Geleceğime not...

ben artık bu tür konuları okumaktan çok sıkıldığım için girmiyorum buraya. iyi o zaman çocuklarınız bu sağlıksız, kavganın, hakaretin bini bin para olan bu ortamda büyüyene kadar şiddetin her türlüsüne eyvallah deyip susun. işiniz de var, maddi gücünüz de ama siz bu ruh hastası dediğiniz adamı çekmeye devam edin, ne diyebiliriz ki?
 
Anlattığın cok korkunç...
Kendine dair birsey birakmamis ki adam
Butun ruhiyetinin icine tabiri caizse...
Unutabilecekmisin sence bunu?
Ömür boyu bu psikolojinin ceremesini cekiceksin,eşinle cok iyi durumlara gelsen bile...bence biran once yardim al acilen hemde.
 
Ben de en çok yavruları merak ettim. Madem onların rahatını psikolojisini düşünüyosunuz neden görmezden gelmiyosunuz. Cevap vermezseniz o lafları da duymazsınız. Biliyorum o an çok zor oluyo insan duramıyo ama böyle davranarak da çocukları düşünme olayında çelişkiye düşmemiş misiniz sanki? Bir de baba parası diyosunuz ama babasından para almayıp sobalı evde oturtsaydı yardımcıyı falan saymıyorum bile daha mı iyidi.. benim eşim her şeyi kendi yaptı yapıyo ama bu sefer de yüklenmek için agresiflikliklerine bahaneleri oluyo maddi sıkışıklık
 
evde senin bedeninin her yerinden iğreniyorum, gözlerimi kapayıp başkasını hayal ediyorum diyor.
Buraya kadar okudum. Kadınsınız siz. Doğuransınız, büyütensiniz. Hayatın temel taşısınız. Üreten, ürettiğini sevgiyle şefkatle yapansınız. Duygusalsınız. Anneliği bırakın bi kenara. Kendinize saygınız olmadan neyi tam yapabilirsiniz? Ben bazen şiddete meyilli olduğumu düşünüyorum. Bu cümlelerden sonra parçalardım adamı çünkü. Elbette çocuklar önemli öncelikli. Ama böyle adi, ciğeri 5 para etmez adamlar sizinle aynı evde yaşamayı haketmiyor. Boşanacağım demiş misiniz bakamadım. Boşanın. Geleceği meleceği bırakın.
 
Sizi tutan şey işinizin olmaması değil.
Çocuklarınız da değil.
Nerden mi biliyorum?
Bende iki engel de olmamasına rağmen 6 buçuk yıldır bekliyorum.. :)

Bekleyebiliyor insan yani..
Bunun pek çok sebebi olabilir..
Ben de özellikle annemi, onun annesini çok düşünüp durdum.
Üzülmelerini istemiyorum.
Bu konudaki duygularınızı anlıyorum.
İnsanların size acıyacak olması, hakkınızda ayy nelere katlanmış diye düşünecek olması da
bir nebze anlaşılır.
Ben o kısımla çok ilgilenmiyorum ama özellikle kendim kendimi yargılar dururum.
Nasıl affettin la bunu salak mısın?
Nasıl düştün bu tuzağa vay gerizekalı diye.
Esasında kendimi affedemediğim için eşimle de ilişkimi bir türlü düzeltemedim.
İnsan karakterine yakıştıramadığı durumu kabullenemeyince sevse de olmuyor.
Ben seviyorum mesela hala bu da beklettirdi.
Mutsuz mutsuz beklettirdi hem de..
Kavga kıyamet beklettirdi..


Ama siz sevmiyorsunuz muhtemelen artık.
Zaten bu kadar çirkin hakaretler edip, onurunuza dokunan birini sevmemek en doğal olanı.

Çok zordur eminim.
En başta ben onun çocuklarının annesiyim nasıl bu kadar çirkinleşir diye çıldırır insan.

Ben kadınlık gururuma dokunacak sözler duymadım.
Yalan,arkamdan iş çevirme, kumar, borç. Adama saygımın bitmesi, ilgisizlik, yetersizlik
en önemlisi güvensizlik, sonunda tahammülsüzlük gibi sorunlarla boğuştum..
Sebepler değişse de hepsi değersiz hissettiriyor işte..

