Evlilik yıldönümünde çeyrek altın takacakmış.

Hala ağlıyorum, çok ilginç duramıyorum. Nasıl bir birikmişlikse durmuyor yaşlar.

En baştan anlatayım madem. Çünkü bu sefer aman kendimi küçültmeyeyim, aman eşimi o kadar da kötülemeyeyim demeyeceğim. Olduğu gibi yazayım, yazayım ki delirmeyeyim.

Oğlum için kreş bakıyorum malum, aynı zamanda da bir iş. İki yerden teklif aldım. İlki oğlumu görür görmez aynı yerde olmamızın imkansız olduğunu, oğlum iki ay boyunca alışana dek benden ara sıra destek beklediklerini söylediler. Çalışma işi rafa kalktı haliyle. Diğer okulla görüşmeye gittim yine oğlumla. Gidene kadar kan ter içinde kaldım. Kendini yere atmalar, caddeye fırlamalar, saçma sapan şeyleri tutturmalar, avazı çıkana kadar sokak ortasında bağırmalar. Zor da olsa okula gitmeyi başardık. Oğlumu yarım saat gözlemleyen müdür, tabi ki teklifini değiştirdi. Uyum sürecinin çok zor olacağını, oğlumla aynı kurumda olursam asla alışmayacağını söyledi. İmkansız olan başka bir teklif sundu ama yarım ağız. Çalışma işi bitti benim açımdan. Biz bunları konuşurken oğlum tüm dosyaları yere atıyor, eveeeee diye bağırıyordu. Oğlumu üç yarım gün kreşe vereceğim ve çalılmayacağım. Tabi çalışmamak zoruma gitti. Üzüldüm vs. Neyse oğlum iyi olsun yeter dedim. Yine kavga gürültü eve vardık. Koşturarak oğlumu yedirdim uyuttum. Duşa girip hazırlanacağım çünkü. Malum yıldönümü. Elim ayağım boşaldı sinirden stresten, oğlum hala krizlerde. Sakin kalmaya çalışıyorum, akşam yemeğe gideceğiz çünkü. Çok uzun oldu devam edeceğim.
 
Sonra eşim geldi eve her zamankinden geç bir vakitte. Ben de sanıyorum ki hazırlık yapıyor. Oğlum hala bağırıyor bu arada. Ben Koşturarak giyinmeye çalışıyorum. Eşim oturdu koltuğa ve "ee napalm şimdi falan ilçeye gidelim sen hediye bak kendine. Ordan da bi yerde yemek yeriz ne diyorsun" dedi. Öyle baktım yüzüne sadece. Sakin bir şekilde "ben senden hediye istemiyorum. İstediğim tek şey, artık boğulmak üzere olduğum bu hayatta bir kez olsun o beynini yorup benim için bir şeyler düşünmendi. Ne bileyim hiç olmazsa yemek yiyeceğimiz yeri önceden düşünseydin de bana sormasaydın. Bari şu dünyanın en gerzek cümlesini kurup gidelim hediyeni al demeseydin, ya sıfatında zerre mahcubiyet olsaydı" dedim. Oğlumu da yanımıza alalım bir yerde yemek yiyip gelelim madem dedim. Hemen sinirlendi." bıktım senin böyle boktan günlere saçma sapan mana yüklemenden" diye bağırdı. Tepki vermedim. Söylenmeye devam etti, sustum. O anda ne bok olduysa ağlamaya başladım. Ağlamama da en hayvani şekilde tepki verdi. Üç saattir ağlamaya devam ediyorum. Duramıyorum. Saçma sapan söylenmeye devam ederken o, oğlumu alıp çıktım evden.

Yakın bir yerde kafeye gittik oğlumla. Yemek söyledim, açtı oğlum. Ben ağlıyorum oğlum etrafa saldırıyor. Bir şekilde ikna ettim yarım saat sonra oturdu oğlum masaya. Ağlamaya devam... Sonra elinde çiçekle eşim geldi yanıma. Bir not var üzerinde. Bana ilk aşık olduğu zaman söylediği bir sözü yazmış karta. "biraz sabretseydin alacaktım zaten çiçek" şeklindeki cümleyi sarf edip bir de beni geri zekalı yerine koydu. Sadece "derdim çiçek ya da hediye değildi" dedim. Ağlamaktan konuşamadım.

