Eşimin Oğluma Tavrı

4 aylık çocuğa tv ve video seyrettirmek mi? Ne anladın bakalım ''tipsiz cocuk'' diye de soruyor mu? Doğurmak ve yapmak işin kolay kısmı. Zor kısmı yetiştirmek ve büyütmek. Sana sabır, eşine de akıl ve mantık diliyorum.
 
eşinin çocuğu senden bile çok istemediğini bildiğim için küfüre kadar olabilir diyordum. Ama minicik bi bebeğe ciddi ciddi sinirlenip küfür etmek de ne bileyim vicdansızlık.
O böyle yaptıkça sen bebeğine daha çok bağlanıcaksın, sana artısı kabullenme sürecini hızlandırmak olacak
 
Merhaba herkese...
Yaklaşık 4 aylık bir oğlum var. Çocuk sahibi olmak istemezken hamile olduğumu öğrendim ve doğum yapınca depresyonun dibine vurdum. Sevemedim veya öyle zannettim, kabus gibi zamanlar geçirdim. Bu süreçte eşim çok destek oldu keza benim ve onun ailesi de. Zamanla alıştım, sevdim ve eğlenmeye başladım. Tabi bunun için denemediğim yöntem de kalmadı. Velhasıl azıcık burnumu çıkarmışken hemen bana dert olan meseleleri açıyorum. Benzer şeyleri tecrübe etmiş olanlar muhakkak vardır.

Konu eşimin oğluma olan davranışları, hitap şekli. Ben eleştirdiğimde ise aldığım cevap "senin konuşmaya hakkın yok, dün istemediğin bebek için şimdi bana akıl mı veriyorsun" gibi şeyler. Haklı değil, evet istemiyordum ama ilgimi, bakımımı, güzel sözlerimi hiç eksik etmedim. Ben annemden de babamdan da sarılıp öpme gibi şeyler görmedim, ağladığımda teselli edilmedim, başarılı olduğumda takdir edilmedim zaten görevin diyerek geçiştirildim. Bu sebeple işin bu kısmına özellikle dikkat ediyorum şimdiden. Ve tabi ki oğlumla ilgilenirken televizyon açık olmuyor, elimde telefon olmuyor. Bunları artık kilimcinin kör oğlu bile biliyor zannediyorum ama eşimde işler tam tersi. İlgilenme şeklini anlatıyorum size;

Bir elinde telefon diğer elinde çocuğu tutmak şeklinde. Duruyor işte diyor ama telefona kilitlenip kalıyor çocuk.
Sabah 7 gibi uyanınca bazen eşim alıp salona geçiyor ben 2 saat daha uyuyorum. Kameradan baktım ki ne konuşma ne sevme hiç bir şey yok. Televizyonun karşısında salıncağına koymuş, ağzına da emzik hipnotize olmuş gibi bakıyor.
Uyku saati şaşınca çok huysuz oluyor ve ağlama krizine giriyor, eşimden tepkiler " sus lan totoş, zırlama, ne uyuz çocuk oldun" gibi sözler ve hatta ciddi anlamda sinirlenirse küfürler... Zaten ağzı bozuk olduğu için ne dediğinin bile farkında değil çoğu zaman. Ne biçim konuştun diyince ne dedim ki diyebiliyor.

Sıkıldığında veya bir şeyi istemediğinde ı ıh diyor. Misal oyun halısına koyduk anında başlıyor ı ıh ı ıh. Bunun arkası ağlamak yani, defalarca tecrübe ettim, koyma oyun halısına istemiyor. İş krize dönmeden halletmek gerekiyor. Eşiminse ağzına sakız oldu bırak ağlasın, sürekli bununla mı uğraşılır demek. Niye ağlasın yahu? Onu istemediğini daha nasıl anlatsın çocuk dile geldi resmen ama yok. O ağlayacak ama onun istediği olmayacak, ağlayarak istediğini elde edemeyeceğini şimdiden öğrenecekmiş. Böyle bir inatlaşma hali.


Yani benim ilgilenme şeklim ile eşiminki tam tersi ve ben sürekli oğlumla eşim arasında tampon bölge olmak istemiyorum. oğlum da örnek alsın istemiyorum. Ben gün boyu " bal böceğim, minik kuşum, kara oğlum" diye severken eşim "napıyon lan tipsiz" diyor. Ben gün boyu konuşup kitap okuyup ayına uygun oyunlar oynarken eşim ilgilendiği 2-3 saatin büyük kısmında tv izletip telefona baktırıyor.
Daha sayamadığım bir çok şey ama az çok durum canlanmıştır kafanızda.

