• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Evliliğimin bitmesi gerek sanki.

:)) doğru söylüyorsun.
aşkın ömrü kaç yıl bilmiyorum ama evliliğin ömrü kesin var.
yani öyle sonsuza kadar falan sürmüyor. sonsuza kadar sürenler bir şekilde ömrü uzun tutup artık karı-koca ilişkisine ihtiyaç duymadıkları eşiğe geldikleri an sanırım.
Kuzu , benim icin evlilik , cok iyi anlastigim , iyi arkadas oldugum ve sevdigim adamla hayatin zorluklarini ve guzelliklerini paylasmak , baska da hicbir beklentim yok evlilikten , boyle olunca gayet de mutlu mesut gidiyor evlilik
Yani hicbir zaman aksam elinde gullerle kapidan girsin , mum isiginda yemek yiyelim vs vs bir beklentim olmadigi icin evliligi zorlastirmiyorum , esim benim hayat arkadasim , ilk gunku aşk zaten bitiyor bir sure sonra , onemli olan anlasabilmek ve hayati paylasabilmek
 
Idrakyollariiltihabi Idrakyollariiltihabi her şeye boşan diyen kk sana gelince evliliğin kurtulsun diye çaba gösteriyor🤣 çok mu seviliyorsun, hiç mi sevilmiyorsun merak ediyorum 😄
Ben cok kolay bosan diyen biriyim ama idraga demiyorum , diyemiyorum , cunku onun en azindan su donem yalniz kalmasini istemiyorum
Belki 3 sene sonra oglan ilkokulda , kendisi isine donmus haldeyken bu konuyu acsa rahatlikla bosan derdim ama su donemde diyemiyorum , cunku ortadaki zor cocuk konuyu cok baskalastiriyor bunu da yasamadan anlayamazdim ama ben bile esimle neler yasiyorum mila yuzunden , o yizden bosan diyemiyorum idraga
 
Birbirinizden bu denli ayrı kalmanız evlilik boyutunu bozmuş, iki tarafı da soyutlamış bence.
Küçük minnoşla ilgilenmekten eşinizi biraz boşlamışsınız doğal olarak :)
Bebişi uyutup akşam iki kahve eşliğinde konuşup düzeltebilirsiniz bence.
Boşanmaya sebep göremedim ben.
Hayırlısını diliyorum. :KK200:
 
Kuzu , benim icin evlilik , cok iyi anlastigim , iyi arkadas oldugum ve sevdigim adamla hayatin zorluklarini ve guzelliklerini paylasmak , baska da hicbir beklentim yok evlilikten , boyle olunca gayet de mutlu mesut gidiyor evlilik
Yani hicbir zaman aksam elinde gullerle kapidan girsin , mum isiginda yemek yiyelim vs vs bir beklentim olmadigi icin evliligi zorlastirmiyorum , esim benim hayat arkadasim , ilk gunku aşk zaten bitiyor bir sure sonra , onemli olan anlasabilmek ve hayati paylasabilmek
Ben cok kolay bosan diyen biriyim ama idraga demiyorum , diyemiyorum , cunku onun en azindan su donem yalniz kalmasini istemiyorum
Belki 3 sene sonra oglan ilkokulda , kendisi isine donmus haldeyken bu konuyu acsa rahatlikla bosan derdim ama su donemde diyemiyorum , cunku ortadaki zor cocuk konuyu cok baskalastiriyor bunu da yasamadan anlayamazdim ama ben bile esimle neler yasiyorum mila yuzunden , o yizden bosan diyemiyorum idraga

iki mesajın bir arada olması iyi oldu aslında.
önemli olan anlaşabilmek ve hayayı paylaşabilmek diyorsun ya, 3 yılı bu paylaşım ve anlayış olmadan aynı evin içinde nasıl geçirecek bu kadın?
boşan ben de demiyorum, desek de zaten idrak kendi hayatını güzel analiz etmiş, 3 yıl mümkün degil diyor.
ama 3 yılı geçirirken onu mutlu edecek, hayatını kolaylaştıracak çözümler sunabiliyor muyuz?
benim aklıma bir şey gelmiyor mesela. e keyfine bak madem diyeceğim ama evin içinde surekli bir gerginlik olmaz mı aynı evde yaşayan iki yabancı?
 