Sonra oğlum kendini yerlere atmaya devam etti. Sinirlerim iyice boşaldı. Kendimizi zor eve attık ki oğlumun bağırmasına apartman ayağa kalktı. Halası geldi aldı sen biraz sakinleş diyerek.

Şimdi ise eşim bu saatte muhtemelen açık hediye mağazası arıyor. Sanki ben hediye almamasına takılmışım gibi. Yahu bu boktan koşturmada, yorgunlukta bir kez olsun beni düşün dedim. O boktan beynini bir kez olsun "bu kadın çok yıpranıyor bir gün de onun olsun" diyerek yor istedim. Çok mu şey istedim ben ya Allah aşkına.

AZ önce aradı. Yemek alıyorum sana aç kaldın ye bir şeyler diyor. Yemek arıyor bir de dışarıda. Ve ben hala ağlıyorum.
 
Sonra eşim geldi eve her zamankinden geç bir vakitte. Ben de sanıyorum ki hazırlık yapıyor. Oğlum hala bağırıyor bu arada. Ben Koşturarak giyinmeye çalışıyorum. Eşim oturdu koltuğa ve "ee napalm şimdi falan ilçeye gidelim sen hediye bak kendine. Ordan da bi yerde yemek yeriz ne diyorsun" dedi. Öyle baktım yüzüne sadece. Sakin bir şekilde "ben senden hediye istemiyorum. İstediğim tek şey, artık boğulmak üzere olduğum bu hayatta bir kez olsun o beynini yorup benim için bir şeyler düşünmendi. Ne bileyim hiç olmazsa yemek yiyeceğimiz yeri önceden düşünseydin de bana sormasaydın. Bari şu dünyanın en gerzek cümlesini kurup gidelim hediyeni al demeseydin, ya sıfatında zerre mahcubiyet olsaydı" dedim. Oğlumu da yanımıza alalım bir yerde yemek yiyip gelelim madem dedim. Hemen sinirlendi." bıktım senin böyle boktan günlere saçma sapan mana yüklemenden" diye bağırdı. Tepki vermedim. Söylenmeye devam etti, sustum. O anda ne bok olduysa ağlamaya başladım. Ağlamama da en hayvani şekilde tepki verdi. Üç saattir ağlamaya devam ediyorum. Duramıyorum. Saçma sapan söylenmeye devam ederken o, oğlumu alıp çıktım evden.

Yakın bir yerde kafeye gittik oğlumla. Yemek söyledim, açtı oğlum. Ben ağlıyorum oğlum etrafa saldırıyor. Bir şekilde ikna ettim yarım saat sonra oturdu oğlum masaya. Ağlamaya devam... Sonra elinde çiçekle eşim geldi yanıma. Bir not var üzerinde. Bana ilk aşık olduğu zaman söylediği bir sözü yazmış karta. "biraz sabretseydin alacaktım zaten çiçek" şeklindeki cümleyi sarf edip bir de beni geri zekalı yerine koydu. Sadece "derdim çiçek ya da hediye değildi" dedim. Ağlamaktan konuşamadım.

Sonra oğlum kendini yerlere atmaya devam etti. Sinirlerim iyice boşaldı. Kendimizi zor eve attık ki oğlumun bağırmasına apartman ayağa kalktı. Halası geldi aldı sen biraz sakinleş diyerek.

Şimdi ise eşim bu saatte muhtemelen açık hediye mağazası arıyor. Sanki ben hediye almamasına takılmışım gibi. Yahu bu boktan koşturmada, yorgunlukta bir kez olsun beni düşün dedim. O boktan beynini bir kez olsun "bu kadın çok yıpranıyor bir gün de onun olsun" diyerek yor istedim. Çok mu şey istedim ben ya Allah aşkına.

AZ önce aradı. Yemek alıyorum sana aç kaldın ye bir şeyler diyor. Yemek arıyor bir de dışarıda. Ve ben hala ağlıyorum.
Ah be canim ağla açılırsın birikim hepsi....
Çocuk daha doğrusu zor çocuk evliligi yıpratıyor bütün yük anne de olunca kayışımız kopuyor ve sinirli oluyoruz bende öyleyim çünkü...
Bugün benim minigi anneme bıraktık evde işim vardi inan esimle oturup kahve içtik ilk defa demem o ki minikler cok yoruyor..

InşAllah herşey düzelir ya aglaman bitsin içinde ne varsa anlat konuş kiyamam sana.
 
