Evlilik yıldönümünde çeyrek altın takacakmış.

Sizi tebrik ediyorum, bir hemcinsim daha eylül romantizmine yenik düşmüş :) evet tam olarak asker arkadaşıyız. Ona göre bunun müsebbibi benim. Dikim, asık suratlıyım, kuralcıyım, hatta Mahmut abiyim. Kibirli ve gururluyum. Ben böyle olmasam o bana kadınmışım gibi yaklaşır, daha iyi olurmuş. Allah da kahretmesin beni. Lakin böyle değil işte. Kendisi kaba, düşüncesiz, incelikten ve empatiden bihaber bir zat olmasına rağmen, bunları rahatlıkla söyleyebiliyor mesela.
Bir Allahın kulu uyarsaydı ya bizi demek için geç kaldık ama değiştirmek için zaman var.
Mesele, değişime ayırabilek güç bulabilmekte.

Açıkçası, diyorum ya ne evliliğim ne de çocuk durumum sizden iyi değil.
Aksine bir de başka kayın aile sorunları, kültür dengesizliği, son zamanlardaki maddi sorunlar derken; evliliğim jenga gibi neresinden tutarsam tutayım elimde yığılıp kalıyor.

Onun rahatlığına bürünüp, patır kütür her şeyi olağan konuşmada söylemek işleri değiştiriyor, deneyin derim.
Siz de benim gibi kavga esnasında kusanlardansanız, aksine çok normal bir anda olması gerekenleri, ondan beklediğiniz davranışları, bir hödük oluşunu, sizi mutlu etmezse mutlu bir aile olmayacağını söyleyin.

Artık yaş ilerliyor, evet 20 li yaşlarda bir paket sigara çiçekten daha fazla makbule geçse de, her kadın incelik ve düşünülmekten hoşlanır.
Bedenen ve ruhen değişiminizi, yaptığı muameleyle örtüşmesinin abesle iştigal olduğunu, her kadın gibi ( göstermeseniz de) romantik bir yemek, güzel bir hediye, sevgi sözcükleri ile şımartılarak evliliğinizin başka bir boyuta taşınabileceğini bir güzel anlatıverin.
 
Yok öyle demedik aslında. Korunmayı unuttuğumuz bir gecenin meyvesi oğlum. Tek atımlık hakkımız varmış, o da ilk seferde tuttu. İyi ki de olmuş o ayrı mevzu da, ne olmuş onu anlamadım ben :) tam olarak oğlana olan nedir :)
Yani onun için zorla yürütülen bir evlilik gibi ama varya itiraf edim sizin anlatım sitilinize bayildimmmm kendinizle barışık kendinizle bile dalga geçebilen hatunsunuz neşeli ve komik birisiniz eniste bey sanırım bu huyunuzdan bi haber :KK66:
 
Çeyrek altın konusuna değinmiyorum, şaka yaptığını söylemiş zaten, önyargılı olmak istemiyorum, belki yarın güzel bi jest yapar, inşallah. :))))

Ben annenize katılıyorum. Biraz çabayla düzelebilir. Özel hayatınıza biraz daha özen gösterin gecelikler mumlar güzel kokular falan zamanı ayarlayın. Ben bunu denedim insanı motive ediyor. :bicak: :) başbaşa vakit geçirmeye çalışın çocuğu bi kaç saat bırakıp. Düşüncelerimiz duygularımızı oluşturuyor, daha olumlu düşünün. Belki düşündüğünüz kadar kötü değildir herşey. İyi yönlerine bakın, ondan beklediğiniz, yada evlilikten beklediğiniz şeyleri yapabilirseniz ilk adımı siz atıp yapın eşiniz de böylece alışır. Öpmek gibi iltifat gibi...

Madem düzeltme yoluna gittiniz, çocuğunuz ve evliliğiniz için elinizden geleni son bir kez yapın bence.
 
