Eşimle bitmek bilmeyen kavgalar

Aileniz var mi şuanda sizin böyle tek başınıza olmamaniz gerekiyor.
Eşiniz için sarılsa belki geçecekti diyorsunuz. Ama sarılıncada geçmeyecekti sinir krizi geçirmişsnz gözünüz birşeyi görmezdi.
Cafede uyarılinca eşinizle tartışma nedeniz neydi?
Kendinizi atmaya kalkmışsiniz acil yatarak ya da normal tedaviye başlayın
Cafede uyarı gelince eşi yapılması gerekeni yanihayır hiç bi yere gitmiyorum demiş rahat rahat takılıp yemeğine devam etmiş konu sahibide kalk gidelim demiş kriz gelirse o cafeye rezil olmamak için çocuk kalkmayınca masayı terketmiş ama sahilde krize girip zibilyon tane insanı başına dikmiş.
 
benim küçük kızımın bakıcısı, o zamanlar nişanlısı için, "ben hastalıklarımı x'e abartarak anlatırım ki ilgisi hep benim üzerimde kalsın diye" demişti

sizde de böyle birşey hissediyorum

evet depresyonda olabilirsiniz evet psikolojik sorunlarınız olabilir ama dikkat çekmek için abartıyor gibisiniz
Ben tam tersi ciddi bir fiziki hastalıktan şüphelendiğimde bile telaşlanmasın diye tahlil sonuçlarım vs belli olana kadar söylememiştim. Bu sizin fikriniz ben kendimi, nasıl bi insan olduğumu biliyorum. Yaptıklarımın normal olmadığının, destek almam gerektiğinin de farkındayım. Bilerek yapıyor olsam zaten doktora gidip destek almaya çalışmazdım. Şu anda doktor araştırıyor da olmazdım. Bu da sizin yanlış düşünceniz olsun, zaten baskıcı, bilip bilmeden yargılayıcı bir toplumda yaşadığımızı her geçen gün daha iyi anlıyorum
 
Cafede uyarı gelince eşi yapılması gerekeni yanihayır hiç bi yere gitmiyorum demiş rahat rahat takılıp yemeğine devam etmiş konu sahibide kalk gidelim demiş kriz gelirse o cafeye rezil olmamak için çocuk kalkmayınca masayı terketmiş ama sahilde krize girip zibilyon tane insanı başına dikmiş.
 
Merhabalar. Kendimi o kadar çaresiz ve tükenmiş hissediyorum ki lütfen yargılayıcı üslupla yorumlar yapmayın, okumaya gücüm olduğunu zannetmiyorum.
Eşimle yaklaşık bir yıldır evliyiz. Evliliğimin ilk yılı bu gibi olaylar yüzünden tam bir cehennem azabına dönüştü diyebilirim. Tam her şey çok güzel gidiyor, çok mutluyum derken bir anda patlayan kavgalar, kavga değil de savaş mı demeliyim bilemiyorum. Aramız iyiyken beni mutluluktan havalara uçuran, beni çok sevdiğini düşündüğüm eşim kavga sırasında tam bir düşmana dönüşüyor. Sanki karşısında kendimi parçalasam veya ölsem öylece izler, ya da yok olmama yardım eder. Girişi biraz uzattığımın farkındayım, ama yaşadıklarımı, hissettiklerimi tam olarak ifade etmem için yeterli bile değil. Şimdi dün geceki olayı anlatmaya başlıyorum.

