Geri Dönüşüm Gündeliği

talena talena

2018 access bars, 2019 yaşam koçluğu, 2019/ 2.access bars eğitimi, 2020 theta healing. İlişkiler ve para workshopları+ seanslar. Kendi içime yolculuk aslında. Fark ettikçe farkına vardıkça daha çok alan açılıyor, içim açılıyor. Ve artık kanaat getirdim ki eğer bir şeyleri düzeltmek istiyorsanız ağlayıp, sızlanmak ve başkalarını suçlamak yerine yapılacak en iyi şey bedene gelecekte yaşanmasını istediğiniz şeyi yaşatmak/ hissettirmek. Ve eğer bu duygu durumunu bedeninize ezberletirseniz bunu yaşamaktan başka seçeneğiniz kalmayacaktır.

"Geleceği prova edin."

Düşünceler beyne, duygular bedene hükmeder. Bu bilinçle olmak ve kendini tanımak bir yol. Ve bu yolda bir çok şey görecek ve şahit olacaksınız. Gönüllü olun, direncinizi bariyerlerinizi aşağı indirin. Barış imzalamak istiyorsanız eller aşağı :cool:
 
" Kusur bakan gözdedir"

Sizi tetikleyen insanları iyi analiz edin. Sinir olduğunuz, gördüğünüzde tüylerinizi diken diken eden insanlara. Bu insanlar siz de bir duyguyu tetikliyor. Bu anda size ne oluyor? Bedeninizde ne oluyor? Neler hissediyorsunuz? Beden ve zihnen durumunuz nedir?

Bakın ve o duygunun içinde olun. İzin verin. Beden de hangi duyguyu tetikliyor ve ben bunu ne zaman yaşadım diye bakın Bana kimi hatırlatıyor? Neden bir başkasının hal ve hareketi beni etkiliyor?

Soru sorun. Algınıza neler geliyor? Kalın o duyguda. Yoğunluk olarak beliriyor mu bedeninizde? Bu his daha önce nerde yaşandı?

Biliyorum sıkılıyorsunuz, bazen yerinize kabınıza sığamıyorsunuz ama hayat böyle. Geçmiş ölüdür. Sabah gözlerimizi açıyoruz hep şikayet ve bezginlik ama bir başka hayat mümkün ve seçerseniz elbet!

Bilgi güçtür. O halde kendinizle ilgili ne kadar çok şey bilirsiniz o kadar çok güçlenirsiniz.
Geleceğinizi hayal edin. İliğinize kadar hissedin o enerjiyi.

"Herşey mümkün.."
 
" Sitede mi oturuyorsunuz zengin birine benziyorsunuz?"

Bu mesaj hayatım boyunca aldığım en komik mesaj sanırım. Ancak algıya bakın. Biri sizi gözlemliyor ve belki de sadece bir fotoğraf karesinden bir anlam çıkarıyor. Bu algı/aura sizden dışarı gidiyor. Sevgiyi aşkı istiyorsanız öncelikle sevginin kendisi olmalısınız, zengin olmak istiyorsanız duruşunuz/ tavrınız öyle olmalı. Size insanlar baktığında bunu algılamalı. Ama hayır önce sevgilim olsun mutlu olucam, ben o arabayı bir alayım asıl sen o zaman görlerler olmaz bu iş.

Kendine layık görmediğin hiçbir şey gelmeyecek sana. Net!

Onca akıp giden yıllara ve beraberinde hissettiklerinize bakın. Birbirine eş mi değil mi?
İçerde ne varsa dışarda o var. İçeriyi dışardan daha değerli ve önemli hale getirdiğinizde artık eskisi gibi hırplanmayacaksınız.

Ne demiş üstad; ne keser gibi ol, hep bana bana. Ne rende gibi ol hep sana hep sana. Ol testere gibi bir sana bir bana.."

Bundan daha iyi nasıl olur !?
 
" Kader diye tanımladığımız, yaşadığımız ve başımıza gelen şeyler aslında bizim çocukluğumuzda kendimiz ve yaşamla ilgili aldığımız kararların ve bu kararlarla yaptığımız seçimlerin sonucu olarak ortaya çıkan şeylerdir.
Kendimiz ve yaşamla ilgili almış olduğumuz kararları değiştirdiğimizde sonuçlarda onlara bağlı olarak değişecektir. Dolayısıyla kader dediğimiz şey değişecektir.