Evet biliyorum bunda bu kadar büyütecek bir şey yok. Evet aptal, kaprisli ve bol beklentili kadınlar gibi davranıyorum şu anda. Ancak ben tükendim. Ben gerçekten tükendim. Nefes alamıyorum. Oğlum neden böyle bilmiyorum. Nasıl sabredeceğim bilmiyorum. Nasıl delirmeyeceğim bilmiyorum. Bir Allahın kulu beni ne zaman anlayacak bilmiyorum. Anlasalar ne olacak gerçi. Aa beyinleri varmış meğersem diyeceğim en fazla. Destek yok.

Bak mesela şu anda da çiçek aldım koşturuyorum bir saattir yorgun halimle hala neyi uzatıyorsun diyor.

Ya ben kendimi de anlamıyorum. Ben çiçeğe böceğe özel güne takılan bir insan değildim ki. Sanırım kendi içimde lan 365 günün bir günü değerli hissedeyim bari diye düşünüyorum. Tamam çocuğumuzun böyle olması kimsenin suçu değil, hınç çıkarmaya gerek yok kimseden. Ama ölür müydü bir gün için kafasını yorsaydı. Beni gayet tanıyor. Bana gelip "oğlumuz seni çok yoruyor ben çok ince düşünen bir insan değilim. Hediye alamıyorum seçemiyorum. Bir lokantada yer ayıramayacak kadar da sığırım. O zaman gel baş başa yürüyelim sahilde. Sohbet edelim sen de beni mazur gör" dese ben illa da sürpriz diyecek bir kadın değilim ki.

Ben hazırlık yapmamasına değil bu manası sidik yarışına bir gün bile ara vermemesine sinir oluyorum. Bir gün ya, bir gün deseydi ki "tamam benim karım odun. Birçok hatası da var. Adım da atamıyor. Ben incelik yapayım belki işe yarar". Ki ben böyle bir çocukla hazırlanmaya çalışıyorsam emin olun bu bile bir çaba. Büyük bir çaba.

Bunalrı yazarken kendime de kızıyorum bir yandan. Neden bu kadar mana yükledin bugüne ne saçma bir insan oldun sen diye. Bilmiyorum ya, çıkıp gitmek istiyorum da ruh hastası ailemin yanına mı gideyim nereye gideyim. Hoş, benden ala ruh hastası yok şu anda. Ben ne yapayım ya. Gerçekten bak, ben nasıl huzurlu olacağım.
 
Evet biliyorum bunda bu kadar büyütecek bir şey yok. Evet aptal, kaprisli ve bol beklentili kadınlar gibi davranıyorum şu anda. Ancak ben tükendim. Ben gerçekten tükendim. Nefes alamıyorum. Oğlum neden böyle bilmiyorum. Nasıl sabredeceğim bilmiyorum. Nasıl delirmeyeceğim bilmiyorum. Bir Allahın kulu beni ne zaman anlayacak bilmiyorum. Anlasalar ne olacak gerçi. Aa beyinleri varmış meğersem diyeceğim en fazla. Destek yok.

Bak mesela şu anda da çiçek aldım koşturuyorum bir saattir yorgun halimle hala neyi uzatıyorsun diyor.

Ya ben kendimi de anlamıyorum. Ben çiçeğe böceğe özel güne takılan bir insan değildim ki. Sanırım kendi içimde lan 365 günün bir günü değerli hissedeyim bari diye düşünüyorum. Tamam çocuğumuzun böyle olması kimsenin suçu değil, hınç çıkarmaya gerek yok kimseden. Ama ölür müydü bir gün için kafasını yorsaydı. Beni gayet tanıyor. Bana gelip "oğlumuz seni çok yoruyor ben çok ince düşünen bir insan değilim. Hediye alamıyorum seçemiyorum. Bir lokantada yer ayıramayacak kadar da sığırım. O zaman gel baş başa yürüyelim sahilde. Sohbet edelim sen de beni mazur gör" dese ben illa da sürpriz diyecek bir kadın değilim ki.

Ben hazırlık yapmamasına değil bu manası sidik yarışına bir gün bile ara vermemesine sinir oluyorum. Bir gün ya, bir gün deseydi ki "tamam benim karım odun. Birçok hatası da var. Adım da atamıyor. Ben incelik yapayım belki işe yarar". Ki ben böyle bir çocukla hazırlanmaya çalışıyorsam emin olun bu bile bir çaba. Büyük bir çaba.

