Gezi Parkı eyleminin sonuçları ;

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
SON DAKİKA... İstanbul Emniyet Müdürü olaylara etkin müdahale edilmediği gerekçesiyle görevden alındı.

deniyor facebook sayfalarında, doğru mu bilmiyorum
 
sırrı süreyya önder' e gaz bombası parçası isabet etmiş yaralanmış hastaneye kaldırmışlar. ağlayarak izliyorum eylemcilere yapılanları ece temelkuran' ın dediği gibi siz ne zaman bu kadar zalim oldunuz ?
 
İstanul Emniyet Müdürü olayını bende duydum ama ne kadar doğru bilinmez.
Medya hiç canlı yayın vermiyor
Tv de bir tek Halk tv den izleyebilirsiniz olayları onun dışında tüm kanallarda hayat güllük gülistanlık ! herşey çok normal !
 
Taksim Gezi Parkı eyleminiz, Anayasal bir haktır!!!

“Anayasa madde 34:

“Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.”

Ø Haberiniz ola: Taksim Gezi Parkı eyleminiz, Anayasal bir ödevdir!!!

“Anayasa madde 56:

Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.

Ø Haberiniz ola: Taksim’deki Mahkeme kararı olmadan gerçekleştirilen yıkım, hukuk dışıdır. Kanunsuz emri yerine getiren kolluk güçleri sorumluluktan kurtulamazlar.

Anayasa madde 137:

“Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.”

Ø Haberiniz ola: Taksim Gezi Parkındaki orantısız polis şiddetinden dolayı maddi-manevi zarar görmeniz durumunda Devlete ve kask numarasını tespit ettiğiniz Polis’e karşı idare mahkemesinde dava açabiliriniz. En kısa sürede sağlık raporu almayı, tutanak tutmayı ve cumhuriyet savcılıklarına dilekçe vermeyi unutmayın.

Anayasa madde 40:

“Kişinin, resmî görevliler tarafından vâki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.”

Kullanılan Kaynaklar: T.C. Anayasası
 
[h=1]Türkiye'nin markaları: Gezi'de mağaza açmayız![/h]
[h=5]Taksim Gezi Parkı'na bir AVM yapılmasında Türk perakendeciler de mesafeli yaklaştı. Ünlü markaların sahipleri 'bu kadar çok tepki çeken bir yerde mağaza açmayız' diyor.[/h]







Herry markasının sahibi Selami Sarı, "Tepki olarak ben böyle bir AVM'ye girmem, kan dökülmüş bir yerde mağaza açmam. Ben Karadenizliyim, yeşile aşığım. İnsanlar ağaçları korumak için bu kadar reaksiyon veriyor. Ne Gezi Parkı’nda ne de Emek Sineması’nın yerine yapılacak AVM’de yer almam" dedi.

Silk&Cashmere markasının kurucusu ve CEO’su Ayşen Zamanpur da toplumsal hassasiyetlerin dikkate alınması gerektiğini vurgulayarak, “Bu kadar çok toplumsal hassasiyet gösterilen konu da gözlerimizi kapatamayız. İlla orada olmamız şart değil. 7 yıldır beyoğlu ’nda yer arıyorum ama ne Gezi’de ne de Emek’te mağaza açmam” diye konuştu.

'ŞEHİR İÇİNDE OLMASIN'

Damat, Tween gibi markaları bünyesinde bulunduran Orka Grup Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu ise projenin tamamını görmek gerektiğini belirterek, “Tarihi gerçekliği korunacak deniyor. Tabii ki toplumsal hassasiyeti de gözetmek lazım. Ancak ben zaten genel manada AVM’lerin şehir içinde olmaması gerektiğini düşünüyorum yıllardır. Çünkü bu pek çok alt yapı ve üst yapı sorununa neden oluyor” dedi.
AVM kiralama ve danışmanlık hizmeti veren 4A’nın Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kurtuluş ise, “Böyle bir yeri ne kiralarım ne danışmanlık veririm ne de tüketici olarak giderim” diye konuştu.