Bilmiyorum okuyunca nasıl görünüyor ama bana çok yanlış geliyor. Bir arkadaşıma bahsettim "ilgilensin de bırak nasıl ilgilenirse ilgilensin, söylenme, akıl verme" dedi. Böyle mi yapmak lazım? Bu ikilemden oğlum nasıl etkilenir? Ben nasıl düzene sokarım bu durumu? Güvenmeyip hep kendim ilgilensem bu sefer eşim dışarıda kalacak, ona müsaade etsem oğlum etkilenecek, konuşsam anlamıyor konuşmasam çatlıyorum.

Son iki paragrafı okuyamadım bile. Daral geldi yani. Adam siz uyurken iki saat siz uyuyun diye oyalıyor siz kalkıp nasıl oyalıyor diye kameraya bakıyorsunuz. Sevme şekline bile karısıyorsunuz. Halıya koyduysa cocuk ağlarsa alır ya kasmayın bu kadar çocugun her istediğini hemen istediği an yaparsanız işiniz çok zor.... Bir de yani sen anneysen o da baba. Bırak rahat ver huzur ver adama. Sonra cocuk oldu adam değişti diye konu açılıp duruyor değişen kadınlar aslında. Kötü davranmıyorsa ki bunu yapması için psikopat olması lazım. Sıkmayın adamları. Hayat kısa. Sürekli çocukla ilgilenmeyin adama da zaman ayırın
 
4 aylik bebek 2 saat tv karsisinda birakilmaz , hatta 2 dakika bile birakilmaz
Cok cok cok cok tehlikeli koalina
Oburkuleri gec ama bu konuda esini al doktora gotur , cocuk doktorunuz uzun uzun anlatsin esine verdigi zarari ve sebep olacaklari

Sonra 2 sene sonra burada cocugum otistik mi vs diye konu acarsin onlemini simdi almazsan
 
Çok söylenince de işte sen istemiyordun şimdi kıymetli mi oldu tarzı şeyler söylüyor ve zaten düzeltmiyor tavrını.

Eşim zaten biliyor, hatta geçen gün eve gelen bir misafir çocuğundan bahsetti. Çocuk daha ufak ama elinde telefon, karşısında tv açık. Aksi olursa basıyor çığlığı. Ne yanlış tavır dedi ben de büyürken önünde televizyon ve telefon görürse o da ister haliyle, sen de dikkat et dedim.

Her dediği ne olabilir 4 aylık bebeğin? Sadece rahatsız olduğu durumları belli ediyor, yatmak istemiyor, yemek istemiyor vb gibi.

Çok teşekkür ederim, insan alışıyormuş gerçekten. İletişimi elbette artar ama açıkçası eşimin huyu bu. Yani küfür olayı her zaman var.

Bilemiyorum ne hissettiğini ve düşündüğünü soruyorum ama hiç bir şey söylemiyor. Daha doğrusu herhangi bir his beslemediğini ama ilk zamanlardaki gibi de olmadığını söyledi o kadar.

Kesinlikle. Ekstra bir şey yapmasın ama televizyon ve telefondan da uzak tutsun istiyorum

Başlarda bakımıyla ilgili de karışıyordum ama onu yapmayı bıraktım. Yalnız adamın huyu-karakteri bu, nasıl değişebilir bilmiyorum.

Sessiz dursun diye herhalde karşısında salıncağına koyuyor. Küfür herkese var nerdeyse...