Bunalrı yazarken kendime de kızıyorum bir yandan. Neden bu kadar mana yükledin bugüne ne saçma bir insan oldun sen diye. Bilmiyorum ya, çıkıp gitmek istiyorum da ruh hastası ailemin yanına mı gideyim nereye gideyim. Hoş, benden ala ruh hastası yok şu anda. Ben ne yapayım ya. Gerçekten bak, ben nasıl huzurlu olacağım.
Of ya ayni şeyleri yaşıyoruz inanki psikolojik destek alsan biraz iyi olur aslında çünkü sinirlerimiz yıpranıyor canim.

Bak minigi uyutunca bize yazdıklarını anlat açık ol erkekler inanki düşünemiyor kiyamam sana.
 
Kıyamam ya. Oğlunuz belli çok zor bir çocuk siz de evliliğiniz de inanın çok iyi idare ediyor kimse daha fazlasını yapamazdı diye düşünüyorum. Anlattıklarınızdan eşinizin sizi sevdiğini ve birşeyler yapmaya çalıştığını düşündüm çok sevimli geldi bana cafeye Çiçek’le gelmesi açsınız diye yemek almaya çıkması. Sinirinizi ondan çıkarmamaya çalışın.
 
aynen bende boyleydim. cicege ne gerek var ölüp gidecek hic olmazsa saksida olmalı derdim.

bana etipuf ve bir poset sevdigim abur cuburlardan alirdi. elimi giysimi uzatarak kapattigim icim elim usudugu icin gidip parmaksiz eldiven alip gelmisti. ne kadar romantik ne kadar ince gelmisti.

evlenince bir iki basarisiz denemesi oldu. cok dar zamanlarimizda butcesini dusunmeden 1 e alinacak seylere 5 verdiğinden en son alma yada parasiz bisi yap demistim.

5 tl lik tisort, bir iki kitap ve buna benzer denemeleri oldu.

ama mevzu aldiklari yada aldiklarinin degeri degil beni dusunmeden yapilislariydi. benim de ona hediye niyetine baklava almisligim var ama biliyorum ki baklava cok sever.

neyse oyle oyle hepten onunu kestim sanirim. 30 lu yaslarda beklentiye girdim ama. hemde oglum biraz buyumustu. onunla hazirlayacagi ortak supriz bir dogumgununu oyle cok istedim ki. ilk beklentimde olmadi. bak bekliyorum dedim. seneye yaparsin dedim. oglumun fikirleriyle bir doğumgünü arzu ettim. olmadi. seneye dedigim yildan hamile hamile sirf dogum gunum icin geldim. bir beklentiyle. cunku tatlis oglum zaten ben uzaktayim diye bana kase deterjan falan gibi hediyeler aldiriyordu cevresindekilere. anneannesine falan. 4 yasindaydi o zaman. insan onun aldigi kaseyi bir tane hazir kekin ustune mumu koysa yetecek ama yok. bahanesi parasi yokmus. hersey paraydi.

bu yil yapmaz nasilsa beklentiye sokmayayim kendimi dedim ama yine bekledim olmadi.

ki birde yeni ise basladim. dogum iznindeyken benle beraber baslayan herkesin esinden ailesinden arkadasindan aldigi hediyeleri cicekleri falan izledim instadan. ve agzimla dedim bak simdi soyleyip unutuyorum ama bekliyorum bu tarz bisi.

normalde asla soylemem ama bu iki seye cok heves etmistim. ilk is gunumle dogum gunumde ayni tarihti. eve geldim ses etmedim hala bisi bekliyorum. ama yok yok yok. o gun ayri bir sey koptu sanirim bende. kopan diger parcalara ek olarak
 
komutanım o da ıyı
:)))
Altına pırlantaya ben de para vermem, yıldönümü, doğum günü gibi özel günlerde kuyumcudan birşey alıp gelse hoşnut olmam ama tabletimi yenilese gözlerim parlar :)) bizde direkt ihtiyaca yönelik hediyeler oluyor, misal geçtiğimiz ay eşime elektrik süpürgesi aldım, evin süpürme işlerinden o sorumlu çünkü :KK70:
ymış valla tablet telefon kendi paramla alıyorum yenılıyorum ben kıyafet kuaför de odetmem e yılda bırkez de bır hedıye ısterım değerli ama doğum gunu evlılık yıldonumu kadınlar günü ayrı ayrı değil toptan bir hediye ıstıyorum oluyo bitiyo işte.
 