CEM BOYNER: PROJEDE YER ALMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL
Eski TÜSİAD Başkanı ve Boyner Grubu'nun sahibi Cem Boyner'in eşi Ümit Boyner de bir tweet atarak böyle bir projede yer almayacaklarını duyurdu.

alıntıdır
 

Buna hiç inanmıyorum oraya avm açılacağı anda hepsi dükkan ihalesine girer
 
İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
İHBARDA BULUNAN : İstanbul Barosu Başkanlığı
İHBAR EDİLENLER : Şiddet ve zor kullanan kolluk görevlileri, onlara bu yönde
emir ve talimat verenler, bu fiilleri engellemekle görevli
olup engellemeyenler.
SUÇ : Kasten adam yaralama, zor kullanmada sınırın aşılması,
işkence, eziyet ,görevi kötüye kullanma ve diğer suçlar.
AÇIKLAMALAR :
1- İstanbul ili, Beyoğlu İlçesi, Taksim meydanı, Gezi Parkı’nda
yaklaşık bir haftadır, başta gezi alanında bulunan bir kısım ağaçların sökülmesi ve
gezi parkının yerine, İstanbul halkının isteği dışında “AVM” yapılacağı iddiaları
üzerine sivil toplum örgütleri ve vatandaşlar tarafından başlatılan protesto eylemleri
kolluk görevlileri tarafından aşırı ve orantısız güç kullanılarak eylemlere katılan
vatandaşların, baromuz mensubu avukat meslektaşlarımızın zarar görmelerine,
yaralanmalarına ve mal varlıklarının zarar görmesine sebebiyet verilmektedir.
İlimizin merkezi olarak kabul edilen ve sivil toplumun üzerinde hassasiyet ile
durduğu Taksim Meydanı başta olmak üzere özellikle Gezi Parkı’nın yeşil alan
örtüsünün idare tarafından ekonomik bir kısım beklentilerle; şehir nazım planları ve
imar düzenlemeleri ile şehircilik planlama çevre, kültürel ve doğal miras, kültürel ve
ekonomik yapı, teknik yapı, sosyal donatı, yapı ve sokak dokusu, mülkiyet yapısı,
ulaşım-dolaşım sistemi, şehircilik, planlama ve koruma ilkelerine aykırı olarak işlem
tesis edildiği kamuoyunun malumudur. Yine bilindiği üzere Taksim Meydanı Gezi Parkı, Atatürk Kültür Merkezi,
Taksim Anıtı korunması gereken kültür varlıklarıdır. İstanbul Mimarlar Odası
sözkonusu meydanın başta Anayasa ve diğer hukuk düzenlemelerine aykırı olarak
başlatılan İdari kararın iptali için İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nin 2012/778 esas
sayılı başvurusu ile “idari işlemin iptali” açısından dava açmıştır. Bu davada,
bilirkişiler Prof.Dr. HÜSEYİN CENGİZ, Doç.Dr. DARÇIN AKIN ve Yrd.Doç.Dr.
M.LÜTFİYE YAZICIOĞLU’ndan oluşan bilirkişi heyeti yerinde keşif ve dosya üzerinde
yaptığı incelemeler sonucunda hazırladıkları 13.05.2013 tarihli raporu mahkemeye
sunmuşlardır. Raporda özetle;
Gezi Parkı ve Taksim Kışlası ile ilgili bölümlerinde korunması gerekli kültür
varlığı olarak tescil edilen Taksim Kışlası, Kentsel Tasarım Projesi ile bir bütünlük
içerisinde değerlendirebilecektir, dendiği halde hazırlanan planlarda bununla ilgili
herhangi bir belirtinin olmadığı tespit edildiği, raporun sonunda dava konusu koruma
amaçlı imar planı değişikliklerinin çevre, kültürel ve doğal miras, kültürel ve ekonomik
yapı, gibi koruma ilkelerine uygun olmadığı sözkonusu planın sadece Taksim alanı
yayalaştırma projesi gibi görünmekle birlikte plan notlarında Taksim Gezi Parkı’nı da
içerdiği ve plan onama sınırı içindeki bir alanın planlanması ve sonradan
düzenlenmek üzere ayrılarak belirsiz bırakıldığı belirtilmektedir.
Konusunun uzmanı 3 bilirkişi tarafından mahkemeye sunulan rapordan da
anlaşılacağı üzeri İdarenin işlemi gerek kültürel doğal miras, sosyal donatı, şehircilik
planlama ilkelerine uygun olmaması ve hazırlanan imar planının da belirsizlik arz
etmesi nedeniyle hukuka aykırı olduğu anlaşılmaktadır.
Açık deyişle yargıya taşınmış bir sorunun, yargı kararından kaçırılarak realize
edilme çabaları açıkça gözlenmektedir.2- Anayasa’nın Çevre Hakkını güvence altına alan 56.maddesinde, herkesin
sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşam hakkına sahip olduğu, çevreyi geliştirmek,
çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların
ödevi olduğu, devletin herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içerisinde sürdürmesini
sağlamak yükümlülüğünde olduğu hüküm altına alınmıştır.
İstanbul halkı, vatandaş olarak korumakla yükümlü olduğu hakkını yine
Anayasa’nın 34.maddesi ile güvence altına alınmış olan, “herkesin önceden izin
almadan silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkına sahiptir.”
hükmü gereği Taksim Gezi Parkı’nda bulunmak suretiyle kullanmaktadır. Özünü
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasadan alan bu hakkın başta İlin Mülki
Amiri Vali, Kolluktan sorumlu Vali Yardımcıları ile İl Emniyet Müdürü’nün ihlali
noktasında sorumluluğu bulunmaktadır.