Bir süredir her şey gayet güzel ilerliyordu, artık o tam bir felaket olan kavgalarımızın son bulduğunu düşünmeye başlayacaktım ki çok geçmeden bir yenisi daha eklendi. Birkaç gündür havalar da güzelleştiğinden eve kapanmayalım, hava alalım diye iş çıkışlarında eşimle sahile gidiyorduk. Dün gece sahilde bir kafeye oturduk bir şeyler yiyecektik. Eşimle karşılıklı oturuyorduk. Bir ara kalkıp yanıma geldi, bana sarıldı ve eğilerek yanağımdan öptü. Öpmesiyle birlikte yanımıza tesisin güvenliği geldi, etrafta çocuklar ve aileler olduğu için şikayet aldıklarını, eşimin bana sarılıp öpmesinden rahatsız olduklarını söylediler. Önce masa değiştirdik, daha sakin kalabalık olmayan bir yere geçelim dedik. Sonra benim çok moralim bozuldu, o gerginlikle eşimle tartışmaya başladık ve olay büyümesin diye ben masadan kalkıp kafeden ayrıldım. Kafenin tam karşısında bir kumsal vardı oraya oturup ağlamaya başladım. Bu arada ben ağır bir depresyon geçiriyorum ve tedavi görmekteydim. Fakat ilaçlarım yan etki yaptığı için tedavimi de yarım bırakmak durumunda kaldım. Böyle olunca da daha öfkeli ve agresif, bir o kadar alıngan ve hassas bir yapıya büründüm bu sıralar. Eşim de benimle birlikte depresyon ve öfke kontrolsüzlüğü için seansa geldi ancak ilaçlarını kullanmadı. Ben olayın etkisiyle hüngür hüngür ağlamaya başladım. Eşim beni aradığında telefonda var sesimle bağırdım. Etraftaki bazı insanlar beni sakinleştirmek için geldiler, su getirdiler biraz sakinledim. Ardından eşim de geldi. Benimle biraz konuştu sakinleştirmeye çalıştı. Oradan da kalkıp sakince evimize geldik. Buraya kadar bir problem kalmadığını düşünüyordum ki evde sebepsiz yere bir tartışma daha çıktı. Nasıl çıktığını bile anlamadım, yani bana evde niye tartışmaya başladınız deseniz inanın buna hiçbir cevap veremem. Ben sinirlendikçe ve hakim olamadıkça kendi alnıma, kafama vurmaya başladım. Eşim de ben vurdukça sert bir şekilde bileklerimden tutup, koltuğa yatırarak beni durdurmaya çalıştı. Ben bileklerimi sıkma, bana böyle davranma daha kötü oluyorum dedikçe dinlemedi beni ite kaka, bileklerimi sıka sıka durdurmaya devam etti. Ben de bu defa eşime vurmaya başladım. Ben vurdukça o da bana sert davranmaya devam etti, beddualar etmeye başladı. Halbuki sadece sarılsaydı belki anında yatışıp duracaktım. Sonra da ne halin varsa gör diyip beni kendi halime bıraktı. Ben kendime zarar vermeye devam ettim. En sonunda dayanamayıp AMBULANSI aradım beni bu durumdan kurtarsınlar istedim. Çünkü kendimi asla durduramıyordum. Bu şekilde aradan bir saat geçti, bir saat boyunca kendime zarar verdim işkence ettim, eşim de ya öylece izledi ya da zorbalıkla beni durdurmaya çalıştı. En son bundan kurtulamayacağımı ve ambulansın da gelmediğini gördüm, eşim de “aradığın ambulans bile seni kurtarmaya gelmedi, benim başıma bela olma da ne yapıyorsan yap” şeklinde konuşmaya başlayınca ölmek istedim, salonun penceresine hızla çıktım ve kendimi aşağıya atacaktım. Çıktığımda polisleri ve AMBULANSI aşağıda gördüm, eşim de beni arkamdan yakaladı içeri doğru çekip yere düşürdü. Ardından ambulans görevlileri ve polisler yukarıya geldi, bana bişeyler sordular ancak ne sorduklarını bile hatırlamıyorum. Deli gibi vücudum titremeye başladı ve kaskatı kesildim. Ambulansla hastaneye kaldırdılar. Hastanede sakinleştirici iğne ve serum yaparak beni bir süre uyutup daha sonra taburcu ettiler. Eşim bu sırada yanımdaydı ama bana karşı buz gibiydi iyi misin diye bile sormadı. Taksiyle eve döndük. Evde biraz kendime gelmiştim ama öfkem hâlâ tam olarak geçmemişti. Eşime bu defa bana kötü davranarak beni hastanelik ettin, iyi misin diye bile sormadın diye saldırmaya başladım. Birkaç kez ittim omzuna falan vurdum. O da beni bir kere sertçe iterek koltuğa düşürdü. Koltuğun kenarına başımı çarpıp sersemledim. Yanıma gelip kolonya ile beni kendime getirmeye çalıştı, iyi misin bayıldın mı diye sorduğunu hatırlıyorum. Ben de defol dedim ve öylece uyuyup kaldım ya da bayıldım tam olarak hatırlamıyorum. Sabah işe gidemedim, o gitti. Beni öğleye kadar birkaç kez aramış, öğlen arasında da yemek getirdi yedirip tekrar işe gitti. İkimizin de psikolojisi bozuk tedavi olmamız gerekiyor, yaptıklarım için özür dilerim. Böyle olmasını istemedim dedi. Ama ben hâlâ kendimi berbat hissediyorum eşimi görmek istemiyorum. Beni sevmediğini düşünüyorum, belki bana biraz sevgiyle yaklaşsaydı benim öfkem bu noktalara gelmezdi diye düşünüyorum. Ama kavga sırasında özellikle ben öfkelenip kendime zarar verdiğimde tam bir düşman kesiliyor. Engel olmaya çalışmıyor ya da engel olsa bile bunu canımı yakarak yapıyor. Belki o an bir kere bile sarılsa bunların hiçbiri olmaz, sinirlerim bu denli bozulmaz ve bu noktalara gelmezdi. Öfkem günden güne daha korkunç bir hale geliyor ve o kadar umutsuzum ki çözümü yalnızca ölmekte görüyorum açıkçası. Yaşadığım sürece böyle devam edecek gibi görünüyor.

Uzun olduğunun farkındayım. Okuyan herkese yorumları ve tavsiyeleri için şimdiden teşekkür ederim. Umarım beni yargılamaz ya da sert bir üslup kullanarak konuşmazsınız çünkü gerçekten bu tarz şeyleri şu an okumaya hiç ama hiç gücüm yok.
Size belli ki rahatlık batıyor..

Sizin, psikolojiniz bozuk eşinizin ki değil.

Allah eşinize yardım etsin inşallah adamın başını belaya sokmadan boşanırsınız..

Olaki boşanmadınız sakın çocuk dünyaya getirmeye kalkmayın.
 
Hayır sadece sarıldı yanağımdan öptü. Eşim tamam diyip benden uzaklaştı bu da bana kendimi çok kötü hissettirdi.
Sadece bu durum için mi kriz geçirip sahili başıniza topladiniz 😳 uyarı gelmiş adam olay uzamasin diye kapatmış konuyu. Garsona ne diyecek o da ekmeğinin peşinde olan bir emir kulu. Hangi sahil şehri bu "yanaktan öpmeyi sikayet ediyorlar" çok merak ettim.
 
Hangı okul mezunusunuz? tiltiniz nedir? kac kısı uzerınde denedınız de araştırdınız da bu sekılde kesin hukum verıyorsunuz?
toplumdan soyutlama kısmı bence doğru olması gerekende o. Bugun kendıne zarar veren ınsanların haberlerını hepımız toplum olarak görüyoruz. Yanlıs dusunuyorsunuz. Hepımızın basına gelebilir bu hastalık ama sevgıyle sadece 'aşkımm yapma bıtanemm' le gececek türden hal ve hareketlerınız yok.
+ 10000000
 
Özel bir isteğim yok sadece kendisi de bir keresinde öfke krizi geçirmişti ben sarılarak teselli ederek sakinleştirmeye çalışmıştım. Aynısını eşimden de bekledim bu çok doğal değil mi? Ayrıca kendimi camdan atmak istememin eşimle bir ilgisi yok bu ruh haliyle uzun süredir mücadele ettiğim için dayanamayıp ölmek istedim.
Mutlaka adam sizin yüzünüzden kriz geçirmiştir..
 
Merhabalar. Kendimi o kadar çaresiz ve tükenmiş hissediyorum ki lütfen yargılayıcı üslupla yorumlar yapmayın, okumaya gücüm olduğunu zannetmiyorum.
Eşimle yaklaşık bir yıldır evliyiz. Evliliğimin ilk yılı bu gibi olaylar yüzünden tam bir cehennem azabına dönüştü diyebilirim. Tam her şey çok güzel gidiyor, çok mutluyum derken bir anda patlayan kavgalar, kavga değil de savaş mı demeliyim bilemiyorum. Aramız iyiyken beni mutluluktan havalara uçuran, beni çok sevdiğini düşündüğüm eşim kavga sırasında tam bir düşmana dönüşüyor. Sanki karşısında kendimi parçalasam veya ölsem öylece izler, ya da yok olmama yardım eder. Girişi biraz uzattığımın farkındayım, ama yaşadıklarımı, hissettiklerimi tam olarak ifade etmem için yeterli bile değil. Şimdi dün geceki olayı anlatmaya başlıyorum.

