Geri Dönüşüm Gündeliği

Günün mesajı: Uzun zamandır gerçeklerle yüzleşmekten kaçtığının farkındayım. Kendini bir şekilde oyalıyor, başka yönlere dikkatini çekiyor ve görmen gereken asıl konuyu görmemek için elinden geleni yapıyorsun. Bu zamana kadar kendine söylediğin yalanları saymıyorum bile. Ancak böyle devam edersen işin sonunda çok büyük bir yara alma ihtimalin var. Bu nedenle bir an önce hayatının gerçekleri ile yüzleşsen iyi edersen. Bu yüzleşmeyi yapmak zor, biliyorum. Ama yapmak zorundasın. Kendini kandırmaya devam etmene daha fazla izin vermek gelmiyor içimden. Sadece bir saatliğine de olsa kendine dürüst ol bugün.
 
Çekişmeler· ve mücadeleler sadece ülkeler arasında değil, her birimizin içinde de cereyan etmektedir. Günlük
yaşantımızda sahte bir güven ve rehavet anlayışına kapılmak kolaydır ve kendimizi değiştirmemiz gerektiğini kabul
etmeyebiliriz. Değişim yaşamımız boyunca sürekli olan bir olgudur, hatta dogmatik bir düşünce, adeta ruhsal
gelişmemizi engelleyen bir fosil gibi olsa bile. Değişiklik, kendimizi belirli bir şekilde güvende hissetmemize yardımcı
olan şeyleri bırakmak demektir, örneğin "tanıdığınız şeytan, tanımadığınız şeytandan daha iyidir". Eğer bir insanda
"tedaviye karşı direnme", "değişikliğe karşı direnme" veya "değişiklik korkusu" varsa, bu Psiko-Regresyon terapisi veya duanın gücüyle ve hakikati gerçekten bilme isteğinden kaynaklanan şuurlu farkındalıkla düzeltilebilir.

PSİKO REGRESYON-SAYFA 117.
 
Ruh-beden-zihin üçlüsünde boşladığınız biri olursa denge şaşıyor. Bu sebeple yüzünüze gözünüze, üstünüze başınıza da dikkat edip kendinizi bütün olarak iyileştirmeye gitmek gerekiyor. Her daim temiz ve bakımlı olmak. Giydiğiniz şeyde kendinizi rahat hissetmek ancak bunu yaparken de kendini salmamak..

Hayat güzel.
Hava güzel.
Enerjiler güzel.
Herşey hallolur, güzel bir şarkı tutun kendinize.


Baldan tatlı birgün bizi bekler hanımlar hobaaaaaaa
 
Günaydın ve iyi haftalar kızçeler.

Hayal dahi edemediğim şeylerin varlığıyla birlikte hayatımın en bomba dönemindeyim. İmkansız tanımı artık yok. Ve biliyorum ki hayatımda var olan herşeyi yaratan benim.

Olmasını çok istediğimiz şeyler için kendimize sürekli bahanaler, çeldiriciler buluyoruz. Alsında ben o işi çok istiyodum ama işte fırsat verilmedi, kısmet değilmiş vs vs vs.. Bugünün tavsiyesi olarak kendinize sormanızı istediğim şey şu:

-Ben burda neyi savunuyorum?

Kendinizi olmayacağını mı ikna etmeye çalışıyorsunuz? Ee hani çok istiyordunuz? Gerçek ya hiçbirşey engel değilse?

Hayatınızın mottosu olsun. Bizim hayal dahi edemediğimiz şeyler başkalarının gerçeği.

Ne diyoruz; herşey mümkün. Kendi gücünüzü elinize alın ve kendinizle gurur duyun.
 
Günaydın.

Madem zihnimiz ve bedenimiz bizim duygu ve düşüncelerimizle bir hayat yaratıyor o halde bizler neleri iyileştirebilirz bugün buraya bakalım istiyorum.

Kadınlığını alıp kabul etmeyen/ edemeyen, yaftalardan yargılardan korktuğu/ çekindiği için kendisini kapatan herkes için yazasım var. Beyin tekrarla öğreniyorsa ve bir şeyi 40 kez söylersen gerçek oluyorsa o halde işmiz kolay. Ne yapacağız peki?

-Kendi mantramızı bulmalıyız

"Açıl susam açıl" diyen haramiler misali bizlere tüm kapıları açacak bir söz.Öyle içten ve inançla söylemeiliyiz ki tüm sırları önümüze sermeli. İçte içe ninni. Bizlere güç verecek, her hatırladığımızda bizlere can veren o söz. İçinize dönün ve bulun. Sıkın sağ elinizi yumruk misali " evet deyin başarabilirim"..

Gücü kendinizden alın. Boşverin anne-baba baskısını, o ne der, bu ne der yargısını. Herkes konuşacak,herkes neden yapamacağınızı, hayatın ne kadar zor olduğunu hatırlatacak ki evet öyle de olabilir ama biz ne yaşanırsa yaşansın bizi sıyırıp geçmesini sağlayalım. Delip geçmesini değil. 1 tane hayat var yaşayacağımız. Ne kadar keyifle ve kolaylıkla olursa o kadar iyi.

