Evlilik yıldönümünde çeyrek altın takacakmış.

Ben romantizm beklemem, onu beklemem bunu beklemem olaylarina girince karsi taraf kendini bir birakiyor bence.
Ben de asiri bir romantik degilim. Esimin cicek almasi beni mutluluktan deliye dondurmuyor ama yine de seviniyorum, cunku dusunmus. Asla cicek, bocek, hediye alma demedim, pahaliysa da pahali kabul ederim alma demem ve mutlulugumu belli ederim. Esime "Cicek bocek alma haci bi cigara kap gel" deseydim, O da yil donumunde ceyrek takmayi dusunurdu heralde. :KK70: . Samimi olacagiz derken abartmamak lazim bazi seyleri, hersey yerinde guzel...
 
Ya o mum gecelik işleri bana göre değil pek. Bana bir gülme geliyor. Eşimin de bu yönde bir umudu kalmadı zaten. Bizim bu konularda uzaklaşmamız öyle bir hal aldı ki, artık fiziksel sorunlar da mevcut. Hem onda, hem bende. İsteksizlik, haz almama ve başkaca sorunlar işte. Bunlar uzmana gitmeden çözülmez gibi. Belki de çözülür bilemiyorum. Tam da bu noktada herkesin ama öyle olmaz ki diyeceği bir durum içindeyiz. Ayrı yatıyoruz iki yıldır. Oğlum uyurken bile sirkeli hareket ettiği için, yastık yorgan fayda etmediği için ben oğlumla yatıyorum. Bu da belki etki etmiştir soğukluğa bilemiyorum.
Ben de aynı durumdayım. O konuda istek yok. Sanırım doğumdan sonra oldu bu etki. Tabiki memnun değilim bu halimden. O yüzden denedim. Hani çok yakıştırmıyosanız kendinize gülerek dalga geçerek falan kurun o ortamı. :) bunun dışında da adım atın bence ya, ne bileyim eşinizle oturup güzelce sakin sakin, bu ebvliliği düzeltmek istiyor musun, neyi nasıl düzeltiriz, sen benden ne bekliyorsun, neler yapmalıyız diye evliliği bi masaya yatırın. Boşanmak en kolayı, en doğal da hakkımız tabiki. Ne yaşadığınıxı bilmediğimiçin belki çok pembe şeyler yazıyorum ve sizi sinir ediyorum ama. :)

Erkeklerin geneli böyle diyemem, çok daha iyileri vardır, ama benim eşim hiç romantik değil mesala, düşünceli ince bi insan da değil, daha saysam onlarca kötü özelliğini sayarım, ama bakınca iyi tarafları da var, o özelliklerinin hiç mi hatrı yok diyorum. :) hep mi ofsayt, hiç mi deymez çabalamaya?
 
Başınız sağolsun öncelikle.

Ama bu söylediğiniz şeyin birşeyleri düzelteceğini sanmıyorum. Evet içini boşaltır rahatlar falan ama o çizgi kırılırsa ne adım atmak kolaylaşır olumlu yönde ne de söylenilen şeyler unutulur.

Bilmiyorum belki de bizde durum başka diye anlayamıyorum, ama benim eşim o “z” yi dan diye söyler kalbim 1 hafta yaklaşamaz kırgınlıktan. Bunun ardı ardına olduğunu düşünmek bir evlilik için zor bi duruma sokar her iki tarafı da.
Teşekkür ederim...

İşte diyorum ya üslup aslında, her şeyin kilidi.
Kaldı ki benim işim bu, iletişim mezunuyum ve hayatımda tek anlaşamadığım, kendimi anlatamadığım insan eşim olduğu için dan dan söylerdim.
Onun bu durumu farkettirmesiyle, ifadelerimi yumuşatarak ve olay örgüsü ile duygularımı, kendimi sakince açıp içimi akıttığımda bir şeylerin değiştiğini gördüm.
Ben, kendimi değiştirdiğimde karşımdakinin de buna uyum sağlaması pekiştirdi.
Eğer istiyorsa ve gerçekten bir sorun olduğunu gören her erkek, uyum sağlamak zorundadır.
 