Yani bana da hep aklı başında kadınsın, gücüne bak, elini kolunu bağlayışına dön bak derler.
Ben de kendime baksam öyle derim.
Evliliklerde emekten yanayım. Fazlasıyla da emek verdim ama ben gereğinden fazla verdim bence.
Her şeyin fazlası da zarar neticede.
Yaşarken bir başka oluyor..
Yaşayan bilir.
Al bak ne kadar uzun yazdım.
İnan içimdekilerin çeyreğini yazmadım daha!


İşte öyle..

Mutlu olmanı dilerim..
İçimizdekileri yazmaya kalksak, roman dizisi olur herhalde.
Evet, sizi tutan şey sevginiz.
Ve zerre sevmeyinceye kadar gidemezsiniz.
Siz bu hayatı seçmişsiniz, sevmeyi sevmişsiniz.

Benim ise sevgi, aşk vs o kadar uzak.
Varlığı mutsuzluk sebebim, yüzüne söylerim.
Onsuz hayat bana o kadar güzel ve özel ki...
Ama işte, zamanında en büyük aptallığımı yapıp işi bırakmam oldu benim hatam.
Şuan sadece maddi kaygı ile tutuluyorum bu dört duvarda.
O da kendim için değil, zaten ailemin imkanı var.
Kendi çocuklarımı böyle bir yanlış seçimden aile imkanlarımla, onlara da el açıp utana sıkıla büyütmek istemiyorum.
 
Buraya kadar okudum. Kadınsınız siz. Doğuransınız, büyütensiniz. Hayatın temel taşısınız. Üreten, ürettiğini sevgiyle şefkatle yapansınız. Duygusalsınız. Anneliği bırakın bi kenara. Kendinize saygınız olmadan neyi tam yapabilirsiniz? Ben bazen şiddete meyilli olduğumu düşünüyorum. Bu cümlelerden sonra parçalardım adamı çünkü. Elbette çocuklar önemli öncelikli. Ama böyle adi, ciğeri 5 para etmez adamlar sizinle aynı evde yaşamayı haketmiyor. Boşanacağım demiş misiniz bakamadım. Boşanın. Geleceği meleceği bırakın.
Bu cümleler o kadar umrumda değil ki, nasıl kaale almadığıma şaşırırsınız.
Çünkü yeteneklerimden biri kendimi bilmektir.
Ben eksi ve artısıyla hayatımdaki en iyi eleştirmenim zaten kendime.
Ve şuan kilo almış olsam da, gerçekten çok güzel ve kocası tarafından arzulanabilecek bir kadınım.
Koca kişisinin de hayatında ulaşılmayacak biriydim.
Bu kendi sözleridir, o kız bana bakmaz, ben kimim ki yanına yakıştırsın diye aylarca peşimde sessiz sedasız gezinmiştir.
O sebeple ne gururuma dokunur sözler, ne benliğime.
Benimki bir lütufmuş aslında, iç güzellik diye gezip kapkara bir yüreği ve hastalıklı ruhu bulmak ise piyangom oldu!
 
Anlattığınız gibi bir kadın yaşadıklarınızı asla sineye çekmez çoktan boşanmış olurdu.
Katlanama sebepleriniz tamamen bahane dik duruşluyum iddianız da kendinizi kandırmaca.
Açık yazdım ama konuyu okuyunca görünen bu.
Sizin görüşünüz, saygı duyarım.
Dışarıdan öyle görünüyordur eminim.
Ben de okusam bunu yazabilirdim.
Dolayısıyla fikrinizi değiştirmek gibi bir çabam ya da zorunluluğumu sizin de onaylamanızı gerektirecek bir açıklamam olmayacak.
Ne diyeyim, umarım ben haklı çıkarım.
 