Sonra eşim geldi eve her zamankinden geç bir vakitte. Ben de sanıyorum ki hazırlık yapıyor. Oğlum hala bağırıyor bu arada. Ben Koşturarak giyinmeye çalışıyorum. Eşim oturdu koltuğa ve "ee napalm şimdi falan ilçeye gidelim sen hediye bak kendine. Ordan da bi yerde yemek yeriz ne diyorsun" dedi. Öyle baktım yüzüne sadece. Sakin bir şekilde "ben senden hediye istemiyorum. İstediğim tek şey, artık boğulmak üzere olduğum bu hayatta bir kez olsun o beynini yorup benim için bir şeyler düşünmendi. Ne bileyim hiç olmazsa yemek yiyeceğimiz yeri önceden düşünseydin de bana sormasaydın. Bari şu dünyanın en gerzek cümlesini kurup gidelim hediyeni al demeseydin, ya sıfatında zerre mahcubiyet olsaydı" dedim. Oğlumu da yanımıza alalım bir yerde yemek yiyip gelelim madem dedim. Hemen sinirlendi." bıktım senin böyle boktan günlere saçma sapan mana yüklemenden" diye bağırdı. Tepki vermedim. Söylenmeye devam etti, sustum. O anda ne bok olduysa ağlamaya başladım. Ağlamama da en hayvani şekilde tepki verdi. Üç saattir ağlamaya devam ediyorum. Duramıyorum. Saçma sapan söylenmeye devam ederken o, oğlumu alıp çıktım evden.

Yakın bir yerde kafeye gittik oğlumla. Yemek söyledim, açtı oğlum. Ben ağlıyorum oğlum etrafa saldırıyor. Bir şekilde ikna ettim yarım saat sonra oturdu oğlum masaya. Ağlamaya devam... Sonra elinde çiçekle eşim geldi yanıma. Bir not var üzerinde. Bana ilk aşık olduğu zaman söylediği bir sözü yazmış karta. "biraz sabretseydin alacaktım zaten çiçek" şeklindeki cümleyi sarf edip bir de beni geri zekalı yerine koydu. Sadece "derdim çiçek ya da hediye değildi" dedim. Ağlamaktan konuşamadım.

Sonra oğlum kendini yerlere atmaya devam etti. Sinirlerim iyice boşaldı. Kendimizi zor eve attık ki oğlumun bağırmasına apartman ayağa kalktı. Halası geldi aldı sen biraz sakinleş diyerek.

Şimdi ise eşim bu saatte muhtemelen açık hediye mağazası arıyor. Sanki ben hediye almamasına takılmışım gibi. Yahu bu boktan koşturmada, yorgunlukta bir kez olsun beni düşün dedim. O boktan beynini bir kez olsun "bu kadın çok yıpranıyor bir gün de onun olsun" diyerek yor istedim. Çok mu şey istedim ben ya Allah aşkına.

AZ önce aradı. Yemek alıyorum sana aç kaldın ye bir şeyler diyor. Yemek arıyor bir de dışarıda. Ve ben hala ağlıyorum.
sakinleşin az kuzum bir kahve yap kendine ve ağlamamaya çalış inan erkeklerin çoğu böyle çoğumuz çocuğu tek başımıza eğitıyoruz ilgileniyoruz 8 e gırdi kızım daha bır gun ondan ayrı bır aktıvıtem olmadı inan.spor kuaför arkadaşla yemek toplantı alışveriş sinema market doktor valla nereye gitsem o da benle .ders tekrarı okul alışverişi test çözmeye zorlama hep stres .size tavsiyem umursamayın sız de böylece mutlu olacaksınız beklentiye gırmeyın evladınıza kanalize olun çünkü o 7 yaşına gelince artık sıze ve esınıze müdahale edecek o zaman esınız mecbur degışecek az sabır
 
Evet biliyorum bunda bu kadar büyütecek bir şey yok. Evet aptal, kaprisli ve bol beklentili kadınlar gibi davranıyorum şu anda. Ancak ben tükendim. Ben gerçekten tükendim. Nefes alamıyorum. Oğlum neden böyle bilmiyorum. Nasıl sabredeceğim bilmiyorum. Nasıl delirmeyeceğim bilmiyorum. Bir Allahın kulu beni ne zaman anlayacak bilmiyorum. Anlasalar ne olacak gerçi. Aa beyinleri varmış meğersem diyeceğim en fazla. Destek yok.