Vazgeçebilmek kitabında bir söz var;

"-Bu acıyı anlamıyorum." diye. Sık sık canınız yandığında tekrar edin. Hiçbirşey bizden büyük değil, onu büyüten ve kendimizi küçülten bizleriz. Bizler kendi celladımız ve şeytanlarımızız.

Kime, neyi ispat etmek için toparlanmıyorsunuz?


Kadın olmanın, kendini bulmanın, keyif almanın tadına varın. Çekin üstünüze en güzel elbisenizi, sürün rujunuzu en azından 1 gün be! Sadece 1 gün kendini alıp kabul et. Cinsiyetini. Bedenini. Yargılamadan, etini bükmeden. Tutup öpün kendi omuzunuzdan.

Kendini kabul et..


Aşağıda Osho-Sırlar kitabından bir alıntıyla son vereyim:

Bir kadın kolaylıkla tatmin hisseder. Onun yaratıcılığı göğüslerin çevresindedir. İşte bu yüzden dünyanın her yerinde kadınlar göğüsleri ile çok ilgilenir... Sanki tüm varoluş oraya yoğunlaşmış gibi. Onlar hep göğüslerinin farkındadır... Saklar ya da sergilerler, ama hep ilgilidirler. Göğüsler en gizli yerleridir, hazineleridir, benlik merkezleridir; anne olmanın, yaratıcı olmanın merkezidirler. Şiva der ki:Yaratıcılığın güzel niteliklerinin göğüslerine nüfuz ettiğini ve narin biçimler aldığını hisset. Göğüslere yoğunlaş, onlarla bir ol, tüm bedeni unut. Tüm bilincini göğüslere götür ve pek çok şey başına gelecektir. Bunu yapabilirsen, tamamen göğüslere yoğunlaşabilirsen, tüm beden ağırlık kaybeder ve çok
tatlı, derin bir tatlılık seni sarar. Çevrende, içinde, üstünde, altında, her yerde zonklar... Derin bir tatlılık hissi. Gerçekten de geliştirilen tüm teknikler, üç aşağı beş yukarı erkek için geliştirilmiştir, bu yüzden hep erkeklerin kolaylıkla takip edeceği merkezler verirler. Bildiğim kadarıyla, yalnızca Şiva temel olarak kadınlar için olan teknikler vermiştir. Bir erkek bunu yapamaz. Gerçekten de, bir erkek göğüslerinin yakınında yoğunlaşmaya çalışırsa, çok huzursuz olur. Dene. Beş dakika içinde terlemeye başlarsın, çok huzursuz olursun, çünkü erkek göğüsleri negatiftir, sana olumsuzluk verir. Huzursuz, rahatsız hissedersin, bedende bir şeyin yolunda gitmediğini, hastalandığını hissedersin. Ama kadın göğüsleri olumludur. Kadınlar göğüslerin yakınına yoğunlaşırlarsa, kendilerini çok mutlu hissederler, tüm benliklerine bir tatlılık yayılır ve bedenleri ağırlık kaybeder. Kendilerini hafif hissederler, uçabilecekmiş gibi hissederler. Ve bu yoğunlaşma ile birlikte pek çok şey değişir: Daha anaç olursun. Anne olmayabilirsin, ama daha anaç olursun. Herkesle ilişkinde daha anaç olursun... Daha fazla sevecen, daha fazla sevgi dolu olursun. Ama bu, göğüslerin yakınında yoğunlaşma, çok gevşemiş bir şekilde, gerilmeden yapılmalıdır. Gergin olursan seninle göğüslerin arasında bir bölünme olur. Gevşe ve onların içinde eri ve artık var olmadığını, yalnızca göğüslerin var olduğunu hisset. Erkek aynısını yapacak olsa, cinsel merkezi ile yapması gerekir, göğüslerle değil. Tüm kundalini Yogalarındaki ilk çakranın önemli olmasının sebebi budur. Erkeğin penisinin köküne yoğunlaşması gerekir... Orada yaratıcılığı vardır, orada pozitiftir. Ve bunu daima hatırla: Asla olumsuz bir şeye yoğunlaşma, çünkü olumsuzun ardından olumsuz olan her şey gelir. Olumluya yoğunlaşmışken, olumlu olan her şey gelir.

Yaratıcılığın güzel niteliklerinin göğüslerine nüfuz ettiğini ve narin biçimler aldığını hisset. Gevşe, göğüslere git, bırak göğüslerin tüm benliğin olsun. Bırak tüm beden göğüslerin var olması için bir durum olsun, bedenin ikinci sırada gelsin, yalnızca bir fon olsun ve göğüsler vurgulansın. Ve sen onların içinde tamamen gevşe, onların içinde hareket et. O zaman yaratıcılığın yükselecektir. Dişil yaratıcılık ancak göğüsler aktif olduğunda yükselir. Onlara karış, o zaman yaratıcılığın yükseldiğini hissedeceksin "
 
"Kendimle, bedenimle, düşüncelerimle, davranışlarımla, kim olduğumla, kim olmadığımla, yaptıklarımla, istek ve arzularımla ilgili tüm bakış açılarımı, projeksiyonlarımı, yansıtmalarımı, yargılarımı, beklentilerimi, sınırlamalarımı, ayrımlarımı, reddetmelerimin yaratımlarını yıkıp tümüyle iptal ediyorum."