Bu cümleler o kadar umrumda değil ki, nasıl kaale almadığıma şaşırırsınız.
Çünkü yeteneklerimden biri kendimi bilmektir.
Ben eksi ve artısıyla hayatımdaki en iyi eleştirmenim zaten kendime.
Ve şuan kilo almış olsam da, gerçekten çok güzel ve kocası tarafından arzulanabilecek bir kadınım.
Koca kişisinin de hayatında ulaşılmayacak biriydim.
Bu kendi sözleridir, o kız bana bakmaz, ben kimim ki yanına yakıştırsın diye aylarca peşimde sessiz sedasız gezinmiştir.
O sebeple ne gururuma dokunur sözler, ne benliğime.
Benimki bir lütufmuş aslında, iç güzellik diye gezip kapkara bir yüreği ve hastalıklı ruhu bulmak ise piyangom oldu!
İğrenç ama. 2 çocuğunuz var. Hiç mi emek, hiç mi vefa, hiç mi saygıdan haberi yok adamın? Nasıl bi terbiyesizlik başkasını hayal ediyorum demek. İkiyüzlü manyak. Çocuklar bunlara hiç mi şahit olmuyor? Kendinizi bilseniz bile hayatınızı sömürüyor adam şuan. Gün çalıyor sizden.
 
Tanimadan mı evlendiniz bu adamla?
Yada ikinci cocuktan sonra mı değişti diye soramadan edemiyor insan zira bu adam çekilir kahır değil.
Yani bilemedim,birbirinize ettiğiniz kelamlardan sonra ne yaparsanız yapin ben değişip düzelebileceğinize inanmıyorum.
Çocuklar demişsiniz ama onları sizin bu gerginliğinizin uzağında tutabildiğinize inanmıyorum. Konuşmak şart değil illaki yada kavga etmek bir bakış bile anlatır bazen herşeyi.
Ne diyebilirim ki umarım en kısa zamanda kurtulursunuz
 
Bilmiyorum ama bana çok da kendinizi önemser, özsaygısı yüksek gibi bi görüntü vermediniz.

Ben anlamıyorum böyle hemcinslerimi. Kendinizi, düzgünce anlatmışsınız. Maddi sıkıntım yok, işim iyi vs. demişsiniz. eee daha ne olması gerekiyor? Çile çektikçe, daha fazla acıya dayandıkça mı “güçlü kadınım ben! Bak acılara dayanıyorum” falan diyorsunuz? Çok ilginç ya...

Benim için bu taz sıkıntılara katlanan kadın güçlü değildir. elinde imkanı da varken kendine laf ettirmeyen, kendini ezdirmeyen kadın güçlüdür.

Hâlâ, boşansam bunca süre nasıl katlandım diye başkaları ne der ne düşünür diye düşünüyorsunuz. Bence başkalarını silin kafanızdan.

Çocuklarınızın da her ne kadar küçük olsa etkilendiğini düşünüyorum. Aileniz arkanızdaysa, büyüyene kadar bir süre anneniz vs. bakabilir siz de o sürede çalışıp, para biriktirebilirsiniz.

Maddi durumunuz daha da iyiyse, küçük de olsa bi ev kiralar bakıcı falan tutarsınız ama yine de kendinizi ezdirmezsiniz.
 
Hayatımdaki en büyük salaklarımlarından birisi, nişanlanırken işimi bırakmak oldu.
Çünkü izin günlerimiz tutmuyordu, aldığım maaş asgari ücret ve inanın bizlerim maddi imkanlarının yanında 3 4 akşam yemek parası idi.
Ben işe gittiğim için maaşımın 2 katını harcıyordum, siz düşünün.

Çok büyük aptallık edip, bıraktım!
Şimdi o beğenmediğim maaşa, böyle muhtaç eder adamı hayat denen şey!
Mesele para değil ki,ne kadar kazandığınız değil yani. Erkek denen ilkel varlık kendisi işe gidip siz evde oturduğunuzda sizi sosyal ortamdan dışlanan eve mahkum evin hizmetlerinden sorumlu 2. Sınıf biri olarak görüyor
 
Durumun bu kadar vahim oldugunu bilmiyordum. Hani bahsederiz ya senle evliligi sevmemekten vs. Sen kadin misin diyen adami kadinligina kurban et bence.. hak etmiyor seni bence. Bu adamlar iyice terbiyesiz oldular ha. Kendilerine bakmadan yok kadin misin bilmem ne.

