Canımdan can kızım;
Seni çok sevdiğimi hiç söylememe gerek yok bu yüzden söyleyemeyeceğim ve bilmediğin şeyleri anlatmak istiyorum.
Seni kucağıma alıp gidemedim o gün hastaneden melek yavrum. Yan odalarda başka bebekler ağlarken ben seni toprağa bırakmanın acısını yaşadım. Kalbim kadar acımadı yaraların. Ama başka türlü olsaydı nasıl olurdu? Hadi güzel hayaller kuralım kızım.
Mesela daha taşınamamıştık yeni evimize. Tam da taşınacağımız günün gecesinde gelmek istedin minnoşum. Biz hastanedeyken baban ve deden evimizi taşır senin beşiğini kurardı. Biz de hastaneden pembiş battaniyelere sarılı halde çıkıp sıcak evimize giderdik. Ah ne kadar yumuşak, narin ve pürüzsüzsündür. Kucağımda minicik seni hayal ediyorum meleğim.
Evimiz çok kalabalık olurdu kuzum bütün akrabalar şehir dışından gelirdi. Babaannen anneannen dedelerin amcaların teyzen zaten hemen koşup gelmişlerdi sen geliyorsun diye aradığımızda. O aldığım minik minik kıyafetleri giydirirdim sana, hepsine o güzel mis kokun sinerdi.
Aa bir de ben eve gidince hemen sütüm geldi kuzum biliyor musun? Sen olsaydın emerdin anneni beslenirdin Rabbimin senin için gönderdiği nimetle. Belki yara bile yapardın ama olsun kuzum önemli değil ki. Günler geçip büyüdükçe camdan karları izlerdik birlikte.
Mis kokulum mutlu olsun daha temiz koksun diye banyo yapardık. Baban bize yardım ederdi ah ne çok severdi seni.
Daha ilk anne mi dedi baba mı dedi kavgası yapacaktık biz kuzum. Daha emeklediğini yürüdüğünü, nazlı nazlı büyüdüğünü görecektik. Olmadı güzelim olmadı. Hayallerim çokça ama sana daha fazlasını yazamayacağım kalbim dayanmıyor bebeğim. Sen bizi doğmadan bıraktın kuzum biz seni asla unutmayacağız. Allah izin verirse cennetinde kavuşacağız güzel kızım. Miraç Asel’im.
Seni çok seviyor, çokça özlüyorum. Bir gün kavuşmak ümidiyle, gözlerinden öpüyorum.
Annen.