Temel özgürlükten olan toplanma hakkının PVSK 16.maddesi kapsamında
kolluk tarafından görevlendirilmek suretiyle sivil toplum örgüt üyelerinin ve halkın
üzerinde orantısız güç kullanılması, zor kullanmada sınırın aşılması, gerek bedeni
kuvvet ve gerekse maddi güç kullanımında kolluğun suç oluşturacak eylemlerde
bulunması demokratik hukuk devletinde asla kabul edilecek hususlar değildir.
Kolluğun yukarıda da bahsettiğimiz hukuka aykırı güç kullanımı nedeniyle 5237 Türk
Ceza Kanunu’nun ilgili maddelerinde düzenlenen kasten adam yaralama, zor
kullanmada sınırın aşılması, bu eylemlerin sistemli olarak halkın üzerinde insan
onuru ile bağdaşmayan ve bedensel ve ruhsal yönden acı çekmesine sebebiyet
veren bu eylemlerin oluştuğu aşikardır.
3- İstanbul Halkının Anayasa’dan kaynaklı haklarını koruma ve kollama
hakkının yine Anayasal ve yasal kurallarla görev ve yetki sınırları belirlenmiş kolluk
amir ve görevlileri tarafından hukuka aykırı biçimde ihlal edilmesi ve bu ihlalin bir kere
ile sınırlı kalmayıp, sistematik bir şekilde devam ettirilmesi nedeniyle bu anayasal
hakkı kullanan insanların ağır mağduriyetine sebebiyet verilmektedir. Nitekim,
kolluğun güç kullanırken orantısız bir biçimde sıklıkla başvurduğu başta biber gazı
gibi uygulamaların insan sağlığı üzerinde kalıcı etkiler yaptığı hatta ölümlere bile
neden olduğu bilinmektedir. Ne yazık ki, bu konuda ölümle neticelenen eylemlerde
vuku bulmuştur. 4- İstanbul Barosu Başkanlığı 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun
76.maddesinde “Hukukun üstünlüğü ve insan haklarını savunmak ve korumak” görevi
gereğince ,hukuk devletinde temel hak ve özgürlüklere yönelen bu tür eylemleri
gerçekleştiren sorumlular hakkında işbu ihbar dilekçesini hazırlamıştır.
Yaklaşık 4 gündür görevli kolluk tarafından gerçekleştirilen suç konusu
eylemler görsel ve yazılı medyadan da rahatlıkla görülmektedir. Bu görüntülerin
tamamında kolluğun yasal düzenlemeler karşısında açıkça suç işlediği görülmektedir.
Bu görüntüler incelendiğinde kolluk tarafından gerçekleştirilen eylemlerin hiçbir haklı
tarafının olmadığı, halkın anayasal hakkını koruma ve kollama bilinciyle
gerçekleştirdiği şiddet içermeyen eylemlerine karşı kolluğun bırakın aşırı güç
kullanmayı önleyici herhangi bir davranış da bulunmayacağı Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi ve Mahkemelerimiz İçtihatlarıyla da sabittir.
Demokratik hukuk devletinde kamu görevlilerinin ve kolluğun şiddet içermeyen
gösterilerde demokratik anayasal haklara tahammül göstermeyerek bireyin ve
toplumun hak arama özgürlüğüne ve kendine ifade etme biçimine yönelik hukuk dışı
zor kullanımının ülkemizde gittikçe yaygınlaştığı gözlenmektedir. Nitekim ülkemiz
hakkında zaman zaman Avrupa İnsan Hakları komiserleri tarafından hazırlanan
raporlarda da Türkiye’de ifade özgürlüğünün, hak arama özgürlüğünün kolluk
görevlileri tarafından kabul edilemez bir biçimde sistemli olarak zor kullanmak
suretiyle engellenmeye çalışıldığı, halkın halka gözdağı verilmeye çalışıldığı rapor
edilmektedir. AİHM nin bir çok kararında da “zorunluluk bulunmamasına rağmen
sadece bildirimde bulunulmadı diye hiçbir şiddet içermeyen gösterilere kolluğun
orantısız güç kullanarak müdahalesi ihlal olarak değerlendirilmiş ve Türkiye’nin
mahkumiyetine karar verilmiştir.
Toplantı ve gösteri hakkının özüne ilişkin başta Anayasal düzenleme ile 2559
sayılı yasada ki düzenlemelerle AİHS de ki düzenlemeler açıkça yürürlükte ve
bağlayıcıyken hakkın kullanımına yönelik hukuk tanımaz kolluk şiddetine artık son
verilmelidir.Hukuk devletinin yargı organı idareden bağımsız ve tarafsız olarak bu tür
hukuk dışı eylemler nerden ve kimden gelirse gelsin hukuk düzenlemeleri
doğrultusunda işlem yapma durumundadırlar.Aksi halde idarenin hukuk tanımaz,hak ve özgürlükleri kısmen veya tamamen askıya alan eylemlerinin yargı denetiminin
dışında kalması halinde ülke karmaşa ortamına girmesi kaçınılmaz olacaktır.
SONUÇ :
Bu nedenle yukarıda bahsettiğimiz nedenlerle son 4 gündür Taksim Gezi
Meydanında kolluk tarafından gerçekleştirilen ve yazılı ve görsel basına yansıyan
görüntü ve haberlerden, olay yeri mağdurlarının ifadelerinden de açıkça anlaşılacağı
üzere suç teşkil eden eylemlerinin emrini ve talimatlarını veren mülki amir ile şiddet
ve zor kullanan kolluk görevlileri ve bu fiilleri engellemekle görevi olup da
engellemeyenler hakkında yasaya aykırı eylemlerinden ötürü soruşturma
başlatılmasını ve gerekli işlemlerin yapılmasını saygı ile talep ederiz.31.05.2013
Av. Doç.Dr. Ümit KOCASAKAL
İstanbul Barosu Başkanı
 