Ben ekstra bir şeyler yapsın istemiyorum ama bariz zararlı şeyleri de yapmayıversin. Sabırlı olsun, küfür etmesin, teknolojiden uzak dursun, kötü konuşmasın, bağırmasın gibi. Oturup kitap okumasın ama bunları da yapmasın...
Haklisin, tabi önceligin bunları yapmaması olmalı..
Ama ekstra birşey beklemiyorum deme, beklemelisin, zira bebeginizin de sadece yapmaması gerekenlere değil, yapmasi gereken doğru şeylere de çok ihtiyacı var..
Kimse küfür etmiyor diye babasına saygı sevgi duymaz, sağlıklı bir birey olmaz.
Kitap okumasına, gidiklamasina, konuşup şarkı söylemesine, dans etmesine zamanla değişken gösteren her güzel ana ihtiyacı var, olacak..
Ama lütfen senin gibi zor bir depresyonu atlatmış, bebeğine yeni yeni adapte olmuş bir anneye sen daha düne kadar istemiyordun demesine izin verme.
Hakettigin desteği vermiş iyi hoş, ama şimdi niye böyle konuşuyor, konunun sessiz takipcisiydim, bence başarılı bir annesin, tebrik ederim.
Eşinin seni bu şekilde eleştirmeye hakkı yok, kendi yanlışını senin elinde olmadan yaşadığın durumla kiyaslamasin..
Kusura bakma, ben bebeğinize olan tavrı kadar, sana bu söylemine de takıldım..
 
Telefon o kadar elinde madem örnek baba hesaplarını takip etsin. :)

İyi baba nasıl olur gerçekten bilemeyebilir ama öğrenebilir bence..

Bir sen bir o ilgilenmenin dışında hep birlikte vakit geçirseniz nasıl olur acaba?
Bence senden öğrenir zamanla kaliteli vakit geçirmeyi.
Birlikte eğitici oyunlar oynasanız, şarkılar söyleseniz..
Evet eşinin de öğretmeni olacaksın.

Zor iş kabul ediyorum ama mecbur :)

Hitaplara çok takılmadım.
Tipsiz, çirkin diye sever kimi.
Ama küfür konusunda katı ol kesinlikle.
Yakında hepsini anlayacak ve alacak.
Sinirlendiğinde bize küfür eden bir çocuğumuz olsun ister misin diye anlat..
Öyle bir anlat ki o güne götür ve yaşat resmen :)
Başarırsın sen bu işi!

Bu arada daha iyi olmana çok sevindim.
Sen iyi olduktan sonrasını düzeltmek kolay:KK66:
 
Valla genellemek istemiyorum ama erkeklerin çoğu böyle.
Eşim küfür etmez konuştuğuna dikkat ederdi ama çocuğa o çağda nasıl bakacağını da bilemezdi.
Biraz bak diye verdiğim de kendi TV de çocuk da anakucağında kendi kendine kalırdı.
Çocuk kalkıp yürümeye başlayınca oldu adam.
Şimdi benden daha iyi ilgilenir ve bakar diyebilirim.
Erkeklerin babalık programı biraz geç yükleniyor sanırım.
 
Benim eşimin anlattıklarından tek farkı, çocuğa küfür etmiyor oluşu. Ki müsaade etsem kaba saba lanlı lunlu konuşuyordu. Neyse ki bıraktı bu tutumunu.

Geri kalan her şey aynı. İki dakika ilgilen desem eline telefon verir. İnatlaşır, üç yaşındaki çocukla yarışır benim dediğim olacak diye. Sonunda ne oldu biliyor musun? Üç buçuk yılın sonunda asla babasıyla zaman geçirmek istemeyen bir çocuk ve kendi aleminde yaşayan bir angut var evde.

Ben artık vazgeçtim çabalamaktan. Eşime de söyledim. Maddi katkın ve spermin dışında hiçbir emeğin yok. Biz iki kişilik bir hayat yaşıyoruz öyle de devam edecek belli ki.

Bugün aldım oğlumu Kadıköy, karaköy arasında gezdik durduk. Tam manasıyla anam ağladı huysuzluklarından. Lakin ben babasından farklı olarak pes etmiyorum. Nasılsa çocuk durmuyor deyip eve hapsetmiyorum. Ben çocukla gezmeyi sevmiyorum sinirleniyorum deyip çocuğu sosyal alanlardan uzak tutmuyorum. Şimdi bu adam çıkıp ki zamanında demişti "sen zaten istemiyordun olmasını. Ben istedim" derse onu parçalarım. Gerçek manada parçalarım. Etimle kemiğimle hatta her hücremle annelik yapıyorum. Baba ne yapıyor? Koca bir hiç. Umurumda mı? Valla artık hiç umurumda değil. Kendi karanlığında boğulsun.