Bundan daha iyi nasıl olur?
Başka neler mümkün
Ben ışığım ve ışığımın parlamasına izin veriyorum.
Halis ŞAHİNER
 
Az önce ablam fotoğraf gönderdi. Ordan fark ettiğim bir şeyi paylaşmak istiyorum. Sürekli kaşını çizerdi ince diye. Kaşım çıkmıyor, kaşım çıkmıyor der durur. Dermaroller almıştım dedim ki al bunu kaşlarına çalış bir kaç bakım yağı kullan bakalım ne değişecek. Şuan kaşlarının maşallahı var.

Aşağıya link bırakıyorum. Şuan sosyal medyada " kaş vitamini" olarak satışa sunulan hizmet budur canlarım. Badem yağı+ hint yağı+hindistan cevizi yağı ne varsa küçük bi tüp içinde karıştırın. Dermarollerı kaşlarınızın üzerinden geçin bir kaç tekrarla, kızarsın biraz kanallar açılsın sonra sürün yağı oh mis! Haftada iki kez yapın. Canınız ne zama isterse ya da.



Bu arada bugün verdiğim kitap siparişleri;

Plasebo Sensin - Joe Dispenza
Kendiniz Olma - Alışkanlığını Kırmak-Joe Dispenza
 
Günaydın ve iyi haftalar canlarım. Aşkla, huzurla ve keyifle geçecek baldan tatlı bir hafta olsun:cool:

"Sözün saati vardır"

Bir kız arkadaşımdan duydum geçenlerde. Çok hoşuma gitti. Ağzımızdan çıkan her söz dönüp dolaşıp bizi buluyor. Bu sebeple kendimizi terbiye etmek, dışarda hiçbir şey olmadığını ve odağımızı yarattığımızı bilerek yaşamaya gayret edelim.
Geçen hafta baba yadigari yüzüğümü ve diğer takılarımı temizlensin diye tuzlu suya yatırdım. Enerjiyi atsın, tazelensin diye. Baktım daha beter oldu :süslü: Dedim nasıl temizlenecek bu. Neyse oldu haftasonu. Cumartesi günü çok güzel biryüzük aldım ametis taşlı. O arada iki yüzüğü dedim acaba çok az büyütebilir misiniz, tabii dediler. Büyütmeye çalışırken "çat" diye bir ses ilk yüzüğüm kırıldı. Aaaa falan derken , dedim sağlık olsun. Yaparız kaynatırız vs dediler. O arada babamın yüzüğünü açmaya çalışırken "çıtttt" o yüzükde kırıldı. Ama nasıl içim gitti! Bir pişmanlık ki aman aman. Emanete ihanet etmişim gibi. Çalışanlarda oranın sahibi de kötü oldular hissettim. Böyle yaparız telafi ederiz çok özür dileriz, biz size getiririz bi daha zamet etmeyin vs... Durdum bi ve içimden bunun bana hediyesi nedir, diye geçirdim. Sonuçta ben talepte bulundum yapar mısınız diye. Ama adamlar temizleyip cilalarız, bakımını da yaparız dediler. Haftaya alıcam. Kızlar bişey diyim mi size, hakikaten çok enteresan şeyler oluyor hayatımda. Mesela elime bir evrak geçiyor işle ilgili, bu evrak dursun şurda diyorum bekletiyorum ama niye beklettiğimi bilmiyorum. O evrakla ilgili bir sıkıntı çıkıyor ve diyorum ki iyi ki işleme almamışım. Birini düşünüyorum yazıyor, arıyor. Biri birşey yapıyorsa bildiği birşey vardır diyorum. Kendimle ilişkilendirmiyorum. Herkese olduğu gibi olma hakkını veriyorum.

İşlerim yolunda, her işim rast gidiyor.


Hayatın %100 sorumluluğunu alıyorum. Bugüne kadar ne yaşandıysa yaşandı. Tüm deneyimler için teşekkür ediyorum. Ve artık eski inanç kalıplarımı bana hizmet etmeyen duygu/ düşünceleri özgür bırakıyorum. Ve kaynağına sesleniyorum;
Seni seviyorum.
Lütfen beni affet.
Özür dilerim.
Teşekkür ederim.