Gozum kanamadi aslinda, sen evliliginle ilgili biraz daha detay yazarsan sana neden sunnet cocugu muamelesi yaptigini da anlariz idrak.. yaz, yazdikca da rahatlarsin.. ha takilacak sey mi dersen evet, internet cagindayiz hic fikri yoksa bile google amcaya sorar yine ogrenirdi.. amac cocuklu bir evliligi kurtarmak cunku..

Beni bir sen anladın office :) aslında çok yazmak istiyorum, her şeyi yazmak istiyorum ama yazdıktan sonra kendime acımak istemiyorum. Neden kendini bunları yazarak küçük düşürdün demek istemiyorum. Mutsuzluğumun şımarıklık olduğunu kabul etmek daha kolay geliyor bu noktada.
 
Latifeşinas bir hanımsınız oysa ki bence biraz gevşemeye ihtiyacınız var. Evlatcığınızı bir kampa falan gönderip biraz kendinize vakit ayırabilirsiniz. Evet evlat ama yaramaz bir çocuğa katlanmak gerçekten zor. Bi es vermek gerekebilir.

Oğlanı yan odaya bırakamıyorum ki. Üç yaşına henüz bu ay girecek. Daha çok küçük. Onunla ilgili çeşitli girişimlerim mevcut bu aralar. İnşallah işe yarar.
 
Peyzaj mimarıyım.
Yıllar önce kucak dolusu güllere, yere saçılan papatyalara lilyum’lara ne kadar üzüldüğümü söyledim.
Tabi bu 5 aylık saçma sevgililik dönemindeki saçma duyar konuşmalarından biriydi.

Şu an tanışalı 10 sene doldu geçti biraz, hala aynı şey bahanesi. Çünkü o çiçek toprakta yetişmiyor toprağıyla getirmek aklına gelmez.

Gerçi benim elimde çiçek yaşayamıyor neden bilmiyorum o yüzden pekte ses edemiyorum :KK70:

Allahtan fazlaca tatlı dillidir surat asınca açığı öyle kapatıyo. O da olmasa hepten el ense kankaya bağlardık yıldönümlerinde :KK53:
 
Normal bir evlilikte eş çeyrek altın alıcam derse gülüp geçilir.
Ama sizinki öyle değil ve eşiniz hala sorun yokmuş gibi davranmış.
Birşeyleri düzeltmek istemekle olmuyor biraz özverili olmak lazım.
Yarın sizi şaşırtır mı şu anlattıklarınıza bakılırsa biraz zor
Siz ne bekliyorsunuz peki yani yarın size nasıl davransa siz evliliğinizin düzeleceğine inanırsınız ?
 
Bir Allahın kulu uyarsaydı ya bizi demek için geç kaldık ama değiştirmek için zaman var.
Mesele, değişime ayırabilek güç bulabilmekte.

Açıkçası, diyorum ya ne evliliğim ne de çocuk durumum sizden iyi değil.
Aksine bir de başka kayın aile sorunları, kültür dengesizliği, son zamanlardaki maddi sorunlar derken; evliliğim jenga gibi neresinden tutarsam tutayım elimde yığılıp kalıyor.

Onun rahatlığına bürünüp, patır kütür her şeyi olağan konuşmada söylemek işleri değiştiriyor, deneyin derim.
Siz de benim gibi kavga esnasında kusanlardansanız, aksine çok normal bir anda olması gerekenleri, ondan beklediğiniz davranışları, bir hödük oluşunu, sizi mutlu etmezse mutlu bir aile olmayacağını söyleyin.

Artık yaş ilerliyor, evet 20 li yaşlarda bir paket sigara çiçekten daha fazla makbule geçse de, her kadın incelik ve düşünülmekten hoşlanır.
Bedenen ve ruhen değişiminizi, yaptığı muameleyle örtüşmesinin abesle iştigal olduğunu, her kadın gibi ( göstermeseniz de) romantik bir yemek, güzel bir hediye, sevgi sözcükleri ile şımartılarak evliliğinizin başka bir boyuta taşınabileceğini bir güzel anlatıverin.