Bir süredir her şey gayet güzel ilerliyordu, artık o tam bir felaket olan kavgalarımızın son bulduğunu düşünmeye başlayacaktım ki çok geçmeden bir yenisi daha eklendi. Birkaç gündür havalar da güzelleştiğinden eve kapanmayalım, hava alalım diye iş çıkışlarında eşimle sahile gidiyorduk. Dün gece sahilde bir kafeye oturduk bir şeyler yiyecektik. Eşimle karşılıklı oturuyorduk. Bir ara kalkıp yanıma geldi, bana sarıldı ve eğilerek yanağımdan öptü. Öpmesiyle birlikte yanımıza tesisin güvenliği geldi, etrafta çocuklar ve aileler olduğu için şikayet aldıklarını, eşimin bana sarılıp öpmesinden rahatsız olduklarını söylediler. Önce masa değiştirdik, daha sakin kalabalık olmayan bir yere geçelim dedik. Sonra benim çok moralim bozuldu, o gerginlikle eşimle tartışmaya başladık ve olay büyümesin diye ben masadan kalkıp kafeden ayrıldım. Kafenin tam karşısında bir kumsal vardı oraya oturup ağlamaya başladım. Bu arada ben ağır bir depresyon geçiriyorum ve tedavi görmekteydim. Fakat ilaçlarım yan etki yaptığı için tedavimi de yarım bırakmak durumunda kaldım. Böyle olunca da daha öfkeli ve agresif, bir o kadar alıngan ve hassas bir yapıya büründüm bu sıralar. Eşim de benimle birlikte depresyon ve öfke kontrolsüzlüğü için seansa geldi ancak ilaçlarını kullanmadı. Ben olayın etkisiyle hüngür hüngür ağlamaya başladım. Eşim beni aradığında telefonda var sesimle bağırdım. Etraftaki bazı insanlar beni sakinleştirmek için geldiler, su getirdiler biraz sakinledim. Ardından eşim de geldi. Benimle biraz konuştu sakinleştirmeye çalıştı. Oradan da kalkıp sakince evimize geldik. Buraya kadar bir problem kalmadığını düşünüyordum ki evde sebepsiz yere bir tartışma daha çıktı. Nasıl çıktığını bile anlamadım, yani bana evde niye tartışmaya başladınız deseniz inanın buna hiçbir cevap veremem. Ben sinirlendikçe ve hakim olamadıkça kendi alnıma, kafama vurmaya başladım. Eşim de ben vurdukça sert bir şekilde bileklerimden tutup, koltuğa yatırarak beni durdurmaya çalıştı. Ben bileklerimi sıkma, bana böyle davranma daha kötü oluyorum dedikçe dinlemedi beni ite kaka, bileklerimi sıka sıka durdurmaya devam etti. Ben de bu defa eşime vurmaya başladım. Ben vurdukça o da bana sert davranmaya devam etti, beddualar etmeye başladı. Halbuki sadece sarılsaydı belki anında yatışıp duracaktım. Sonra da ne halin varsa gör diyip beni kendi halime bıraktı. Ben kendime zarar vermeye devam ettim. En sonunda dayanamayıp AMBULANSI aradım beni bu durumdan kurtarsınlar istedim. Çünkü kendimi asla durduramıyordum. Bu şekilde aradan bir saat geçti, bir saat boyunca kendime zarar verdim işkence ettim, eşim de ya öylece izledi ya da zorbalıkla beni durdurmaya çalıştı. En son bundan kurtulamayacağımı ve ambulansın da gelmediğini gördüm, eşim de “aradığın ambulans bile seni kurtarmaya gelmedi, benim başıma bela olma da ne yapıyorsan yap” şeklinde konuşmaya başlayınca ölmek istedim, salonun penceresine hızla çıktım ve kendimi aşağıya atacaktım. Çıktığımda polisleri ve AMBULANSI aşağıda gördüm, eşim de beni arkamdan yakaladı içeri doğru çekip yere düşürdü. Ardından ambulans görevlileri ve polisler yukarıya geldi, bana bişeyler sordular ancak ne sorduklarını bile hatırlamıyorum. Deli gibi vücudum titremeye başladı ve kaskatı kesildim. Ambulansla hastaneye kaldırdılar. Hastanede sakinleştirici iğne ve serum yaparak beni bir süre uyutup daha sonra taburcu ettiler. Eşim bu sırada yanımdaydı ama bana karşı buz gibiydi iyi misin diye bile sormadı. Taksiyle eve döndük. Evde biraz kendime gelmiştim ama öfkem hâlâ tam olarak geçmemişti. Eşime bu defa bana kötü davranarak beni hastanelik ettin, iyi misin diye bile sormadın diye saldırmaya başladım. Birkaç kez ittim omzuna falan vurdum. O da beni bir kere sertçe iterek koltuğa düşürdü. Koltuğun kenarına başımı çarpıp sersemledim. Yanıma gelip kolonya ile beni kendime getirmeye çalıştı, iyi misin bayıldın mı diye sorduğunu hatırlıyorum. Ben de defol dedim ve öylece uyuyup kaldım ya da bayıldım tam olarak hatırlamıyorum. Sabah işe gidemedim, o gitti. Beni öğleye kadar birkaç kez aramış, öğlen arasında da yemek getirdi yedirip tekrar işe gitti. İkimizin de psikolojisi bozuk tedavi olmamız gerekiyor, yaptıklarım için özür dilerim. Böyle olmasını istemedim dedi. Ama ben hâlâ kendimi berbat hissediyorum eşimi görmek istemiyorum. Beni sevmediğini düşünüyorum, belki bana biraz sevgiyle yaklaşsaydı benim öfkem bu noktalara gelmezdi diye düşünüyorum. Ama kavga sırasında özellikle ben öfkelenip kendime zarar verdiğimde tam bir düşman kesiliyor. Engel olmaya çalışmıyor ya da engel olsa bile bunu canımı yakarak yapıyor. Belki o an bir kere bile sarılsa bunların hiçbiri olmaz, sinirlerim bu denli bozulmaz ve bu noktalara gelmezdi. Öfkem günden güne daha korkunç bir hale geliyor ve o kadar umutsuzum ki çözümü yalnızca ölmekte görüyorum açıkçası. Yaşadığım sürece böyle devam edecek gibi görünüyor.

