- 21 Temmuz 2018
- 6.959
- 20.760
-
- Konu Sahibi begonvil001
- #41
Ya elimden geldiğince olmaya çalışıyorum ama o farklı şekilde atlatmak istiyor. Gidip dağ bayır gezmek istiyor, oralarda oturup kafa dinlemek istiyor. Ben gel aileme gidelim diyorum, kardeşlerime gidelim diyorum, bir hafta 10 gün izin al gidelim diyorum. Ben zaten insanlardan kaçıyorum sen beni insanların yanına sokmaya çalışıyorsun diyor.
Ben iyileşmesini süreci atlatmasını beklerken o tamamen içine kapanıyor. Gitmiş fotoğraf makinesi almış, gidiyor doğayı, kuş böcekleri çekiyor.
Instagram falan öyle yoğun kullanan birisi değildi, şimdi böyle hani şiir sayfaları falan var ya oraları takip etmeye başladı, oralardaki şiirleri sözleri okuyor. Kendi çektiği fotoğrafları paylaşıyor. Yani tamamen kendi kabuğuna çekildi şuan.
30 yaşındayım
Geçtiğimiz hafta samimi olduğu çocukluktan beri görüştüğü arkadaşları geldi, onlarla konuşuyor işte onlara diyor,
artık zevk almıyorum hiçbirşeyden. Yaptığım işten de sıkıldım. Farklı bir alana yönelcem, tekrar üniversite sınavına gircem falan diyor. Eksik hissediyorum kendimi diyor.
Hala babasının aslında kurtulma ihtimali olduğunu ama yapamadığını söylüyor. Bunun pişmanlığını duyduğunu söylüyor. Yani Amerika ve Küba da dahil olmak üzere her yerle konuştu hepsi en fazla 20 ay yaşar dedi. Buna rağmen hala pişmanlık hissediyor.
Bu da haliyle beni yoruyor üzüyor. Akrabalarım, anne babam misafirliğe geliyor, onlarla sadece nasılsın iyimisin muhabbeti yapıyor, sonrası sus pus. Konuşmuyor eskisi gibi ilgi alaka göstermiyor. Yani benim de canım sıkılıyor buna diğer akrabalarımın da ailemin de.
Yani soyutladı kendisini tamamen ve işin garibi artık bana sormuyor, bana anlatmıyor.
Bence yeteri kadar anlamadığını hissettiği insanlara karşı böyle eşiniz. Ben karşımdakine alan bırakırım böyle durumlarda ve her seferinde gelir anlatırlar . Sonsuza kadar böyle gitmeyecek tabi ki ama hayatında ilk defa böyle bir durumla karşı karşıya kalan birine karşı da böyle sabırsız olunmamalı . Hayatınız hemen eskisi gibi olsun istiyorsunuz ama maalesef eşiniz için artık olmayacak sadece vefat durumu da değil kendini çaresiz ve yalnız hissetmiş bence eskisi gibi olmaz . Kendini terapi etme yöntemleri çok başarılı aslında niye size anlamsız geldi anlamadım. Paranın , makamın , mevkinin önemsizliğini anlayıp doğaya yönelmiş . Bundan sonra biraz daha akışına bırakıp sadece yanında olduğunuzu hissettirin . Bazen iletişim her şey değildir
off ama siz çok bencilsiniz.
ailemin akrabalarımın canı sıkılıyor diyorsunuz onca şey yazılmasına rağmen hala..
bir sürü yorum yapıldı şunu diyemediniz evet ben yaşamadığım için anlayamıyorum sanırım.
hala kendinizi haklı görüyorsunuz.
eşiniz cidden normal bir süreç geçiriyor ve siz cidden yaşamadığınız şeyi yargılıyorsunuz.
o keşkeler var ya o keşkeler insanı bitiriyor ne yapmış olursan ol nereye saldırmış nereyi aramış olursan ol illa bir keşke buluyorsun.
illa bir pişmanlığın bir acaban oluyor.
öyle mi yapsaydım böyle mi diye pişmanlık yaşıyorsun. ve bence o süreç ne kadar uzunsa yasta o kadar uzuyor çünkü o kadar zaman içinde o çaresizliği içinde barındırmış oluyorsun.
Herkesin acısını yaşama şekli farklıdır.Ya elimden geldiğince olmaya çalışıyorum ama o farklı şekilde atlatmak istiyor. Gidip dağ bayır gezmek istiyor, oralarda oturup kafa dinlemek istiyor. Ben gel aileme gidelim diyorum, kardeşlerime gidelim diyorum, bir hafta 10 gün izin al gidelim diyorum. Ben zaten insanlardan kaçıyorum sen beni insanların yanına sokmaya çalışıyorsun diyor.
