Geri Dönüşüm Gündeliği

G gunces çok mutlu oldum, çok teşekkür ederim

Bir kaç ay önce instagramda takip ettiğim ve bakış açısı, yorumları bana değişik gelen biri vardı. Nacizane hayatta tek bir tekniğin işe yaradığını düşünmüyorum. Her bir teknik başka bir bakış açısı yaratıyor. Aradım, teknik hakkında ve ücretiyle ilgili bilgi istedim. Yalnız konuşurken oyle çok "hı hı" demişim ki ;

-Mide gastrit probleminiz var mı dedi

Evet, dedim ama nasıl yani diye de devam ettim, anlayamadım çünkü. Anlattı bişeyler. O günden beri birini dinlerken daha çok dikkat ediyorum. Sonra konuşmanın bir yerinde " sesiniz çok güzel geliyor" dedi. Oralı olmadan konuşmaya devam ediyorum.. Durdu;
-Bir dakika, teşekkür etmediniz dedi
+Ne konuda?
-Size güzel birşey söyledim ama ne kabul ettiniz ne teşekkür ettiniz. Almayla ilgili ne problemniz var dedi.

Almayla ilgili ne problemim var?

Sanki bir balyoz inmiş kafama gibi öyle ağır geldi ki bu soru.
10 dakika konuştuk sanırım. Ama o 10 dakika bile kendimle ilgili aslında görmezden geldiğim büyük bir şeyi fark etmemi sağladı. Almak da zorlanıyorum, biri iltifat ettiğinde ya duymazdan geliyorum mahcubiyetten ya da aman önemli değilmiş gibi görmezden geliyorum. Alıp kabul etmiyorum. Kadınlığımı da böyle yapıyorum. Hep bol şeyler giyerek, bedenimi saklayarak, yargılayarak. Hesap ödenecekse hemen koşarım kasaya, ilk benim cüzdanımdan çıkar para. Bilgiyi paylaşmakla, paramı paylaşmakla, zamanımı paylaşmakla ilgili sorun yok hayatımda. Ama iş biri bana birşey vermeye çalıştığında değişiyor. Ben birinin sevgisini alıp kabul etmekle de çatışıyorum. Enteresan değil mi?

Bugün neden yazdım bunları bilmiyorum sanırım şuan bunları birilerinin duymaya ihtiyacı var.

Bir de ilk erkek arkadaşımı öyle çok özlüyorum ki. Sabah sanki kokusuyla uyanmışım gibi hissettim. Sevdiğinin yüzünü ellerinin arasına alıp sevmek de bir ütopya oldu. Ah!

Bunun bana hediyesi nedir?

Güzel bir gün ve hava mis. Dilerim daha güzel ve keyifle geçsin.
Sevgiler efendim..
 
Çok minnoş bir şeye denk geldim canlarım, hemen paylaşayım;.

Sevgili olasılıklar alanı, sana varlığını göstermen için tam 24 saat veriyorum. Senden bir iyilik, küçük ya da büyük fark etmez bir mucize, bir işaret, tesadufen değil, bilinçli olarak görebileceğim birşey istiyorum. Ben .............. böyle birşey istyorum ( niyette bulunun) eğer bu benim için hayırlıysa bir şekilde karşıma çıkacağını BİLİYORUM. Oldu, oldu, oldu.. Teşekkürler.
 
Biraz mola vereyim işe..

Diyor ki; eğer bir şeyi beklentiyle yaratırsanız ortaya çıkacak olan şey yalnızca "sonuçtur"

Peki ne bekliyoruz biz? Mutluluğu, parayı, eşi, çocuğu vs. Hep bekliyoruz ama. Her an tetikteyiz. Teslim olamıyoruz. Niye bilmem bu cümle beni çok etkiledi bugün.. Öyle çok beklentim var ki hayattan. Bir sahnem olsun istiyorum mesela. Dilediğimce giyinip süslenip, gönlümce türkü şarkı söylemek istiyorum. Peki bunu ortaya koyacak bir eylem içerisinde miyim? Hayır. Hareket yoksa nasıl değişim söz konusu olabilir ki?

Beklediğimiz yerde yalnızca mevsimler değişiyor.


Hareket lazım. Sürekli " bişey yapmalı" şarkısını mırıldanıyorum.