Bugün hayatımı tümden değiştirecek istediğim muazzam yaşamı yaratacak farklı olan neyi seçebilirim?

Bugün hayatımda neşe, kolaylık ve özgürlüğü yaratabilmek için ben ve bedenim hangi enerji alan ve bilinç olabiliriz?

Bugün hayatımda daha fazla para, daha fazla sosyal ilişki yaratabilmek için ben ve bedenim hangi enerji alan ve bilinç olabiliriz?

Yaşamını değiştirmek için daha önce seçmediğiniz başka hangi seçenekleri seçebilirsiniz? Ve bunun kolaylıkla olması için neler mümkün?


Bundan daha iyi nasıl olur?
 
Arar mı
Yazar mı
Geri döner mi?

İtiş kakış giden ilişki sonrasında kendisini burada bulan kızçelerime de yazayım . O adam yazar, o adam döner inanın. Ama ne için döner? Bi bakın gerçek bu ilişki birşey yaratıyor mu? Bunu isteyen sen misin egon mu? İlle de o dediğin adam gerçekten istese, dilese sende olmaz mı zaten? Kızlar inanın sizin için kılını kıpırdatmayan adamlar başkasının ayağına dünyaları seriyor.

Bakıverin hayatınıza. Keyif alın. Soru sorun.

-Beni canlı tutacak olan nedir?
-Kiminle olmak beni daha keyifli yapar?
-Hayallerimin de ötesinde bir ilişki yaratsam bugün nasıl davranır ve nasıl keyif alırdım?
-Bunun ortaya çıkması için ne gerekir?

Hava güzel. Dünya güzel. Çekelim havayı mis gibi. İçelim kahvelerimizi
 
Son düzenleme:
Binlerce kez şükürler olsun. Bu bilince, kendime acıyı tatlıyı yaşamama izin verme halime. Aileme, işime. Dostlarıma. destek olanlara. Bundan daha iyi nasıl olur?

Cüzdanımı düzenledim. Çantamın içini topladım. Ivır zıvırı attım. Dün lavabo-tuvalet ev içi sildim yıkadım. Mum yaktım duşumu aldım. Mis!

Aşağıda Halis Hoca'nın paylaşımını ilettim çok hoşuma gitti. Dilerim katkı olur. Soru sormanın enerjisini ve farkındalığını lütfen hayatınıza dahil edin.


Salon Katılımcısı:
Erkekler ve kadınlar arasındaki ilişkilere bakıyorum. Tango yapmak için iki kişi lazım, değil mi? Eğer yargı varsa, yargılayan erkekler mi ya da kadınlar mı olduğu fark eder mi:
Eğer birisiyle ilişkim varsa ve bu yargıları ortaya çıkarıyorsa bu nasıl bir şeydir? Benim bunda rolüm ne?
Gary:
Çoğu insan, nasıl olması gerektiğinden değil, nedir'den yola çıkarak yaratmaları gerektiğini anlamıyor. "Bu nedir?" den hareket etmelisiniz, Bu konuda ne yargım var?" dan değil.

Bu yargılarla alakalı değildir; sizin hayatınızı genişleten şeyleri sevmekle alakalıdır. Pragmatik ilişkilerle alakalıdır..“
Bu tamamen başka bir evrendir.
Pragmatik ilişki şudur;
+ Burada ne çalışır?
+ Bunun benim için, diğer insan için ve alakalı herkes için işlemesini nasıl sağlarım?

Pragmatik ilişkilerden hareket etmiyorsanız, yargılanabilir ilişkilerden hareket ediyorsunuzdur, onlar da, “onu seviyorum," "onu sevmiyorum" la alakalıdır.
Sanki bir çiçeğin yapraklarını koparıp "beni seviyor; beni sevmiyor" demek gibi. Size sevip sevmediği konusunda bir karara varmak için yaprakları koparıyorsunuz.
Ya seven, önemseyen ve alıp kabullenen bir ilişkiniz olsaydı -ve farkında olmadığınız değil, nefret dolu değil, yargılı değil? Ama bu gerçek böyle çalışmıyor. O yargı, nefret ve aptallık olmadan âşık bile olamazdınız. Travma, drama ve bu gerçeklikte en değerli şeyler sayılan tüm şeylere sahip olamazdınız o zaman.
Sizin için işleyen bir pragmatik ilişki yaratmalısınız. Bunu yapacağınıza, başkalarının bakış açılarına göre ilişkiler yaratıyorsunuz.
İlişkilerini kendinin değil, başka insanların bakış açılarına göre yaratmak için yaptığın her şeyi yıkıp yok eder misiniz? POD and POC