Tam olarak dediğiniz gibiyim. Kavga sırasında kusuyorum. Onun dışında sakin ve beklentisiz bir insanım. Kavgada ağzımın ayarı yok. Asla bağırmam ama canını acıtacak, aşağılayarak bir üslubum olur. Dolayısıyla o da kinlenir. Hatta öyle kinlenir ki, lanet kini geçmez.

Evet incelik beklentisi konusunda kendime çok şaşırıyorum. Zira ilk gençlik dönemlerindeki gibi değilim. Daha çabuk kırılıyorum, daha naif oldum. Karşmdakinden de beklentim bu yönde. Ancak o hala enseye şaplak modunda. Ve bu berbat ilişki nasıl düzelir ya da düzelir mi hiç bilmiyorum.
 
Tekrar denemeye anneninizin girişimi ile karar vermişsiniz. Çok da esprili komik bir kişiliğiniz var. Benim sormak istediğim; eşinizden beklentilerinizin değiştiğini onunla açık açık sakince siz kendiniz konuştunuz mu? Çünkü erkekler genelde hep en kısa pratik yolu tercih ediyorlar romantizm onlar için bir ihtiyaç değil de yapayım da başımdan savayım türünden eylemlerin toplamı. Bu grubun dılındakiler de var tabi ama bizim hayatımızda değiller malesef. O nedenle eşinize açık bir şekilde beklentilerinizi anlatın. Çocuk, hayat karmaşası derken birbirinize zaman ayırmayı unutmuşsunuz gibi. Hayatın stresini de birbirinizden çıkarmışsınız. Sanki birbirinizi ne kadar sevdiğinizi hatırlayacak fırsatı yaratsanız düzelecek gibi.
 
Sevgiden pek emin değilim artık. Bazen tamamen bitti diyorum, bazen eser miktarda kaldı diyorum. Kafam karışık bu konuda. Saygı, eskiye göre daha iyi. İki sene evvel daha saygısızdık ikimiz de. Neyse ki o çözüldü.
O zaman gayet güzel toparlarsınız.
Ben 2 sene arka arkaya hamile kaldım. İkisi de aynı anda bebek. Biri çocuk biri bebek değil yani. Annemleri yardım için bize taşıdık. Fakat yine de özellikle oğlum çok zor bir bebek olduğu için evliliğimiz başka yola girmişti. Açıkçası gelecek göremediğim anlar çok oldu. Sonrasında çocuklar büyüdükçe herşey toparlandı. Biri 5,5 diğeri 4,5 oldular ve çok güzel bir aile olduk. Biri ağlayınca diğeri de ağlardı, benim psikolojim zaten 18 ay gebelikten dolayı çökmüş. Yani çok zor günler geçirdim. Çok uzun bir süreç değildi allahtan. Yoksa herşey bitebilirdi. Sizinki de bir süreç ve Eminim toparlanacaksınız..
 
Yani onun için zorla yürütülen bir evlilik gibi ama varya itiraf edim sizin anlatım sitilinize bayildimmmm kendinizle barışık kendinizle bile dalga geçebilen hatunsunuz neşeli ve komik birisiniz eniste bey sanırım bu huyunuzdan bi haber :KK66:

Eskiden ona karşı da böyleydim. Ancak artık ona karşı somurtkan, sürekli şikayet eden, sinirli bir insanım. Zira kendimi kapattım ona. Aramızda anlamsız bir mesafe var. Haliyle enişte bey bu halimden bihaber uzunca bir süredir :)
 
Evet evet tam da anladığınız gibi başlık. Algınızın ayarlarıyla oynamayın, bırakın serbest kalsın.

