- Konu Sahibi ainamotzsilypeels
- #1
her bir zerrem acı içinde nefes alamıyorum. anlatacak konuşacak kimsem yok en azından içimden geçenleri okuyacak birileri olsa yeter bana. başlıktaki gibi ablam var kendisi hamile ve benden doğdum doğalı nefret ediyor. dayanamıyorum hiç dayanacak gücüm kalmadı sızlıyor her tarafım. çok uzun olacak, kitap gibi özür dilerim. size kalmış okuyup okumamak. en sonuncu paragraf güncel halim sadece
ablamla aramda 8 yaş var ben 19 yaşındayım o 27 yaşında. ben 9 yaşına gelene kadar da başka kardeşimiz olmadı. anne babamız çalışırdı boş vakitlerinde de dinlenirlerdi otururlardı biz ablamla iki kardeş kalırdık. birlikte zaman geçirirdik o yüzden ben ablama hep daha çok ihtiyaç duyar daha çok severdim sevgisini beklerdim. hep çok fedakardım ona hep affederdim. iki tane alırlardı bize bir şeyden o seviyor diye benimkini ona verirdim. kendime almaz ona alırdım. ama o benim hakkımı da alırdı, yerdi benden habersiz. her bir çocuğun yaptığı yaramazlıkları yaptım diye keşke doğmasaydı hiç sevmiyorum. yazmış o zamanlarda da. çok sonra gördüm bunu ben. sözde en çok beni kendisi istemiş doğumuma en çok o sevinmiş. bunu duydukça kendimde aradım hatayı hep. annemlere karşı hep onu korurdum. ama o ancak çıkarı olursa olurdu benim yanımda. karşılıksız hiçbir şey yapmazdı yapmadı. belki bi iki yemek ısmarlamıştır onda da yüzüme vurdu bi defa. kızardı kavga ederdik yarım saat sonra cips aldırırdı film izlerdik ablamlayım zaman geçiriyorum diye çok mutlu olurdum. daha çok çok küçücükken derdim bir gün böyle olmayacağız diye çaktırmaz çok üzülürdüm. gözleri bozuktu gözlük kullanırdı ablam göz numarasının büyüdüğünü öğrenince salya sümük hüngür hüngür ağlamıştım defalarca ablamın gözü kör olacak benim gözlerimi ona versinler diye. ben kendisini her şeyin en iyisine layık görürken o benim en ucuzunu kötüsünü ikinci elini isterdi. masraf ettirme derdi çok kötü hissederdim kendimi.
bu böyle uzar gider sayfaları doldurur sadede gelmeye çalışayım ama çok dolu içim gözlerimden yaşlar aka aka yazıyorum bunları çok canım yanıyor. ablam evlendi geçen sene. ondan önceki sene sanırım çok kötü kavga etmiştik yine bencillik ettiği içindi hep bencillik ederdi. kendisinin suçuydu ama özür bekliyordu benden çok sinirliydim uzun süre küs kaldık sonra barıştık. sonra yayladaydık çok iş yapmıştım marketten bir şeyler istemiştim hak ettiğimi düşünmüştüm annem onları söylerken laf attı bana tüm marketi isteseydi diye. para kendisinden de çıkmıyor ki çok kırıldım bir şeyler yeme hakkım bile yoktu demek. ama hiçbir şey demedim eve geldi durduk yere laf soktu bana çok büyük kavga ettik patladım çünkü abla mısın sen dedim ben ablayım sen benim kardeşim değilsin dedi bana. babam geldi bana kızdı. o günler hiç geçmedi hiçbirisiyle konuşmadım. annem bile gelip arka çıkmadı. aylar geçti bir tanesinden özür duymadım hiçbirinin yüzüne bakmadım. düğün zamanı geldi çattı gitmeyeceğime yemin etmiştim ama son zamanlarda yine öyle şey olmaz bunun daha ilerisi var çoluğa çocuğa karışacak teyze olacağım ablam o benim diye. son haftada yine yaptı yapacağını çok kırdı beni. asla gitmeyecektim yine olmadı. gittik salona, oturdum içime de bi öküz oturdu. enişteyle kol kola görünce göğsüm sıkıştı gözlerim doldu her şey geçti gözümün önünden. küçükken kendisi daha dün liseye gidiyordu biz bilgisayara kim oturacak kavgası yapıyorduk. ne kadar kavga etsek de tartışsak da hemen dibimdeki odada oluyordu. şimdi o da yoktu. hiçbiri yoktu. ortada doğru dürüst bir abla kardeş ilişkisi de yoktu hiç olmamıştı. hüngür hüngür ağlamaya başladım sular seller gibi aktı göz yaşlarım. sonra dans falan başladı çok istedim yanına gitmeyi gelinlik içinde ne kadar güzel olduğunu görmeyi.
