- 31 Ocak 2013
- 8.639
- 29.961
- 748
- Konu Sahibi Idrakyollariiltihabi
-
- #81
Bende yapmadığı veya akıl edemediği şeyler için surat asar ve laf sokardım. Bu laf sokma işini hala yaparım ama azalttım diyeyim biraz :) baktım bunun düzeleceği yok bu yolla, bide hiç birşey yapmamaya başladım. Olaylara hep nötr yaklaştım.Teşekkür ederim...
İşte diyorum ya üslup aslında, her şeyin kilidi.
Kaldı ki benim işim bu, iletişim mezunuyum ve hayatımda tek anlaşamadığım, kendimi anlatamadığım insan eşim olduğu için dan dan söylerdim.
Onun bu durumu farkettirmesiyle, ifadelerimi yumuşatarak ve olay örgüsü ile duygularımı, kendimi sakince açıp içimi akıttığımda bir şeylerin değiştiğini gördüm.
Ben, kendimi değiştirdiğimde karşımdakinin de buna uyum sağlaması pekiştirdi.
Eğer istiyorsa ve gerçekten bir sorun olduğunu gören her erkek, uyum sağlamak zorundadır.
Amin hepimiz, bütün Kadınlar bütün anneler çok mutlu olsun inşallahYaaa bu gece çok güldüm ben sizin ve konu sahibinin uslublari ve olaylara yaklasiminizla ay vallahi ikinizde çok yaşayın çok mutlu olun yaaaaa, sarhoş gibi demek :) :) :)
Çok teşekkür ederim...
Biliyorum o durumu, çünkü benim de önüme sunuluyor
İdrak, aslında sadede geleyim.
Ben neyi farkettim de bu değişim başladı biliyor musunuz?
Dedim ki, yahu ben bu adamı boşasam, aileme açıklayacağım sebep yok.
Boşadım diyelim, 2 bebeğimle benim hayatım zaten bitik ve tükenmişlik bir 6 sene devam edecek.
Ha ola ki, ben kocamın evlilik haberini alırsam ne yaşarım ve o an kıskançlıktan tüylerim diken diken oldu.
Demek ki, hala içimde öfkemin dibinde yaşadığım bir sevgi var.
4 senelik evli olsam da 12 senedir beraberim, öyle kolay olmayacak o işler.
O zaman bana çivi gibi beynine işleyen dilimi törpülemek, onun önüme servis ettiği kavga anılarına gülümsemek kaldı.
Yerlerine daha güzel anıları katmaya çalışıyorum.
Her gece çocukları uyutup 30 dk lık kahve ritüeli koydum mesela.
Siz acilen tekrar beraber yatmalısınız, biz büyük oğlumla yatıyoruz.
Eşiniz de sizinle yatsın, onu ayırmayın.
Tatile gitmeyi bırak, bizim gibi çocuğu olanlara dışarda yemek eziyettir ama haftada 2 gün belirleyin aile günü olarak.
Ve oğlunuzla tek başına zaman geçirsin mutlaka 2 3 saat de olsa beraber çıksınlar.
Adam duvar değilse, ne kadar kinci olursa olsun bir şeylerin değiştiğini görüp artık hayatındaki kişinin genç ve ilgi bekleyen bir kadın olduğunu anlayacaktır.
Doğrusu bunların hepsi bir çift terapisinin konusu. Bu kadar yorgunlukla bunların cevabını kendi başınıza bulmanız zor. Bir yüzleşme ve beyin fırtınası şart. Bu da konusunda uzman bir terapistle mümkündür. Terapinin nasılını bir kenara bırakın ve bence hiçbir şey düşünmeden bu konuda bir girişimde bulunun derim ben. Her şeyden önce cinsellik ciddi bi sekteye uğramış, bu belki de en vurucu kısmı diyebilirim. Çünkü nice anlaşamayan çift var ancak şansları yaver gitmişse ve cinsel uyum bir şekilde devam ediyorsa toparlıyorlar. Bu konuda bi iyileşme ve gelişme olması şart diye düşünüyorum. Çift terapisini bi düşünün ama gitmeden önce mutlaka o uzmanın özgeçmişini inceleyin zira çok ayağa düştü, hayal kırıklığı yaşamayın.
Yok, ben karakter olarak sizin gibi değilim ve eşim bilir.Bende yapmadığı veya akıl edemediği şeyler için surat asar ve laf sokardım. Bu laf sokma işini hala yaparım ama azalttım diyeyim biraz :) baktım bunun düzeleceği yok bu yolla, bide hiç birşey yapmamaya başladım. Olaylara hep nötr yaklaştım.
Zaten daimi üyeler az çok bilir benimle ilgili bazı şeyleri,bizde yıprandık. Birbirimizi yıpratmaya zaman kalmadı ama yıprandık.
Didişmeye şu anlattığınız kavgaları etmeye öyle üşeniyorum ki, okurken yoruluyorum. Susmaya ve amaaannn demeye alıştık. Sonra baktım herşey yoluna giriyo.
Tabi cinsellikte çok etkiliyor. Ne kadar iyi gidiyorsa o kadar anlayış getiriyor özellikle erkeğe.
O hayal kırıklığını bir kez yaşadık. Bir terapiste iki seans gittik bundan iki yıl önce. Çıktığımızda daha kötü kavga eder olduk ve gitmekten vazgeçtik. Zaten oğlanı bırakacak kimse de yoktu, öylece kaldı. Şimdi ikimiz de gitmek ister miyiz, nasıl olur bilmiyorum.