Bunlar bir iki yıl sonra yaşayacakların. Anlattığın koca profiline bakılırsa benim geçtiğim yollardan geçeceksin sen de. Tam da bu yüzden asla ağzını açmasına müsaade etme. Ben bir iki yıl önce zerre katkısı olmadığı halde anneliğime laf söylemesine müsaade ettiğim günlere kızıyorum şimdi. Keşke kes sesini git telefonla sevişmeye devam et deseydim.
 
Koalina Koalina ben Astoria Astoria ya katılıyorum
Bunun üzerine konuşabileceğin en uygun üyede kendisi
Bence özelden bi danış

Ya konunun uzmanıyım diyemem tabi, buradan görebildiğim kadarıyla yorumluyorum. Yüz yüze çalıştığım bir çift olsaydı belki daha farklı ele alabilirdim. Ama tabi danışmak isterse elimden geldiği kadarıyla yardımcı olurum.
 
İlk zamanlarda, anne/baba olarak birbirinizi yeni görevleriniz ile tanıdığınız bu süreçte uyumsuzluk yaşamanız, birbirinizin metotlarını eleştirmeniz ve yanlışları görerek müdahil olmayı istemeniz çok normal Koalina.
Her baba bu şekilde değil elbette ama, bazı babaların, çocuk büyütürken daha relaks olduğunu ve (Bilhassa erkek çocuklarda) daha "Kankamsı" bir moda girdiğini söyleyebilirim.

Eşimle oğlumdan örnek verecek olursam (Ki geçmiş konularımda baya bi höykündüm durdum); eşim vurdulu kırdılı dizilerden hoşlanan ve izlerken kilitlenip kalan bir adam. Sabah kahvaltısına, havaya açılan keleş ateşi sesleri ile oturduğumu filan bilirim, bol sesli şekilde günün her saati dizi-film izleyebilen bir tip-ti. Kendi rahatsızlığımdan geçtim, evde küçük bir çocuğumuz var, bunu göz önünde bulundurmalısın diye defalarca söyledim, "Bir şey olmaz" diye hafife aldı ve ben de baktım baş edemiyorum, "Gece korkarak uyanıyor oğlan, ses var diye ağlıyor" gibisinden bir yalan uydurup eşimin bu silahlı dizi olayının üstesinden geldim.

Balkonun ucunda sigara içer, sandalye çeker, unuturdu ve bende herkesin kçını takip etme tiki başlamıştı. Pencereyi mi açık bıraktı, yine sandalye mi çekti bir tarafa diye huzursuzdum, oğlanın koltuklara-sandalyelere tırmanabildiği ilk zamanları yaşıyorduk. Pek çok kez uyardım "Bak çocuk düşer uçar bir şey olur, seni asla affetmem beni de kaybedersin biteriz, beni bırak kendini yer bitirirsin suçluluk duygunla; dikkat et, maksimum dikkat, bu evde küçük çocuk var sandalye u-nu-ta-maz-sın, unutma lüksün yok!" diye. Adam tamam dedi ama yok yani, nasılsa Gangsta her daim tetikte ya, rahat... Ben de korkuttum adamı sandalyeyi unuttuğu gün; "Oğlanı sandalyenin üzerinde yakaladım, tuttum" dedim küstüm günlerce tribini attım. Şimdi balkona sandalye çıkarmıyor, bk gibi rengi atmıştı öyle anlatınca.

Baktın çocuğa sakıncalı bir şeyler içinde ve bunu reddediyor, farkında değil; konuşarak, güzelce söyleyerek çözemiyorsun; sanki "Oluyormuş gibi, olası sonuçları" aktar, kiminin kafasına öyle dank ediyor.
Korkuyorum ki o anladığında çok geç olacak. Biraz daha büyük olsa söylenir de şu an yeni yeni insan kıvamı alıyor çocuk.
Bağırma huyu var mesela, kıxmak değil de bormalde bağırarak falan konuşur. Ya da bir şey zlerken ani bağırarak tepki verir, aşırı sesli güler. Çocuk korkuyor haliyle ani olunca. Kendisi de görüyor sıçradığını, tedirgin olduğunu ama umrunda değil.