kendi başıma bi türlü kalkamadım çünkü içimde öyle bir korku vardı ki. ya ablam beni karşısında istemezse korkusu. ya düğününde beni kardeşini ama kardeşi olmayan da beni istemezse diye. sonra kuzenim elimden tuttu da götürdü yanına gelince hem mutlu oldum hem çok tedirgin. ama orada kabul etti beni gel dedi kardeşimsin tabii ki de oynayacaksın benle dedi. ellerim bacaklarım titreye titreye gözüm dolu dolu dans ettim orada. ikinci düğün başka şehirde oldu onu orada bıraktık döndük. ben de kalbimin büyük bir kısmını orada bıraktım.
sonra yine kavga ettik çünkü yine kendisi kendisinin istediği bir şey olsun istemişti beni ve benim düşüncemi ihtiyacımı isteğimi hiç düşünmemişti. ben hayır diyince de küsmüştü aylarca konuşmamıştı benle.
hamileydi o an gerçekten istediğini yapacak halim yoktu diye kabul etmedim. yoksa hamilelik haberini aldığım günden beri her gün arayıp soruyordum önemsiyordum onu çok. ama sonra işte. sonra aylar geçti geçti doğum günü geldi. yine kendi hatasıydı ama benden özür bekliyordu çok tahammülsüzdüm çok bıkkındım ama yine alttan aldım. alttan almaktan boynum bükülmüştü daha da kalkmazdı zaten. kendisine de bebeğe de hediye aldım içine de uzunca samimi duygusal bir not yazdım özür diledim. kargo ulaştı 5 gün sonra annemin lafıyla kuru bir teşekkür etti bana. cevap verecektim annemle konuşurken okulla ilgili kötü bir şey gelmişti başıma. o hak ediyor iyi olmuş dedi. cevap vermedim teşekkürüne. öyle bir bulandı ki kafam şu anda da yazarken anlıyorum tüm suç bende. şu anki halimin hepsi benim suçum. iki hafta geçti nasılsın dedi iyiyim dedim. iki hafta boyunca her gün zehir zemberek şeyler geldi aklıma yazacak tek kelime etmedim.
annen anlattı bir şeyler olmuş konuşmak istersen buradayım dedi. gerek yok artık bilmeden iyi olmuş demeseydin olabilirdi seni zorla ablam yapmaktan yoruldum artık yazdım. sonrası kavga kıyamet. ben içimi döktükçe o geri tepti en sonunda nasıl oldu bilmiyorum anlamış beni özür diledi. tekrar deneyelim dedi inandım. asla eski samimiyetimiz olmadı ama küs de değildik sanki öyle kötü davranmamaya çalışıyordu o bana yeterdi.
zaman geçti konuştuk okulu bu sene için bırakmıştım hamileliğinin son anlarında yanında olmak istiyordum ben kendim doğumdan sonra da belki bir işe yararım diye. sonra kendisi dedi ama defalarca ekledi sen istiyorsan tabii diye ben de kararlarımı da beni de önemsiyor artık diye düşündüm. varlığın yeter dedi bana nefesin yeter dedi. sen gel istediğini yap sen evde ol yeter o bana dedi. çok sevindim o bunları diyince. koşar ayak geldim. ilk günler iyiydi sonradan bozuldu. anlayışsız davranır oldu kalbimi kırar oldu dedikleriyle yaptıklarıyla. ev işlerine yardım etmeye çalıştım ben süpüreyim dedim içime sinmiyor dedi ben sileyim dedim içime sinmiyor dedi. yaptığımı yemez biliyorum. ama yemeğe yardım edeyim dedim yok şu an gerek yok derdi ben de boş olunca enişte git yardım et derdi. iki arada bir derede kalırdım. en fazla masayı kuruyor topluyordum bulaşık yıkıyordum. bi ara hastalandım bulaşıcı değil böbreklerimde kum vardı enfeksiyonum vardı masaj aleti vardı arada iyi geliyor diye kullanıyordum onu aldı kaldırdı. halim yok uyanamıyorum kalkamıyorum diye kahvaltıya çağırmadı. ben uyanık uyanık gülüşmelerini dinledim. çağrılmadığım sofraya nasıl gideyim. sonra da laf yerdim kahvaltı kuruldu gelmedin diye. bir gün enişte senin bu kızı şuraya koysak öylece dursa daha çok faydası olur