Geçenler de koçluk eğitimi aldığım yerle ilgili aklımdan bir kaç şey geçti. Keşke eğitimde şöyle olsaydı vs. Mail mi atsam mı ikiliminde kaldıktan sonra boşver dedim. ( 2020 şubat ayında koçluk sertifikamı almıştım ) Hafta başında psikologlardan birinden mesaj geldi. Yeni bir çalışma düşündük ve koçluk süresince yaşadığınız durumlarla ilgili iyileştirme ya da tıkandığınız yerlerde nasıl çözüme ulaştırabiliriz diye destek olmaya karar vermişler. Bugün çalışma taslağı ilettiler. Akşam 2 saat sürecek bir görüşme olacak. 1 yıldan uzun süredir de beklediğim bir eğitmen var. Haftaya 5 tam gün onun eğitiminde olucam. 1 tam maaşımı ödedim. Ama alacağım katkıyı düşündüğümde içim pır pır. Bundan daha keyifli ve kolay nasıl olur?

Arzu ettiğim eğitimler bu sene şunlar;

1-Recall healing eğitimi
2-Nefes terapisi eğitimi

Cilt için de 3 seans decaar işlemi alıcam tekrar. Bu yaşıma kadar adam akıllı sonuç aldığım tek işlem oldu. Altın iğne de iyi ama çok acılı bir işlem cidden. Birikim de yapıyorum bunca harcamaya rağmen bin şükür.

İtiraf etmeliyim ki çok yoğun bir hafta geçirdim. Hala daha öyle. Akşam saç bakımı yapıcam çörekotu yağı ve sarmısak yağıyla birlikte. Biotin hap alıyorum günlük. Şuan iyi daha iyi olur umarım. Amannnnn napalım bacılar çoluk çocuk yok, koca yok kendimizle uğraşıyoruz jjkfjhfhkjgfhk

Peyami Safa ile son vereyim satırlarıma işime döneyim, kocaman sevgiler herkese ;

"biraz gül yahu! vallahi değmez bu dünya.."
 
Balkanlardan gelen soğuk hava kütlesinin iliklerimize kadar hissedildiği bir günden selamlar efendim. Sabah buz gibi havayla birlikte nasıl yürürüm şimdi diye hayıflanırken kuzenimle karşılaştık sağolsun işe kadar bıraktı. Bundan daha iyi nasıl olur?

Yoğun zamanlar. Dün akşam çok keyifli geçti. Koçlukla ilgili farkındalık ve dikkat kazandıracak şeyler olacak, mutluyum. Kendi aıma ertelediğim, beni yerimde tuttan şeylerin neler olduğuna bakıp hayatı ve bakış açımı iyileştirmeyi seçiyorum. İçimde güzel hisler var. Evrenden, dünyadan, enerji alabileceğim herkesten ve herşeyden sevgi ve kolaylık diliyorum. Lütfen!

Ben zihnim değilim. Ben duygularım değilim. Beni ve bir çok kişiyi yerinde tutan şey korku. Bakalım bu korkuyla nasıl baş edip alt edicem.

Mottom şu:
" güzelleş be oğlum, şimdilik ölümüne kadar hayattasın"

Sevgiler.
 
Z zere senin yazılarına kendini ifade edis bicimine bayiliyorum.Sen yaz ben hep okuyayim bu arada ben meel nickimi degistirdim haberin olsun .Sevgiler...
 
Z zerema ❤ Ben de nacizane bikac sey soylemek istiyorum. Bikac gundur sebepsizce gelen yogun anksiyete hissiyle basa cikmaya calisirken tesadufen bu topigi gordum. Ve forumu kullanmama ragmen daha once bu konuyu hic gormemis olmam.. demek ki ihtiyacim olan sey tam da zamaninda karsima cikti. Kesintisiz 12 sayfa yazdiklarinizi tek tek okudum. Evdeki butun kisisel gelisim kitaplarindan cok daha iyi geldi, iyi hissettirdi.. bu sabah uyandigimda bugunun getirecegi guzel mucizeleri kabul ediyorum dedim kendi kendime

Tesekkur ederim paylasimlariniz icin
 
Kızlar selamlar. Öncelikle yazdıklarınız beni çok mutlu etti. Bugün bakış açınızı iyileştirmeye, size iyi geleceğine inandığım bir kaç kitap önermek istiyorum;

-İnancın gücü-Darel Rutherford
-Şimdinin gücü-Eckhart Tolle
-Sedona Yöntemi
-Berakk Yurdakul kitapları

Eğitimim pazar günü iptal oldu maalesef. Para iademi aldım. Bunun bana hediyesi nelerdir?