Bak mesela şu anda da çiçek aldım koşturuyorum bir saattir yorgun halimle hala neyi uzatıyorsun diyor.

Ya ben kendimi de anlamıyorum. Ben çiçeğe böceğe özel güne takılan bir insan değildim ki. Sanırım kendi içimde lan 365 günün bir günü değerli hissedeyim bari diye düşünüyorum. Tamam çocuğumuzun böyle olması kimsenin suçu değil, hınç çıkarmaya gerek yok kimseden. Ama ölür müydü bir gün için kafasını yorsaydı. Beni gayet tanıyor. Bana gelip "oğlumuz seni çok yoruyor ben çok ince düşünen bir insan değilim. Hediye alamıyorum seçemiyorum. Bir lokantada yer ayıramayacak kadar da sığırım. O zaman gel baş başa yürüyelim sahilde. Sohbet edelim sen de beni mazur gör" dese ben illa da sürpriz diyecek bir kadın değilim ki.

Ben hazırlık yapmamasına değil bu manası sidik yarışına bir gün bile ara vermemesine sinir oluyorum. Bir gün ya, bir gün deseydi ki "tamam benim karım odun. Birçok hatası da var. Adım da atamıyor. Ben incelik yapayım belki işe yarar". Ki ben böyle bir çocukla hazırlanmaya çalışıyorsam emin olun bu bile bir çaba. Büyük bir çaba.

Bunalrı yazarken kendime de kızıyorum bir yandan. Neden bu kadar mana yükledin bugüne ne saçma bir insan oldun sen diye. Bilmiyorum ya, çıkıp gitmek istiyorum da ruh hastası ailemin yanına mı gideyim nereye gideyim. Hoş, benden ala ruh hastası yok şu anda. Ben ne yapayım ya. Gerçekten bak, ben nasıl huzurlu olacağım.
İdrak neden insani duyguları aptalca görerek kendini aşağılayıp daha da çok sorumluluk yüklüyorsun omuzlarına.
Neden ya?
Güçlü olmak zorunda mısın?

Öylesine kızıp bunalmış haldeyken çocuğu neden babasına bırakıp bi nefes almaya çıkmadın?
Kapat telefonunu al sigaranı git bir kahve iç gel daha niye birde yanında çıldıran çocuğu o halde alıp gidiyorsun?

O babası yahu? Olmadı halasına verirdi.
Neden herşeyi mükemmel yapmak zorunda görüyorsun?

Sen anlattıkça ben daralıyorum. Sal ya sal artık şu iplerini. 3 gün 5 günde sürse ağlaman bırak içindekileri.
Ya bi es ver ve diğer insanlar gibi yatak döşek güzsüzleş.
Yetmedi mi bunca güç gösterisi-kendine-???
 
Tam da istediğim tarz hediye! 11 yıllık evliyim. Eşim her zaman bir hediye (genellikle çok pahalı ama çok da gerekli olmayan bir kıyafet), çiçek, pasta, 1 şişe de şarap alır. Ben de her yıl bunların yerine bir tam altın almasının daha iyi olacağını söylerim. 11 yılda 11 tam altınım olurdu hiç olmazsa:KK45: Çiçek desen soluyor ve doğa katliamı bana göre. Pasta desen kilo aldırıyor. Kıyafet de her zaman beğendiğim bir şey olmuyor maalesef. Hiç olmazsa altınlarımla istediğim birçok şeyi alabilirdim.
Bence gayet makul bir hediye alıyormuş eşiniz. E bir de yemek, daha ne olsun!
valla doğru bana da gıttığı sehırlerden ülkelerden hedıyeler getırırdi yemınle hepsi çöp oldu ya da başkalarına verdım.mesela hollandadan geleneksel ayakkabı geldi ayağıma çok buyuk sanki ergenım de büyüyeceğim ahhhaaa.omrumde şal kullanmadım 4 tane şal geldi .en son 3 sene once yurdışından 2 pahalı parfüm getırdi kızdım parfüme o kadar para vermeseydin ben burdan kuçuk gramajını daha ucuza alırdım dedım demek o demek bır daha hedıye de parfüm de gelmedi ahhaaaaa ha.aslında bır kadınlar da az dırdırcı değiliz bazen yahuu
 
Evet biliyorum bunda bu kadar büyütecek bir şey yok. Evet aptal, kaprisli ve bol beklentili kadınlar gibi davranıyorum şu anda. Ancak ben tükendim. Ben gerçekten tükendim. Nefes alamıyorum. Oğlum neden böyle bilmiyorum. Nasıl sabredeceğim bilmiyorum. Nasıl delirmeyeceğim bilmiyorum. Bir Allahın kulu beni ne zaman anlayacak bilmiyorum. Anlasalar ne olacak gerçi. Aa beyinleri varmış meğersem diyeceğim en fazla. Destek yok.