bozuk defolu bu dedi. demedi ablam hiçbir şey. güldü geçti. normalde enişte beni çok sever diye bilirim düşünürüm abim o kardeşi olarak görür beni diye. çok şey dediler yaptılar kırıcı hiçbir şey demedim annem babam aradı bir de onlar karşılık verme kavga etme nazik ol derdi. anlatamazdım. ablam benden bir şey istese ikiletmem. gördüğümü de yapmaya çalışıyorum ama yok bugün o kadar oturduk birlikte bir tabak bir de çatal aldım börek için. yedim onu dizi izledik sonra aklımdan çıkmış masanın üstünde kalmış. ben de tüm gün yanlarında olup 5 dakikalığına bilgisayara geçtim birden eniştenin bağırışı kızışı ablanın karnı burnunda bir de çocukla uğraşıyor senin yapacağın işi o yapıyor kalk çabuk git yediğini yıka ne yiyip bırakıyorsun tabağını diye bağırdı. tamam dedim ama şok olduğum için kaldım yerimde üstüme yürüdü gitti sonra. o iki bulaşık bana nasıl 5 saat gibi geldi bilmiyorum. aralıksız saatlerce ağladım her şeyi düşünerek. ablam bilirdi benim buna hiç alışkın olmadığımı çok kırıldığımı üzüldüğümü bilmiştir. tuvalet dibimdeki odada 4 kere tuvalete gitti geldi yanıma gelip 2 kelime etmedi bana. belki içim rahatlar belki bilmiyorum. enişte gelip özür dilemedi hiç. normalde hep sakin hep eğlenceliydi nasıl patladı bana birden nasıl iğrendirdim bu kadar kendimden birden anlamadım hiç ne yaptım. ablama yakınlaşmaya çalıştıkça yok elini orada çek yok bana yaslanma. ne sorup duruyorsun iyiyim işte. yetmedi demek ki yetmedi varlığım nefesim hiçbiri yetmedi vermek istediğim gözlerim saf sevgim hiçbir zaman yetmedi. ablama karşı büyüyemedim hiç ben, çünkü ablam olmadı hiç. dört duvar bir yerde çürüyorum şimdi annem de yok babam da. çok uzaktayım gitmek istesem olmayacak kalsam hiç olmayacak kendimi öldürsem kimse bir gram üzüntü duymayacak her bir hücrem acı içinde. anladım ki enişte de beni asla benden ötürü sevmiyor ablamdan ötürü iyi davranıyor. beklemezdim hiç. ona ayrı paramparça oldum.
ablamla aramda 8 yaş var ben 19 yaşındayım o 27 yaşında. ben 9 yaşına gelene kadar da başka kardeşimiz olmadı. anne babamız çalışırdı boş vakitlerinde de dinlenirlerdi otururlardı biz ablamla iki kardeş kalırdık. birlikte zaman geçirirdik o yüzden ben ablama hep daha çok ihtiyaç duyar daha çok severdim sevgisini beklerdim. hep çok fedakardım ona hep affederdim. iki tane alırlardı bize bir şeyden o seviyor diye benimkini ona verirdim. kendime almaz ona alırdım. ama o benim hakkımı da alırdı, yerdi benden habersiz. her bir çocuğun yaptığı yaramazlıkları yaptım diye keşke doğmasaydı hiç sevmiyorum. yazmış o zamanlarda da. çok sonra gördüm bunu ben. sözde en çok beni kendisi istemiş doğumuma en çok o sevinmiş. bunu duydukça kendimde aradım hatayı hep. annemlere karşı hep onu korurdum. ama o ancak çıkarı olursa olurdu benim yanımda. karşılıksız hiçbir şey yapmazdı yapmadı. belki bi iki yemek ısmarlamıştır onda da yüzüme vurdu bi defa. kızardı kavga ederdik yarım saat sonra cips aldırırdı film izlerdik ablamlayım zaman geçiriyorum diye çok mutlu olurdum. daha çok çok küçücükken derdim bir gün böyle olmayacağız diye çaktırmaz çok üzülürdüm. gözleri bozuktu gözlük kullanırdı ablam göz numarasının büyüdüğünü öğrenince salya sümük hüngür hüngür ağlamıştım defalarca ablamın gözü kör olacak benim gözlerimi ona versinler diye. ben kendisini her şeyin en iyisine layık görürken o benim en ucuzunu kötüsünü ikinci elini isterdi. masraf ettirme derdi çok kötü hissederdim kendimi.