Aynen öyle anlamıyorlar.
Keşke anlasalar.

Ben üçüncü bebekte artık her sözüm laf sokmaydı. Eşim gak dese laf sokardım, ben uykusuzluktan geberirken o uyuyor diye boğmak isterdim. Ben çocuğu memede sakinleştirebilirken, o neden sakinleştirmek için çözüm bulmuyor diye içten içe düşman olurdum. Ve idrak gibi çocuklar az büyüsün, çalışmaya başlayım tekmeyi basarım diyordum.

Birgün eşim dedi ki neden konuşup anlatmak yerine laf sokup duruyorsun. Maalesef çocuk bakımında yetersizim, ev işlerine yardım etsem beğenmiyorsun, düşman gibi bakıyorsun deyince düşündüm ve hak verdim.
Anlamıyor yapacak bir şey yok. Tane tane anlattım, evi toparlama konusunda hala berbat olsa da teşekkür ediyorum. Laf sokarak hiçbir şey yaptıramazken teşekkürle her şeyi yapar oldu.

Herkesin hayatında zorluklar var. Mesela benim eşim 20 sene ailemin borçarını ödeyecek. Beni boşasa haklı adam.

Doğru diyorsun. Idrakyollariiltihabi Idrakyollariiltihabi sizin de aşmanız gereken eşik bu.
Anlamayacak-anlamıyor. Basmıyor adamların kafası bu dile. Biz kadınlar hemen anlarız; kırk ayrı manasını çözeriz ama erkeklerde öyle bir özellik yok, hani olanı vardır da kırk yılda bir çıkar öylesi, çok nadirdir.

Elimizdeki malzemeye bakıp ona göre (istiyorsak) bir yol çizip, gerisini ondan sonra tartacağız. Bence şimdi, şu an bir karar vermen çok sağlıksız olur, oğlun biraz daha rayına girdiğinde daha farklı olabilecek bir zamanı yaşayabileceğinizi düşünüyorum, eğer karşılıklı adımlar atılabilirse.

Kendimden örnek vereyim; bak ben hamilelikle beraber delirmeye başladım; adamın her şeyi bana batar oldu.
Doğurdum, ilk bir sene kaç kere boşanma lafı ettim hatırlamıyorum, adam her seferinde alttan aldı, anneler girdi araya -çocuğum bi sakin ne sizin derdiniz- diye. Benim oğlan da kolikti, o kadar yılmıştım ki anlatamam, her gün 5 saat kesintisiz ağlardı, susturulamazdı asla (Diğer ağlamalarını saymıyorum), morarırdı biz zaten hastanelere taşınırdık sürekli. Göbek fıtığı oldu, ilerledi ağlamasın daha beter olmasın diye kucağımdan indiremedim, tuvalet ve yıkanma ihtiyacım zaten ucu ucuna idi, yemeklerimi insan gibi oturup yiyemedim ilk 6-7 ay, mümkün değil. Aylarca çocuk kendi kendini sıktı kabız etti, yemesi sorun, uyku zaten sorun, kçı ayrı sorun... Ben her şeyle uğraşıyorum, annem yemek yapıp yolluyor bi, adam işte temizliğini yaparsa yapıyor ama çocuğu benden almıyor diye ben düşman belledim.

Grill'ın dediği gibi uyuması batardı adamın ya, iki tekme atıp uyandırasım gelirdi ki yaptım. Vallahi "Kalk, bizi bekleyeceksin" diye ayağımla dürte dürte uyandırdım gecelerce, adam ben gece emzirirken bana su getirdi, onu bunu getirdi-götürdü, savaş gibiydi ya.. O dönem zaten cinsellik bitti bizim, ilk bir buçuk sene rayına koyamadık ve gittikçe uzaklaştık. Önce adam uzaklaştı, ben de inada bindirdim "İpe ipe geleceksin, o zaman görüşeceğiz" diye, sonra adam geldi yanaştı, ben istemiyorum git dedim. Biz bir buçuk sene savaştık. Kolik bebekli hayat bu hale getirdi bizi... Benle beraber adam da şirazeden çıktı sonunda.