Ben iyileşmesini süreci atlatmasını beklerken o tamamen içine kapanıyor. Gitmiş fotoğraf makinesi almış, gidiyor doğayı, kuş böcekleri çekiyor.
Instagram falan öyle yoğun kullanan birisi değildi, şimdi böyle hani şiir sayfaları falan var ya oraları takip etmeye başladı, oralardaki şiirleri sözleri okuyor. Kendi çektiği fotoğrafları paylaşıyor. Yani tamamen kendi kabuğuna çekildi şuan.
ya bende kötü olduğum zamanlarda kimseyi istemem yanımda eşimden başka. çünkü o zamanda başkalarına laf anlatacak mecal kalmıyor insanda.Ya elimden geldiğince olmaya çalışıyorum ama o farklı şekilde atlatmak istiyor. Gidip dağ bayır gezmek istiyor, oralarda oturup kafa dinlemek istiyor. Ben gel aileme gidelim diyorum, kardeşlerime gidelim diyorum, bir hafta 10 gün izin al gidelim diyorum. Ben zaten insanlardan kaçıyorum sen beni insanların yanına sokmaya çalışıyorsun diyor.
Ben iyileşmesini süreci atlatmasını beklerken o tamamen içine kapanıyor. Gitmiş fotoğraf makinesi almış, gidiyor doğayı, kuş böcekleri çekiyor.
Instagram falan öyle yoğun kullanan birisi değildi, şimdi böyle hani şiir sayfaları falan var ya oraları takip etmeye başladı, oralardaki şiirleri sözleri okuyor. Kendi çektiği fotoğrafları paylaşıyor. Yani tamamen kendi kabuğuna çekildi şuan.
ya sizin algı sorununuz mu var acaba ne kadar bencilsiniz? eşinizi anlamaya çalışmıyorsunuz bile. aynısı sizin başınıza gelse,eşiniz sizin yaptıklarınızı size yapsa ne hissedersiniz. adamı boğuyorsunuz. ona destek olacağınıza adam sürekli darlıyorsunuz. bu sevgi değil.Ya tamam haklısınız ama benim açımdan neden düşünmüyorsunuz? Yani ne kadar sürecek ki böyle? Yani bunu anlayamıyorum ben. Evet zor bir süreçti ama yani çaresi yok ki bir gün elbet biteceğini zaten biliyordu. Tüm konuştuğu doktorlar bunu söyledi. Kendini 18 ay boyunca zaten buna hazırladı. Yani kafam allak bullak oldu gerçekten. Sanki bu buhran hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor
Eşinizin yaşadığı sürece benzer bizde yaşadık. Babamın kanser olduğunu öğrendiğimizde tüm yük abimin omuzlarındaydı. Ex eş hiçbir zaman elini taşın altına koymadı. Ben teselli beklerken ve yanımda olmasını en azından göz yaşımı silmesini, omuzunda ağlamayı beklerken o başka alemlerdeydi. Ve zaten çatırdayan evlilik, bununla birlikte iyice gözümde kayboluyordu. Ve o soğuma geldiğinde, bir daha hiç birşey eskisi gibi olmuyor.Uzun zamandır takip ediyorum burayı artık işin içinden çıkılmaz bir hale geldiği için sizlerden fikir almak istedim. Biraz uzun yazı olabilir çünkü çok doldum. En ince ayrıntısına kadar anlatmaya çalışcam lütfen ona göre cevap verin. Tarafsız gözle fikirleri görmek istiyorum.
5 yıllık bir evliliğimiz var. Severek evlendik. Eşim Bilgisayar mühendisi, Türkiye'de bilinen büyük bir şirkette yönetici olarak görev yapıyor. Yani maddi olarak durumumuz çok şükür gayet iyi. Bir gün olsun bir dediğimi iki etmemiştir. Bunları anlatıyorum ki, onu bilin ona göre cevap verin yani. Maddi olarak stres yaptıracak, sorun yaptıracak bir durumumuz yok yani.
Eşimin bana karşı da davranışları olsun, evine karşı sorumluluklarını yerine getirmesi olsun gayet iyidir. Bu zamana kadar ciddi bir kavgamız sorunumuz olmadı.