Aa bu biz valla aynisi:)kavgayla cozdum canim baska turlu olmadi ama sacimda 1tane siyah kalmadi. Iki lafi vardi esimin ona patronun kim oldugunu gosterelim ve sen benim cocugumla arama giremezsin ben boyle seviyorum. Zamaninda birakip gidiyordun cocugu karisamazsin falan bi suru laf. Anlattim anlattim coksukur cocuk 2 yasini gectiginde anladi. Kufur eden adamlari asagiladim vasat ve cahil olduklarini soyledim boyle bir ortamda cocuk yetistirmeyecegimi soyledim hep kavgayla cozdum yani
Aynen, terbiye etmeye çalışıyor. Dha kırkı çıkmamıştı yalandan ağlıyor diyordu. Daha doğru düzgün görmeyen bebek yalandan nasıl ağlar acaba?
Totoş ne tipsiz ne ya belli babasıda böyle hitap etmiş bu hale gelmiş adam :işsiz:
O onun sevme şekli, babası da hiç öyle biri değil aslında. El bebek, gül bebek büyütmüşler.
Uf ya koalina seni severim ama bu bebeğe çok üzülüyorum ben ve malesef söylemeden geçemeyeceğim siz ikiniz anne baba olmamalıymışsınız, kırdıysam hakkını helal et
Ben öyle düşünmüyorum şu an hatta tam tersi anne olmalıymışım diye düşünüyorum. Zaman zaman bunalıyorum yine, özel zamanlara ihtiyaç duyuyorum ama eminim çocuğu 20 yaşında da olsa her anne benzer duygular hissediyordur; arada yalnız kalmak, kafa dinlemek vb. Bebeğim çok mutlu ve sakin bir bebek, doğduğu günden beri " minik kuşum, bal böceğim, ağzını yediğim" şeklinde seviyorum. Çok sıkıntılıydım, hala tam atlatamadım ama elimden gelenin fazlasını yapıyorum.
Eşimi bilemeyeceğim, o brnim kadar vakit geçirmediği için hem bağı yok hem kendini frenleyemiyor.
bu olaylar haricinde karı koca ilişkiniz nasıl?
Başlarda çok sorubluyduk ama son yıllarda daha sakin ve anlayışlıyız. Eşimin genel tavrı umursamaz ve bildiğini okumak üzerine kurulu zaten.
Kurdun eline kuzuyu teslim etmek bu oluyor bu yüzden çocuklara kendim bakıyorum çünkü.erkek 1 dart bakabilir yapamıyorlar kendi isini kendin görecek ben öyle yapiyor
Sadece kendim bakmak istemiyorum, neticede örnek alacağı, büyüdükçe daha çok vakit geçireceği br babası var. O da ilgilenmek zorunda. Günde 2 saat falan ilgileniyordur zaten onun da 10 dakikası konuşma, oynama ; kalan zamanı boş.
İnsanlar duygularını her zaman açıkça söyleyemeyebilir, bazen kendine bile itiraf edemeyebilir. Duygu çözümlemesi yapmak zordur; çünkü duygular katmanlıdır, iç içe geçer. Ben danışanlarıma da söylüyorum, duygu ayırt etmek 40 kat baklavanın içinden tek bir katı çekip alabilmeye benzer diye. O yüzden eşin ayırdına varamamış olabilir, çok da şaşırtıcı değil.
Yani şöyle söyleyeyim eşimin sadece oğluna depil herkese karşı tavrı bu. İnsan bekliyor ki bebek olunca daha anlayışlı daha sorumluluk sahibi olsun ama hiç bir şey değişmedi onun için. Misal hafta sonu bangır bangır müzik açıyorsa yine açıyor, onun da alışmasını bekliyor bu hayata.
Şu an sıkıldığını söyledi, dönüt alamıyorum, bir şey paylaşamıyorum sadece bakmak da şimdilik sıkıcı. Büyüdükçe konuştukça bağ kurarım ancak diyor.
Küfür ve saçma sapan konuşma harici aynı. Bi saat ilgilen diye başbaşa bıraksam ya uyur ya video izler az konuş çocukla az ilgilen yok, daha tek şey öğrettiği yoktur. Oynadığı tek oyun güreşmek çocukla. Her gün evde ring var. Onda da kesin çocuğu bi yere çarpar. :110:
Tipsiz falan diye sevmesi bir şey değil. Artık o kadarına karışılmaz da. Küfür ne ya. Hele sinirlenmek. 4 aylık bebeğe sinirleniyorsa ilerde ne yapacak acaba. Ne diyim Allah çocukların başından analarını eksik etmesin.
Hiç ilgilenmiyor diyemem ama kısa sürede sıkılıyor. Ne diyeyim değişmesini umuyorum ama ne zaman
Hitap sekli hepsinden daha kotu geldi bana :/
:/
 
Başlarda çok sorubluyduk ama son yıllarda daha sakin ve anlayışlıyız. Eşimin genel tavrı umursamaz ve bildiğini okumak üzerine kurulu zaten.
e bu nasıl sakin ve anlayışlı olmak? size sakin ama çocuğa değil mi?
bilmiyorum yani kafamda oturtamıyorum. kim bi bebeğe küfreder ki?
 