Bir süre önce benim için harika olan biriyle bir ilişkiye girmeyi düşündüm ve bir soru sordum, "ilişki onun için yürür mü?", "Vay, hayır!" çünkü benim için işleyecek ve onun için işleyecek ilişki birbirinden farklı iki şeydi. Bu pragmatik bir ilişkiye bakıştır. Bu sahiden öbür kişi için de işler mi? Hayır. Benim için işler mi?
Çoğumuz şunu yapıyoruz; "öbür insan için bunun işlemesini sağlayabilir miyim? " ya da ” benim için işlemesi nasıl sağlarım?" diye ilişkiye bakıyoruz ve bunların iki farklı görüş olduğunu düşünüyoruz. Ya üçüncü bir bakış açısı varsa? '
Herkes için her şeyin işlemesini sağlayacak ekstre pragmatik bakış açılarını algılamana, bilmene, olmana alıp kabul etmene izin vermeyen her şeyi, yıkıp yaratımını yok eder misin? POD and POC
Gary M.Douglas’ ın Kadınlar Salonu Kitabından Alıntıdır.
**************
Ben ışığım ve ışığımın parlamasına izin veriyorum
Halis Şahiner
 
"bir şey bir kere mahvolur, biri bir kere gider ve bir şey bir kere biter. sonrası yok, sonrası sizin probleminiz. tek başına içinde kaldığınız her durumla, tam şuranızda hissettiğiniz her şeyle tek başınasınız, kabullenin."

"insanları kurtaramazsın, onları yalnızca sevebilirsin" der anais nin .


Suyun doğası bir felsefe anlatır. mesela dağdan akan suyu düşünün. en az direnç gösteren yolu seçer akmak için. yani önüne bir kaya çıkacak olursa onunla uğraşmaz, kayaya mücadele etmez, etrafında dolaşıp devam eder akmaya. suyun bu doğasında alınan ilhamla şöyle der sufiler; "seninle uğraşan hiç kimseyle uğraşma, eğer uğraşırsan onunla aynı yerde kalırsın. etrafından dolanıp devam et yoluna." diyelim ki dağdan akan su önüne çıkan kayanın etrafından dolaşamayacak bir yola denk geldi. o zaman ne yapar, birikip üstünden aşar. yok eğer bu da olmuyorsa sabırla kayayı damla damla delmeye başlar. kayayı demeyi başaran suyun kuvveti değildir. tabii ki, damlaların sürekliliğidir ki buna da "sabır" derler. sabretmek hiçbir şey yapmadan oturmak değildir. suyun doğası imkansızı bile başarabileceğini, bunun için sabırlı ve istikrarlı olduğunu öğretir. kayayı delen su elbette yine yoluna devam eder. su hep akar. bilir ki aktıkça temizlenir. bazen dere kenarlarında su birikintileri oluşur, akmayan bulanır, çamurlaşmaya başlar. üzerinde pislik birikir ve sufiler bu yüzden der ki : "sen su gibi ak. her daim yenilen. her gün yenilen. iki günün aynı olmasın. dünü dünde bırak yeni şeyler öğren."
mesela su değişimden hiç korkmaz. ama insanlar değişimi sevdiklerini söyleseler de aslında çok korkarlar. su değişimi ne güzel de anlatır. bazen yağmur olur bazen buz olur bazen buhar olur. buhar olduğunda çıkar gökyüzüne yağmur olup iner yine yere. yrıca su uyumludur. çay bardağına koyduğunda çay bardağının şeklini alır kovaya koyduğunda kovanın. sürekli bulunduğu yere uyumlanır ama doğası gereği hiç değişmez. her yere her şeye uyum sağlar.
unutma ki dünya da her zaman doğaya uyum sağlayan hayatta kalır. aynı zamanda akışa teslim olur. teslimiyet içindedir. çünkü bilir ki bütün dereler eninde sonunda büyük denizlere, okyanuslara akar.
 
Son düzenleme:
Ekşiye selam olsun. Beğenerek okuduğum yazıları paylaşıyorum;

"bir olaya takılı kalmayacaksın ve karşılaştığın olaylara yoldan geçerken sana uzatılan bir broşürmüş gibi davranacaksın.
broşürü dikkatle okuyup alman gereken mesajı aldıktan sonra, bir kenara bırakacaksın ve tüm bunları yaparken yürümeye devam edeceksin. "

nietzsche, böyle buyurdu zerdüşt'te şöyle diyor:
"ama önce sen kendini inşa etmelisin, dimdik bir beden ve dimdik bir ruhla." ve ekliyor: "derisini değiştirmeyen yılan ölmeye mahkumdur. bu durum, fikirlerini değiştirmeyen zihinler için de geçerlidir."
işte yukarıda da görüldüğü gibi "sabit fikir, en büyük hapishanedir."


garibanist kahraman robin hood zenginden aldığını yoksula verirdi.

oysa ki konfüçyüs ''yoksul bir gence gerçekten yardım etmek istiyorsanız ona balık tutup vermeyin, balık tutmasını öğretin. balık vererek bir öğün, balık tutmasını öğreterek bir ömür karnını doyurabilirsiniz'' demiştir.

bir diğer sözde de ''amacımız; imkansızı mümkün, mümkünü kolay, kolayı da zarif ve zevkli yapmanın yollarını bulmaktır'' denmiştir.

bu mottoları birleştirin ve hayatınızda asla kendinize kırmızı, geçilmez çizgiler çizmeyin. yola çıkarken bahaneler ve ön yargılar ile oyalanmayın, sadece devam edin.
 