İşte birbirimizi hala seviyor muyuz ondan emin değilim pek. Kimse bir adım atmıyor. İki rakip Gibiyiz uzun zamandır. Nasıl düzelir hiç bilmiyorum.
Benim sahsi fikrim (aldatma şiddet dışında) evliliği bitirmek için ben elimden geleni yaptım olmadı demek gerekiyor. Bu sefer karşıdan beklemek yerine siz adım atın ne kaybedersiniz ki? Güzel bir masa hazırlayın mesela, yada güzel bir restaurantta yer ayırtın süpriz yapın. Zaten kaç yıldır eşiniz harici kalan herşeyi yogun olarak düşünmüşsünüz. Yalnız 2-3 saat herşeyi izole edin sadece ilişkinize odaklanın. O sinirli somurtkan kadın gitsin. Ilımlı sakin biri gelsin şikayet etmek agır sözler söylemek yerine ne istediğini ifade edebilen biri.
 
Başlangıçta birbirinize vurulduğunuz özellikler şimdi gelmiş evliliğinize kurşun sıkıyor.. Aslında aranızda bir çekişme var ve ilişkinizi de ayakta tutan bu olmuş. Peki bu taktik şuan neden işe yaramıyor derseniz? Tek bir cevap veremem buna doğrusu.. Çocuk elbette büyük etken, dahası hem evlilik yorulmuş hem siz. Önce sizin bu isteksiz ve bezgin halinizin çözüme kavuşması gerekiyor. İkinizin de bireysel bir değerlendirme yapması gerekiyor. Sizin romantizm beklentileriniz neden şekil değiştirdi ve eşiniz neden başlangıçta beğendiği o dik başlı kadını şuan bundan dolayı eleştiriyor? Bunların cevabı size bir yol gösterebilir..

Bunların cevabını bilmeyi o kadar isterim ki. Zira bu cevapları bilirsem, sorun çözülecek. Her daim düşünüyorum ama bulamıyorum. Neden beklentilerimiz değişti, neden aşık olmamıza sebep olan özellikler şimdi katlanılmaz oldu inanın bilmiyorum.
 
Annelik, yaş, evli olmak ve bu hepsinin örüntüsünde beyin algımızın değişiyorken, beklenti ve beğenilerimizin değilmesi çok normal.
Ama erkek ırkı öyle değil, hep çocuk ve hep yaş 20.
Her durumda ve olayda en az çaba ile nasıl yırtarımın peşinde.
Şöyle anlatayım kendimi, biz evlilik yıldönümü kutlamıyoruz.
Öyle bir acı yaşadık ki o tarihte, ne unutulması ne de atlatılması kolay değil.
Süslenip püslenip ilk defa kocam süpriz ve kaliteli bir organizasyon yapmışken, 12 cm topuklum ve kırmızı rujumla yoğunbakım kapısındaydık yüzlerce kişi.
Genç, eşi hamile olan kuzenimizi kaybettik ani şekilde.
Sülalece yaşadığımız şok ve acı hiçbir zaman geçmeyecek.

Ve bazen kavga esnasında dilim o kadar iler gider ki, keşke ölen sen olsaydın yazık oldu o kıza onlar hakediyordu mutluluğu biz değil, biz yaşarken ölmüşüz zaten derim, ne yazık ki derim evet!
Eşim bir gün sakince konuşurken, bu dediklerimin ne kadar ağır geldiğini, nasıl bir şeyi istediğimi, kuzenimizin eşiyle gidip bir konuşsam ne yaparsa yapsın tek nefesine her şeyi feda edebileceğini, bu kadar taş kalpli olmamın onu acıttığını anlattı.
Vay be dedim, benim adamdaki beyin yaşı birden artmış da kavgadaki söylediğim binlerce hakaretten birini duyup içerlemiş.