Dün keyif yaptım evde. Güzel dinlendim. Video izledim bir kaç tane. Ve ne anlıyorum biliyor musunuz? Herşeyin sebebi zihnin geveze olması. Durmak bilmeden konuşması ve bizim buna müsaade etmemiz.

"Istırap zaman ister"


Bu sözü alıp her yere yapıştırmak istiyorum. O kadar doğru ki. Yaşadığımız olayları içselleştirip, onu kendimize hergün hatırlatıp kendimizi o olay yapıyoruz.

"O bana bunu dedi, bu bana bunu yaptı. Gördün mü o gün nasıl da tuhaf bakıyordu.."

Bi salın.. Ne olduysa geçmişte oldu. Şuanda hiçbir şey yok. Hergün aynı filmi döndürüp durmayın. Olmuşlara ağlamaktansa, olmasını dilediklerinin enerjisini algıla. Bu hayat öyle de bitecek böyle de. Peki siz neyi seçeceksiniz? Bu seçim olayı da ölmek var dönmek yok, gibisinden değil. Her 10 saniye seçim hakkınız var. Olasılıkları siz yaratırsınız. Kahve içmeyi seçiyorum baktım tadı güzel değil, başka bir şey içme şansım var. Amannn şimdi uğraşmıyım dersen ağzının tadı bozulacak. Bu böyledir.

Anksiyete, kendini tehdit altında hissetme, herşeyin kontrolden çıkacağına olan inançtan kaynaklanabilir. Nefes çalışmalarını öneririm. Youtube çok fazla video var. Üzerine düşün. Berrak Yurdakul'un kitabında şöle bir söz geçiyordu;

-Kendinizi size emanet edimiş bir çocuk gibi görün ve şefkatle sevin.

Bizi kimse kurtarmayacak. Bunu biz yapacağız. Biz başaracağız. Anne babanız kavga edebilir, ev içinde huzur yok diyebilirsiniz, herkes birbrinin kuyusunu kayıyor olabilir. Bu onların seçimi. En yakınınız da olsa saygı duyun seçimlerine, sonunda mutsuzluk varsa da onların seçimi. Önemli olan siz bu seçimin ortağı olacak mısınız?

Haydi şimdi; bugün bizi ne mutlu eder, ne neşe verir bir bakalım? Geçmiş yok, gelecek yok. Bir kahve, bir şarkı, keyif verecek bir video. Derin bir nefes alıp bu ana dönelim. Yaratım anda'dır. Şükürle, minnetle. Geçmişten özgürleşelim. Ve daha dingin, keyifli ve kolay bir hayatın bizim için de mümkün ve kolay olduğuna inanalım.

"Geçmiş tozdur üfle gitsin. "

Sevgiler..
 
Kendimle ilgili bir çalışma yapmaya karar verdim bu hafta.

1-Zihnim konuşmaya başlayınca, geçmişe gidip tutunmaya çalıştıkça vardığı tüm yargı, hüküm, karar ve sonuçlandırmaları yok sayıyorum. Duymaya tahammül edemediğim bir parçayı dinler gibi "kes" deyip kırmızı bir çarpı koyuyorum. Bunca zaman bana hiçbir faydası olmadı zira.

2-Düşündüğüm şeye şunu soruyorum " bana ne yararı var ? bu bana kazanç sağlıyor mu? cevap hayırsa neden seni dinleyeyim şapşik?"

3-İmajinasyon-vizyonlamayı daha sık yapmaya karar verdim. Ne hayal ediyorum, üzerimde ne var, kendimi nasıl görüyor ve hissediyorum, yanımda kimler var? Resme kendimi dahil ediyorum. Ben ne hissedicem, ev mi hayal ediyorum, eş mi hayal ediyorum herneyse..


Baktım çok bunaldım, imkanım varsa ortamı terkedip bir süreliğine nefes alıyorum.. Kahve, çay, çikolata bana o an lezzet verecek ne varsa bir güzel hüpppp diye mideye indiriyorum. Ve diyorum ki " Zere, buradasın hayatım, kahven sıcak, herşey yolunda ve herşey olması gerektiği gibi.."