Efenim yarın benim evliliğimin 4. Yıl dönümü. Toplamda 7 yıldır birlikte olduğum, 4 yılını da aynı evde geçirdiğim muhterem, yarın için muhteşem planlar yapmış. Öncelikle aşkımızın kaktüsünü, kendisine bakmaya çok gönüllü olan, adeta yeğenim geliyor diye sevinç naraları atan halasına iteleme kararı aldık. Zira romantik yıldönümü akşamında "yavrum ketçabı sıkma gözüne çocuğum" bağrışmaları olsun istemedik. Zaten aynı fikirde olduğumuz tek husus da budur beyimle.

Sevgililik dönemi de dahil, hiçbir zaman romantik bir çift olmadık. Ben, "hacı ota çiçeğe para verme bana gelirken bir paket cigara al hayrına" derdim, o da sağolsun bu durumu kabullenmeye pek hevesli olduğundan buluşmalara fıstıklı çikolata, bir paket sigara ve en sevdiğim karikatür dergisinin o haftaki sayısını alarak gelirdi. Buluşma ritüeli haline gelmişti bu durum. Romantizm beklentimiz olmadı ikimizin de. Ayağımı taşa çarptığımda yolun ortasında önümde eğilip kanı temizlemesi ve pansuman yapması romantizm ihtiyacımı fazlaca karşılardı. Zaten o lanet inceliğin ardından evlenme teklifini kabul ettim. Bu adam vicdanlı, bundan olur dedim. Fikrimi eşekler tepseydi, tatlı su romantiği olduğumu gollum kulağıma fısıldasaydı keşke.

Velhasılı oğlum doğana kadar nispeten iyi olan evliliğim, oğlumun doğumuyla birlikte faciaya dönüştü. Doğduğundan beri zor bir çocuktu, hala zor. Çok zor...
Sıklıkla boşanma mevzusunun açıldığı, paylaşımın bittiği, can acıtıcı sözleri iki tarafın da rahatlıkla sarf ettiği bir evliliğin ortasında bulduk kendimizi. Şiddetli tartışmalar esnasında, ikimiz de evliliğin sadece çocuk için sürdüğünü, sevginin kalmadığını da söyledik. Maalesef ki bizi en çok yıpratan durum bu oldu.

Bittabi bu karmaşa içinde cinsellik de ciddi manada sekteye uğradı. Öylesine yapılan, uzun süreler akla gelmeyen, bazı zamanlarda da eziyete dönüşen bir eylem oldu. Ki evvelinde bu hususta zerre sıkıntımız yoktu.

Geçtiğimiz günlerde maalesef annem bu tartışmalardan birine şahit olup, hakemliğe soyundu. Bu arada hiçbir zaman bağırmalı, çevre tarafından bilinen tartışmalarımız olmadı. Öylesine koptuk ki zaten, tartışmak bile gelmiyor içimizden. Oğlumu sebep göstermek istemiyorum ama oğlum dolayısıyla o kadar yıprandık ve yorulduk ki, ben sürekli şikayet eden ve surat asan bir kadına, o da biraz kafa dinleyeyim diyen bir adama dönüştü. He annem diyordum, annem ortada büyük bir sorun olmadığına, evliliğin kurtarılabileceğine kanaat getirerek ikimizin de hiç içinden gelmediği halde bazı atraksiyonlar ile canlanacak bir halde olduğumuzu dile getirdi. Bu konuşma, tam da yıldönümüne yakın gerçekleştiği için bir adım atalım dedik.

Evet hiçbir zaman romantik bir tip olmadım ama incelikler de her daim beni cezbetti. Pahalı hediyeler yerine benim gerçekten neyi sevdiğimi bilen ve buna göre hareket eden bir adam istedim her daim. İlk zamanlar öyleydi ama sonra... 31 yaşın bana getirisi olan beklenti içine girme durumundan mütevellit, mevcut halimiz beni daha da yıprattı.

Bu akşam yarınla ilgili konuşurken tam da başlıkta yazdığım cümleyi sarf etti benim koca. Ben de "olur tabi, sonraki yıldönümlerinde de yarım ve tam takarsın, hepsini bozdurup kendime burma bilezik alırım." dedim.Öylece baktı yüzüme. Şaka yapmış meğersem. Nasıl komik, nasıl eğlenceli bir eş. Küçük bir mümin latifesi işte. Gecemize renk kattı.