" Gün boyunca, kaslarınızın kasılmamasına ve gerilmemelerine dikkat ederek kendinizi izleyin. Kendinizi ne kadar rahat ve gevşek tutabildiğinizi görün. Bütün gün boyunca, duruşunuzu nasıl ayarlayabildiğinizi görün. Heyecanlı, tedirgin, gergin bir görünüş yerine, kendi duruşunuzu ve hareketlerinizi kontrol edebilme davranışı geliştirin. Bu zihinsel
duygu hâli, davranış ve tavırlarınızı geliştirecek, olgunlaştıracaktır. Bedeninizin gereksiz olan tüm mimik ve el-kol hareketlerine bir son verin. Bu gereksiz hareketler, sizinvücudunuz üzerinde tam olarak kontrol sahibi olamadığınızı gösterir. Bu kontrolü kazandıktan sonra, bu kontrolü kazanamamış insanların ne kadar huzursuz ve rahatsız
bir imaj çizdiklerine dikkat edin. Benden kısa zaman önce ayrılan bir satış görevlisini ölçüp tartmaya, nasıl bir insan olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bir an ona şunları söylemek istedim: “Söylemek istediğin şeyleri bütün vücudunla söylemeye çalışmak yerine, sadece konuşarak söylesen ne kadar daha iyi bir görüntü çizerdin, biliyor musun?"

Sizinle görüşenleri şöyle bir izleyin ve bu kontrol duruşundan ne kadar mahrum olduklarını görün.Vücudunuzun herhangi bir bölümünü kasmak, seğirtmek veya silkmek gibi alışkanlıkları hemen terk edin. Birçok istemdışı davranış sergilediğinizi fark edeceksiniz. Bu davranışların hepsini, sadece "Yapmayacağım" düşüncesine odaklanarak, çabucak sona
erdirebilirsiniz. Eğer seslerin sizi rahatsız etmesine, dikkatinizi dağıtmasına izin verme gibi bir alışkanlığınız varsa, sadece kontrol egzersizini yapın. Kapı çarpıldığında veya herhangi bir şey âniden yere düştüğünde vb. durumlarda bunların kendinizi kontrol etmek için birer egzersiz fırsatı olduklarını düşünün. Günlük yaşamınızda buna benzer birçok egzersiz
bulacaksınız. "


Bu egzersizlerin çok basit ve değersiz olduklarını düşünebilirsiniz. Ama ben bu egzersizler sayesinde kas hareketleriniz üzerinde, kısa zamanda daha iyi bir kontrol sağlayacağınızı, daha iyi bir duruş ve tavır kazanacağınızı, dikkat gücünüzü büyük ölçüde geliştireceğinizi ve düşüncelerinizi yaptığınız işe harika bir şekilde odaklayabileceğinizi iddia ediyorum.
Bunlar, elbette çok değerli kazanımlardır. Yapmakta olduğunuz şey ne olursa olsun, bu işin, hayatınızdaki en önemli gâye olduğunu hayal edin. Dünyada, yaptığınız işten başka hiçbir şeye ilgi duymadığınızı varsayın. Dikkatinizin yaptığınız işten uzaklaşmasına müsaade etmeyin. Şüphesiz, dikkatiniz size karşı âsi olacaktır. Ama siz yine de onu kontrol edin. Onun sizi kontrol etmesine izin vermeyin. Onun âsi tavrını bir kez yendiniz mi, o an fark ettiğinizden de büyük bir zafer kazanmış olusunuz. Daha sonra birçok kez, elinizdeki işe tüm dikkatinizi verebilmeyi öğrendiğinizden çok memnun olacaksınız.

Konsantre olabilen insan, kendi vücudu ve aklı üzerinde tam kontrol sağlayabilir, eğilimleri ve zaafları üzerinde egemen olabilir. Kendinizi kontrol edebilirseniz, başkalarını da kontrol edebilirsiniz. İrade gücünden mahrum bir kimsenin yanında, sizi bir dev hâline getirecek bir iradeyi geliştirebilirsiniz. İyi bir şeyi yapmaya karar verir vermez, kalkıp o
hayırlı işi yapmaya ve yaptığınızı da kontrol altına alana kadar, irade gücünüzü farklı şekillerde denemeye tâbi tutun. "Yaptığım fena da olmadı" havasıyla asla tatmin olmayın; tersine, gayretinizin en iyisini ortaya koyun. Başka hiçbir şekilde tatmin olmayın. Bunu gerçekleştirdiğinizde, olmayı niyet ettiğiniz şekilde bir insan olursunuz.