Sonrasında ne zaman ki bizim oğlan yavaş yavaş rutine girdi, derdi azaldı, aklı yerine geldi eziyeti minimuma indi, biz çocuğu oynatır severken, birlikte yemek yerken, aynı yatağa dönünce yaklaştık... Sarılmıyorduk, temas etmiyorduk, yatağın taa öbür ucunda yatardım. Ama bi sabaha adam mı kucaklamış ben mi sarılmışım bilmiyorum artık birbirimize sarılmış uyandık. Özlemişim. O sarmalanma hissine ne kadar uzak kaldığımı ve uzak kaldıkça hırçınlaştığımı fark ettim.

Sonra tekrar diyalog başladı, sene sonra konuşabildik, dediklerimiz batmadı.

Sizin yataklar ayrı kuzum, bu bir sorun mesela.
Eğer bazı şeyler yoluna girsin istiyorsan ki en azından denedim diyebilmek için bunu yapmalısın; yatakları bir araya getirin. Bugün olmaz, yarın olmaz ama bunu yapın, yavaş yavaş oğlanı alıştırmaya çalış. Zor olacak anlıyorum, biz de çok zorlandık, benim saçımı tutmadan asla uyumazdı oğlan ki hala daha bazı geceler kalkar yatağından ziyaretimize gelir, aramıza girer yatar, yine de ayırdık. Ben bunu sana anlatamam, senin işin çocuklar zaten sen daha iyi bilirsin. Demek istediğim şu anki düzen, sizin evlilik düzeniniz değil.

Ha sen yaptın üzerine düşeni, adam hala large mı takılıyor, hala mı aynı kafa... Hah işte o zaman gönül rahatlığıyla karar alman daha kolay olacak. O zaman oğluna "Ben denedim, adımlar attım, babanla uyumlu değiliz oğlum, duygularımı tüm çabalarıma rağmen kendisi hiçbir şey yapmayarak bitirdi" diyebileceksin.
 
Çok şükür benim kızlar büyüdü biraz düzene girdik ama ah o uyku bölünmeleri.

İstisnasız her gece üçü sırayla uyandırıyor bizi. Bir bakmışsın aramıza yatmışlar, bir bakmışsın ayak ucumuzda, bir bakmışsın yatağın dibinde halıda. Uykumuz derin olsa çocuklara zarar veririz diye karı koca diken üstünde uyuyoruz. Üçünün de gece su içmeleri, çişleri, uykulu uykulu her odayı gezmeleri.
Bitmiyor anacım.

Deliksiz uyku umudumu 10 yaşlarına sarkıttım.
 
iki mesajın bir arada olması iyi oldu aslında.
önemli olan anlaşabilmek ve hayayı paylaşabilmek diyorsun ya, 3 yılı bu paylaşım ve anlayış olmadan aynı evin içinde nasıl geçirecek bu kadın?
boşan ben de demiyorum, desek de zaten idrak kendi hayatını güzel analiz etmiş, 3 yıl mümkün degil diyor.
ama 3 yılı geçirirken onu mutlu edecek, hayatını kolaylaştıracak çözümler sunabiliyor muyuz?
benim aklıma bir şey gelmiyor mesela. e keyfine bak madem diyeceğim ama evin içinde surekli bir gerginlik olmaz mı aynı evde yaşayan iki yabancı?
Ben sundum o cozumu , biraz empati , biraz anlayis , firsat buldukca bir kahve icimlik bile olsa bas basa 10 dk 15 dk zaman gecirmek
 
Eşim evliliğin ilk iki yılında iddia, at yarışı vs oynadı. Çok büyük bir borçlanma olmasa da bizi yıprattı maddi anlamda. Sonra düzeldi. Borçlarını ödedi. Normale döndü en azından bu konuda. Sonra o iğrenç dönemde yıpranan evliliği ve benim yok olan güvenimi geri kazanmak için adımlar da attı. Alttan aldı birçok konuda. Ancak ben düzelemedim. Her daim hesap soran, kuşkulanan bir insana dönüştüm. Bir sene de böyle geçti. Sonra ben kısmen kendimi düzelttim. Ancak onda sabır ve istek kalmadı. Sonra da tamamen koptuk zaten.