Biliyorum ki, böyle bir tepki vermesem hakikaten çeyrek alabilecek bir adam. Bozdurup ihtiyaçlarımı karşılarım. Hatta toki kurasına katılırsak ileride, minnak sevimli bir adım olur bu çeyrek. Yaşlılığımızda torunlarımıza anlatır ağlarız.

Neye sinir oluyorum biliyor musunuz? Ben gerçekten fazlaca romantizm beklentisi olan bir hatun değilim. Ancak boka sarmış, hatta sona gelinmiş bir evliliği kurtarma çabasında iken bu tür gerzek hareketler beni iyice dibe çekiyor. Daha da soğuyorum her şeyden.

Esasında evliliğimle ilgili yazacak çok şey var lakin bu kadarı bile gözüm kanadı diyecek arkadaşlara fazla oldu. Belki gerçekten merak eden ve yardımcı olmak isteyen zatlar olursa detay yazarım.

Şimdi ben ne yapayım? Zerrece içimden gelmediği halde, çaba sarf etmek adına uğraştığım bugünlerde çeyrek altınımı yastık altına mı saklayayım? Yoksa inceldiği yerden kopsun mu diyeyim.

Mevzuyu çeyrek altınla sınırlı tutup buna mı takıldın diyecek arkadaşlar, lütfen beni yormayın. Şimdiden teşekkürler efem.
Nice mutlu yillariniz olsun...
İlk yıl altın künye almış benim zat "al bidaha da bekleme" diyerek verdi. Nolduu kısa süre sonra bozdurdum. O değere böyle değer al işte diye hırsla , adamın canı yansaya bilakis sevindi.
Kimsenin yuvası dağılsin istemem , elinizden geleni yapın , ama bilinki
de gis mi yor lar !!!!!
13.sene ben EROR veriyorum , canı sağolası adam beni yedi doymadı , hala aynı odun . Zaten ağaç fabrikasında calisiyo cokda saapmiyorum o yüzden :))
 
Çeyrek altın konusuna değinmiyorum, şaka yaptığını söylemiş zaten, önyargılı olmak istemiyorum, belki yarın güzel bi jest yapar, inşallah. :))))

Ben annenize katılıyorum. Biraz çabayla düzelebilir. Özel hayatınıza biraz daha özen gösterin gecelikler mumlar güzel kokular falan zamanı ayarlayın. Ben bunu denedim insanı motive ediyor. :bicak: :) başbaşa vakit geçirmeye çalışın çocuğu bi kaç saat bırakıp. Düşüncelerimiz duygularımızı oluşturuyor, daha olumlu düşünün. Belki düşündüğünüz kadar kötü değildir herşey. İyi yönlerine bakın, ondan beklediğiniz, yada evlilikten beklediğiniz şeyleri yapabilirseniz ilk adımı siz atıp yapın eşiniz de böylece alışır. Öpmek gibi iltifat gibi...

Madem düzeltme yoluna gittiniz, çocuğunuz ve evliliğiniz için elinizden geleni son bir kez yapın bence.

Ya o mum gecelik işleri bana göre değil pek. Bana bir gülme geliyor. Eşimin de bu yönde bir umudu kalmadı zaten. Bizim bu konularda uzaklaşmamız öyle bir hal aldı ki, artık fiziksel sorunlar da mevcut. Hem onda, hem bende. İsteksizlik, haz almama ve başkaca sorunlar işte. Bunlar uzmana gitmeden çözülmez gibi. Belki de çözülür bilemiyorum. Tam da bu noktada herkesin ama öyle olmaz ki diyeceği bir durum içindeyiz. Ayrı yatıyoruz iki yıldır. Oğlum uyurken bile sirkeli hareket ettiği için, yastık yorgan fayda etmediği için ben oğlumla yatıyorum. Bu da belki etki etmiştir soğukluğa bilemiyorum.
 
