Evlilik yıldönümünde çeyrek altın takacakmış.

Ayy aynı gün evlilik yıldönümüz bizimki de bir yemeğe götürürüm diyor
 
sıkı bir cinnet bazı sorunları şıp diye çözer tecrübeyle sabittir
 
Öncelikle ağzınıza sağlık, konuyu bir güzel özetleyip konu sahibi ve benzer olanlara verilen tüyoları tek bir iletide ve kendi önerilerinizle topladığınız için.
Kendimle alakalı bölümlere cevap vereyim.

Evet, yakın olmakla kadınlık gururu adeta bir savaş içerisinde bende.
Biz iki kız kardeşiz, çılgın ve tuttuğunu koparan ben oldum daima.
Erkek işi görülen şeyleri halleden, babasıyla maç izleyen de bendim.
Belki bu sebeple bir iç çatışma yaşıyor olabilirim çünkü zaten o kadar cinsiyetsiz yetiştim ki, en kadın olduğumı hissettirecek adama da bir zahmet ben adım atmamalıyım, o daima bunun farkında olmalı diye düşünüyorum.
Yapım böyle olsa da naif, kırılgan, ilgi bekleyen ve arzulanan bir kadın olmak her evlilikteki cinsiyet rolüdür bana göre.
E onları da ben yapmazsam hem karı hem koca ben mi olayım diyorum genelde.
İş bölümü meselesinde ise o kadar atılgan ve burnum dik ki, yapamasam bile muhtaçlık duygusunu hazmedemediğimden, yapıyorum her şeyi.
Ve bir de zaten söylediğimde aylar sonra gerçekleşeceğini bildiğimden, o süreci yaşamaktansa gene omzuma yük ediyorum güya müşterek hayatın erkek boyutunu.
Geçenlerde eşim şehir dışındaydı ve ilk defa 2 bebeğimle yalnız iki gece geçirdim,(ikisine aynı anda 3 saat yalnız bakabilene madalya takarım)
Ve döndüğünde sordu nasıl olduğumu bendeki cevap aynen şu ‘varlığın da yokluğun da birmiş onu anladım, aynı şekilde yorgun uykusuz açım ve bir de senin isteklerin olmadan rahat bile ettim’ dedim.
Tabi sonrası kavga yani.
Çünkü gitmesine kızdım, ailesi için beni zorda bırakmasına ve ardına bakmadan bir çözüm aramadan gidebilme rahatlığın acısını böyle çıkardım.

Diğer yardım meselesi.
İlk doğumumdan sonra fazlaca sıkıntı çektim, 1 ay oturamadım bebeğim emmedi, zaten susmuyordu, uyumuyordu ve perişandım.
Bu sürede daha ben hiç altı değişimi yapamadığım için annem eşime öğretti, eşimle yıkadılar, eşim uyuttu çocuğu.
Mama ile de beslendiğinden kolaylıkla bakabildi.
Ha bunu görev haline getirmek de benim başarım mı eşimin her konuda bencil ama bu konuda yardımsever olmasından mı bilemiyorum.
O kadar zor bir çocuğumuz var ki, kendi de farkında durumun, bu süreci en az hasarla atlatmak için çabası.
Çok ağladım işe girip bakıvı tutacağım diye, eşimi işteyken telefonla taciz ettim yeter artık kurtar beni diye.
Öyle böyle derken günde 3 saat uyuyabilmem ve kısa molalarla nefes alabilmem için yardımcı oluyor.
Tabi yine muhteşem değil, paşazadem bugün 6 saat uyumuş ondan çok yorgunmuş yattı, ben ise 1 buçuk saat uyudum tam tamına!
Bencilliğinin sınırında yardım benimkisi...
 