Bir de zor bir çocuğumuz var. Epey yordu bizi sağolsun.

Sizin için üzüldüm ancak şunu görüyorum zaten şuan ayrılma şansınız yok. eşiniz de sizi darlamıyor. Biraz herşeyi akışına bırakın. Dediğiniz gibi iki ev arkadaşı gibi düşünün. Bu süreçte kendinize bir iş bulun. Çocuğunuzdan dolayı sıkıntı olabilir ama annenize bırakabilirsiniz belki.

Aynı evde kalan iki arkadaş gibi yaşamayı denerken bakarsınız belki sorunlarınızı aşmışsınız. Bir de şu sorunları büyütmeyi ikiniz de bırakmalısınız. Geçmiş gitti artık. Şimdi iyi yönde değişmişseniz önünüze bakın.
 
Benim gözlemledigim bir sey var zor çocuk evliligi sarsıyor.Çunkü anne sadece çocuga yöneliyor eş olduğunu unutuyor evdeki kaos erkegide farkli etkiliyor.Çocuk zorladikca bireyler mutsuzlasiyor birbirlerini elestirmeye basliyor.Üstüne anladığım kadariyle ilk yillardaki guvensizlik çabalarin karşilik görmemesi ve maddiyat da eklenince tahammül tükenmiş.Ben de kolay kolay kimseye boşan demem aldatma dayak yoksa.Sizede demeyecegim evlilik terapisinede inanmiyorum düşüncelerinizi neleri yitirdiniz beklentilerinizi açık açık paylassanız belki çözüm olur.Ama şunu bilinki zor çocukların ilkokul dönemleri ergenlik donemleri çok daha zor ve tek başiniza mucadele etmenizde zor.Buyüdugunde de devamli konulan kurallari yikmaya calisiyorlar farkli problemleri oluyor.Bir baba figürü her zaman gerekli.O nedenle siz birazcdaha esinize özen gösterin onunda göstermesini isteyin bir seyleri canlandirmaya calisin.
 
sevgili idrakyolları; yazdıklarından anladığım kadarıyla eşini hala seviyorsun.Şu hayatta hangimiz hata yapmadık ki,önemli olan yaptıklarımızdan ders çıkarıp bir daha onları tekrarlamamak.Eşine iğneliyici davranma.Şu an nasıl davrandığını bilmiyorum ama iğneliyici davranmak yerine güzel söz söyleyemiyorsan bile ona insan olduğu için bi saygın olsun .İnan ben de evliliğinin bitmesini hiç istemiyorum,daha önce de konu açmıştın emeklerin sayesinde ne güzel şeyler yaşamıştın mutlu olmuştun o zaman bizde seninle mutlu olduk.Ayrıca kk tarihinde gerçekten bir ilk...ilk defa kimse boşan demiyor.:)Biraz daha kendini ona karşı hoşgörülü olmak için zorlayabilirsin,bir de öyle bak olaylara.Eşinde senin değişimini görünce sana karşı adım atacaktır.Benim anladığım kadarıyla ikiniz de birbirinizi çok seviyorsunuz.Birbirinize zaman ayırın,eve geldiğinde sarılın boynuna,öpün....Teniniz tenine değsin..Gerisi gelir zaten...Sevgilerle..
 
Evliliğiniz kurtarılabilir geldi bana. Çokça boşanma yönünde fikir veriliyor belki de haklılar ama ben çocuklara kıyamıyorum. Geçen arkadaşa gittim boşanmış. Erkek çocuğu var oğlum arabalarıyla oynamak istedi bir tane plastik eski bir arabayı hemen kaldırıp dolaba sakladı bu bana babamdan hatıra öbür oyuncakların hepsini alabilirsin dedi içime oturdu 8 yaşındaki çocuğun sözleri halbuki babasıyla da görüşüyor. Eğer kavga gürültü şiddet aldatma varsa boşanılmalı tabi de siz de iletişim sorunu var anladığım çözmeye çalışın derim.
 