Nedense okuyunca bebeğe üzüldüm çünkü sizin de anaç bir tarzınız yok ve belli ki eşiniz de merhametli sevgi dolu bi tip değil...Napıyon la totoş nedir, bence bariz gıcık olma ve sevgisizlik örneği...Üzgünüm ama ebeveynler çok değişmiyor yani bu sevgisizlik ve anaç olmama durumu ilerde değişen bişi değil.Naparsınız bilemem de keşke çocuk sahibi olmasaydınız.
 
Nedense okuyunca bebeğe üzüldüm çünkü sizin de anaç bir tarzınız yok ve belli ki eşiniz de merhametli sevgi dolu bi tip değil...Napıyon la totoş nedir, bence bariz gıcık olma ve sevgisizlik örneği...Üzgünüm ama ebeveynler çok değişmiyor yani bu sevgisizlik ve anaç olmama durumu ilerde değişen bişi değil.Naparsınız bilemem de keşke çocuk sahibi olmasaydınız.
Sevgili Koalina’nın konusuna hiç yazmadım.İzlediğim kadarıyla anaç biri değildi ama şu anda gayet de anaçlaşıyor bence.Kocası için aynı şeyi söyleyemiyorum.Çocuk dillenip yürüyünce belki de o bağı kuracak.
 
O günleri atlatmana çok sevindimm 😍😍

Konuna gelince eşin halt etmiş.. sen o dönem bile öyle hissetmene rağmen oğlun için endiseleniyordun.. biraz zamana ihtiyacın vardı herkes bir anda mükkemmel bir anneye dönüşmeni bekliyordu .. bak zamanla ne güzel alismissiniz bir birinize ❤
Eşinize karşı uyarmalarınızda da haklısınız.. 4 aylık bebekle neyin inatlaşmasına girmiş...Tipik erkek çocuk sevme şekli işte onunda babası onu öyle sevmiştir kesin.
 
Yani şöyle söyleyeyim eşimin sadece oğluna depil herkese karşı tavrı bu. İnsan bekliyor ki bebek olunca daha anlayışlı daha sorumluluk sahibi olsun ama hiç bir şey değişmedi onun için. Misal hafta sonu bangır bangır müzik açıyorsa yine açıyor, onun da alışmasını bekliyor bu hayata.
Şu an sıkıldığını söyledi, dönüt alamıyorum, bir şey paylaşamıyorum sadece bakmak da şimdilik sıkıcı. Büyüdükçe konuştukça bağ kurarım ancak diyor.

Belki de öyle olur. Ama kendini şartlıyor. Yani o da seninle benzer süreçlerden geçiyor hissini uyandırdı bende. Sen atlatıyorsun ama o hala atlatamamış.
 
Benim çocuğum olmadigi icin, konunuza yorum yapamam ama sunu gordum uzaktan siz cocugunuzu ileri de cok sevecesiniz.Cok guzel halinden anliyorsunuz ve guzel de ilgileniyorsunuz.İnsAllah tamda istediginiz gibi hayırlı bir evlat olur ailenize 🙏
 