Sivri dilimi buna göre yön değiştirdim, eskiden son söyleyeceğimi ilk söylerken şimdi bormal bir zamanda girizgah ile sıkıntımın A sından başlayıp güle oynaya Z sine kadar geliyorum.
Ve evet, bir şeyler değişti görüyorum, hissediyorum.
Deneyin derim...


Ay kusura bakmayın roman gibi olmuş ama, acımız hala taptaze, anmadan paylaşmadan hele de tam gününde geçememişim...

Başınız sağolsun. Çok üzüldüm kaybınıza. Ben de benzer kayıplar yaşadığım için anlayabiliyorum geçmeyen acıyı.

Bu anlamda sizinle çok benziyoruz. Ben de en ağır sözleri söyler, tepkisiz kalması karşısında etkilenmiyor sanırdım. Meğer adam hepsini biriktirmiş içinde. Kin tutmuş. Şimdi ben kendimi bu konuda törpülesem de, onun kini bitmiyor. Her daim o söylediklerimi önüme sunuyor.
 
Yüzleşmekten korkuyor olabilir mi ?
Sizi kaybetmekten mesela.
Bunları dile getirdiği anda artık sizi suçlayamamaktan bu durumda olmanızda kendisinin de payının olduğu gerçeğiyle yüzleşmekten
Ya da eşiniz gerçekten düz bir insan
Düz derken ne demek istediğimi anlamışsınızdır :))

Eskiden beni kaybetmekten çok korkardı. Bunu sıklıkla da dile getirirdi. Ancak artık pek korktuğunu sanmıyorum. Yani ben olsam ben de, beni kaybetmekten korkmazdım zaten. Lanet bir kadına dönüştüm. Biz birbirimize duygularımızı söylemiyoruz nicedir. Söylemek beri kalsın, hissettirmiyoruz bile. O yüzden inanın bilmiyorum ne düşündüğünü.
 
Ben romantizm beklemem, onu beklemem bunu beklemem olaylarina girince karsi taraf kendini bir birakiyor bence.
Ben de asiri bir romantik degilim. Esimin cicek almasi beni mutluluktan deliye dondurmuyor ama yine de seviniyorum, cunku dusunmus. Asla cicek, bocek, hediye alma demedim, pahaliysa da pahali kabul ederim alma demem ve mutlulugumu belli ederim. Esime "Cicek bocek alma haci bi cigara kap gel" deseydim, O da yil donumunde ceyrek takmayi dusunurdu heralde. :KK70: . Samimi olacagiz derken abartmamak lazim bazi seyleri, hersey yerinde guzel...

Ama ben o zaman bunu derken adam bu kadar kalas değildi ki. Şimdi mi etkilenesi tuttu :) ya esasında mevzu romantizm de değil. Her hareketin battığı bir evlilikte, en ufak saçmalığa tahammülün kalmaması asıl sıkıntı.
 
Başınız sağolsun. Çok üzüldüm kaybınıza. Ben de benzer kayıplar yaşadığım için anlayabiliyorum geçmeyen acıyı.

Bu anlamda sizinle çok benziyoruz. Ben de en ağır sözleri söyler, tepkisiz kalması karşısında etkilenmiyor sanırdım. Meğer adam hepsini biriktirmiş içinde. Kin tutmuş. Şimdi ben kendimi bu konuda törpülesem de, onun kini bitmiyor. Her daim o söylediklerimi önüme sunuyor.
Çok teşekkür ederim...