Güven sorunundan tut sendeki iğneleme, yerden yere vurma durumlarına,
mükemmeli arama, aşırı düşünme, detaylarda boğulma sorununa kadar aynıyız.

İkimizin evliliğinde sadece iki fark var .
Bunun biri bence çocuk.

Benim yok sende var.

İkincisi bizim cinsellik hiç etkilenmedi.
Hala istiyoruz birbirimizi. Bunu gurur da yapmadık tuhaftır.

Bana boşanlar yağıyor, sana bir tane bile boşan yok :)

Demek ki neymiş, çocuk gerçekten evliliği ayakta tutarmış hehehehe :)
 
Haklısınız ancak maalesef bizim hatamız sonucu oğlum asla ben olmadan derin uykuya dalmıyor. Gece uyanıp elimi tutuyor. Yanında mıyım diye kontrol ediyor. Çok zor olacak yatakları ayırmak ama yapmak gerek. Bunu bile gurur meselesi yaptık. Kimse teklif etmiyor yatakları birleştirmeyi.
Safi inat başka şey değil aslında.

Siz boşanırsanız çocuk yüzünden boşanan ilk çift olabilirsiniz:)
Genelde çocuk var diye boşanamazlar ya :)

Çocuğunuzun zorluğu öyle etkilemişki bu evliliği karı - koca olduğunuzu unutmuşsunuz ve bu duruma alışmışsınız.
Daha fazla kanıksamadan bir dur demeli bu duruma.
Bir arkadaş güzel tavsiye vermiş.
Maddi manevi imkan varsa başbaşa birşeyler yapmak size çok iyi gelebilirdi.
Ama o da zor olacak kanımca.
 
Pekı aksamları da mı bırlıkte degılsınız, aynı odada oturmuyor musunuz veya oglunuz uyudugunda sıze 2saat bıle olsa vakıt kalmıyor mu?

Şöyle oluyor. Çok şükür oğlum son üç aydır akşam dokuzda uyuyor kırk kere uyansa da. Sonra ben kahve ya da çay yapıyorum. Yorgunluktan kanepeye yığılıp kalıyorum. Sonra eşim telefonla oynuyor ben de kitap okuyorum. Arada kitaptan başımı kaldırıp "telefonla çok zaman geçirmek beyin hücrelerini öldürüyormuş. Ama endişe etmene gerek yok. Sende ölecek hücre kalmadı" diyorum. O da "ya sen benden ne istiyorsun idrak" diyor. Ben de 35 yaşında gibi davranmanı istiyorum diyorum. Sonra birkaç cümle daha söylenip odalara çekiliyor herkes.
 
Katiliyorum
Diger yorumlarda cocugu bahane ediniyorsun demisler ama konu sahibesinin butun enerjisi cocukla ugrasmaya gidiyor. Kadin helak oldu resmen.

Hakikaten helak oldum. Keşke bahane olarak kullansam çocuğu. Elinden gelse avizede sallanacak çocuk. Yetişemiyor neyse ki, sağlam kalan tek eşya o.
 
Bir psikoloji danışman olarak diyebilirim ki, en büyük problem oğlunla birlikte uyuman. Bu şekilde çocuğu büyütmeye devam edersen muhtemel baba düşmanlığı beslenecek. Elektra kompleksi dediğimiz durum yani. Şu yazdığını esin olarak ben okusam çok incinirdim, çünkü burada demek istediğin tamamen maddi olarak bağımlı olduğun için ayrılamamak.
 