Uzun olduğunun farkındayım. Okuyan herkese yorumları ve tavsiyeleri için şimdiden teşekkür ederim. Umarım beni yargılamaz ya da sert bir üslup kullanarak konuşmazsınız çünkü gerçekten bu tarz şeyleri şu an okumaya hiç ama hiç gücüm yok.
İyi de eşin ne zamana kadar çekecek böyle seni.Sen normal kavgaları harbe çeviriyorsun anlaşılan.
Acil şifalar diliyorum, birbirinize zarar vermeden tedavinizi tamamlarsınız umarım
 
İlk yıllar alışma süreci kavgalar yaşanması normal ama işte maalesef herkesin tepkileri aynı olmuyor. Ben de kavga esnasında ağlıyorum üzülüyorum adam gelsin sarılsın, ben ağladığım için bana şefkat göstersin istiyorum ama duvara bakar gibi öylece duruyor. O ağlasa ben gider teselli ederim ama o yapmıyor aynı düşünmüyoruz.
Adamların ödlerini koparıyorsunuz. Ayrıca sizden soğur ne aşk kalır ne sevgi. Yüz göz olduğunuzla kalırsınız
 
olay büyümesin diye ben masadan kalkıp kafeden ayrıldım.
Varan 1.

Ya bu çok saçma bir davranış. 2 kişi masada otururken masayı tek başınıza terk etmek olayı büyütür, sizin de amacınız olayın büyümesini engellemek değil, böyle davranışlarla ilgi görmek istemek.
Fakat ilaçlarım yan etki yaptığı için tedavimi de yarım bırakmak durumunda kaldım
Varan 2.

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? :işsiz: Kafanıza göre teşhis koyup ilaç bırakırsanız iyileşemezsiniz. Doktorlar müneccim değil, görüşme sonucunda en uygun olduğunu düşündüğümüz tedaviye başlarız ve 2 hafta sonra kontrole çağırırız, ki yan etki profili- fayda görme vb durumları tayin edip , tedavinin gidişatına karar verebilelim. Doktorunuza yan etkilerden bahsetseydiniz size en uygun tedaviyi birlikte bulabilirdiniz.
Eşim beni aradığında telefonda var sesimle bağırdım
Varan 3.

Kusura bakmayın bu davranışlarınızı depresyonla açıklayamazsınız. ⬇️
Ben sinirlendikçe ve hakim olamadıkça kendi alnıma, kafama vurmaya başladım
Ben kendime zarar vermeye devam ettim.
Eşime bu defa bana kötü davranarak beni hastanelik ettin, iyi misin diye bile sormadın diye saldırmaya başladım. Birkaç kez ittim omzuna falan vurdum.
Varan 4.
Halbuki sadece sarılsaydı belki anında yatışıp duracaktım. Sonra da ne halin varsa gör diyip beni kendi halime bıraktı.
Varan 5.

Off, kusura bakmayın ama resmen histriyonik kişiliksiniz , sizdeki asıl sorun primer bir psikopatoloji ( örneğin majör depresyon) değil, resmen “tıptaki adıyla” ( asla hakaret amacıyla söylemiyorum) kişilik bozukluğu/ ikinci eksen kişilik özellikleri. Depresyon varsa da zaten var olan duruma eşlik ediyor diyebiliriz.

Eylemleriniz, davranışlarınız , acile başvurma şikayetiniz vb o kadar tipik ki, hep ben - merkezci davranan, olayları abartan,daima kendini mağdur ve haklı gören, haksız olsa da hep geçerli bir bahanesi olan, karşı tarafın daima hatalı olduğunu düşünen, sürekli ilgi isteyen ve ilgi göremediğinde kontrolü kaybedip konversif öfke nöbetleri geçiren , yani dört dörtlük bir histriyonik kb .

İşin kötü tarafı, B kümesi yani kişilik bozuklukları, tedavisi ilaç olan durumlar değildir, çünkü bunlar birer hastalık değil. Patolojik mizaç diyebiliriz basitçe.

Etrafınızla sağlıklı bir ilişki kurmak istiyorsanız kendinize çekidüzen vermeniz gerekiyor, çünkü bu etrafınızdakiler için öyle zor bir durum ki. Zannetmeyin ki sonsuz krediniz var , eğer çaba göstermezseniz yalnız kalırsınız.

Sizin gibi binlerce hastam oldu, maalesef ilaçlar belli başlı ve sınırlı noktalarda işe yaradı çünkü dediğim gibi sizin durumunuz bir hastalık değil.

Bir an önce psikoterapi + psikiyatri desteği almaya başlayın ve iradenizi kullanın, çünkü davranışlarınızı değiştirmezseniz ömür boyu böyle sağlıksız ilişkileriniz olacak.

Not : bir psikiyatrist olarak elbette şu kadarcık yazıyla ve sizi muayene etmeden tanı koyamam ve bu doğru da olmaz ama okuduklarım doğrultusunda naçizane görüşüm sizin dört dörtlük bir histriyonik kişilik olduğunuz yönündedir.

Saygılar.
 
Merhabalar. Kendimi o kadar çaresiz ve tükenmiş hissediyorum ki lütfen yargılayıcı üslupla yorumlar yapmayın, okumaya gücüm olduğunu zannetmiyorum.
Eşimle yaklaşık bir yıldır evliyiz. Evliliğimin ilk yılı bu gibi olaylar yüzünden tam bir cehennem azabına dönüştü diyebilirim. Tam her şey çok güzel gidiyor, çok mutluyum derken bir anda patlayan kavgalar, kavga değil de savaş mı demeliyim bilemiyorum. Aramız iyiyken beni mutluluktan havalara uçuran, beni çok sevdiğini düşündüğüm eşim kavga sırasında tam bir düşmana dönüşüyor. Sanki karşısında kendimi parçalasam veya ölsem öylece izler, ya da yok olmama yardım eder. Girişi biraz uzattığımın farkındayım, ama yaşadıklarımı, hissettiklerimi tam olarak ifade etmem için yeterli bile değil. Şimdi dün geceki olayı anlatmaya başlıyorum.

