- 27 Şubat 2013
- 14.579
- 41.607
- 798
Biliyorsunuz gönüllü anneyim, dönem dönem bu konuyla ilgili de paylaşım yapıyorum bu sayfada... Belki kendi içinizde bir cevap veya hani dışardaki tuzu kuruların yaptığı bazı saçma konuşmalara cevaap olur... yada hani dönem dönem sayfamıza misafirlerimiz geliyor, birinin benzer yolda adım atmasına ve dolayısıyla bir çocuğun daha yüzünün gülmesine vesile olurum...
Oğlum bende kalıyor bu hafta, bu ikinci kalışı oluyor, daha önce de 3 geceyi geçirdik aynı çatı altında...
yaklaşık 7-8 aydır da gönüllü annesiyim... İlk başta gönüllüm diyordu, sonrasında X abla oldum, bir sonraki aşama X anne veya gönüllü anneydi... Şimdi direk annem, annecim diyor...
Bugün bana ilk defa hikayesini anlattı, neler yaşadığını... annesini, bugüne kadar anmadığı babasını... 9 yaşında bu çocuk ve bana dedi ki "Görüyorsun işte anne benimle top gibi oynadılar. O ona attı, o başkasına. kimse istemedi beni, yuvaya bıraktılar". 9 yaşındaki bu çocuğun neler yaşadığını, neler hissettiğini anlayabilir misiniz? anlayabilir miyim ben gerçekten??? Kardeşim ben 8 yaşındayken doğmuştu mesela ben kıskanmış ve kimsenin beni sevmediğini düşünmüştüm... Oysa bu çocuğun yaşadığı sevilmezlik duygusu yanında benim yaşadığım ve hala dün gibi hatırladığım o duygular ne ki...
Babası için yorum yapamadım ama kendimce annesini savunmaya çalıştım, zorda olmasa onu bırakmayacağını, 9 ay karnında taşındığı, fırsatı olsa ona geleceğini, onu çok özlediğini ssöyledim... Asla kabul etmiyor, çok kızgın herşeyden önce... Benim iki annem var dedi, Biri ben diğeri doğuran anne... ama hayatta en çok sevdiği kişi benmişim... Bu söze sevinemedim bile. BİR KİŞİNİN HAYATINDA EN ÇOK SEVDİĞİ KİŞİ OLMAK GURUR VERİCİ GERÇEKTEN ama sanki o sevgide hayatındaki tüm acılar var.
Annem diyor, başka birşey demiyor. Eskiden herşeyden çok korkarmış, ama artık benim annem var, hiçbirşeyden korkmuyorum diyor... Kocaman bir adamın olgunluğu ama o çocuk gözleriyle kuruyor bu cümleleri...
Sonra bana söyleyecek şarkı bulmuş, durup durup söylüyor kaç gündür. Kadını da, şarkıyı da sevmem ama şimdi anlamı farklı benim için... Sadece nkaratını ezberlemiş onu ssöylüyor sarılıp sarılıp
Çok şükür bin şükür seni bana verene
Yazmasın tek günümü sensiz kadere
Ellerimiz bir gönüllerimiz bir
Ne dağlar denizler engeldir sevene.
Nefret ederdim bu tarz şarkılardan, şuan dilimde, içimden onu söylüyorum...
Oğlum hikayesini anlattıktan sonra ben de anlattım. Çocuğum olmadığı için üzüldüğümü ama Allah'ımın bana önce onu, sonrada kardeşini vereceğini söyledim. Her anne karından doğurmaz, bazı annelerin kalbindeki sevgi de yeterdir dedim. Bence dedim, böyle çocuklar çok şanlıdır, çünkü kendilerini seven iki anneleri vardır. Benim oğlan nuh diyor, peygamber demiyor ama... Büyüyünce anneni sen gidersin ziyarete, o zaman görürsün seni ne kadar çok sevip özlediğini demeye çalıştım ama dışarı çıktığında ilk benim yanıma gelmek istiyormuş, eğer annesi görmek isterse zaten gelirmiş, ben nasıl gidiyormuşum onu özleyip yanına...
Boğazım düğüm düğüm kızlar... ailesi ile ilgili onun bilmediği detaylar biliyorum ve ben daha da öfke doluyum belki... Yine de oğlum sevilmediğini, istenmediğini düşünmesin istiyorum... En acısı onun içindeki bu fırtınalar sanırım...
yedirenk79 sana kurumda iş imkanı var sen onu elinden alıyorsun evlat edinerek diyen kişiye bu hikayeyi anlat... Onlar belki de yaşayamayacakları bir hayatta işe girmeyi değil, bir yere ait olmayı istiyorlar de... 9 yaşında okuyamayan bir çocuğun okumayı ve 4 işlemi nasıl tıkır tıkır yaptığını anlat...
Evlat edindikten sonra gerçeği söylemek istemeyen ailelere de gelsin bu minik konuşmalar... Gerçeği öğrenirse ve giderse veya ya artık beni sevmezse sorularının yanıtı işte burada... siz sevdiğiniz ve adil, dürüst davrandığınız sürece hayatta en çok sevdiği kişi siz olacaksınız.
Bugün oğlumla kardeşinin beek şekerlerini hazırladık mesela, çoğu gitti azı kaldı... Kardeşi olacak diye nasıl hevesli görmelisiniz, oysa iki kardeşi daha var asla adlarını bile anmadığı...
Sözün özü, siz sevginizi verdiğiniz sürece, kat be kat fazlasını alacaksınız zaten :)
gözlerim nasıl doldu... işyerinde olmasam hıçkıra hıçkıra ağlayabilirdim. Onun içindeki yaşadığı duyguları nasıl anlıyorum. Ne yaparsan yap yaşı ilerledikçe daha da çok nefret edecektir onlardan emin ol... Ben 11 yaşındaydım, en küçük kardeşim 6 yaşındaydı. babamla annem ayrılık arefesindeydi. Babamın hayatında başka kadın vardı. Eve 6 ay gelmedi.geldiğinde yabancı gibi gelmişti. Ve daha sonraları biz çocuklarıyla ilgilenmedi. gittim 2 yıl yanında kaldım ve daha çok gördüm bazı şeyleri. annem Allah razı olsun elinde bir işi bir mesleği yokken bile ne kadar uğraştı 4 kızını da okuttu.meslek sahibi yaptı. İlerleyen zamanda ikinci evliliğini yaptı. Kardeşim 12 yaşındaydı.Şimdiki babama dediği lafı hiç unutmam "çok şükür benimde artık bir babam var,sana baba diyebilirmiyim" dediğini... Oysa ne de çok yalvarmıştı biyolojik babamıza ne olur bu gece de burada kal diye...Şimdi sorsanız kim değerli cevabını anlayabilmişsinizdir. biyolojik babamla hiç görüşmüyorum. Bayramlarda gideriz, annemin evinde toplanırız.onu ne arar ne sorarız... düğünüme bile çağırmayacağım demiştim,çağırmadım da ama kendisi geldi. misafir gibi geldi gitti... Bırak sevmiyorsa sevmesin,zorlasan da emin ol şu an yaşadıkları ilerleyen zamanda daha da beynine kazılacak asla yapılanları unutmayacak.Annesi bırakmış kuruma, bırakmayabilirdi...yani en iyi gördüğüm örnek kendi annemdir. İnşallah gün gelir annem diye gelir sarılır sana. senin hakkını ödeyemem der. birden sizi öyle hayal ettim. :)
İnşallah gün gelir, yaşlandığında annem diye sımsıkı sarılır sana.