Toplamda 7 yıldır birlikte oldugum 4 yılını da aynı evde geçirdiğim muhterem,

Sevgililik dönemi de dahil, hiçbir zaman romantik bir çift olmadık. Ben, "hacı ota çiçeğe para verme bana gelirken bir paket cigara al hayrına" derdim, o da sağolsun bu durumu kabullenmeye pek hevesli olduğundan buluşmalara fıstıklı çikolata, bir paket sigara ve en sevdiğim karikatür dergisinin o haftaki sayısını alarak gelirdi. Buluşma ritüeli haline gelmişti bu durum. Romantizm beklentimiz olmadı ikimizin de. Ayağımı taşa çarptığımda yolun ortasında önümde eğilip kanı temizlemesi ve pansuman yapması romantizm ihtiyacımı fazlaca karşılardı. Zaten o lanet inceliğin ardından evlenme teklifini kabul ettim.

Evet hiçbir zaman romantik bir tip olmadım ama incelikler de her daim beni cezbetti. Pahalı hediyeler yerine benim gerçekten neyi sevdiğimi bilen ve buna göre hareket eden bir adam istedim her daim. İlk zamanlar öyleydi ama sonra... 31 yaşın bana getirisi olan beklenti içine girme durumundan mütevellit, mevcut halimiz beni daha da yıprattı.
SİZ bu adamı bu evlilik harici 3 yılda hicmi taniyamadiniz sırf kanı temizledi pansuman yapti diye evet dediniz?? Ayrıca size demiş ya hani kadın gibi değilsin Mahmut abi gibisin falan diye acaba ayağınıza pansuman yaparken ne olarak olarak görüyordu sizi enişte bey? ? Ne yasatirsan onu görürsün karşında deseydiniz..
 
Evet evet tam da anladığınız gibi başlık. Algınızın ayarlarıyla oynamayın, bırakın serbest kalsın.

Efenim yarın benim evliliğimin 4. Yıl dönümü. Toplamda 7 yıldır birlikte olduğum, 4 yılını da aynı evde geçirdiğim muhterem, yarın için muhteşem planlar yapmış. Öncelikle aşkımızın kaktüsünü, kendisine bakmaya çok gönüllü olan, adeta yeğenim geliyor diye sevinç naraları atan halasına iteleme kararı aldık. Zira romantik yıldönümü akşamında "yavrum ketçabı sıkma gözüne çocuğum" bağrışmaları olsun istemedik. Zaten aynı fikirde olduğumuz tek husus da budur beyimle.

Sevgililik dönemi de dahil, hiçbir zaman romantik bir çift olmadık. Ben, "hacı ota çiçeğe para verme bana gelirken bir paket cigara al hayrına" derdim, o da sağolsun bu durumu kabullenmeye pek hevesli olduğundan buluşmalara fıstıklı çikolata, bir paket sigara ve en sevdiğim karikatür dergisinin o haftaki sayısını alarak gelirdi. Buluşma ritüeli haline gelmişti bu durum. Romantizm beklentimiz olmadı ikimizin de. Ayağımı taşa çarptığımda yolun ortasında önümde eğilip kanı temizlemesi ve pansuman yapması romantizm ihtiyacımı fazlaca karşılardı. Zaten o lanet inceliğin ardından evlenme teklifini kabul ettim. Bu adam vicdanlı, bundan olur dedim. Fikrimi eşekler tepseydi, tatlı su romantiği olduğumu gollum kulağıma fısıldasaydı keşke.