Bak mesela şu anda da çiçek aldım koşturuyorum bir saattir yorgun halimle hala neyi uzatıyorsun diyor.

Ya ben kendimi de anlamıyorum. Ben çiçeğe böceğe özel güne takılan bir insan değildim ki. Sanırım kendi içimde lan 365 günün bir günü değerli hissedeyim bari diye düşünüyorum. Tamam çocuğumuzun böyle olması kimsenin suçu değil, hınç çıkarmaya gerek yok kimseden. Ama ölür müydü bir gün için kafasını yorsaydı. Beni gayet tanıyor. Bana gelip "oğlumuz seni çok yoruyor ben çok ince düşünen bir insan değilim. Hediye alamıyorum seçemiyorum. Bir lokantada yer ayıramayacak kadar da sığırım. O zaman gel baş başa yürüyelim sahilde. Sohbet edelim sen de beni mazur gör" dese ben illa da sürpriz diyecek bir kadın değilim ki.

Ben hazırlık yapmamasına değil bu manası sidik yarışına bir gün bile ara vermemesine sinir oluyorum. Bir gün ya, bir gün deseydi ki "tamam benim karım odun. Birçok hatası da var. Adım da atamıyor. Ben incelik yapayım belki işe yarar". Ki ben böyle bir çocukla hazırlanmaya çalışıyorsam emin olun bu bile bir çaba. Büyük bir çaba.

Bunalrı yazarken kendime de kızıyorum bir yandan. Neden bu kadar mana yükledin bugüne ne saçma bir insan oldun sen diye. Bilmiyorum ya, çıkıp gitmek istiyorum da ruh hastası ailemin yanına mı gideyim nereye gideyim. Hoş, benden ala ruh hastası yok şu anda. Ben ne yapayım ya. Gerçekten bak, ben nasıl huzurlu olacağım.


esimin itirafi bu, ben kizdigimda komple kafasi duruyomus. ama bana ben seni anliyorum diye de kafa tutar bi haltta anlamazdi. nato kafa nato mermer. ama allahim sinirden parcalamak gelirdi içimden, o beni anlamadikca nefret ederdim. su icmesi bile batardi bana.ne zaman itiraf etti ben rahatladim

benim de tersim terstir, sert konusurum agir konusurum.

ayni sayni seyleri yasadik asagi yukari gerçekten. anlamiyosun diye oturup agladikca ben seni anliyorum sen zorsun diye diretirdi. halbuki anlamanin a si yoktu ortada.

su an sifir beklenti sonsuz mutluluk. sizi cocuk cok yipratmis, hediyeyi falan birakip sizi bi gunlugune ortamdan uzaklastirsa o bile muhteşem olur

bide yanlis anlamayin ama hiperaktivite varsa diye diyorum, ozel egitime mi gonderseniz. belli ki ozel ilgi daha donanimli egitimci isteyen bir cocuk

kreste ayristirilmasindansa ozel egitimle belki normal davranislara yonlendirilir

iki gun ozel egitime uc gun krese gider siz de nefes alirsiniz
 
İdrak neden insani duyguları aptalca görerek kendini aşağılayıp daha da çok sorumluluk yüklüyorsun omuzlarına.
Neden ya?
Güçlü olmak zorunda mısın?

Öylesine kızıp bunalmış haldeyken çocuğu neden babasına bırakıp bi nefes almaya çıkmadın?
Kapat telefonunu al sigaranı git bir kahve iç gel daha niye birde yanında çıldıran çocuğu o halde alıp gidiyorsun?

O babası yahu? Olmadı halasına verirdi.
Neden herşeyi mükemmel yapmak zorunda görüyorsun?

