Geleceğime not...

Aileme anlatırsam işler fena hale girer.
Ailemdeki her birey suratına tükürür ve dediğim gibi süreye ihtiyacım var.
Mesela yarın aileme gideceğiz, mutlu mesut aile rolümüzü giyinip oyun oynayacağız orada.
En azından ben öyleyim, hayatımdaki insan o role kapılıp 3 gün iyi olacak, 4. gün bu tabaklar miye buradadan gene başlayacak.
Kısır döngü...
 
Aynen öyle.
Bunca yıl, güzel şekile eğitim verilen, hayattaki çoğu şeye imkan dahilinde ulaşması sağlanan bir evlat, anne baba karşısına geçip de bu adam bana hakaretleri sıralıyor demek, daha da zorlaşıyor.
Ama eleştirileceğimden değil, ablam da benzer şekilde boşandı, çocuğu yok.
Benim iki bebeğim var.
Bir nevi yük olmaya çekinmek, onları daha da üzmek, iki evladının tahtlarını yapıo da bahtlarını yapamadıklarını, kendilerini sorgulatır hale getirmek; paylaşmamı son raddeye kadar öteliyor.
Karşılarına ben boşanıyorum, protokol bu, evimizi buldum, düzenimiz artık bu deyip çıkmak istiyorum.
En azından bunu yapabilir olmakla üzüntülerini hafifleteceğim.
 
Kendimce beklediğim şeyler var, doğruluğu yanlışlığı tartışılır.
Ama en başta tek başıma çocuklarıma yetebilecek her türlü olgunluğa erişmek beni şuanlık tutan.

Biz ne desek boş. İnsanın kendine ettiğini bencil, narsist eşi bile etmez.

Şu aşamada asıl kötülüğü eşiniz değil, siz kendinize yapıyorsunuz.

Biz burada size geceye kadar boşan yazar yatar uyuruz. Bu evlilik adı altındaki işkenceyi siz çekiyorsunuz zaten.
Kangren olan yer kesilmelidir. Net.

Boşandıktan sonra da istediğiniz şartları oluşturabiliyorsunuz siz de biliyorsunuz ama o adımı atmak zor geliyor..
 
Kendinize göre sebepleriniz vardır elbet ama bu kaçınılmaz sonu ertelemek yine en çok zararı size verecek. Bırakın insanlar konuşsun dursunlar, mükemmel görünmek zorunda değilsiniz. Hiç bir şey bozulan psikolojinizden daha önemli değil.Aileniz asıl bu durumda olduğunuzu bilseler daha çok üzülürlerdi.
 
Üzerinizde kurulan psikolojik şiddet sizi farketmeden acaba başarabilir miyim duygusuna sürüklemiş gerçekten bir kadın eşi tarafından kadın olduğunu özel olduğunu hissettirmiyorsa sizde farkındasınız ama ne paranın ne imkanların bir önemi kalmıyor gerçekten mutlu olmak için bir deprem gerekir bazen evet deprem sonrası göçük altında kalırsın ama o enkazdan çıktığın an aldığın her nefesi hücrelerinde hisseder ve şükür edersin .Bence bu duruma daha fazla maruz kalma bir adım at arkası peş peşe geliyor ve eş kişisine iki evlat vermişsin haklarını söke söke al o çocuklarının hakkı inşallah en kısa zamanda herşey gönlünüzce olsun
 
Siz öyle algılamış olabilirsiniz, bir şey diyemem.
Övünülecek onlarca şeyim varken, her yerde karakterimle ve duruşumla saygı görmeyi yeğelemiş biriyim.
Bu yaşadıklarım başkaları tarağından duyulursa ben yine zarar görmem.
Sadece karşı tarafın atacağı pislikleri düşündüğümden belki de çekingenliğim.
Elalemle var olmadık ki, dünyada yalnız dahi kalsam çekincem asla o olamaz.
Ayrıca ancak ve ancak, niye tahammül ettin tepkisiyle karşılaşırım, olan öbür şahısa olur.
 
Ben de şunu çıkardım hayattan,kadın çalışmalı çalışmazsa hep sorun,erkeğn de malesef çok da saygısı olmuyor kadına
 
Aklı başında bir kadınsınız.
Şu yaşadıklarınıza cidden üzüldüm.
Yine de durumun içinde olan sizsiniz elbette daha iyi bilirsiniz ama bir an önce adım atarak kurtulmak da iyi bir çözüm gibi duruyor.
Hayırlısı olsun
 
Teşekkür ederim.
Tam da böyle düşünüyorum zaten.
Hamileliğimle beraber hayatımızda birçok değişken oldu.
İşleri kötü gitti, zor bir çocuğumuz var.
Üzerine yeniden bir çocuk daha eklenince işler sarpa sardı ve ikinci hamileliğimle yer gök karıştı birbirine.
Diyorum ya, iyi ki bunların farkında olacak kadar kendimi koruyabilmişim bu baskıdan.

Maddi olarak üzerine hiçbir şey olmadığından, ancak miras olacak da bilmemne de o zaman çocuklarımın hakkı söz konusu olur.
Kendi beklediği de o zaten, baba mallarıyla hayat sürdürmek.
 