KONSANTRASYONUN GÜCÜ-Sayfa: 63-64
 
"HAYATIN TÜMÜ BANA KOLAYLIK, NEŞE VE İHTİŞAMLA GELİR."

Şükürler olsun bugüne. Şükürler olsun. Binlerce kez.
Herşey yolunda ve herşey olması gerektiği gibi.
Herşey yolunda ve herşey olması gerektiği gibi.
Herşey yolunda ve herşey olması gerektiği gibi.



Buraya bir proses bırakıp kaçayım, ihtiyaç duyanlara;
Başkalarıyla yaşadığımız çatışmalarda kendimizle ilgili görmemiz gereken gerçek nedir? Bu çatışmanın algımızı, bilişimizi, olmamızı ve almamızı kesmesindeki değeri nedir?

Bununla ilgili var olan her şeyi yıkıp yaratımlarını iptal edelim mi?

Evettt!
Bundan daha iyi nasıl olur?

Burada doğru olan ancak algılayamadığım gerçek nedir?
Burada doğru olan ancak algılayamadığım gerçek nedir?
Burada doğru olan ancak algılayamadığım gerçek nedir?
Burada doğru olan ancak algılayamadığım gerçek nedir?
Burada doğru olan ancak algılayamadığım gerçek nedir?
Burada doğru olan ancak algılayamadığım gerçek nedir?
Burada doğru olan ancak algılayamadığım gerçek nedir?
Burada doğru olan ancak algılayamadığım gerçek nedir?

Nefes...
Herşey yolunda ve herşey olması gerektiği gibi.

Sevgiyle kalın.
 
Son yayınlar, Koronavirüsün etkisinin, hastalığın fiziksel etkilerinin çok ötesine ve akıl sağlığı alanına kadar uzandığını öne sürüyor.

İnsanlar işlerini kaybettiklerinde, gelirlerini kaybettiklerinde ve daha sonra evde kalmaları ve kendi kendilerine tecrit etmeleri söylendiğinde, depresyon vakaları artmaya başlar. Bunalım ve depresyonla mücadele ediyorsanız, başka bir yol var. İşler ne kadar karanlık görünürse görünsün, her zaman başka olasılıklar vardır. İşte yardımcı olmak için kullanabileceğiniz iki araç.


1. Her güne sorular sorarak başlayın

Sabah uyanıp hemen para ya da hastalanma konusunda endişelenmeye başladığınızda, bu düşünceleri kafanızda defalarca akıtmaktansa, olumsuz düşünceyi sorular sorarak bozun. Sorular, zihin gevezelerini susturmanın anahtarıdır.

İşte sorabileceğiniz bazı sorular:

· Bunun ötesine geçmek için bugün ne olabilirim veya farklı yapabilirim?

· Bundan daha iyi nasıl olur?

· Evren, bugün bana güzel bir şey gösterir misin lütfen?

· Burada hiç düşünmediğim başka ne olabilir?

Endişe ve stresle ilgili sorunlardan biri, başka seçenek görmememizdir. Bir soru sorduğunuzda, hatta "Burada hiç düşünmediğim başka neler olabilir?" Gibi bir soru sorduğunuzda, daha önce göremediğiniz yeni olasılıkların kapısını açarsınız.


2. Neyin farkındasınız?

Ne kadar farkında olduğunuzu hiç kabul ettiniz mi? Bir gökdelenin tepesindeki bir radyo kulesi gibi etrafınızda olup biten her şeyi alan biri olduğunuzu söyledi mi? Hayır? Birisi olmalı! Sahip olduğunuz, size ait olduğunu düşündüğünüz düşünce, duygu ve duyguların yüzde doksan sekizi size ait değildir.

Bir an için dünyanın durumunu düşünün. Kaç kişi para konusunda stresli ve endişeli? Kaç kişi gidip yapmayı sevdikleri şeyleri yapamadıkları için akıllarından sıkılıyor? Farklı bir yerde olan sevdiklerini kaçıran kaç kişi şu anda onlara seyahat etmek mümkün değil? Pek çok insan için pek çok mutsuz şey var; ve sırf tüm bu düşünceleri ve duyguları anladığın için böyle hissettiğin anlamına gelmez.

Sahip olduğunuz her düşünce, duygu ve duyguyu sormanız gereken harika bir soru şudur: "Bu kime ait?" Bu soruyu sorduğunuzda, daha hafif hissediyorsanız, hiçbiri size ait değildir. Sadece farkındasın. Bu soru tam anlamıyla hayatımı kurtardı. Eğer onu kullanırsanız, kendinizi çok daha mutlu bulabilirsiniz.



Şu anda dünyada üzüntü, depresyon ve umutsuzluğun yüksek olduğunu biliyorum. Görmek zor olsa da, dünyadaki hiçbir şey, ne kadar büyük ve karanlık görünürse görünsün, sizden daha büyük değildir. HİÇBİR ŞEY DEĞİL. Ne olursa olsun, hala seçeneğiniz var. Sabah uyanma ve soru sorma seçimini yapın. Sahip olduğunuz her düşünce ve duygunun size ait olduğuna inanmayı bırakmayı seçin. Asla pes etmeme, asla pes etmeme ve asla pes etmeme seçimini yap.