Sen anlattıkça ben daralıyorum. Sal ya sal artık şu iplerini. 3 gün 5 günde sürse ağlaman bırak içindekileri.
Ya bi es ver ve diğer insanlar gibi yatak döşek güzsüzleş.
Yetmedi mi bunca güç gösterisi-kendine-???
Aynen katılıyorum herseyi mükemmel yapmak istiyoruz hep giden bizden gidiyor sonrada böyle contaları yakıyoruz 2 ay öncesine kadar bende idrak gibiydim stres sıkıntı sorumluluk baktım hasta oluyorum olan bana oluyor azcık da olsa biraktim ipin ucunu...


Ay merak ediyorum InşAllah iyidir sakinlesmis ve konuşuyorlardir umarim.
 
Aynen katılıyorum herseyi mükemmel yapmak istiyoruz hep giden bizden gidiyor sonrada böyle contaları yakıyoruz 2 ay öncesine kadar bende idrak gibiydim stres sıkıntı sorumluluk baktım hasta oluyorum olan bana oluyor azcık da olsa biraktim ipin ucunu...


Ay merak ediyorum InşAllah iyidir sakinlesmis ve konuşuyorlardir umarim.
Sanmıyorum şu an bütün bellek herşeyi baştan yazıyordur idrakta cümlelerinden anladığım kadarıyla.

Yanımda olsa da bunları omzundan silkelerken bağıra bağıra söyleyip kendine getirsem keşke.
 
Sanmıyorum şu an bütün bellek herşeyi baştan yazıyordur idrakta cümlelerinden anladığım kadarıyla.

Yanımda olsa da bunları omzundan silkelerken bağıra bağıra söyleyip kendine getirsem keşke.
Evet ya keşke vallahi her kadin üzuldugunde içimden birşeyler kopuyor...
 
İdrak neden insani duyguları aptalca görerek kendini aşağılayıp daha da çok sorumluluk yüklüyorsun omuzlarına.
Neden ya?
Güçlü olmak zorunda mısın?

Öylesine kızıp bunalmış haldeyken çocuğu neden babasına bırakıp bi nefes almaya çıkmadın?
Kapat telefonunu al sigaranı git bir kahve iç gel daha niye birde yanında çıldıran çocuğu o halde alıp gidiyorsun?

O babası yahu? Olmadı halasına verirdi.
Neden herşeyi mükemmel yapmak zorunda görüyorsun?

Sen anlattıkça ben daralıyorum. Sal ya sal artık şu iplerini. 3 gün 5 günde sürse ağlaman bırak içindekileri.
Ya bi es ver ve diğer insanlar gibi yatak döşek güzsüzleş.
Yetmedi mi bunca güç gösterisi-kendine-???
+1
Keşke çocuğu eşinize bırakıp biraz hava alsaydınız.

Eşiniz de her erkek gibi düşünemiyor maalesef.
O anda çocukla evde dur, nefes alıp geliyorum deseydiniz.

Çocuğunuzun zor davranışları, iş hayatınızın ertelenmesi, eşinize patladınız.

Halada duruyorsa çocuğunuzu arada oraya yollayıp, kendinize zaman ayırmaya çalışın.
 
Evet biliyorum bunda bu kadar büyütecek bir şey yok. Evet aptal, kaprisli ve bol beklentili kadınlar gibi davranıyorum şu anda.

Hayir, cok normal bir beklentidesiniz.
Hediye de bekleyebilirdiniz, kapris de yapabilirdiniz.
Neden boyle olmayi asagilik bir seymis gibi goruyorsunuz?
Yalnizca bir gun.
1 gun.
Bir gun onemsensin, azicik simartilayim diye ummak cok insani bir duygu.

Buyutecek bir sey var.
Bunca yillik esisiniz, bir cicek, hediye vs beklemediginizi anlayamamis olmasi enteresan cidden.
Hadi bekliyorsunuz saniyor, oyleyse ne diye gidek de sağaa hediye alah seklinde lutfetmis gibi davraniyor, madem kapip gelseydi bir cicek.

Derdim bu degil demenize ragmen isguzarlik etmis cicek bocekle ugrasmis.
Gel biraz konusalim, oglani bugun birakalim dese daha hos olurmus ki siz de beklentim bu yondeydi demissiniz.

Sakinlesince sakin ayy uyusun, sabah kalkacak tavrina burunmeyin.
Gerekirse sabaha kadar oturup anlatin.
Bir gun uykusuzlukla kimse ölmez.
Ama boyle uyumayin.
 
X