Haklısınız. Esinize sadece bir konuda hakverdim her agladiginda istediğini yapma diyor evet ama onun biraz daha zamani var yani bu zararli davranislar icin ve yiyecekler icin kullanilmali şimdi degil. O daha bebek ve tamam surekli kucakta olmasin zaten ama oyun halisinda oynamak istemiyorsa korkuyor sevmemis vs olabilir daha kucuucuk çünkü.
Bebeğiniz tabi ki babasiyla da vakit geçirmeli yalniz ona yapması ya da yapmaması gerekenleri bebek yaninizda yokken ona güzelce anlatmaniz lazim bebek varken diil çünkü tartışma ortami cocugu hzuursuz eder
Diger bir husus bunu zamanla daha iyi anlarsiniz zararli olan seylere babalar ilgi gostermekten cabuk sıkıldığı icin yapmalari alıştırmaları daha kolay olur ve bebek size tavir alir yani esinizle bu konuda ayni yöntemi uygulamaniz annenin hayir dediğine baba evet dememeli bu otoritede sorunlar yasatir
Cocuk bakimi ve gelisimi ile ilgili esinize bir kitap alin ogrensin bence hakimiyet kurmak adina sizin söylediklerinizi önemsemiyor muhtemelen.
Benim cocuklar 3 yasini gecti bizde tv yasaklandi onlar uyurken acilsa dahi uyandiklari an kapatilirdi.cunku esimle cok konustum bana da hakverdi ikiletmedi akraba ve ya misafir kim gelirse gelsin o tv acilmadi keza zararli diger davranislar da dahil cocugu ikilemde birakacak ya da kullandirtacak hic bir sey yapmadık ki buyuyunce bu durumunuz devam ederse bunu yasayarak sizde tecrube edeceksiniz cocuk bunu cok guzel kullanır
 
Merhaba herkese...
Yaklaşık 4 aylık bir oğlum var. Çocuk sahibi olmak istemezken hamile olduğumu öğrendim ve doğum yapınca depresyonun dibine vurdum. Sevemedim veya öyle zannettim, kabus gibi zamanlar geçirdim. Bu süreçte eşim çok destek oldu keza benim ve onun ailesi de. Zamanla alıştım, sevdim ve eğlenmeye başladım. Tabi bunun için denemediğim yöntem de kalmadı. Velhasıl azıcık burnumu çıkarmışken hemen bana dert olan meseleleri açıyorum. Benzer şeyleri tecrübe etmiş olanlar muhakkak vardır.

Konu eşimin oğluma olan davranışları, hitap şekli. Ben eleştirdiğimde ise aldığım cevap "senin konuşmaya hakkın yok, dün istemediğin bebek için şimdi bana akıl mı veriyorsun" gibi şeyler. Haklı değil, evet istemiyordum ama ilgimi, bakımımı, güzel sözlerimi hiç eksik etmedim. Ben annemden de babamdan da sarılıp öpme gibi şeyler görmedim, ağladığımda teselli edilmedim, başarılı olduğumda takdir edilmedim zaten görevin diyerek geçiştirildim. Bu sebeple işin bu kısmına özellikle dikkat ediyorum şimdiden. Ve tabi ki oğlumla ilgilenirken televizyon açık olmuyor, elimde telefon olmuyor. Bunları artık kilimcinin kör oğlu bile biliyor zannediyorum ama eşimde işler tam tersi. İlgilenme şeklini anlatıyorum size;

Bir elinde telefon diğer elinde çocuğu tutmak şeklinde. Duruyor işte diyor ama telefona kilitlenip kalıyor çocuk.
Sabah 7 gibi uyanınca bazen eşim alıp salona geçiyor ben 2 saat daha uyuyorum. Kameradan baktım ki ne konuşma ne sevme hiç bir şey yok. Televizyonun karşısında salıncağına koymuş, ağzına da emzik hipnotize olmuş gibi bakıyor.
Uyku saati şaşınca çok huysuz oluyor ve ağlama krizine giriyor, eşimden tepkiler " sus lan totoş, zırlama, ne uyuz çocuk oldun" gibi sözler ve hatta ciddi anlamda sinirlenirse küfürler... Zaten ağzı bozuk olduğu için ne dediğinin bile farkında değil çoğu zaman. Ne biçim konuştun diyince ne dedim ki diyebiliyor.

Sıkıldığında veya bir şeyi istemediğinde ı ıh diyor. Misal oyun halısına koyduk anında başlıyor ı ıh ı ıh. Bunun arkası ağlamak yani, defalarca tecrübe ettim, koyma oyun halısına istemiyor. İş krize dönmeden halletmek gerekiyor. Eşiminse ağzına sakız oldu bırak ağlasın, sürekli bununla mı uğraşılır demek. Niye ağlasın yahu? Onu istemediğini daha nasıl anlatsın çocuk dile geldi resmen ama yok. O ağlayacak ama onun istediği olmayacak, ağlayarak istediğini elde edemeyeceğini şimdiden öğrenecekmiş. Böyle bir inatlaşma hali.