Biliyorum o durumu, çünkü benim de önüme sunuluyor:halay:
İdrak, aslında sadede geleyim.
Ben neyi farkettim de bu değişim başladı biliyor musunuz?
Dedim ki, yahu ben bu adamı boşasam, aileme açıklayacağım sebep yok.
Boşadım diyelim, 2 bebeğimle benim hayatım zaten bitik ve tükenmişlik bir 6 sene devam edecek.
Ha ola ki, ben kocamın evlilik haberini alırsam ne yaşarım ve o an kıskançlıktan tüylerim diken diken oldu.
Demek ki, hala içimde öfkemin dibinde yaşadığım bir sevgi var.
4 senelik evli olsam da 12 senedir beraberim, öyle kolay olmayacak o işler.
O zaman bana çivi gibi beynine işleyen dilimi törpülemek, onun önüme servis ettiği kavga anılarına gülümsemek kaldı.
Yerlerine daha güzel anıları katmaya çalışıyorum.
Her gece çocukları uyutup 30 dk lık kahve ritüeli koydum mesela.
Siz acilen tekrar beraber yatmalısınız, biz büyük oğlumla yatıyoruz.
Eşiniz de sizinle yatsın, onu ayırmayın.
Tatile gitmeyi bırak, bizim gibi çocuğu olanlara dışarda yemek eziyettir ama haftada 2 gün belirleyin aile günü olarak.
Ve oğlunuzla tek başına zaman geçirsin mutlaka 2 3 saat de olsa beraber çıksınlar.
Adam duvar değilse, ne kadar kinci olursa olsun bir şeylerin değiştiğini görüp artık hayatındaki kişinin genç ve ilgi bekleyen bir kadın olduğunu anlayacaktır.
 
Ben de aynı durumdayım. O konuda istek yok. Sanırım doğumdan sonra oldu bu etki. Tabiki memnun değilim bu halimden. O yüzden denedim. Hani çok yakıştırmıyosanız kendinize gülerek dalga geçerek falan kurun o ortamı. :) bunun dışında da adım atın bence ya, ne bileyim eşinizle oturup güzelce sakin sakin, bu ebvliliği düzeltmek istiyor musun, neyi nasıl düzeltiriz, sen benden ne bekliyorsun, neler yapmalıyız diye evliliği bi masaya yatırın. Boşanmak en kolayı, en doğal da hakkımız tabiki. Ne yaşadığınıxı bilmediğimiçin belki çok pembe şeyler yazıyorum ve sizi sinir ediyorum ama. :)

Erkeklerin geneli böyle diyemem, çok daha iyileri vardır, ama benim eşim hiç romantik değil mesala, düşünceli ince bi insan da değil, daha saysam onlarca kötü özelliğini sayarım, ama bakınca iyi tarafları da var, o özelliklerinin hiç mi hatrı yok diyorum. :) hep mi ofsayt, hiç mi deymez çabalamaya?

Evet doğumdan sonra bir haller oldu zaten. Hormonlarımı da doğurdum ben sanırım. Kalmadı istek. Biz karı koca karamsar tipleriz. Eşim benden daha beter hatta bu konuda. İyi yanları görme konusunda pek başarılı değiliz. Ama düşününce elbette iyi yönleri de var. Sakindir genel olarak. Üslubu kaba ve sert olsa da, yapı olarak sakindir. İnsan gibi nazikçe talepte bulunursam asla geri çevirmez. Adım atarsam mutlu olur ama işte ben adım atmakta çok zorlanırım. Hatalı ise mutlaka özür diler vs vs.

Ancak biz uzunca bir süredir sadece birbirimizi suçlayıp düşman gibi davrandığımız için aramızdaki büyük mesafe aşılamıyor. Boşanmayı çok düşündüm. Çokça da dile getirdim. Eşim hiç istemedi, hala da istemiyor. Ancak birkaç Kez şimdiki aklım olsa asla evlenmezdim dedi sağolsun.
 
Bunların cevabını bilmeyi o kadar isterim ki. Zira bu cevapları bilirsem, sorun çözülecek. Her daim düşünüyorum ama bulamıyorum. Neden beklentilerimiz değişti, neden aşık olmamıza sebep olan özellikler şimdi katlanılmaz oldu inanın bilmiyorum.