Son düzenleme:

Yok bu gece ben bu sayfayı kapattım zaten anacım. Böyle beynimden çıt diye ses geldi duydum ben onu. Attı şarteller. Eksik kalsın dönümü de yılı da. Böyle daha çok üzülüyorum çünkü. Ben başka bir şey düşündüm mesela. Bekarken kaligrafi konusunda oldukça yetenekli idim. Bıraktım sonra yapmayı. O aklıma geldi birden. Oğlanı kreşe yazdırıp bunu yapacağım. Neden yapmayayım ki.
 
Pek bişey bildiğimden değil aslında soru bildiğim yerden geldi
Benimde alacağım ziyadesiyle şey var, herkes birbirine birşey katar güzel olur :) yapalım inşallah :)
 

O kısmı çözdüm sayılır. Pazartesi oğlumu üç yarım gün kreşe başlatıyorum. Zor bir alışma süreci Yaşayacağız ama pes etmeyeceğim bu hususta. O üç yarım gün sadece benim olacak. Benim, inanabiliyor musunuz. Tuvalete falan giderim belki.

Eşim nasıl öder kreş parasını ne yapar beni ilgilendirmiyor artık. Günlerdir oğlum için kreş arıyor, eşim nasıl ödeyecek diye dert ediyor ve oğlumla beraber gideceğimiz bir iş bulmak için kendimi paralıyorum. Ben artık tek başıma yüklenmeyeceğim her şeyi. Çalışmıyorum arkadaş. Zihnimi ve bedenimi Biraz olsun dinlendirmeden çalışmıyorum. Önce oğlum okula uyum sağlasın, biraz zaman geçsin. Sonra bakarım iş mevzusuna.
 

Yasak değil diye biliyorum, söyleyin lütfen :)
 
Allah yardımcınız olsun ya sen ve idrak anlattıkça dehşete düşüyorum hadi canım diye ne yalan söyleyeyim.
Yani ben öyle olsa yemek temizlik salıveririm ilk fırsatta yapmam gerekenleri onları uyuttuğum anda yatağa atlar uyurum herhalde. Ama tabi yine şartları kendi çocuklarıma göre düşünüyorum sanırım.
Tekrar diyorum Allah yardımcınız olsun :/
 

Yine de o kadarını yapmak için de taktikler daha doğru kelimelerle tavsiyelerin olduğunu düşünüyorum.
Ben de erkek olan taraftım, babasız büyüdüm. Halen hep erkek işlerine meraklıyım, hiç çıt kırıldım bir kız olamadım. Ama işte azıcık naz niyaz da hissettirmek gerekiyor ki o muamele görülsün.

Yazdıklarında çok haklısın, ben de geçenlerde oturdum bunu düşündüm. Hem iş yapmayıp hem iş kilitleyip hem oturup keyif yapınca değerli oluyorsun. O yapamaz deyip hem yük alınıyor hem huzur veriliyor. Çok ilginç. Ama kahrolsun işte genler! Tam da dediğin gibi 'muhtaçlık profiline karşı bir hazımsızlık mevcut' bünyede


Pek bişey bildiğimden değil aslında soru bildiğim yerden geldi
Benimde alacağım ziyadesiyle şey var, herkes birbirine birşey katar güzel olur :) yapalım inşallah :)

Konu bir çözülsün ben açıcam, sizi de etiketlerim. Çözemezsek çay partisi yaparız
 
Konunuza hem güldüm hem üzüldüm. Beni yanlış anlamayın, üzüldüm çünkü kendinizle ilgili açtığınız konuyu da biliyorum. Ona yorum yazmamıştım ama o konuyu okuduğumda "biri beni anlatmış" diye düşünmüştüm. Üzülmemin sebebi bu.

