk getirmez onu biliyrm
büyük seyler feda etmek buyuk yıkımlar getirir
 
Yol arkadaşını kandırmaktan bahsetmişler lakin yol arkadaşın seni cok fena kandırmış zaten o değilde anne olayımda yol arkadaşım!!!sandığım Ada'mı kandırıyım hiç bişe olmaz..vicdanen de rahat olurum.anneliğimi keyfiyetine göre elimden alamAz.Yalanını başına dolarım onun..
O kadar kolay mı ya babasının istemediği çocuğu büyütmek. Cok yanlış. O çocuk hissetmeyecek mi ?
Ben çocuğumu kendim severken bir lezzet alıyorsam eşimin işten eve koşarak oğluna gelip birlikte oynamalarını yuvarlanmalarini izlemekten, eşimle beraber onun bakımını yapmaktan yaptığı kakadan yedigi yemekten her türlü abuk muhabbetten on zevk alıyorum. Çocuğa karar vermek ekip işidir. Ciftler isteyip istemediğine beraber karar verir.
yeğeniyle oynuyor seviyor kendi cocuğunu mu sevmiyecek!!elbette sever hemde cok sever.

Yaşınız ilerleyince düşünün ne bilim 45 indesin bir çocuğun yok olabilirdi ama o zamanki pişmanlık hiç bişeye benzemez..
 
X