Ben çalışmıyorum ve çocuk nöbetim gece 4 te biter.Biliyorum bu yazdığım çok aptalca ve ergenlik kokan bir düşünce. Ancak ben boşanmaya karar verdiğim, beni buna ite n o kötü anların ardından boşanmaktan vazgeçmiş olmayı bile kendime yakıştıramıyorum. Tam iyi bir adım atacakken "sen bu kadar gurursuz musun" diyerek kendimi durduruyorum. Zira normal şartlarda arkama bakmadan gideceğim sözler işittim. Bu yüzden gidemedim çünkü çok daha beter cümleleri ben söyledim.
Kibirlisin ve gururlusun diyor eşim bana. Belki de öyleyim bilmiyorum ama bazen içimden sarılmak gelse de tuttum kendimi. Öyle bir hale geldik ki artık, sarılmıyoruz öpüşmüyoruz. Zaten sıpadan dolayı iki kelam edemiyoruz bile.
Önceki gün oğlumu tek yatırıp yatağa gittim. Onlarca önlem almama rağmen yine kafasının üstüne düşmeyi başardı. Zaten iki yıldır ayrı yatmanın rahatlığı vardı, bu olay da tuz biber oldu. Yine döndüm oğlumun yanına. Hep birlikte yatamıyoruz. Ben alıştım oğlumun sık sık uyanıp tepinmesine, kalitesiz uyumaya ama eşim erken kalkıyor ile gitmek için. Hak veriyorum ona bu konuda. Zaten az uyuyor o da bölünmesin istiyor. Yani hep beraber yatamıyoruz oğlum yüzünden.
Çeyrek olmuş kaç lira daha ne istiyorsun naz etme
Bihter hanım trend topik olmuşsunuz twitter da bi cevap verin isterseniz insanlara ölmediğinizi kanıtlayınCekemedim anneaa diyesim geliyor istemsizce su nicki görünce ahahaha
Ben çalışmıyorum ve çocuk nöbetim gece 4 te biter.
Tek bebekken de böyleydi, şimdi ise küçük bebeğimin nöbeti bu.
Küçük 4 ten sonra her uyandığında eşimin görevidir, bazen 6 da kalkarlar beni ilgilendirmez.
Büyüğe hep babası bakar beraber yatsak da.
İstediği kadar çalışsın, umrumda değil uykusu bölünmesin vs, ben biraz daha acımasızım galiba.
Tüm bacağımı 30 yaşımda topuğum dahil varis kaplayacak kadar yoruluyor, 5 dk oturamıyor aç susuz ve uykusuz ikimizin çocuklarını yetiştirmek için heba oluyorsam, bir zahmet uykusu bölünecek o yatakta beraber yatılacak yani.
Yanımda uyuyan oğluma ağlayınca eşim müdahale eder ve bu hep böyleydi.
Sizin zaten çok zorlu bir hayatınız var çocuk konusunda eşit olmasa da eşite yakın bir sorumluluk almamak, anneyi olumsuz bir hayata iter.
Kendini tutma konusunda ben de öyleyim ve gerçekten kibirli ve gururluyumdur.
Bir yerden sonra, benimki boşanmayacağımı anladığımda salma durumuna geçti ki, geçenlerde hop diye kucağına oturdum ‘ adam noluyor ya’ diyordu.
12 senedir hiç oturmamışım ki, sanki komşu teyze üzerine düştü gibi davrandı ama yılmadım, diyorum ya saldım...
Ben salınca adam da o kin duvarını kaldırdı.
Daha ılımlı ve anlayışlı olduk bir kaç aydır, benim yöntemim bu oldu.
Şimdi hatırladım, bir önceki konuda bu komuta merkez zincirinden bahsetmiştiniz.Heh geldik dananın kuyruğunun koptuğu noktaya. Eşim dilde çok düşkündür oğluna. Aşırı korkar başına bir şey gelir diye. Hatta hayattaki en büyük korkusu bu. Hasta olsa üzülür, kıyamaz vs. Ama bu kadar işte. Direktif verme konusunda pek başarılıdır çocukla ilgili. Lakin asla kendisi bir şey yapmaz. Onu çocuk bakımı konusunda destek olma anlayışı, işten yorgun geldiği halde ben mutfağı toplarken çocuğu bir sat dışarı çıkarması. O bir saatte de çocukla koşturup oynamaz. Bebek arabasına koyar yürüyüş yapar ve getirir. Hani enerji de atmaz çocuk.
Öz bakım konusunda zerre desteği yoktur. Bahanesi hazır, beceremiyor benim gibi. Gece çocuk öksürdüğünde yan odadan böğürür. "idraaak öksürüyor" diye ama kendi kalkmaz o sıcak yataktan. Böyle bir gecede cinnet geçirdim mesela. Şayet sen alıp bakmayacak isen bir daha sakın beni çocukla ilgili uyarma ve direktif verme diyerek. Aramızdaki en büyük tartışma sebebi bu mesela ve asla değişmiyor. Adeta bir kaynana gibi çocukla ilgili her halta karışır ve söylenir, aşırı derecede pimpirikli ve takıntılıdır. Ancak eyleme dönüşmez bu haller. He ona sorsan dünyanın en ilgili babası.
Özellikle son altı ayda bu konuda öyle büyük tepkiler verdim ki en azından artık karışmıyor. Çünkü, destek olmuyorsan sus dedim defalarca. Evet çok yoğun çalışıyor, evet yoruluyor. Evet ben evdeyim. Ancak benim de bazen çocuksuz nefes almaya ihtiyacım oluyor. Binlerce kez bunu tartıştığımız için az da olsa değişti bu konuda. Tatmin edecek kadar olmasa da..
Bu arada ben kucağına otursam "dikkat et düştün önüne bak yahu" der. Hani bilerek oturma ihtimalimi düşünmez bile :)
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?