Dışarıdan nasıl görünürseniz görünün -sert, şefkatsiz, kibirli, ruh hastası, zalim(?)- içinizde öyle olmadığınızı düşünüyorum. Göründüğünüzden, zannedildiğinizden ve hatta sizin zannettiğinizden daha hassas olduğunuza eminim.
Eşinize karşı aşılamayacağını düşündüğünüz duvarlar örüyorsunuz ama içten içe aşmasını istiyorsunuz bence. Siz söylemeden o kendisi aşsın, aşmayı başarsın istiyorsunuz.
Eşiniz hep mi böyleydi bilmiyorum ama onun o duvarlara toslamaktan yorulduğunu düşündüm ben. Zamanında o kadar eleştirilmiş ki ne yapacağını bilemez hale gelmiş gibi. O da size "dönüşmeye" çalışmış gibi. O yüzden cümlelerini bu kadar hoyratça savuruyor gibi.

Bütün yorumlarınızı okumadım, yanılıyor da olabilirim bilmiyorum. Ama eğer dediğim gibiyse aşılamayacak sorunlarınız yok bence. Nasıl aşılır bilmiyorum, o duvarlar nasıl yıkılır onu hiç bilmiyorum. Ama umarım halledersiniz...
 


Ne kadarlık bebeğinz bende istiyorum yarım gün ama
 


Gerçekten anlaşıldığıma sevindim yazını okuyunca :) evet ben bana hediye almasından ziyade benim fıstıklı çikolata sevdiğimi hatırlamasını ve bunu önemsemesini istiyorum. Mesela bir sohbet esnasında ona söylediğim bir şeyi unutmamasını istiyorum. Kahverengiyi çok severim, sevgili iken bana kahverengi bir nesne almıştı hediye olarak. Hediyenin değeri ve güzelliği zerre umurumda değildi. Ben Kahverengiyi sevdiğimi hatırlamasına sevinmiştim.

Benim neye ihtiyacım olduğunu anlaması çok mu zor ki. Evet şefkat ve sevgi göstermiyor olmasını anlarım. Bu biraz da benden kaynaklı. Hep verici olamaz en nihayetinde. Ama mesela şu at logolu markanın yeleklerini çok beğendiğini söylemişti o birine. Bana bile değil. Eniştesiyle sohbet ederken söyledi. Ben duydum ve o an bütçe uygun olmadığı halde bir şekilde aldım doğum gününde. İki yıl önce oldu bu olay. Baktım ki aynı incelik yok, ben de bıraktım bir şey yapmayı. Bana dedi ki, ben zaten senden hediye beklemiyorum gülümse eskisi gibi bak yeter. Haklı mı, evet haklı bu hususta.

Ama neden sürekli beklenti söyleyip zerre adım Atamıyoruz ki biz. Hep aynı kısır döngü, hep aynı mevzular. Çok yoruldum ben artık abla ya.
 
Hafta içi bakıcım var ama ben bakıcıma bakıyorım desem yeri.
Kahvaltısı yemeği kahvesi dinlenmesi yeter ki kaçmasın bu da diye o evin hanımı leydi, ben yatılı kadın.
Tek yaptığı küçük oğlumu biberonla beslemek, altını değilmek ve uyutmak.
O uyuyunca kendi de uyuyor ya da dinlenmeye geçiyor tabi...
Haftalık temizliğe kadın geliyor ama nafile, benim büyük oğlan kafasından aşağı ya da cama atmadan yemek tabağını sofradan kalkmaz.
Kucağımda büyük oğlumla yemek yapar, küçük olanla makina boşaltır ve evi toplarım.
30 dk sürer o temiz hal.
Evde çocuk değil tazmanya canavarı var mübarek!
Ha bu arada büyük 2 yaşında küçük 11 aylık.
Siz düşünün halimi.
2 parçada duş alıyorum ben, bir girip saçımı yıkıyorum 2 dk, sonra akşama doğru yine girip 2 dk vücut yıkama.
Yoksa bana günde 10 dk müsade yok ki!
Bir zahmet de kocam karpuz büyüteceğine yardım edecek diyorum.
 

Diğer konunu da okudum da şimdi aynı ben. Demek ki kadınlar da erkekler gibiymiş, birbirine benziyormuş.