Bakınız hep içsel bir konuşma halindeyim. Kendimi geriye yahut ileriye götürmüyorum, an'a çekiyorum. Yoksa hasta mıyım kendimle konuşayım di mi? Bir de şunu dürüstçe söyliyim, kimseye paranızı harcamayın. Ben dünya para harcadım eğitimdi, seanstı vs. Mutlaka katkısı var ama şuan bakınca aldığım eğitimlerden ziyade okuduğum kitaplardan, izlediğim videolardan daha çok katkı aldım. Bir de bu eğitimler öyle bir iddiayla sunuluyor ki sanırsın ki hayatın sırrı orada. Hayır, herşey bizim içimizde var zaten onlar sadece hatırlatıyor.

Elimden geldiğince ben de gözümü açan, farkındalığımı arttıran herşeyi sizinle paylaşıcam inşallah.
Ablanız size kurban olsunnnnnnn jhkjgkhjgj

Aşkın Kurt'un videolarını lütfen tekrar tekrar izleyin. Halis Şahiner'in sayfasını takibe alın. Üzerinden geçin.

O değil de aşık olasım var. Böyle sarsın sarılsın. Bizbirimize bakarken gözlerimiz parıl parıl parlasın.
Yanaklarını ısırayım. O da benimkileri ısırsın. Hayatımızı kolaylaştıralım.. Bizi görenler desin; yarabbim bu nasıl güzel bir çifttir, maşallah!

Hadi bakalım. Evren çalış çalış!
Çünkü ben buna değerim..
 
Bu arada bi hikaye yazacaktım onu atlamışım.

Rivayet o ki; zamanında ormanda nemrut bir yılan yaşar. Ama bu yılan herkese korku salmış, herkese illallah ettirmiş, geleni sokuyor gideni sokuyor öldürüyor, acı verıyor. Derken ormana bir peder gelir vaaz vermeye. Peder dualar eder, bişeyler anlatır dururken yılanda sinsi sinsi dolanıp durur. Niyeyse bir zaman sonra bizim yılan pederin söylediklerinden etkilenir. İşte can yakmayın, üzmeyin vs. Diyor ki ben iyi bir yılan olmaya karar verdim, peder de diyor ki yeter artık kimseyi sokma, can yaktığın yeter. Şimdi böyle karar alınıyor ama ormandaki diğer canlılar bakıyor ki yılan kimseyi sokmuyor cidden. Bir süre sonra yılana taş atmaya başlıyorlar yılandan yine ses yok. Yılanın inine iniyorlar falan bizim yılan olmuş mübarek. Diyorlar ki bu yılan iyice yumuşamış vurun kahpeye, bizim canımızı az yakmadı. Yılanın ağzını burnunu kırıyolar. Yılanda daha fazla dayanamıyor yeter artık deyip pederin kapıyı çalıyor.

-Peder diyor ben iyi biri olayım dedim ama gör bak anamı ağlattı bunlar bu nasıl iştir?
Peder diyor ki;
+Ben sana sokma dedimde tıslama dedim mi?

Mesaj; sınırlarınızı koruyun. Kendinizi suistimal ettirmeyin. ne kalp kırın ne de kalbinizin kırılmasına izin verin.
 
Suan hem cok saskin hem cok uzgun hissediyorum Daha bir saat evvel mutfakta keyifle kurabiye yaparken beyhan budak in dogan cucelogluyla yaptigi soylesiyi izliyordum youtube dan. Ve bir saat sonra dogan cuceloglunun vefat ettigini ogreniyorum.. video daha 3 hafta once yuklenmis..

hayat ne tuhaf ki son gunumuz son haftamiz son saatlerimiz oldugunu bilmeden yasiyoruz her ani. Ve turlu turlu endise mutsuzluk korkularla dolduruyoruz en kiymetli zamanlarimizi.. oysa bir gun biz de terk i diyar eyleyecegiz.. o soylesi ve sonrasinda aldigim vefat haberi sanki evrenin bir isareti gibiydi bana. Dogan cuceloglu anda olmanin ani farketmenin guzelliginden bahsediyordu videoda. Yasama duydugu minnet oylesine gucluydu ki, disaridaki kusun sesini bile sevgiyle dinliyordu..

Bugun hayatimda yeniden basamak istiyorum.
Her anin farkinda olarak.. sevdiklerimin kiymetini bilerek.. bana verilen bu guzel hediyeyi -yasami- gereksiz uzuntulerle endiselerle doldurmayarak..yasamin elimden geldigince hakkini vererek..

Cunku sadece bir kez yasanacak bir hayatimiz var..
 