Doğrusu bunların hepsi bir çift terapisinin konusu. Bu kadar yorgunlukla bunların cevabını kendi başınıza bulmanız zor. Bir yüzleşme ve beyin fırtınası şart. Bu da konusunda uzman bir terapistle mümkündür. Terapinin nasılını bir kenara bırakın ve bence hiçbir şey düşünmeden bu konuda bir girişimde bulunun derim ben. Her şeyden önce cinsellik ciddi bi sekteye uğramış, bu belki de en vurucu kısmı diyebilirim. Çünkü nice anlaşamayan çift var ancak şansları yaver gitmişse ve cinsel uyum bir şekilde devam ediyorsa toparlıyorlar. Bu konuda bi iyileşme ve gelişme olması şart diye düşünüyorum. Çift terapisini bi düşünün ama gitmeden önce mutlaka o uzmanın özgeçmişini inceleyin zira çok ayağa düştü, hayal kırıklığı yaşamayın.
 
Evet doğumdan sonra bir haller oldu zaten. Hormonlarımı da doğurdum ben sanırım. Kalmadı istek. Biz karı koca karamsar tipleriz. Eşim benden daha beter hatta bu konuda. İyi yanları görme konusunda pek başarılı değiliz. Ama düşününce elbette iyi yönleri de var. Sakindir genel olarak. Üslubu kaba ve sert olsa da, yapı olarak sakindir. İnsan gibi nazikçe talepte bulunursam asla geri çevirmez. Adım atarsam mutlu olur ama işte ben adım atmakta çok zorlanırım. Hatalı ise mutlaka özür diler vs vs.

Ancak biz uzunca bir süredir sadece birbirimizi suçlayıp düşman gibi davrandığımız için aramızdaki büyük mesafe aşılamıyor. Boşanmayı çok düşündüm. Çokça da dile getirdim. Eşim hiç istemedi, hala da istemiyor. Ancak birkaç Kez şimdiki aklım olsa asla evlenmezdim dedi sağolsun.
Anladım. O zaman tek bi adım atım atın önce konuşun. Düzeltmek istiyor muyuz ve nasıl düzeltebiliriz diye. Siz de beklentilerinizi anlatın, eşiniz de anlatsın. Karşılıklı olarak adımlar atın ondan sonra.

Ama ben sizi çok negatif gördüm, sanki isteğiniz de umudunuz da kalmamış, inceldiği yerden kopsun diye salmışsınız. Beni bile geri püskürtüyorsunuz:) önce karar vermeniz gerekiyor sanırım.
 
Ama ben o zaman bunu derken adam bu kadar kalas değildi ki. Şimdi mi etkilenesi tuttu :) ya esasında mevzu romantizm de değil. Her hareketin battığı bir evlilikte, en ufak saçmalığa tahammülün kalmaması asıl sıkıntı.

Şu anlattiginiz tavirlarla adam kalasa dönmese daha cok sasirdim zaten. :) adamin burada sucunu goremiyorum ben. Cicek bocek alma cigara ve dergi al bana, ben romantik degilim vs durumlari yapan biri icin kimse incelik yapmaya devam etmez ve gerek duymaz var olanda zamanla biter birgun.

Tabi ki esinden cigara ve dergi isteyebilirsin ama hediye yerine degil, normal zamanlarda isteyebilirsin. Boyle anlatinca cigara ve dergiye takildim gibi oldu ama anlatmak istedigim illa siyah ya da beyaz olmayin. En romantik degilim diyen kadin bile arada yapilan incelikleri sever. :)

Stressli donemlerimde benim de tahammulum azaliyor ve yaptiklari daha cok batiyor. Arada kafayi bosaltmak, rahatlamak, imkan varsa tatile filan cikmak, eşle daha cok yakinlasmak, konusmak lazim baska turlu olmaz.
 
X