Asıl mesele şimdi başlıyor;
Eşim 3 kardeşler. 2 tane de abisi var. Eşimin babasına yaklaşık 18 ay önce kanser teşhisi konuldu. Aylarca doktor doktor gezdi, Türkiye'deki tüm büyük şehirlere götürdü, özel hastane / devlet hastanesi ne kadar hastane varsa, kimden bir tavsiye duysa gitti götürdü.
Amerika ile, Küba ile görüşmeler yaptı. Ne yazık ki hepsi aynı cevabı vermesine rağmen pes etmedi. Hep içinde bir umut vardı, iyileşecek diyordu. Kendisine yediremiyordu bu durumu.
En sonunda İzmir'de bir doktor kafasına yattı ve tedaviye orada devam ettirme kararı aldı. İzmir ile oturduğumuz şehrin arası 400 KM. Eşim her 15 günde bir babasını kemoterapi için İzmir'e götürdü, geri almaya gitti. Yeri geldi kontrolleri oldu onun için de gitti. Yani 18 aylık süreçte sanırım 170 defa gidip gelmiştir.
Bu süreçte maalesef abilerinden hiçbir destek görmedi. Defalarca abilerine söylemesine rağmen, görmeye dahi gelmediler. Maddi manevi olarak tüm yük eşimin üzerine kaldı. Yeri geldi iş yerinde toplantıları oldu, toplantısının olduğu gün babasının kemoterapi alması gerekti, özel araç tuttu, özel şoför tuttu, onunla gönderdi. Ona rağmen abileri gelmedi.
Vel hasılı eşimin babası 4 ay önce vefat etti. Eşimin babası vefat ettiğinde bende yanında değildim. Annemlere gitmiştim. Yani kayınbabam vefat ederken dahi diğer abileri yoktu. Sadece annesi ve kendisi vardı. Haberi alınca ailemle beraber bende gittim.
Üzgün ama hırslı bir eş gördüm karşımda. Tüm cenaze işlemlerini, tüm yasal işlemleri, kamu işlemlerini tek başına yaptı, kimseyi karıştırmadı.
Babası vefat ettikten sonra, eşim ciddi şekilde üzülmeye başladı. Sürekli babasını düşünüp, sürekli morali bozuk bir hale geldi. Evine karşı sorumsuzluk hissetmedim ama bu hali artık benim de canımı sıkmaya başlayınca, bir kaç kez benimle de ilgilenmesi gerektiğini söyledim.
Aldığım tepki;
Bana teselli verme. Teselliyi zaten herkes veriyor. Sen beni anla, bana destek ver gibi bir cümle kullandı. Tabi üzerine fazla gitmedim, daha sonra yine bir tartışmamız oldu. Bunun üzerine beni hiç anlamıyorsun, ne yaşadığımı, 18 ay boyunca neler çektiğimi kendin gördün ama sanki çok basitmiş gibi görüyorsun. Beni anlamanı beklemiyorum senden, çünkü benim yaşadığımı yaşamayan anlamaz gibi cümleler kullandı. En son tartışmamızda da, beni kendinden uzaklaştırıyorsun. Görmek istediğim desteği bana vermiyorsun, arkamda durmuyorsun dedi ve şuan aramız bozuk.
Eşim sessiz sakin bir insandır, herkesce fazlasıyla sevilen, saygı duyulan ve herkesle muhabbeti iyi olan bir insandır. Allah var hakkını yemeyeyim, ben arkasından bir tane kötü söz eden görmedim. Çarşıda sokakta herkes selam verir.
Ama yukarıdaki süreçlerden sonra artık kendi halinde takılan, pek kimseyle konuşmayan, kısa ve öz cevaplar veren birisi haline geldi.
Bana karşı eskisi gibi olmadığını hissetmeye başladım. Yani sanırım eşim benden soğumaya başladı.
Böyle bir süreç yaşayan, atlatan var mı? Bu süreçte ben gerçekten onun söylediği gibi destek vermemiş olabilir miyim?
Eşiniz psikolojik yardım almalı, yas süreci uzarsa sıkıntı büyür...Uzun zamandır takip ediyorum burayı artık işin içinden çıkılmaz bir hale geldiği için sizlerden fikir almak istedim. Biraz uzun yazı olabilir çünkü çok doldum. En ince ayrıntısına kadar anlatmaya çalışcam lütfen ona göre cevap verin. Tarafsız gözle fikirleri görmek istiyorum.
5 yıllık bir evliliğimiz var. Severek evlendik. Eşim Bilgisayar mühendisi, Türkiye'de bilinen büyük bir şirkette yönetici olarak görev yapıyor. Yani maddi olarak durumumuz çok şükür gayet iyi. Bir gün olsun bir dediğimi iki etmemiştir. Bunları anlatıyorum ki, onu bilin ona göre cevap verin yani. Maddi olarak stres yaptıracak, sorun yaptıracak bir durumumuz yok yani.