Sorun1: Tek sefer denemişsiniz.
Sorun2: Adam hiçbir şey istemiyorum, yüzündeki iki kas hareket etsin diyor. Surat asmaktan daha az hareket ediyor gülerken!

Dediğiniz gibi altında bir şey mi arıyor? Örnek üstünden anlatayım. Bir gün benimki de hiç öyle bi amaçla söylemediğim halde öyle bir imada bulundu. Şakayla karışık biraz da hayal kırıklığıyla bakarak "Var ya gerçekten aşk olsun, bu kadar yıldır beni tanıyorsun gram yapsam şöyle bir şey dicem ki böyle düşün. Ne zaman gördün, yazıklar olsun. Sen bunu zaten yapacaksın, ben iyi söyliyim de güzel güzel gülerek yap bari.Kötü söylerim azıcık tatlı dilli ol dersin, iyi söylerim böyle niyetin mi var dersin. Öyle niyetim olsa valla koymayacak ama çok dokundu dediğin" dedim. Ondan sonra birkaç kere daha ufak böyle dedi şakaya vurup benzer yanıtlar verince daha da bi şey söylemiyor.

Söyleme, şikayeti bırak, öfkeyi bırak zaten şaşıracak, çok ufak bir adım at. İlkinde afallayacak, ikinci küçük adımında o da yürüyecek gör bak.

Sen başkasına cevap yazdıkça ben de sana yazıyorum, mazur gör
 
Son düzenleme:

Çok teşekkür ederim yazdığınız her satır için. Gerçekten...

Şu an benim yaşadıklarımı yazmışsınız ve değişebilme umudum var mı acaba diye düşündüm okuyunca. Düşünmekten bir adım öteye gidip bir de buna inanırsam çok güzel olacak mesela :)

Eşim, onu eleştirmemden ve dırdıdan usandı evet. Zannediyorum bu yüzden benim için artık bir şey yapmak istemiyor. Zulüm olarak görüyor bunu. Bak şu an da onun en kızdığı şeyi yapıp niyet okuyorum. Onun adına düşünüyorum mesela. Bu sıklıkla yaptığım bir eylem.

Biliyorum ben bu yıl dönümü için "bak bunu bekliyorum bu sene de boşverme" demek yerine, sadece bir kez işten geldiğinde "hoş geldin aşkım" diyerek sarılsaydım ona, yapardı bir şeyler. Ancak yapmadım çünkü içimdeki ses "şimdi sıcak davranırsam yıldönümünde beklentim olduğu için rol yaptığımı düşünür bunu kendime yakıştırmam" dedi ve adım atmadım. Bir başka zamanda yine bana engel olacak bir düşünce hasıl oldu. Samimiyetsiz olduğumu düşüneceğini sandım. Zira birkaç kez ufak da olsa adım atınca böyle imalarda bulundu. Hani hayırdır ne var altında gibi. Tamamen bıraktım ben de.

Şimdi de bu berbat yıldönümünden sonra daha da kapatacağım kendimi biliyorum. Yedirmeyeceğim kendime bunları yaşadıktan sonra adım atmayı. Hatta konuşmayı. Beynimi mi aldırsam ne yapsam ki ben.
 
Şunları okudukça çocuk yapmaktan bir daha korkuyorum!
 

Çıkmadık yemeğe :) tartıştık hatta. Oğlum bugün bir başka delirdi mum dikti geceye. O uyudu şimdi, ben de bdvde cevap yazıyorum. 31 yaşındaysan ve ergen isen hayat gerçekten çok bok :)
 

Yav ben ağlama nöbetinde bile sıpayı bırakamadım kimseye. Nasıl bir ben her şeye yeterim kompleksi ise bendeki, oğlanın yanıma alıp öyle çıktım dışarı.

Yazanların suçu yok aslında, ben fazla yüzeysel yazdım aman burnum yere düşmesin de almayayım diye. Burun falan komple dağıldı halbuki :)
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…