Yerinizde olsam tam da bu cümleleri yazardım.
Haklısınız o sebeple.
Ama benim evlilik birliğim tabiri caizse devam etmiyor zaten.
Çocuklar için aynı evde işkence çekiyoruz ve hiçbir şekilde boşanmaya razı olmayan, ancak ben valizimle gidersem buna ses çıkarmayacak bir adam karşımdaki.
Madem öyle deyip, işte o valizime ne kadar ne sığdırabilir ve nereye kadar buna dayanabilirsem, o kadar çocuklarıma daha rahat hayat sunarım diye beklemem.
Adam gitmiyor, gitmiyor!
 
İkiniz de kendinizden asla ödün vermiyorsunuz. Bu adam şu an çalışmıyor evet ama hiç çalışmadan el ense bi hayat sürmemiş ki. Özellikle bastıra bastıra parantez içinde baba parası diye belirtiyorsun. O da herkesin unutacağı şeyler hakkında seni iğneliyor. Sivri uçlardan besleniyorsunuz yani.

Sen ve bir kaç üyeyi birbirinize çok benzetiyorum.
Güçlüsünüz, gücünüzün farkındasınız ama faaliyet yok.
Bana sorarsan kurtarma yoluna girmek için ikinizin de kusurları kabullenip kendini düzeltme yoluna girmesi lazım.
Bilmiyorum. Ego çatışmasından başka bişey yok. Herşey orda başlıyor sizde.
 
Ben de şunu çıkardım hayattan,kadın çalışmalı çalışmazsa hep sorun,erkeğn de malesef çok da saygısı olmuyor kadına
Hayatımdaki en büyük salaklarımlarından birisi, nişanlanırken işimi bırakmak oldu.
Çünkü izin günlerimiz tutmuyordu, aldığım maaş asgari ücret ve inanın bizlerim maddi imkanlarının yanında 3 4 akşam yemek parası idi.
Ben işe gittiğim için maaşımın 2 katını harcıyordum, siz düşünün.

Çok büyük aptallık edip, bıraktım!
Şimdi o beğenmediğim maaşa, böyle muhtaç eder adamı hayat denen şey!
 
Ailem çok, çok üzülecek.
Üzerimdeki ‘mutlu yuva’ baskısı aslında en zoru.
Dertsiz görünüp de dertlerşn en büyüğüyle cebelleşip yıllardır ilk defa birileriyle paylaşmak bile iyi geldi.
İnşallah bir gün kurtuldum diye konum olacak burada.

Kesinlikle öyle.
Eş ne içindir, beraber hayatı sırtlamak için.
Bizim yaptığımız sadece aşağı çekmek, biri çıkmaya çalışıyorsa daha da yük verip batmasını izlemek.
Çocuklarım için boşanmıyorım demiyorum, çocuklarıma iyi bakabilmek için, o adamın gönlünden kopanla bir ömür geçirmesinler diye tekrar benliğimi kazanabildiğim günleri bekliyorum.
 
İşte buna canım daha da sıkılıyor.
Ben zaten el ense yatan biriyle asla beraber olmazdım.
Ne zaman dükkan kapandı, kira yiyor olduk o zaman adam tolere edilemeyecek kadar değişti.
Ablası evlenirken evine alınacak zigon sehpayı bile gidip kendi seçen kişi, benim çocuğum hastayken gelip de doktora götürmedi.
Biz işte o saatten sonra yük ve fazlalık olduk.
Yılda bu şiddette ettiğimiz 3 kavga, haftada 5 e kadar yükseldi.
Uzun lafın kısası, maddi bağımlılık ortaya çıkınca ailesinin işleriyle meşgul olup, karakteri de o kadar değiştirdi.
Zaten her şey ipin ucunda iken, bir de böyle aileci bir değişim yuva bırakmadı ortada.

Benim de törpülenecek çok şeyim var.
Dilim durmaz, aşırı gururluyum, ak dediğime kara demem ama, çocuklarımın temel gereksinimleri söz konusu olduğunda, adamın bana ya da benim ona ettiğim hakaretleri kulağım duymaz ki!
Evini ihmal edip, her gün gidip sabahtan akşama kadar gezip gezip, çocuğun yoğurdunu almayı unutan baba, işsizliği ve gereksiz nefes alışıyla gözüme batıyor.
 
Son düzenleme:
Sizi tutan şey işinizin olmaması değil.
Çocuklarınız da değil.
Nerden mi biliyorum?
Bende iki engel de olmamasına rağmen 6 buçuk yıldır bekliyorum.. :)

Bekleyebiliyor insan yani..
Bunun pek çok sebebi olabilir..
Ben de özellikle annemi, onun annesini çok düşünüp durdum.
Üzülmelerini istemiyorum.
Bu konudaki duygularınızı anlıyorum.
İnsanların size acıyacak olması, hakkınızda ayy nelere katlanmış diye düşünecek olması da
bir nebze anlaşılır.
Ben o kısımla çok ilgilenmiyorum ama özellikle kendim kendimi yargılar dururum.
Nasıl affettin la bunu salak mısın?
Nasıl düştün bu tuzağa vay gerizekalı diye.
Esasında kendimi affedemediğim için eşimle de ilişkimi bir türlü düzeltemedim.
İnsan karakterine yakıştıramadığı durumu kabullenemeyince sevse de olmuyor.
Ben seviyorum mesela hala bu da beklettirdi.
Mutsuz mutsuz beklettirdi hem de..
Kavga kıyamet beklettirdi..