Bir süredir her şey gayet güzel ilerliyordu, artık o tam bir felaket olan kavgalarımızın son bulduğunu düşünmeye başlayacaktım ki çok geçmeden bir yenisi daha eklendi. Birkaç gündür havalar da güzelleştiğinden eve kapanmayalım, hava alalım diye iş çıkışlarında eşimle sahile gidiyorduk. Dün gece sahilde bir kafeye oturduk bir şeyler yiyecektik. Eşimle karşılıklı oturuyorduk. Bir ara kalkıp yanıma geldi, bana sarıldı ve eğilerek yanağımdan öptü. Öpmesiyle birlikte yanımıza tesisin güvenliği geldi, etrafta çocuklar ve aileler olduğu için şikayet aldıklarını, eşimin bana sarılıp öpmesinden rahatsız olduklarını söylediler. Önce masa değiştirdik, daha sakin kalabalık olmayan bir yere geçelim dedik. Sonra benim çok moralim bozuldu, o gerginlikle eşimle tartışmaya başladık ve olay büyümesin diye ben masadan kalkıp kafeden ayrıldım. Kafenin tam karşısında bir kumsal vardı oraya oturup ağlamaya başladım. Bu arada ben ağır bir depresyon geçiriyorum ve tedavi görmekteydim. Fakat ilaçlarım yan etki yaptığı için tedavimi de yarım bırakmak durumunda kaldım. Böyle olunca da daha öfkeli ve agresif, bir o kadar alıngan ve hassas bir yapıya büründüm bu sıralar. Eşim de benimle birlikte depresyon ve öfke kontrolsüzlüğü için seansa geldi ancak ilaçlarını kullanmadı. Ben olayın etkisiyle hüngür hüngür ağlamaya başladım. Eşim beni aradığında telefonda var sesimle bağırdım. Etraftaki bazı insanlar beni sakinleştirmek için geldiler, su getirdiler biraz sakinledim. Ardından eşim de geldi. Benimle biraz konuştu sakinleştirmeye çalıştı. Oradan da kalkıp sakince evimize geldik. Buraya kadar bir problem kalmadığını düşünüyordum ki evde sebepsiz yere bir tartışma daha çıktı. Nasıl çıktığını bile anlamadım, yani bana evde niye tartışmaya başladınız deseniz inanın buna hiçbir cevap veremem. Ben sinirlendikçe ve hakim olamadıkça kendi alnıma, kafama vurmaya başladım. Eşim de ben vurdukça sert bir şekilde bileklerimden tutup, koltuğa yatırarak beni durdurmaya çalıştı. Ben bileklerimi sıkma, bana böyle davranma daha kötü oluyorum dedikçe dinlemedi beni ite kaka, bileklerimi sıka sıka durdurmaya devam etti. Ben de bu defa eşime vurmaya başladım. Ben vurdukça o da bana sert davranmaya devam etti, beddualar etmeye başladı. Halbuki sadece sarılsaydı belki anında yatışıp duracaktım. Sonra da ne halin varsa gör diyip beni kendi halime bıraktı. Ben kendime zarar vermeye devam ettim. En sonunda dayanamayıp AMBULANSI aradım beni bu durumdan kurtarsınlar istedim. Çünkü kendimi asla durduramıyordum. Bu şekilde aradan bir saat geçti, bir saat boyunca kendime zarar verdim işkence ettim, eşim de ya öylece izledi ya da zorbalıkla beni durdurmaya çalıştı. En son bundan kurtulamayacağımı ve ambulansın da gelmediğini gördüm, eşim de “aradığın ambulans bile seni kurtarmaya gelmedi, benim başıma bela olma da ne yapıyorsan yap” şeklinde konuşmaya başlayınca ölmek istedim, salonun penceresine hızla çıktım ve kendimi aşağıya atacaktım. Çıktığımda polisleri ve AMBULANSI aşağıda gördüm, eşim de beni arkamdan yakaladı içeri doğru çekip yere düşürdü. Ardından ambulans görevlileri ve polisler yukarıya geldi, bana bişeyler sordular ancak ne sorduklarını bile hatırlamıyorum. Deli gibi vücudum titremeye başladı ve kaskatı kesildim. Ambulansla hastaneye kaldırdılar. Hastanede sakinleştirici iğne ve serum yaparak beni bir süre uyutup daha sonra taburcu ettiler. Eşim bu sırada yanımdaydı ama bana karşı buz gibiydi iyi misin diye bile sormadı. Taksiyle eve döndük. Evde biraz kendime gelmiştim ama öfkem hâlâ tam olarak geçmemişti. Eşime bu defa bana kötü davranarak beni hastanelik ettin, iyi misin diye bile sormadın diye saldırmaya başladım. Birkaç kez ittim omzuna falan vurdum. O da beni bir kere sertçe iterek koltuğa düşürdü. Koltuğun kenarına başımı çarpıp sersemledim. Yanıma gelip kolonya ile beni kendime getirmeye çalıştı, iyi misin bayıldın mı diye sorduğunu hatırlıyorum. Ben de defol dedim ve öylece uyuyup kaldım ya da bayıldım tam olarak hatırlamıyorum. Sabah işe gidemedim, o gitti. Beni öğleye kadar birkaç kez aramış, öğlen arasında da yemek getirdi yedirip tekrar işe gitti. İkimizin de psikolojisi bozuk tedavi olmamız gerekiyor, yaptıklarım için özür dilerim. Böyle olmasını istemedim dedi. Ama ben hâlâ kendimi berbat hissediyorum eşimi görmek istemiyorum. Beni sevmediğini düşünüyorum, belki bana biraz sevgiyle yaklaşsaydı benim öfkem bu noktalara gelmezdi diye düşünüyorum. Ama kavga sırasında özellikle ben öfkelenip kendime zarar verdiğimde tam bir düşman kesiliyor. Engel olmaya çalışmıyor ya da engel olsa bile bunu canımı yakarak yapıyor. Belki o an bir kere bile sarılsa bunların hiçbiri olmaz, sinirlerim bu denli bozulmaz ve bu noktalara gelmezdi. Öfkem günden güne daha korkunç bir hale geliyor ve o kadar umutsuzum ki çözümü yalnızca ölmekte görüyorum açıkçası. Yaşadığım sürece böyle devam edecek gibi görünüyor.

Uzun olduğunun farkındayım. Okuyan herkese yorumları ve tavsiyeleri için şimdiden teşekkür ederim. Umarım beni yargılamaz ya da sert bir üslup kullanarak konuşmazsınız çünkü gerçekten bu tarz şeyleri şu an okumaya hiç ama hiç gücüm yok.
Bu kadar gözünüz dönmüşken,bu kadar kendinden geçmişken her şeyi en ince ayrıntısına kadar nasıl hatırlıyorsun. Cinnet geçiren böyle hatırlamaz
 
Varan 1.