Mis! Bundan daha iyi nasıl olur?
Güvendeyim ve herşey yolunda.
Yıldızımın parlamasına izin veriyorum.

Sevgiler.
 
Kendinizin en iyi versiyonunun neye benzediğini hiç merak ettiniz mi?
Nasıl farklı yaşardınız?

Ne tür yeni alışkanlıklarınız olurdu ve hangi eski alışkanlıklardan, size artık hizmet etmediğinden dolayı vazgeçerdiniz? Hangi beceri ve bilgileri edinirdiniz? İnsanlara nasıl farklı davranırdınız ve bunun karşılığında insanlar size nasıl farklı davranırdı?

Belki sabahları daha erken kalkıp hep okumak istediğiniz kitapları okurdunuz… belki bir dışarıya çıkıp koşardınız veya spor salonuna düzenli olarak giderdiniz… Belki daha az yağlı ürünler ve daha fazla meyve ve sebze yemeye başlardınız - her ne olursa olsun, bir dakikanızı ayırın ve gerçekten, gerçekten elde etmek istediğiniz, ama şimdiye kadar yapabilmenizi engelleyen, bir şeyi düşünün.

Bir an için hedefinize ulaştığınızı varsayalım… hayatınız nasıl değişirdi?

Bir zaman yolculuğu makinesi olduğunu varsayalım ve bu hedefe zaten ulaştığınız ve/veya bu yeni alışkanlığı uyguladığınız geleceğinize gidelim. Nasıl farklı düşünür ve hissederdiniz?

Sadece kendiniz hakkında değil; arkadaşlarınız, aileniz, iş arkadaşlarınız ve genel olarak dünya hakkında da. Hayatınızda ne mümkün olurdu? Size hangi kapılar açılırdı? Ve en önemlisi, hayatınızda ne kadar daha fazla sevinç ve mutluluk deneyimlerdiniz? Ve bu durumda olduğunuzda diğer insanlar etrafınızda nasıl hissederlerdi?

Fakat eski alışkanlıklarımızı nasıl daha sağlıklı ve yeni alışkanlıklarla değiştirebiliriz? Değişim neden bu kadar zor? Neden bir şeye başladığımızda, birkaç gün sonra devam etmeyi unutuyoruz ya da eski duygularımız geri dönüyor ve bize spor salonuna gitmek ve sağlıklı, lezzetli bir yemek pişirmek yerine cips yerken kanepede olmanın ve TV izlemenin daha iyi olduğunu söylüyor?

Çünkü hiç kimse bize değişimin gerçekte nasıl çalıştığını öğretmedi! Okulda öğrenmiyoruz, ebeveynlerimiz bize söylememiş olabilir ve TV programları ve gazeteler gerçekleştirilmiş bir hayatın nasıl yaşandığından başka her şey hakkında konuşuyor. Ancak nasıl değişebileceğimizi gösteren kanıtlanmış, bilim temelli bir yöntem var.

Bunun için beynimizin nasıl çalıştığını anlamamız gerekiyor. Alışkanlıkları nasıl oluştururuz? Düşüncelerimizin duygularımızı nasıl etkilediğini ve duygularımızın düşüncelerimizi nasıl etkilediğini de anlamamız gerekir. Ve bilinçaltımıza nasıl erişebileceğimizi anlamamız gerekiyor, çünkü tüm alışkanlıklarımız ve programlarımız orada köklüdür.


"Günün sonunda, hayatımıza iki ayrı şekilde yaklaşabiliriz; ya hayatımızın bir kurbanı olarak ya da hayatımızın yaratıcısı olarak."
-Dr. Joe Dispenza
 
Bugüne kadar, tüm potansiyellerin kuantum alanındaki elektromanyetik potansiyeller olarak var olduğunu öğrendik ve mevcut anda var olarak artık ona erişebiliyoruz. Görevimiz artık enerjimizi kuantum alanında mevcut olan potansiyellere eş değerde değiştirmektir. Sizin de sağlıklı, zengin veya mistik bir deneyime sahip olmanızı sağlayan bir potansiyel mevcuttur.