bu böyle uzar gider sayfaları doldurur sadede gelmeye çalışayım ama çok dolu içim gözlerimden yaşlar aka aka yazıyorum bunları çok canım yanıyor. ablam evlendi geçen sene. ondan önceki sene sanırım çok kötü kavga etmiştik yine bencillik ettiği içindi hep bencillik ederdi. kendisinin suçuydu ama özür bekliyordu benden çok sinirliydim uzun süre küs kaldık sonra barıştık. sonra yayladaydık çok iş yapmıştım marketten bir şeyler istemiştim hak ettiğimi düşünmüştüm annem onları söylerken laf attı bana tüm marketi isteseydi diye. para kendisinden de çıkmıyor ki çok kırıldım bir şeyler yeme hakkım bile yoktu demek. ama hiçbir şey demedim eve geldi durduk yere laf soktu bana çok büyük kavga ettik patladım çünkü abla mısın sen dedim ben ablayım sen benim kardeşim değilsin dedi bana. babam geldi bana kızdı. o günler hiç geçmedi hiçbirisiyle konuşmadım. annem bile gelip arka çıkmadı. aylar geçti bir tanesinden özür duymadım hiçbirinin yüzüne bakmadım. düğün zamanı geldi çattı gitmeyeceğime yemin etmiştim ama son zamanlarda yine öyle şey olmaz bunun daha ilerisi var çoluğa çocuğa karışacak teyze olacağım ablam o benim diye. son haftada yine yaptı yapacağını çok kırdı beni. asla gitmeyecektim yine olmadı. gittik salona, oturdum içime de bi öküz oturdu. enişteyle kol kola görünce göğsüm sıkıştı gözlerim doldu her şey geçti gözümün önünden. küçükken kendisi daha dün liseye gidiyordu biz bilgisayara kim oturacak kavgası yapıyorduk. ne kadar kavga etsek de tartışsak da hemen dibimdeki odada oluyordu. şimdi o da yoktu. hiçbiri yoktu. ortada doğru dürüst bir abla kardeş ilişkisi de yoktu hiç olmamıştı. hüngür hüngür ağlamaya başladım sular seller gibi aktı göz yaşlarım. sonra dans falan başladı çok istedim yanına gitmeyi gelinlik içinde ne kadar güzel olduğunu görmeyi.
kendi başıma bi türlü kalkamadım çünkü içimde öyle bir korku vardı ki. ya ablam beni karşısında istemezse korkusu. ya düğününde beni kardeşini ama kardeşi olmayan da beni istemezse diye. sonra kuzenim elimden tuttu da götürdü yanına gelince hem mutlu oldum hem çok tedirgin. ama orada kabul etti beni gel dedi kardeşimsin tabii ki de oynayacaksın benle dedi. ellerim bacaklarım titreye titreye gözüm dolu dolu dans ettim orada. ikinci düğün başka şehirde oldu onu orada bıraktık döndük. ben de kalbimin büyük bir kısmını orada bıraktım.
sonra yine kavga ettik çünkü yine kendisi kendisinin istediği bir şey olsun istemişti beni ve benim düşüncemi ihtiyacımı isteğimi hiç düşünmemişti. ben hayır diyince de küsmüştü aylarca konuşmamıştı benle.
hamileydi o an gerçekten istediğini yapacak halim yoktu diye kabul etmedim. yoksa hamilelik haberini aldığım günden beri her gün arayıp soruyordum önemsiyordum onu çok. ama sonra işte. sonra aylar geçti geçti doğum günü geldi. yine kendi hatasıydı ama benden özür bekliyordu çok tahammülsüzdüm çok bıkkındım ama yine alttan aldım. alttan almaktan boynum bükülmüştü daha da kalkmazdı zaten. kendisine de bebeğe de hediye aldım içine de uzunca samimi duygusal bir not yazdım özür diledim. kargo ulaştı 5 gün sonra annemin lafıyla kuru bir teşekkür etti bana. cevap verecektim annemle konuşurken okulla ilgili kötü bir şey gelmişti başıma. o hak ediyor iyi olmuş dedi. cevap vermedim teşekkürüne. öyle bir bulandı ki kafam şu anda da yazarken anlıyorum tüm suç bende. şu anki halimin hepsi benim suçum. iki hafta geçti nasılsın dedi iyiyim dedim. iki hafta boyunca her gün zehir zemberek şeyler geldi aklıma yazacak tek kelime etmedim.