Ya bu çok saçma bir davranış. 2 kişi masada otururken masayı tek başınıza terk etmek olayı büyütür, sizin de amacınız olayın büyümesini engellemek değil, böyle davranışlarla ilgi görmek istemek.

Varan 2.

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? :işsiz: Kafanıza göre teşhis koyup ilaç bırakırsanız iyileşemezsiniz. Doktorlar müneccim değil, görüşme sonucunda en uygun olduğunu düşündüğümüz tedaviye başlarız ve 2 hafta sonra kontrole çağırırız, ki yan etki profili- fayda görme vb durumları tayin edip , tedavinin gidişatına karar verebilelim. Doktorunuza yan etkilerden bahsetseydiniz size en uygun tedaviyi birlikte bulabilirdiniz.

Varan 3.

Kusura bakmayın bu davranışlarınızı depresyonla açıklayamazsınız. ⬇️



Varan 4.

Varan 5.

Off, kusura bakmayın ama resmen histriyonik kişiliksiniz , sizdeki asıl sorun primer bir psikopatoloji ( örneğin majör depresyon) değil, resmen “tıptaki adıyla” ( asla hakaret amacıyla söylemiyorum) kişilik bozukluğu/ ikinci eksen kişilik özellikleri. Depresyon varsa da zaten var olan duruma eşlik ediyor diyebiliriz.

Eylemleriniz, davranışlarınız , acile başvurma şikayetiniz vb o kadar tipik ki, hep ben - merkezci davranan, olayları abartan,daima kendini mağdur ve haklı gören, haksız olsa da hep geçerli bir bahanesi olan, karşı tarafın daima hatalı olduğunu düşünen, sürekli ilgi isteyen ve ilgi göremediğinde kontrolü kaybedip konversif öfke nöbetleri geçiren , yani dört dörtlük bir histriyonik kb .

İşin kötü tarafı, B kümesi yani kişilik bozuklukları, tedavisi ilaç olan durumlar değildir, çünkü bunlar birer hastalık değil. Patolojik mizaç diyebiliriz basitçe.

Etrafınızla sağlıklı bir ilişki kurmak istiyorsanız kendinize çekidüzen vermeniz gerekiyor, çünkü bu etrafınızdakiler için öyle zor bir durum ki. Zannetmeyin ki sonsuz krediniz var , eğer çaba göstermezseniz yalnız kalırsınız.

Sizin gibi binlerce hastam oldu, maalesef ilaçlar belli başlı ve sınırlı noktalarda işe yaradı çünkü dediğim gibi sizin durumunuz bir hastalık değil.

Bir an önce psikoterapi + psikiyatri desteği almaya başlayın ve iradenizi kullanın, çünkü davranışlarınızı değiştirmezseniz ömür boyu böyle sağlıksız ilişkileriniz olacak.

Not : bir psikiyatrist olarak elbette şu kadarcık yazıyla ve sizi muayene etmeden tanı koyamam ve bu doğru da olmaz ama okuduklarım doğrultusunda naçizane görüşüm sizin dört dörtlük bir histriyonik kişilik olduğunuz yönündedir.

Saygılar.
Othera bilmiyordum psikiyatris
Varan 1.

Ya bu çok saçma bir davranış. 2 kişi masada otururken masayı tek başınıza terk etmek olayı büyütür, sizin de amacınız olayın büyümesini engellemek değil, böyle davranışlarla ilgi görmek istemek.

Varan 2.

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? :işsiz: Kafanıza göre teşhis koyup ilaç bırakırsanız iyileşemezsiniz. Doktorlar müneccim değil, görüşme sonucunda en uygun olduğunu düşündüğümüz tedaviye başlarız ve 2 hafta sonra kontrole çağırırız, ki yan etki profili- fayda görme vb durumları tayin edip , tedavinin gidişatına karar verebilelim. Doktorunuza yan etkilerden bahsetseydiniz size en uygun tedaviyi birlikte bulabilirdiniz.

Varan 3.

Kusura bakmayın bu davranışlarınızı depresyonla açıklayamazsınız. ⬇️



Varan 4.

Varan 5.

Off, kusura bakmayın ama resmen histriyonik kişiliksiniz , sizdeki asıl sorun primer bir psikopatoloji ( örneğin majör depresyon) değil, resmen “tıptaki adıyla” ( asla hakaret amacıyla söylemiyorum) kişilik bozukluğu/ ikinci eksen kişilik özellikleri. Depresyon varsa da zaten var olan duruma eşlik ediyor diyebiliriz.

Eylemleriniz, davranışlarınız , acile başvurma şikayetiniz vb o kadar tipik ki, hep ben - merkezci davranan, olayları abartan,daima kendini mağdur ve haklı gören, haksız olsa da hep geçerli bir bahanesi olan, karşı tarafın daima hatalı olduğunu düşünen, sürekli ilgi isteyen ve ilgi göremediğinde kontrolü kaybedip konversif öfke nöbetleri geçiren , yani dört dörtlük bir histriyonik kb .

İşin kötü tarafı, B kümesi yani kişilik bozuklukları, tedavisi ilaç olan durumlar değildir, çünkü bunlar birer hastalık değil. Patolojik mizaç diyebiliriz basitçe.

Etrafınızla sağlıklı bir ilişki kurmak istiyorsanız kendinize çekidüzen vermeniz gerekiyor, çünkü bu etrafınızdakiler için öyle zor bir durum ki. Zannetmeyin ki sonsuz krediniz var , eğer çaba göstermezseniz yalnız kalırsınız.

Sizin gibi binlerce hastam oldu, maalesef ilaçlar belli başlı ve sınırlı noktalarda işe yaradı çünkü dediğim gibi sizin durumunuz bir hastalık değil.

Bir an önce psikoterapi + psikiyatri desteği almaya başlayın ve iradenizi kullanın, çünkü davranışlarınızı değiştirmezseniz ömür boyu böyle sağlıksız ilişkileriniz olacak.

Not : bir psikiyatrist olarak elbette şu kadarcık yazıyla ve sizi muayene etmeden tanı koyamam ve bu doğru da olmaz ama okuduklarım doğrultusunda naçizane görüşüm sizin dört dörtlük bir histriyonik kişilik olduğunuz yönündedir.