Cocuklar kac yasinda? Biraz buyusunler herkes kendi yoluna
 
Yanlış anlaşıldım ya da yanlış ifade ettim sanırım.
Elalem vıdı vıdısı şöyle; bunu ben bile yaşıyor ve kimseye hissettirmiyorsamdan kaynaklı bir durum.
Benim olduğum hiçbir ortamda bir kadına, küçük bir kıza vs laf edilemez.
En basiti ev ortamında bile eşine ‘çay koy’ diyen bir adama ‘az ye de uşak tut, haydut musun ne biçim sesleniyor, ne biçim bir şey istiyorsun sen’ diye çıkışırım.
Elalem meselesi, tam da bundan benim için bir sürümceme.
Bu ortamlara tabi ki eş kişisi de dahildi, beni tanıyan herkes bilir hassasiyetimi.

Ayrıca kendini ezdiren, bu lafları işitip de hayatına kaldığı yerden devam eden biri değilim.
Ne ağzım torba, ne de yaptırımlarım az sayılacak cinsten.

Amma velakin, ben dün yaşadıklarımdan sonra doldum ve taştım.
Evi terkettim, çocuklarım olmadan nereye gideceksem sanki, 2 saatliğine gittim ve düşündüm.
Bir insan boşanmak için ne gerekiyorsa hepsini söyledim, aşağıladım, damarına bastım, kovdum vs vs.
Sonuç yok, adam gitmiyor.
Başka adam olsa gerçekten tahrik edilip de ağzımın payını verirdi, o kadar ettim diyorum.
Ettiklerim kadar iğrenç şeyler de duydum.
Ben koca kişisi bana bunları yaşatıyor, susup oturuyorum diye ağlanmıyorum ki!
Kaldı ki bu kavgadan sonra utanmadan, yastığını yorganını ben içeri atmışken, bir güzel alıp yatağıma giriyor.
Sanki beynim bana oyun oynuyor, hepsi şaka gibi!

Ben bile çeşitli kaygılarla şuan bulunduğum şeyden kurtulamıyorum, bazı konularda yeterli olgunluğa sahip değilim ve bunlar benim hatam.
Zamanında şartlara güvenip de işi bırakmam, hamileyken yaşadığım sorunları ertelemem vs.

Hiçbir kadının gücünü ispat etmesine gerek yoktur, benim böyle bir iddiam da yok.
Sadece dik bir insanım, daima başı dik, fazlaca gururlu ve özü sözü bir.
Bununla övünmem de belki de, öyle bir insanla 4 buçuk senedir yaşıyorum ki, bugün karar verdiğine ertesi gün ailesiyle ya da çevresiyle konuşunca vazgeçen.
Bugün yanlış dediğine, sevdiği biri yaptığında aslında doğru diyen.
Benim çizgim belli, bu iş bitecek.
Bahanem yok, gerekçem çok.
Sadece akıllı davranıp bu sürede, boşanma sonucunda çocuklarımın hayat standardı değişmesin diye tüm çabam.
Serzenişim, kendime notum ise, şaka gibi yaşadığım hayatta aklım kurcalanır, direncim zayıflar ve kendimi sorgular ve affeder şekilde bulursam, gerçekleri göreyim diye.

Bu iş bitecek, ama 2 sene öngörüm.
 
çocuklarınıza iyilik yapmıyorsunuz.

ailenizden bahsettiğiniz birkaç yorumunuzu biliyorum, onların yanına dönmek neden sizi korkutuyor? gidemem diyorsunuz ama bu yaptığınız çocuklarınıza kötülük.

yukarıda birisi yazmış dik durmaya çalışırken aslında dibe batıyorsunuz bana kalırsa, "ben güçlüyüm, her şeyi yaparım, başarırım" yerine "olmadı, yapamadım" da diyebilmeniz gerekiyor. evliliği iki taraflı becerememişsiniz ve bitmesi gerekiyorken bitirmiyorsunuz. karşılıklı bu kadar kötü konuşulurken, değer verilmezken çocukların karşısında bir gün bir aile vahşeti yaşanmayacağının garantisi var mı?
 
X