annen anlattı bir şeyler olmuş konuşmak istersen buradayım dedi. gerek yok artık bilmeden iyi olmuş demeseydin olabilirdi seni zorla ablam yapmaktan yoruldum artık yazdım. sonrası kavga kıyamet. ben içimi döktükçe o geri tepti en sonunda nasıl oldu bilmiyorum anlamış beni özür diledi. tekrar deneyelim dedi inandım. asla eski samimiyetimiz olmadı ama küs de değildik sanki öyle kötü davranmamaya çalışıyordu o bana yeterdi.
zaman geçti konuştuk okulu bu sene için bırakmıştım hamileliğinin son anlarında yanında olmak istiyordum ben kendim doğumdan sonra da belki bir işe yararım diye. sonra kendisi dedi ama defalarca ekledi sen istiyorsan tabii diye ben de kararlarımı da beni de önemsiyor artık diye düşündüm. varlığın yeter dedi bana nefesin yeter dedi. sen gel istediğini yap sen evde ol yeter o bana dedi. çok sevindim o bunları diyince. koşar ayak geldim. ilk günler iyiydi sonradan bozuldu. anlayışsız davranır oldu kalbimi kırar oldu dedikleriyle yaptıklarıyla. ev işlerine yardım etmeye çalıştım ben süpüreyim dedim içime sinmiyor dedi ben sileyim dedim içime sinmiyor dedi. yaptığımı yemez biliyorum. ama yemeğe yardım edeyim dedim yok şu an gerek yok derdi ben de boş olunca enişte git yardım et derdi. iki arada bir derede kalırdım. en fazla masayı kuruyor topluyordum bulaşık yıkıyordum. bi ara hastalandım bulaşıcı değil böbreklerimde kum vardı enfeksiyonum vardı masaj aleti vardı arada iyi geliyor diye kullanıyordum onu aldı kaldırdı. halim yok uyanamıyorum kalkamıyorum diye kahvaltıya çağırmadı. ben uyanık uyanık gülüşmelerini dinledim. çağrılmadığım sofraya nasıl gideyim. sonra da laf yerdim kahvaltı kuruldu gelmedin diye. bir gün enişte senin bu kızı şuraya koysak öylece dursa daha çok faydası olur bozuk defolu bu dedi. demedi ablam hiçbir şey. güldü geçti. normalde enişte beni çok sever diye bilirim düşünürüm abim o kardeşi olarak görür beni diye. çok şey dediler yaptılar kırıcı hiçbir şey demedim annem babam aradı bir de onlar karşılık verme kavga etme nazik ol derdi. anlatamazdım. ablam benden bir şey istese ikiletmem. gördüğümü de yapmaya çalışıyorum ama yok bugün o kadar oturduk birlikte bir tabak bir de çatal aldım börek için. yedim onu dizi izledik sonra aklımdan çıkmış masanın üstünde kalmış. ben de tüm gün yanlarında olup 5 dakikalığına bilgisayara geçtim birden eniştenin bağırışı kızışı ablanın karnı burnunda bir de çocukla uğraşıyor senin yapacağın işi o yapıyor kalk çabuk git yediğini yıka ne yiyip bırakıyorsun tabağını diye bağırdı. tamam dedim ama şok olduğum için kaldım yerimde üstüme yürüdü gitti sonra. o iki bulaşık bana nasıl 5 saat gibi geldi bilmiyorum. aralıksız saatlerce ağladım her şeyi düşünerek. ablam bilirdi benim buna hiç alışkın olmadığımı çok kırıldığımı üzüldüğümü bilmiştir. tuvalet dibimdeki odada 4 kere tuvalete gitti geldi yanıma gelip 2 kelime etmedi bana. belki içim rahatlar belki bilmiyorum. enişte gelip özür dilemedi hiç. normalde hep sakin hep eğlenceliydi nasıl patladı bana birden nasıl iğrendirdim bu kadar kendimden birden anlamadım hiç ne yaptım. ablama yakınlaşmaya çalıştıkça yok elini orada çek yok bana yaslanma. ne sorup duruyorsun iyiyim işte. yetmedi demek ki yetmedi varlığım nefesim hiçbiri yetmedi vermek istediğim gözlerim saf sevgim hiçbir zaman yetmedi. ablama karşı büyüyemedim hiç ben, çünkü ablam olmadı hiç. dört duvar bir yerde çürüyorum şimdi annem de yok babam da. çok uzaktayım gitmek istesem olmayacak kalsam hiç olmayacak kendimi öldürsem kimse bir gram üzüntü duymayacak her bir hücrem acı içinde. anladım ki enişte de beni asla benden ötürü sevmiyor ablamdan ötürü iyi davranıyor. beklemezdim hiç. ona ayrı paramparça oldum.