Düşüncelerinizin beyninizin dili ve duygularınızın vücudunuzun dili olduğunu ve bu yüzden varlık durumunuzu nasıl düşündüğünüzün ve nasıl hissettiğinizin yarattığını da öğrendik. Düşünceler elektrik ve duygular manyetiktir. Düşünme ve hissetme şeklinizi değiştirdiğinizde, kuantum alanına yepyeni bir elektromanyetik imza yayınlarsınız.

"Aynı şekilde düşünmeye, davranmaya ve hissetmeye devam ederseniz, hayatınız hep aynı kalacak" - Dr. Joe Dispenza

“Kalp tutarlılığının birçok yönünü araştırıp, incelediğimizde bulduğumuz şey; iç durumlarımızı, dış durumumuzdaki koşullardan bağımsız olarak düzenleyebilmemizdir” - Dr. Joe Dispenza
 
"Kendimle, bedenimle, düşüncelerimle, davranışlarımla, kim olduğumla, kim olmadığımla, yaptıklarımla, istek ve arzularımla ilgili tüm bakış açılarımı, projeksiyonlarımı, yansıtmalarımı, yargılarımı, beklentilerimi, sınırlamalarımı, ayrımlarımı, reddetmelerimin yaratımlarını yıkıp tümüyle iptal ediyorum."

Neyin daha fazlasını üretiyorsunuz?

İç dünyayı dış dünyadan daha değerli hale getirin. Duygular bağımlı olduğu hali istemeye başladığında bedene duygusal olarak ne istediğinizi öğretin. Hakimiyeti elinize alın.

" parayı hesabımda görene kadar zengin olamıcam" dediğinizde şart koyuyorsunuz Ama mühim olan istediğinizi gerçekleşmeden önce duygusal olarak hisle kucaklaşmak . Yapılan olumlamaların ve edilen duaların gerçekleşmemesinin en büyük sebebi de budur. Gelecekten numune alıp vermek gibi. Bedeni gerçekleştiğine ikna etmeniz gerekir. Akabinde yeni düşünce dizini yaratırız. .Olay gerçekleşmeden önce şükretmek minnet etmek kritik nokta. Yeni var oluş halinde olmak. Yeni genler, yeni yollarla sinyal gönderir beyne ve bedene . Beden, gelecekte yaşamayı öğrenene kadar tekrar edin o duyguyu yaşamayı. Ve böylelikle beden gelecekte görecek kendini.. Ve bir süre sonra beden o olaya doğru çekilmeye başlayacak. Zihin yaratacak, beden deneyimleyecek.

İnsanlar değişim yaşamak için travma, kriz, teşhis, acı, keder ve kayıp yaşamayı bekliyor. Kriz durumundayken kendimizi kendimiz gibi hissetmiyoruz. Peki ama neden bekleyelim? Acı ve ızdırap beklerken de bu değişimi yapabilirsiniz neşe ve keyif içindeyken de. Hangisini seçiyorsunuz? İstediğiniz hayatı yaratın. Neden içinde bulunduğunuz durumda istediğiniz hayatı yaratmayasınız?
 
Beyninize hakim olun. Malınıza sahip çıkın. Beden yaşanan her olayda kayıt tutuyor. Ve yaşanan döngü artık br rutine bindiyse burda kendince sağladığı güvenli alandan da dışarı çıkmak istemiyor. Ve seni bulunduğu alandan dışarı çıkarmamak için tepkiler vermeye, stres hormununu çalıştırmaya başlıyor. Uyuşturucu bağımlıların yaşadığı yoksunluk gibi. Kendinizi ve ne istediğinizin idrakında olursanız kazanır, kendinize yenik düşerseniz kaybedersiniz.

Dışarda hiçbirşey yok!

Herşey senin aynan. Nasıl bir gerçeklik yaşamayı seçiyorsunuz? Sorun kendinize, yaşamayı seçtiğimiz gerçeklik bu mu? Mühim olan olaylar değil sizin verdiğiniz tepkilerdir.