Ama siz sevmiyorsunuz muhtemelen artık.
Zaten bu kadar çirkin hakaretler edip, onurunuza dokunan birini sevmemek en doğal olanı.

Çok zordur eminim.
En başta ben onun çocuklarının annesiyim nasıl bu kadar çirkinleşir diye çıldırır insan.

Ben kadınlık gururuma dokunacak sözler duymadım.
Yalan,arkamdan iş çevirme, kumar, borç. Adama saygımın bitmesi, ilgisizlik, yetersizlik
en önemlisi güvensizlik, sonunda tahammülsüzlük gibi sorunlarla boğuştum..
Sebepler değişse de hepsi değersiz hissettiriyor işte..

Yani bana da hep aklı başında kadınsın, gücüne bak, elini kolunu bağlayışına dön bak derler.
Ben de kendime baksam öyle derim.
Evliliklerde emekten yanayım. Fazlasıyla da emek verdim ama ben gereğinden fazla verdim bence.
Her şeyin fazlası da zarar neticede.
Yaşarken bir başka oluyor..
Yaşayan bilir.
Al bak ne kadar uzun yazdım.
İnan içimdekilerin çeyreğini yazmadım daha!


İşte öyle..

Mutlu olmanı dilerim..
 
Benim dikkatimi çeken şu oldu ayrıca ; Bu kavga ve gerginlik ortamında çocuklar nerde ? Eğer sahitlerse bu duruma -ki öyle gibi geldi bana - bu çok acı değil mi ? Nasıl bir psikolojiyle ve ebeveyn modelleriyle yetisiyorlar ? Kesinlikle ebeveynliginize laf etmiyorum ama taşıdığınız enerjideki negatiflik bile yetmez mi ? Sürekli böyle bir ortam ve anne- baba , öz bakımlari mükemmel olsa, harika eğitimler dahi alsalar zedelemez mi o yavruları ? Konuya bu açıdan nasıl bakıyorsunuz ?
 
Evet şu şartlar altında o nefesi bile gitsin onlarla alsın diye bağırırdı herkes haklısın.
Sana valizini al çık diyor ama sen kendi haklarını Söke söke alırsın bence.
Hatta avukattın dimi yanlış hatırlamıyorum.
Bu adam biraz senin gücünden korkuyor. Biraz yanında büyük kalmak istiyor bence, ihtiyaç duyulan yere gidiyor gibi.

At desen atılmaz sat desen satılmaz bi durum.
Birden bire değişimi ne bileyim, andropoz falan mı geçiyor diyesim geldi.
 
Başta okudum okudum da bedeninin her yerinden igrenip başkasına hayal ettiğini söyleyen bir adama dokunamazdim bile sanırım

Daha neyi bekliyorsun ki canım kusura bakma ama yazdıklarında hep ezilmis anlatıyorsun öyle de olmuş

Bundan sonra hayatının merkezine kendini koy lütfen :)

Tamamını okumadım zaten bı başkasını hayal etmesi bile yeter sevgisizligini göstermeye
 
Amacım sizi kırmak değil
Ama saygısızlık açısından yarışırsınız gibi geldi. Ondan duyduklarınız ne kadar çirkin ve aşağılayıcı ise, sizin ona söyledikleriniz de öyle.. Tam olarak dinamiği çözemedim ben. Mutlaka anlatmadığınız şeyler vardır ama yazdıklarınızdan sizi “pasif” veya “ezilen kadın” olarak görmedim. Hatta altta kalmıyorsunuz. Ki bu iyi bir şey ama nefret ettiğiniz kişiye dönüşmeniz de an meselesi. Keşke bu çirkin ağız dalaşını, psikolojik savaşı bitirip saygı içerisinde yol ayrımına varsanız. Ortada çocuklar var, saygıyı mümkün mertebe koruyarak ayrılmak imkansız olmamalı. Evliliği yürütmek nasıl zorsa, düşman ayrılmamak da o kadar zordur eminim. Yine de denemek lazım.

“Baba parası” mevzusuna takıldım. Bu adam çalışmış, bir süredir çalışmıyor doğru mu anladım? Çalışmasa bile eve para sokuyor.. evet belki ideal bir durum değil ama geçici bir süreyse bu sizi neden bu denli rahatsız ediyor? “Sen de erkek misin” lafları hangi sebeple ağzınızdan çıkıyor? Onun lafları iğrenç evet ama sizinkileri hangi sebep söyletiyor? Neden çalışmanıza izin vermiyor? Siz neden “bakıcısız yapamam” gibi bir düşünce içerisindesiniz? Genel olarak bunları anlayamadım.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…