Lizz ne güzel yazmışsın. Yaşamanın hakkını vermek, işin özü işte. Bu da ancak anda kalarak olabiliyor. Kendini geçmişten ve gelecekten çekerek bu anda var olmakla.

Derin bir nefes alıp bakalım; bu anda hangi acı var, hangi sorun yanıbaşımızda? Gerçekten ne var gördüğünüz, algıladığınız? Herşey zihnimizde. O yüzden bu kadar meditasyon öneriliyor. Zihni susuturup seni bu ana çekecek getirecek şeylerin üzerinde duruyolar.. Çalışmak lazım. kendi üzerimize düşmek gerek.

Bu anda kalmakla ilgili sabah olanı anlatayım. geç kalıcam diye koşturarak geldim adeta tam ofise yaklaştım ki baktım biri kardan adam gövdesi yapmış kafası yok. Dedim Zere dur.. Kendimi karın ortasına attım küçük bir kafa yaptım. Sonra çantamdan ruj çıkardım, ruj sürmeye çalıştım olmadı pek. Picasso tablosu gibi oldu fkgjkjghkjhkjlgh Ama çok keyif aldım, güldüm kendime. Geldim ofise bir kahve içtim. Dedim işte hayat bu kadar, sadece bu andan ibaret. gelecek şimdiki düşünce ve duygularımızla şekil alıyor. Hal böyleyken ben şuanı güzelleştirmezsem gelecek, nasıl gelecek vaad edecek

Bir de kadınlığımıza methiyeler düzelim azcık ya. Bir bedenle bu dünyada varız ve gerçek bu bedeni ne kadar alıp kabul ediyoruz? Güzel bir elbise giymek, hoş bir koku sürmek, oje sürmek, manikür, pedikür.. Kendine özen. Bir kitap oku, bir kahve iç, duş al. Ama illa ki hareket.

Eeee ne diyelim madem aşkla, huzurla, keyifle ve kolaylıkla geçecek bir gün olsun!
Sevgilerimle efem.
 
İnsan bedeninde enerjinin bir formu olan maddeden oluştuğu için bedenimizin de bir titreşim frekansı vardır. Diğer nesne ve canlılardan farklı olarak bedenimizin titreşim frekansını değiştirebilen varlıklarız. Bu değişimi düşüncelerimizle yapıyoruz. Düşüncelerimizle bedenimizin titreşim frekansını değiştirebiliyoruz. Düşüncelerimiz bedenimizde his olarak ortaya çıkar. Bu hisse yüklediğimiz anlam ise titreşimin frekansını belirler.

Bu olma halidir. Düşündüğünüz şeyin enerjisi ile uyumlu olmadır. Onun frekansında olmaktır.

O nedenle bir şeyi elde etmenin ilk adımı o şey olmaktır. O şey olmaktaki kasıt onun enerjisini bedenimiz için bilindik hale getirerek onun enerjisi ile aynı frekansta titremektir.


O şeye sahip olma düşüncesinden yola çıkarak o şeye sahip olma titreşimini bedenimizde oluşturmak ve onun hissini hissetmektir. Bu o şeyin enerjisine girmektir. Enerjiye girdiğimizde iki şey olur ya o enerji bize kendimizi iyi hissettirir veya bize kendimizi kötü hissettirir.

İyi hissetmek o enerjiyi alıp kabul etmekle eş değerdir. Yani o şey hayatımızda olmasına olumlu tepki verme ve o şeyle rahat hissetme halidir. Kötü hissetmek ise onu olmanın veya ona sahip olmayı alıp kabul etmemek demektir. Yani o şeyle rahat hissetmeme halidir.

Hissetme hali geçmiş bir durumun referans alınarak cevap verilmesidir. Geçmiş durum bilgisi bilinçaltımızda kayıtlı olan bilgidir. Sonucu belirleyen şey de bu bilgidir. Bilinçaltımızdaki bilgi olumsuzsa sonuç olumsuz olacaktır. Bedenimiz o titreşimi yaratmak istemeyecektir. Ve o şey hayatımızda ortaya çıkmayacaktır.

Bu aslında bilincimizle olan bilgilerle bilinçaltımızdaki bilgilerin uyumsuzluğu halidir. O nedenle yaşamımızda bilinçle olarak istediğimiz şeylere gerçekten sahip olmak istiyorsak onun bilinçaltımızdaki karşılığının farkında olmalı ve onu o şey yaşamımıza gelecek şekilde değiştirmemiz gerekir.