Saygılar.
Bilmiyordum psikiyatrist olduğunuzu 🥰 çok saygı duyuyorum bu meslek dalına ve psikologlara..Başarılarınızın devamını dilerim 🌺
 
Hayır maalesef sadece acilde sakinleştirici serum yapıp gönderdiler. Sanırım onlar da benimle uğraşmak istemediler. Zaten bu ülkede ruh hastalıkları hastalık olarak görülmüyor ve ciddiye alınmıyor yoksa ben de çoktan iyileşmiş olurdum bu hale gelmezdim.
Histeri krizine ne yapılacaktı? Acil nöbetlerimde sizin gibi histeri kriziyle gelen bir sürü hastayla karşılaşıyorum, adı üstünde ACİL SERVİS olduğu için kimse size orada psikoterapi yapamaz. Yapmak zorunda da değil. Size orada yapılabilecek MAKSİMUM tedavi ve uygulama , mahal güvenliğini sağlayıp, vitallerinizi stabil hale getirip , biraz rahatlayabilmeniz için bir trankilizan ajan uygulayıp taburculuk sonrasında polikliniğe yönlendirmek olacaktır.

Madem çok önemsiyorsunuz ruh sağlığınızı, o zaman “ ilaçlar yan etki yaptı o yüzden bıraktım” demeyeceksiniz, bir zahmet poliklinik kontrollerinize düzenli gidip, her şeyi ilaçlar ve başkalarından beklemeyerek iradenizi kullanıp kendinizi kontrol edeceksiniz. Acil servisler acil durumlarda acil müdaheleler içindir, uzun soluklu tedaviler için değil.
 
Merhabalar. Kendimi o kadar çaresiz ve tükenmiş hissediyorum ki lütfen yargılayıcı üslupla yorumlar yapmayın, okumaya gücüm olduğunu zannetmiyorum.
Eşimle yaklaşık bir yıldır evliyiz. Evliliğimin ilk yılı bu gibi olaylar yüzünden tam bir cehennem azabına dönüştü diyebilirim. Tam her şey çok güzel gidiyor, çok mutluyum derken bir anda patlayan kavgalar, kavga değil de savaş mı demeliyim bilemiyorum. Aramız iyiyken beni mutluluktan havalara uçuran, beni çok sevdiğini düşündüğüm eşim kavga sırasında tam bir düşmana dönüşüyor. Sanki karşısında kendimi parçalasam veya ölsem öylece izler, ya da yok olmama yardım eder. Girişi biraz uzattığımın farkındayım, ama yaşadıklarımı, hissettiklerimi tam olarak ifade etmem için yeterli bile değil. Şimdi dün geceki olayı anlatmaya başlıyorum.

Bir süredir her şey gayet güzel ilerliyordu, artık o tam bir felaket olan kavgalarımızın son bulduğunu düşünmeye başlayacaktım ki çok geçmeden bir yenisi daha eklendi. Birkaç gündür havalar da güzelleştiğinden eve kapanmayalım, hava alalım diye iş çıkışlarında eşimle sahile gidiyorduk. Dün gece sahilde bir kafeye oturduk bir şeyler yiyecektik. Eşimle karşılıklı oturuyorduk. Bir ara kalkıp yanıma geldi, bana sarıldı ve eğilerek yanağımdan öptü. Öpmesiyle birlikte yanımıza tesisin güvenliği geldi, etrafta çocuklar ve aileler olduğu için şikayet aldıklarını, eşimin bana sarılıp öpmesinden rahatsız olduklarını söylediler. Önce masa değiştirdik, daha sakin kalabalık olmayan bir yere geçelim dedik. Sonra benim çok moralim bozuldu, o gerginlikle eşimle tartışmaya başladık ve olay büyümesin diye ben masadan kalkıp kafeden ayrıldım. Kafenin tam karşısında bir kumsal vardı oraya oturup ağlamaya başladım. Bu arada ben ağır bir depresyon geçiriyorum ve tedavi görmekteydim. Fakat ilaçlarım yan etki yaptığı için tedavimi de yarım bırakmak durumunda kaldım. Böyle olunca da daha öfkeli ve agresif, bir o kadar alıngan ve hassas bir yapıya büründüm bu sıralar. Eşim de benimle birlikte depresyon ve öfke kontrolsüzlüğü için seansa geldi ancak ilaçlarını kullanmadı. Ben olayın etkisiyle hüngür hüngür ağlamaya başladım. Eşim beni aradığında telefonda var sesimle bağırdım. Etraftaki bazı insanlar beni sakinleştirmek için geldiler, su getirdiler biraz sakinledim. Ardından eşim de geldi. Benimle biraz konuştu sakinleştirmeye çalıştı. Oradan da kalkıp sakince evimize geldik. Buraya kadar bir problem kalmadığını düşünüyordum ki evde sebepsiz yere bir tartışma daha çıktı. Nasıl çıktığını bile anlamadım, yani bana evde niye tartışmaya başladınız deseniz inanın buna hiçbir cevap veremem. Ben sinirlendikçe ve hakim olamadıkça kendi alnıma, kafama vurmaya başladım. Eşim de ben vurdukça sert bir şekilde bileklerimden tutup, koltuğa yatırarak beni durdurmaya çalıştı. Ben bileklerimi sıkma, bana böyle davranma daha kötü oluyorum dedikçe dinlemedi beni ite kaka, bileklerimi sıka sıka durdurmaya devam etti. Ben de bu defa eşime vurmaya başladım. Ben vurdukça o da bana sert davranmaya devam etti, beddualar etmeye başladı. Halbuki sadece sarılsaydı belki anında yatışıp duracaktım. Sonra da ne halin varsa gör diyip beni kendi halime bıraktı. Ben kendime zarar vermeye devam ettim. En sonunda dayanamayıp AMBULANSI aradım beni bu durumdan kurtarsınlar istedim. Çünkü kendimi asla durduramıyordum. Bu şekilde aradan bir saat geçti, bir saat boyunca kendime zarar verdim işkence ettim, eşim de ya öylece izledi ya da zorbalıkla beni durdurmaya çalıştı. En son bundan kurtulamayacağımı ve ambulansın da gelmediğini gördüm, eşim de “aradığın ambulans bile seni kurtarmaya gelmedi, benim başıma bela olma da ne yapıyorsan yap” şeklinde konuşmaya başlayınca ölmek istedim, salonun penceresine hızla çıktım ve kendimi aşağıya atacaktım. Çıktığımda polisleri ve AMBULANSI aşağıda gördüm, eşim de beni arkamdan yakaladı içeri doğru çekip yere düşürdü. Ardından ambulans görevlileri ve polisler yukarıya geldi, bana bişeyler sordular ancak ne sorduklarını bile hatırlamıyorum. Deli gibi vücudum titremeye başladı ve kaskatı kesildim. Ambulansla hastaneye kaldırdılar. Hastanede sakinleştirici iğne ve serum yaparak beni bir süre uyutup daha sonra taburcu ettiler. Eşim bu sırada yanımdaydı ama bana karşı buz gibiydi iyi misin diye bile sormadı. Taksiyle eve döndük. Evde biraz kendime gelmiştim ama öfkem hâlâ tam olarak geçmemişti. Eşime bu defa bana kötü davranarak beni hastanelik ettin, iyi misin diye bile sormadın diye saldırmaya başladım. Birkaç kez ittim omzuna falan vurdum. O da beni bir kere sertçe iterek koltuğa düşürdü. Koltuğun kenarına başımı çarpıp sersemledim. Yanıma gelip kolonya ile beni kendime getirmeye çalıştı, iyi misin bayıldın mı diye sorduğunu hatırlıyorum. Ben de defol dedim ve öylece uyuyup kaldım ya da bayıldım tam olarak hatırlamıyorum. Sabah işe gidemedim, o gitti. Beni öğleye kadar birkaç kez aramış, öğlen arasında da yemek getirdi yedirip tekrar işe gitti. İkimizin de psikolojisi bozuk tedavi olmamız gerekiyor, yaptıklarım için özür dilerim. Böyle olmasını istemedim dedi. Ama ben hâlâ kendimi berbat hissediyorum eşimi görmek istemiyorum. Beni sevmediğini düşünüyorum, belki bana biraz sevgiyle yaklaşsaydı benim öfkem bu noktalara gelmezdi diye düşünüyorum. Ama kavga sırasında özellikle ben öfkelenip kendime zarar verdiğimde tam bir düşman kesiliyor. Engel olmaya çalışmıyor ya da engel olsa bile bunu canımı yakarak yapıyor. Belki o an bir kere bile sarılsa bunların hiçbiri olmaz, sinirlerim bu denli bozulmaz ve bu noktalara gelmezdi. Öfkem günden güne daha korkunç bir hale geliyor ve o kadar umutsuzum ki çözümü yalnızca ölmekte görüyorum açıkçası. Yaşadığım sürece böyle devam edecek gibi görünüyor.