Yani benim ilgilenme şeklim ile eşiminki tam tersi ve ben sürekli oğlumla eşim arasında tampon bölge olmak istemiyorum. oğlum da örnek alsın istemiyorum. Ben gün boyu " bal böceğim, minik kuşum, kara oğlum" diye severken eşim "napıyon lan tipsiz" diyor. Ben gün boyu konuşup kitap okuyup ayına uygun oyunlar oynarken eşim ilgilendiği 2-3 saatin büyük kısmında tv izletip telefona baktırıyor.
Daha sayamadığım bir çok şey ama az çok durum canlanmıştır kafanızda.

Bilmiyorum okuyunca nasıl görünüyor ama bana çok yanlış geliyor. Bir arkadaşıma bahsettim "ilgilensin de bırak nasıl ilgilenirse ilgilensin, söylenme, akıl verme" dedi. Böyle mi yapmak lazım? Bu ikilemden oğlum nasıl etkilenir? Ben nasıl düzene sokarım bu durumu? Güvenmeyip hep kendim ilgilensem bu sefer eşim dışarıda kalacak, ona müsaade etsem oğlum etkilenecek, konuşsam anlamıyor konuşmasam çatlıyorum.
Sizi anlamaya çalışıyorum ama bebeğinize çok üzüldüm..Dilerim ortamı her anlamda düzelir :(
 
İlk zamanlarda, anne/baba olarak birbirinizi yeni görevleriniz ile tanıdığınız bu süreçte uyumsuzluk yaşamanız, birbirinizin metotlarını eleştirmeniz ve yanlışları görerek müdahil olmayı istemeniz çok normal Koalina.
Her baba bu şekilde değil elbette ama, bazı babaların, çocuk büyütürken daha relaks olduğunu ve (Bilhassa erkek çocuklarda) daha "Kankamsı" bir moda girdiğini söyleyebilirim.

Eşimle oğlumdan örnek verecek olursam (Ki geçmiş konularımda baya bi höykündüm durdum); eşim vurdulu kırdılı dizilerden hoşlanan ve izlerken kilitlenip kalan bir adam. Sabah kahvaltısına, havaya açılan keleş ateşi sesleri ile oturduğumu filan bilirim, bol sesli şekilde günün her saati dizi-film izleyebilen bir tip-ti. Kendi rahatsızlığımdan geçtim, evde küçük bir çocuğumuz var, bunu göz önünde bulundurmalısın diye defalarca söyledim, "Bir şey olmaz" diye hafife aldı ve ben de baktım baş edemiyorum, "Gece korkarak uyanıyor oğlan, ses var diye ağlıyor" gibisinden bir yalan uydurup eşimin bu silahlı dizi olayının üstesinden geldim.

Balkonun ucunda sigara içer, sandalye çeker, unuturdu ve bende herkesin kçını takip etme tiki başlamıştı. Pencereyi mi açık bıraktı, yine sandalye mi çekti bir tarafa diye huzursuzdum, oğlanın koltuklara-sandalyelere tırmanabildiği ilk zamanları yaşıyorduk. Pek çok kez uyardım "Bak çocuk düşer uçar bir şey olur, seni asla affetmem beni de kaybedersin biteriz, beni bırak kendini yer bitirirsin suçluluk duygunla; dikkat et, maksimum dikkat, bu evde küçük çocuk var sandalye u-nu-ta-maz-sın, unutma lüksün yok!" diye. Adam tamam dedi ama yok yani, nasılsa Gangsta her daim tetikte ya, rahat... Ben de korkuttum adamı sandalyeyi unuttuğu gün; "Oğlanı sandalyenin üzerinde yakaladım, tuttum" dedim küstüm günlerce tribini attım. Şimdi balkona sandalye çıkarmıyor, bk gibi rengi atmıştı öyle anlatınca.

Baktın çocuğa sakıncalı bir şeyler içinde ve bunu reddediyor, farkında değil; konuşarak, güzelce söyleyerek çözemiyorsun; sanki "Oluyormuş gibi, olası sonuçları" aktar, kiminin kafasına öyle dank ediyor.
Çok haklısınız. Erken yaşta televizyona maruz kalan bebekler de otistik olma ihtimali artıyor. Bununla ilgili kısa bilimsel bir yazı okuyabilirsiniz.
Bir de lohusa depresyonunu okuyunda yüzünüze vurup durmasın.
 
Back