[video=youtube;-ubYaQ36RuA]http://www.youtube.com/watch?v=-ubYaQ36RuA[/video]
 
Polislerden zaten nefret ederdim şimdi iyice katlandı nefretim hee birde öğretmenlere böyle saldırmışlardı o zaman..
özellikle çevik kuvvet...
 
Twitter da ölü sayısının 2 olduğunu söylüyorlar! başına gaz bombası gelen bir kadın yoğun bakımda..kadın titreyerek bekledi ambulansı..sol tarafı felçli gibiydi

vali açıklama yapıyor şu an..haber kanallarında
sayın vali olaylardan habersiz galiba!!!
 
Son düzenleme:

Bugün bu kareyi gördüğümde yuh artık dedim. Gerçekten artık merak ediyorum. Bu biber gazının kaynağı nereden geliyor.
Adamlar her önüne gelen canlıya sıkar hale glmiş.

Gezi Parkına destek tüm ülkeye yayılmış durumda. Ama hala AVMcilerden bir geri adım yok. Dediğim dedik bir İktidara sahibiz.
Neyse durmalıyım bir yerde, yoksa ağzımdan çıkan herşeyi buraya yazsam oooo...
Bu arada bir arkadaş sayesinde Halk Tv yi açtım. Teşekkürler. Diğer haber kanallarının umru değil.
 
CHP'li Sezgin Tanrıkulu Gezi parkı Desteği sırasında polisten aldığı darbe sonucu hastaneye kaldırıldı. ilerleyen dakikalar içinde ameliyata alınması bekleniyor
 

Yaşanan vahşet artık başka tanımı yok!! bizde halktv yok valiyle belediye başk. sanki olay yokmuş gibi anlatıyorlar!! yazıklar olsun!!!!!!!!
 
toplananlar molotoflu yüzleri sarıklı terörist olsaydı kimse ses çıkartmazdı.. okmeydanını alt-üst etti terör yandaşları kimsenin gıkı çıkmadı..
Masum vatandaşa gaz bombası,biber gazı,cop...

biber gazı ihalesini alanlar pis yağlı ellerini ovuşturuyordur şimdi
 

Nasıl bir vicdandır bu böyle elleri kırılsın emi

.senin ve senin gibilerin milli içeceği ayran değil kandır kan!

Kanları bile kansız bunların
 
Nereden nereye..
Bir zamanlar Türk halkına ait olduğunu söyleyen polis, bugün "Sık bakalım, Sık bakalım, Biber gazı sık bakalım ! Kaskını çıkar, jopunu bırak, Delikanlı kim bakalım !"ı duyuyorsa, bir yerlerde bir yanlışlık var demektir..
 

Eklentiler

  • $970615_525164070865904_1993740025_n.jpg
    99,2 KB · Görüntüleme: 103
[h=1]Taksim Gezi'de yürütmeyi durdurma kararı çıktı[/h]
[h=2]Mahkemeden gelen ilk bilgilere göre, Taksim Gezi'de AVM yapılmasına ilişkin yürütmeyi durdurma kararı çıktı[/h]

31 Mayıs 2013 - 18:07Yazı Boyutu:




 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…