Dr.Dain Heer.
 
Pinkpotter günaydın kuzum çok teşekkür ederim. Umarım sen de iyisindir ve herşey yolundadır

2 haftadır pilatese başladım birebir alıyorum. Çok iyi hissediyorum kendimi. Sanırım düzenli olarak birşeyi hayatıma dahil etmek ve istikrarı korumak iyi hissettiriyor. Yeme içme düzenime dikkat ediyorum, daha öncesinde kahvaltı yapmayan ben artık kahvaltıyı dahil ettim. Daha az acıkıyorum. Şuan herşey yolunda çok şükür. Sürekli toplarlıyorum sağımı solumu, fazlalık gördüğüm herşeyi gözümü kırpmadan ya çöpe ya da kullanılabilir ise belediyelerin geri dönüşüm kutularına bırakıyorum.

Dürüst olmam gerekirse bazı zamanlar yalnızlık çok ağır geliyor. Annem babam yaşını alıp gidiyor, ee haliyle ben de. Bir düzen kurmam gerekiyor artık. Yaşı 35, yolun yarısı eder. Bunun kolaylıkla ve alan hızıyla sevgi dolu bir ilişkiye dönmesi için neler mümkün?

"Yalnızlığa alışırım da bir başınalığa asla" diyor ya şarkı tam olarak öyle. Kadın erkekle, erkek kadınla güzel. Bakalım biz kiminle güzelleşicez, öpüyorum çokca.

Hayatın tümü bana kolaylık, neşe ve ihtişamla gelir.
Hayatın tümü bana kolaylık, neşe ve ihtişamla gelir.
Hayatın tümü bana kolaylık, neşe ve ihtişamla gelir.
Hayatın tümü bana kolaylık, neşe ve ihtişamla gelir.
Hayatın tümü bana kolaylık, neşe ve ihtişamla gelir.
Hayatın tümü bana kolaylık, neşe ve ihtişamla gelir.
Hayatın tümü bana kolaylık, neşe ve ihtişamla gelir.
Hayatın tümü bana kolaylık, neşe ve ihtişamla gelir.
Hayatın tümü bana kolaylık, neşe ve ihtişamla gelir.
Hayatın tümü bana kolaylık, neşe ve ihtişamla gelir.

Bundan çok daha iyi nasıl olur?
Benim için neşeden, keyiften kolaylıktan işleyecek sonsuz olasılıklar nelerdir?
 
Herkese merhabalar. Uzun bir zaman olmuş yazmayalı. Dürüst olmam gerekirse şuan içinde olduğum süreç ağır. Babama kanser teşhisi kondu geçen hafta ameliyat oldu. Bir şeyi bildikten sonra bilmiyor gibi yapamıyorsunuz, bendeki durumda böyle. Dün soğuk algınlığı sebebi ile serum aldım ancak işin bahanesi. Beden tuttuğunuz acılardan sorumludur. Bir şekilde dışarı atacak acınızı, ağrınızı. Bedenim çok kırgın.. Ama geçecek biliyorum.

En sevdiğim iki insan annesini kaybetti ani bir şekilde. Kimse için kolay değil farkındayım. Dünya acıdan geçiyor ve bizler de nasibimizi alıyoruz. Alan hızıyla toplam kolaylıkla bu döngünün tamamlanması için ne gerekir? Bundan çok daha iyi nasıl olur?

Şan dersine başladım 2 ay bitti. İşin aslı inanılmaz keyifli ve verimli geçiyor. Güzel bir ilerleme kaydettim. Bırakmaya da niyetim yok. İyi şeyler de oluyor elbet hem de çok.

Hayat işte tam olarak böyle . Bir acı bir tatlı.

“Yaşamıma hizmet edecek, yaşamımı hayallerimin ötesinde kolaylaştıracak ve neşeyle dolduracak buradaki hediye nedir?”

Bundan daha iyi nasıl olur?

Başka neler mümkün?

Daha keyifli olduğum günlerden sesleneceğim zamanlara.
Havalar nasıl olursa olsun sizin havanız hep iyi olsun.
Sevgiler.
 
Merhaba kızçeler.

Bu olumlu düşünme, pozitif gelişimle ilgili birkaç şey yazmak istiyorum.

"Öz-söz-göz denklemi"

Burada özden( ruh, kalp) birşey istiyorsun, bunu 3.gözde imgeliyorsun( imajinasyon, vizyon) akabinde dile getiriyorsun, söze döküyorsun ( olumlama) ve gözle yaşadığına şahitlik ediyorsun. Yani bu senin realitende yaşanmaya başlıyor. Burada en önemli nokta zihni olabileceğine ikna etmek. Ego öyle çok seni bildiği, güvenli alanda tutmak için çaba sarf ediyor ki sonrasında " amannnnnnn nerde bizde o şans" ile başlayan cümlelerle niyetimizden dönüyoruz usulca.

