bitmek zorunda kaldı demek daha doğru ne yazık ki. ama çok arar o beni. değer bilmeyen kim varsa geriye bakınca çok arıyor bence. 8-9 sene ilişkisi olmuş bir kere bile sorgulamadım geçmişini, kıskançlık etmedim. bir kez hesap sormadım. kusurlarıyla kabul ettim ben onu, olduğu gibi. iyisiyle kötüsüyle. ne zaman bişeye canı sıkılsa hep pozitif enerji verdim, umut verdim. çok güzel konuşuyorsun, umut dolu konuşuyorsun derdi. iyi gelirdim ben ona. ama sonra ne oldu, baktı ki iş ilişkiye evriliyor, kaçak oynamaya karar verdi. ilgisizlikler, zorla konuşuyor gibi havalar, planladığım buluşmayı ekmeler. tepki gösterince sanki ben hatalıymışım gibi tepkiler. iletişim problemi vardı. yani konuşulması gereken ama konuşmaktan kaçtığı şeyler. sonra son buluşmada bana demez mi ben uzun ilişkiden çıktım biraz daha zaman lazım (aramızdaki ilişki zamanla şekillencek demeye getirdi yani) e be akıllı o zaman neden ilk tanıştığımızda kalbinin kapıları açık gibi davrandın derler adama. çok düşündüm, 1 hafta kadar izledim her şeyini takip ettim. başkası olduğunu düşünmüyorum açıkçası. şu anda bile düşünmüyorum. zaten o uzun ilişkiden çıktım muhabbeti sanki fren gibiydi benim için. baktım hep ben yazıyorum hep ben soruyorum. nasılsın diyorum, iyiyim diyor sen nasılsın demiyor. anladım ki beni merak etmiyor yani. değersiz hissettim. tatile gittim, bir gün öncesi güzel konuştuk mesajlaştık. geldiğimi haber verdim vs ertesi gün günaydın bitanem diye mesaj attım. soğuk soğuk günaydın demeler, kısa kesmeler, kısa cevaplar vs. dayanamadım ve sonuç ortada işte... o mesajdan sonra çok çökmüş, işe falan gitmemiş günlerce. psikiyatr'dan randevu falan almıştı. öyle işte.