Olmasını istemediğiniz şeyleri değil olmasını dilediğiniz şeylere tutunun. Ve lütfen özellikle gece zihin susmaya yakın, uyku öncesinden sakin dingin müzikler dinleyip kendinizi olmasını istediğiniz gerçeğin kucağına bırakın. Sanki bir su birikintisinin üzerinde akıyormuş gibi. Sizden daha büyük bir mucit ve sihirbazı yok hayatın. Kendi gücünüze inanın.
 
Ses grupları yerine size ilham veren kimi cümleler seçip onları içinizden tekrarlayın veya onlar üzerine düşünün.
Sevdiğiniz, beğendiğiniz ve takdir ettiğiniz cümleler mutlaka vardır. Kutsal kitaplarda, İncil’de, Buda’nın, Sankaracharya’nın ve Maharshi’nin öğretilerinde size ilham verecek bir sürü cümle bulabilirsiniz. Duygularınızı değiştirmek isterseniz zihninizin cephaneliğinden uygun bir silah seçin. Zararlı ve faydasız şeyleri daha iyi bir şeyle
değiştirin. Zihninizde sizi buhrana sokan düşünceleri acımasızca tekrarlayıp durmak yerine, bilgeliğin aydınlatıcı bir ışınını içeri girmesine izin verin. Fakat tekrar ediyorum; sevdiğiniz veya çok beğendiğiniz bir düşünce veya cümle olmalıdır o. Çünkü yöntem ancak o zaman işe yarayabilir. Eğer Doğu felsefesini seviyorsanız, temel bir konuyla ilgili diğer bir kitabın ekinde (In Days of Great Peace) Sankaracharya’nın böyle bir şey için başarıyla kullanılabilecek birçok ilham verici önermesi vardır.

"Konsantrasyon"
 
İlk şey: Düşleri senin geçmiş zihnin yaratır. Çevrende sürekli hareket eden, senin geçmiş zihnindir.
Geçmişin işe karışmasına izin verme, geleceğin işe karışmasına izin verme. Güzel bir yüz, güzel bir beden
gördüğün an, hemen arzu yükselir. Sahip olmak istersin. Güzel bir çiçek görürsün ve onu koparmak istersin.
O zaman hareket etmişsindir. Çiçek oradadır, ama sen arzuya, geleceğe dalmışsındır. Artık sen orada
değilsin. Ya artık olmayan geçmiştesin ya da henüz gelmemiş gelecektesin ve şu anda orada olanı
ıskalıyorsun. Bu yüzden, hatırlanacak ilk şey: Seninle gerçeklik arasına sözcüklerin girmesine izin vermemelisin. Daha az sözcük daha az engel demektir; sözcük olmazsa engel de olmaz. O zaman gerçeklikle doğrudan karşı karşıya
kalırsın; o anda yüz yüze kalırsın. Sözcükler her şeyi yok eder; çünkü anlamı değiştirirler.


Osho-Sırlar kitabı: sayfa 43..
 
Günaydın ballı lokumlarım.

Bugünün sonsuz olasılıkları ve hediyeleri neler?
Bugün sizi ne mutlu eder?
Ne neşeli kılar? Ve hayallerinizin de ötesinde başka neler mümkün?

Baldan tatlı bir hafta olması niyetiyle haftaya başlayalım.

Bu zamana kadar seçtiğim ve seçmeye devam ettiğim neyi seçmeyi bıraksam hayatımda şuan daha çok keyif,neşe ve kolaylık alanı açılırdı? Soruyu sorun ve biraz bekleyin lütfen. Algınıza gelenlere bakın ve işinize yaramayan her şeyi temizleyin.

Şuan açığa çıkan neeeeeeeeeeeeeeeee varsa hepsini yıkıp yaratımını iptal eder misiniz lütfen?
EVETTTTTTTTTTTTTT!

Bundan çok daha iyisi nasıl olur?
 
Evlatlarıyla, yavrularıyla çatışan anne - babalar için bir kaç şey yazmak istiyorum. Çocuklar sizlerin aynasıdır. Ve lütfen iyi gözlemleyin. Sizin hangi yanınızı, hangi bastırılmışlığınızı kusuyor dedektif gibi inceleyin. Doğum öncesi ve sonrası annenin tüm hislerini bebek algılıyor ve kendi gerçeği yapıyor. Anne ve baba çocukların tanrısı. Bu sebeple hayatında sürekli sorun yaşayan kişiler de anneden doğum sürecini dinlemeli. Yapılan araştırmalarda doğumu zorlu gerçekleşen insanıların hayatın içerisinde de zorlu süreçlerden getiği ve özellikle iş hayatında zorlandıkları görülmektedir.