Eşimin bana karşı da davranışları olsun, evine karşı sorumluluklarını yerine getirmesi olsun gayet iyidir. Bu zamana kadar ciddi bir kavgamız sorunumuz olmadı.
Asıl mesele şimdi başlıyor;
Eşim 3 kardeşler. 2 tane de abisi var. Eşimin babasına yaklaşık 18 ay önce kanser teşhisi konuldu. Aylarca doktor doktor gezdi, Türkiye'deki tüm büyük şehirlere götürdü, özel hastane / devlet hastanesi ne kadar hastane varsa, kimden bir tavsiye duysa gitti götürdü.
Amerika ile, Küba ile görüşmeler yaptı. Ne yazık ki hepsi aynı cevabı vermesine rağmen pes etmedi. Hep içinde bir umut vardı, iyileşecek diyordu. Kendisine yediremiyordu bu durumu.
En sonunda İzmir'de bir doktor kafasına yattı ve tedaviye orada devam ettirme kararı aldı. İzmir ile oturduğumuz şehrin arası 400 KM. Eşim her 15 günde bir babasını kemoterapi için İzmir'e götürdü, geri almaya gitti. Yeri geldi kontrolleri oldu onun için de gitti. Yani 18 aylık süreçte sanırım 170 defa gidip gelmiştir.
Bu süreçte maalesef abilerinden hiçbir destek görmedi. Defalarca abilerine söylemesine rağmen, görmeye dahi gelmediler. Maddi manevi olarak tüm yük eşimin üzerine kaldı. Yeri geldi iş yerinde toplantıları oldu, toplantısının olduğu gün babasının kemoterapi alması gerekti, özel araç tuttu, özel şoför tuttu, onunla gönderdi. Ona rağmen abileri gelmedi.
Vel hasılı eşimin babası 4 ay önce vefat etti. Eşimin babası vefat ettiğinde bende yanında değildim. Annemlere gitmiştim. Yani kayınbabam vefat ederken dahi diğer abileri yoktu. Sadece annesi ve kendisi vardı. Haberi alınca ailemle beraber bende gittim.
Üzgün ama hırslı bir eş gördüm karşımda. Tüm cenaze işlemlerini, tüm yasal işlemleri, kamu işlemlerini tek başına yaptı, kimseyi karıştırmadı.
Babası vefat ettikten sonra, eşim ciddi şekilde üzülmeye başladı. Sürekli babasını düşünüp, sürekli morali bozuk bir hale geldi. Evine karşı sorumsuzluk hissetmedim ama bu hali artık benim de canımı sıkmaya başlayınca, bir kaç kez benimle de ilgilenmesi gerektiğini söyledim.
Aldığım tepki;
Bana teselli verme. Teselliyi zaten herkes veriyor. Sen beni anla, bana destek ver gibi bir cümle kullandı. Tabi üzerine fazla gitmedim, daha sonra yine bir tartışmamız oldu. Bunun üzerine beni hiç anlamıyorsun, ne yaşadığımı, 18 ay boyunca neler çektiğimi kendin gördün ama sanki çok basitmiş gibi görüyorsun. Beni anlamanı beklemiyorum senden, çünkü benim yaşadığımı yaşamayan anlamaz gibi cümleler kullandı. En son tartışmamızda da, beni kendinden uzaklaştırıyorsun. Görmek istediğim desteği bana vermiyorsun, arkamda durmuyorsun dedi ve şuan aramız bozuk.
Eşim sessiz sakin bir insandır, herkesce fazlasıyla sevilen, saygı duyulan ve herkesle muhabbeti iyi olan bir insandır. Allah var hakkını yemeyeyim, ben arkasından bir tane kötü söz eden görmedim. Çarşıda sokakta herkes selam verir.
Ama yukarıdaki süreçlerden sonra artık kendi halinde takılan, pek kimseyle konuşmayan, kısa ve öz cevaplar veren birisi haline geldi.
Bana karşı eskisi gibi olmadığını hissetmeye başladım. Yani sanırım eşim benden soğumaya başladı.
Böyle bir süreç yaşayan, atlatan var mı? Bu süreçte ben gerçekten onun söylediği gibi destek vermemiş olabilir miyim?
Eşiniz psikolojik yardım almalı, yas süreci uzarsa sıkıntı büyür...