Tekrar tekrar tekrar.. Beyin tekrarla öğreniyor. Burada benim tavsiyem muhakkak niyetinizi yazın. Yazmakla beyib hücrelerinizi hareket halinde tutuyor gözünüzle de görüyorsunuz. Canlılık, enerji daha çok aktif oluyor..

Niyetinize, istediğinize aşık olun. Öyle bir aşkla, sevgiyle ve kalpten.

Korku ve kuşku temelli zihinsel kodlar sizi sabote ediyor. Oldu gözüyle bakın tüm düşüncelerinize ve her ne düşünürseniz o olacak..

Zaten bakın inandığınız şeyleri yaşıyorsunuz istediklerinizi değil. İnanç çok önemli. Koku alın, dokunun, hissedin. Evet! O andayım. Yaşıyorum. Bedenim algılıyor o enerjiyi. Umarım bir nebze katkı olur.
 
Pinkpotter hatırlanmak ne güzel. Çok mutlu oldum


Aslında fevkalade iyiyim. Bunu gönül rahatlığıyla yazıyorum. Babamın sağlık durumu-ameliyatı çok güzel geçti. Ancak ameliyat sonrası maalesef covide yakalanıp annemle birlikte pandemi hastanesinde 2 hafta yattılar. Öyle bir süreç ki hayat sanki " gör - bak" ve "minnet duy" der gibiydi. Ev böyle bomboş enteresan bir süreç geçirdim. Çok yalnız hissettim ve çok ağladım yalan yok. Bir anda ikiside olmayınca malum.. Derken döndüler eve sağlıkla sıhhatle. Şuan herşey yolunda.

Dürüst olmalıyım ki birşey yazasım gelmiyor. Sadece kendimi hep bir sahnede diledğim şarkıları söylerken buluyorum ve bu öylesine güzel ve ben ki. Hayatta kendimi hep şanslı hissettim ve dilediklerimi de yaşadım. Ama bilirim ki vakti var herşeyin.

Son 1 haftadır aklımdan geçen, acaba ne yapıyor diye düşündüğüm herkes aradı. 1 yıl, 5 yıl belki görmediğim insanlar bunlar. Bu eş-zamanlılıktır. Hani keşke başka birşey isteseydim derler ya. Ben demiyorum. Olması gerekn bu çünkü. İlahi düzene, işleyişe, hissime güveniyorum. Beni üzeni ve kıranı dillendirmiyorum çünkü gücümü ne kimseye ne de birseye vermek istiyorum. Eve resim yapmak için şovalye almak istiyordum eniştem hediye getirdi sağolsun. Arada Cin Ali'den hallice bişeyler karalıyorum iyi geliyor. Kendime döndüm adeta. Karantina süreci kendi özbakımıma fazlasıyla yaradı. Cildim için decaar adında bir işlem yaptırdım 2 seans ve o kadar memnunum ki. Gözenekleri küçülttü, lekeler azaldı. Anlatamam şahane! Ön iki dişimi de yaptırdım. Ve diyorum ki videolar çekip şarkı söylüyorum güzel görünmem lazım . Heyt be sanırsın Maksim Gazinosunda bir assolist kdfjhjgfkjhjghl Kendi sesimi dinlmeye doyamıyorum.


İnsan zihni hep bir sınır beliriyor kendine. Diyor ki ahanda bu senin çizgin, ötesi zarar. Bu parayı ancak şöyle kazanırım. Bu işim yalnızca şöyle olur vs.vs. Halbuki hayallerimizinde ötesinde şeyler mümkün gerçekten izin verirsek. Ben izin veriyorum kendime, olana da olmayana da. Kendinizle konuşun, kendinize yabancılaşmayın. Hem beden hem zihnen hem ruhen. Yoklayın kendinizi. Geçen çok güzel bir söze denk geldim hayatın özeti misali:

İbret için sana bu yeter ki, bu dünya'da kim olursan ol, "öldükten sonra adın; cenazedir." ondan sonra kimse seni kendi adınla çağırmayacaktır. diyecekler ki cenazeyi götürün, cenazeyi kefenleyin, cenazenin namazını kılın, cenazeyi evden çıkarın, cenazeyi kabre bırakın. (Ayetullah Behçet R.A.)


Herşey geçiyor. Ne acı ne de sevinç baki bu hayatta. İyi gelen birşeyler varsa tutunalım beraber.
Sizlere nacizane bir kaç kişi önermek istiyorum; onları dinlemek bana inanılmaz iyi geliyor çünkü.

Youtube- Aşkın Kurt
Youtube-Gamze Alpar
Youtube- Bilun Armağan
Youtube-Ahmet Abi ile Silva Metodu

Ve inner-speak adında bir yöntem var. Ücretsiz grup seansları yapılıyor. Youtubedan açın dinleyin, mantıklı bulursanız uygulayın.

Dilerim katkı olur. Kolaylıkla ve neşeyle dolu günlerimiz olsun.


“ Geçmiş günü beyhude yere yad etme, bir gelmemiş gün için de feryad etme! Geçmiş, gelecek masal bunlar hep eğlenmene bak, ömrünü berbat etme..”

Sevgiler..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…