Ve burada yapılacak şey şudur; çocuklar 0-6 yaş aralığında ise, çocuk sürekli kusuyor veya alerjik bir problem yaşıyor ise lütfen bu sorunun ona ait olmadığını, sizinle ilgili olduğunu ve artık bu tramvadan ve hastalıktan özgürleşmesi gerektiğini ifade edin. Ve bunu oyun oynarken ya da uyurken yapın. Yaşça büyükler içinse karşınıza alıp bu deneyimin sizinle ilgili olduğunu ve size ait olduğunu bunu kendi gerçeği yapmamasını tatlı dille ifade edin.. Hiç olmadı çocuğun fotoğrafına anlatın.


Accessteki "bu kime ait" sorusunu sık sık dillendirin lütfen.

Bir iki örnek yazayım algınıza gelen, işte bu diyeceğiniz bişeyler olabilir belki. Hamilelik sürecinde eğer anne çok baskı altında kalmış ise, söylediklerini yutmuş ve içinde biriktirmiş ise, kaynanası ve eşiyle sürekli çatışma yaşandı ise çocuk dünyaya geldikten sonra sürekli yediğini kusabilir. Burada hamilelik sürecini, doğum anını iyi hatırlayın ki sizde tramva çözüldükçe evladınızda da iyileşme yaşanacaktır.



Anneler en iyi terapistlerdir..
 
Günaydın cancağızlarım. Mükemmel hissediyorum kendimi. Herşey yolunda. Hayallerimin de ötesinde güzellikle gerçekleşiyor herşey. Bir değil binlerce kez şükürler olsun..

Sizden bugün kendiniz için yapmanızı istediğim ve sormanızı istediğim birşey var;

Neyi imkanısz olarak tanımladınız ki bu hayatınzda bu kadar katılığa sebep oluyor ve aynı kadersel tatminsizliği devam ettiriyor? Şuan açığa çıkan her ne varsaaaaaaaaaaaaaa yıkıp yaratımını iptal eder misiniz lütfen? Akışta kalmanın nasıl hissedildiğini, herşey hayrıyla size geleceğinin kolay ve mümkün olduğunu, buna hakkınız olduğunu, buna layık ve izinli olduğunuzu bilmek ister misiniz? EVETTTT!

Ve lütfen tekrar sorun kendinize;

- Ya bu bir sorun değilse?

Tüm bariyeler aşağı. Tüm dirençler aşağı. Tüm sınırlar zihnimizde. Ve tekrar edelim;
Gerçek, ya bu bir sorun değilse, ben kim olurdum?
 
Z zerema sen hep yaz ben okuyayım, muhteşemsin.... Ne zaman kendimi darda hissetsem sen burda olmasan bir bildiriminle geri döndüğünü görüyorum... İmdat çığlıklarıma yetişiyorsun...İyi ki varsın güzel insan!! Anonimde olsak burada yollarımız kesişmiş....
 
"Neyi kendinizden sakındınız ve esirgediniz ki hayatınızda hiçkimse size bir çöp dahi vermeye tenezzül etmiyor?"

Şuan açığa çıkan ne varsa yıkıp yaratımını godzilyon kez iptal eder misiniz lütfen?

Günaydın kızlar. Hayal dahi edemeyeceğim birşey yaşadım. Ve gördüm ki herşey mümkün. Ve yine gördüm ki endişe ve korku çok güçlü bir dua. Burada beni arafa düşüren birşey oluyor;

-Biliyordum!

O işin en başında öyle olacağını, son anda bir telefonla iptal olacağını vs. Hissetmişsinizdir siz de ama beni düşündüren şey şu; bunu hissettiğim için mi çekiyorum yoksa yaşanacağı için mi hissediyorum? Ya da yine sormayı seçiyorum kendime;

-Kendimi haklı çıkarmak için hangi hisleri kullanıyorum? Ve bu hissettiğim şeyin bana katkısı olmadığını bildiğim halde bunu yaratmanın değeri nedir?
 
X