Uzun olduğunun farkındayım. Okuyan herkese yorumları ve tavsiyeleri için şimdiden teşekkür ederim. Umarım beni yargılamaz ya da sert bir üslup kullanarak konuşmazsınız çünkü gerçekten bu tarz şeyleri şu an okumaya hiç ama hiç gücüm yok.
Kusura bakmayın ama ben sizi haklı göremedim. Davranışlarınız hiç normal gelmedi bana, ortada hiçbir şey yokken saçma bir kavgaya tutuşmuşsunuz. Yerinizde olsam acilen tedavime devam ederdim ve varsa çocuk düşünceniz, uzun bir süre o fikri silip atardım. Kirmak da istemiyorum sizi ama iki yetişkin insanın sergileyeceği davranışlar değil bunlar.
 
Varan 1.

Ya bu çok saçma bir davranış. 2 kişi masada otururken masayı tek başınıza terk etmek olayı büyütür, sizin de amacınız olayın büyümesini engellemek değil, böyle davranışlarla ilgi görmek istemek.

Varan 2.

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? :işsiz: Kafanıza göre teşhis koyup ilaç bırakırsanız iyileşemezsiniz. Doktorlar müneccim değil, görüşme sonucunda en uygun olduğunu düşündüğümüz tedaviye başlarız ve 2 hafta sonra kontrole çağırırız, ki yan etki profili- fayda görme vb durumları tayin edip , tedavinin gidişatına karar verebilelim. Doktorunuza yan etkilerden bahsetseydiniz size en uygun tedaviyi birlikte bulabilirdiniz.

Varan 3.

Kusura bakmayın bu davranışlarınızı depresyonla açıklayamazsınız. ⬇️



Varan 4.

Varan 5.

Off, kusura bakmayın ama resmen histriyonik kişiliksiniz , sizdeki asıl sorun primer bir psikopatoloji ( örneğin majör depresyon) değil, resmen “tıptaki adıyla” ( asla hakaret amacıyla söylemiyorum) kişilik bozukluğu/ ikinci eksen kişilik özellikleri. Depresyon varsa da zaten var olan duruma eşlik ediyor diyebiliriz.

Eylemleriniz, davranışlarınız , acile başvurma şikayetiniz vb o kadar tipik ki, hep ben - merkezci davranan, olayları abartan,daima kendini mağdur ve haklı gören, haksız olsa da hep geçerli bir bahanesi olan, karşı tarafın daima hatalı olduğunu düşünen, sürekli ilgi isteyen ve ilgi göremediğinde kontrolü kaybedip konversif öfke nöbetleri geçiren , yani dört dörtlük bir histriyonik kb .

İşin kötü tarafı, B kümesi yani kişilik bozuklukları, tedavisi ilaç olan durumlar değildir, çünkü bunlar birer hastalık değil. Patolojik mizaç diyebiliriz basitçe.

Etrafınızla sağlıklı bir ilişki kurmak istiyorsanız kendinize çekidüzen vermeniz gerekiyor, çünkü bu etrafınızdakiler için öyle zor bir durum ki. Zannetmeyin ki sonsuz krediniz var , eğer çaba göstermezseniz yalnız kalırsınız.

Sizin gibi binlerce hastam oldu, maalesef ilaçlar belli başlı ve sınırlı noktalarda işe yaradı çünkü dediğim gibi sizin durumunuz bir hastalık değil.

Bir an önce psikoterapi + psikiyatri desteği almaya başlayın ve iradenizi kullanın, çünkü davranışlarınızı değiştirmezseniz ömür boyu böyle sağlıksız ilişkileriniz olacak.

Not : bir psikiyatrist olarak elbette şu kadarcık yazıyla ve sizi muayene etmeden tanı koyamam ve bu doğru da olmaz ama okuduklarım doğrultusunda naçizane görüşüm sizin dört dörtlük bir histriyonik kişilik olduğunuz yönündedir.

Saygılar.
Doktor hanim, hastaneye intihar vakasi olarak gelen hastalara sadece sakinlestirici igne yapılıp, polis ifade aldiktan sonra sikayetim yok derse olayin pesi birakiliyor mu?

Benim bildigim prosedur biraz daha farkliydi sanki?
 
X