Eşler bu konuda çok bencil olabiliyor. Benzer bir dönemden geçtik biz de. Onu çözdük derken geri tekrarlayacak diye korkuyorum. Yatakları ayırmak herkesin dediği gibi ilişkiyi çok olumsuz etkiliyor. Benim oğlan da yanımızda yatıyordu. Babasının beli ve kolu ağrıyordu artık. Salonda mi yatsam diyordu. Asla izin vermedim. Çok uykusuz kaldık ama anlayış göstermedim. Ben uykusuzsam o da uykusuz kalacak. Bencilce ama o dönem öyle gerekiyordu. Kopma noktamıza gelince. Oğlan memede uyuyordu o dönem ve geç uyuyordu. Ben de yorgunluk ve uykusuzluğun etkisiyle emmeyi bitirince sızıp kalıyordum. Sık sık tekrarlayınca bizimkinin suratı sirke satmaya başladı. Bir tavırlar bir haller... Hiç sebebini sormadım. Her şey yolundaymış gibi davrandım. En son kendi konuşmak istedi. Cinsellik bitmiş ben perişan. Neyse hallettik. Emzikten kestik oğlanı. Zar zor yatağı ayirdik. Bu sefer sıpa uyuyana kadar beni yanında istiyor. Ben geri sizmalara başladım. Sabah işe çok erken kalkıyorum bir de oğlanı kreşe bırakıyorum zaten. Geç uyuma huyu devam ediyor erken yatiramiyoruz gece geri uyanıp oturuyor çünkü. Yine eşimle uzaklaştık. Böyle zamanlarda ise aksi gibi hep benden adım bekliyor. Çok can sıkıcı. İnsanın omuzlarına artı yük demek bu.
Bu kadar uzatma sebebim şuraya gelmek esasen. İletişim problemleri zamanında aşılamazsa derin yaralar açıyor ve telafisi zorlaşıyor. Normalde eşim sorundan bahsettiği zaman normal ben asla kabullenmez. Kendini haklı çıkarır. Tribi de ben atarım. Ama biliyorum ki şu an haklı olmak bana bir şey kazandırmayacak. Kendinden taviz verme değil tabi ki bu. Sadece egonu bırakıp karşıdakine şans verme.

Ben ne zaman vazgeçsem, umudumu kaybetsem eşim adım atıyor. Bugün geldi eve birkaç laf sokmadan sonra hadi giyin dışarı çıkalım hava alalım dedi. Çıktık dolaştık yemek yedik. "duydum seni Psikologdan randevu alıyordun. Ne oldu" dedi. Ben de "neden ben bizden umudu kestiğim vakit ne olduğunu soruyorsun? Neden öncesinde attığım çığlıkları duymuyorsun" dedim. Haklısın, çocuğun oda takımını alınca düzelecek her şey üzme kendini dedi.
 
Son düzenleme:
İster inanın, ister inanmayın evliliğinizdeki problem cinselliksizlik.

İkinci çocuktan sonra çok ayrı yatar olduk. Cinsellik konusunda koala gibiyim zaten. Libidom yüksek ama üşengeçlik :işsiz:

Neyse efendim ikinciden sonra cinsel hayatımız bayağı koptu. Evin içinde bir problem yok. Gayet normal bir aile. Fakat hissedilen bir gerginlik var derken sahalara döndük. Yukarıda ilk defa gerdeğe girecek çiftler gibiyiz, köşe bucak kaçıyoruz demişsiniz. Biz de öyleydik.

Sevgi bitmişse yapabilecek bir şey yok ama bence seviyorsunuz. Sadece çok yorgunsunuz ve oğlunuzun sağlık problemi ne bilmiyorum ama kendinizi oğlunuza adamışsınız. Eşiniz hep geri planda kalıyor.

Deneyin lütfen. Çabalayın. Şimdi gidip eşinizin yanına kıvrılıp yatmak çok zor olmamalı. Birliktelik şart değil, sana ihtiyacım var deyip başınızı göğsüne koysanız eminim kendinizi güvenli limanınıza girmiş gibi hissedeceksiniz.

Evet cinsellik önemli evlilikte. Biz epey uzaklaştık o konuda. Bazen düzelir gibi oluyoruz ama sanki yeniden öğrenmemiz gerekiyor. Çünkü unuttuk :)

Bir de artık öyle bir hal aldık ki bana bir gülme geliyor o anlarda. Geçen bir teşebbüste bulunduk. Ben yatak odasına "iki yiğit çıktı meydanaa. İkisi de birbirinden kazmaaa," dedim. Kalan libido da kaçtı gitti.
 
Back