Velhasılı oğlum doğana kadar nispeten iyi olan evliliğim, oğlumun doğumuyla birlikte faciaya dönüştü. Doğduğundan beri zor bir çocuktu, hala zor. Çok zor...
Sıklıkla boşanma mevzusunun açıldığı, paylaşımın bittiği, can acıtıcı sözleri iki tarafın da rahatlıkla sarf ettiği bir evliliğin ortasında bulduk kendimizi. Şiddetli tartışmalar esnasında, ikimiz de evliliğin sadece çocuk için sürdüğünü, sevginin kalmadığını da söyledik. Maalesef ki bizi en çok yıpratan durum bu oldu.

Bittabi bu karmaşa içinde cinsellik de ciddi manada sekteye uğradı. Öylesine yapılan, uzun süreler akla gelmeyen, bazı zamanlarda da eziyete dönüşen bir eylem oldu. Ki evvelinde bu hususta zerre sıkıntımız yoktu.

Geçtiğimiz günlerde maalesef annem bu tartışmalardan birine şahit olup, hakemliğe soyundu. Bu arada hiçbir zaman bağırmalı, çevre tarafından bilinen tartışmalarımız olmadı. Öylesine koptuk ki zaten, tartışmak bile gelmiyor içimizden. Oğlumu sebep göstermek istemiyorum ama oğlum dolayısıyla o kadar yıprandık ve yorulduk ki, ben sürekli şikayet eden ve surat asan bir kadına, o da biraz kafa dinleyeyim diyen bir adama dönüştü. He annem diyordum, annem ortada büyük bir sorun olmadığına, evliliğin kurtarılabileceğine kanaat getirerek ikimizin de hiç içinden gelmediği halde bazı atraksiyonlar ile canlanacak bir halde olduğumuzu dile getirdi. Bu konuşma, tam da yıldönümüne yakın gerçekleştiği için bir adım atalım dedik.

Evet hiçbir zaman romantik bir tip olmadım ama incelikler de her daim beni cezbetti. Pahalı hediyeler yerine benim gerçekten neyi sevdiğimi bilen ve buna göre hareket eden bir adam istedim her daim. İlk zamanlar öyleydi ama sonra... 31 yaşın bana getirisi olan beklenti içine girme durumundan mütevellit, mevcut halimiz beni daha da yıprattı.

Bu akşam yarınla ilgili konuşurken tam da başlıkta yazdığım cümleyi sarf etti benim koca. Ben de "olur tabi, sonraki yıldönümlerinde de yarım ve tam takarsın, hepsini bozdurup kendime burma bilezik alırım." dedim.Öylece baktı yüzüme. Şaka yapmış meğersem. Nasıl komik, nasıl eğlenceli bir eş. Küçük bir mümin latifesi işte. Gecemize renk kattı.

Biliyorum ki, böyle bir tepki vermesem hakikaten çeyrek alabilecek bir adam. Bozdurup ihtiyaçlarımı karşılarım. Hatta toki kurasına katılırsak ileride, minnak sevimli bir adım olur bu çeyrek. Yaşlılığımızda torunlarımıza anlatır ağlarız.

Neye sinir oluyorum biliyor musunuz? Ben gerçekten fazlaca romantizm beklentisi olan bir hatun değilim. Ancak boka sarmış, hatta sona gelinmiş bir evliliği kurtarma çabasında iken bu tür gerzek hareketler beni iyice dibe çekiyor. Daha da soğuyorum her şeyden.

Esasında evliliğimle ilgili yazacak çok şey var lakin bu kadarı bile gözüm kanadı diyecek arkadaşlara fazla oldu. Belki gerçekten merak eden ve yardımcı olmak isteyen zatlar olursa detay yazarım.

Şimdi ben ne yapayım? Zerrece içimden gelmediği halde, çaba sarf etmek adına uğraştığım bugünlerde çeyrek altınımı yastık altına mı saklayayım? Yoksa inceldiği yerden kopsun mu diyeyim.

Mevzuyu çeyrek altınla sınırlı tutup buna mı takıldın diyecek arkadaşlar, lütfen beni yormayın. Şimdiden teşekkürler efem.
Yazdıklarından biraz gıcık bir tip olduğunu düşündüm, eşinin değil senin.
 
X