O nedenle de yaşamımızda istediğimiz şeyin ortaya çıkmasının ilk adımı bilinçaltımızın o şey hakkındaki bakış açısını anlamaktan geçer. Ve onu istediğimizin oluşmasını destekleyecek şekilde değiştirmekten geçer.

Kişisel gelişim konusunda kullanılan bütün tekniklerin temel hedefi bilinçaltımızdaki o bilgileri değiştirme üzerinedir. Çünkü sonucu belirleyen bilinçaltımızdaki bilgidir.
Unutmayın; *İstedikleriniz değil isterken hissettikleriniz gerçekleşir.*
Bundan daha iyi nasıl olur?
Daha başka neler mümkün.
Neşeli keyifli bir hafta ve gün diliyorum.
*Halis ŞAHİNER*
 
Geçmişte ne yaşandıysa yaşandı. Ne kadar acı, keder, elem yaşadıysak bitti. Gitti. Bizler acıya tutunmayı severiz. Gurur duyarız çektiklerimizle. Ne güçlüymüş desinler diye, sırtımız sıvazlansın diye. Oysa hayat acıyla övünecek bir yer değil, bir müsabakada da değiliz yarışalım.

Şimdi yapılacak iş şu; neyin olmasını diliyorsak o olmak. Net! En ufak bir endişe olmayacak dilediğimizde, istediğimizde. Ve bunu defalarca tekrar edip bilinci de bilinçaltını da ikna edicez.Bu yaşa değin aynı şeylerle güdülendik, aynı tekrar uyandık hep. Dün akşam ofisten çıkmadan A4 kağıdı aldım en tepeye ana konuyu yazdım. Alt sağ tarafına neden olmayacağına dair tüm inançlarımı sıraladım. Sol yana da " ya herşey mümkünse ve tek engel bensem gerçekten bunu yaşamayı seçer miyim" diye soru cümlesi yazdım. Biraz baktım kağıda. Düşündüm. Ve aklımda olan işin olmayacağına dair tüm his, yargı, karar, hüküm ve sonuçlandırmalarımı geri alıp, vazgeçip, ihbar edip, ifşa edip, imha edip yıkıp yaratımını iptal ettim. Tüm bunları benim sınırlı zihnim yaratıyor. Oysaki hayallerimin de ötesinde güzellikler mümkün. Peki bunun toplam kolaylık, neşeyle ortaya çıkması için ben ve bedenim hangi alan, enerji, bilinç ve seçim olabiliriz? Bundan daha iyi nasıl olur? Başka neler mümkün?

Bakın dün de yazdım. Zihnim konuşmaya başlayınca ki o benim şeytanım müsaade etmiyorum. Hemen soruya geçiyorum, içimden bir esma okumaya başlıyorum. Duvara bakıyorum, elime bakıyorum, yüzüklerime bakıyorum. Odağıma buraya getiriyorum. Yeter daaaa bunca zaman yedi bitirdi beni bu zihin


Aşkın Kurt'un zihin adında bir videosu var, lütfen izleyin vakit bulunca.
Sevgiler çokça.
 
İki gözümün çiçekleri günaydın.
Aşkla, huzurla, mutlulukla gececek bir gün olsun.

Sabah kot pantolon bluz giydim, hafta başında da trendyoldan elbise siparişi vermiştim. Ofise gelip bir kahvemi içtim akabinde sipariş teslim oldu. Değiştirdim üstümü. Şöyle bir baktım aynaya ve dedim ki; hey maşallahhh analar ne evlatlar doğuruyor

Şaka şaka ama çok yakıştı. Ofistekilerde çok beğendi o yüzden değştirmedim tekrar üstümü. Gamze Alpar'ın kartları var, günlük kendime çekerim ve bir mesaj olur diye. 70 TL dün ödeme yaptım bugün teslim oldu. Bunun dışında rüya yorumlarıyla ilgili Tahir Özakkaş'ın eğitimlerinden derlediği bir kitap vardı. Muazzam! Şuanda rüyalarımı nasıl yorumlayacağımı daha net kavrıyorum. Var olsun! Youtubedan videolarına da bakabilirsiniz.

İçimde kelebeklerin pır pır ettiği güzel birgün.
Sevgiler.
 
hayırlı olsun :) rüya yorumu dediniz ilgimi çekti ben sadece Mehmet Emin Kırgil den dinliyordum yani çıkan rüyalarınız var mı merak ettim ona göre bende belki araştırma yapabilirim hihi
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…